Ceylin

By yagmur_diyar

56.7K 2.9K 242

"Cinsiyeti ne olursa olsun formasını şimdiden almak lazım. " Timur Bey heyecanla konuştuğunda gülümsemem büyü... More

2. Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7. Bölüm

1.Bölüm

12.6K 525 34
By yagmur_diyar

Kendini fazlasıyla belli eden göbeğimi okşarken yaşla dolan gözlerimi
kırpıştırdım.

Lanet olsun ağlamamam gerekiyordu ama kendimi tutamıyordum.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Elimin altında hissettiğim tekme ile gülümsedim. Burnumu çekip göz yaşlarımı sildim. Mutlu olmam gerekiyordu, üzülmem saçmaydı.

Biraz olsun sakinleşince oturduğum banktan kalktım. Hastaneye girip asansöre yöneldim. Asansördeki insanlarla göz teması kurmadan çıkmak istediğim katın düğmesine bastım.

Kalbim şimdiden heyecanla çarpmaya başlarken derin bir nefes aldım.
Birkaç gün önce annem aramış ve kendisini hastaneden birkaç kişinin aradığını söylemişti, ilk başta anlamasam da hastaneye gittiğimde her şeyi net bir şekilde anlamıştım.
Ben doğduğum zaman ölü bir bebekle karıştırılmışım. Bunun yirmi bir yıl sonra ortaya çıkması ise bambaşka bir saçmalıktı.

Birkaç gün önce gelip DNA testi vermiştim bu gün ise testin sonuçlarını alacaktım. Büyük ihtimalle bebekler gerçekten karıştırılmıştı, öz anne ve öz babam olabilecek insanları görmüştüm benziyorduk hem de çok.

Üvey annem benimle bu gün gelmemişti. Umurunda bile değildim.

Babam yoktu bildiğim kadarıyla ben altı yaşındayken ölmüştü, annem ise benimle sadece on yaşıma kadar ilgilenmişti. On dokuz yaşımda annemin zoruyla evlenmiştim, sahte olan bu evlilik zamanla gerçek bir evliliğe dönmüştü. Altı ay önce de kocamın beni aldattığını öğrenip boşanmıştım. Şu an ise altı aylık hamileydim. Garip bir şekilde aldatılma durumunu çabuk kabullenmiştim.

Eşimi severdim ama aşık değildim ya da öyle delicesine sevmiyordum. Bu yüzden o kadar kahrolmamıştım.
Sadece bebeğim için üzülmüştüm, ona iyi bir anne olamamaktan korkuyordum. Anne sevgisiyle büyümemiştim, nasıl anne olunacağını bilmiyordum. Zamanla öğrenecektim ama öğrenirken onun canını acıtmaktan korkuyordum.
Cinsiyetini henüz öğrenememiştim, bir türlü kendisini göstermiyordu.
Asansörün birden sallanarak durmasıyla telaşla asansörün duvarına tutundum. Telaşla etrafıma bakarken asansörün ışıkları birkaç kere yanıp söndü.

Harika asansör bozulmuştu.

Telefonumu çıkardığımda çekmediğini gördüm.

“Sakin olun birazdan düzelir, sık sık bozuluyor bu aralar. “

Konuşan kişiye baktım, uzun boylu esmer bir adamdı. Üzerinde beyaz bir önlük vardı, büyük ihtimalle doktordu. Siması tanıdık geliyordu ama çıkaramamıştım.

“Sık sık bozuluyor ama yaptırmadınız mı? “Diye sordu Doktor ’un yanındaki adam.

“Üstlere sürekli bildiriyoruz ama henüz dönüş alamadık. “ Dedi doktor.

Bu sırada fark ettiğin şeyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Dört tane adamla asansörde kapana kalmıştım. Harika!

Var mı benden şanslısı.

Ve hepsi birbirine benziyordu. Akraba ya da kardeşlerdi sanırım.

Kalbim kısa bir an korkuyla çarptı.

Ya bana birşey yaparlarsa? Normalde kendimi koruyabilirdim ama karşımda dört tane adam vardı ve ben hamileydim.

Sıkıntıyla derin bir nefes alıp karnımı okşadım. Gün içinde sürekli hareketsiz olan bebeğimin şimdi hareketlenmesi ise hayatın bana götüyle gülmesiydi sanırım. Karnımı okşarken dört adamın da beni dikkatle incelediğini fark ettim.

Ne bakıyon yapraam dememek için kendimi zor tutarken kaşlarımı çattım.

Bok yoluna gitmeyiz umarım.

