Alora, Harry'nin ne denli inatçı olduğunu bazen unutuyordu. Unutuyor olmasına rağmen Harry ona çok iyi hatırlatıyordu inatçılık seviyesini, özellikle son iki haftadır.
İki haftadır kendisiyle konuşmayan Harry yüzünden cinnet geçirme evresine gelmişti Alora. Ne yaparsa yapsın tepki alamıyordu ondan ve bu durum çok fazla sinirini bozuyordu.
O uzak dururken en azından normal konuşabiliyordu! Harry bunu da yapmıyordu.
Biçim Değiştirme dersliğine giderken Hermione ve Ron'un tartışmasını dinliyordu. Üçüncü görev yaklaşırken kimin şampiyon olacağına yönelik konuşuyorlardı.
"Cedric olur, iki görevde de yüksek puanlar aldı." dedi Hermione.
Ron ise onunla aynı fikirde değildi. "Ama ilk görevde Krum onu yendi, aralarında puan olarak çok az fark var." dedi. "Üçüncü görevi Krum kazanabilir, görevin ne olduğuyla alakalı."
"Cedric çok yetenekli bir büyücü, eminim Viktor'u yenecektir." dedi Hermione kendine güvenerek.
"Eh, iyi bir büyücü evet ama iyi bir sevgili olmadığı konusunda hemfikir olabiliriz sanırım." Ron söylediklerine Alora'nın ne tepki vereceğini merak ederek yan gözle bakarken Alora gözlerini devirip Ron'un kafasına hafifçe vurmuştu.
"Acıdı be!" dedi Ron, Alora'nın vurduğu yeri hafifçe ovarken. Kızın eli gerçekten ağırdı.
Hermione kıkırdayarak "Hak ettin." dedikten sonra üçü birlikte Biçim Değiştirme dersliğine girdiler.
Alora'nın gözleri hızlıca Harry'yi aramış ve onu arkalara doğru bir masada otururken bulmuştu, yanı boştu.
"Harry'nin yanı benimdir!" dedikten sonra koşturarak onun yanına gitti ve bir şey demeden oturdu. Ron gözlerini devirerek peşinden gitmiş ve Hermione ile birlikte onların bir önüne oturmuştu.
Harry, Alora'ya bir anlığına baktığında bakır saçlı cadı ona gülümseyip "Nasılsın Harry?" dedi. "Bugün benimle konuşacak mısın?"
Gözlerini devirdi Harry, gülüşünü zor bastırmıştı. Açıkçası, Alora'dan uzak kalmayı dördüncü günün sonunda bırakacaktı ancak Alora'nın peşinde dolanması biraz hoşuna gitmeye başlayınca sürdürmeye devam etmişti.
Hem bu sayede Alora onun halinden anlıyordu.
"Konuşmayacak mısın?" Alora huysuz huysuz ona baktı. "Sen bilirsin, sıkıldım bu halinden. Ben en azından seninle normal sohbet ediyordum elimden geldiğince."
"Dengesiz tavırlarınla ayarımı bozuyordun, evet." dedi Harry ve Alora o konuştuğu için şaşırdı. "Ben en azından sana bu konuda daha saygılıyım."
"Bilerek yapmıyordum ya!" dedi Alora sinirle. "Bilerek sana zarar verecek bir şey yapar mıyım ben?"
Harry dudak bükerek buna yanıt vermedi, Alora oflayarak önüne dönmüştü.
McGonagall derse başladığında Alora derste sıkıldı ve Harry'ye döndü. "Konuş benimle hadi, halledelim sorunlarımızı."
"Henüz istemiyorum." dedi Harry tıpkı Alora gibi davranarak.
Abartıyla gözlerini devirdi Alora. "Beni böyle cezalandırdığına inanamıyorum."
"Aynısını senin için de söyleyebiliriz."
"Of!" Alora ona sinirle bakarken McGonagall'ın sesi derslikte yükseldi. "Potter! Vandeleur! Sessiz olun yoksa ceza vereceğim!"
Profesörlerinin bu uyarısıyla yarım saat boyunca ikisi de sessiz kaldı, doğrusu ikisinin de ceza alma arzusu sıfır seviyesindeydi.
Ancak yarım saatin ardından Alora yine rahat duramamış, Harry'ye sataşmaya devam etmişti. Bu konuyu artık çözmek istiyordu çünkü.
"Bari ne zamana kadar sürecek bu tavrın onu söyle."
Omuz silkti Harry. "Ben ne zamana kadar istersem."
"Trip atıldığında Sirius'tan beter oluyorsun Harry." dedi Alora. "Bıktırıyorsunuz insanı ikiniz de."
Harry yan bir bakış atarak "Sen de uzaklaş o zaman, dibime gelen sensin." dedi. "Ben senin tribini çekiyorum ayrıca!"
"Sen benimkini çekiyorsun diye senin tribini çekiyorum, her şey karşılıklı."
Tekrar bir söz söylemek üzere ağzını açmıştı ki Harry'yi durduran McGonagall'ın "Potter! Vandeleur! Bu sizi ikinci uyarışım! Bu akşam ikiniz de cezalısınız!" diyen gür sesi olmuştu. "Laftan anlamıyorsunuz resmen!"
