BÖLÜM 11

100K 5.6K 949
                                    

Ayy daha kurgunun başlarındayız ayol, biraz sabredin, herkes Başak hemen öğrensin istiyor ama az kaldı zaten🖤

Lütfen bol bol yorum yapmayı unutmayın!


🌦️


Yine bir hafta sonu, yine ev, yine ben...

Birkaç gündür abime hiçbir şey yazmıyordum. O da bana yazmıyordu. Biraz çocuğu rahat bırakmak lazımdı...

"Başak," diyen babama baktım ve ağzıma zeytin attıktan sonra "Efendim babacığım?" dedim.

Aslında beni doğal ortamıma bıraksalar bu kadar nazik yemek yemezdim ama malum, aile evi problems...

"Bugün dışarı çıkalım."

Çayımdan birkaç yudum aldım ama sıcak olduğu için dilimi yakmıştı. Sinirlendim. Çayın dilimi yakmasından nefret ederdim çünkü uzun süre o sinir bozucu his kaybolmazdı! Çayı bu kaynar sıcaklığı çıktıktan sonra seven tayfadanım hatta ele başı ben olabilirim...

Kaynar çayı hiç zorlanmadan içenler cindir. Onları gördüğünüz an uzaklaşın.

"Neden?" diye sormayı akıl edebildiğimde çaya öldürücü bakışlar atıyordum. Bunu annemim, babamın veya erkek kardeşim Burak'ın görmesini istemezdim. Zira bizim kızımız bu kadar salak olamaz deyip beni evden atma planları kurabilir, beni evlatlıktan reddedebilirlerdi.

Neyse, tamam. Saçmalama Başak. Kimse seni evden atmayacak. Korkma kızım.

"Başımın etini yiyordun araba sürmeyi öğret diye," dediği an gözlerim faltaşı gibi açıldı. Elimdeki ekmek sofraya düşerken babama inanamaz bakışlar attım. Burak yandan homurdansa da sandalyemden kalkıp "GERÇEKTEN Mİİİİ?" diye atılmıştım bile. Çocuk gibi olduğum yerde zıpladım ve hızlıca babamın yanına gidip kocaman bir öpücük kondurdum yanağına.

"Sen babaların en hası, en kralı, en karizmatiği, en..."

"Yalakalıklara devam edersen vazgeçeceğim," dediğinde hızlıca babamdan ayrıldım ve suratımı buruşturdum.

"Ve en göbeklisi diyecektim."

Babam bana ters ters bakarken kıkırdadım ve daha büyük bir huzurla kahvaltıma devam etmeye karar verdim ama o da ne. Bir kapı zili sandalyeme yönlendirdiğim adımlarımı usulca kapıya doğru yöneltmişti.

Kapının küçük dürbününden kimin geldiğine baktım ama tanımadığım bir adam vardı karşımda. Merak ederek kapıyı açtım.

"Başak Eda Uysal?"

"Evet?" dedim soru sorarcasına. Adam elindeki paketi bana uzattığında ne olduğunu anlayamasam da aldım. Paketi incelemeye başlayacakken "Şuraya bir imza alabilir miyim?" diye soran adama bakışlarımı çevirdim ve başımı sallayarak uzattığı yere imzamı attım.

Kargocu "İyi günler," diyerek kapının önünden uzaklaşırken kapıyı kapattım. Mutfaktan "Kızım kim gelmiş?" diye seslenen annemle birlikte adımlarımı odama yönlendirirken "Bir kargom vardı, o gelmiş!" diye seslendim.

Yalandı. Benim kargom falan yoktu. Kim ne göndermişti lan bana? Ya bir yerlerimde patlayacak bomba varsa içinde? Birisi bana komplo planları kuruyorsa??

Düşüncelerime gözlerimi devirdim. Bazen gerçekten saçma sapan şeyler düşünüyordum. Kendine gel be kızım. Sen Başak Eda Uysal'sın. Beynini kullanman lazım. Yoksa işimiz yaş.

Odama girip kapıyı kapattıktan sonra hızlıca yatağıma ilerledim ve üzerine zıpladım. Kargoyu açarken kendimi aç kalmış ayılar gibi hissetmiştim. Aynı vahşilik, aynı saldırganlık.

Kargonun paketini açtıktan sonra karşıma siyah bir kutu çıktı. Bomba planları tekrar zihnime düşerken hızlıca o düşünceleri geri plana attım ve siyah kutunun kapağını usulca kaldırdım.

Gördüklerime anlam veremezken çığlık atmamak için elimle dudaklarımın üzerini kapattım.

Bu... bu... BU???

Ne kadar engel olmaya çalışsam da kendimi durduramadım. "ŞAKA YAPIYORSUNNNNNNN!"


**

😍

CEBİMDEKİ ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin