HIRÇIN GÜVERCİN

By sibelgns

2.3M 103K 13.5K

Geçmişin karanlığından kurtulmak isteyen küçük bir kız çocuğuydum sadece. Aynaya her baktığımda gördüğüm kesi... More

TANITIM
1.Bölüm "Bana Aitsin"
2. Bölüm "Ne iz ne de hatıralar..."
3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"
4. Bölüm "Bana Güvercin Demeyi Kes!"
5. Bölüm "Birbirinizden Hiç Farkınız Yok!"
6. Bölüm "Güvendesin Güvercin"
7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."
8.Bölüm "Avare Bir Serçe"
9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"
10. Bölüm "Ufaklık"
11.Bölüm "Pamuk Prenses"
12. Bölüm "Senin Aklını Alacağım Eymen BOZOKLU"
13. Bölüm "Eros ve Ok'u"
14. Bölüm "Demek Seni Delirtmeyi Başardım Ufaklık"
15. Bölüm "Hadi Güzelim Nefes Al!"
16. Bölüm "Sen Öyle San Güvercin!"
17. Bölüm "Sadece Bir Öpücük mü?"
19. Bölüm "Sen Benim En Zorlu Sınavımsın."
20. Bölüm "Güvercin Sana Emanet"
21. Bölüm "Ben Senin Neyin Oluyorum Güvercin?"
22. Bölüm "Sakın Beni Bir Daha Öpmeye Kalkma!"
23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"
24. Bölüm "Eymen Yağız Buluşması 1"
25. Bölüm "Eymen-Yağız Buluşması,Sürpriz Ziyaretçiler"
26. Bölüm "Fırtına Öncesi Sessizlik." Alıntı
26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"
27. Bölüm "Sorgu Odası"
28. Bölüm "Sakın Yakalanma Güvercin!"
29. Bölüm. "Bazen aşk ilk görüşte insanın yüreğine düşer"
30. Bölüm "Ben de seni seviyorum Güvercin."
31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."
32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."
33. Bölüm "Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin!"
"34. Bölüm "Korkuyorum Yağız, Çok Korkuyorum Sevgilim."
35. Bölüm "Mutfakta Aşk Başkadır."
36. Bölüm. "Lütfen Yağız, Gitme!"
37. Bölüm "Ne olur Aç Gözlerini Beni Böyle Ağlatma Sevgilim."
38. Bölüm "Sen Ağlamamı Hiç İstemezdin..."
Kısa Bir Ara
Alıntı 1
Alıntı 2
39. Bölüm "DESTUR!"
40. Bölüm "Bunu sana ödeteceğim Fahişe!"
41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."
42. Bölüm "Öpüşmemizi Ateşli Buldun Yani!"
DUYURU
ALINTI 1
ALINTI 2
43. Bölüm "Benden Uzak Durmanı Yasakliyorum!"
44. Bölüm "Bırak Bedenim Bulansın Tenine"
45. Bölüm. "Senin Bir Suçun Yok Güvercin!"
46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"
47. Bölüm "Sen Onu Bile Hak etmiyorsun!"
48. Bölüm "İstediğin Yere Gitmekte Özgürsün!"
49. Bölüm "Bana O Evde Dokundu! Defalarca..."
50. Bölüm "Ne Demek Gitti Lan?"
51. Bölüm (1. Kısım) "Kıskançlık Damarı"
51. Bölüm (2. Kısım) "Vücudun Aklımın Karışmasına Sebep Oluyor."
52. Bölüm " Ağlamandan Nefret Ediyorum!"
53. Bölüm "Seni Deliler Gibi İstiyorum Güvercin! (+18)
Alıntı
54. Bölüm "Ukala Dümbeleği"
55. Bölüm "Kokusuna Bulandım..."
Lütfen okuyun!
56. Bölüm 1. kısım"Orospuluğun Lüzumu Yok!"
56. Bölüm 2. Kısım "Söz Vermişti, Gitmeyecekti!"
57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"
58. Bölüm "Benimsin (+18)
59. Bölüm "Herşeyim..."
60. Bölüm "Sen Beni Öldüreceksin Kadın!"
Adsız Bölüm
61. Bölüm "Geçmişin izleri..."
62. Bölüm "Davet"
63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"
64. Bölüm "Nehir Yok Demir! Eymen Onu Kaçırmış!
65. Bölüm "Tadın Güzelmiş. Daha Fazlasını Tatmak İçin Sabırsızlanıyorum"
66. Bölüm "Ruhum Dayanmaz..."
Duyuru
Ön Okuma
67. Bölüm: "Yüreği Yangın Yeri..."
68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."
69. Bölüm "En Kıymetlim"
70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1
Ufak bir not!
71. bölüm
Açıklama