Harry avcunu alnına bastırarak "Harika!" dedi Alora'ya. "Şimdi senin yüzünden akşamımızı cezada geçireceğiz! Quidditch oynayacaktım ben Ron'la."
"Ben senin yüzünden o kadar cezaya kaldım, ne olacak sen bir kere kalsan?" dedi Alora huysuzca. "Hem hiç de benim yüzümden değil. Bana düzgün cevap versen böyle olmazdı!"
"Gayet de senin yüzünden!"
Alınmış bir şekilde yanındaki çocuğa baktı Alora. "Hiç alakası-"
"Potter! Vandeleur!"
İkiliyi ders boyu susturan son uyarı bu olmuştu.
⚵
Harry ceza için Biçim Değiştirme dersliğine girdiğinde Alora'nın yanında McGonagall'ı görmeyi bekliyordu, Pierre'i değil.
Pierre masada otururken Alora onun karşısındaki sırada oturuyordu ve ikisi de Harry içeri girince başlarını ona çevirmişti. "Gel, Harry." dedi Pierre.
"Profesör McGonagall nerede?" diye sordu Harry otururken. Alora'nın hemen yanına değil, aynı sıradaki farklı bir kümeye oturmuştu. Alora buna gözlerini devirdi.
"Minerva bana Alora'nın ceza aldığını söyleyince şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu cezaya senin de dahil olduğunu öğrendim Harry." Bunu duyunca sırıtmadan edememişti Harry. "Ben de Minerva'dan cezanın sorumluluğunu alıp size Patronus çalıştırmaya devam etmenin mantıklı olacağını düşündüm."
Alora "Boş oturmaktan iyidir." diyerek babasına destek çıkarken Harry de ona katılmıştı. Hem Patronus konusunda oldukça ilerlediğine inanıyordu, bu denemede kendine daha çok güveniyordu.
"O zaman asalarınızı çıkarıp başlayın bakalım." dedi Pierre ve ikiliyi serbest bıraktı.
Harry "Ben epey çalıştım boş zamanımda." dedi. "Yapmaya yaklaştığımı düşünüyorum."
"Harika, Harry." Pierre ona takdir edercesine baktı. "Alora sende durumlar nasıl?"
Alora dudak büktü. "Pek iyi değil. Bir türlü doğru anıyı bulamıyorum sanırım."
Pierre birkaç saniye düşündü. "O zaman sen de mutluluk hissini en çok anımsatan hayali bir şeye odaklan, bir anın olmak zorunda değil. Ana tema mutluluk. Mutluluğu hissedin."
Babasının dediklerini dinledikten sonra nefes verdi Alora, bir de böyle deneyecekti. Bu büyüyü yapmayı çok istiyordu. Cisminin ne olacağını çok merak ediyordu üstelik.
Harry derin bir nefes alıp mutluluk hissine odaklanırken Alora'ya bakmadan edemedi. Mutluluk dediğinde aklına gelen ilk şey genelde Alora oluyordu çünkü. Hemen ardından da Quidditch'i anımsıyordu Harry.
"Expecto patronum!"
Harry odaklanmaya çalışarak asadan gümüş dumanın çıkmasını izlerken Pierre yerinde doğruldu, bir şeyler oluyor gibiydi.
Harry'nin patronusunu incelerken bir anlığına şekil alır gibi olduğunda "Başaracaksın Harry!" dedi Pierre hevesle.
Alora da aynı hevesle Harry'nin büyüsünü izliyordu. Onun başarmasını o kadar istiyordu ki. Harry ile gurur duymaya bayılıyordu çünkü.
Tam bir siluet görünür gibi olduğunda Harry dikkatini kaybedip büyüyü yarıda bıraktı. Pierre "Çok az kalmıştı!" dedi. "Dört ayaklı bir şey gördüğüme yemin edebilirim."
"Evet, ben de gördüm." Alora hevesle Harry'ye ilerledi. "Bir kere daha denesene, yapacaksın!"
Harry onun mavi gözlerindeki hevesli ışıltıya bakarken nasıl hayır diyebilirdi ki? Alora onun başarısı için ondan daha çok heveslenirken nasıl hayır diyecekti ki?
Sırtını dikleştirerek "Expecto patronum!" dedi bir kez daha ve Alora yanında olduğundan mıdır bilinmez kendini daha mutlu hissederken Patronusu hızlıca şekil aldı ve bir cisim kazandı.
Pierre gördüğü çatal boynuzlu geyikle olduğu yerde buz keserken daha önce defalarca kez gördüğü geyiğe yıllar sonra bir kez daha bakıyordu.
"Aman Tanrım." dedi Alora, etrafta dolanan geyiği izlerken büyülenmiş gibiydi. O kadar güzel ve heybetli gözüküyordu ki hayran kalmıştı. "Çok güzel Harry."
Harry de geyiğine bakıyordu. Kendini o kadar yakın hissetmişti ki Patronus'una bir anda. Ruhunu görüyor gibiydi geyiğe bakarken.
