ATEŞ (Arkadaşımın Babası)

By CelineWish

1.2M 16K 1.9K

Ateş'in eli Eda'nın omzundan aşağı bel oyuntusuna kaydı. Eda'nın içi titremişti. Adamın çekiciliği karşısında... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 19.5

Bölüm 20 (FİNAL)

16.8K 491 64
By CelineWish


❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

• Günümüz •

Son kemoterapiden sonra bir hayli bitkin düşmüştü Eda. 1 haftadır doğru düzgün yemek yemiyordu. Bebeği için yemeye zorluyordu kendini. Karnı kocaman olmuştu artık. Kendine bakmak için aynaya doğru gitti. Aynaya bakınca kala kaldı öyle. Bu gördüğü kişi kimdi? Tanıyamadı Eda kendisini. Hayret etti. Rengi sararmıştı. Yorgun görünüyordu. Gözünden bir damla yaş aktı. Eğilip yüzünü yıkadı. Saçlarına parmaklarıyla kabaca şekil vermek istedi ama dokunduğu an saçları tutam tutam elinde kaldı. Annesini onun için getirdiği bandanayı taktı. "Geçecek.." diye düşündü. "Hepsi geçecek... lütfen Allahım.. lütfen geçsin" diye dua etti.

Doktor her şeyin iyi gittiğini söylemişti. 3 hafta sonra sezaryen olup kızını kucağına alabilirdi. Sonra da ilik nakli olup iyileşebilirdi. Tabi her şey yolunda gider de uygun ilik bulunursa.

"Güzelim.." diyerek odaya giren Ateş arkadan Edanın beline sarıldı. Boynuna sıcak nefesini vererek öpücükler kondurdu. Bu bile Edayı tahrik etmeye yetmişti.

Ama Eda kendini çok kötü hissediyordu. Ateşe dönerek "Güzel mi... şu halime bak Ateş, kendimi tanımamıyorum artık. Berbat bir haldeyim." dedi

" Berbat falan değilsin. Şu an dünyanın en güzel kadınına bakıyorum ben.. Hem ne yaparsan yap asla çirkin olamazsın!"

Eda inanmayan gözlerle Ateş baktı. Doğru olmadığını ikisi de biliyordu ama Ateşin onu şefkatle sarmasına, onu iyi hissettirmeye çalışmasına minnettardı. Bu adamı hak etmek için ne yapmıştı?

Ateş "Hadi gel biraz temiz hava alalım..." diyerek Edayı elinden tutup dışarı çekti

"Çok yorgunum Ateş.. dinlenmek istiyorum.."

"Tamam o zaman sen dinlen ben pencereyi açarım. Sana biraz meyve getirmiştim, onları ye hemen." diye patronluk tasladı

"Ama benim hiç işta.."

"İtiraz etme sakın. O meyveler hemen bitecek.."

"Offf peki tamam ...."

***

"İsme karar verdin mi aşkım??" diyerek gülümsedi Ateş.

Eda "Aklımda bir kaç tane var ama daha tam karar veremedim." diye cevapladı.

"Seçenekler neler peki?"

"Hımm.. Duru, Ceylin, Seray olabilir ... ya da Işık.."

Ateş "Işık mı?" diye tekrarladı. Kaşları havaya kalkmıştı

Eda Ateşin tepkisinden beğenip beğenmediğini anlayamamıştı.

"Evet.. beğenmedin mi? Çok mu saçma oldu?" diye sordu

"Hayır hayır..."

"Komik buldun öyleyse.."

"Hayır aşkım aksine bayıldım. Bana seni hatırlattı. Benim hayat ışığım sensin unuttun mu? Anlaşılan o ki senin ışığında bizim kızımız..." diyerek gülümsedi Ateş, Edanın yanağını okşarken. Gözleri sevecen bir şekilde ona bakıyordu. Duyduğu cevapla rahatlamıştı Eda. Ateşin, onun düşündüğü isimleri komik bulup beğenmeyeceğinden korkuyordu.

"Gerçekten miiii???"

"Gerçekten tabi ki.."

"Çok mutlu oldum bunu duyduğuma. O zaman kızımızın adı Işık mı oluyor?" Eda heyecanla sormuştu bu soruyu.

"Evet minik çiçeğim.. Işık oluyor... bizim güzel Işık'ımız..."