18. Bölüm "Sen Onun İlkisin!"

38.2K 1.7K 218
By sibelgns

İyi akşamlar sevgili dostlarım. Yoğun bir haftasonu geçireceğim için bölümü bu akşam yüklemek istedim. Çok fazla gözden geçirme fırsatım olmadı hatalarım varsa şimdiden affola :)

Bölüm afişimiz yazar arkadaşım Aynur'umun yani @Ayhak06 nın ellerinden çıktı. Aslında kitap kapağı olarak tasarlamış canım arkadaşım ama ben onu bu bölüme o kadar yakıştırdım ki dayanamayıp afiş olarak kullanmak istedim. Sizce de güzel değil mi? Zincirlerinden kurtulan bir kızın umudunu yansıttı bana. Ben bayıldım. Güvercinimiz de gittikçe özgürlüğe daha çok yaklaşıyor. Birkaç arkadaşım daha kitap kapağı yapıp bana göndermişti. Hepsi benim için çok değerli. Hikayemizin sonlarına doğru hepsini kapak olarak yükleyeceğim. Şimdilik sadece biriktiriyorum. Sonrasında kapak şöleni yaşayacağız. Aklımda güzel fikirler var :):) Aynurcuğum ellerine sağlık canım. Çok güzel olmuş bayıldım :)

Gelelim bölüm ithafımıza bu bölüm; hikayesini yeni keşfettiğim sevgili @cigdemugur 'a gelsin. Yazarımızın profilinden hikayelerine ulaşabilirsiniz ama ben başlangıcı "SESSİZ OL" isimli kitabıyla yaptım. Aksiyon sevenler mutlaka bir baksın. Sadece aksiyon mu tabi ki hayır! Aşk olmazsa olmazımız zaten. Üstelik hikayedeki kızımız da vücudunda, geçmişte gördüğü işkencelerin izlerini taşıyor. Geçmişinde ona yapılan bütün kötülüklerin intikamını almak için resmen küllerinden doğdu. Bahsettiğim kişi Derin; ona kötülük yapanları bir bir ortadan kaldıran bir katil. Hayatının teklifini aldığında düşünmeden kabul etmişti ama bu iş sandığı gibi kolay olamayacaktı. Üstelik zorba mı zorba, kaba mı kaba aynı zamanda ukalalığın kitabını yazmış bir adamla çalışmak zorunda "Ateş" Bu ikilinin maceralarını okurken çok eğleneceksiniz tabi ki başlangıçta Derin'e yapılan işkenceleri okumaya yüreğiniz el verirse. Ben küfür ede ede okudum. Akıcı bir anlatımı var yazarının. Üstelik dünyalar tatlısı bir kız. Mutlaka bir bakın derim. Pişman olmayacaksınız :)



Sadece bir öpücük mü? Onun için basit bir öpücük olabilirdi ama benim ilk öpücüğümdü ve bu kadar küçümsenmeyi hak etmiyordu. "Haklısın" dedim "Sadece basit bir öpücüktü." Kırgınlığımı belli etmek istemedim. Ben de onun gibi bu anı hiç yaşanmamış sayabilirdim.

"Ben gidip mutfağı toparlayayım." diyerek yanından uzaklaştım. Yağız'ın arkamdan salonu inleten kahkahalarını bile umursamadım. Ona o kadar sinirliydim ki kapıyı yüzüne çarpıp kendimi mutfağa attım. 'Sadece bir öpücükmüşmüş' Bir yandan söylenip bir yandan da hırsımı tabaklardan çıkartıyordum. Hızlı hızlı topladığım masayı temizleyip bulaşıkları makineye yerleştirmeye başladım.

