KAYBEDİLEN UMUTLARIN RENKLERİ

By Lunara3133

621 146 414

" Bende bu hayata gelişinin bir amacı olduğunu düşünenlerdenim. Her türlü zorlukla sınanarak bazen can yakara... More

KARAKTER TANITIMI
AYDEM KIRGIZ
BEKLENMEDİK KARŞILAŞMA
KONSER
GÜZEL HABER
ALIŞVERİŞ
İŞ GÖRÜŞMESİ
DÜŞMAN
GEÇMİŞTEN KESİTLER
ACI VE ÖZLEM
KARMAŞIK DUYGULAR
İNTİKAM ADIMLARI

AYDEM KIRGIZ 2

56 16 42
By Lunara3133

Öncelikle yazdığım bu kitabı okuyan herkese teşekkür ederim. Elimden geldiğince iyi bir iş çıkartmaya çalışıyorum. Elbette hatalarım var düzeltmeye çabalıyorum sizin de desteğinizle güzel bir şeylerin çıkacağına inanıyorum. Bu süreçte sizlerden ricam hayalet okuyucu olmak yerine kitabıma oy vermeniz ve yorum yapmanız. Kitapta olmasını isteyeceğiniz veya istemeyeceğiniz şeyler olabilir bunları belirtmeniz benim için önemli. Sizin istekleriniz doğrultusunda ilerlemeye çalışacağım. Okuyan herkese tekrar teşekkür ederim. 😊

Multi: Aydem'in yaşadığı ev

Vakit kaybetmeden dolaba ilerledim ve giyeceğim şeyleri ayarladım. Hızlıca aldığım bir duşun ardından saçlarımı kuruttum ve üzerimi giyindim. Kıyafetimle uyumlu bir makyaj yaptıktan sonra tamamen hazırdım.

Çantama telefonumu ve bir kaç şeyi daha koyduktan sonra aşağı indim. Gözlerim etrafta Belin'i ararken mutfaktan gelen sesler ile oraya yöneldim. Belin ada tezgaha yaslanmış kahve içerken bir yandan telefonda biri ile konuşuyordu. Topuklu ayakkabıların çıkardığı sesler yüzünden geldiğimi fark edip telefonu kapattı ve bana döndü. Elindeki fincanı lavaboya bırakırken beni baştan aşağı süzüyordu.

" Harika görünüyorsun canım ama şu siyah takıntından artık kurtulmalısın bence. Gardrobunun neredeyse hepsi siyah ama endişelenme en yakın zamanda beraber yapacağımız bir alışveriş ile hemen halledebiliriz." Bunları söylerken görüntümden dolayı yüzünde oluşan memnuniyet ama siyaha olan aşkımdan ötürü bir hoşnutsuzluk söz konusuydu. Fakat alışveriş mevzu bahis olduğunda yüzünde açan güller o günü iple çektiğinin habercisiydi. Belin alışverişi ne kadar severse bende bir o kadar nefret ederdim. Bunun en büyük sebebi ise Belin ile çıktığımız alışverişlerdi. Bütün mağazaları tek tek gezer kolay kolay beğenmezdi. Dahada kötüsü beğendiği şeyler arasında kararsız kalmasıydı. O anlarda yaptığım tek şey ortalıktan toz olmaktı. Bir kaç kez bunu yaptığım için tartışsakda ıkimizde konuyu tatlıya bağlamayı başarmıştık.

Belin'in giydiği kıyafet

Belin'in giydiği ayakkabı

( Aydem' e siyah giydiğinden dolayı söylendi bu sebeple onun tarzını merak etmiş olabileceğinizi düşünerek Belin'in kombinini sizlerle paylaşıyorum. 😊 )

" Teşekkürler Belin ama alışverişe gerek yok. Ben dolabımdaki kıyafetlerle mutluyum. "

Her ne kadar söylediklerimden hoşlanmasada konuyu uzatmak istememiş olacak ki bir şey demeden konuyu değiştirdi ve " Ferman geldi bizi bekliyorlar dışarıda. Daha fazla bekletmeden çıkalım. " Belin önde ben arkada evden çıktık ve kapının önündeki Range Rover'e doğru ilerledik. Belin Öne geçerken bende arka tarafa yöneldim. Arabaya bindiğimizde Belin, Şafak ile selamlaşırken Ferman ile sarılıp öpüşerek önüne döndü. Bu tür şeyler beni rahatsız ettiği için başımı Şafak'a çevirerek onunla selamlaştım. Ferman'a başımla selam verirken o da aynı şekilde selam verdi ve arabayı çalıştırarak yeni açılan mekana doğru yol aldık. Bir saatlik yolun ardından mekana vardık ve araçtan inerek Ferman'ın aracı valeye vermesi ile dördümüz mekanın içerisine girmeden önce kapıda duran iki badigard kimlik kontrolü yaptıktan sonra içeriye doğru yol almaya başladık. Moose loungle club adlı bir yere gelmiştik. İçerideki renk cümbüşü ortam göz kamaştırıyordu. Büyülenmiştim adeta uzun zaman sonra çok güzel bir clube gelmiştik mor aydınlatmalarıyla çevriliydi bangır bangır çalan müzik bir an dikkatımı dağıtmıştı. Ben etrafı incelerken diğerleri Ferman'ın peşinden locaya doğru ilerliyordu. Bende vakit kaybetmeden peşlerine takıldım ve birlikte locaya geçtik. Ferman ve Belin yan yana otururlarken Şafak Ferman'ın sağına ben ise Belin'in soluna geçip oturmuştum.