“Ceylin Gürbaz sen misin?” Diyen adama baktım.

“Evet, tanışıyor muyuz?”

Dikkatli bir şekilde onları inceledim ama yok, onları ilk defa görüyordum. Doktor hariç.

Hepsi susup şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.

“Şey aslında karışık bir mesele. “ Dedi doktor elini ensesine atarak.

Tek kaşımı kaldırdım. “Tanışıp tanışmamamız nasıl karışık bir mesele olabilir ki? “

“Şey biz senin abilerin olabiliriz.” İlk defa konuşan kişiye baktım.

Abilerim?

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken onları inceledim. Bir kardeşim olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Yalnız büyümüştüm ve hep bir kardeş istemiştim ama nedense şimdi kardeş düşüncesi beni korkutmuştu. Ayrıca neden hepsi erkekti ve beş çocuk ne?
“Kendimizi sana tanıtmamıza ne dersin? “ Doktor’a başımı salladım. İçinde olduğum karmaşayı anlamış duruyordu.

Yanındaki adamı gösterdi. “Abim erdem en büyüğümüz otuz yaşında ve çevirmen. “

Yüz hatları sert olsa’da bakışları yumuşaktı. Gözlerinde özlem vardı, dikkatli bir şekilde beni inceliyordu.

“İkinci olacak ben geliyorum, adım Batuhan yirmi yedi yaşındayım. Anladığın üzere doktorum. “

Mavi gözleri olan kişiyi gösterdi.

“Aren, yirmi beş yaşında veteriner. “
Son kalan kişiyi gösterdi, “Ve cenk senin ikizin, hala okuyor.”

Ne?

Şaşkınlıkla Cenk’e baktım. İkizim?

“Bir de on yedi yaşında bir velet var, Burak. "

Altı çocuk mu?

Hangisine şaşıracağıma karar veremezken alık alık onlara baktım.

Kardeşlerimle asansörde tanışıyordum. Ki daha kardeş olduğumuz bile belli değilken.

Derin bir nefes aldım. Yorulmuştum.

Ayrıca başım ağrımaya başlamıştı.

Yere oturup ayaklarımı uzattım.
Çok fazla ayakta kalamıyordum.

Hepsinin bana baktığını fark edince başımı kaldırıp onlara baktım.

Ne bakıyorsunuz öküzün trene baktığı gibi ?

“Ne? Yoruldum.” Dedim omuz silkerek.

Hamileyim ben tamam mı?

“Bir şey demeyecek misin?” Diye sordu cenk.

“Ne diyebilirim ki? Ayrıca kardeş olup olmadığımız henüz kesin değil.” Dedim.

Erdem alayla gülüp yüzüme baktı.

“Bence gayet ortada ama sen kabullenmek istemiyorsun. “

Hee, aynen.

“İnsan insana benzer. “ Dedim inatlaşarak.

“Evli misin? “ Cenk’e baktım. Merakla bana ve karnıma bakıyordu.

“Boşandım.” Dedim dürüst bir şekilde.

“Ne? “ Diğer üçü şaşkınlıkla bana bakarken gözlerimi devirdim.

Hamile olmadığımı anlamayacak kadar salak değillerdir değil mi?

“Bir dakika hamile misin?”

Tamam öylelermiş.

Yüzümü buruşturup ona baktım.

“Nasıl doktorsun sen hamile olup olmadığımı anlayamıyor musun? “

Kiloya da benzemiyor ama.

“O ihtimali aklıma getirmemek için uğraşmıştım. “ Dedi omuz silkerek.

“Daha çok küçüksün ama. “ Dedi erdem. İçi gidermişçesine bana bakıyordu.

Bir şey demedim başımı eğip göbeğime baktım. Evlenmek hiç istememiştim ama bebeğimi istemiştim.

Genç yaşta anne olmak istemiştim belki yanlıştı ama istemiştim.

“Telefonum çekmeye başladı.” Dedi Aren.

Doktor elinden telefonu alıp birisini aradı. Başımı arkamdaki duvara yaslarken karnımdaki hareketlilikle gülümsedim.

Erdem hâlâ bana bakıyordu. Başımı ona çevirdiğimde göz göze geldik. Birkaç saniye bakışmanın ardından gözlerimi ondan çektim.

Umarım beni yargılamazlardı. Kaç yaşında olursam olayım bir aileye ihtiyacım vardı. Gerçek bir anneye ihtiyacım vardı. Beni kabul ederler mi bilmiyorum ama ben onları tanımak isterdim.

Bebeğimin benim gibi yalnız büyümesini istemezdim.

