Çağan
Akşam oldu Naz duşta olduğu için önden ben gittim, çünkü öğrenmem gereken bazı şeyler vardı... Çıkmadan abime de mesaj çekmiştim resepsiyona gelsin diye....
Çağan: abi çok bekletmedim umarım
Yağız: yok kardeşim bende şimdi geldim nerdeyse
Çağan: yengem nerde?
Yağız: restoranda, yemekleri o sipariş etsin dedim...
Çağan: hmm tamam o zaman
Yağız: e sen beni neden çağırdın buraya?
Çağan: abi kamera görüntülerine bakmak istiyorum...
Yağız: lan delirdin mi sen? İzin vermezler ki? Durduk yere iş açma başımıza Çağan ....
Çağan: abi ... Nazın durduk yere böyle fenalaşması tesadüf değil, yengemde aynı meyve suyundan içti.... Eğer meyve suyunda bi problem olsaydı,yengem de fenalaşırdı... O yüzden ne yapıb edib kamera görüntülerine ulaşmam lazım.... Bi bahane bulmalıyız
Yağız: hmm ... Haklısın, öyleyse Leyanıda etkilemesi lazımdı... Off Off bi sorun bitmeden diğeri başlıyo, bu ne ya ! Bahane bulalım diyorsun, şöyle yapalım kol saatimi takmayı unuttum zaten, resepsiyona saatimi kayb ettiğimi buralarda bi yerde düşürdüğümü derim.... Kızların burda olduğu zamanı söylerim
Çağan: hay aklınla bin yaşa abi! Böyle daha rahat olur bulmamız
Yağız: haha zaten kızın da gözü bende yani çabucak kabul eder bence
Çağan: ooo yengem duymasın abi,fena yapar yoksa
Yağız: sen söylemezsen duymaz kardeşim! Yerinde kulağı yok herhalde!
Te Allahım ya bu çocuk her seferinde nasıl gıcıklık yapmayı başarıyor anlamış değilim
Çağan: hahahhhh tamam tamam bozulma sende hemen ,hadi kızlar merak edecek halledelim bu meseleyi biran önce
Yağız : Hello ma'am . I was going yo ask you for help.( Merhaba hanımefendi. Sizden bi yardım isteyecektim)
R.görevlisi:Hello Mr.Yağız...here you go... How can I help you? (Merhaba Yağız bey ...buyrun ... Size nasıl yardımcı olabilirim?)
Yağız: when I lost my watch... We were here for the last lunch ... I thought maybe I dropped it here... Can we have a look at the camera footage please ? (Saatimi kayb ettiğimde ...son öğle yemeği için buradaydık...belki buraya düşürmüşümdür diye düşündüm...kamera görüntülerine bir göz ata bilirmiyiz lütfen?)
R.görevlisi: Actually ,in such cases,the security finds the lost items and delivers them here...we make an announcement... Are you sure you dropped them somewhere around here? (Aslında ,böyle durumlarda güvenlik,kayb olan eşyaları bulup buraya teslim ediyor... Bizde duyuru yapıyoruz... Buralarda bi yerde düşürdüğünüze eminmisiniz?)
Yağız :Yeah yeah I am sure...(Evet evet eminim)
R.görevlisi:Okay then,I'll call security and come right away...wait please ( Tamam o zaman, güvenliği çağırıp hemen döneceğim..bekleyin lütfen)
Yağız
Güvenlik görevlisi geldi... Kamera görüntülerine bakmak için baya zorlandık... Güvenlik durmadan soru soruyordu ... Eninde sonunda bakmak için ikna ede bildik.... Ama görüntülere bakdığımız da şok olduk.... Tuananın içeceğine ilaç katan Fainaydı... Neden yaptı ki bunu? Sırf Çağana yaklaşmak için mi? Güvenlikte durumu fark edib Fainayı çağırmak istedi.... Bizse sadece bunun eşşek şakası olduğunu söyleyip meseleyi geçiştirdik...
Çağan: Allah kahr etsin.... Biliyordum bu kızda bi tuhaflık olduğunu... Bence bu kız Mert'in adamı
Yağız: Mert mi?
Çağan: evet ... Görmüyor musun... Naza yaklaşmak için her yolu deniyor... Zaten Faina ne zaman ortalıkta olsa Mertte orda oluyor... Bence Nazın bu halde olması, Mert'in dan diye olay yerine gelmesi planlandı...
Yağız: mantıklı aslında... Sen görüntüyü telefonuna kaydettin mi?
Çağan: evet .... Şey abi sen bizimkileri oyala bende kızı bulup ağzını arayım...
Yağız: tamam git,ama sakın kıza bi şey yapayım deme, nede Mert'e ... Başımızda bu kadar sorun varken bide bunlarla uğraşmayalım ..
Çağan: tamam merak etme ,hiç bi şey yapmayacam...
Abimden ayrılıp asansöre doğru gidip beklemeye başladım... Eğer bizi takip ediyorsa,mutlaka restorana gelicekti... Evet tahminimde her zamanki gibi yanılmadım...
Çağan: Fainacım nereye?
Faina: AA sen burdamıydın? Bende karının yanındasındır diye düşündüm...
Çağan: şey ben güneş kremi için teşekkür edecekdim de.... Sen karımın kusuruna bakma .. biraz hırçındır benim karım
Faina: belli... Allah sabır versin... Ben olsam öyle birisinin yanında bir dakika bile durmam...
Çağan: ne yapalım... Bizimkisi de böyle getirdi ... Mmmm biraz baş başa konuşalım mı ? Ne dersin?
Faina: olur... Akşam 22:00 de otelin arka tarafında buluşalım... Sonra bi şeyler yaparız....
Çağan: tamam bana uyar görüşürüz ...
Faina: görüşürüz yakışıklı....
Ay sonunda kendime çeke bildim ... Ee erkek milleti sonuçta eninde sonunda pes ediyorlar....
Çağan
Salak bu valla... İyice niyetini bozmuş... Ona bakıcağımı düşünecek kadar aptal... Tamda" patronu" gibi... Neyse akşama kadar dişimizi sıkacağız ... Saat 21:30 ... Naz merak etmeden en iyisi döneyim
Tuana: Efe nerdesin? Miden nasıl?
Çağan: iyiyim de ne midesi?
Abim göz kaş haraketi yapınca ne olduğunu anladım...
Yağız: kardeşim az önce midem kötüleşti demedin mi sen... Lavaboya gittin ya
Çağan: ha midem... Evet ya biran midem bulandı... Şimdi iyiyim gelmeden önce kafeteryadan limon aldım ... İyiyim bi sorun yok
O sırada annem aradı...
Annem arıyor..
Yağız: açsana ...
Telefon konuşması
Sera: annem , bi tanem nasılsınız?
Çağan: efendim validen... İyiyiz siz nasılsınız?
Yusuf: hayatım bal ayında rahatsız etmesin mi çocukları, çok ayıp ama
Sera: ay Yusuf ben çocuklarımı özledim... Bırakta iki kelime konuşayım aaa
Çağan:, bi sorun mu var validem... Babam ne diyor ....
Sera: ay görüyor musun şehzadem? Hünkarımız sizinle konuşmama izin vermiyor...
Çağan: haha ah validem çok komiksiniz... Hünkarıma söyleyin biz gayet halimizden memnunuz... İstediğin zaman şehzadelerine araya bilirsin?
Sera: duydun dimi Yusuf.... Oğlum gayet halinden memnun... O yüzden karışma bana lütfen
Yusuf: tamam hayatım kızma demedim bi şey konuşun.... Konuşun da bırakta bende konuşayım azacık,bende özledim...
Sera: canım Trabzon'a gelince konuşursunuz doya doya ....
Çağan: Validem ne Trabzonu? Siz nerdesiniz?
Sera: canım biz hepimiz Trabzondayız, babaannenler de
Çağan: hepimiz derken?
Sera: yani arkadaşlarında burda... Berat'tan tutmuş Ülküsüne kadar her kez burda... Sizde buraya geleceksiniz diye onlarıda çağırdık...
