ASİ

Autorstwa siyahkelebekligece

134K 6.3K 875

GÖLGE TİMİNİN GECE ÜSTEĞMENİ Więcej

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7. BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14.BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21.BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM

5. BÖLÜM

6.7K 274 39
Autorstwa siyahkelebekligece




İnsan en çok kime güvenir. Onu doğduğundan beri koruyup kollayan ona hayatın tüm zorluklarını görmesini engelleyen babasına mı yoksa tüm sevgisini verip merhametle büyüten annesine mi aynı kandan olun kardeşine mi aynı kandan olmasa da kardeşinden farksız olan can dostuna mı ?

Çok sevdiğim ama ömrümde çok az gördüğüm dedemin bir sözü vardı insan çiğ süt emmiş kızım kimseye güvenme sırrını açma derdi. Zaten benim de güvenebileceğim kimsem yoktu.

Babam, Annem , Kardeşim , dostum kimsem yoktu. Hem öksüz hem yetim hemde kimsesizdim. Çok acımasız bir durumdu bu kimsesiz olmak kimseye ait hissedememek açık tabirle çok boktan bir şeydi.

Bir kere ben birine nasıl güvenilir nasıl sevilir bilmiyordum ki hep güçlü durmaya çalışmış acılarımı kimseye göstermemiştim ta ki Yüzbaşı Kurt ile tanışana kadar. Nasıl olduğunu bile anlamadan  sıkı kalın halatlarla ona doğru çekiliyordum.

Hayata karşı hep baş kaldırmış Asi, adımla değil daha çok soyadımla anılırdım. Bana herkes Asi derdi işim emirleri yerine getirmek olsa da ben genelde hep baş kaldırışımla bilinirdim. Öleceğimi bilsem de boyun eğmezdim. Eğmedim de şimdi ise ilk defa birine boyun eğdiğimi hissediyorum.

Şu an karşımda boş gözlerle albayı dinleyen adama tutulduğumu hissediyorum. Onun yanında 3 yaşındaki o öksüz yetim çocuğa geri dönüyordum. En sevdiği oyuncağı elinden alınmış hep örselenmiş dövülmüş küçük kız çocuğuydum yıllar sonra

Elini kaldırıp saçlarımı okşayıp geçti dese beni alıp göğsüne bastırsa sanki tüm acım kederim bitecekmiş gibi ama bir yandan da ölesiye korkuyordum.

Şu zamana kadar ölüm ile sürekli burun buruna olan ben onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Gider ve bir daha gelmezse yıkılıp bir daha ayağa kalkamazdım ona bağlanırsam ve o da herkes gibi beni yüz üstü bırakırsa bunu kaldırabileceğimi zannetmiyordum. Dışarıdan karakter olarak güçlü olsa da içim de bir o kadar güçsüzdü ona bağlanır ve yüz üstü bırakılırsam yaşamak için bir sebebim kalmaz gibiydi sanki

Bu yüzden ona bağlanmamalı uzak durmalıydım. Kalbim bunun imkansız olmayacağını bana her yaklaştığında söyle de beynim onun tam tersini düşünüyordu. Kesinlikle ondan uzak durmalıydım.

Kapının açılması ve içeri heybetli ve yüz hatlarından anladığım kadarıyla oldukça ciddi bir adam girdi. Albay ayaklanınca tim olarak bizde ayaklanıp onu izlemeye başladık

Albay elini uzatıp " Merhaba sayın savcım ben Albay Şükrü Karaaslan " savcı olduğunu öğrendiğim adam önündeki eli kavrayıp

" Terörle mücadele Cumhuriyet Savcısı Alp Tekin memnun oldum Albayım "

" Bende memnun oldum savcım seni gölge timi ile tanıştırayım" elini bize doğru uzatıp savcının oturması için sandalyeyi gösterdi. Yüzbaşı elini uzatıp

" Yüzbaşı Asrın Kurt memnun oldum " ona karşılık olarak kafasını eğip elini sıktı " Bende memnun oldum yüzbaşım Kurt ile tanışmak benim için  büyük Onur " Yüzbaşı kafasını eğip yerine oturdu. Bugün diğer günlere göre daha soğuk duruyordu. Ondan boşalan alana ben geçip elimi uzattım " Üsteğmen Gece Asi memnun oldum Savcım " önce elime elimden sonra ise kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı.

