Human [Jeon Jungkook Fanficti...

By oizyskaida

766 137 114

Aşk; her zaman kendisini beyaz atlı, kibar bir prensle göstermez. Bazen sizi karanlık bir araba ve sert bir m... More

Prologue
Chapter 1
Chapter 2
Chapter 3
Chapter 4
Chapter 5
Chapter 7
Chapter 8
Chapter 9
Chapter 10
Chapter 11
Chapter 12
Chapter 13
Chapter 14
Chapter 15
Chapter 16
Chapter 17
Chapter 18
Chapter 19
Teşekkürler

Chapter 6

39 7 8
By oizyskaida

Jeon Jungkook, içeri girdiği anda gördüğü manzaradan pek de hoşnut kalmamıştı. Sevgilisi Lee Aera, kendisi dışında bir erkekle samimi bir sohbetin içindeydi. Kız arkadaşlarıyla bile güzel vakit geçirebilmesi onu yoruyorken bir de barda tanıştığı rastgele adamlarla da mı böyle olacaktı?

Gecenin geç saatlerine kaldıkları için kalabalık dağılmıştı. Hyeun ve Miyagi hararetli hararetli ne yapmaları gerektiğini tartışırken Arari de çoğunlukla Aera'yı kontrol etmekle ilgileniyordu.

Jungkook hemen kızın arkasına oturdu ve omzunun üzerine çenesini yerleştirerek adama doğru konuştu. "Ne yapıyorsunuz?"

Aera tepki vermese de bedeni kaskatı kesilmişti. Muhtemelen bilinci, kendisine kızılacağı korkusu çekemeyecek kadar bulanıktı fakat bedeninin öğrendiği bir refleksti bu. Karşısındaki genç adam, başını yana eğerek iç geçirdi. "Ne çok hayranın varmış kızım senin? Biraz uzak dur ondan. Böyle sık boğaz edemezsin."

Jungkook yavaşça kızın beline sarıldı, kucağına çekti ve dağılmış koyu mavi saçlarını eliyle düzeltmeye çalıştı. Artık rahat bir nefes alabilecekmiş gibi hissettiğinde ruhunun bile rahatladığına emindi. "Neden? Sevgilim sonuçta."

Genç adam kaşlarını çattı, bıkkınlıkla elini saçlarına attı ve kızın yorgun gözlerine baktı. "Öyle mi?"

"Hı-hm..." başını göğsüne yaslamış, yoğun kokusuyla gülümsemişti. "Benim sevgilim. Birazdan bağırdığında burada olmak istemezsin."

"Bugün bağırmayacağım, tatlım."

Kız dudak büzerek başını kaldırdı ve sevgilisinin dudaklarına kibarca dokunurken utangaç bir kıkırdama bıraktı ortaya. "Öyle mi? Neden bağırmayacaksın?"

"Çünkü bağırmak için sebebim yok. Eve gidelim mi? Çok içmişsin."

"Ya sana sebep verirsem?"

"Verme." Elini kibarca tutan Jungkook kızın küçük avcunun içini öptüğünde kız, yine gözlerini kapatarak yasladı başını ona.

"Bir kadehcik de beraber içelim mi?"

"Daha ne kadar içeceksin ki, Aera? Evde içeriz onu da."

"Olmaz!" Ayağa kalkmak için çırpındı ama Jungkook onu indirmemeye kararlıydı. Kızı omzuna attı ve lacivert kısa eteğini eliyle kapatarak esen rüzgarda açılmasını engelledi. "Eve gidiyoruz."

Aera önce iç geçirdi ama sonra, hala ona endişeli gözlerle bakan arkadaşlarını görerek neşeyle doğruldu. Jungkook'un sırtına elini koyarak destek aldı ve boştaki elini hevesle salladı. "Yarın görüşürüz, unnielerim!"

Miyagi şaşkınlıkla el sallarken Hyeun sadece iç geçirdi. "Sabah bizi öldürecek."

"Hangisi? Jungkook mu Aera mı?"

"Bu da sürpriz olacak sanırım."

Jungkook kızı ön koltuğa oturttuktan sonra onun dudak büzmüş yarı hüzünlü ifadesine baktı. "Ne oldu?" Diye fısıldadı endişeyle. Taşırken bir yerini acıtmasına mı sebep olmuştu?