Çağan: aaa ne güzel... Çok sevindim,iyi istirahetler validem
Sera: teşekkür ederiz oğlum, Yağızım kızlarım nasıl?
Çağan: şükür onlarda gayet iyi... Şey annem biz zaten yarın dönüyoruz... Orda durumlar nasıl? Her şey yolunda mı?
Sera: her şey yolunda oğlum ,çok şükür iyiyiz de... Siz neden erken dönüyorsunuz? Rezervasyon 5 günlük değil miydi?
Çağan: ya annem sıkıldık burda, kızlarda evi özledi,bir an önce dönelim istiyorlar... Pek de güzel değilmiş burası ya...
Sera: hmm tamam saat kaç için dönersiniz?
Çağan:sabah erkenden çıkıcaz... Nerdeyse 10 civarı İstanbulda oluruz
Sera: o zaman direk buraya gelin... Zaten Mehmet abinize söyledim.. sizin için araba hazırlatdım... O sizi getirecek buraya
Çağan: anne... Siz ordaysanız,şirketin başında kim var?
Sera: sen onları merak etme... Baban güvenilir birisine bıraktı... Zaten burdan da idare ediyor...
Çağan: tamam o zaman gelince görüşürüz...
Sera: görüşürüz selam söyle her kese bir tanem...
Çağan: tamam validem... Ellerinden öpüyorum
Tuana: Efe ne Trabzonu nereye gidiyoruz?
Çağan: Annemler Trabzon'da babaannemlerde....
Yağız: gerçekten mi? Hayırdır ? Kaç zamandı gitmiyorlardı?
Çağan: bilmem belki dinlenmek istemişlerdir... Malum son zamanlar işler baya yoğun oldu
Tuana: siz Trabzonlu musunuz o zaman?
Çağan, Yağız: evet
Tuana: yok artık benimde bi tarafım Trabzonlu... Yani annem
Çağan: gerçekten mi? Doğru ya bu keçi inadının nerden geldiyi belli... Ben nasıl anlamamışım?
Tuana: sen sanki benden farklısın .... E sende inadçının tekisin...
Leya: daha bir ortak özellik... Vallahi Allah sizi bir biriniz için yaratmış... Bu kadar benzerlik mi olur? Siz galiba Ruh eşisiniz.... Her şeyiniz aynı
Yağız: haklısın papatyam ... Öyle .... Ooo kız desene sende Karadeniz kızısın
Tuana: he ya aynen Karadeniz kıziyum...
Çağan: ulaa senin kuymak sevden ordan geliyormuş ya
Tuana: hahaha aynen
Leya: ay bildiğin tam Karadenizin göbeğine düşmüşüm... Tuana ben hiç fark etmedim senin Trabzon ağzıyla konuştuğunu
Tuana: zaten konuşmuyorum .... En son küçükken gitdim Trabzona ve bi daha hiç gitmedim....
Çağan:neden?
Tuana: babamın yüzünden.... Anneannemle kavga çıkardı... Bizde orayı terk etmek zorunda kaldık....
Leya: tamam tamam üzüntülü konuşmayı bırakalım ,bir an önce yemeğimizi yeyip odamıza gidelim, yarın erkenden kalkıcaz, hem iki yolcuğumuz var baya yorulucaz...
Yağız: Leya haklı, hem uçak yolculuğu dokunuyor size , şimdiden gidip iyice dinlenin
Tuana, Çağan: tamam
Çağan
Yemeklerimiz bitirip restorandan çıkdık... Saat 21:50'di Fainayla buluşucaktık.....
Çağan: Naz sen odamıza geç... Ben etrafı kolaçan edip geliyorum tamam mı? Hem bavullarımızı hazırlardım
Tuana: tamam geç kalma dikkat et kendine
Çağan
Odamızdan ayrılıp Fainanın yanına 3cü kata indim, kapıyı çaldım, açtığında üzerinde gecelik vardı... Allah'ım sen bana sabır ver... Kafayı yemiş bu...