Yağız'ın, yaralarımı sarmak istercesine dudaklarımı himayesine aldığı sahne aklıma geldikçe, hızlanan kalbimin atışlarını yavaşlatamıyordum. O, şefkat ve sevgi dolu öpücüğü her ne kadar küçümsese de, beni öperken gözlerinde gördüğüm ateş onun da en az benim kadar etkilendiğinin kanıtıydı. Ben hülyalara dalmış düşünürken elimin acısıyla ufak bir çığlık koptu boğazımdan. Gözlerimi avucumda tuttuğum kırık bardağa çevirdiğimde akan kanın suyla karışıp gitmesini izledim. Bardağı anında lavaboya bırakıp, elimdeki kesiği yıkamaya çalışırken mutfak kapısı hızla açıldı.

"İyi misin Nehir?"

"İyiyim sadece ufak bir kesik" dedim Yağız hızla yanıma gelirken.

Gözlerini yaralı elime dikmişti. Yanıma geldiğinde elimi hızla avucuna alıp incelemeye başladı. Biraz derin kesilmişti ama göründüğü kadar kötü değildi. İnce bir sızı dışında bir şey hissetmiyordum bile.

"Seni bir dakika yalnız bırakmaya bile gelmiyor Güvercin. Rahat dur da şu kesiğine bakayım. Sana gerçekten inanamıyorum nasıl bu kadar dikkatsiz olabiliyorsun?" Arka arkaya sıraladığı azarlarını duymazdan gelmeye çalıştım.

"Sadece bir kesik Yağız. Bu kadar paniklemene gerek yok." Dedim az önce bana kullandığı cümleyi imalı imalı tekrarlayarak.

Gözlerini hızla gözlerime çevirdiğinde gerçekten sinirli görünüyordu. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun Nehir. Ya sinirlerini kesseydin? Şehirden ve en yakın hastaneden ne kadar uzakta olduğumuzu biliyor musun?"

Gözlerinden çıkan ateşi umursamayarak hızla elimi avucundan çektim. "Ama o kadar da derin kesilmedi değil mi? Bu kadar azarı hak ettiğime inanmıyorum. Çekil önümden kendim halledebilirim." Diyerek onu hafifçe kenara ittim. Elimi tekrar suyun altına soktum.

"Yok yok, sen beni kesin deli etmek için dünyaya gelmişsin. Elini suyun altında tutarak geçeceğine inanıyorsan yanılıyorsun Nehir. Soğuk su acını hafifletse de mikrobunu kırmaz uyandırayım."

"Biliyoruz herhalde o kadar aptal değiliz."

"O halde neden hala suya tutmak dışında bir şeyler yapmıyorsun bayan akıllı?"

Hızla mutfak raflarından birinden çıkardığı ilk yardım çantasında bir şeyler aramaya başladı. Yüzünün aydınlanmasından aradığı şeyi bulduğunu anladım. Yanıma geldiğinde ne yapmak istediğini anlayarak yüzümü buruşturdum.

"Lütfen Yağız, onu sürmek istemiyorum." Sesim yaramaz bir çocuğun annesine yalvarışları gibi çıkmıştı.

"Ama sürmemiz gerek Güvercin. Yoksa mikrop kapabilir." dedi yumuşacık sesiyle. Az önceki hiddeti gitmiş, gayet sakin bir şekilde konuşmuştu.

"Onun, tenime değdiğinde hissettirdiği acıyı sevmiyorum." diye mırıldandım elindeki tentürdiyotlu pamuğu işaret ederek."

"Biliyorum Güvercin, ama yapmak zorundayız. Hadi küçük bir kız gibi davranmayı bırak ve bana elini uzat."

İstemeyerek de olsa elimi uzattım. Yağız büyük bir itina ile kesiği temizlerken ben de yüzümü buruşturmuş kafamı çevirmiştim. Sanki bakmayınca acıyı daha az hissedecekmişim gibi.

"Bitmedi mi daha." diye sabırsızca sordum.

"Bitmek üzere."

Ellerini çektiğinde kafamı ona doğru çevirdim. Elimi hala önünde tutuyordum. Yanına koyduğu sargı bezini kesiğin üzerinden geçerek elime sardı.

