eski sevgililerim [bxb]

By scofieldsplans

500K 44.6K 17.4K

petek, "ESKİ SEVGİLİLERİM" adlı grubu oluşturdu yavşak pamir eklendi. piç araz eklendi. para (merter) eklend... More

*bir
*iki
*üç
*dört
*beş
*altı
*yedi
*sekiz
*dokuz
*on
*on bir
*on iki
*on üç
*on dört
*on beş
*on altı
*on yedi
*on sekiz
*on dokuz
*yirmi
*yirmi bir
*yirmi iki
*yirmi üç
*yirmi beş
*yirmi altı
*yirmi yedi
*yirmi sekiz
*yirmi dokuz
*otuz
*otuz bir
*otuz iki
*otuz üç
*otuz dört
*otuz beş
*otuz altı
*otuz yedi
*otuz sekiz
*otuz dokuz
*kırk
*kırk bir
*kırk iki
*kırk üç
*kırk dört
*kırk beş
*kırk altı
*kırk yedi
*kırk sekiz
*kırk dokuz
*elli
*elli bir
*elli iki
*elli üç
*elli dört
*elli beş
*elli altı
*elli yedi
*elli sekiz
*elli dokuz
*altmış
*altmış bir
*altmış iki
*altmış üç
*altmış dört
*altmış beş
*altmış altı
*altmış yedi
*altmış sekiz
*altmış dokuz
*yetmiş
*yetmiş bir
*yetmiş iki
*yetmiş üç
*yetmiş dört
*yetmiş beş
*yetmiş altı
*yetmiş yedi
*yetmiş sekiz
*yetmiş dokuz
*seksen
*seksen bir
*seksen iki
*seksen üç
*seksen dört

*yirmi dört

7.5K 660 156
By scofieldsplans

"bana bak, Kaan. diğerleri gelmeden hemen bakıyorsun bu fala tamam mı?"

Kaan, sanki çok gizli bir şey konuşuyormuş gibi davranan Eray'a güldü ve kafasını salladı. genç oğlanın önündeki fincanı kendi önüne çekerek bir iç çekti.

fincanın içindeki telvelere bakıp dudak bükerken, Eray da merakla Kaan'ın yüzünü inceliyordu. mimiklerinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu ancak pek bir şey anlayamadı Eray.

"bu aralar kafan oldukça dolu ve karışık gözüküyor. sürekli bir şeyleri dert ediyor gibisin," deyip göz ucuyla Eray'a baktı Kaan. karşı taraftan bir onaylama mırıltısı geldiğinde fincana geri döndü. "bak burada bir kuş var," dedi ve fincanı Eray'a çevirip serçe parmağıyla göstermeye çalıştı.

Eray, her ne kadar kuş falan göremese de görmüş gibi yaparak, "evet evet gördüm," dedi ve alt dudağını dişleri arasına aldı.

merakı git gide artarken Kaan devam etti: "bu kuş sana iyi haberler getireceğini gösteriyor." Eray derin bir nefes verip geriye yaslandı ve içinden umarım diye geçirdi.

Kaan'ın kaşları kalkarken Eray gerildiğini hissetti.

"bu aklını kurcalayan biriyle alakalı olabilir kuş. ona karşı bir şeyler hissediyor gibisin. seni heyecanlandırıyor her hareketi, sürekli onunla konuşmak istiyorsun; ama neden kendini geri çektiğini anlayamadım."

Kaan Eray'a bakmadan konuştuğundan dolayı, Eray'ın dehşete düşmüş ifadesini görmemişti. genç oğlan öne doğru eğilip kendi fincanını görmeye çalıştı. hiçbir şey anlamadığında ise, "tüm bunları telvelere bakarak mı gördün lan?" dedi.

Kaan keyifle gülerken kafasını salladı. "tabii ki hayır. kuş haricinde hepsi kendi gözlemlerim," dediğinde kaşlarını çattı Eray. "neyden bahsediyorsun amına koyayım?"

Eray'ın hafif sinirli sesi ile sırıttı Kaan. "Bora diyorum. beş kilometre öteden belli, ona karşı bir şeyler hissettiğin." Eray kollarını kavuşturup kendini savunmaya geçti hemen. "yok öyle bir şey, bir de kendine falcı diyorsun. her şeyi uyduruyorsun."

Kaan eğlenen bir ses tonuyla, "birincisi; bana falcı diyen sizsiniz. ikincisi ise, bana yalan söyleme. Bora ne zaman sana iltifat etse bir süre çevrimdışı olup geri geliyorsun," dedi ve elindeki fincanı masaya bıraktı.

