elem çiçekleri | rinsagi

By Nofrostie

20.7K 2.6K 6.6K

İsagi Yoichi anonim bir fanartisttir. İtoshi Rin ise İsagi'nin favori internet hikayesinin yazarı. [Yarı tex... More

When you were here before
Couldn't look you in the eye
You're just like an angel
Your skin makes me cry
You float like a feather
In a beautiful world
I wish I was special
You're so fuckin' special
But I'm a creep
What the hell am I doin' here?
I don't belong here
I don't care if it hurts
I wanna have control
I want a perfect body
I want a perfect soul
I want you to notice
When I'm not around
So fuckin' special
I wish I was special
But I'm a creep
I'm a weirdo
What the hell am I doin' here?
I don't belong here
She's running out the door
She's running out
She run, run, run, run
Whatever makes you happy
Whatever you want
You're so fuckin' special
I wish I was special
But I'm a creep
I'm a weirdo
What the hell am I doin' here?
I don't belong here

I'm a weirdo

533 84 59
By Nofrostie


Deri koltuklar, her yerden ışık alan aydınlık bir oda, bir bardak su ve peçete kutusu. Rin'in kendisini evinden daha güvende hissettiği yer özetlenecek olursa bu dört kelime ortaya çıkardı.

Psikoloğu Anri Teieri'nin odası.

"Merhaba Rin, lafın gelişi görüşemeyeli uzun zaman oldu diyeceğim ama bir haftanın uzun mu kısa mı bir süre olduğunu sen daha iyi bilirsin. Bahse varım beni gördüğüne de hiç sevinmemişsindir."

Hafif bir gülümseme, içinde bir miktar parıltı içeren gözler -Rin, Anri'nin gözlerindeki o duyguyu tam olarak tanımlayamıyordu ama acıma olmadığına emindi- rahat bir ses tonu. Dik duruş ama kafası Rin'le aynı hizada, ona hiçbir zaman tepeden bakmadı hala da bakmaz. Benimle eşitsin, demek istedi.

Rin duyguları anlamlandırmada kötüydü ama ailesi ve yakın çevresi sağ olsun beden dili ve mimik okumada fena sayılmazdı. Bu yüzden de buradaydı ya zaten. Sözlü olarak ifade edilmese dahi beden dilinde ifade edilen keskin kelimeler yüzünden.

Ona tepeden bakan, kısılan gözlerin Sen bir hiçtin ve hiç olarak kalacaksın, demesi yüzünden. Bu yüzden Anri'nin bu hareketi Hiori dışında başka birisinin Rin'in içinde herkesten izole ettiği noktaya dokunmayı başarmasıyla sonuçlandı. Güvende hissetmek.

"Bir hafta kısa bir süre gibi geldi. Ve bu yüzden sizi hiç özlemediğim doğrudur."

Sözlerinden zamanın bu defa hızlı geçtiği konusu doğruydu Anri de bunu anladığından odayı ufak bir kıkırdama sesi doldurdu. Bir yetişkin tarafından anlaşılmış olmak Rin'in gururunu okşamadı dersek yalan söylemiş oluruz.

Anri, çekmeceden Rin konuşurken sürekli not aldığı ve Rin'e içinde neler yazdığı konusunda merak uyandıran meşhur kahverengi bir ajandayı çıkartırken "Buna gerçekten sevindim Rin. Bu iyiye işaret." dedi. Rin ona eşit muamele yapan psikoloğunun boş teselliler vermeyeceğini biliyordu, bu yüzden de nefes alış verişleri rahattı.

"Şimdi bu çok hızlı geçen haftada neler oldu anlatmak ister misin?"

Anri'nin bu soruyu gerçekten kast ediyordu. Yani Rin'in anlatmak istemezse anlatmama gibi bir seçeneği gerçekten vardı ama çabasını göstermek istedi. Gerçekten bir şeyleri düzeltmek için çabaladığını, yeterli olmasa dahi elinden geleni yaptığını göstermek istedi.

Çünkü Anri bunu anlardı.

