Gece boyu ayaktaydım ve hiç bir şekilde bildirim gelmemişti. Sanırım bu kadardı sadece 2 3 paragrafla pes edeceğini tahmin etmemiştim.
Bu sabah yemek yemeden yine kısa bir duş alarak evden çıktım. Kulaklıklarım kulağımda sabahki açık hava ile yürüyordum ve gerçekten bu beni rahatlatıyordu. Kulaklığımdan çıkan ve kulağıma yer eden sesler kadar rahatlatan ve yatıştıran bir şey yoktu.
Bildirim gelince gereksiz bir heyecan ile telefonumu açtım.
KnowCtrl : Yemeğini yedin mi?
BangzZ : Sabah yapmadım.
'Hesabınıza 928.205,00 won yattı.'
Zengin olma yolundayım ama parayı kendi elimin teri ile kazanamadığım için kullanmak istemiyordum. Rahatsız edici idi daha nereden geldiğini bile bilmiyordum.
*
Sınıfa girdiğimde pek öğrenci yoktu her zamanki gibi. Yerime oturup gerekli defterimi kitabımı çıkardıktan sonra kafamı sıraya koydum. Sıraya koyar koymaz bir bildirim daha geldi.
KnowCtrl: Şuben kaç ?
(görüldü, 08.30)
KnowCtrl : Bu da bir soru ?
BangzZ : B
'Hesabınıza 905,00 won yattı.'
Umursamadan telefonumu sessize alıp tamamen kapattım ve kulaklıklarımı da çıkarıp cebime attım. Dersimiz Kimya, pek sevmezdim ama yine de çabalıyordum. Öğretmenimiz Lee Sun-mi'nin gelişini sınıfça beraber duyduğumuz için ayağa kalkmıştık. Öğretmenin arkasında 2 çocuk daha vardı. Birini tanıyordum geçen gün tanıştığım Sana ama diğerini bilmiyordum.
'' Günaydın çocuklar. Size yeni gelen transfer öğrencilerimiz var iyi geçinin '' dedikten sonra oturmaları için eliyle izin verdi. Sadece benim ve diğer Kız öğrenci olan Momo'nun yanı boştu, Sana benim yanıma yöneliyordu ki yanıma diğer çocuk oturdu. Nasıl olduğunu anlayamamıştım bile.
Sana Momo'nun yanına oturdu mecburen. Yanımda oturan aksime daha şıktı. Saçlarına şekil verilmiş , kıyafeti ütülü düzgün biriydi ve diğer kişisel eşyaları da bakımlı duruyordu.
Bana elini uzattı '' Ben Lee Minho , memnun oldum'' hafifçe gülümsemişti
El sıkıştım '' Christopher Bang '' dedim hafifçe gülümseyerek.
*
Teneffüs olunca genelde kitap okurdum, yine aynı düzenime göre kitabımı çıkarıp okumaya başladım. Aniden yanımda Sana belirdi.
'' Chris bugün yine kursa gelecek misin ? ''
'' Evet genelde her gün gelirim ''
'' Bir de Seungmin hangi şubede biliyor musun''
'' 10/F olması lazım ''
''Teşekkürler Chris'' dedikten sonra koşa koşa sınıftan çıktı. Minho'ya baktım çok sessiz duruyordu aniden çantasını karıştırmaya başladı bir şey bulamayınca da derin bir iç çekti. Sormadan edemedim ;
''Bir şey mi oldu ? ''
'' Hayır sadece paramı almamışım ve bugün gerçekten lazımdı.''
Aklıma bankamdaki paralar geldi , onları kullanmalı mıydım? Zor durumda gibi gözüküyordu üstelik okulun ilk günüydü onun için. Hayal kırıklığı yaşıyor olmalıydı.
'' Kartımdan bir miktar çekebiliriz istersen. En azından ne kadarına ihtiyacın varsa ''
'' Gerçekten mi '' gözleri parlamıştı aniden ve kocaman gülümsemişti. O gülümseyince istemsiz bende gülümsemiştim.
'' Müdürden karşıdaki ATM için izin alabiliriz? Gel benimle''
İkimizde kalkıp idari kata indik. Hem müdürümüz hem de müzik öğretmenimiz Jin - young yani Bay Park bana güvendiği için izin vereceğini biliyordum. Yine de içimde tereddüt vardı.
Beni görür görmez gülümsemişti Bay Park.
'' Efendim biraz paraya ihtiyacı var arkadaşın. Kendisi yeni transfer öğrenci Lee Minho İzninizle karşıdaki Atm den bir miktar çekebilir miyiz? ''
Bay park Minho'ya garip garip bakışlar attıktan sonra bana geri döndü. '' Tabi sana güvenim tam Chris. '' dedikten sonra umursamayan tavırla disiplin için gelen öğrencilerin yanına gitti. Changbin yine Bay Park'ı kızdırmak için sivil gelmiş olmalıydı açıkça bu gerçekten komikti.
