SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

By audrisimpavi

62.8K 8.7K 12.7K

Karanlık Lord, 31 Ekim 1981 gecesi Harry Potter'ı öldürüp kehanetten kurtulmaya çok hazırdı. Onun planlarını... More

açılış
karakterler
⚵1 - sonsuzluk anlaşması.
⚵2 - hogwarts, ikinci yıl.
⚵3 - hogwarts, üçüncü yıl.
⚵4 - yuvaya dönüş.
⚵5 - profesör vandeleur.
⚵6 - kazanlar ve itiraflar.
⚵7 - ateş kadehi.
⚵8 - şampiyonlar.
⚵9 - göl kenarı.
⚵10 - ejderhalar.
⚵11 - ilk etap.
⚵ 12 - affettirme çabası.
⚵13 - hogsmeade'de bir gün.
⚵14 - kavalye sorunu.
⚵15 - noel balosu.
⚵16 - harry'nin hatası.
⚵17 - cedric'in teklifi.
⚵18 - üç adam.
⚵19 - alora'nın sevgilisi.
⚵20 - cedric ile hogsmeade.
⚵21 - patronus.
⚵22 - ikinci etap.
⚵ 23 - söylenenler ve gözlemler.
⚵24 - yeni düzen.
⚵ 25 - toplantı sonrası.
⚵ 26 - harry'nin patronusu.
⚵ 27 - üçüncü görev.
⚵28 - en değerli iki parça.
⚵29 - yaz günleri.
⚵ 30 - yeni arkadaş.
⚵ 31 - müzik odası.
⚵ 32 - fotoğraf.
⚵ 33 - doğum günü.
⚵34 - plan değişikliği.
⚵35 - yılanlar.
⚵36 - pierre ve sirius.
⚵37 - alora'nın kıskançlığı.
⚵39 - harry'nin gidişi.
⚵40 - claudia.
⚵41 - depresyon.
⚵42 - yanan tren.
⚵43 - mektupların getirisi.
⚵44 - evine hoş geldin.
⚵45 - kartlar açık.
⚵46 - yüzleşme.
⚵47 - pierre'in hayatı.
⚵48 - intikam al.
⚵49 - ortak salona dönüş.
⚵50 - voldemort'un sırrı.
⚵51 - korkak mı cesur mu?

⚵38 - tatsız kutlama.

753 131 350
By audrisimpavi

"Potter, Snitch'i tutuyor. Gryffindor kazandı!"

Alora, bu anonsu duymaya alışıktı. Alışmış olmasına rağmen duyduğu her seferinde gururlanmasına engel olamazdı.

Harry ile asla bitmeyecek bir gurur duyuyordu, hem de hayatının her alanında.

Ona şu an ne kadar kıskançlığından ötürü kızgınlık dolu olursa olsun gururlanmadan edemiyordu.

Gryffindor takımı Hufflepuff'a karşı kazandığı zaferi kutlamak için her zamanki gibi kulede toplanmıştı ve ufak bir kutlama yapıyordu.

Alora, Hermione ve Ginny ile sohbet ederken gözleriyle Harry'yi arıyordu. Onu maçtan beridir görmemişti ve merak ediyordu nerede olduğunu.

"Geriye Ravenclaw maçı kaldı, onu da kazanırsak şampiyonuz." dedi Ginny. Kızıl saçlarını at kuyruğu yapmıştı. "Ki kazanırız, bu yıl da takım çok iyi."

Alora buna katılıyordu. Gryffindor takımı oldukça iyiydi ve daha önce maç kaybettiklerini hatırlamıyordu.

Harry'yi görmek için bir kere daha bakındı etrafına Alora ve nihayet dağınık siyah saçları uzaktan olsa dahi gördü.

Yanında ise Delilah vardı. Kaşlarını çattı sinirle. Son zamanlarda her yerden çıkıyordu bu sarışın gıcık kız.

Harry onunla gülüp konuşurken Alora kıskançlığın vücudunda kıvranmaya başladığını fark etti. Dişlerini birbirine bastırmıştı. 

Neden bu kadar yakın olduklarını anlayamıyordu. Nasıl bu kadar yaklaşmışlardı birbirlerine? Harry ondan ve Hermione'den başka kızlarla bu kadar samimi olmazdı ki. Delilah'ın farkı neydi ve bu kadar yaklaşmayı başarabilmişti?

Sinirle önüne dönerken Hermione onun mavi gözlerindeki fırtınayı fark edip kaşlarını çattı. Alora hala yan gözle ikiliyi incelerken bakışlarını takip eden Hermione de Delilah ve Harry'yi görmüştü.

