KANLI SİS

By matmazelinizz___

2.1K 349 1K

~Kanlı Sis "Adaletin Kadını"~ "Senden nefret etmeme engel ol." dedim sırıtarak. Sesli bir şekilde güldü, yüzü... More

•1.Bölüm-DEJA Sözü
•3.Bölüm-Hayaller ve Kırıklar
•4.Bölüm-Los Angeles Polis Teşkilatı
•5.Bölüm-CÖB
•6.Bölüm-Olay Yeri
•7.Bölüm-Yakışıklı Dedektif
•8.Bölüm-Gündüzlerin Hayaleti Gecelerin Kraliçesi
•9.Bölüm-Filmin Fragmanı
•10.Bölüm-Ateşin Diğer Yüzü
•11.Bölüm-Güzel Bir Gece
•12.Bölüm-Alevli Gözler
•13.Bölüm-Oyuncu
•14.Bölüm-Oyunbozan
•15.Bölüm-Kovalambaç
•16.Bölüm-Kaktüs
•17.Bölüm-Gerçekler
•18.Bölüm-Yeni Temsilci
•19.Bölüm-Adalet (1)
•20.Bölüm-Adalet(2)
•21.Bölüm-Kaçak
•22.Bölüm-Teklif
•23.Bölüm-Sönmüş Ateş(S.F.)
•24.Bölüm-İpucu
•25.Bölüm-Görüşme
•26.Bölüm-Tehtit
•27.Bölüm-Victoria Black
•28.Bölüm-"Onu tanıyorum."
•29.Bölüm-Geçmişteki Gerçekler
•30.Bölüm-Geçmiş Güzeldir
•31.Bölüm-Bir Kez Daha
•32.Bölüm-Acılar ve Kabuk Oluşturanlar
•33.Bölüm-Adalet (3)
•34.Bölüm-Acı ve Aşk

•2.Bölüm-Buluşma (1)-Paris

169 24 80
By matmazelinizz___

Hoş geldinizzz
Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyinnn

Derin bir nefes alın,
Başlıyoruzzz❤️‍🔥

🍂🌑

14 yıl sonra...

~Elena Robinson;~

Gece boyunca uyuyamamıştı.Sanki biri onu uyumamaya zorluyormuş gibiydi.Gözüne hiç uyku girmedi.Gün boyunca uyuklamasına rağmen...

Gece boyunca bakıştığı tavandan gözlerini ayırıp üstündeki battaniyeyi kenara fırlattı.
Ayaklarını yatağın kenarında sarkıttı,komidinin üstündeki tokayı aldı ve saçını iki eliyle döndürüp yukarıda birleştirdi,tokayla saçını toparladı.

Keyifsizdi.Hiç keyfi yoktu.Yürümek,koşmak istiyordu.Geceden beri bunu istiyordu.
Yürüyüş yapma planı vardı.Belkide biraz koşu,veya dışarıda eline kahve alıp kitap okumak...

Yataktan kalktı ve odasının solunda olan küçük gardırobuna doğru ilerledi.

Bol,rahat,geniş bir elbise giymek istiyordu.

Hayır.

Öyle bir elbisesi yoktu.Hiç almaya bile tenezzül etmemişti.

Pantolon,kısakollu,uzun kollu,tayt...Hep bu tarz kıyafetler ile doluydu. Hatta dolu değildi.Sadece vardı.

Üst rafdan mavi bir kot pantolon;alt raftan bol bir kısakollu alıp yatağa fırlattı.

Boy aynasının karşısına geçti.

Felaket gözüküyordu.Gerçek bir felaket.

Gözleri şişmişti.Göz altları ise hafif morarmıştı.Her zamankinden çirkin gözüküyordu.

Makyaja ihtiyacı vardı.Hiç yapmaya bile tenezzül etmediği o makyaja.

Kapıyı açıp ablasının odasına girdi.Ablası evliydi fakat bu eve yatılı kalmaya geldiklerinde bu odayı kullanıyorlardı.Ablası da odaya birkaç makyaj malzemesi bırakabiliyordu.

Makyaj masasının önüne geçti,Aynadan kendine baktı ve dört yıldız dövmesine dokundu,gülümsedi. Orta boyda sarı saçlarına baktı, elamsı kahverengi gözlerine baktı. Kendini seviyordu.