Sırtını geriye yasladı ve Anri'nin doğrudan göz bebeklerine baktı. İris kaslarının meraktan otomatikman göz bebeklerini büyüttüğünü camdan giren güneş ışığından çok net görebildi. Gerçekten merak ediyor ha? şeklinde kendi kendine sorduğu sorunun ardından ağzını araladı.

"Yine hedefime odaklıydım aslında. Her günümü programıma uyarak geçirdim. Bir hedefe ulaşmak için ara vermeden yürümek gerektiğini en iyi siz bilirsiniz."

Rin cümlesini tamamladığında Anri onu onaylarcasına kafa salladı ve defterine çalakalem birkaç şey yazdıktan sonra yarım bir gülüşle "Ses tonundan öncekilerden farklı ve hoşuna giden bir şeyler olduğunu tahmin ediyorum genç adam. Haksız mıyım?" dedi.

Rin, parmaklarıyla oynayıp gözlerini duvarlardaki tablolarda ve kitaplıkta dolaştırarak "Yine haklısınız gözünüzden hiçbir şey kaçmıyor." dedi. Anri, deftere hızlıca birkaç şey yazdıktan sonra gülümsemesi genişledi.

"Eh hedefime ulaşmanın getirisi galiba." dedi.

Rin, Anri'nin ses tonu ve mimiklerinden olsa gerek içinde onu sıkıştıran şeylerin hafiflediğini hissetti ve bu yüzden anlatmaya devam etti.

"Hatırlarsınız ben kafa dağıtmak için bir şeyler yazıyorum. Yine öyle yaptım ve değişik bir şey öğrendim." Rin, duraksadı surat ifadesini göremese bile Anri her ayrıntıyı gördü ve bunları da not etti. "Anri-san benim hikayelerimi okuyanların olduğunu biliyordum ama bir de onlardan ilham alanlar varmış."

Anri, Rin'in adına mutlu olduğunu belli eden bir ifadeyle "Vay, ne güzel. Nasıl bir ilham bu peki çok merak ettim." dedi.

Rin kadının heyecanını ses tonundan az çok anlayabiliyordu normalde bu tarz duygular ona gereksiz gelirken Anri'nin samimiyetinden olsa gerek o heyecanı içinde hisseder gibi oldu.

"Bir çizer benim hikayelerimden ilham alıp çizim yapıyormuş. Bunu okurlarımdan öğrendim."

"Tepkine bakılırsa görmüşsün o çizimleri hatta bir tahmin yapayım bana anlattığına göre beğenmişsin."

Rin, Anri'nin çıkarımı karşısında kendisini suç işlerken yakalanmış gibi hissetmekten alı koyamadı. Alt dudağını sarkıtıp ellerini göğsünde bağladı. "Hiori gösterdi bana da. Beğenmişsem ne olmuş?" dedi. Anri, danışanının sevimli tavırları karşısında gülümsememek adına zor durdu ve elindeki dolma kalemi çevirdi.

"Birisi eserinden ilham alıyorsa ve sen de bunu beğeniyorsan bu çok gurur verici. Az önceki cümlemi söylerken bunu düşünüyordum Rin. Herkes ilham alabilir ama herkes ilham veremez."

Siyah saçlı çocuk yanaklarının yanmaya başlamasıyla bunu sakinleştirmek için masanın üstünde duran su bardağını aldı ve bir yudum içti. Derin bir nefes verip sakinleştiğinden emin olduktan sonra konuşmaya devam etti.

"İşte diğer çizimlerini de merak ettim. Tabi twitter'ım olmadığından göremedim biraz araştırma yaptıktan sonra twitter hesabı açtım."

Anri'nin nazik ve güleç ifadesi Rin'in son cümlesinden sonra yerini şaşkınlığa bıraktı.
Rin'in ilk seanslarındaki konuşmalarından bu yana sosyal medya açabilecek hale gelmesi mutluluk vericiydi. Rin'in ağzından tabiri caizse kerpetenle laf aldığı zamanları çok net hatırlıyordu.