Alora'nın bakışlarındaki fırtınanın kıskançlıkla bağlantılı olduğunu fark edince ona dönerek "Sıkma canını, takım arkadaşıyla konuşuyor sadece." dedi.

Ginny bir Alora'ya bir Hermione'ye bakarak neler olduğunu anlamaya çalışırken Alora omuzlarını düşürdü. "Birkaç zamandır sürekli birlikteler, farkında değil misin?"

"Onları Harry'nin çevresine sokan sensin." dedi Hermione hiç çekinmeden. "Senin sayende yakın oldu kız ona."

Alora kaşlarını çatarak birkaç saniye öylece durdu. Hermione'nin dedikleri zihninde yankılanırken Claudia ile yakın olduğu anda Delilah'ın Harry'nin hayatına girdiğini fark etti.

Zamanlama oldukça tesadüftü, tesadüf olamayacak kadar hem de.

"Evet, ben yaptım." dedi farkındalıkla.

Claudia ile yaşaması gereken bir yüzleşme olacağını hissetti.

Kutlamanın kalanı sıkıcı ve kıskançlık dolu geçmişti Alora için. Gözleri sürekli Harry'nin üzerindeydi. Yanına birileri gelip gidiyordu devamlı ancak Delilah hiç ayrılmıyordu, Harry'nin yanındaydı her an.

Alora'nın gittikçe huzursuz olduğunu fark eden Hermione işin kendisine kaldığını fark edip "Ben geliyorum şimdi." dedi ve adımlarını Harry'ye döndürdü.

Ginny, Hermione'nin ne yaptığını izlerken Alora'ya "Harry ile aranızda bir durum mu var?" diye sordu. 

"Ne durum yok ki." dedi Alora bıkkın bir şekilde. Harry ile ilişkileri 'arkadaşlık' çerçevesinde binlerce duyguyu barındıran tuhaf bir yumağa dönmüştü.

"Nasıl yani?"

Ginny'ye "Daha sakin bir anda konuşuruz." dedi Alora. "Şu an etraf çok kalabalık."

Harry, koluna dokunan Hermione'yi hissedince ona dönüp gülümsedi. Arkadaşı da güzelce gülümsemiş ve Delilah'a dönüp ona dik dik bakmıştı. 

"Seni tebrik etmeye fırsat bulamamıştım." dedi Hermione, Harry'ye. "Harika oynadınız."

"Sağ ol Hermione." Harry ona samimiyetle gülümserken Delilah "Teşekkürler." diye atılmıştı, kendisine söylenmemiş olsa bile.

Delilah'a ters ters bakmaya devam ederek nefes verdi Hermione. "Alora'yla konuştun mu? Maçtan sonra her yerde seni arıyordu."

Sarışın kızın yüzündeki hoşnutsuz ifadeye başını iki yana salladı Hermione belli etmeden. Delilah Dorthmore'un sinsi olduğunu defalarca söylemişti, Alora onu dinlese bu duruma gelmezdi hiçbir şey.

Harry kaşlarını çatıp etrafa bakındı, uzaktaki Alora'yı ve Ginny'yi görünce bakır saçlı kıza gülümsedi ama karşılığında yalnızca ters bir bakış almıştı. Alora'nın ona ters bakışına tuhafça karşılık verirken "Gördüm şimdi, giderim birazdan yanına." dedi.

"Hadi gel, gidelim." dedi Hermione ısrarcı olarak. "Yanımızda olmaman hata zaten."

Delilah "Bir şey konuşuyorduk ama." diyerek araya daldığında Hermione kaşlarını kaldırdı ve Harry'ye döndü. "Harry?" dedi bu yüzden. "Gidelim mi?"

Söz konusu Alora olduğunda Harry'nin onun üzerine kimseyi koymayacağını çok iyi bildiğinden rahattı Hermione. Ki tam tahmin ettiği olmuş, Harry "Gidelim, gel." dedi. "Sonra görüşürüz Delilah."

Keyifli keyifli sırıtarak Delilah'a imalı bir bakış attı Hermione ve Harry ile birlikte Alora'nın yanına gittiler.

Alora onların geldiğini gördüğü gibi yerinde dikleşti. Harry mutlulukla gülümseyip Alora'ya kollarını dolamıştı.

Alora, Harry'nin kolları arasında sıkışıp kalırken hareket edemez haldeydi ancak bu halinden memnundu.

Ne kadar hala sinirli olsa da Harry'nin kolları her şeyi daha iyi hale getiriyordu.

"Nasıl kazandık gördün değil mi?" diye fısıldadı Harry onun kulağına. "En önden izliyordun."

