Win başını başka yöne çevirdi ve gitmeye yeltenirken omuzlarından arkaya doğru ittirilmişti. Sırtı yumuşak bir zeminle buluştu. O yatağın üzerinde uzandığını anlayana kadar genç patron onun üstüne çıkmıştı. Win bu sefer hızlı davranıp yumruk geçirmişti sağa dönmüş suratı olması gerekenden daha mutlu gözüküyordu. Yumruğun etkisini hızlı atlatan genç patron Win'in ellerini yatakta birleştirip ona doğru baktı, dudağını yaladı. Görmüş olduğu yüz ifadesi miydi genç patronun düşüncelerini yıkan veya testislerine yemiş olduğu diz miydi bilmiyordu.
Onu yatağın yanına fırlatması ile kalkmaya çalışan Win'in belini bacakları ile sarıp yatağa geri yatırdı. Aşağıdaki acıyı görmezden gelmeye çalışarak Win'in üstüne tekrar oturdu. Bu sefer ellerini onun yumuşak yanaklarına getirdi. Gözlerinin öpülmesini beklemeyen Win şaşkınlık içerisinde genç patronun bedeni altında duruyordu. "Bilmiyordum. Üzgünüm" ses öyle şefkat doluydu ki Win tekrar ağlamasına engel olamadı. Ah siktir bundan nefret ediyordu. Kendisini güçsüz gösteren tüm insani duygularından nefret ediyordu. Genç patron altındaki bedene şaşkınlıkla baktı. Ağlamasını beklemiyordu. Dudaklarını bu seferde onun yumuşak dudaklarına bastırdı. Elleri yatağın üzerinde kayıp Win'in ellerini buldu ve ellerini onun elleriyle kenetleyip başının üzerine getirdi.
Win'in sıktığı gözleri öpücüğün etkisiyle açılmıştı. Loş ışıkta onun yüzünü çok net görebiliyordu. Bakışları daha öncekilerden çok daha farklıydı. Genç patron dudaklarına bu sefer sertçe yaklaştı. Win ağzını bu sefer çok daha hızlı aralamıştı. Üst dudağını çekiştiriyor. Dilini onun diliyle buluşturuyordu. Win'in içi ürperiyordu bu yabancı dili ağzında hissettiğinde, yanlıştı ama güzel de hissettiriyordu. Genç patron bu sefer nefes nefes kalmasına izin vermeden dudaklarını ayırmıştı. Win başını hafifçe kaldırıp onun dudaklarına ulaşmaya çalıştı istemsizce. Bu hareketi genç patronu gülümsetmişti. Beyaz düzgün dişleri şimdi tüm manzarasıydı Win'in. Burnunu onun sağ yanağına getirip sürttü. Uzaklaşıp dudağına bir öpücük bıraktı ve diğer tarafa doğru ilerledi. Sol yanağına burnunu sürtüp boynuna doğru indi.
Az önceki agresif tavırlarından eser yoktu. Öyle nazikti ki hareketleri Win kalbinin çarpmasına engel olamadı. Burnunu genç adamın boynuna getirip kokladı genç patron. Birkaç öpücük kondurdu usulca ama dili bu kibarlığı bir an önce bitirmek istercesine Win'in boynuna değdi. Az önceki nazik hareketleri son bulmuştu.
Boynunu emiyordu bir yerde çok oyalanan dudaklarını hafifçe bir inleme sesi duyup ayrıldığında genç adamın boynunun hemen kızardığını gördü. Cildi çok hassastı tüm dokunuşları kendisini belli ediyordu. Win'den beklenilmeyecek bir tavırdı bu sakince uzanmış karşındaki adamın suratına yumruğu çakmamıştı. İşlerini batırdığı için pişmanlık mı duyuyordu ve bunun bedelini bedeni ile ödemeye mi çalışıyordu? Başını hızlı hızlı salladı hayır hayır böyle bir şey mümkün değildi. Huzursuzca yerinde kıpırdanıp kalkmaya çalıştı. Ama genç patron ellerini öyle bir yatağa bastırmıştı ki sanki bütün vücudunu kaldıran bacakları değil elleriymiş gibi hissetmişti.