Elimi tutup gülümseyerek konuştu. " Memnun oldum Üsteğmenim gölge timine geldiğini duymuştum, gölgeye çok şey katacağına eminim çok yakışmışsın buraya başarılarından haberdarım yakından takip ediyorum seni" söylediği sözler odada bomba etkisi yaratırken yanımdaki dev huzursuzca kıpırdandı. Gözlerim albayı bulduğunda oturduğum sandalyeyi gösterip oturmamı işaret etmişti. Kafamı sallayıp elimi elinden çekmek için bir hamle yaptım ama elimi o kadar sıkı tutuyordu ki hamlem sonuçsuz kaldı.

" Saolun savcım müsadenizle "

" Haa tabi tabi dalmışım kusura bakma " elimi kurtarıp yerime oturdum. Yanımda oturan yüzbaşının sinirli soluklarını duyabiliyordum.

" Teğmen Pusat Kale memnun oldum savcım "

" Bende memnun oldum pusat keskin nişancılıktaki marifetlerini çok duymuştum görmek için sabırsızlanıyorum" pusat kafasını sallayıp yerine oturunca Onur elini uzatıp savcının elini kavradı.

"Teğmen Onur Siyah memnun oldum savcım"

" Onur lakabın gibi siyah ve tehlikeli gözüküyorsun seninle de çalışmak için sabırsızlanıyorum" Onur kafasını sallayıp yerine oturdu. 

"Astsubay Başçavuş Hasan Melek memnun oldum savcım"

" Hasan Başçavuşum bende memnun oldum elinden ne uçan nede kaçan bomba kurtuluyormuş eline sağlık "

Hasan abi başını sallayıp " Saolun savcım " dedi.

" Astsubay Başçavuş Yusuf Ak memnun oldum savcım "

"Yusuf Allah tamamını erdirsin düğününe yetişemedim kusura bakma "

" Saolun savcım Allah razı olsun"

" Astsubay Kıdemli Üstçavuş Akif Dağ memnun oldum savcım"

"Memnun oldum Akif " eliyle pusatı gösterip " Kardeştiniz değil mi Pusatla "

Biraz afallasa da kafası sallayıp gülümseyerek pusata bakmıştı Akif hepimizi bu kadar iyi tanıması beni biraz huzursuz hissettirmişti.

Albay herkes oturunca " Evet savcımız kulaksız için geldi buraya bu davanın savcısı olarak atandı bizimle çalışacak bazı köylere saldırı oldu ve bunun başında yine bu piç herif var bu ara çok sesi çıkar oldu bu herifi artık bulup sesini kesmeliyiz " savcı kafasını sallayıp dikkatle albaya baktı.

" Kesinlikle haklısınız albayım bu adamın eli kolu tahminimizden daha uzun kesinlikle askeriyede köstebeği olduğunu düşünüyoruz. Herhangi bir saldırımızda ya oradan gitmiş oluyor yada bir şekilde engelliyorlar. Güçlü bir para kaynağı olmalı bu kadar hızlı yükselmesi başka türlü açıklaması olamaz ve adam gerçekten çok zeki eski bir asker olması işimizi çok zorlaştıracak ama bir yerde açık verecektir. " bende kafamı sallayıp konuştum

" Köstebeği olduğunu düşünüyorsanız buraya geldiğinizden ve bizimle beraber çalışacağınızdan haberi vardır. Size saldırabilir." Albay bana doğru kafasını sallayıp

" Evet Gece bu yüzden savcının yanında bizden birisi  olacak yüksek ihtimalle Pusat  " savcı kafasını hızla albaya doğru çevirip elini kaldırdı.

" Hayır Albayım Pusat bu görev için uygun olmaz bence Gece daha uygun " bu sözleri ile timdeki herkes ve tabi ki ben ona dehşet olmuş suratlarla bakmaya başladık. Bu adamın derdi neydi ve timden özellikle de benden ne istiyordu. 