"Karar verilmiştir öyleyse!"

"Hıhımmm..."

Bu konuşmadan sonra birbirlerine sarılarak dışarıyı izlediler. Eda bir süre sonra Ateş'in omzunda uykuya daldı. Ateş usulca onun üzerini örttü. Eda'nın elini avuçlarının içine aldı. Sonra küçük bir öpücük kondurdu ve sevgilisinin huzurla uyumasına izin verdi.

***

3 hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş, nihayet beklenen o gün sonunda gelmişti. Doktor sabah 8'de hastanede olmalarını söylemişti. İşlemler tamamlanır tamamlanmaz Eda doğuma girecekti. Eda heyecandan bütün gece gözünü kırpmamıştı. Kızını sağ salim kucağına almak istiyordu. Bişeyler yolunda gitmez diye de ödü patlıyordu.

Hemşireler gelip hastane kıyafetlerini giymesine yardımcı olmuşlardı. Annesi, babası, Ateş yanı başındaydı Eda'nın.

Edanın annesi "Her şey çok güzel olucak kuzucum merak etme" diyerek kızının başını okşadı.

"Umarım anne" diye cevap verdi Eda. İçten içe stresten ölüyordu

"1 saat sonra hepsi bitmiş olacak aşkım, güzel kızımız kucağında olacak" dedi Ateş.

Eda "Zaman geçsin tüm bunlar bitsin istiyorum çok yoruldum" diyerek hüzünle baktı Ateş e. Sadece doğumu kastetmiyordu.

"Sabret kızım çok az kaldı. Sen çok güçlü birisin. Bu günler geçecek ve hepsi birer anı olacaklar" diyerek araya girdi annesi.

"Merve nerede¿ Gelmeyecek mi?" diye sordu Eda.

Tam o sırada Merve elinde balonlar ile odaya girdi.
"Seni yalnız bırakır mıyım ben hiç?" diyerek güldü.

"Aaaaaa bunlar ne böyle Mervee"

"Ablişkosundan minik kardeşine hoş geldin sürprizi tabii ki ne olacak ☺️, bak bide bunu yaptırdım." Merve üzerinde Işık'ın adının yazılı olduğu ahşap, ayıcık şeklinde elinde balonlar olan bi kapı süsü tutuyordu.Ateşe dönerek  "Eee babacım ne diyorsun beğendin mi?" Diye sordu.

Ateş ise düz ses tonuyla "Beğendim" diye cevapladı. Ona hala biraz garip geliyordu Merve'ye bir kardeş geliyor olması. Üstelik kızının en yakın arkadaşından. Yine de onları affettiği için ve kardeşine böylesine bağlandığı için mutluydu Ateş. Kırgınlıkları arkada bırakmışlardı.

"Hııı, Fark ettim" diyerek kıkırdadı Merve.

"Çok sevimliymiş, iyi akıl etmişsin Merve" dedi edanın annesi.

"Sağol Serpil teyzecim, ablaların ya da teyzelerin işte her neyse, görevi budur" diye cevapladı Merve.

Ateş Merve'ye göz devirirken Eda gülümsüyordu.

Onlar sohbet ederken, hemşireler odaya geldiler. "Eda hanımı ameliyathaneye götürmeye geldik"

"Sezaryen ne kadar sürüyor?" diyerek öne atıldı Merve.

Hemşirelerden biri "Yaklaşık 45-50dk sürer, 1 saat içinde Eda hanımı servise çıkarmış oluruz." dedi.

"Teşekkürler"

Hepsi hemşireleri ve sedyede yatan edayı takip etti. Ateş ameliyathane kapısına kadar Eda'nın elini bir an olsun bırakmadı. "Seni seviyorum minik çiçeğim" diye kulağına son kez fısıldadı. "Ben de seni seviyorum aşkım." dedi ve Eda kapanan kapının arkasından gözden kayboldu.

İşte Ateş için asıl cehennem şimdi başlamıştı. Sevdiği kadına bişey olmasını istemiyordu. Kızlarının da sağlıklı bir şekilde doğmasını diliyordu. Zaten erken doğum oluyordu. 32 haftalıkken Eda doğum yapmış olacaktı. Doktor Eda'nın durumundan dolayı bebeğin erken doğabileceğini söylemişti. Ameliyatta bişeylerin ters gitmesi en büyük korkusuydu. Doktor öncesinde sezaryenin sorunsuz olacağı konusunda onları temin etmişti ama sonuçta yüzde 1 de olsa risk her zaman vardı.