Harry'nin sıcak nefesi boynuna çarparken Alora gözlerinin titrediğini hissetti. Onun her şeyinden bu denli etkileniyor olduğuna inanamıyordu.

Aşk bu kadar mı çaresizlik verirdi bir bünyeye? Bu denli mi savunmasız olurdu aşkı karşısında bir insan?

Alora'dan hafifçe uzaklaşıp gülümsedi Harry. "Snitch'i nasıl da kaptım ama."

"Evet, gördüm." dedi Alora. "Gurur duydum seninle."

Harry'nin istediği de buydu zaten. Alora'nın onunla gurur duyması, destekçisi olması. Oynadığı her maçta, tuttuğu her Snitch'te ilk Alora'nın yüzüne bakmıştı Harry.

Onun gururla parlayan gözlerini görmek istemişti.

Kendisini tamamen bıraktığında Harry'ye laf sokmadan edemedi Alora. "Bir an hiç yanıma gelmeyeceksin sanmıştım." dedi. Harry ona bakmıştı merakla. "Önceden hep ilk benim yanıma gelirdin, ne değişti?"

"Bir şey değil." dedi Harry. "Özellikle yaptığım bir şey değil yani."

Alora'nın huysuz bakışlarına şaşırdı Harry. Gerçekten bu kadar alınmış mıydı? Bu denli alınacağını hiç düşünmemişti.

"Kıskançlık mı ediyorsun?" diye sordu bu yüzden. Delilah ile yan yana olduğunu gördüyse kıskanmış olabilirdi. Kıskanmasını istemese bile.

Çünkü kıskançlığın altında yatan sebep Harry'nin hoşuna gitmeyecekti.

"Hayır." dedi Alora sertçe ancak kelimelerinin aksine sesi evet der gibi çıkmıştı. Bu yüzden Harry "Alora." diyerek uyarırcasına adını söyledi.

Bu, Alora'nın daha çok sinirini bozdu. Harry onun kıskandığını bal gibi biliyordu! Neden üzerine giderek azarlar gibi kıskanıp kıskanmadığını soruyordu ki o zaman?

"Ne?" dedi bakır saçlı cadı sinirle. "Ne duymak istiyorsun? Kıskanmıyorum dedim işte!"

Harry kendisine sesini yükselten kıza "Bana sesini yükseltme, ne bu sinir?" dediğinde Alora oflayıp "Gidiyorum ben, sen de git arkadaşlarınla takıl." dedi ve ortak salonun başka köşesine ilerledi.

Hermione ve Ginny onların tartışmasını sessizce izlemişti. İkilinin arasına girmek hiçbir zaman iyi bir fikir olmamıştı çünkü. Dinamikleri farklı ve özel olduğu için üçüncü kişileri ne denli yakınları olursa olsun dahil etmekten kaçınırlardı.

Harry, yanındaki iki kıza dönüp "Şimdi ben ne yaptım?" diye sordu. "Kendi kendine bir şeylere sinirlenmedi mi?"

Hermione başını iki yana sallayarak "Eskisi gibi davranmıyorsun Harry. Alora haklı, önceden ilk ona gelirdin şimdi bir saatten fazla oldu ben getirmesem geleceğin yoktu." dedi.

Onun haklı olduğunu biliyordu Harry ancak bu bilerek yaptığı bir şey değildi ki. Delilah yanına gelip ilgi çekici bir konu açınca Alora'nın yanına gitmeyi unutmuştu.

Unuttuğu için de bu tavrı hak etmiyordu!

"Bilerek yapmadım Hermione. Alora'yı bilerek üzecek değilim, biliyorsun beni."

Hermione bunun üzerine bir şey söylemedi. Yanlarına Ron geldiği için Harry de konuşamamıştı zaten.

"Pierre sayesinde," dedi Dumbledore. "Fransa Sihir Bakanı ikna olarak savaşta bize destek olması için Fransız Seherbazların bir kısmını buraya, savaşta bize destek olması için yollamayı kabul etti."

Sirius, masanın bir ucunda oturan Pierre'e baktı. Pierre ellerini önünde kavuşturmuş, masadaki ellerine bakıyordu.

"Bu çok iyi oldu." dedi Kingsley. "Fransa'nın desteğini almak işimize yarar. Kendi adıma teşekkür ederim Pierre."

Başını salladı ağır ağır adam. "Elimden geleni yapmak istedim." dedi. "Gelen Seherbazlardan ben sorumluyum, Baş Seherbaz olduğum için. Bakan bana güvenip bu desteği vermeye karar verdi."