" Asi olamaz savcı onun sizin yanınızda olması direk hedef olması demek " savcı kaşlarını çatarak bana baktı

" Ne yani Yüzbaşım Gecenin beni koruyamayacağını mı düşünüyorsun hem de senin timinin ikinci komutanıyken " Onu en zayıf yerinden timinden vuruyordu ve bu onun hiç hoşuna gitmemiş olacak ki kaşlarını mümkünmüş gibi daha çok çattı.

" Benim askerim , benim timinin üsteğmeninden bahsediyoruz savcı yanınızdan kuş bile uçurmaz şüphem yok ama kulaksızın asiden haberi olması demek direk onun üstüne oynaması demek bu ikinizi de tehlikeye atar."

Benim yüzüme bir kere bile söylediği sözleri bugün tanıştığı adama söylerken kendinden oldukça emindi. Şu anki olaydan kopmuş sadece onun benim hakkımdaki sözlerini dinlemek istiyordum. 

Bu sırada savcının gülen sesi duyuldu. " Belki de ben bunu istiyorumdur. Gecenin dikkat çekmesi hem de kulaksızın dikkatini çekmesi hata yapmasını sağlayacaktır" Yüzbaşı hızla oturduğu yerden kalkarak elini savcıya salladı.

" Hayır asla izin vermiyorum askerimi kullanmana izin vermiyorum savcı git başka bir kadın bul benim askerim olmaz" kalbim endişeyle kasıldı karşısında bir cumhuriyet savcısı duruyordu ve bu dev ayağı kalkmış savcıyı tehdit ediyordu hem de benim için ortam bir anda gerilirken savcı hariç herkes ayağa kalktı o hala yerinde oturmuş pis pis gülmeye devam ediyordu. Allah aşkına bu adamın derdi neydi.

Pusat asrının yanına gitmiş kulağına bir şeyler söylüyor ama o onu duymuyormuş gibi sert gözlerle savcıya bakmaya devam ediyordu. Bir elim ağzıma giderken tırnağımı yemeye başladım stres anında hep bunu yapardım. Arkamda heybetli bir beden hissettiğimde hasan abi bana bir abi edasıyla göz kırptı. Tam arkamda duruyordu. Savcıya göz dağı verir gibi koruyucu edayla eli koluma gitti ve hafifçe kendine doğru çekti. Akif pusatın yanına adımlamış Onur ve Yusuf ise benim hemen yanımda duruyordu.

Hepsine minnetle baktım beni kolay kolay yem etmeyeceklerini gözleri ile savcıya resmen haykırıyorlardı.

Albay ise yüksek sesi ile konuştu." Asrın yukardan bu yönde emir gelmiş benim de şimdi haberim oldu başka bir ihtimalimiz yok " Bana dönüp " Kızım endişelenme her adımınızda yanınızda olacağız onlar sadece seni görecek ama biz hep etrafında olacağız " ben kafamı sallarken asrın da burun kemerini sıkarak ağzından duyamayacağımız şekilde bir şeyler geveledi.

Savcı bütün timde gözlerini gezdirerek benim üstümden durdu .

" Geleli daha kısa bir süre olmuşken kendini nasıl bu kadar sevdirdin anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu eminin farklı yöntemlerin vardır" gözlerini yavaşlıkla bedenime çevirip aheste aheste süzdü.
" Gerçekten yüzün kadar fiziğinde dikkat çekici" bu bardağı taşıran son damlaydı karşımdaki adam ne diyordu böyle gözlerimden şimşekler çıktığını gördüğüne ve bunla eğlenir gibi güldüğünü gördüğümde hızla öne doğru atıldım. Bu hamlemi bekliyormuş gibi Onur kollarımdan kavrayıp durdurdu.

" Ne diyorsun lan sen beni neyle itham ettiğinin farkında mısın haddini bileceksin duydun mu beni haddini bileceksin bir daha o gözlerin bedenime düşsün oyarım o gözleri " Ben Onurun kollarında çırpınarak bağırırken ortalık iyice karışmış herkes savcıya doğru birer adım atmıştı.

