CEBİMDEKİ ASKER

By aciicv

3.2M 196K 66.3K

Başak, askerdeki abisine saçma sapan mesajlar atıp eğlendiğini zannederken, telefonun ucundaki kişi gerçekten... More

BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41
BÖLÜM 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
BÖLÜM 45
BÖLÜM 46
BÖLÜM 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50

BÖLÜM 14

102K 5.7K 1.3K
By aciicv


Lütfen okurken bol bol yorum yapmayı unutmayınn<3

Keyifli bölümlerrrrrrr💚

**

"Ne oluyoruz ya?" diyebildim en sonunda üzerimden şaşkınlığımı atabildiğimde. Kalbim hızını şaşırmıştı, kendimi çok garip hissediyordum. Onu en son gördüğümde çocuktu. On bir yaşındaydı. Şimdi karşımda koca bir adam duruyordu. Ben yirmi yaşındaysam, o yirmi dört yaşındaydı. Yüz hatları keskinleşmişti, askerde olduğu için yüzü pürüzsüzdü. Saçları kısaydı. Bana o şekilde seslenmese onu tanıyamazdım. Değişmişti.

Ben ne zamandır onunla konuşuyordum?

"Anlatacağım," dedi Çınar ve hafif bir gülümsemeyle bana baktı. Abimle konuşurken duyduğum ses ona aitti. Hani yakışıklı olan... Yutkunma ihtiyacı hissettim. Böyle bir şeyi hiç beklemeyen bedenim büyük bir şoka uğramıştı. "Öncelikle, nasılsın?"

"Şaka mı yapıyorsun Çınar?" dedim. İstemeden sesim yüksek çıkıyordu. "Ne nasılsını? Şimdi oturup burada seninle sohbet mi edeceğim?"

Bakışları fazla masumdu. Mavi'nin bakışları gibi...

"Neden edemiyoruz?" diye sordu. "Yılların birikimi vardır konuşulacak."

Yerimde duramadığım için bir oraya bir buraya gidip geldim. Elimle dudaklarımı yolmaya başlamıştım. Sinirli ve stresli olduğum her an bu istemeden olurdu.

"Dalga mı geçiyorsun?" diye sordum gayet ciddi bir sesle. Üzerimdeki tüm neşem kaybolmuştu. Yutkundum. "Ben ne zamandan beri seninle konuşuyorum?" dedim bakışlarımı ona çevirirken. "Bu telefon senin eline nasıl geçti?"

Çınar da benim gibi yutkundu ve bakışlarını kısa bir an etrafına çevirdi. Komutan gelecek diye endişeleniyor olmalıydı. Tam şu an güzel bir beddua patlatabilirdim ama sustum.

Üzerindeki yeşil fanila gözlerini ortaya çıkartmıştı. Eskiden benim için mavi olan gözleri gerçekten yeşildi.

"Tamam, sen sinirlendin. Önce sakin ol, abartılacak bir şey yok."

"Abartılacak bir şey yok mu?" dedim ve sinir bozukluğuyla güldüm. "Gerçekten hiçbir şey yok. Sana saçma sapan fotoğraflarımı da atmadım, saçma sapan da konuşmadım değil mi?"

Aklıma gelmesiyle utançla bakışlarımı kaçırdım. Ben ona gerçekten saçma sapan mesaj atmıştım! Fotoğraflar...

Durdum ve soluklandım. "Tamam. Sakinim. Bu telefon ne zamandır sende?" diye sordum ve kendimi yeniden yere bıraktım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki... Rezil olmak mı beni telaşlandırıp kalbimi hızlandırmıştı yoksa onu tam on üç yıl sonra görmüş olmam mı? Bilmiyordum.

"Başından beri," dedi kısık bir sesle. Tepkilerimin farkında olmalıydı ki benimle ılıman konuşmaya çalışıyordu. "Ama ortada senin bu kadar sinirleneceğin kadar bir şey yok bence. Sohbet ettik sadece ve onlar da kısa kısaydı."

 "Neden abim gibi davrandın başından beri telefon sendeyse? Neden durdurmadın benim sana saçma sapan fotoğraflar atmamı?"

Çınar hafifçe yutkundu. "Benden mi çekiniyorsun gerçekten?" diye sordu. Öyle bir sormuştu ki onu tanımasam buna alındığını düşünebilirdim. "Ben senin boklu hallerini görmüş insanım. Şimdi mi benden utanıyorsun?"

"Aynı şey mi?" diye sordum ters ters. "Ben o zamanlar kaç yaşındaydım hatırlamıyorum bile. Şimdi yirmi yaşındayım. YİRMİ!"

Serseri bir gülüş belirdi dudaklarında. "E ben de yirmi dört yaşındayım. Ne var bunda?"

"SEN BENİM ABİM MİSİN ÇINAR?" Kendime engel olamıyordum. Bedenimdeki utanç sinirimi harlıyordu. Telefonu yere bıraktım ve beni görmesini engelledim. Başımı da ellerim arasına almıştım.

Abime yazıyorum zannedip saçma sapam mesajlar atmıştım ona. Saçma beddualar etmiştim, en kötüsü saçma sapan fotoğraflar atmıştım... Bunlar aklıma geldikçe sakin olma isteğim koşarak uzaklaşıyordu benden.