"Buraya mı yerleşiyorsun peki?" Tonks'un sorusuyla ona baktı Pierre. "Fransa'dan sorumlu olamazsın ya?"

Sirius da bu sorunun cevabını merak ederek gözlerini Pierre'e dikti. O gün Pierre'in biraz durgun gözüktüğünü fark etmişti. Aklı başka yerlerde gibiydi, bulunduğu yerde değildi sanki.

Onun aklını yoran neydi merak etmişti.

"Yok, Fransa'dan devam edeceğim." dedi Pierre. "Raporlar bana gelecek sadece. Moody bana sorunları iletecek, ben de kontrol edeceğim."

"Fudge'a yapılan eylemler gittikçe ses yükseltiyor, istifa baskısı daha çok gündemde. Ne olacak Dumbledore, Fudge'ın niyeti var mı istifa etmeye?" diye sordu Remus.

Dumbledore yarım ay şeklindeki gözlüklerini gözüne doğru iterek "Sanmıyorum." dedi. "Kingsley daha doğru bilgi verebilir elbette ancak Fudge istifa çığlıklarına kulaklarını kapamış gibi."

"Bu saçmalık!" dedi Sirius sinirle. "Hata yaptığını kabul edip geri çekilmek neden bu kadar zor? Bu adamın sorunu ne, sırf kendi egosu incinmesin diye tüm büyücülük dünyasını niye tehlikeye atıyor?"

Harry'nin yaşamı o adam yüzünden tehlikeye girmişti, Sirius onu yolda görse gözünü kırpmadan öldürürdü!

Kingsley nefes verdi. "Fudge'ın etrafındaki sesler yüksek ama Fudge nereye kadar kulaklarını tıkayacak fikrim yok." dedi. "Fakat değişim yakındır, hissedebiliyorum."

"Değişimin iyi yönde olması önemli." dedi Pierre. "Umarım Fudge aklını başına alır ve geri çekilmesi gerektiğini bir an önce fark eder."

Toplantı biterken Pierre hızla ayaklandı. "İyi günler herkese." diyerek kapıdan çıkarken Sirius onun acelesine anlam veremeyip arkasından bakarken kaşlarını çatmıştı.

Neyi olduğunu inanılmaz merak ediyordu. Bu kadar meraklı olması iyi değildi belki ama yüzündeki dalgın bakışa içindeki genç Sirius kayıtsız kalamamıştı. Pierre'e deliler gibi aşık olan o Sirius peşinden gidip ne olduğunu öğrenmek istiyordu.

Remus'u üzmemek için kendi merakını dizginlerken Remus'un yanına gelip "Dumbledore benimle ve birkaç kişiyle bir konu hakkında daha konuşacakmış, sen eve git istersen." dediğinde sevinmeden edememişti.

"Emin misin?" diye sordu sevgilisine.

Remus gülümseyip onun yanağını okşadı. Sirius onun dokunuşunun sıcaklığıyla gülümsemişti. Remus'un elleri hep sıcacık olurdu ve insanı rahatlatan bir yanı vardı.

"Eminim hayatım, sen git." dedi Remus. "İşim bitince ben de eve gelirim."

Sirius başını salladı. "Biraz dışarıda dolaşırım, sen geldiğinde evde olmazsam diye diyorum. Haberin olsun."

Remus onu onaylayınca ikili vedalaşıp yollarını ayırdı. Sirius evden çıkar çıkmaz Pierre'e Patronus'uyla haber yollamıştı. Neredesin, yanına geliyorum.

Bir dakika bile sürmeden Pierre'den cevap gelmişti. Patronusu şeklini oluşturup bir at halini aldıktan sonra Tutun, geliyorsun, demiş ve Sirius Patronus'a dokunduğu anda bir Anahtar görevi gören at onu Pierre'in yanına cisimlemişti.

Ayakları tekrar yere bastığı anda at gözden kayboldu. Etrafına bakındı Sirius ve bir mezarlıkta olduğunu fark etti. Burada ne işi olduğunu anlamaya çalışarak içeriye doğru yürümüş ve Pierre'i görmeye çalışmıştı.

Nihayetinde onu bir mezarın başında buldu. Mezarın kime ait olduğuna bakmak için başını çevirdiği anda ise gördüğü isimlerle çarpılmışa dönmüş, öylece donakalmıştı.

Lily Potter ve James Potter.

Godric's Hollow'a gelmeyeli çok olmuştu, Sirius bu yüzden mezarlığı tanıyamamış olmalıydı.

"Burada ne arıyorsun?" diye sordu onun yanında dururken, omuzları birbirine değmişti.