Birden onurun kolları arasından çekildim ve daha güçlü kollara ve daha sert bir göğse yaslandım. Bu kokuyu biliyordum bu ömrümün sonuna kadar koklasam sıkılmayacağım tek kokuydu bu sert beden ömrümün sonuna kadar yaslansam da sıkılmayacağım tek bedendi.

Vücudum anında gevşerken karnıma giren sancı ile iki büklüm oldum. Elim karnımda yüzüm acıyla buruşmuşken tekrar sancının girmesi ile ağzımdan bir inleme firar etti.

Dev endişe ile bedenimi tek koluna alarak bir eli ile yüzümü kavradı. " Asi ne oldu iyi misin " gözlerim gözleri ile buluşurken gözümden bir damla yaş düştü. Sanki bu onun kalbine düşmüş gibi yüzünü buruşturdu ve kimse görmeden hızlıca sildi o sırada hızla gözlerim kararırken bedenimi onun kollarına doğru bıraktım.

Odanın içi resmen mahşer alanına dönmüştü benim bedenim hızla havalanırken uğultular duyuyordum sadece bağrışmalar adım sesleri yükseliyor ama ben hiç bir şeye tepki veremiyordum bedenim resmen kendini kapatmıştı. Karnımdaki şiddetli ağrı artarken ben kendimi acı eşliğinde güçlü kollara bıraktım.

......

Başımdaki şiddetli ağrı gözlerimi açmamı engelleyecek kadar büyüktü. Resmen başım çatlıyor bu ağrı nefes almamı engelliyordu.

Gözlerimi hafifçe aralayıp etrafa baktım. Boş bir odada kolumda serumla yatıyordum. Başımdaki inanılmaz ağrıya karnımdaki ağrı da eşlik ediyor ben buradayım  diye bağırıyordu.

Bayılmıştım , güçsüz bir kız gibi duyduğum ağır kelimelerden sonra bayılmıştım. Bir elimi anlıma sert bir şekilde vurdum. Bana tek bir hatanda seni buradan gönderirim diyen komutanımın kucağına bayılmıştım. Üstelik bir savcıyı da tehdit etmiştim.

Siktir.
Koca bir siktir.

Kesin beni gönderecekti. Bana söylediği ağır sözlere rağmen böyle davranmamalıydım. O bir Cumhuriyet savcısıydı bende bir Türk askeri ne olursa olsun ona böyle davranmamalıydım ama bu yaşıma kadar tırnaklarıyla gelmiş bana böyle bir imada bulunması cinlerimi tepeme getirmişti. Hızlı bir soluk verdim. Bu sırada kapı açılmış önce heybetli bedeni ile yüzbaşı arkasından da tüm tim içeriyi girmişti. Hızla ayaklanmaya çalıştığımda yüzbaşı eliyle yatmamı işaret edip sandalyeye oturmuştu. 

Akif hızlıca yanıma adımlayıp " Komutanım iyi misiniz ne oldu size birden öyle kendinizi nasıl hissediyorsunuz" gülümsemeye çalışarak diğerlerinde de baktım.

" İyiyim saolun arada çok nadir oluyor bu bir tane böbreğim yok diğeri de vücuduma göre küçük kaldığı için bazen inanılmaz ağrılar oluyor ve bedenim bu acıya dayanamadığı zaman geliyor bu durum başıma " odadaki herkes dikkatle bana bakıyordu. Gözlerinde merhamet olarak adlandırabileceğim duygular belirdi bir kişi hariç o hala sinirli ve her an birini parçalayacakmış gibi duruyordu.

Pusat elinde bir su bardağı ile yanıma gelip başımı kaldırarak bana suyu içirmiş sonrada yattığım yatağın yanına oturmuştu. Ona minnetle bakıp elimin birini ağrıyan karın boşluğuma götürdüm.