“Bir saate gelirlermiş. “ Dedi Batuhan. Benim gibi oturup ayaklarını uzattı. Cebinden bir zarf çıkardıktan sonra bana baktı.

“DNA testinin sonuçları. “ Zarfı işaret ederek konuştuğunda yutkundum. Zarfı bana uzattığında tereddüt etsem de zarfı aldım.

Birkaç saniye duraksamanın ardından zarfı açtım. Hepsi pür dikkat beni izliyordu. Vücudum gerilirken kağıtta yazanları okudum.

Onların kardeşleriydim.

Titrek bir nefes verdim. Gözlerim dolmak için savaş verirken dudaklarımı ısırdım.

Elimdeki kağıdı doktora uzattım.

“Sonuçlar ne? “ Diye sordu Aren merakla.

“Ceylin bizim öz kardeşimiz.”

___

“Bu karışıklık için hastanemiz adına sizden özür diliyorum.” Alayla doktora baktım.

Basit bir özür ile her şeyin düzeleceğini mi zannediyordu? Komik.

“Özür? Nasıl bir durumun içinde olduğumuzun farkında mısınız? Bu durumun özrü olmaz, yetkili kişiler ile konuşup en kısa zamanda hastaneye dava açacağım. “ Timur bey sinirle konuşurken selin hanım sessizce ağlıyordu.

“Haklısınız bu durumun telafisi olmaz ama karıştırılmanın üstünden yirmi bir yıl geçti, o zamana ait kimse şu anda hastanede çalışmıyor. “ Haklıydı aslında.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım bakışlar bana dönerken hiçbir şey demeden odadan çıktım.

Midem bulanıyordu.

Yavaşça merdivenlerden inmeye başladım. Sabahki olaydan sonra asansöre binmeye cesaret edememiştim. Özellikle tek başıma.

Asansörden çıktıktan sonra Doktor’un odasına girmiştik. Timur bey ve selin hanım da biz asansördeyken testin sonucunu öğrenmişlerdi. Hastaneden çıktığımda bahçedeki banklardan birine oturdum.

Merdivenlerden inene kadar nefes nefese kalmıştım. Göbeğimi okşarken hareketlenen bebeğim ile gülümsedim.

“Annecim bu gün kıpır kıpırsın. Keyfin yerinde tabi. “

Telefonum çaldığında çantamdan telefonumu çıkardım. Annem arıyordu, yani üvey annem Yelda.

“Efendim? “ Dedim telefonu açarak.

“Testin sonuçları çıktı mı?”

Arkasından gelen seslerle kaşlarım çatıldı. Dışarıdaydı büyük ihtimalle.

“Evet... Bebekler gerçekten karışmış. “
Birkaç saniye ses gelmedi ardından yüzüme kapanan telefonla güldüm.

Başımı iki yana sallarken göz yaşlarım dökülmeye başlamıştı bile.
Birçok kez beni neden sevmediğini düşünmüş ve bir sonuca varamamıştım.

İnsan öz olsun ya da olmasın çocuğunu nasıl sevmez anlamıyorum.

Derin bir nefes alıp göz yaşlarımı sildim.

Acıkmıştım.

Gözüme hastanenin önündeki kalabalık çarptığında onlara bakmaya başladım.

Erdemle göz göze geldiğimizde yanındakilere bir şey söyleyip bana doğru ilerlemeye başladı. Diğerleri de arkasından gelirken selin hanım dikkatle beni inceliyordu.

Yanıma geldiklerinde ne yapacağımı bilemeyerek onlara baktım.

“Kızım, Ceylin’im konuşalım mı biraz?” Selin hanım gülümseyerek bana bakarken derin bir nefes aldım.

“Sizin için de uygunsa yarın konuşsak olur mu? “

Bütün gün hastanedeydim ve kendimi pek iyi hissetmiyordum.

Gülümsedi, “Olur tabi. O zaman şöyle yapalım sen sabah bize kahvaltıya gel, ne dersin? “

Olabilirdi.

Tanımadığım insanların evine yemeğe gitmek mi? Çok güzel bence.

Başımı olumlu anlamda salladım.

Numaramı aldığında itiraz istemeyen bir ses tonuyla konuştu, “İstersen cenk seni eve bıraksın, gece gece tek başına gitme. Hem sabah da seni o alır, tabi senin için de uygunsa. “

Kararsızca Cenk’e baktım. Bu saatte otobüs ya da dolmuş bulamazdım, taksiyle gidebilirdim aslında ama...

“Peki.”