   ( Geldikleri mekan temsili )

     Ferman mekanın nasıl olduğuyla alakalı bir şeyler anlatırken diğerleri de fikirlerini belirtiyorlardı ama ben edilen muhabbetten çok insanları incelemeyi tercih ediyordum. Her türden insan vardı. Kimisi kendi halinde takılırken kimisi de pistte deli gibi dans ediyordu. Insanları incelemeye devam ederken Belin beni hafifçe dürttü ve gelen garsona sipariş vermemi söyledi. O kadar dalmışım ki garsonun geldiğini bile fark etmemiştim. Diğerleri siparişlerini vermişti bende bu gece ayık olmak istediğim için bira siparişi vermiştim. Garson siparişleri aldıktan hemen sonra gözden kaybolmuştu.

   Bir süre masada dönen muhabbetleri dinlerken garson elindeki içkilerle masaya yaklaştı. Şafak likör alırken Ferman viski almıştı. Belin ise cini alıp yudumlamaya başlamıştı bile. Bende azar azar biramı içerken onlar yine kendi aralarında muhabbete dalmışlardı. Şöyle bir etrafa bakarken izlendiğim hissine kapılarak başımı karşı taraftaki localara çevirdim. O kadar kalabalıktıki ilk başta saçmaladığımı düşünmüştüm. Sonuç olarak bir çok insan bir başkasını inceleyebilirdi. Fakat sonrasında gerçekten izlendiğimi fark ettim. Bu beni rahatsız etse de merakım ağır bastığı için göz teması kurdum. Şimdi karşılıklı birbirimizi inceliyorduk. Kızıl kahve karışımı saçları bu uzaklıktan bile belli oluyordu. Öyleki insanın parmaklarını arasına daldırası gelirdi. Düşüncelerimin saçma sapan yerlere gittiğini fark ettiğim an ne yaptığımı sorguladım. Hala birbirimizin gözlerine bakarken Ferman'ın sorusuyla ona dönmek zorunda kalmıştım.

  " Aydem senin şu yayıneviyle ilgili problem ne oldu halledebildin mi " diye sormuştu. Aklım hala az önceki adamda kalsada Ferman'a cevap verebilmiştim. " Aslına bakarsan pek iyi gittiği söylenemez ama en azından yeni bir yayınevi ile anlaşılabilirsem karşılıklı bir anlaşma ile halledilemeyecek bir şey değil. " dedim ve bundan sonra konu değişerek tekrar kendi aralarında muhabbete daldılar. Aklım hala o adamdayken başımı onun olduğu tarafa çevirdim fakat artık orda değildi. Bu nedensizce beni hayal kırıklığına uğratırken saçmaladığımı fark edip önüme döndüm.

  Belin ve Ferman piste doğru elele giderken Şafak elinde telefon ile uğraşıyordu. Bende içimi tazelemek için bara gitmeye karar verdim. Bulduğum ilk boş yere kuruldum ve gelen barmene bira siparişi verdim.

  Neredeyse iki saati devirmiştik buraya geleli ve bu iki saatte bir kaç şişe bira ve konyak içmiştim ve artık iyice bunalmaya başlamıştım. Hem sıkılıyor hemde sıcaktan nefes alamaz hale geliyordum. Neyseki bu durum fazla uzamadan Belin yanıma gelmiş ve gideceğimizi söyleyerek ayakta durmama yardımcı olmuştu. Sarhoş değildim fakat gözümün önünü net göremez haldeydim. Belin'de bunu anlamış olacak ki beni bir an olsun bırakmamış ve yürümeme yardımcı olmuştu. Arabaya bindiğimiz zaman çok fena uyku bastırmıştı ama uyursam kolay kolay uyanamayacağımı bildiğimden uyuma fikrini bir kenara bırakarak dışarıyı izlemeye başlamıştım. Giderken uzun gelen yol şimdi 5 dakika sürmüş gibiydi ama hiç bunu düşünecek halim yoktu. Belin araçtan inip yanıma gelerek kapımı açtı ve bana destek olarak arabadan inmeme yardım etti. Ferman ve Şafak iyi geceler diyerek yanımızdan ayrıldılar ve biz Belin ile içeri girerek üst kata çıkmaya başladık. Odama gelince Belin üzerime rahat bir şeyler giymeme yardımcı olduktan sonra buraya her geldiğinde kaldığı odaya geçti ve bende zihnimde o gizemli adamla beraber uykuya bıraktım kendimi.

  

Continue Reading

You'll Also Like

27.4M 1.3M 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle...
9.8M 523K 42
Burası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Bizi tutup salladılar, ne olduğunu anlamadık, alt üst olduk...
889K 53.2K 70
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
2.8M 150K 17
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.