Ameliyathanenin önündeki geri sayım böylece başlamış oldu. Merve ve Edanın annesi koltuklara oturmuş, Ateş ise ayakta bir oraya bir buraya volta atıyordu.

"Sakin ol baba, her şey kontrol altında" diyerek telkin etmeye çalıştı Merve babasını. Ama Ateş onu duyuyor gibi görünmüyordu. Edayı ve kızını kapıdan canlı bir şekilde çıkarken görmeden içi rahat etmeyecekti.

Dakikalar geçtikçe geçiyor, hala bir haber gelmiyordu.

Hepsinin gözü kapıdaydı. Doktorun çıkmasını ya da Edanın çıkarılmasını bekliyorlardı.

Ve beklenen, tam 57 dakika sonra gerçekleşti.

Eda kucağında Işık bebek ile beraber ameliyathaneden çıkarıldı.

Eda gülümseyerek kucağında bebeği ile birlikte onlara doğru getiriliyordu. İkisini gördüğü o an Ateş'in dünyası alt üst oldu sanki. İlk önce Eda, sonra Işık... bu iki küçük kız çocuğu Ateşin hayatını temelinden sarsmıştı. Şüphesiz ki hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.

"OH BE!!!" diye bir ses duyuldu Ateş'ten. Rahatlamanın sesiydi bu. Hemşireler dahil herkes hem şaşırmış hem de gülmüştü bu tepkiye.

Eda ve bebeği yukarı servise çıkarılırken Merve onları videoya alıyordu. Bu anların ölümsüz olması lazımdı. Eda kolunda bebeği ile adeta ışık saçıyordu. Kızını kucağına almıştı sonunda. Bebeğinin kokusunu içine çekebilmişti. Ateş in ise gözleri dolu dolu olmuş ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Herkes çok duygusallaşmıştı.

Ateş Işık'ı kucağına ilk defa aldığında yutkunarak "Çok güzel.." diyebildi sessizce. "Çok masum benim küçük meleğim." Sonra Edanın alnından öptü. Birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Konuşmadan anlaşabiliyorlardı artık. İkisi de minnettardı.

Doktor gelip Eda'nın durumu hakkında bilgi verdi. Gayet güzel geçen bir operasyon olmuştu. Çocuk doktoru da Işık ı muayene etmiş geçmiş olsun diyerek yanlarından ayrılmıştı. Her ikisi de capcanlı ve sağlıklı bir şekilde odaya getirilmişti.

***

4 yıl sonra Italya'da...

***

"Eda çok güzel oldun.. saçın makyajın kuğu gibi görünüyorsun... seni görünce babamın dibi düşecek"

"Heyecandan öleceğim sanırım Merve. Mihraba kadar nasıl yürüyeceğim bilmiyorum."

Eda'nın babası "Babası kızının hemen yanı başında olacak, merak etme." dedi.

Eda "Teşekkür ederim babacım" diyerek onun boynuna sarıldı.

Babası annesinin yanına gitmek için odadan ayrıldı. Merve ise Eda nın makyajına son rötuşları yapıyordu.

"Eda hiç sorma fırsatım olmadı..."

"Neyi?"

"Babamla aranızda o kadar yaş farkı var?"

"Evet.. eee nolmuş?"

Merve " Şey diyecektim sonuçta yaşını almış bi adam sen ise çok gençsin... Yatakta nasıl? Yetiyor mu sana?" Diye dan diye sordu

Eda gözlerini kocaman açarak "Merveee...çok ayıp" dedi. Biraz utanmıştı.

"Ne var ya? Benim onun kızı olduğumu unut şu an. Tamamen en yakın arkadaşın olarak soruyorum. Sonuçta mutluluğundan emin olmak zorundayım."

Eda kıkırdadı. "Peki o zaman.. dürüst olmak gerekirse yatakta tam bir canavar. Çok arzulu ve kadınına nasıl davranması gerektiğini çok iyi biliyor. Hatta bazen acaba ben ona yetebiliyor muyum diye düşünmüyor değilim. Ayrıca şöyle bir şey de var, he popped my cherry ;)"

"Edaaaaaa!!!!! Tanrım!!! Ne diyim..O zaman senin adına sevindim. Ama daha fazla detaya girmeyelim bence, bana bu kadarı yeter."