Fondöten,göz altı kapatıcısı ve ruj malzemelerini sol eline alıp odadan çıktı.

Makyaj masası olmadığı için boy aynasının önüne oturdu ve kendini süzdü.

İğrenç.

Kapatıcıyı alıp göz altlarına sürdü.

Her yerine yedirdikten sonra kendini bir daha süzdü.

Daha iyi.

Adını hepsinden iyi bildiği ve sıklıkla kullandığı kırmızı ruju alıp alt dudağına az olacak şekilde sürdü.

Dudaklarını birbirine değdirdip her yerine yedirdi.Tekrar kendini süzdü.

Çok daha iyi.

Yatağın üstündeki bol beyaz kısakolluyu alıp üstüne geçirdi.Ardından mavi kot pantolonu,kısakollunun üstünde olacak şekilde ayarlayıp giydi.

Odasının sağındaki annesinin yeni yıkayıp Elena'ya verdiği ama Elena'nın odanın kenarına attığı temiz beyaz çoraplarınıda giydikten sonra sıra saçına gelmişti.

Saç en son olmalıydı.Aslında belki de makyaj da öyle olmalıydı.

Saçını saldı ve yerde duran tarağı alıp taramaya başladı. Acıdan gözleri yaşarmıştı.

Rastgele tarayıp alelacele üstten bir kuyruk yaptı ve önlerden iki tutam saçı yüzüne düşürdü.

Yatağın üstündeki bel çantasını aldı ve taktı.Komodinin üstünde duran cüzdanına da alıp birbirine karışmış olan iki kulaklığı rastgele çantaya atıp,eline telefonunu aldı ve odasından çıktı.

Çelik kapının önüne geldi.Spor ayakkabılarını giydi ve annesine seslendi; "Ben çıkıyorum." Annesi hemen koridorda belirdi ve Elena'nın yanına geldi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Biraz yürüyüş yapacağım. Kafamı dağıtmak gerekiyor." Annesi hiçbir şey söylemeden Elena'nın yüzüne suçlu iması ile bakıyordu. "Hayır anne, bir daha öyle birşey yapmayacağım. Söz verdim: hem babama hem sana. Biliyorsun."

Annesi birkaç saniye sadece yüzüne baktı hiç konuşmadı. "Üçüncü kez olmaması dileğiyle." Annesi mutfağa doğru ilerlerken aniden durdu ve Elena'ya döndü. "Elena!" Elena annesine doğru döndü. "Nerede çalışacağın artık belli mi?"

"Senelerdir belli anne.Ben Amerika'da çalışacağım."

"Elena yanlış yapıyorsun. Siz o sözü verdiğinizde çocuktunuz. Onlar bunu unutmuşlardır bile. Saçmalamayı bırakmalısın."

Annesine göz devirdi ve tekrar annesine baktı. "Özür dilerim,ama anlamıyorsun. Anlayamazsın." Çelik kapıyı açıp çıktı.

Büyük ve hızlı adımlarla nereye gittiğini bilmediği yolda yürümeye başladı.Kimse anlayamazdı.O normal bir söz değildi.Onlar bunu unutacak kişiler değillerdi.Unutamazlardı.

DEJA sözü! Diye bağırdıklarını hatırlıyordu.

Onu düşüncelerinden uyandıran çantasında titreyen telefonu oldu.Titreşime almıştı. Yine annem diye düşündü.Kim bilir ne almasını söyleyecekti.

Telefonu çantadan çıkardı.Ekrana bakmadan aramayı kabul edip telefonu kulağına götürdü.

"Evet?"

"Elena Robinson?"Bu kalın bir erkek sesiydi.Annesi değildi.Telefonu kulağından çekip ekrana baktı.

Yabancı numara.

"Kimsiniz?"

"Jack!Ben Jack!Jack Carter!" O kadar heyecanlıydı ki nefes nefese gibiydi.

Bir an kalbi durdu. Yolun ortasında kalakaldı. "Aman tanrım!Jack!" Arabanın kornaya basıp onu uyarlamasıyla yolun kenarına geçti ve duvara yaslandı.

"DEJA sözünü unuttuğumuzu düşünmedin herhalde."

"Hayır tabiki!Biliyordum unutamayacağınızı."

Uzun bir sessizliğin ardından Jack konuştu.

"Neredesin hemen buluşalım."