Faina: canım hoş geldin
Çağan: hoş bulduk...
Faina: geçsene kapıda kaldın,gören olucak
Çağan: merak etme her kes uyudu ... Rahat ola bilirsin
Kapıyı arkadan kilitledim... Odanın perdelerini çekip ,asıl işime geçtim
Faina: ay tatlım ne yapıyorsun? Her kes uyuduysa gören olmaz merak etme
Çağan: yok canım ne merakı... Gelelim işimize
Telefonu açıp Kamera görüntülerini gösterdim... Görmesiyle rengi beyazladı.. yutkundu...
Faina: b-bu ne?
Çağan: bilmem, bende senden sormak için geldim buraya .... BU NE? TUANANIN İÇECEĞİNE NE KATDIN?
Faina: ben bi şey yapmadım...
Çağan: bana bak güzellikle soruyorum,beni yanlış şeyler yapmaya zorlama.... Bunu neden yaptın? Kim sana yapmanı söyledi... Mert mi?
Faina: aaa Yeter... Evet ben yaptım ! Aaa ne gördün o yelozda anlamıyorum!
Çağan: Lan bana bak! Ağzından çıkanlara dikkat et! Yoksa seni gebertirim!
Kadınlara zarar vermeyen ben, ilk kez sinirden kendimi kayb etmişdim, direk kızın boğazından yapışıb duvara sıkıştırdım, birazda böyle kalsaydı ölecekti...
Sakın bi daha karım hakkında yanlış bi şey söylemeye, ona zarar vermeye çalışma yemin ederim senin için hiç iyi olmaz! Eğer onun kılına zarar gelecek olursa size bu dünyayı dar ederim duydun mu beni! O patronun olacak adama da söyle bi daha bizimle uğraşmaya kalkışmasın,yoksa bu işin sonu kötü biter!
..........
Tuana: Canım kapı açık açsana
Mert: ben geldim
Tuana: Mert! Çık hemen odamdan!
Mert: ah güzelim yapma böyle ama üzülüyorum ... Halini merak ettiğim için geldim,gidicem
Tuana: lan sen manyak mısın? Terk et hemen burayı hemen! Çağan seni burda görürse gebertir !
Mert: Ah Tuanan ah! Çok safsın bebeğim. Kocan olacak o adam seninle ilgileneceğine şimdi başkasıyla gönül eğlendiriyor!
Tuana: bana bak ağzından çıkanları kulağın duyuyor mu senin? Sakın bir daha onunla ilgili olumsuz cümle kurma! Bu sana son uyarım! O senin gibi iğrenç karaktersiz değil anladın mı! O beni çok seviyor! O yüzden hemen defol odamızdan!
Mert: inanmıyorsan 3 ve kat 305 numaralı odaya git... Bak bakalım kocan ordamı değil mi!
Tuana: ya yeter çık diyorum! Bak güvenliği çağırıcam yoksa yalla!
Mert: şşş sakin ol! Bu sinirini az sonra göreceğin manzara için sakla! Hadi ben kaçar, görüşürüz sevgilim!
Tuana
Mert gittikten sonra çok kötü olmuştum, neredeyse yarım saat geçmişti,ama Efe hala dönmemişdi! Ya Mert doğru söylüyorsa... Ay Tuana saçmalama, ona mı inanacan! Off bakmasamda kafayı yerim şimdi! En iyisi gidip bakmak , en azından içim rahatlar.... Mertin tarif ettiği odaya gidip kapıyı çaldım, gördüğüm görüntüyle kanım dondu! Çağan o Faina denilen kızlaydı! Fainanın üzerinde geceliği vardı.... Hayır hayır bunu bana yapmış olamaz!
Tuana: E-Efe!
Çağan: N-Naz ! B-bak her şey gördüğün gibi değil! Nolur açıklamama izin ver!
Tuana: dinlemek istemiyorum!
Ağlayarak odamıza döndüm, Efe'de peşimden koşuyordu... Beni durdurmak istese bile durmadım....