"Gitme... çok soğuk." Strapless elbisesinin açıkta bıraktığı pürüzsüz tenine baktı Jungkook.

"Evden böyle mi çıktın?" Kendi ceketini çıkarıp omuzlarından örterken alnını öptü. "Deli. Hasta olacaksın."

Kız yorgunlukla gözlerini kapattı ve hafifçe gülümsedi. Cevap verecek gücü bile kendisinde bulamadığı bariz belli oluyordu. Jungkook arabaya geçti ve eve gidene kadar sükunetle ilerlediler.

Jungkook kızı yatağa bıraktığında önce ne yapması gerektiğine karar vermek için odayı şöyle bir süzdü. Aera sarhoşken asla zaptedemeyeceği, tehlikeli bir kız halini alırdı. Henüz beraber olduklarını idrak edemediğinden olsa gerek, sessizdi fakat Jungkook, bunun çok da uzun sürmeyeceğini biliyordu. Banyoya baktı, onu soğuk bir duşa sokması iyi olabilirdi ama defalarca kez kusacak kadar çok içtiyse önce tamamen alkolden arınmasını mı beklemeliydi? Ya beklerken uyuyakalırsa ne olacaktı?

Belinden sarılan bir çift elin hissi, tüm bedenine tarif edilmez bir gıdıklama hissi yayarken sırtına yaslanan başın ağırlığı ve sıcaklığını hissedebiliyordu. "Jungkook..." diye usulca fısıldadı, sanki ürkütmekten korktuğu bir yavruya sesleniyor gibiydi. "Yatağımıza gidelim."

"Önce duş almalısın." Diye firar etti sözcükler, dudaklarından. Aera ellerini çekmeden Jungkook'un karşısında geçti ve parlak, maviye çalan gözlerle baktı ona. Ses etmedi en başta zira parmakları, kendisine söylenilen bu öneriyi görmezden geldiğini belirtecek şekilde sıfır kollu tişörtünü kavramıştı genç adamın. Eteklerini yukarı iterek çıkarmasını sağladığında Jungkook da Aera'nın etki alanına yavaş yavaş giriyordu. "Sen sarhoşken seninle sevişmeyeceğim." Diye fısıldadı Jungkook.

Aera durdu, bir adım geri çekilip karşısındaki adamın baştan aşağı süzdü. Elini çıplak göğsüne koyup yavaş yavaş kaslarını okşayarak aşağı kayarken fısıldadı. "Benim yerime birisini mi buldun gerçekten?" Hayal kırıklığına uğramış bir tonda fısıldadı. "Çoktan biriyle yaptın, değil mi?" Burnunu çekmiş, hala dokunduğu tene özenle bakarken dolan gözlerinden yaşlar bir bir akmaya başlamıştı. "Yetersiz olduğumu biliyordum ama keşke bu kadar vurgulamasaydın."

Jungkook, Aera'nın kollarının altından kucaklayarak yatağa uzandı ve karnına oturttu. O sırada hazırlıksız yakalanan kız, tiz bir çığlık atarak Jungkook'un üzerinde kendisini bulduğunda, yüzüne şaşkınlıkla bakıyordu. "Bana, sen dışında kimse dokunamaz."

Kız, parmak ucunu usulca göğsüne sürttüğüne ürperen tene hayranlıkla baktı. Onun dokunuşlarından etkilenilmesi hoşuna gitmişti. "Gerçekten kimseyle yatmadın mı?"

"Yatmadım."

"Ama bana öyle söyledin."

"Yanımdan ayrılma diye blöf yaptım ama sen yine de gittin." Jungkook kırgın bir ifadeyle doğruldu ve kasıklarından bacaklarına kayan kızın hissiyle zorlukla yutkundu. "Şimdi... burada olman beni mutlu ediyor."

Aera kibarca Jungkook'un yüzünü küçük elleri arasına aldığında kıkırdadı. "Seni öpmek istiyorum." Diye arzuyla fısıldadı. Gözlerinde öylesine büyük bir şehvet vardı ki Jungkook bile bir süre bir şey diyemeden öylece kıza baktı.

"Öp o zaman." Jungkook, Aera'nın beline sarmış olduğu ellerini ağır ağır yukarı çıkarırken gözleri yarı kapalı bir halde fısıldamıştı. "Öp de hayat bulayım."

