Korkusuz -Divergent/Uyumsuz F...

By katenight

114K 5.1K 1.7K

Bu hikaye 2 bölümden oluşan bir Eric Divergent Fanfiction'udur. Hikaye içerisinde Arrow'dan da alıntılar vard... More

Korkusuz -Divergent/Uyumsuz Fanfiction-
1 - Topluluk
2 - Pislik
3- Biri Şunu Sustursun
4- Bir Bir
5- PSİKOPAT
6- Açılmaması Gereken Kapı
7- Demek Öyle
8- Korkular
9- Gerçekler Acıtır
10 - Run Joey Run
11- İntikam Dayağı Soğuk Yenir
12- Ne İstediğine Karar Ver
13- Bastardo
14- Wing Man Four
15- Angel Down
16- Benimle Kal
17- İhanet
18- Basic HEEL Turn
19- Keçileri Kaçırmak
20- Mal Paylaşımı
21- Savaş Klubü
Akışına Bırak Tanıtım
22- Kıskançlık Sonsuzdur
23- Tanım: Üçüncü Teker
24- Herşey Değişti
25- Küçük Hırs Canavarı
26- Final
27- Son Sınav
28- Geri Kalan Hayatımın İlk Günü
29- Tek Seçenek (FİNAL PART 1)
30- Vazgeçtiklerimiz (Final Part 2)
EK BÖLÜM - Aitlik
Ek Bölüm: Buzdan Kalp
Ek Bölüm: Acı Bir Kez Daha
Yazar Notu
2. Kitap 1.Bölüm -Sensizlik-
2. Kitap Spoiler..
2. Kitap 3. Bölüm "Saydam"
Yazar Notu
2. Kitap 4. Bölüm "Geri"
2. Kitap 5. Bölüm "The Big Bang"
2. Kitap 6. Bölüm Part 1 "Dean"
Yazar Notu

2. Kitap 2. Bölüm "Açık Yara"

748 57 53
By katenight

bölüm şarkısı Wiz Khalifa - See You Again

Nickelback - I'd Come For You

Multimedyada 2. kitabın videosu var :)


-

-

-

"Üç tur daha. " dedim. Tüm acemiler göz devirmeye ve homurdanmaya başladı. Sakinliğimi korudum. "13 tura çıkarmak isteyen var mı?"

Acemilerden biri dışında hepsi koşmaya başladı. Emrime uymayıp bana doğru yürüyen acemiye bakmak için oturduğum yerden kafamı kaldırdım.

"Bir sorun mu var?" dedim. Laurel kollarını birbirine geçirdi ve bana baktı. Bir an için Katy'nin bana baktığını hissetsem de hemen bu düşünceyi kafamdan attım.

"Evet. Bizi daha ne kadar koşturacaksın?" dedi Laurel. Dudağımın kenarı kıvrıldı.

"Diğerleri üç tur daha koşacak. Sense 10 tur koşacaksın." dedim ve tekrar gözlerimi ayaklarıma diktim. Laurel koşmak yerine başımda dikilmeye devam etti. Sinirlendiğimi hissederek gözlerimi ona çevirdim.

"Koş. Şimdi." Laurel tekrar göz devirdi, ardından derin bir nefes verdi.

"Bak. Acını anlıyorum. Katy'yi kaybetmek..." dediğinde hızla ayağa kalktım ve kendimi kontrol edemedim. Ellerimden biri boğazını tuttu ve diğeri ile yüzünü işaret ettim.

"Hiçbir şey anlamıyorsun. Şimdi topluluksuz kalmak istemiyorsan, 20 tur koşmaya başla." diye tısladım. Laurel korkuyla yutkundu ve boğazını bıraktığım anda öksürmek için bile beklemeden hızla koşmaya başladı. Derin bir nefes aldım.

"Bunu yapma Eric." dedi bir ses. Arkamdan gelene baktım.

"Sana soran olmadı Four. Kendi işine bak." dedim ve yürümeye başladım. Four birkaç adımda bana yetişti ve benimle birlikte yürümeye başladı. Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda omuz silkti.

"Laurel'a kötü davranmak sana Katy'yi unutturmayacak biliyorsun." dedi. Yumruklarımı sıkarak yürümeye devam ettim. O da konuşmaya devam etti.

"Onu o kadar zorlamanın nedenini biliyoruz Eric. Onda Katy'yi görüyorsun."

"Kes sesini Four." dedim ve odamın olduğu koridora yöneldim. Benimle birlikte yürümeye devam etti.