"Bak bu gerçekten büyük bir gelişme. Peki sonra ne oldu? O çizerin diğer çizimlerini görebildin mi?"

Anri'nin cevabını aradığı soru bundan ziyade Rin'in hayranı olan çizerle iletişime geçip geçmemesiydi fakat bir anda sorarsa Rin gardını çabuk alırdı. Her şeyin yeri ve zamanı vardı.

"Gördüm ve bir de şey oldu." Tekrardan bir duraksayış ve bir bardak su molası. Anri beklediği sorunun cevabını almak için Rin'in konuşmasını bölmek istemedi. Siyah saçlı oğlan da bunun farkında olup devam ettirdi.
"Onun çizimini daha çok görmek istediğimden alıntı attım ve çok geçmeden çizeri benimle iletişime geçti."

Onun çizimini daha çok görmek isteme kısmı Anri'nin dikkatini fazlasıyla çektiğinden Anri bu konuda soru sorma ihtiyacı hissetti. Çünkü Rin gibi kaygı bozukluğu teşhisi konulan danışanları için bu cümle kritik bir cümleydi.

"Onun çizimini daha çok görme sebebin neydi peki?Anlatmak ister misin?"

Rin'in gözlerinin önüne o çizimi gördüğü ilk an geldi. Renklerin canlılığı, her bir küçük detay hepsinden büyülendiği o anı kelimelere nasıl dökeceğini bilemese de bir cevap vermesi gerekiyordu.

"Yazdığım şeylerin uyumlu renkler ve fırça darbeleriyle canlandırılmış olması sanırım beni etkiledi." dedi. Anri, defterine birkaç not aldıktan sonra Rin'e başka bir soru daha yöneltti. Yine kaygı bozukluğu yaşayan danışanları için zorlayıcı bir duruma parmak basan bir soruydu bu.

Tanınmayan birisinden mesaj almak çoğu insanda kaygı durumunu uyarırdı ama kaygı kontrolünde sıkıntı yaşayan insanlar için bu sadece uyarıyla sınır kalmazdı.

"Çizerin seninle iletişime geçtiğini söyledin. Bu seni nasıl hissettirdi? Bana o zaman hissettiğin duyguları açıklayabilir misin?"

Rin, bilgisayarına gelen mesaj bildirimini hatırladı. Çizimini inceleyip durduğu birisinden hoşgeldin mesajı aldığında ne hissettiğini düşündü.

İlk hissettiği şey şaşkınlıktı. Hiori dışında birisinden özel bir mesaj almayı beklemediğindendi. Ardından bunu utanç takip etti. Sanki suç üstünde yakalanmış bir suçlu gibi hissetmişti, evet. Sonrasında koca bir kafa karışıklığı. Bu da insan iletişiminde sözlü iletişim kısmında yaşadığı eksiklikten kaynaklıydı.

"Başta şaşırdım. Sonra biraz utanmış olabilirim ardından da ikilem yaşadım."

Rin cevabını kısa tutsa da Anri defterine birkaç şey daha yazdı. Şu kadın ne yapıp edip beni yine anladı, diye düşündü siyah saçlı oğlan.

"İkilem yaşadıktan sonra ne yaptın peki Rin?"

"Ona cevap yazdım. Hiori'nin yardımıyla."

Anri, bu kez gülümsemesine engel olamadı. İnatçı ve kendisini adeta karamsar düşüncelerin kol gezdiği bir hapishaneye kapatmış olan danışanı teşvikle de olsa hapishaneden dışarıya çıkmıştı! Bu son haftalarda attığı en büyük adımdı nasıl sevinmezdi?

"Bravo. Bu çok etkileyici bir hamle. Peki bu seni korkuttu mu? Sonuç olarak anonim bir internet kullanıcısından bahsediyoruz eğer korku hissettiysen bu çok normal." dedi.