"Dikişe gerek yok. Birkaç güne yara kapanır." Eli hala elimi tutuyor, parmaklarını sargı bezinin üstünde usul usul gezdiriyordu.

"Sana önemli bir şey olmadığını söylemiştim" dedim sesimi iyi çıkartarak.

"Dikişe gerek kalmaması, önemsiz olduğunu göstermez." diyerek sinirle yanımdan kalktı. "Bir dahakine daha dikkatli ol ya da sen hiç mutfağa girme istersen." deyip beni belimden yavaşça iterek mutfaktan çıkarttı.

"Dur ne yapıyorsun Allah aşkına Yağız. Daha işim bitmedi ama."

"Boş ver şimdi işi. Zaten gideceğiz, ben evi temizletirim sonra."

"Gidecek miyiz? Ama nereye, ne zaman? Bundan benim niye haberim yok?" dedim isyan edercesine.

"Gideceğiz. Benim evime. Bu akşam. Söylüyorum ya haberin oldu şimdi."

Sorduğum her soruya kısa kısa cevap verdi utanmadan. "Bunlara sen mi karar vereceksin?" diye sordum inanmazcasına. Kızgındım bir o kadar da kırgın.

Beni kanepeye oturtup kendi de yanıma oturdu. "Artık burada kalmamızın bir anlamı yok Güvercin" Neden bu kadar zorluk çıkarmak zorundasın ki sanki?"

"Ben mi zorluk çıkartıyorum?" diye sordum şaşırarak. "Hayatımla ilgili kararları sen tek başına alırken sorun yok, ama ben sorgularken sorun var öyle mi? Söylesene Yağız ben hala senin esirin miyim? "

Sorduğum soruyu duyunca yüzü bir anda gerildi. Dişlerini birkaç defa üst üste sıkarak çenesinde oluşan tümseği hareket ettirdi. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi hareketleri. Ama geri adım atmayacaktım. Benim hayatımla ilgili kararları tek başına almasına izin veremezdim. Bu güne kadar kendi hayatımın sorumluluğunu üstlenmiştim. Bundan sonra da yapabilirdim.

"Bunları seninle konuştuğumuzu sanıyordum Nehir. Esirim falan değilsin. Bu konuyu, açıklığa kavuşturmuştuk unuttun mu?" Sesi görünüşünün aksine gayet sakin çıkmıştı.

"O halde esirinmişim gibi davranmayı kes." dedim sesimi yükselterek. Oturduğum yerden ayağa kalmış sağa sola gidip geliyordum. Bu adam kendini ne sanıyordu böyle. İyice sinirlenmiştim.

"Deli danalar gibi, bir oraya bir buraya dolanmayı kes Allah aşkına. Sen öyle dolanırken fikirlerim değişmeyecek nasılsa. Senin güvenliğin için böylesi daha iyi. Evde yirmidört saat korumalar bekleyecek. Her taraf kameralarla izleniyor zaten. Neden anlamak istemiyorsun Güvercin, böylesi senin için daha güvenli.

"Senden beni korumanı istedim mi?" diye bağırdım koltukta oturan Yağız'ın karşına dikilerek. "Koruyucu meleğim misin, yoksa fedaim misin ha? Söylesene be adam kimsin sen? Kollarımı belime koymuş hesap sorarcasına karşımda oturan Yağız'a bakıyordum. Yüz hatları söylediklerimle daha da gerilirken, gözlerinden geçen kırgın ifadeyi görmek canımı sıkmıştı. Sanırım bu kez fazla ileri gitmiştim. Sakin bir şekilde koltuktan kalkıp önümde dikildi. Az önceki ifadeyi yüzünden silmişti. Artık bomboş bakıyordu. Burnumun dibine kadar sokulmuştu. Kalbim onun yakınlığı karşısında ritmini şaşırmış, deli gibi çarpıyordu. Bir elini enseme koyup beni kendisine daha da yaklaştırdı. Yeşillerini bana sabitlediğinde, ruhum beni bir kez daha öpmesi için yalvarırken mantıklı tarafım bu durumda yağız'ın dudaklarını düşündüğüm için isyan bayrağını çekmişti bile. Kirpiklerimi titreten nefesi beni etkisi altına alırken, gözlerimi kapatıp kendimi anın büyüsüne bıraktım.