"Artık devam etmek zorundasın." dediğinde durdum ve ona baktım. O da benimle durdu. Four'u duvara ittirdim.

"Anlamıyorsun. Laurel umrumda değil. Zorlanması umrumda değil. Hiçbiriniz değilsiniz." dedim ve odama girdim. Katy yatağımın üstünde oturmuş bana bakıyordu. Ona bakakaldım.

"Haklılar Eric. Laurel beni geri getirmeyecek. Laurel ben olmayacak." Yıllardır özlemini çektiğim ses kulaklarımı doldururken gülümsememek için kendimi zorladım.

"Ona bu yüzden kötü davranmıyorum." dedim ve yanına oturdum. Yeşil mavi gözleri ile bana baktı.

"Peki neden?" dediğinde birkaç saniye durakladım. Gerçek nedeni kalbim biliyordu ama kabullenmek istemiyordum. Fakat zamanı gelmişti.

"Çünkü seni suçluyorum Katy. Neredeyse üç senedir seni göremem yüzünden seni suçluyorum. Hamile olduğun için seni suçluyorum. Alice ile arkadaş olduğun için seni suçluyorum. Benim ilgimi çektiğin için seni suçluyorum. Korkusuz'ları seçtiğin için seni suçluyorum. Hayatımda kötü giden her şey için seni suçluyorum." Sözcükler ağzımdan çıktığında biraz da olsun rahatladığımı hissediyordum. Katy'nin gözleri üzerimde gezerken dümdüz karşıya bakmaya devam ettim.

"Çünkü en kolay yolu bu. Seni suçlamak yapabildiğim en iyi şey." dediğimde gözlerimin dolmaya başladığını hissettim. "Bana açık bir yara bıraktın Katy. Her gün... Her gün kanıyor. Beni değiştirdin, beni kendine hapsettin. Duygusuzken iyiydim ben." Göz yaşlarım yavaş yavaş aşağı akmaya başlamıştı. "Tekrar açtın. Duygularımı açtın. Ve ben mutlu oldum. Lanet olası her gün mutluydum. Ve beni yıkıp geçtin. Beni bu... Bu halde bıraktın lanet olası." Kafamı dizlerimin üstünde duran ellerimin arasına aldım. Hava ciğerlerimi doldurmakta zorlanıyordu. Canım yanıyordu. Yaşadığımız onca şeyden sonra, gitmiş olması canımı yakıyordu.

"Eğer hayatıma hiç girmeseydin, bu hale düşmeyecektim." dedim ve hızla yerimden kalktım. Gözyaşlarımı tek bir hamlede sildim ve yatağımda pişmanlıkla bana bakan ölü karımı bırakıp hızla odayı terk ettim. Kapıyı sertçe çarptım ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Demir kapıyı ittirdim ve çatıya çıktım. Burası acemilerin geldiğinde aşağı atladıkları yerdi, aynı zamanda Katy'nin bana hamile olduğunu söylediği yerdi. Suratıma esen soğuk rüzgar nefes almamı kolaylarken gözlerimi kapatıp birkaç saniyeliğine dinlenmeye çalıştım. Birkaç saniye hiçbir şey düşünmemeye. Diğerlerinin haklı olduğunu biliyordum, Katy'yi artık geride bırakmak zorundaydım.O beni geride bırakmıştı. Araba enkazı gibi. O uçurumdan atlarken beni düşünmemişti. Bizi düşünmemişti. Bir daha ağlamayacaktım.

"Pardon. Burası boş sanıyordum." Bir kız sesi duyduğumda arkamın dönük olduğu demir kapıya baktım. Laurel bir adımını çatıya uzatmış bana bakıyordu. Gözlerimi tekrar ileri çevirdim.

"Rahatsız etmek istemedim. Hemen çıkıyorum." dediğinde dudağımı büktüm.

"Sorun değil. Kalabilirsin." dedim. Birkaç saniye ses gelmediğinde tekrar arkamı dönüp Laurel'a baktım. Şaşkınlığını belli edercesine bana bakıyordu. Hemen kendini topladı ve diğer ayağını da içeri attı.

"Tamam o zaman." dedi. Tekrar önüme döndüm ve rüzgarın açık gözlerimi dövmesine izin verdim. Ayak seslerinden bana doğru yürüdüğünü duyabiliyordum, tam yanımda durdu ve bakışlarını üzerimde hissettim.

"Burası aslında yeni bulduğum bir yer. Fazlasıyla huzurlu. Aşağıdaki gürültüden uzak durmamı sağlıyor. Bilirsin. Biraz..." konuşmaya devam ederken bakışlarımı ona çevirdim ve mesajı alırcasına sustu.