Aera'nın yumuşak dudaklarını dudakları arasında hissederken göğsünü ona yaklaştırmış, derin bir karşılık vermek için başını yana eğerken elbisesinin fermuarını da yavaş yavaş aşağı çekiştirmeye başlamıştı. Kızın kendinden emin ve bilgiç tavırları karşısında adeta ona tapmak istiyor ama yalnız bıraktığı süreçten de intikam almak isteyerek geri çekilmeyi düşünüyordu.

Aera usulca geri çekilirken hala alt dudağı, Jungkook'un üst dudağına değiyordu. Loş odada nefeslenirken birbirlerine aşkla bakan çift, sanki birlikteliklerinin hemen hemen her gününde kavga etmiyorlarmış gibi saf duygularla baktılar birbirlerine. "Seni özledim." Elbisesi çoktan bedeninden ayrıldığında ortaya serilmiş yarı çıplak bedenini inceliyordu Jungkook. Bu lacivert,  tam olarak onun rengiydi ona göre.

Jungkook tekrar kızı öpmek için hamle yaptığında bir havlama sesi duymak ikisi için de pek beklendik değildi. Aera adeta yerinden sıçramıştı, Jungkook'sa neler olduğunu anlamak için etrafına bakıyordu. Gecenin bir vakti hangi köpek buraya gelirdi ki?

"Bam mıydı o?"

Kız elbisesini çekiştirirken Jungkook onu bileğinden kavrayarak kendisine çekti ve elbiseyi tamamen üzerinden çıkararak kenara fırlattı. En yakınında duran kendi tişörtünü kızın üzerine geçirdi ve parmaklarını birbirine dolarken mırıldandı.  "Geldiğimizde duşa gireceğiz zaten. Tekrar uğraşma."

Merdivenleri ikişer üçer inerlerken Jungkook hızla etrafına baktı. Evet, Bam tam olarak oturma odasının penceresinden dışarıya doğru havlıyordu ama bu, onun asla rutinleri içinde olmamış. Jungkook temkinli bir biçimde kapıyı açarken karşısında gördüğü Taehyung'la rahat bir nefes vermişti. "Ben de bir şey var sandım..."

"Sana da selam, Kookie." Göz devirerek söylemiş, içeriye kaçamak bakışlar atarken Aera'yla göz göze gelmişti. Yüzü bir anda yumuşamış, hatta rahatlamış gibi görünmüştü. "Ah, merhaba, Aera."

"Merhaba, Taehyung oppa!" Kız da içten bir biçimde el salladı.

Jungkook o anda, Aera'nın ona hiç 'oppa' şeklinde hitap etmediğini fark etti.

"Ben de size bir 'merhaba' demeye gelmiştim. Miyagi biraz endişe etmiş de. İyi misiniz?" Daha çok Aera'ya bakıyor ve kavganın izleri var mı, anlamaya çalışıyordu.

"Bir şeylerin ortasına girdin sadece." Jungkook tüm huzursuzluğunu ortaya sermekten çekinmemişti. Elini kızın beline attı ve kendisine çekerken gülümsedi. "Sana demiştim. Yanımda olduğunda, hiçbir sorunum kalmıyor."

Taehyung omuz silkti, gelirken aldığı ilaçları bıraktı ve tatlı bir vedayla ayrıldı. O sırada Aera da Bam'la oynamış, Jungkook gelene kadar onu sakinleştirmeyi başarmıştı.

Jungkook kızın yanına geldi, dağılmış saçlarını yüzünden çekti ve sessizce mırıldandı. "Kaldığımız yerden devam edelim mi?"

Continue Reading

You'll Also Like

47.5K 4.1K 41
Cidden. Bazı kitapları okurken kan beynime sıçrıyor, bir tepki bir bilinç oluşturabilmek için bu yola başvurdum. Amacım içimdekileri kusmak. Neyse. ...
23.4K 109 10
10. KITA ISTIKLAL MARŞI
172K 9.3K 60
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
48.9K 4.5K 14
Exo12 serisi 2.kitabıdır. Benim kızım değildi o. Ama bana emanetti. Kızım olması için bir sözüm vardı birisine. Ailem beni reddetti. Ahlaksız olmuşt...