"bu hiçbir şeyi açıklamaz, bir işim çıkmıştır ondan çevrimdışı olmuşumdur," diyerek kendini savunmaya çalıştı Eray. ancak köşeye sıkıştığını ve uyduracak bir şeyi olmadığının farkındaydı. Kaan öne doğru eğilip elini Eray'ın koluna sardı. ışıltılı gözleri ile onunla göz teması kurmaya çalışıp, "Eray benden çekinmene gerek yok. Bora'ya söylemeyeceğime emin olabilirsin. çok yakıştırıyorum oğlum sizi," dediğinde Eray ikna olmak üzereydi.

"ben de," diye mırıldanıp olduğu yerde dikleşti. "kimseden duymayacağım bak," deyip işaret parmağını salladı Kaan'a.

Kaan ise sırıtarak kafa salladı ve "söz veriyorum," dedi. o sırada gözleri kafenin kapısından içeri giren Pamir ve Bora'ya kaydı. Pamir'in neşeli yüzü, Kaan'ı görmesi ile soldu ve gerildiğini hissetti. Araz'a karşı olan hislerini ona söylediğinden beri Kaan'dan çekiniyordu, sanki ona ters bir şey yapsa her şeyi Araz'a anlatacamış gibi hissediyordu. hâlâ tam anlamıyla ona güvenmiyordu.

Pamir boğazını temizleyip Bora ile diğerlerinin olduğu masaya geçti. Eray'ın yanına oturacakken, Bora ondan önce davranınca mecburen Kaan'ın yanına geçti.

Kaan da gerildiğini hissederken zoraki gülümsedi ve "nabersiniz?" dedi.

Bora kocaman bir gülümseme ile "iyiyiz," dediğinde Pamir de bir şeyler geveledi. Eray göz ucuyla Bora'ya baktığında Kaan sırıtarak konuştu. "ben de tam Eray'a fal bakıyordum, keşke biraz daha erken gelseydiniz. siz de dinlerdiniz."

"o zaman bize bir özet geç," dedi Bora ve sol kolunu Eray'ın sandalyesinin arkasına uzattı. Eray'ın kalbi hızlanırken, "gerek yok ya. öyle genel şeyler gördü işte," dedi ve Kaan'a bir bakış attı. Kaan da kafasını sallayıp, "eline bol miktarda para geçecekmiş, ben de diyordum ki bizi de bir yemeğe çıkarır artık," dedi ve arkasına yaslandı.

"ocakbaşına götürür kesin bizi," dedi Pamir ve güldü.

Kaan'ın kulağına gelen gülme sesi gevşemesine yardımcı olurken Bora konuştu bu kez:

"valla Eray oldukça gittiğimiz yerin benim için bir önemi yok," dediğinde gözleri de yanındaki bedene kaydı. tek kaşını kaldırarak kendisine bakan gözleri saatlerce izlemek istedi Bora. dudaklarını birbirine bastırıp Eray'dan bir tepki beklerken karnına yediği dirsek ile yüzünü buruşturdu. sağ elini karnına sarıp, "kardeşim sen de hiç iltifata gelmiyorsun ama!" diye söylendi.

nihayet yanlarına gelen garson ile Bora ve Pamir de siparişlerini verdiler. Pamir'in türk kahvesi istediğini duyan Kaan şaşkınca ona baktı. Pamir, "ne?" dedi sanki kötü bir şey yapmış gibi.

Kaan Pamir'i süzüp, "türk kahvesi içmene şaşırdım sadece. hiç onu içecek birine benzemiyorsun," dediğinde tek kaşını kaldırdı Pamir. "nasıl birine benziyorum acaba?" diye diklendi kendince. Kaan omuz silkip, "şu saçma sapan isimleri olan ve içtiğinde de kendini havalı sanan tiplere benziyorsun... sanıyordum," dedi toparlamaya çalışarak.

Pamir sırıtıp, "bana fal bak diye içiyorum zaten. benim genel olarak kahveyle aram yok," dedi. Kaan'ın dudaklarından bir hah sesi çıktığında, "ben pek memnun kalmadım Kaan'dan. haberin olsun," dedi Eray. ancak yalan söylediği ses tonundan bile anlaşılıyordu. Bora'ya karşı olan hislerini artık ikinci bir kişi de biliyordu ve Bora da öğrenecek diye korkuyordu. korkusunun sebebini kendisi bile bilmezken kendini dikken üstünde hissetti.

kısa süre içinde Bora ve Pamir'in siparişleri geldiğinde, koyu sohbet eşliğinde içtiler ve Pamir heyecanla kapattığı fincanı Kaan'a uzattı.

