RUS MAFYASI | texting

By hayalden1gece

10.8K 626 259

hiç sevilmemiş gibisin. More

❝ g i r i ş ❞
──2
──3
──4
──5
──6
──7
──8

──1

1.7K 76 12
By hayalden1gece

"Ne olacak bu mahallenin hali ya..." Kendi kendine söylenen kuzenime kısa bir bakış atarak önümdeki hamuru var gücümle yoğurmaya devam ettim. "Ne olmuş yine?"

Nişastadan biraz hamura yedirirken bir yandan da Sude'nin pencereden dışarıyı gözetleyip daha sonra salonda dolaştığı rutini izliyordum. Kafasını yeniden pencerenin pervazına yaslarken, "Neredeyse bir hafta oldu hala gitmediler," diye söyleniyordu.

"Giderler yakında," diye mırıldandım. İşin aslı şu ki, ben bile bu söylediğime inanmamıştım. Normal diye adlandırılan bir mahallede yaşıyorduk, herkes kendi işinde gücündeydi ve öyle çok fazla olay da yaşanmazdı, hatta sessiz bile diyebilirdim. Fakat bu sessizlik son iki yılda bozulmuştu, kiralık dairelere sürekli yeni birileri taşınıyor, olay çıkartıyor ve ev sahibiyle kavga etmeden de ayrılmıyordu. Bazıları belalı tiplerdi, bazıları polis tarafından aranıyordu -ki gecenin bir vakti baskın gerçekleştiğine pek çok kez şahit olmuştuk- bazıları da böyle yine kendi tiplerini peşine takıyordu işte. Sessiz ve huzurlu dediğimiz mahallemizde silahlı çatışma bile yaşanmıştı ve bu bize artık çok fazla geliyordu.

Vakti zamanında polisi aramaktan artık onlarla bile arkadaş olmuştum, mahalleli bıkkındı ancak sesini çıkarmaya korkacak kadar da hayatını seven insanlardı, ben ve kuzenim de buna dahil olduğumuz için son bir haftadır mahalleyi abluka altına alan bu belalı tiplere sessiz kalmaktan başka çaremiz yoktu. En azından mantığım böyle söylüyordu, iç düşüncelerim tamamen bu fikre karşıydı.

"Geçen Neriman teyzenin oğlunu sıkıştırmışlar ara sokakta."

Başımı pizza şeklini verdiğim hamurdan kaldırırken şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. "Mustafa'dan mı bahsediyorsun? Benim neden şimdi haberim oluyor bundan?"

Sıkıntılı bir nefes vererek kendini koltuğa attığında başını da geriye yaslayarak tersten yüzüme baktı. "Ben de tesadüfen öğrendim, çok bir şey bilmiyorum ama Mustafa korkudan konuşamıyormuş sanırım Neriman teyze hocaya götürmekten bahsediyordu."

"Oha," dedim şaşkınlığımı gizleyemeyerek. "Lise öğrencisi bir gençten ne isteyebilirler ki? Kimse bir şey demiyor diye şimdi de mahalleliye mi dadandı bu manyaklar?" Hissettiğim öfkeyle pizza hamurunu sıktığımda bozulan kısma bakıp hızla ellerimi geri çektim, yarım saattir düzgün şekil vermek için çabalıyordum heba edemezdim.

"Galiba öyle yapıyorlar," dedi Sude. Ardından aklına bir şey gelmiş gibi hızla uzandığı koltuktan doğruldu ve beni tam görebileceği şekilde kollarını koltuk başlığına yaslayarak yüzüme baktı. Bakışları çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibiydi, bu yüzden hazırladığım pizza harcını dökmeden masaya geri bıraktım ve konuşmasını bekledim.

"Şimdi beni iyi dinle çok önemli bir tespit yaptım tamam mı," Derin bir nefes verdi. "Birkaç gündür fark ediyorum da neden sadece gece olduğunda arabalarla mahallenin etrafını kapatıyorlar sence? Sanki içeri ya da dışarı çıkmamızı engelliyor gibiler, özellikle yolları kapattıklarını gördük birileri gözetlerken birileri de çıkışları kapatıyor gibi değil mi sence de?"

Öyle bir heyecanla anlatmıştı ki bir an inanasım geldi ama dedikleri çok da imkan verilebilecek bir şey değildi. "Yok canım," dedim kendi kendime. "Mahallede o kadar insan var elbet biri fark ederdi öyle bir şey olsa."

"Hayır fark etmezdi," hızla karşı çıktı. "Etseler bile kimse bir şey demezdi korkusundan hem."

"Bu durumda biz ne yapabiliriz Sude? Hadi biz fark ettik diyelim, ne yapacağız elin gangster kılıklılarına acaba söyler misin?"

"Bilmiyorum," omuzları düşerken iç çekti. "Evimizi çok seviyorum ama bu mahalleden artık nefret etmeye başladım, polis bile artık gelmeye tenezzül etmiyor," dedi üzgünce.

Haklıydı ve bu üzücüydü, bir avuç aptalın içinde yaşam savaşı veriyor gibi hissediyorduk ki bu bir bakıma doğruydu da, dışarıda aile babası gibi görünüp mağaradan çıkma yobazların ve önüne gelene sayıp sövüp sırf yaşlı diye saygı bekleyen insanların arasındaydık. Aslında herkes kendi halinde olsa hiçbir sorun çıkmazdı fakat dedim ya, son yıllarda burası iyice bozulmuştu. Kimse de bu duruma bir dur demiyordu, ne yaşıtlarım ne de yaşlı diye saygı bekleyen büyüklerim.