"Fransa'dayım.Ailem burada, ben buradayım.Sen nerdesin?"

"Aman tanrım!Ciddi misin?Ben de Fransa'dayım."

"Ne?Bu çok iyi!"

"Hangi şehirdesin?"

"Bordeaux."

"Ah!Ben de Lyon,ama sorun yok hemen Paris havaalanında buluşalım."

"Hemen şimdi mi?"

"Evet.Hemen şimdi."

"Tanrım!Buna inanamıyorum.Uçarak geliyorum Jack." Ve telefonu kapattı.

Evden alması gereken hiçbir şey yoktu. Kağıt, pasaport, kimlik çantasındaydı. Her zaman yanında taşırdı.

Şimdi gitme zamanıydı.

Paris...

Boşta olan bir bilet vardı ve onu alıp koşarak otobüs terminaline gitti.

Yarım saatin ardından otobüs terminalindeydi.

Otobüs ilerledi ve Elena Paris'e doğru yola koyuldu...

***
_____________________________

***

Otobüs 2 molanın ardından Paris Otobüs Garı'nda durdu. Elena alelacele arabadan çıktı. Ortalıkta kimse gözükmüyordu.Saat gecenin üçüydü.

Oturma yerlerine doğru ilerlemeye karar verdi.

Yol boyunca hiç uyuyamamıştı.Hem çalışmanın verdiği sevinç,hem de buluşmanın verdiği heyecan;Elena'nın yüreğini yakıp kavuruyordu.

Oturma yerlerine tam varmıştı ki hızla gelen ayak sesleri onu durdurdu.

Arkasına yavaşça döndü ve birisi ona doğru koşup aniden sarıldı.

Elena'yı sıkıyor,nefes almasına engel oluyordu."Seni çok özledim..."

Jack Carter.

Elena da sımsıkı sarıldı.

"Ah!Bende öyle Jack..."

Jack kollarını Elena'dan uzaklaştırdı ve geri çekildi,Elena'nın yüzüne baktı.
Elena'da dehşet verici bir yorgunluk vardı bedeninde.
Jack'de ise dehşet verici sakinlik,mutluluk,heyecan ve daha fazlası...

"Çok değişmişsin, fazlasıyla."

"Sen aynısın sanki."

Elena güldü,
Jack güldü.

Jack son göründüğü gibi gözükmüyordu. Üzerinde takım elbise vardı. Çocukken asla giymeyeceğini söyleyen çocuk takım elbiseyle onu otobüs garından almaya gelmişti. Açık kahverengi saçlarını kısaltmıştı, aynı Elena'nınkiler gibi kahverengi gözlere sahipti. Çenesi Darian gibi sivri değildi ama Jack de onun kadar sivri bir çeneye sahipti.

"Diğerleri nerede,Darian ve Adela?"

"Im..."

Adela sorusunu cevabını bekler bir şekilde Jack'e baktı."Ne?"

Jack sustu konuşmadı.

"Darian'a ulaşabildim.Nasıl ulaştığımı sorma."

"Adela?"

"Ulaşamadım onu bulamadım."

Hayal kırıklığı.

Elena ellerini alnından çenesine doğru götürdü.

"Neden?"

Jack gözlerini kaçırdı.Başka tarafa doğru baktı."Bilmiyorum,ulaşamadık."

"O olmadan hiçbir yere gitmem Jack.Bu yemini,bu sözü bizden çok o istiyordu, yapamam,olmaz. Adela benim en yakın arkadaşım."

"Pekâla."

Elena soru sorar gibi Jack'e baktı.

"Otele gidiyoruz,Adela'yı bulacağız." Dedi ve kararla gözlerinin içine baktı.

Elena gülümsedi.Onun yanında olmasını her şeyden çok istiyordu.En yakın arkadaşını yanında görmek istiyordu.

"Gidelim..."

"Gidelim..."

_____________.....______________

İki kişilik bir oda tuttular.İki yatakta ayrı odalardaydı.

Jack kendi odasına geçip, bilgisayarını açtı ve oyalanmaya başladı.

Elena Jack'in nasıl arkadaşlarını bulduğunu anlayamıyordu.Hacker olmalıydı...

Elena Jack'in odasına gitti ve kapıyı tıklayarak içeriye girdi.Jack'in çalıştığı masaya sağ elini dayadı ve tüm yükünü masaya verdi. "Anlamıyorum.Nasıl bizi bulabiliyorsun?"