Kızlar sohbet ederken Ateş odanın kapısından başını uzatıp "Aşkım hazır mısın?" diye sordu.

Merve "Sakın odaya gireyim deme baba, düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirir" diyerek kapıyı tuttu.

Eda, Merve ye bakarak "Hadi ama daha ne olabilir ki.." dedi. Müsade etmesi için Merve'ye işaret etti.

Merve de çıktıktan sonra Eda ve Ateş baş başa kaldılar. Ateş beyaz smokinin içinde çok karizmatik görünüyordu. Uzun boyu, geniş omuzlarıyla Eda'nın nefesi kesildi. Onu ilk gördüğü anı, evin kapısından girişini hatırladı. Şimdi ise o evde aşık olduğu adamla evleniyordu.

Ateş "Minik çiçeğim..." diyerek yaklaştı Edaya. Onun yuvarlak kalçalarından tutup kendine doğru bastırdı.

"Ateş dur napıyorsun? Gelinliğimi mahvedeceksin..."

"Buraya gellll, kaçamazsın benden..."

"Kaçmak isteyen de kim" diye gülümsedi Eda. Kollarını Ateşin boynuna dolamıştı.

"Kapıyı kilitlesek mi?" Diye muzip bir bakış attı Ateş

"Ateş ya... uslu dur lütfen. Yarım saate evleniyoruz. Gelinliğe bir şey olmasını göze alamam."

"Ha ha... biliyorum aşkım. Gelinimi son kez görmeye geldim. Belki küçük bi öpücük de koparabilirim diye düşünmüştüm"

Eda Ateşi tüm kalbiyle öptü.

"Seni çok seviyorum Ateş. Tüm o zor zamanlar da yanımda olduğun için teşekkür ederim. Aylarca benimle hastanede kaldın. Saçlarım döküldüğünde, yürümekte güçlük çektiğim zamanlarda elimi bir an olsun bırakmadığın için teşekkür ederim. Ayrıca çok çok iyi bir babasın. Kızımız çok şanslı bir çocuk."

"Ne teşekkürü Eda senin için canımı veririm ben. Hem hastalıkta ve sağlıkta... öyle değil mi aşkım? Ben bu sözü seni gördüğüm ilk an vermiştim kendime. O günden sonra da hep senin iyiliğin için yaptım ne yaptıysam."

Eda bir an da kendine gelerek "Ah, Işıkkkk... o nerede kimin yanında???" diye telaşla sordu.

"Merak etme anneannesi ile koridorda bizi bekliyor. Çiçekleri atmak için sabırsızlanıyordu en son... bir gün o da aynı annesi gibi bir prenses olacakmış."

"Benim tatlı kızım... o zaten bir prenses"

İkisi de gülümseyip birbirlerine sarıldılar.

Ateş, Edayı bir kez daha öpüp yanından ayrıldı.

"Mihrapta görüşürüz minik çiçeğim.. Seni seviyorum bunu sakın unutma. Şimdi ve daima."

"Bende seni seviyorum aşkım. Sonsuza dek."

*

Saati gelince Eda eline gelin çiçeğini aldı, aynada kendisine son kez baktı ve babasının koluna girdi. Derin bir nefes alarak, "Hazırım" dedi ve onu mihrapta bekleyen hayatının aşkına doğru bir adım atarak odadan ayrıldı.

***** SON *****


Yeni hikayelerde görüşmek üzere 👋🏻
Sevgiyle kalın 💕

Continue Reading

You'll Also Like

627 84 26
Karaca her nefes aldığında ömrümden azalıyordu. Karaca sonumu hazırlıyordu. Onun yanındayken sinsilik damarlarımızdan gözlerimize ulaşıyordu. Sırt...
1.4M 44.5K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
118K 53 1
Sen mafya'nın hasretisin, benim hasretimsin
Daddy +18 By 1realist

General Fiction

362K 8.8K 30
"Neden yaptın bunu? Neden?! Ben neyine yetmedim de başkasına gitme ihtiyacı duydun?!" öfkeden gözüm dönmüş bir şekilde yumruk haline getirdiğim eller...