Rin elini çenesine yerleştirdi. Sour'ın içten geldiğini hissedebildiği nazikliği ve anlayışından olsa gerek hiç huzursuz hissettiğini düşünmedi. "Sanırım karşımdakinin tavrından dolayı ona karşı bir huzursuzluk hissetmedim. Sadece yanlış anlaşılmamak için biraz debelendiğimi hissettim o kadar." dedi.

Anri, Rin'in sözlerini harfi harfine not ettikten sonra sandalyesinden kalkıp Rin'in tam karşısındaki sandalyeye oturdu. Ellerini uzatmadan önce "Rin eğer senin için sorun olmayacaksa ellerini uzatabilir misin?" dedi.

Eğer bunu bir başkası sorsaydı-Buna annesi de dahildi- Rin'in cevabı kesinlikle koca bir hayır olurdu. Ama onu ilgiyle dinleyen, yargılamayan, onu bağımsız bir birey olarak kabul eden kişiyle fiziksel temas kurmak kulağa korkunç gelmedi.
Ellerini uzattı ve ellerini uzatır uzatmaz Anri Rin'in ellerini kendi avuçlarının arasında birleştirdi.

"Seninle gurur duyuyorum. Ne kadar büyük bir adım attığının farkında değilsin belki ama bana inan çok büyük bir şey başardın. İnsanlar ilham kaynağı olarak seni almada haksız değiller."

Anri'nin dişlerini gösterek gülümsemesi, avuç içlerinin sıcaklığı ve kalbine ulaşan sözleri Rin'in uzun bir duvar olarak tanımladığı engelinin biraz çökmesini sağladı. Hala tırmanamazdı belki ama mesafe en azından daha azdı. "Hiori de böyle söylüyor." derken farkında olmadan buruk bir gülümseme takındı.

Anri danışanının kendisini ilk kez bu denli açmasının sevincini yaşarken saatini kontrol etti ve Rin'le olan el temasına bir son verip tekrardan koltuğuna oturdu. Rin, böylece sürenin bittiğini fark etti. Sürenin neden hızlı geçtiği sorusuna cevabını da o anda buldu.

"Pekala Rin seni haftaya aynı saatte yine bekliyorum ve beni sakın özleme genç adam."

Rin saygı selamını verip odadan çıkarken Anri bir sonraki danışanı gelmeden önce Rin'e ayırdığı sayfaya yazdıklarını gözden geçirdi.

'Önceki seanslara nazaran daha çok göz teması kuruyor.'

' Hedefleri konusunda kendisine olan katı yaptırımı biraz yumuşamış. Hala acımasızlık sezsem de öncekilerin aksine hırçın değil.'

'Beğenilmenin hoşuna gittiğini sözlü olarak itiraf etmese de beden diliyle itiraf etti. Önceki seansta bunu daha kesin bir dille reddetmişti.'

'Mimik ve surat ifadelerini gösterirken daha az çekiniyor hala utangaçlığı olsa da kendisini biraz daha serbest bırakmış.'

'Renklerin ve detayların canlılığından özellikle etkilenmesi kaygı bozukluğu nedeniyle bir köşeye attığı duygulara özlem duyduğunu gösteriyor. Özgürlüğe özlem.'

'Sanırım karşımdakinin tavrından dolayı ona karşı bir huzursuzluk hissetmedim. Sadece yanlış anlaşılmamak için biraz debelendiğimi hissettim o kadar.

Sanaldan da olsa kalpten gelen nezaketi hissedebiliyor. Empati duygusunda gelişme Kendisini yanlış ifade etmek istemedi çünkü aldığı nezakete karşılık vermek istedi. Hala bu konuda güvensiz olsa da çabalıyor. Sosyal becerilerde gelişme.'

Rin'le alakalı yazdığı ilk sayfaları açtığında Anri 17 yaşlarına yeni girmiş danışanının çabasını takdir etti.

"İtoshi Rin sen gerçekten de azimli bir çocuksun."

...

"Seans nasıldı?"

