*⁠.⁠✧. -2- .✧.*

6.4K 399 64
                                    

06.03.23

İkinci bölüm:
'Kaçış ve yakalanış'

ᕙ 🍁 ᕗ

Korkudan kalbim deli gibi çarparken, derin derin nefesler alarak "Bu taraftan gerizekalı!!" diye bağırdım Bora'ya doğru. Hemen ardından Arya'nın elini sıkıca tutup koşmaya devam ettim. Bizi buraya sürükleyen Bora salağı çığlık ata ata peşimizden geliyordu.

Onun yüzünden koca kurt sürüsü peşimize takılmıştı. Gerçi Bora kadar bizde hatalıydık. Kim kışın ortasında tatile çıkardı ki?

Bir kurt olduğunu görmüştük ama Bora'nın çığlığından sonra bütün sürü bir anda peşimize takılmıştı. Hemen arkamızda hırıltılı nefeslerini duymak daha da hızlanmamıza sebep oluyordu.

Ama içlerinden biri eksikti, benim gördüğüm kurt görünürde değildi ve sanırım yerinden hiç kıpırdamamıştı. "Sancak! Beni bekle lan!" diye bağırdı Bora boşta ki koluma sarılarak.

Vücuduma yayılan telaş ve korku ile sesim çıkmaz iken Bora'yı da peşimden sürükleyerek koşmaya devam ettim. Garip olan kurtlar normal boyutlarına göre daha büyüktüler, bu yüzden ne kadar hızlı koşarsak koşalım iki dakika sonra dibimizde bitiyorlardı.

Hayatımda ilk defa -daha önce belgesellerde normal boyutlarını duymama rağmen- bu kadar büyük kurtlar görüyordum.

Saniyeler sonra sessiz ve korku dolu bir şekilde "Sancak çok korkuyorum" diye mırıldandı Arya. Kısa bir an sulanmış gözlerine bakarak hızımı arttırdım. "Korkma, kurtulacağız! Deyyuz Bora! Tatil yeri diye kurtların ağzına soktun bizi!" diyerek ağaçların arasına daldım. Her ne kadar kötü bir fikir gibi gözüküyor olsa da, tek seçeneğimiz buydu.

Karanlık olduğu için önümüzü tam net seçemiyorduk bile...

Arya ile ellerimiz ayrılırken Bora benim önüme geçerek, ayaklarını götüne vura vura koşmaya devam etti. "Ben ne bileyim oğlum! Kaybolacağımız aklıma gelmedi! LANN!" Konuşmanın sonunda dehşet içerisinde bağırarak koşan Bora'nın baktığı yöne bakarak gözlerimi pörtlettim.

Şuan birkaç adım gerimizde iki gri kurt vardı. "Bora!" diye bağırdım hemen. Ona birşey olursa anneannem beni yaşatmazdı. "Geliyorlar!" Gerçi ailemin beni pek sevdiği söylenemezdi ama, en azından anneannem Bora ve beni sevmeye çalışıyordu.

"Gel buraya!" dedim, hızlı bir şekilde Bora'nın kolunu tutacağım sırada gözüme ilişen kurt ile korkuya kapılıp Bora yerine Arya'nın koluna asılıp Bora'dan ayrıldım. Hassiktir...

Gözlerim daha ne kadar açılacağını bilemezmiş gibi kocaman olmuştu. Korku adeta tırnak uçlarıma kadar işlemişti. "SANCA!-" Bora'nın sesi kesilirken kısa bir an arkama bakmak gibi bir hata yaptım. Kurtlardan biri Bora'nın ayak bileğinden tutmuş sürüklüyordu.

Eğer, eğer telaşa kapılmadan onun elini tutsaydım böyle olmayacaktı. Yüreğime ufak bir kor ateşi değmiş gibi korkudan elim ayağım tutuldu. Biz bitmiştik...