Genç patron burnunu sürterek önce çenesine ordan da kulağına doğru ulaşmıştı Win'in. Sanki en ufak bir ten teması onun kaybı olacakmış gibi davranıyordu.
"Metawin" Win'in tüyleri diken diken olmuştu. Kendi soyadını duymak onun niye nefesini kesmişti anlamamıştı. "Bu gece benim olur musun? Win bu sözle başını ondan ayırıp genç patronun yüzüne bakmaya çalıştı. Yüzünden ne hissettiğini anlamak güçtü. Aynı anda bir sürü duygu geçiyordu şehvet, arzu, acizlik... Win hepsini aynı anda görmüştü. Ne diyeceğini bilmiyordu. Şaşkınlıkla gözlerini etrafta dolaştırdı.
Genç patron kendisini ona daha da bastırdı. Win onun üstünde çıplak olduğunu görmüyordu ama altındaki ona sürten kabarıklığı hissedebiliyordu ve hissettiği şey ile gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Çoktan erekte olmuştu. Genç patron onun dudaklarına birkaç kez öpücük bıraktı. Bir tepki vermediğini gören genç patron bunu olumlu bir cevap olarak kabul edip ellerini Win'in pantolonuna getirmişti. Win ani bir hareketle genç patronun saçlarını tuttu ve yüzlerini aynı hizaya getirdi. "Özür dile" karşısındaki adamın böyle bir cevap beklemediği kesindi. Kaşları çatıldı. Bu muameleler hiç ona göre değildi. Win onun sabrını sınadığını biliyordu ama yine de kendine hakim olmadı.
"Kırdığın gururum için özür dile." Küçük bir yavru köpeğin gözlerini anımsatıyordu gözleri. Win'den daha çok onlarla konuşmuştu genç patron dili bambaşka bir şey söylesede onun gözleri fazla dürüsttü, gülümsedi ve boynuna doğru ilerledi. Burnunu boynuna ardından tekrardan çenesine sürtüp kulağına yaklaştı. "Özür dilerim Metawin" Bakışları değişmişti, Win'in duyduğu cümleden tatmin olduğu her halinden belliydi. Onaylandığını hissetmesiyle ellerini tekrardan pantolonun düğmelerine getirdi. Hızlı bir bakış attı altındaki bedene. Gözleri onu hemen ele veriyordu, güçlü durmaya ve sert gözükmeye çalışıyordu ama altındaki anlam bambaşka idi, korkuyorum bunun tehlikeli olmayacağına ve canımın yanmayacağına beni ikna et der gibiydi. Hayır hayır yanılıyordu aslında bu bir istek veya yalvarış değildi. Ona emrediyordu. Onun tatminkarlığı için uğraşmasını istiyordu. Bu birliktelik sanki tamamen onun kontörlü altındaydı. Genç patron sadece onun sert akıntısında kendisine izin verdiği sürece ilerliyordu.
Bunun üzerine ellerini onun yanaklarına çıkardı. Tekrardan onun dudaklarına uzandığında baş parmağı yavaşça altındaki teni okşuyordu.Nazikçe öpüyor canını acıtmamaya gayret ediyordu. Win ellerini onun omuzlarına ardından sırtına getirdi. Tırnakları genç patronun üstünde hakimiyetini ilan ediyordu ve Win onları geri çekmek gibi bir şey yapmadı. Genç patron ne kadar kibar olmaya çalışıyorsa Win bir o kadar hoyratlaşıyordu. Ellerini tekrardan oynamaktan hoşlandığı genç patronun saçlarına çıkardı. Parmakları özgürce hareket ediyor arasında ezilen saçları çekiştiriyordu. Bu hareket ile tekrardan ellerini Win'in pantolonuna indirdi. Win'in saçlarınındaki ellerinin durması ile tekrardan dudağını sertçe çekiştirdi. Onu rahatlamaya çalışıyordu. Emirlerine boyun eğiyordu. Fermuarını açtıktan sonra vakit kaybetmeden pantolonunu bir çırpıda çekip çıkardı. Pişman olmaması tereddüt etmemesi adına hızlıca tekrardan dudaklarının altındaki bedene yaklaştırdı. Beyaz ve yumuşak teni genç patronun dudakları için şarap gibiydi adeta değdirdikçe daha fazlası için sarhoş oluyordu. Dili onun meme ucunda oyalanırken Win bir an olsun onun saçlarından elini çekmemişti. Genç patron bu durumdan zevk mi alıyor yoksa halen daha kontrolünde mi tutmaya çalıştığını anlamamıştı.