Pizzayı fırına verirken ikimiz de düşüncelere dalmıştık. Son bir haftadır olduğu gibi bugün de neler yapabileceğimizi kendi içimizde tartışacaktık. Polise haber vermek bir işe yaramıyordu, direkt savcılığa gidelim desek -daha önce bunu yapan mahallenin berberinden kimse haber alamıyordu- cesaret edemiyorduk.

Bazen gecenin bir vakti o arabaların seslerine uyanıyordum. Öyle gürültülü oluyorlardı ki, gecenin sessizliğini bölerek huzursuz ediyorlardı insanı. Uykumdan uyandığım her seferde acaba bir şey mi olacak korkusuyla bekliyordum.

Ve bu ister istemez sinirlendiriyordu işte beni. Şöyle granit tavamı kaptığım gibi o arabayı kullanan adamın kafasına bir tane geçirmek istiyordum. Belki filmlerde olduğu gibi bayılırdı da biz de rahatlardık.

"Bu gece uyumayalım ve gerçekten dediğin gibi mi bir bakalım," dedim aniden ellerimi kuruttuğum sırada. Sude başını yasladığı koltuktan hızla kaldırırken ciddi miyim diye baktı. Yılların verdiği deneyimle her hareketinden ne düşündüğünü anlayabiliyordum artık.

"Emin misin abla?"

Başımı sallayarak onu onayladım. Biraz tedirgin duruyordu ama çok üstünde durmadım. Eğer bu işin üstüne düşüyorsam bir şey yapmadan geri adım atmayacağımı da biliyordu.

Her ay bir olay yaşanmasından çok sıkılmıştım artık. Üstelik bu seferki her zamankinden daha kötüydü, günlerdir mahallenin etrafında arabalarla geziyorlardı ancak ne bekledikleri belli değildi. Hani insan artık ne olacaksa olsun, yeter ki bir şey olsun kafasına girmişti artık.

Saat gece yarısına yaklaşmışken elimizde pizzalarla sokak lambasının aydınlattığı karanlık odada sessizce bekliyorduk. Pencerenin önüne iki minder çekmiştik ve öylece yolu izliyorduk. Evin konumu tam olarak mahallenin girişindeydi ve ana yol da dahil olmak üzere diğer mahallelerin yollarını da görebiliyorduk.

"Geliyorlar sanırım," Sude sessizce mırıldandığında bakışlarımı onun baktığı yöne çevirdim. Artık görmeye alışkın olduğum arabalardan ikisi far ışıklarını yakmış öylece bekliyordu. "Neyi bekliyorlar," dememe kalmadan önce büyük bir gürültü koptu, ardından yaklaşık altı arabanın hızla önümüzden geçip gitmesini izledim.

Yarım dakika sonra aynı arabalar yeniden büyük bir hızla önümüzden geçti. Yollar boş olduğu için mi böyle kolaylıkla hız yapabiliyorlardı anlam veremiyordum, gecenin bir vaktinde yalnızca turuncu sokak lambalarının çevrelediği bir mahallede böylesine gürültü yapmaları normal değildi.

Yolun önünde farları açık arabalar da hareketlendi ancak gitmemişlerdi, park eder gibi yola paralel bir şekilde durmuşlardı ve bunun ne anlama geldiğini biraz geç anladım. Sude'nin de dediği gibi, yolu kapatıyorlardı.

"Neden bunu yapıyorlar ya of!" Sude sıkıntıyla ellerini saçlarından geçirdiğinde ve dağıttığında dikkatimi arabalardan çekememiştim. Tek bir tanesiyle bile bu mahaleleyi satın alabilecek kadar pahalı bir şeydi. İşte içten içe çekinmemin bir diğer sebebi de buydu. Bunlar daha önceki seferler gibi değildi, basit bir sokak serserisi ya da belalı tipler dediğim o adamlardan da değildi. Daha farklı, daha güçlü birileriydi, yalnızca arabalardan bile anlaşılıyordu. Üstelik o arabaların içinde kaç kişi var tam bir sırdı, kimse onlardan birini görmemişti, tabii Mustafa hariç. O da zaten konuşamıyordu korkudan.

"Gündüz vakti de buralardalar değil mi?" diye sordum emin olmak adına. Sude dışarıda olan bakışlarını hızla bana çevirdi. "Aman abla sakın bir şey yapayım deme! Başına iş alırsın bak, zaten normal değiller." diye mırıldandı sona doğru bakışları yeniden yolu kapatan arabalarda dururken.

Bu yolu kapatma olayı nereden çıkmıştı hiçbir fikrim yoktu. Derdiniz ne lan sizin diye atarlanmak istiyordum çünkü- çünkü gerçekten çok fazla sinir bozucuydu. Küfür etmeyi de hiç sevmezdim ama şimdi bakışlarım pahalı arabaların üstündeyken tek düşünebildiğim bir an önce siktirip gitmeleriydi.

Nitekim, yarın sabah bunun için bir şeyler yapacaktım da.

devam eder miyim bilmiyorum şimdilik burada kalsın ✨💞

Continue Reading

You'll Also Like

127K 3.9K 55
"0 54*: Mesajlaştığınız kişi bir başkomiser." Aniden Lavin'in hayatına giren başkomiser Timur Akçalı ve Lavin'in hikayesi. Yanlış numaraya mesaj atan...
Hocam+18 By B.

Short Story

84.1K 873 13
Öğrencisine takıntılı olan bir öğretmen ve hiç bir şeyden haberi olmayan o kız..
50.1K 5.3K 26
Eşcinsel bir kurgudur.
775K 25.5K 51
"Abiler ya da arkadaşlar bu tür yaklaşımlar yapmaz sarışın." (! Reklam yapmak yasaktır.)