Onur hızlı el hareketleri ile " Bu meredin bir ilacı falan yok mu hep böyle acı mı çekiyorsun" kafamı sallayıp gülümsedim

" Acıya beden bir süreden sonra alışıyor ama bu bayılma durumu için ilaç kullanıyorum ilacım bitmişti. Merkeze indiğim de de eczaneye baktım ama burda bulamadım " yüzbaşı kafasını hızlı bir şeklide bana çevirip

" Kimseye niye söylemiyorsun bu durumu bir şekilde bulurduk bana hemen adını ver"  bu adamın tek işi kızıp bağırmak mıydı Allah aşkına sert  yüzü hiç yumuşamıyor her gördüğümde bağırıyordu.  Kafamı ona doğru sallayıp konuşan Hasan abiye çevirdim

" Komutanım peki bir böbreğiniz niye yok doğuştan mı " bu soru beni eski 12 yaşındaki minik kız çocuğuna tekrar döndürmüş biraz durgunlaşmama neden olmuştu. Sertçe yutkunup kimseyle göz teması kurmadan konuşmaya başladım

" 12 yaşındayım. Ailem trafik kazasında vefat ettikleri için amcamın yanında kalıyordum. Beni çok sevmezi  bir gün çok içip eve geldiğinde beni döveceğini anlayıp evden kaçtım. Sonra kaçırıldım ve uyandığımda böbreğimin biri yoktu" başımı kaldırıp onlara baktığımda bana küçük kıza bakar gibi bakıyorlardı. 

Yusuf aramızda en duygusal olanıydı. Kalıplı bedeni sert yüz hatları olsa da ufak bir olayda gardını indiriyor koca bedenine nazaran ruhu sanki çöküyordu.  Onun da yaşadığı şeyler olmalıydı büyük ihtimal travmaları vardı bu yüzden psikolojisi kötüydü.

Yüzbaşı Akife bakarak Yusuf'u işaret etmiş. Akif'te Yusuf'u alarak bana da bol bol geçmiş olsun diyerek odayı terk ettiler. Pusatın konuşma ise elimde olan bakışlarımı ona çevirdim.

" Komutanım  savcıyı koruma olayı hala gündemde kulaksız denen bu orospu çocuğundan bir mesaj geldi çoktan senden haberi olmuş. Bu durum elimizi kolumuzu bağladı" ben onu kafamı sallayarak dinlemiş bir şey söylememiştim. Korurdum elbet emir demiri keserdi böyle emir geldiyse gerekirse canımı bile verirdim.  Yüzbaşı sinirle konuştu.

" İşte tam olarak bundan bahsediyordum asi adının cinsiyetinin duyulması bile seni direk hedef  haline getirdi." bende aynı sertlikle cevap verdim.

" Bu benim problemim değil farkında mısınız ben sadece  mesleğimi yapıyorum. Hem ben mi istedim böyle olsun yukardan böyle emir geldiyse kim karşı gelebilir buna"  elimle Pusatı gösterip

" Aynı şey pusatın başına da gelecekti onu da hedef olarak seçeceklerdi kendimi ve savcıyı koruyabilirim siz bana inanmıyorsunuz biliyorum ama daha önce de böyle görevlerde yer aldım yapabilirim " hiddetle ayağa kalkıp bana doğru bir adım attı.

" Sana inanmıyorum diye bir şey çıkmadı ağzımdan lafları çarpıtma " bende oturduğum yerden doğrularak kolumdaki serumu çekerek çıkarttım. Onun gibi bir adım atıp ona yaklaştım.

" Lafları çarpıttığım falan yok buraya geldiğimden beri bana bir kere olsun güvenmediniz ve beni buradan göndermek için her şeyi yaptınız " elini bana doğru sallayarak

" Elimden gelen her şeyi yapsam burada olmazdın asi kendini çok büyük görme " diğerlerini unutmuş resmen birbirimizle atışıyorduk her zamanki gibi zaten biz konuşmaya başlayınca sonu hep böyle bitiyordu.

Biz konuşmadan gözlerimizle kavga etmeye devam ederken Pusat hızla aramıza girmiş

" Asrın savcı geldi sakinleşin " o konuşmasını bitirir bitirmez savcı içeriye girmiş odadaki herkese bakmış en son benim üzerimde durmuştu. Yüzbaşı önüme geçip benim görüş alanımı kapatmıştı ben sadece şu an sert sırtını görüyordum.