"Değilim," dedi hızlıca. "Ne abisi? Değilim ben abi falan."

Beni göremiyordu ama onu sinir etmek için güldüm. "Neden? Aramızda dört yaş var. Abimden bile büyüksün. Sana da abi demem gerekmiyor mu?"

"Başak!" diye yükseldi bana birden. "Ne abisi kızım? Saçma sapan konuşma!"

Durdum ve birkaç saniye kendime zaman tanıdım. Zaten sinirli bir bünyeye sahiptim. Saman alevi gibiydim. Şimdi elimde olmadan sinirlenmiştim. Kendimi ona her yazdığımda rezil duruma düşürmüştüm. Bu iğrenç bir durumdu.

"Bu kadar gerilmesene," dedi yine hafif bir sesle. "Bana saçma bir şey söylemedin. Rezil de olmadın. Eğlendik konuşurken."

Telefonu yeniden elime aldım ve ona ters ters baktım. "Neden söylemedin abim olmadığını?"

"Cevabı açık değil mi?" diye sordu. Bakışları yüzümün her santimini aklına kazımak ister gibiydi. Bunun beni ürperttiğini hissettim. Onunla yeniden karşı karşıya olmak, konuşuyor olmak kendimi çok garip hissetmeme neden olmuştu.

Ayrıldığımızda çocuktuk, yeniden karşı karşıya geldiğimizde ise iki yetişkin...

"Biz seninle sürekli kavga ederdik Başak," dedi ve derin bir nefes verdi. "Hiç inkar etme. Beni sevmezdin. Oynayacak arkadaşın olmadığı için benimle oynardın ama sonra sıkılıp kavga ederdik hemen. Şimdi tekrar seninle denk düşmüşken, beni yine sevmezsin diye..." Bakışlarını kaçırdı. "Sadece gülüp eğleniriz diye hiçbir şey söylemedim."

Sustum. Onunla nasıl bir arkadaşlığım olduğunu hayal meyal hatırlıyordum. Çok küçüktüm ama yine de vardı anılarımın içinde.

"Eğer söyleseydin seninle konuşmaya devam ederdim zaten," dedim ters ters. "Yabancı değilsin." Bu söylediğime benim de pek inanasım gelmemişti. Sonuçta artık çocuk değildik. Aradan on üç yıl geçmişti. Ona karşı nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum. Gerilmiştim ve kendimi pek rahat hissetmiyordum.

Gülümsedi. "Devam eder miydin?" diye sordu buna inanamıyormuş gibi. "Etsen bile o kadar samimi olmazdın. Bunu istemedim."

"O fotoğraflarımın hepsini sileceksin," dedim biraz sakinleşmiş bir şekilde. Çapkınca sırıttı.

"Silecek miyim? Yoo."

"Çınar!" Bana güldü ama o fotoğrafların onun telefonunda durması her bir dakikamı stres içinde geçirmeme neden oluyordu. Ben ona çok fazla fotoğraf atmıştım! Allah kahretmesin.

"Hepsinde çok güzeldin," dedi beklemediğim bir anda. Sonra sırıttı. "Tabi biraz cadıya da benziyordun."

Beni durmadan sinirlendirmeye mi çalışıyordu? Öyleyse çok başarılıydı.

Ben ona cevap veremeden içeriye Semih girdi tekrar. Bakışlarımı ona çevirdim. O da etrafı şöyle bir taradıktan sonra yerdeki bedenimi görmüştü. "Başak, seni bekliyoruz!" dediğinde ona hafifçe gülümsedim.

"Geliyorum şimdi Semih," dediğimde başını salladı ve bana son bir bakış attıktan sonra çıktı yeniden salondan. Bakışlarımı Çınar'a çevirdim. Kaşları çatılmış, yüzündeki tüm eğlenen ifadesi silinmişti.

"O fotoğrafları silene kadar seni engelleyeceğim," dedim ve telefonu şak diye suratına kapattım. Hiç beklemeden Whatsapp'a girdim ve onu engelledim. Kalbim sakinleşsin diye elimi üzerine koyup birkaç derin nefes alıp verdim.

Beni her yaşında sinir etmeyi başarıyordu. Gerçekten bu da büyük bir yetenekti.

Oturduğum yerden kalktım ve üzerimdeki tozları temizlemeye uğraşmadan telefonumu cebime attım.

Bir adım attım, iki adım attım.

Üçüncüde durdum.

"Hassiktir, benim abim nerede lan o zaman?"


**

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Çınar... Sana şimdiden aşık oldum. 💖

diğer bölümde görüşmek üzereeee<3

wattpad hesabımı takip ederseniz kitap hakkında attığım şeyleri görebilirsiniz<333  

 instagram : aciicv

Continue Reading

You'll Also Like

614K 31.7K 69
O gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yorgunluğuyla arabasına binmiş ve evinin y...
179K 11.4K 22
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
109K 3.7K 29
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...
508K 25.8K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. Kına yakmak kendini adamaktır ; Bir gelinlerle damatlara yakarlar ; kendilerini birbirlerine adasınlar diye. B...