Bir dakika kadar kısa bir sürenin ardından Patronus buluta dönüşerek gözden kaybolduğunda Pierre boğazını temizleyip kendini toparlamaya çalıştı.
"Tebrik ederim Harry. Başaracağını biliyordum ve beni şaşırtmadın. Yani... Geyiğin şaşırttı tabii."
Harry hevesle Pierre'e "Ama çok güzeldi değil mi?" dedi. "O kadar göz kamaştırıcıydı ki!"
"Evet, çok güzeldi." dedi Pierre. Neredeyse James'inki kadar güzel. "Tebrik ederim. Alora, sen de bu azimle çalışmaya devam edersen yaparsın."
Başını sallayıp babasını onayladı Alora.
Birkaç saat daha çalıştıktan sonra Pierre ikisini nihayet azat ettikten sonra Gryffindor Kulesi'ne doğru yürüyordu iki genç.
"Geyiğin gerçekten çok güzeldi." dedi Alora konuşma başlatmak için.
"Sağ ol." Harry'nin soğuk cevabına karşılık nefes verdi Alora, ders esnasında bazı şeyleri aştıklarını düşünmüştü ama görünen o ki Harry tribinde kararlıydı.
"Harry, böyle yapma." dedi. "Gerçekten artık hoş olmuyor."
"Sen yaparken de hoş olmuyordu Alora, inan bana. Üstelik sen Diggory ile birlikteydin."
Ofladı genç cadı. Özür mü dileyecekti Cedric'ten hoşlandığı için? Hem Harry'nin hisleri gözünü korkutmuştu gayet, kendi hislerini bile zor bela kabullenmişti.
"Eğer böyle yapmaya devam edersen bir adım ilerleyemeyiz. Ve ben de senden uzaklaşmaya başlarım."
Belki Harry'yi kendiyle tehdit ederse Harry yumuşardı. Bunu çocukken çok sık yapardı ve her seferinde işe yarardı, şimdi de işe yarayabilirdi.
Harry alayla gülerek yürümeyi bıraktı ve olduğu yerde durdu. O durunca Alora da durmuştu. "Sen de mi uzaklaşacaksın? Bu kadar kolay sıkıldın peşimde koşmaktan herhalde!"
"Alakası yok ama sebepsiz uzatıyorsun! Beni anlamaya çalışsaydın-"
Harry sinirle ona baktı. Alora'yı anlamaya çalışmıştı ve biraz olsun anlamıştı ama Alora kendisini anlamamıştı hala.
Harry onun empati yapması için bu oyuna girişmişti ama hala tam anlamıyla empati yapamamıştı Alora.
Üstelik ilişkileri öyle bir hal almıştı ki Harry hayatlarında yaşamadıkları küslükleri bu yıl yaşadıklarını fark etmişti. Gittikçe de kötüye gidiyor gibiydiler.
"Önce sen beni anla, öyle konuşuruz." dedi Harry. "Ayrıca, benden uzak duracaksın ya?"
Alora sorarcasına ona bakarken Harry hızlı adımlarla kendisine yaklaşıp dudaklarını Alora'nın dudaklarına bastırdı ve onu sertçe öptü. Alora onun atılımını bu sefer hızlı karşılamış ve dudaklarını aralayarak cevap vermişti.
Hırçın bir şekilde birbirlerini öperken Harry tüm sinirini çıkarmak istercesine öpüyordu Alora'yı. Alora onun bu işgaline telaşla karşılık vermeye çalışırken başarısız oluyordu.
Harry bir anda dudaklarını ayırdığında Alora kapattığı gözlerini açarak ona şaşkınca baktı. Aniden gelen bu öpücük onu afallatmıştı ancak hoşuna gitmişti.
Harry'nin dudaklarına alıştığını fark etmişti, aynı zamanda da doyamıyordu. Defalarca öpmek istiyordu.
"En azından uzak durmak için bir sebebin olsun, bu öpüşmeyi sebebin yapabilirsin. Hepsini sebep yaptın ya!"
"Harry!" Alora onun arkasını dönüp gitmesini izlerken beklemeden peşinden ilerledi ancak Harry "Peşimden gelme!" diyerek onu durdurmuştu.
Peşimden gelme demişti. Harry ne zaman Alora'nın peşinden gelmemesini istemişti ki?
Alora ilk kez onun peşinden gelmemesini istediği için üzülerek olduğu yerde birkaç dakika durdu.
-
-
-
BANA BAKIN
BÖYLE ÖPÜŞÜP ÖPÜŞÜP BİRBİRİNİZE TRİP ATACAKSANIZ BEN GİDİYORUM HE
BENİMKİ DE CAN ÇÜNKÜ
neyse, geçiş bölümüydü. Sonraki bölüm geliyor gelmekte olan diyelim mi? Bence diyelim
Harry ilk Patronus'unu yaptı🥺 İnşallah Alora da yapar diyelim çünkü ben dört gözle bekliyorum yapmasını
öpüyorum hepinizi, oy ve yorumları unutmayınnn
04.07.2023