"...Şu an benim yaptığım gibi." dedi ve dudaklarını şaklattı. Yerimde kıpırdandım ve gitmek için arkamı döndüm. Adım atarken bir kere daha konuştu.

"Eric." dediğinde ona doğru döndüm. Siyah gözlerini benim üstüme kitledi. "Bugün için tekrar özür dilerim. Senin için ne kadar zor olduğunu tahmin etmem imkansız. Ama senin gibi ben de yas tutuyorum. Katelyn... Katy'nin benim için yeri çok özeldi." dediğinde bir anlık da olsa ona karşı bir sempati duydum. Kollarımı birbirine geçirdim ve ona doğru birkaç adım attım.

"Evet tahmin bile edemezsin." dedim yanına vardığımda. Gülümsedi ve yan tarafta duran duvarın kenarına oturdu. Birkaç saniye bekleyip bende oturdum.

"Sizin neler yaşadığınızı bilmiyorum. Ama Katy... Benim küçükken süper kahramanım gibiydi." diye konuşmaya başladı. Gözlerimi suratına çevirdim, az önce benim yaptığım gibi ileriye bakıyordu. Birkaç saniye gözleri bana döndü, hemen ardından devam etti.

"Aramızda 6 yaş var. Katy'yle benim yani. Onun cesur olduğunu her zaman biliyordum. Ben 6 yaşındayken, bir keresinde birlikte Barışçıl çiftliklerine kadar koşmuştuk. Deli gibi yorulduğumuzu hatırlıyorum. Ağaca birkaç saniye içinde tırmanır, bana kırmızı elma koparırdı." Tekrar bana baktı ve gülümsedi. "Kırmızı elma favorimdir."

Bir anda gülümsedim. Öyle tuhaf geldi ki gülümsediğimi anlamam için zaman geçmesi gerekti. Nasıl bir his olduğunu unutmuştum. Ama Laurel bunu farketmedi ve ben nasıl gülümsediğimi düşünürken devam etti.

"Ben yedi yaşında okula başladığımda ve o ikinci bölüme geçtiğinde... Bana sataşan çocukları korkutmuştu. Onlar da Dürüstlüktendi. Aileleri güçlüydü, bu yüzden bizi alıp babalarının odasına götürmüşlerdi. Korkudan ağlamaya başlamıştım, bir yandan da Katy'ye bakıyordum. Bizi masalarının karşısındaki koltuklara oturtmuşlardı. Biliyorsun okuldaki disiplin suçlarına Dürüstlük bakardı. Herkes bize bakıyordu ve ben herşeyi ötmek üzereydim. Ama tam o sırada Katy gülmeye başladı. Kahkahası bütün odayı dolduruyordu. Kendimi çok güvende hissetmiştim. Katy ve ben... Tüm dünyaya karşı gelecektik." Gözlerinin dolmaya başladığını gördüğümde içimin cızladığını hissettim. O kahkahayı biliyordum, her zaman günümün aydınlanma sebebiydi. Ne kadar özlediğimi ancak şimdi fark edebilmiştim. Laurel gözlerini tekrar üzerime dikti.

"Sana çok değer vermiş olmalı. Evlenmeyi hiçbir zaman istemiyordu. Aiden yüzünden..." dediğinde yumruklarımı sıktım. O piçi de unutmamıştım. Laurel tepkimi gördüğünde dolu gözleriyle güldü.

"Evet. Veriyordu. Bende ona çok değer veriyordum." diye fısıldadım ayaklarıma bakarak. Laurel dudaklarını birbirine bastırdı.

"Buraya geldiğimde ve... Katy'nin öldüğünü duyduğumda kahrolmuştum. Bir de üstüne sen ağzıma sıçıyordun. Bir an için kendimi suçlamadım değil. Ve senin de kendini suçladığını biliyorum Eric. Ama bunu yapmamalısın. Nasıl öldüğünü duyduğumda..." durdu ve hafifçe kafasını salladı. "Şuan yukarıda bir yerde mutlu olduğuna eminim."

"Ne demek istiyorsun?" dedim. Kaşlarım refleks ile havaya kalkmıştı.

"Bu onun için çok zor olmuştur." dedi ve birkaç saniye bekledi. "Ama seni kurtarmak için ölmedi mi?"

"Evet. Bir bakıma." dedim. Birlikte dizlerimizin üstünde durduğumuz anı unutamıyordum.