" Artık üsteğmenin önüne geçmeseniz mi ha gençler o da fikir beyan etse konuşmaya hakkı var bence müsaade edin özür dileyeyim . " Neyden özür dileyecekti bana herkesin içinde yaptığı imalardan sonra ne özüründen bahsediyordu bu salak savcı , önümdeki beden kasılarak bir adım yana doğru kaydı ama uzaklaşmadı bana baktı bu bakış ben senin yanındayım bakışıydı. Önünden çekiliyorum ama yanındayım.

Savcı bir adım bana yaklaşmış " Gece ben böyle bir şey söylemek istemiştim sen beni yanlış anladın özür dilerim" Kafamı sanki önemsiz bir şeymiş gibi salladım.

" Benim için bu sözleriniz bir ifade etmiyor sadece görev icabı yanınızda sizi koruyacağım başka bir şey yoksa odama gitmek istiyorum" kafamı yüzbaşına doğru çevirip

" Müsadenizle komutanım" hızlı adımlarla odadan çıkıp kendimi bahçeye attım. Banka oturup sigaramı yaktım. Yine sigara dumanıyla kafamdaki düşünceleri silmeye çalışıyordum. Hangi ara bu kadar güçsüzleşmiştim.  Hayalini kurduğum buraya gelmek için yanıp tutuştuğum yer bana hiç iyi gelmemişti. İlk defa pes etmeyi düşünmeliydim. Belki de  her şey daha bok olmadan gitmeliyim buradan daha fazla kapılmadan gitmeliyim.  Ben düşüncelerimin içinde boğulurken ne ara yanıma geldiğini görmediğim asker tekmil verdi.

" Komutanım albay sizi çağırıyor" kafa sallayıp albayın odasına gittim. İçeriye girdiğimde savcı dahil olmak üzere tüm tim buradaydı.

" Üsteğmen Gece Asi Ankara emret komutanım" rahat komutu verip benim oturmam için işaret vermişti. Yerime oturunca time baktım bir sorun var gibi gözüküyordu kimse bana bakmıyor öfkeyle masanın üstünde yeni fark ettiğim kutuya bakıyorlardı.

" Gece iyimisin sen durgun gözüküyorsun" abi olarak gördüğüm beni koruyup kollayan sahipsiz bırakmayan adama gülümseyip. 

" İyiyim komutanım saolun  " elimle kutuyu gösterip " Bu nedir " Albay Akife bakmış Akif de ayağa kalkıp kutuyu bana verip tekrar oturmuştu. Albaya baktım ve kutuyu açtım.

Gördüğüm şey vücudumdaki tüm kanı yüzümde toplanmasını sağlamıştı. Odanın içinde çıt çıkmıyordu.  Kutunun içinde iç çamaşırı takımı vardı onun altında da düğünde çekilmiş benim fotoğraflarım

Kutunun en altında da bir not kağıdı kutuyu kapatıp fotoğrafları ve not kağıdını elime aldım.

" Güzel gözlü Gecem

Bu takımı senin üstünde görmek için sabırsızlanıyorum.

Savcıdan uzak dur minik kızım ki sana zarar vermek zorunda kalmayayım

Seni elime geçirip tadına bakmak ve seni işkence çekerek öldürmek için gün sayıyorum

Celladın Kulaksız "

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

1.1K 129 15
Hümeyra'yı savaşta tek bırakmayıp evlat edinen iki oğlundan ayırmayan Kaan Karahanlı , küçük kızı pamuklar içinde, üstünde titriyerek büyütür doktor...
1.3M 88.2K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
2.1M 115K 46
Acıları henüz çok yeniydi. Asla eskimezdi ki zaten. Hep yenileri açılırdı yerine. Bir anda her şeyin boşa olduğunu öğrenmişti ama o. Acılar, ağrılar...
Ben Kimim Autorstwa 🌊

Dla nastolatków

598K 36.9K 29
"Geçimsizim bugünlerde Kimsesizim bu yerlerde Değersizim bu ellerde Gölgesizim her gün her yerde.." Kulaklarımdan girip ruhuma sızan eşsiz melodiyi d...