TOMRİS | Gerçek Ailem

By erzurumluniloyaa

656K 48.4K 21.5K

UFAK TEFEK MANTIK HATALARI VAR (UNUTKANLIĞIM YÜZÜNDEN KWJDIEJDKEDK) EN KISA ZAMANDA DÜZELTİLECEKTİR BU HATALA... More

1) "Radar Müdüre"
2) "Hep Büyük Olmak"
3) "Zengin Züppeleri"
4) "Kağıt Parçası"
5) "Kolej"
6) "Bade Sen Bizi Yaktın!"
8) "Bursluluk Sınavı"
9) "Kantin"
10) "Biyolojik Aile"
11) "Gerçekler"
12) "Hastane"
13) "DNA Testi"
14) "Tanışma"
15) "Özür"
16) "Mazi"
17) "Saray Yavrusu"
18) "Junior Güney"
19) "Akşam Yemeği"
20) "Tehlikeli Sular"
21) "Karanlık Sırlar"
22) "Kayıt"
23) "Alışveriş"
24) "Şüphe"
25) "İlk Temas"
Duyuru
26) "Okulda İlk Gün"
27) "Edebiyat Edebiyat İşler"
28) Röportaj
29) "Çakma Robin Hood"
30) "Buzdan Kalp"
31) "Havuz"
32) "İlk Gözyaşı"
33) "Kek"
34) "Voleybol"
35) "Kopan Kayışlar"
36 Part 1) "Darp"
36 Part 2) "Veli"
37) "Gerçekler"
Duyuru
38) "Voleybol Takımı"
ÖNEMLİ DUYURU LÜTFEN HERKES OKUSUN
39) "Yüzleşme"
40) "Ziyaret"
Karakterler
41) "Şüphe"
42) "Baskın"
43) "Tanışma Mı?"
44) "Nerede Kalmıştık?

7) "Aile"

18.8K 1.1K 213
By erzurumluniloyaa

Selamınhelloooo!

Nasılsınız aşkolar??

Yorum kıtlığı, açlığı ne derseniz deyin ondan çekiyorum a dostlar 🥲

Bir yorum alayım her birinizden Allah rızası için ablalarım, abilerim, kardeşlerim sadece bir yorum👁️👄👁️

Kitabımı okuma listelerinize eklediğinizde inanılmaz mutlu oluyorum yiyeceğim sizi ağağağağa

Diğer bölüm hemen gelir. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfennnn

Keyifli okumalar <3 (bu arada bu kalp şeklini bikiniye benzeten tek ben miyim şqöslwözlqös)

Takipsss >> erzurumluniloyaa

🌼🌼🌼

"Ya ne olur, ne olur! Kadına söyledik o kadar. Lütfen şansımızı deneyelim Ahu lütfen."

Adımlarımı hızlandırıp "Hayır Bade, unut o sınavı!" dedim.

O kadınla konuştuğumuzdan beri yalvarıyordu sınava gidelim diye. Bende kesin bir dille reddediyordum tabi. Ama hanımefendi tınlamıyordu.

Yahu ne işimiz vardı bizim kolejde?

"Ne olursun lütfen. Bak zaten notlarımızda yüksek. Ne olur şansımızı denesek? Kırma beni hadi."

Sesli bir şekilde nefesimi dışarı üfledim. Hayırdan anlamıyordu kız abi. Ezecek, sıçacaklardı ki ağzına, rahatlanacaktı.

"Hayır diyorum ya, neyini anlamıyorsun mal mısın kızım? O amiplerin arasına gireceğime ölürüm daha iyi!"

Adımlarımı iyice hızlandırdım. Kafeye giden ara yola doğru döndüm.

O sırada Bade "Ahu yeter!" diye bağırdığında adımlarım bir bıçak gibi kesildi.

Bu kız böyle bağırmayı nereden öğrendi?

Ona doğru dönerek yüz yüze gelmemizi sağladım. Tam ağzımı açıp bağıracakken dolu gözlerini görünce acıyla yutkundum. Dudaklarımı ısırdım ve öylece sustum.

O ise içindekileri döktü.

"Yeter ya gerçekten yeter! Ya şu hayatta bir kez olsun bizim de yüzümüz gülsün istedim. Bizde bir şey ile övünelim, böbürlenelim istedim şu sefil hayatımızda. Çok mu şey istedim?" diye fısıldadı.

Sesi titriyordu.

Sesi buram buram acı kokuyordu.

Bunu fark etmek canımı yaktı. Biliyorum zordu bazı şeylere katlanmak, ama başka çaremiz yoktu ki. Öyle masallardaki gibi sihirli bir değnekte yoktu bize dokunup hayatımızı pespembe yapacak. Bunun bilincinde olarak güçlü durmaya çalışıyordum. Her şey kolaymış gibi davranıyor, gülümsüyor, hiç yaralanmamış, hiç canım acımamış gibi hayatıma devam ediyordum.

Ama işin aslı öyle değildi ki.