"Bak. Küçükken Katy hep kahraman olmaktan bahsederdi. Birinin hayatını kurtaracak kadar cesur olmaktan. Kafayı takmıştı. Birinin hayatında iz bırakmak istiyordu. Ve görüyorum ki başarmış." dedi.

Evet, bir yara izi bıraktı. Tam göğsümün üzerinde.

"O benim için kahramandı. Bunu kanıtlamasına gerek yoktu." diye fısıldadım. Laurel bana hafifçe gülümsedi ve dolu gözlerini sildi. Onun da en az benim kadar acı çektiğini şimdi görebiliyordum. Bir kez olsun, beni anlayabilecek seviyede biri olduğuna seviniyordum.

"Ona kızma Eric. Böyle hatırlanmak istemezdi." dedi ve yerinden kalktı. Ben orada nefessiz bir şekilde otururken terastan indi ve gözden kayboldu. O kaybolduğu anda Katy yanımda belirdi. Ona bakarak gülümsedim.

"Nedense kuzenin nefret ettiğim kadar kötü biri değilmiş." dedim. O da bana gülümsedi.

"Değil. Tanıdıkça daha çok seveceksin." dedi. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Senin kadar sevemeyeceğim." dedim. Kafasını omzuma koydu.

"Kendine bir şans tanı Eric. Bunu hakediyorsun." dedi. Elini elimin üzerine koydu.

*

2 sene ve 5 ay önce

Katy'nin Ağzından


*

Araba bir sağa bir sola doğru sallanarak ilerlerken gözlerimi camdan dışarıyı izlemeye kenetledim. Dean'in bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Sadece, içimden bir şey yapmak gelmiyordu. Ne anlamı vardı ki? Nasılsa sahip olduğum her şey elimden kayıp gidiyordu. Önce bebeğimi kaybetmiştim, şimdi de Eric'i. Beni artık istemediğini biliyordum. Onun için omuzlarındaki ölü ağırlıktım. Artık beni sevmese bile hakkı vardı, ben bile kendimi sevmekte şüphe ediyordum. Başından savmasına şaşırmıyordum. Bir yanım senin için yeteri kadar savaşçı derken diğer yanım sevse beni Barışçıl topraklarına sürmezdi diyordu. Fakat yapmıştı ve liderim olarak onu dinlemeliydim. En azından yanımda Dean vardı. Bana acıyarak bakıyordu, bana acıyarak bakmasını istemiyordum. Kimsenin bana acımasını istemiyordum. Herkes, Korkusuzlardaki herkes bana iyi davranıyor, ne yapsam alttan alıyordu. Hayalet gibiydim, kimse bana birşey söylemiyordu. Bu benim sinirimi bozuyordu, kimse bana duymam gereken bir şey söylemiyordu. Kimse umursamıyordu. Onlar için her adım geçtiğinde "Çok yazık, ne acılar çekti." dedikleri bir kadından başka bir şey değildim. Biri çıkıp karşıma gerçekleri söylesin istemiştim, ama kimse bunu yapmak istememişti. Sanki koskoca topluluğun ortasında isyan çığlığı atıyordum, ve kocam da dahil olmak üzere, kimse fark etmiyordu. Omzumda bir el hissettim.

"Geldik." dedi Dean. Kafamı ona çevirdim ve boş gözlerle ona baktım. Hafifçe onayladım ve duran arabadan aşağı indim. Gece vaktiydi ve tüm Barışçıllar uyuyordu. Beş lideri ve onların yardımcıları hariç. Gözlerimi Barışçıl topraklarında gezdirdim, burası da aynı Korkusuzlar gibi, savaş alanına dönmüştü. Ağaçların bir kısmı devrilmişti, yangından çıkan is sanki etrafı terk etmemiş gibi boğucu bir his veriyordu. Beş topluluğa da aynı anda saldırı düzenlenmişti, biz, Korkusuzlar olarak, bunu Topluluksuzların yaptığını düşünüyorduk. Fakat bir yerden silah buluyorlardı, bir yerden kaynak bulmuşlardı. Bu yüzden kocam ve diğer liderler, beş topluluğa dağılıp süpheli bir durum araştırmak için yerleşmeye karar vermişlerdi. İhanet eden Topluluk ortadan kaldırılacaktı. Bizi bekleyen lider ve yardımcılarına doğru yürümeye başladım.

"Hey." dedi Dean kolumdan tutup beni durdururken. Belki bu sefer bana gerçeklik tokadı atar ve kendime gelmemi söyler diye umutla gözlerimi ona çevirdim.