'' Gel gidelim Minho ''
Minho evet anlamında mutlu mutlu kafasını sallayarak peşimden geldi, beraber Atm'ye gidip bir miktar para çektik. Paraları güzelce saydım tam olduğuna emin olduktan sonra Minho'ya uzattım.
''Parayla pek işim yok al hepsi senin olsun ''
Minho sırıtmıştı '' Emin misin çok yüklü bir miktar ''
Garip davranışını anlayamadan tekrar al anlamında uzattım. Aniden sırıtışı yüzünde kayboldu ve geri ilk gördüğüm neşeli Minho geldi.
'' Pekala ama bir şekilde bölüşürüz '' dedi gülümseyerek ikimiz de sınıfa geçtik.
*
Çıkış vaktine kadar Minho ile bir sürü şey yapmıştık. Kantinden öğrencilik hayatım boyunca ilk defa yemek yedim sonra beraber Minho'nun okula olan borçlarını ödedik ve her teneffüs bol bol sohbet ettik. İlk defa bir okul günüm bu kadar dolu geçmişti ve ilk defa kendimi insanlarla ciddi anlamda sohbet ederken bulmuştum.
Çıkışta Sana ile beraber müzik odasına indik ve bu sefer Minho da bizimleydi. Seungmin dün çaldığım parçanın aynısını çalmaya çalışıyordu ama her seferinde sinirlenip piyanonun tuşlarını yumrukluyordu.
''Hoş geldin Hyung'' aniden piyano masasından kalkmıştı '' Yanındaki kim''
'' Minho, Sana gibi oda transfer öğrenci. Müzik kursunu merak ettiğini söyledi ''
Minho herkesle selamlaştıktan sonra bir köşeye geçti bende Seungmin ve Sana'ya belirli şeyleri öğretiyordum. Arada Minho ile göz göze geliyorduk ama her göz göze geldiğimiz an gözlerini benden kaçırıyordu.
Seungmin şarkıyı söylerken, Sana da piyano çalıyordu harika ekip olmuşlardı geleceklerini gözlerimle okumuştum adeta. Biraz zaman geçtikten sonra Seungmin ve Sana gitmişti ve ben her zamanki gibi piyano ile baş başa kalmıştım. Normalde sadece piyano ve ben baş başa kalırken bu sefer yanımda Minho da vardı.
'' Benimle çalmak ister misin ? ''
'' A-ah.. Gerçekten mi? ''
'' Şaka yapmıyorum '' Footsol'un bir tarafına o otursun diye kaymıştım, çantasını bırakıp yanıma oturdu. Bulduğum kağıtlardan birkaç tanesini karıştırdım ve çalınabilecek bir tane seçtim. Sonrada önümüzdeki koyulabilecek yere koydum.
'' Bak şimdi sadece dediğim yerlere basarsan gerisi bende kalacak. Bir döngü yada arka fon müziği gibi düşün tamam mı'' Minho'nun ellerini tutup parmaklarını tek tek hareket ettirdim o ritmi tutturana kadar. Bir süre sonra da kendisi gayet güzel şekilde yapmaya başlamıştı.
'' Sakın durma bunu yaparken böyle devam et'' dedikten sonra kendi kısmıma geçtim. Parmaklarım Minho'nun parmaklarına kıyasla daha hareketliydi, sürekli basıp çekiyordum ve bunu çok tutkulu yapmaya başlamıştım. Benimle beraber de Minho da aynı tutkuyu vermişti harika bir senkronizasyon içindeydik.
Tuşlara bastıkça daha gaza geliyordum ve daha sert basıyordum bir anda piyanodan çıkan sesler yükselirken birden düşüyor birden de tekrar yükseliyordu ve bu inişli çıkışlı uyuma Minho'nun uyması da müziği harika bir yere getiriyordu. Parmaklarım sihir gibiydi adeta oradan oraya nasıl geçiyor anlamıyordum ama oluyordu işte. En sonunda ikimizde aynı anda basıp bitirdik nedensizce sıcaklayıp terlemiştim.
'' Nasıldı ? '' dedi bana bakarak. Gerçekten etkilendiğim suratımdan da belli oluyordu bence.
'' Harikaydı, normalde ben çalarken bana öğretmenimiz dahi kimse uyum sağlayamazdı. Senin uyum sağlaman beni çok mutlu etti. Sık sık tekrar edelim olur mu?''
'' Çok heyecanlandım şuan. Acaba beni de kursa alırlar mı? ''
''Bence evet özellikle bu performansı yarın öğretmenimize gösterelim diyorum''
Minho evet anlamında kafa salladıktan sonra ikimizde ayağa kalktık. Artık okul kapanacaktı ve gitmemiz lazımdı.
Yollarımız maalesef ki okulun hemen kapısında ayrılıyordu. Gülümseyip el salladım ve kendi yoluma koyuldum. Gerçekten insanlarla vakit geçirmenin kıymetini anlıyormuş gibi bir his vardı içimde...