"Hazırlansan iyi olur Güvercin. Bu gece buradan gideceğiz."

Ben saf saf gelecek olan öpücüğü beklerken o resmen benimle dalga geçmişti. İşittiğim cümle ile gözlerim fal taşı gibi açıldığında Yağız çoktan merdivenlere yönelmişti bile. Çarpık gülümsemesiyle bana dönüp ciddi bir ifade ile tekrar konuştu. "Mutfağa girdiğini görürsem bacaklarını kırarım ona göre Güvercin" deyip yüzündeki pis sırıtma ile gözden kayboldu.

Ben tek cümle bile kuramamıştım. Olduğum yerde sap gibi hala dikilirken hırsla koltuktaki yastığı yere fırlattım.

"Gireceğim işte. Mutfağa da gireceğim, yemek de yapacağım. Özgürlüğümü kısıtladığın gibi yemek yapma zevkimi de elimden alamazsın. Sen etrafına emirler yağdırmaktan başka bir şey yapmayan zorbanın tekisin anladın mı beni, mağara adamı!" diye bağırarak koltuğa oturup sakinleşmeye çalıştım.

"Bana mı dedin Nehir kızım?"

Kafamı merdivenlere çevirdiğimde ağzı kulaklarında basamaklardan inen Demir'i gördüm. Yanıma geldiğinde o da kendini koltuğa attı.

"Burada sadece bir tane mağara adamı var, o da kendini biliyor Demirciğim" dedim Yağız'ın odasına doğru bağırarak. Sesimi duyması için elimden geleni yapıyordum.

"Oha kulağımın zarını patlattın be kızım. Zaten sesinizden uykuya dalamadım. Bir de senin cırtlak sesini çekemeyeceğim." dedi.

Sinirle kafamı, beni izleyen Demir'e çevirdim. Bütün hıncımı ondan mı çıkarsam diye düşünmedim değil ama Demir benden önce davranıp lafı ağzıma tıktı.

"Hiç bana öyle sinirli sinirli bakma Güvercin. Haklı olduğumu biliyorsun. İki saattir beynimin içine ettiniz. Ne bağrışmanız, ne güreşmeniz, ne de öpüşmeniz bitti."

Demir'in konuşmasından sonra ne diyeceğimi unutmuş, sadece son kelimelerine odaklanmıştım. Yağızla öpüşürken Demir'in bizi bastığını unutmuştum. Utancımdan kıpkırmızı oldum. Demir'in yüzüne bakamayacak kadar utanmıştım gerçekten.

"Biz şey..."

"Siz ne Güvercin? Sakın bana öpüşmedik deme çünkü seni Yağız'ın ağzının içine düşerken gözlerimle gördüm."

"Kes şunu Demir." diye söylendim ellerimi yüzüme kapatarak. "Gerçekten beni utandırıyorsun." Demir, sesli sesli gülerken bende ellerimi yüzümden çekip Demir'in ağzına koydum. "Ne yaptığını sanıyorsun. Şimdi Yağız duyacak. Allah aşkına sus."

Ben yalvarırcasına konuşurken Demir daha çok gülmeye başladı. Ellerimle ağzını her ne kadar kapatmaya çalışsam da boğuk çıkan kahkaha sesine engel olamıyordum. Demir ellerimi ağzından uzaklaştırıp yüzündeki ifadeyi ciddileştirmeye çalışsa da başarılı olamıyordu.

"Duyarsa duysun. O, öpüşürken utanmıyor da ben konuşurken mi utanacağım. Ha bu senin için de geçerli Güvercin. Adamı şapur şupur öperken iyi ben konuşurken mi kötü?"

"Gerçekten sen iflah olmazsın Demir. Hem bana Güvercin dediğini duyarsa, Yağız bu sefer seni, o durmadan konuşan dilinden duvara çiviler bilmiş ol." dedim konuyu değiştirmeye çalışarak ama yemedi.