Kaan, Pamir'in yüzündeki ifade ile güldü. gözüne çok çocuksu ve masum gelmişti. birkaç hımlama sonrasında gördüklerini yorumlamaya başladı: "klasik başlayacağım ama için kabarmış senin; hislerini içinde yaşarken zorlanıyorsun ve baş etmeye çalışıyorsun. bu kendine kötülük olur, Pamir."

Kaan elindeki fincanı bir sağa bir sola çevirip kısık gözlerle devam etti. "fincanın dibi kapkara olmuş, hissettiğin şeyler seni yıpratıyor mu? içinin karardığını hissediyor musun?" Pamir böyle bir soru beklemediği için bir anlığına şaşırdı. kafasını usul usul sallayıp, "yani öyle de denilebilir. bazen düşüncelerim yüzünden uyumakta güçlük çekiyorum," dedi ve vücudu yanındaki gence çevirdi.

o sırada Eray merakla Kaan'ı dinlerken, Bora da Eray'ı izliyordu dikkatle. yüzünün aldığı tüm mimikleri seyrederken iç çekmemek için zor duruyordu adeta. Eray'ın arada bir çatılan kaşları, dudaklarının bükülüp eski haline dönmesini zevkle izleyen Bora yakalanmayı dert etmiyordu bile.

"bak şu yukarıda bir tavşan var, yakında üzüleceğin bir olay olduğu anlamına geliyor," dediğinde Kaan, Pamir'in omuzları düştü. ancak Kaan devam etti: "tavşanın tam yanında da bir siluet var, başka bir yöne gidiyor ve sen de onu seyrediyorsun. ona karşı bir şeyler hissettiğin çok açık ama seni görmüyor bile o kişi."

Pamir artık duyduklarına dayanamayarak Kaan'ın elinden sertçe aldı fincanı. "tamam artık yeter bu kadar, anladık karşılık bulamayacağım."

Pamir'in kırgın çıkan sesi ile Eray dudaklarını büzdü ve "Pamir hepimiz farkındayız Kaan'ın kimden bahsettiğinin. söylediği şeylerde de haksız değil üstelik," dedi sakince. Pamir masadaki kimseyle göz kurmak istemeyerek bakışlarını elindeki fincanda sabitledi. boğazını temizleyip, "neyden bahsettiğinizi anlamadım," dediğinde masadan aynı anda üç farklı ses yükseldi:  "Pamir!"

Pamir irkilerek arkadaşlarına baktığında, "ne be?" diye çirkefleşti.

bu kez Bora öne doğru geldi. "Araz'ı üçümüz de fark ettik, boşuna salağa yatma. senden haberi bile olmayan biri için kendini hayıflıyorsun ve inan üzülmeni istemiyorum. etrafında Merter dolanırken seni görmesi şu an zor," dediğinde yutkundu Pamir. dudaklarını birbirine bastırıp serbest bırakırken, "haklısınız ama elimde de değil bunlar. sadece beni de görsün demekten başka bir şey gelmiyor elimden," dedi ve hâlâ elinde duran fincanı masaya bırakıp öne doğru itti.

bu tavrı Kaan'ın içini acıtırken ne yapması gerektiğini bilemedi ve elini Pamir'in omzuna attı. Pamir bu harekete şaşkınca bakakalırken hafifçe öksürdü ve "neyse Kaan sayesinde unutacağım zaten Araz'ı. flörtünün arkadaşıyla konuşacağım," deyip gülmeye çalıştı.

Eray gülerek karşılık verdiğinde, "senden de hızlısı Türk Hava Yolları anasını satayım," dedi Bora ve bu sayede Eray'ın daha çok gülmesine neden oldu. bu ona tatlı bir zafer gibi gelirken hızlanan kalbini de yok saymaya çalıştı.

****

paslanmis olabilirim umarim begenmissinizdirr

ve dun patlastigim "yesil erik" hikayesine de bekliormm 💖

Continue Reading

You'll Also Like

14.1K 177 16
Elif,19 yaşında bir kızdı.Ateş ise 23 yaşında ki bir mafya idi.Kim bilebilirdi ki Ateş Elif'in hayatını değiştirecek...
90.5K 4.3K 28
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
yirmi By ilayda

Short Story

682K 51.2K 67
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting
59.2K 3.2K 18
Siz:SELAAAMMM Siz:Pışt baksana cinsiyetinin ne olduğunu bilmediğim için seslenemediğim kişiii. Siz:BAKSANA LAAAN. Siz:Mal mısın lan sen? Siz:Nuğlar b...