Babasının 'işten çıktım çok yorgunum ama sormamış olmayayım diye soruyorum' tınısındaki sesi, tek kulağına taktığı kulaklıktan gelen müzikle nötrlenmeseydi Rin bu soruya 'umuruna değilse umurundaymış gibi davranma beni sinirlendirmekten başka bir halt yapmıyorsun' tınısında "İyi." diye cevaplardı.

Ama seans sonrası kendisini gerçekten rahatlamış hissediyordu ve bu duyguyu babasının öylesine sorduğu soru yüzünden bu kadar erken kaybedemezdi.

Cama yasladığı kafasını çevirip duygu içermediğini düşündüğü bir sesle "Güzel geçti." dedi. Babasının tepkisine bakmadan kafasını tekrardan cama yasladı ve gözlerini kapatıp kulaklığından gelen müziğe odaklandı. Fazlasına lüzum yoktu.

Babasının şaşkın bakışları ya da gittikleri yolun manzarasını görmese de olurdu.

Akşam yemeğinde annesi seans konusunu tekrardan açtı. "Seans nasıl gidiyor? Kendini daha iyi hissediyor musun?" tarzı soruları birbiri ardında sıralarken Rin kulaklarına tıkaç tıkayamadığı için ağlayabilirdi. Deniz mavisi gözlerini aldığı kadının bakışlarından dahi soruları hangi niyetle sorduğunu anlayabiliyordu.

Bir an önce şu işi bitir. Bizi daha fazla uğraştırma.

Ellerini masaya sertçe bastırdı. Ayağa kalkıp "Eline sağlık anne. Doydum." dedi. Babasına kullandığı ses tonuna nazaran daha soğuk bir sesle.

Yalandan umursamalarınıza doydum.

Odasına gidip kapıyı kapattığında anne ve babasının sesi hala duyuluyordu. Rin hakkında Rin'in umursamak istemediği ama onun pekala umursayağı türden yorumlar yaptıklarını anlamak için süper bir kulak gerekmiyordu. On yaşından beri aynı şeylerdi.

Alıştım demek istediği ama alışamadığı aynı şeyler.

Duymamak için kulaklarına kulaklık takıp laptopundan rastgele müzik açacağı aynı şeyler.

Duyarsa yine göğsünü sıkıştıracak türden aynı şeyler.

O yüzden başka şeyler duymalıydı. Kulaklığında çalan heavy metal türündeki şarkıyı, ellerini birleştirdiğinde psikoloğunun söylediği sözleri duymalıydı.

'İnsanlar ilham kaynağı olarak seni almada haksız değiller.'

Rin de psikoloğunu ilham kaynaklarından birisi olarak almada haksız değildi. Laptopundan yazı yazdığı internet sitesini açarken ilk kez içinde içinde çok da bir negatif duygu belirmeden taslakları açtı.

Bölüm başlığını düşünürken ona her zaman eşit davranan kadının duruşunu gözlerinin önüne getirdi ve parmaklarını klavyede hareket ettirdi.

'Eşitlik buzlardan üstündür.'

...

Selamlar bu bölümle Rin ve psikoloğu Anri'nin arasındaki ilişkiye ve Rin'in kendisini tamamiyle rahat hissettiği birisinin yanındaki tavrını göstermek istedim

Rin'in sorununu anlatabiliyorumdur umarım ya çünkü eğreti durmasını hiç istemem

Terapide daha önce bulunmadığımdan araştırmalardan yola çıkarak rin ve anrinin sahnesini yazdım hatalarım varsa affola

umarım keyif almışsınızdır sizi seviyorum!!





















Continue Reading

You'll Also Like

46.6K 3.5K 22
Sad bakudeku agab Artık ne kadar sad yazabilirsem :D
3.1K 536 20
Blue Lock in Hogwarts Gellert Grindelwald'ın yükselişi zamanında, Hogwarts'ta melezlere yapılan ırkçılık; hat safaya ulaşmıştır. Isagi Yoichi gibi bi...
214K 22.3K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
76.4K 7.6K 35
"Şunu okumayı keser misin?" [soukoku] [bungou stray dogs] [tamamlandı]