"Pardon. Sana, sadece öpüştüğün adamın Güvercin diyebileceğini unutmuştum. Hatırlattığın için sağ ol."

"Gerçekten çok kötüsün Demir."

"Sen de çok uyanık. Böyle boş tehditlerle bana öpüştüğünüzü unutturamazsın kurnaz Güvercin."

"Of ya sen hiç bitirmeyeceksin değil mi bu mevzuyu."

"Beni iyi tanımışsın Nehirciğim. Öpüştüğünüzü kabullenene kadar bitirmeyeceğim."

"Sadece bir öpücüktü. Bu kadar büyütülecek bir şey yok." dedim bezgince.

"O, mankafa sana böyle mi söyledi gerçekten?"

Neden Yağız'ın böyle söylediğini düşünmüştü ki şimdi bu adam. Ben de öylesine bir öpücük olduğunu düşünemez miydim yani.

"Anlamadım?" dedim. Aslında ne demek istediğini anlamıştım ama işime gelmemişti.

"Hadi ama Nehir, seni gören herkes bunun ilk öpücüğün olduğunu bilir. Bu senin için 'sadece bir öpücüktü' deyip geçiştireceğin bir şey olamaz."

Haklıydı, aynı zamanda da çok da akıllı. Daha fazla duygularımı ondan gizlemek istemedim. Kafamı omzuna dayadım.

"Bu kadar zeki olmak zorunda mısın?"

"Lafı her geçtiğinde kızardığına göre, anlamamak aptallı olurdu."

"Çok mu belli ediyorum."

"Çok."

Bir müddet başım Demir'in omzunda kaldı. O da eliyle saçlarımı okşuyordu. Bir ağabeyim olsa ancak bu kadar sevebilirdim herhalde.

"Yapma şunu gıdıklanıyorum." dedim saçımı çeken elini uzaklaştırarak.

"Yağız yapsa hoşuna giderdi ama değil mi?" diye sordu muzur bir tavırla.

Anında kafamı omzundan kaldırıp yüzüne baktım. Pişkin pişkin sırıtması yok muydu sinirlenmeme bile izin vermiyordu.

"Evet" diye itiraf ettim kafamı tekrar omzuna koyarak. Hoşuma giderdi hem de çok. Onun yakınında olmak bile beni deliye çevirirken nasıl inkâr edebilirdim ki?

"Gerçekten 'sadece bir öpücük mü' dedi?"

"Hı hı..."

"Eşek herif. Duygularını saklamasını hep çok iyi bilmiştir zaten."

"Duygusu falan yok onun. Sadece beni korumaya çalışıyor. Kardeşi gibi görüyor sanırım" dedim. Sesim biraz kırgın çıkmıştı.

"İnsanlar kardeşlerini dudaklarından öpmezler Güvercin."

"Belki bir anlık gaflete kapıldı."

"Neye kapıldığını ben şimdi sana söylerdim ama terbiyem müsaade etmiyor Nehir kızım. Ona biraz zaman vermelisin. Ailesini küçük yaşta kaybetti. Kardeşine hem annelik, hem babalık hem de ağabeylik yaptı. Eylül'ü de kaybetmek onda çok derin yaralar açtı Nehir. O günden sonra kaybedeceği korkusuyla, hayatına ciddi anlamda kimseyi almadı. Bana bakma biz çocukluk arkadaşıyız. Sana nasıl baktığını gördüm. Daha seni kaçırmadan önce, seni takipederken sana nasıl baktığını gördüm. Sen; onun hayatının tek istisnasısın. En başından beri seni Eymen'e vereceğine inanmamıştım zaten. Seni korkusuzca hayatına aldı ve şimdi bununla baş etmeye çalışıyor. Ona biraz zaman vermelisin. Duygularını kabullenmesi için ihtiyacı olan tek şey zaman."

Demir'i dinlerken gözümden düşen damlaları silmek için bile uğraşmadım. Zor bir çocukluk geçirmişti Yağız. Benim yaralarım vücuduma kazınırken bağırıp çağırmıştım en azından ama o, hepsini içine atmıştı acılarının. Onun, görünmeyen ama acısı derin yaralarını sabırla iyileştirmeye çalışacaktım bende. Tıpkı onun bana yaptığı gibi.

"Hey, bunları sana ağlaman için söylemedim." dedi Demir beni omzundan kaldırıp iki elinle de yüzümü silerken. "Sadece bil istedim çünkü senin de Yağız'a nasıl baktığını gördüm Güvercin."

"Ya Demir çok kötüsün." dedim burnumu çekerek. "Beni utandırmaktan garip bir şekilde zevk alıyorsun değil mi? Sen de benim elime düşersin elbet bir gün."

Söylediğim şey ile Demir'in yüzünün şekli değişirken, gözlerine oturan sert ve umutsuz ifade gözümden kaçmamıştı.

"Ben kurtarılamayacak kadar dipteyim Güvercin. Anlayacağın ben umutsuz bir vakayım. Karşıma senin gibi bakan bir Güvercin çıksa bile iflah olmam."

Demir'in söyledikleri gerçekten canımı sıkmıştı. O bu kadar hayat dolu dururken, içinde kopan fırtınaları dışına vurmamakta en az o da Yağız kadar ustaydı. Ellerimi boynuna dolayıp ona sarıldım.

"Ben yine de şu çukurların içine hiç gitmemecesine kurulacak bir hatunun, senin feleğini şaşırtacağına eminim şaşkınım." dedim parmağımı, gülünce iki yanağında oluşan gamzelerinin içine sokarak.

Demir'in kahkahaları bütün salonu inletirken, kafasını böyle bir şeyin asla olamayacağını ima eder gibi sağa sola sallıyordu.

"Sen gül bakalım Demir Efendi. O zaman gelince ben de sana güleceğim" dedim ben de ona sırıtırken.

"Sen, onu bunu bırak da söyle bakalım hoşuna gitti mi?"

"Anlamadım."

"İlk öpücüğün diyorum, güzel miydi?"

O, pis pis gülerken ben şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordum. Yüzündeki ifadeden çok eğlendiği belli oluyordu. Ben söyleyecek bir şeyler bulamazken o konuşup beni daha fazla utandırmaya devam etti.

"Konuşamayacak kadar nefesini kestiğine göre, gerçekten güzel olmalı. E arkadaşım diye söylemiyorum bu işlerde kimse eline su dökemez tabi benim dışımd... ahh.."

Cümlesini tamamlamasına bile fırsat vermeden şaplağı kafasına geçirdim. "İnan bana senin cinsel hayatını dinlemek istemiyorum Demir. O yüzden kapa şu çeneni.

"Ha Yağız'ınkini dinlemek istiyorsun demek ki. İnan bana canım bunu anlatsam da sana bir faydası olmaz. Çünkü bu anlatılmaz, yaşanır." deyip kahkahalarla koşarak merdivenlere gitti.

Ben oturduğum yerde ona somurtarak bakmaktan başka bir şey yapmıyordum.

"Hadi ama Güvercin, bu kadar suratını asma sadece şakaydı."

"Çok mu kadın girdi Yağız'ın hayatına gerçekten?" diye ağzımdan kaçırdım.

Karşımda yavşakça sırıtan Demir'e, ciddi ciddi Yağız'ın hayatına giren kızların sayısını sormuştum. O da gamzelerini ortaya koyarak verdiği cevapla beni olduğum yerde put gibi bırakıp gözden kaybolmuştu.

"Haticeye bakma neticeye bak Güvercin. Her ne kadar çok kadınla birlikte olsa da Yağız bugüne kadar hiç aşık olmamıştı. Sen onun ilkisin."


Umarım bölümü beğenmişsinizdir arkadaşlar. Beğendiyseniz kısacık da olsa yorum atmayı ve yıldıza basmayı unutmayın. Hepinizin o güzel enerjisi hikayeye geçsin.Bu yolda beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Seviliyorsunuz çok :)


Continue Reading

You'll Also Like

22.3M 904K 116
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
167K 11.8K 35
Agra bebeğiyle çaresizce sokakta yaşarken bir gece karşısına çıkan adamla hayatı tamamiyle değişir. Ferişte - Masum, melek ve günahsız demek. Not: +...
363K 1.6K 49
seks hayatın bir parçası...
5.5M 293K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...