Kendisini daha fazla tutamayan genç patron dudakları arasındaki meme ucunu ısırdı. Küçük bir inleme kulaklarını doldurmuştu. Win'in istemsizce bacaklarını sıkmıştı.Aralarındaki tek engel onun iç çamaşırı idi. Genç patron ellerini onun baldırlarına getirip yavaşça okşadı. Gerilen bacaklarını rahatlamaya çalışıyordu.
Ellerini boxerın lastiğine getirdiğinde Win'in iç çamaşırın altından kabaran erkekliğini farketti. onun da zevk aldığını görmek genç patronu gülümsetmişti. Win kollarını kırıp kendisini kaldırdı ve aşağı doğru bakmıştı. Kendisinde gördüğü şey onu utandırmıştı hatta öyle utandırmıştı ki genç patronun üzerinde çırılçıplak durduğu gerçeğini görmesini engellemişti. Üzerindeki beden onun tüm tepkilerini dikkatle izliyordu. Win'in bakışları onunkilere buluşunca sıcak bir gülümseme sundu genç adama. Yanakları kızarmıştı. Genç patron boynundaki ve en önemlisi Win'in üst dudağındaki bıraktığı hasara gururla baktı. Ayrıca Metawin hakkında bir şey daha öğrenmişti. Baldırları çok hassastı.
Genç patron onu daha fazla utanç duymaması adına omuzlarından bastırıp onu yatağa geri yapıştırmıştı. Parmak uçlarını sevdiği yumuşak yanaklarına çıkardı. Yüzüne sayız öpücük konduruyordu. Win onun uzun bir süredir erekte olduğunun farkındaydı ama yine de onu rahatlamaya çalışıyordu. Win onun yükünü hafifletmek istedi. Ellerini onun saçlarına çıkarıp başını kendisine doğru çekti. Bu sefer öpen taraf kendisi olmuştu. Onun yaptığı gibi dilini onun dudakları arasına bastırdı. Ne yaptığını hemen anlamış ağzını açmıştı. Dili onun diline baskı uyguluyor hükmetmeye çalışıyordu. Genç patron ise aniden altındaki boxerı çekmişti. Win genç patronun ağzının içinde kesik kesik nefesler alıyordu. "Şşş nefes al" Win sanki bu komutu beklercesine burnunun deliklerini olabildiğince genişletip nefes almıştı. Burnunun ucunu öpmüştü genç patron. "Aferin sana, şimdi nefesini boşalt" Win tam uygulacakken genç patronun elleri onun kasıklarına değmişti. Hafifçe okşuyordu Win gözlerini onun gözlerine çıkarmış yine aynı bakışı genç patrona atıyordu. "Beni rahatlat, yine" Genç patron ellerini onun üzerinden çekmeden ona çipil çipil bakan gözlere gülümsedi ve öptü. Win kollarını onun boynuna doladı ancak genç patron kolları arasında aşağı doğru kaymıştı. Win aşağı bakmak için hafifçe doğrulunca ellerini omuzlarına koyup bu sefer sertçe ittirmişti genç patron.
İlk defa yazdım olmamışsa bile olmuş gibi davranın lütfen... :)