"Burada iyi olacaksın değil mi? İlerleyeceksin. Geçmişte yaşananları geride bırakacaksın. Seni özlüyoruz Katy. Burası senin için tedavi olabilir." dedi. Gözlerimi devirdim ve kolumu kurtardım. Her seferinde aynı şeyler söyleniyordu bana.

Sana ihtiyacımız var Katy.

Lütfen artık geride bırak Katy.

Hayat devam ediyor, seni hala seviyoruz Katy.

Seni özledik Katy.

Ruhsuz gibi dolaşıyorsun Katy.

Acını anlıyorum Katy.

Senin yerinde olsam ben de aynı tepkiyi verirdim Katy.

Liderlere doğru yürümeye başladım. Sanki herkes yardım etmek için bana elini uzatmaya çalışıyordu, ama kimse gerçekten elimi tutmak istemiyordu.

Silahımı sırtıma döndürdüm ve arkamda Korkusuzlardan bir grup ile yürümeye başladım.

"Hoşgeldiniz." dedi hafif tombul, siyahi bir kadın öne çıkarak. Barışçıllarda olduğumu hemen hissedebiliyordum, herkesin yüzünde kocaman bir gülümseme vardı, içtenlikle gözleri parlıyordu. Bir zamanlar bu kadar hayat dolu olmam ne tuhaftı.Belki de ihtiyacım olan gerçekten buydu.

"Hoşbulduk." dedi Dean öne çıkarak. Kadın elini uzattı ve tokalaştılar.

"Ben Johanna. Barışçılların sözcüsüyüm." dedi kadın. Dean selamlarcasına kafasını salladı.

"Dean. Korkusuzluk, 5 liderden biri." dedi kısaca. Kadın gülümsedi ve bizi içeri, sera gibi duran bir yere davet etti. Seranın ortasında kocaman bir ağaç bulunuyordu.

"Barışçıllar lider bulundurmuyormuş, onlara göre bu yanlışmış." dedi yanımda duran bir Korkusuz. Gözlerimi çocukta gezdirip tekrar koca ağaca çevirdim. Korkusuzlar tek tek içeri girerken birinin boynuma atladığını hissettim. Ne olduğunu şaşırırken sarı uzun saçlar yüzümü kapladı. Çiçek kokusu burnuma dolarken kendimi sıcak ve uzun kollardan geri çektim.

"Katelyn!" dedi boynuma atlayan kız geri çekilirken. Kızın suratını görene kadar ne olduğunu anlamadım.

"Cece?"

-

-

-

-

Bölüm bittiiiiii. Önümüzdeki bölüm Katy'nin 2 ay boyunca ne yaptığı ile ilgili olucak.. Sonunda Katy geri geliyor. Yey!

Şimdi size sorular sorucam, umarım cevaplarsınııız :)

0- Laurel'ı nasıl buldunuz? Sizce iyi mi kötü mü?

1- Eric sizce yeterince acı çekti mi? Yoksa daha süründireyim mi asslndsln

2- Bahsettiğim giibi Cece geldiii. Hatırlarsanız Katy'nin Korkusuzluğu seçme nedeni bir bakıma Cece'ydi. İlk bölümden sonra hikayeden çıkmıştı fakat geri dönecek demiştim. Hikayede daha çok göreceğiz. Ne düşünüyorsunuz?

3- Four ve Eric arasında bir bromance oluştuu... İlerleyen bölümlerde daha da yakınlaşıcaklar :D Sizce yakınlaşsınlar mı?

4- Videoyu tekrar koydum, nasıl sizce?

5- Sonraki bölümde neler olacak?

6- Katy'nin bakış açısı düşündüğünüz gibi değilmiş... Sizce ne hissediyor?

Şimdi beni daha çok sevin diye size bir spoiler daha vermek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Katy geri dönücek. Ama beklendiği gibi karşılanmayacak. En çok tepki gösteren Eva olacak, en anlayışlı da Four karşılayacak. Eric'in tepkisi için dönmesini bekleyin. :)))))))))))))))

Sizleri seviyorum :* Yeni bölüm haftaya...



Continue Reading

You'll Also Like

205K 21.5K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
30.7K 13.8K 31
Bir seri katil tüm İstanbul'u kana buluyordu... Ama sadece hak edenleri... Toplum vicdanı mı, yargısız infaz mı? Kararı siz verin. Kitabın kapak tasa...
45.8K 1.4K 23
Insanlarin kaderleri alinlarinda yazar.Bu soz dogru mu Tahir? Bazi insanlarin kaderleri iyi iken bazilarinin ki kotu oyle degil mi? Bizim kaderimiz n...
221K 21.9K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.