Pierre dudak büktü. "Arada ziyaret ediyorum." dedi. "James'i özlüyorum çünkü."

Sirius gri gözlerini yere dikerek iç çekti. James'i özlemeden geçen bir günü bile yoktu, bu yüzden Pierre'i anlayabiliyordu.

"Bu yüzden mi moralin bozuktu bugün?"

"Fark etmişsin." Pierre gülümsedi usulca. Sirius yanıt veremedi, fark etmişti elbette. "James'e çok ihtiyaç duyuyorum bazen. Onun arkadaşlığına ve varlığına."

Sirius başını hafifçe eğerek "Seninle bu konuda ortak paydada buluşabiliriz sanırım." dedi. "James'i düşünmeden tek günümü geçiremiyorum, Harry'ye her bakışımda onu görmeden edemiyorum."

"Çocuk, James'in kopyasıyken bu normal." dedi Pierre gülerek. Sirius da ona katılıp gülmüştü. "Yazık, James'in onun büyüdüğünü göremeyecek olması çok üzücü."

"Ona çok benziyor." dedi Sirius. "Karakter olarak da. Babası gibi kocaman bir kalbi var."

Pierre buna katılıyordu. Harry o kadar çok açıdan James'i andırıyordu ki bu benzerliğe kör olamazdı kimse.

"En yakınımdı." Pierre iç çekti. "Bana sen hariç diğer herkesten daha yakındı."

Sen hariç. Sirius tüylerinin ürperdiğini hissetti, kalbi sıkışmıştı Pierre'in söyledikleriyle.

"Biz ayrıldıktan sonra bile görüştüğünüzü bilmiyordum." dedi Sirius. "James bana hiç söylememişti. Sanırım istemeyeceğimi düşündüğü için."

Başını salladı Pierre. "James'in aramızda kalmasını hiç istemedim. Bu yüzden ben saklamasını önerdim. O da sakladı benimle görüştüğünü."

"Suratına nasıl yumruk geçirmedi anlamış değilim." diye homurdandı Sirius.

Pierre güldü. "Empati yeteneği senden daha yüksekti çünkü." dedi. "Beni ve yaşadıklarımı anlıyordu."

Sirius gözlerini devirdi ve bir yorumda bulunmadı. James ve Lily'nin mezarının önünde onunla kavga etmeyecekti.

"Bizi yukarıdan izlediğini biliyorum." dedi Sirius. "Umarım gördüklerini beğeniyordur."

"Beğendiğine eminim Sirius." dedi Pierre içtenlikle. "Eminim."

Sirius iç çekti. O da bunu ümit ediyordu.

-

-

-

Aloranın kudurukluk Harrynin kudurukluğunu geçti

Bu ilişkinin kıskancı Alora diyebiliriz rahatlıkla ahshdjjsndjd

Harry ve Alora arasındaki gerilim gittikçe tırmanıyor bakalım sonu ne olacak...

Ay bugün eternity yazmaya başlamıştım ve neredeyse yarısını aşmıştım ki acil işim yüzünden il dışına çıkmak zorunda kaldım🥲

Ama yarına gelir eternity artık hırs yaptım mevzuyu ahshhahdjsjd

HARRY JAMES POTTER, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN RUHUMUN YANSIMASI

Senin hakkında söylenecek binlerce şey var ve eminim ki daha önce defalarca bunları dile getirdim.

O yüzden sadece şunu söylemek istiyorum... Sen bensin, ben senim. Yol arkadaşım olduğun ve benim elimi tuttuğun için teşekkür ederim.

Keşke ben de beşinci kitapta senin elini tutabilseydim :')

Seçilmiş kişi olmana rağmen kurtarmak adına beni seçtiğin için teşekkür ederim

İyi ki doğdun <3

Oy ve yorumları unutmayınn

31.07.2023











Continue Reading

You'll Also Like

15.9K 2.2K 51
arda, hoşlandığı çocuğa açılmak için abisinin arkadaşı ferdi'den yardım istiyor. [slowburn] [yarı texting]
98.1K 5.1K 62
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
95.6K 7.3K 45
Uyuşturucu bağımlısı bir kadın ve ona aşık olan Kerem Aktürkoğlu. • º • º • º • º • º • º • º • º • º • º • Başlangıç - 08.06.24 Bitiş - 1...
dahlia By julie

Fanfiction

204K 21.7K 30
sıradan bir aşk istemiyorum, lanet bir fırtına istiyorum. uykusuz geceler ve sabahın dördünde bitmek bilmeyen sohbetler istiyorum. tutku ve çılgınlık...