"Sancak! Bora!" diye bağırdı Arya. Ağlıyordu, bakışlarımı bir daha arkaya çevirmemek üzere önüme döndüm. Hayatımda beni seven az kişi vardı ve birini daha geride bırakmıştım.

Arya her ne kadar benden pek haz etmese de, ailemden birini daha kaybetmemek adına tutarsız bir karar vererek koşmaya devam ettim. "Artık çok geç!" dedim, elini daha sıkı tutarak dallara çarpa çarpa hızımı kesmeden ilerledim. Birini daha kaybetmemek uğruna Bora'yı unutmayı seçmiştim.

Gözlerim yavaş yavaş boğazıma oturan yumru ile dolmaya başlamıştı. Sanırım herkes kendi canının derdindeydi...

Düşüncelerim bir anda dengemin dağılması ile son buldu. Ağaçlarla kaplı, dar bir alanda bir anda sert bir şekilde yere çakıldım. Ve böylelikle hayatımın geri kalanını da kaybetmeyi seçmiştim sanırım. "Hayır hayır!" diye ağlaya ağlaya, beni kollarımdan çekerek ayağa kaldırmaya çalıştı Arya. Yüzüm buruşurken ayağa kalkmaya çalıştım. Muhtemelen ayağım burkulmuştu. Yolun sonuna gelmiştim.

"Git Arya!" dedim yerimde sendelerken. Benim Bora'yı bıraktığım gibi onunda beni bırakması lazımdı. Birimiz değil hepimiz bencil olmalıydık. Böyle bir durumda elimizden ancak bu kadarı çıkabilirdi. "Hayır!" diye itiraz ederek tuttuğu kolumu kendine doğru çekti. Onu hafifçe iterek tekrar bağırdım. "Git buradan!"

"Olma-"

"Geliyorlar Arya! Yalvarırım git! Beni taşıyamazsın!" diyerek kestim sözünü. Ayağım ağırıyordu ve bedenim onun taşıması için oldukça ağırdı.

Bakışları arkaya kayarken kolumu yavaşça bırakıp yutkundu. Gözleri önünden, yaşadığımız kavgalı anılar geçip gitmişti sanırım. "Bunun böyle olmaması gerekiyordu Sancak, ben-" diye mırıldandı geri geri adım atmaya başlarken. Özür dileyecek zaman mıydı Arya! Git artık!

Gülümsedim. "Koş Arya! Koş!" diye bağırdım. Sendeleyerek yürürken Arya ağlayarak koşmaya başlamıştı. Bakışlarım arkamdan gelen hırıltılı nefeslerin sahiplerine dönerken kaçamayacağımı bile bile yürümeye çalıştım.

"Sancak!" diye bağırdı Arya sesinde hüzün ve dehşetin karışımı vardı. Kurtlar tam ensemdeydi. Kaşlarım çatılırken "Kaç dedim sana!" diyerek bağırdım üzerine doğru. Arya ağaçların arasına karışırken sendeleye sendeleye açık bir alan aramaya çalıştım.

Kurtların adım sesleri ortalığı yakıp yıkarken bakışlarımı etrafımı sarmış olan seslerin sahiplerini görmek adına etrafta gezdirdim. Adım sesleri yaklaşırken bedenimi hızlı bir şekilde boş bir ağaç gövdesinin altına ittim. Onlara yem olmaktansa soğuktan ölmeyi tercih ederdim...

Kafamın içinde aynı uğultu sesi tekrardan oluşurken yavaşça yere çöktüm. Ya soğuktan yada kurtlar tarafından parçalanarak ölecektim. "Neden?" diye mırıldandım.

Neden bunlar benim başıma gelmişti. Dolu gözlerim ağaçların arasında gezerken aynı kızıl gözler, aynı siyah kürk karşılamıştı beni. Şimdi hapı yuttuğumun bir işareti miydi bu?

ᕙ 🍁 ᕗ

NiaRex olarak iyi okumalar dileriz!

Bölüm sonu

Kar Koynunda | Omegaverse -1- Where stories live. Discover now