Cenk’le gitmek istemiştim. Onları tanımak istiyordum. 

Cenk bana bakıp gülümsedi. “Hadi o zaman daha da geç olmadan bırakayım seni.”

Cenk’le birlikte kırmızı bir arabaya doğru ilerlerken diğerlerinin homurdanmasını duydum.

“Ben de götürebilirdim onu. “

Arabaya bindiğimizde arkama yaslanıp kemerimi taktım.

Telefonumu çıkarıp Yavuz’a yemek hazırlamasıyla ilgili bir mesaj attım. Yavuz benim liseden beri arkadaşımdı.

Hayatımda ki en değerli insanlardan biriydi. Boşandıktan sonra onunla kalmaya başlamıştım.

Kardeşimdi benim. İstemediğim biriyle evlenmemem için çok uğraşmıştı ama elinden bir şey gelmemişti. Anlaşmalı bir evlilik olduğunu duyunca ise rahatlamıştı ama asla o adama güvenmemişti. Evliliğimiz gerçek bir evliliğe dönüşmeden önce sürekli gelip bizde kalırdı.

Onun en ufak bir ters hareketinde beni alır kendi evine götürürdü ki anlaşmalı bir evlilik olduğu için bu kadar rahattı. O adamı sevdiğimi söylediğimde kötü bir tepki vermemişti ama destek olmadığını da hissediyordum.

Destek olmadığı gibi köstek de olmamıştı.

“Nasıl hissediyorsun kendini? “ Cenk’in merakla sorduğu soruya karşılık omuz silktim.

“Yorgunum.” Dedim sadece. “Sen? “

“Mutlu aynı zamanda da üzgün. Kaybettiğimiz yirmi bir yıl var ve geri gelmeyecek. “

Burukça gülümsedi. “Annemler ve abimler kendilerini hayalde gibi hissediyor, yıllar önce öldü diye bildikleri kızlarına ve kardeşlerine kavuştular.”

Kısa bir duraksama yaşadım. Ben ne kadar zorlanmışsam onlar bin kat daha zorlanmıştı. Aylarca beklediğin bebeğini kaybetmek çok büyük bir acı olmalı. Düşüncesi bile benim delirmeme yeterken onlar bunu yaşamıştı ki yıllar sonra bebeğimin ölmediğini öğrenmek daha da acıydı.

Aklımı kaçırırdım ben herhalde.

“Onlar için... Çok zor olmalı. “Diye mırıldandım.

Başını salladı. “Zordu, annem hâlâ korkuyor ve üstümüze çok fazla düşüyor. Bu da onu hırpalıyor.”

Bu korku insanı paranoyak ederdi.

Derin bir nefes aldım. İyi mi olacak kötü mü olacak bilmiyordum ama onlara bir şans verecektim. Ben de onlar da bunu hak ediyordu.

Bakışlarımı yola çevirdim. “İleriden sola döneceksin, “

Başını salladı.

“Bebeğin cinsiyeti ne?”

Gülümsedim anında. “Altı ay oldu ama hâlâ kendini göstermedi. “

“Baya inatçı o zaman desene,”

Başımı salladım.

Eve gidene kadar sohbet etmiştik. Ona şimdiden kendimi yakın hissediyordum, belki de ikizim olduğu içindi.

Evin önünde durduğumuzda ona dönüp gülümsedim.

“Bıraktığın için teşekkür ederim. “

Omuz silkti, “Benim için bir zevkti. Sabah kaçta alayım seni? “

Birkaç saniye düşündüm. “Saat on uygun mu? “

Başını salladı, “uygun.”

Kemerini çıkarıp kapıyı açtım.

“Görüşürüz o zaman.”

“Görüşürüz.”

____

Yeni kurguyla hepinize selam! Nasılsınız?

İlk bölümü nasıl buldunuz?

Ceylin?

İnstagram 👉yagmu.rdiyar


Continue Reading

You'll Also Like

126K 7.4K 19
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
2.8M 81.3K 25
(DÜZENLENİYOR!) ~Nam Salmış Büyük Bir Mahallenin Lideri~ ~Etrafında Olup Bitenden Haberi Olmadan Mahalleye Taşınan Güzel Doktor~ 'Saç teline yakmıştı...
15.4K 393 5
Lösemi hastası ablasının hayatını kurtarmak için dünyaya gelen mecburi bir çocuk, Sevgi bekleyen ama bunu alamayan ,ailenin ilgisiz kalmış görme en...
50.4K 1.4K 16
hamile bi kadının ailesiyle olan hikayesini okumak istermiydiniz