Canım çok yanıyordu, yemin ederim ki canım çok yanıyordu. Ama ağzımı açıp diyemiyordum ki, benim canım yanıyor. Desem ne değişecekti? Soruyorum size, anlatsam birilerine, ağlasam her gece, ne değişecekti?

Yaşananlar silinecek miydi?

Hayır.

Hiçbir zaman silinmeyecekti. Yaşananlar hafızama kazılı, bir kabus olarak kalacaktı. Bunu bilerek yaşayacaktım, hiçbir şey yaşanmamış gibi. Unutmayacaktım ama dayanacaktım. Dayanmak zorundaydım çünkü. Zira başka yolu yoktu.

Ya dayanacak ya ölecektim.

Titrek bir nefes verdi Bade. Burnunu sertçe çekti.

"Hep sürünecek miyiz böyle Ahu?" diye sordu gözünden ilk yaş aktığında.

Gözünden firar eden o yaş kalbime adeta hançeri sapladı.

O benim kardeşimdi, canımdı. Kıyabilir miydim boktan sebepler yüzünden ağlamasına? Asla. O ve Çağla hayatımın her anında yanımdalardı. Ben bu hayatta sadece ikisine böyle kuvvetli ve görünmez bir iple bağlanmıştım. Ben hayatımı sadece ikisine adamış, onları kabul etmiştim. Ben onlar için her zorluğu çekerdim. Ben onlar için her acıya katlanırdım. Ve ben yine onlar için bu acımasız, gaddar hayata kafa bile tutardım.

Ama işte bazen benimde yapamaycağım, bazen benimde gücümün yetmediği şeyler oluyordu. Şimdi de yetmiyordu bu konuya işte.

Aile.

Benim gücüm aile kavramına yetmiyordu. Hiçbir zamanda yetmeyecekti. Ne söylersem eksik, ne hissedersem daima yarım kalacak olan bir yaraydı bu. Gerçi tek kelam bile edemiyordum bu konuda. Sesim çıkmıyor, dilim lâl kesiliyordu adeta. Konu aile olunca konuşmak haramdı bana. Sadece susuyordum, sadece susacaktım ben hep bu konuda.

Benim pabuç gibi olan dilim bu meselede hep kısa kalacaktı, biliyordum.

Kızarmış gözlerine baktım Bade'nin. Yıkılmıştı, kaçıncı oluşunu bilmediğim bir şekilde. Canı yanıyordu, bunu biliyordum ama. O aramızda umut eden tek kişiydi. İsteyerek bırakıldığına, acımasızca terk edildiğine, bir eşya gibi öylece etrafa savrulduğuna inanmayan tek kişiydi.

Çünkü Bade umuttu.

Çağla araftı.

Ben ise nevmittim.

Umutsuzdum. İnançsızdım. Acıydım. Kederdim. Hakikatle çok erken yaşta tanışandım.

Bade eliyle göğsüne vurup "Bıktım ben bu hayattan. Ben bu hayatı istemiyorum ya, hiçbir zamanda istemedim. Ama bak!" diye bağırdı.

Acıyla gülümsedi, gözünden yaşlar akarken.

"Birilerinin tek günlük zevki için yaşıyoruz işte bu sikik hayatı."

Ettiği küfüre şaşırmadan edemedim. Çünkü Bade küfür etmezdi. Daha doğrusu hafif küfürler ederdi. Küfürün hafifi oluyor muydu bilmem ama aptal, mal... gibi şeyler kullanırdı o. Gerçi bunlar bir küfür bile değil, yalnızca hakaretti.

Ve Bade küfür ettiyse iş sandığımdan da ciddi demekti. Yılların birikmişliği, usanmışlığıydı belki de...

Bana doğru bir adım atarak "Bak şu halimize. Çocuk yaşımızda nelerle mücadele ediyoruz. Ya sen?" dedi eliyle beni gösterip. "Senin çektiklerin reva mıydı Ahu. Sen bunları niye yaşadın? Neden ne hakla!"

Omuz silktim.

"Bilmem," dedim kısık bir sesle. "Ben bunları sorgulamayı bırakalı yıllar oldu."

Ellerimi, üzerimdeki ince, eskimiş ve biraz da rengi solmuş montun cebine koydum. "Sende sorgulama."

Uzun bir sessizliğin ardından dudaklarımı ısırdım ve sözlerimi toparlamaya çalıştım. Her ne kadar istemesemde kardeşim dediğim kızın üzülmesine gönlüm razı değildi.

Onu üzeceğime kafamı kırardım daha iyi babasını satayım!

"Lütfen kabul eder misin?" diye sordu Bade, ben daha ağzımı açamadan.

Derin bir nefes aldım ve yenilgiyle dudaklarımı araladım. "Tamam."

Ellerimi çenesinin altına koyup "Ya bak hemen hayır deme. Hem daha iyi bir eğitim görürüz. Lütfen lütfen!" dedi yalvararak.

Burun kemerimi sıktığımda "Tamam," dedim bir kez daha.

O ise durmadı ve yanıma geldi. Omuzlarımı sarsarak yalvarmaya devam etti.