Çağan: Naz bak yalvarırım anlatmama izin ver her şey gördüğün gibi değil! Onunla aramda hiç bi şey yaşanmadı... Tamamen başka bir neden için gittim oraya! Hem bir dk benim orda olduğumu nerden öğrendin! Ben Fainadan başka kimse bilmiyordu!.... Mert... Mert söyledi dimi! Buraya mı geldi?
Tuana: Evet o söyledi! Burdaydı! Peki ne nedenle gittin oraya söylesene? Kızın üzerinde geceliği vardı, ne yani iş konuşması mı yapıyordunuz!?
Çağan: yemin ederim geberticem ben bunu! Senden uzak dursun dedikçe inadıma burnumuzun dibine kadar geliyor... Bekle geliyorum!
Tuana: hiç bir yere gitmiyorsun! Önce soruma cevap ver!
Kapıya yetişip hemen kilitledim
Çağan: Naz çekil!
Tuana: Soruma cevap ver!
Çağan: bunun için gittim bak!
Açıp görüntüyü izletdim... gözleri dolu dolu öylece bakıyordu....
Kimin yaptığını öğrenmem için yapmak zorundaydım Naz! Ki öğrendim zaten, Mert yaptırmış,sana yakınlaşmak için, hepsi bir oyundu, Faina onun adamıymış! Aklınca beni o kıza çekmek senide benden uzaklaştırmak istiyordu.... Bakıyorum başarmış bile! Sana böyle iğrençlik yapacağımı nasıl düşünürsün ? Hiç mi güvenmedin bana?
Tuana: b-ben korktum Efe .... Yemin ederim inanmadım, sadece seni merak ettim diye indim aşağıya ...ama o görüntüyle karşılaşınca başımdan kara sular indi!
Çağan: of Nazım of! Sana bi şey yaptımı peki? Bak saklama lütfen doğruyu söyle
Tuana: hayır hayır... Güvenliği çağırıcam deyip tehdit edince kendisi gitti... Bana yaklaşmadı bile yemin ederim!
Çağan: şşşş tamam sakin geçti... Gel bakayım burda Deli kız....
Onun bir suçu yoktu... Bende o görüntüyle karşılaşsam aynı şeyi düşünürdüm... O yüzden meseleyi uzatmadan bitirmek istedim ... Kolundan çekip sımsıkı sarıldım....kalbi korkudan serçe gibi hızlı hızlı atıyordu .... Sonra bavullarımızı hazırlayıp terasa çıktık.... Biraz hava alıp ardından uyuduk...
Tuana
Sabah erkenden kalkıp hazırlanıp çıktık, uçak saat 10:30ta İstanbul'a vardı ... Sonunda o kaoslu ortamdan kurtulmuştuk... Sonunda memleketime vardım... Vallahi arkadaşlar nereye gidersiniz gidin ama insanın memleketi kadar iyi bi yer yoktur emin olun .... Sonra Çağanların evine gidip Mehmet abinin hazırlatdığı arabaya binip yola çıktık ...
Yağız: oh ve sonunda İstanbula vardık... Hadi 5 dk'ya çıkıyoruz....
Çağan: Mehmet abi biz hazırız ,çalıştır arabayı
Mehmet: tamam oğlum
Yağız: Heyyy gidi Karadeniz sıkı dur ula biz geleyruz!
Leya: hahahah aşkım Karadeniz ağzı pek yakıştı ağzına ,sık sık böyle konuş
Yağız: emrin olur hatun
Leya: hey Laz oğliii bak operum seni .. böyle tatli tatli konuşma da
Çağan: uuu hancımcı abim benum!
Tuana: uyyy eltucum bakayrim hızlı çıktınuz az daha yavaşlayasın... Abimi kalpten götürücen şimdi ...
Leya: ay çok sevdim ben böyle konuşmayı... Kendimi Karadenizliler gibi hissettim
Yağız: e hatun zaten Karadeniz gelinisin... Alış bence orda çok konuşacan böyle...
Çağan
Ordan yeniden havalimanına geldik uçakla 1 saat 40dk ya Trabzona vardık..