"Meslek sırrı."

Elena güldü.

"Senin mesleğin polislik değil mi?"

"Hobi olarak yapıyorum aynı zamanda yan meslek."

Jack güldü.
Elena güldü.

"Anlat bakalım.Adela'yı.nasıl bulacaksın?"

"Sanırım buldum. Eski adreslerinden."

Elena sustu ve şaşırmış bir ifade ile bilgisayarın yeşil ekranına baktı. "Nasıl yani?"

"Nerede oturduğunu buldum ama ailesi ile yaşıyorsa onu bulabiliriz şu an bulduğumun tapusu babasının üzerine ama kiralık olarak gözüküyor. Bir tane daha adres var ve Adela'nın kargoları genellikle bu adrese geliyormuş."

"Nasıl yaptın bunu?"

"Meslek sırrı demiştim. Hem anlatmaya kalksam muhtemelen uçağa geç kalırız."

"Kesinlikle."

Yaslandığı masadan elini çekti ve koridora doğru ilerledi.

"Haydi gidelim!"

"Saçmalama Elena,uyumamız lazım.Yarın rahat ve sağlam kafamızla gider Adela'yı buluruz.Git ve uyu.İyi geceler."

"Erkenden!"

Jack güldü."Tamam Elena.Erkenden!"

Elena tam odadan çıkıyordu ki geri döndü."Ah! Sormayı unuttum."

Jack,Elena'ya döndü.

"Darian,nerede?"

"Amerika'da, görev başında. Los Angeles Polis Teşkilatı'nda. Bizi bekliyor."

"Ciddi misin?! Buna çok sevindim."

"Umarım sevincimiz Adela'da da aynı etkiyi verir."

"Umarım..."

Elena arkasını dönmüş yürüyorken Jack tekrar konuştu."Elena!"

Elena,Jack'e döndü. Söylemesi anlamına getiren bir bakış attı.

"Bugün akşam yolculuk Marsilya'ya."

Elena gülümsedi ve odadan çıktı.Odasının kapısını açtı.Odada çift kişilik yatak,komidin, küçük bir gardırop ve masa vardı.Hepsi çok tatlıydı ve birbirlerine uyumluydu.

Elena ılık bir duş aldı ve otel tarafından verilen bol geceliklerini üstüne geçirip yatağına girdi.Telefonunu çantasından çıkardı.Bordeaux'dan ayrıldığından beri telefonuna bakmamıştı.

Annesi onlarca mesaj atmış ve arama yapmıştı.Elena'yı çok merak etmiş olmalıydı.

Kısa ve öz bir mesaj attı:

"Günlerdir çalışmamı arzulayan güzel annem...İstediğin gibi çalışmaya gidiyorum:Amerika'ya.
Ülkeye doğru yola koyulduk ve artık oradayım.Ziyaretlerimi eksik etmeyeceğim.Senden ve sizden özür diliyorum.Bunu yapmaya mecburdum.İnan bana beni anlayamazsın.O yüzden yakında görüşmek üzere.
Birde...Hiç inanmadığın DEJA sözümüzü yerine getirdik.Artık beraber çalışıyoruz.Dördümüz...

Seni,babamı ve ablamı seviyorum.Kendinize iyi bakın...

Polis kızın Elena Robinson..."

Telefonunu komodinin üzerine bıraktı ve derin uykulara doğru gözlerini kapadı.

🍂🌑

Devam edelim mii??

👇🏻
👇🏻
👇🏻

Continue Reading

You'll Also Like

55.6K 5.1K 53
"Neden her şey tam normale döndü....artık tamamen mutlu olacağız dediğim zaman yine bir şey ortaya çıkıyordu?? Belki de bu benim lanetimdi! Hatta var...
13.9K 522 6
▪︎ Kısa roman. Kirpiklerimde takılı kalan gözyaşını izlediğini fark ettim, anlamlandıramadığım ifadeyle "Titriyorsun," diye fısıldadı. O diyene kadar...
2.5K 1.1K 21
Sanaldan başlayan bir aşk, evliliğe doğru gidiyor ve ben hala bu adamın etkisinden çıkamadım. monalisa: 7.7.23 sanaldan başlayan bir aşkın evliliğe...
45.7M 2.1M 86
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...