Hmmm mis gibi.... Kokusunu bile özlemiş oğlum
Yağız: haklısın valla kardeşim.... Ne güzel küçükken hep buralarda koştururduk.... Şimdi ise o günler geride kaldı....
Çağan: öyle maalesef.... Naz niye duraksadın...
Tuana: anneannemi özledim.... Acaba nasıl? Gelmişken oraya da gitsen mi?
Çağan: gideriz bi tanem... Azacık soluklanalım, orayada gideriz... Hem merak ettim, anneannende senin gibi mi? Bence sen ona benzedin... Çünkü Sıla annem pek sakindir
Tuana: evet ben anneanneme benziyorum... Onun gibi deli kızım
Gülmeye başladım... Yağızlarda bize eşlik etti... Sonunda evlerine vara bilmişdik... İki uçak yolculuğu baya elden salmıştı beni bir an önce dinlenmek istiyordum ....
Sera: ay ay kimler gelmiş.... Hoş geldiniz çocuklar ..
Yağız, Çağan,Tuana,Leya: Hoş bulduk
Sera: geçin içeri dışarısı çok sıcak....
Çağan: babam yok mu?
Sera: yukarıda... Yusuf çocuklar geldi hadi in aşağıya...
Yusuf: tamam hayatım geliyorum...
Çağan: babaanne....
Serpil: uyyy torunum siz mu geldunuz?
Çağan: he ya biz geldik... Ver elini öpeyim
Yağız: babaannem ver elini öpelim
Serpil: ula siz ne kadar buyudunuz boyle ! Gocaman adam olmuşsunuz...
Ha bi dk bakayım.... O arkadan ba yeşul yeşul bakan guzel kızda kim oyle?
Yağız: benim hatun babaanne
Serpil: oylemiii ... Hele gel bakayim bura guzel kızum... Elimi öp bakayim
Leya: öpeyim ninecim... Adım Leya
Serpil: ne guzel ismin var... Manası bağlılık sadıklık anlamına gelir... Umarım ailene hep oyle olursun...
Leya: inşallah babaannecim..
Serpil: ha peki o senin arkandaki gız kim?
Çağan: oda benim hatunum babaanne cim Tuana Naz
Serpil: maşallah ne guzel ismin var yavrum... Sende gel bakayim yanuma ...
Tuana: öpeyim babaannecim
Serpil: isminun anlamı cennet bahçesinden duşen ilk yağmur damlasudur ... Umarım yuvana cennetun verdiği huzur gibi olursun kızım
Tuana: inşallah babaannecim
Yusuf: ol hoş geldiniz çocuklarım
Tuana: hoş bulduk babacan
Gidip ilk önce ben sarıldım Yusuf abiye.... Aradan sadece iki üç gün geçsede onun şefkatini çok özlemiştim.... Ardından Leya ,Yağız ,Efe sarıldı,sonra oturup öğlen yemeği yedik
Tuana: ben bir anneme arayım izninizle
Sera: kızım aramana gerek yok... Anne zaten anneannenlerde
Tuana: sahimi? Onlarda mı geldi buraya?
Sera: sadece annen geldi... Baban orda kalmak istedi.. şirketi boş bırakmak istemedi
Tuana: çok sevindim... Efe bizde gidelim mi oraya ?
Çağan: gidelim canım,hazırlan çıkalım
Yağız: kardeşim siz gidin bizde sonra geliriz tamam mı? Anne bizimkiler nerde peki?
Sera: onlar gezintiye çıktılar... Birazdana dönerler ....
Yağız: tamam o zaman şöyle yapalım onlarda dönsün hep beraber gelelim
Çağan: tamam görüşürüz
Çıkıp babamın arabasıyla Nazın anneannelerine gittik... Kapıyı Sıla anne açtı...
Yeni bölüm nasıldı arkadaşlar.... Hadi Karadenizliler ses edin bakayım😉 Yeni bölüm 25 oydan sonra
Ama yinede sizin için erkenden atmaya çalışıcam....
Sevgilerle yazarınız ❤️