Yahu salak bu kız ha, vallahi salak!

"Ahu ne olur, ne olur," dedi artık yalvarmaktan çıkıp, böğürme moduna geçtiğinde.

Hafifçe ensesine bir şaplak attım. Ardından kulağını çekip bağırdım.

"Lan mal ne diyorum ben iki saattir? Tamam diyorum gerzek arkadaşım tamam!"

Hırsımı alamayıp kulağına eğilip bu sefer ben böğürdüm.

"Tamam!"

Hızla kendini ben kurtardığında kulağını tuttu. Kaşlarını çattı, gözlerini saf saf kırpıştırdı. Bu komik görüntüye gülmeden geçemedim.

"Ya," dedi duraksadı. "Ne böğürüyorsun kızım?"

Bir kahkaha patlattım. Sinirlerim alt üst olmuştu hı amına!

"Tamam diyorum sabahtan beri. Ama sen bozuk plak gibi takıldın," dedim. Sonra internetteki o adamın taklidini yaparak bağırdım. "Delirttin beni amına koyayım ya!"

Bu sefer o güldüğünde jeton yeni düşmüş olacak ki çığlık atarak üzerime atladı. Dengemi zar zor sağladığımda onu refleksle ittim. Geriye doğru sendelediğinde bir küfür savurdum.

Bu sefer ben onun yanına gidip kollarını tutarak "Özür dilerim Bade, refleksle oldu," dedim.

Sorun yok dercesine gülümseyip "Ya ne özür diliyorsun kızım, asıl ben özür dilerim. Aniden atlamamalıydım öyle. Sanki bilmiyormuş gibi çullandım üstüne," dedi mahcubiyetle.

Ona kısaca sarıldım. Her ne kadar birlikte büyüksekte bazen böyle tepkiler gösterebiliyordum. Özelikle ani temaslar halinde ilginç reflekslerim ortaya çıkıyordu.

"E hadi," dedim gülümseyerek. "İşten izin al da gidelim şu okula."

Bir kez daha çığlık attığında kafamı iki yana sallayarak güldüm. Yani kabul etmeyip şu masum sevinci nasıl kırabilirdim ki?

Arkamı dönüp yürümeye başladığımda "Çağla'ya da haber ver," dedim.

Beni onaylayan mırıltılar çıkardığında yol üstündeki kırtasiyeye doğru yürümeye başladım. Gerekli olan belgeleri çıkartmamız lazımdı.

🎃

Karşımızdaki okula bakarken bir iç çektim. Bugün pazartesi olduğundan herkes okuldaydı. Sıçmıştık! Niye hafta sonu yapmıyorlardı ki bu sınavı lan? Hafta içinin ayrı bir şansı mı vardı da haberimiz yoktu.

Yanımızdan gelen seslerle kafamı sağa çevirdim. Bir oğlan ve kız gülerek okula geliyorlardı. Bizi gördüklerinde duraksayıp üstümüzü süzdüler. Ardından burun kıvırıp okula girdiler.

"Kıvırdığınız burnunuz götünüze girsin," diye kısık sesle konuştum.

Öyle kısıktı ki sesim, ikiside tekrar bize, daha doğrusu bana, dönüp kocaman olmuş gözlerle bakmışlar ardından hemen okula girmişlerdi.

Bade "Ahu! Duydular!" diye çığırdı.

Omuz silktim. "Duysunlar amına bana ne?"

Gözlerini devirdiğinde "Ya gelin yol yakınken vazgeçelim abi. Hiç bu toplara girmeyelim. Zaten bizim etimiz ne kemiğimiz ne buralara geldik," dedim agresif bir şekilde.

Derin bir nefes alarak okulu süzdüm ve suratımı buruşturarak tekrar konuştum.

"Bu okula girersek ben katil olarak çıkarım zaten. Hadi gidelim gelin."

Hızla arkamı döndüm. Tam yürüyecekken bir el bileğime sarıldı. Beni tutana baktığımda Bade olduğunu gördüm. Zaten başka kim olabilirdi ki?

"Ya saçmala gel şuraya," dedi ve beni yanına çekti.

Ofladım. Kurtuluşum yoktu babasını satayım! Laf ağızdan bir kere çıkmıştı. Cefasını da paşa paşa çekecektik aga.

Çağla "Girelim artık ya ağaç oldum, kök saldım burada," dediğinde bir besmele çektim.

En önde Bade, arkasından Çağla, ardından da ben okulun bahçesine giriş yaptık.

Sağ ayakla girdim ne olur olmazdı şimdi. Yamyamların arasına giriyorduk ne de olsa.

Yürüye yürüye okulun girişindeki merdivenlere geldiğimizde gözlerimi Bade'nin sırtından ayırıp etrafa baktım. Bakmaz olaydım.

Herkesin dikkati bizdeydi! Nahlet girsin!

Ters ters onlara bakarken "Geçen konuştuğumuz karının adı neydi?" diye sordum. "Adımı verin demişti hani."

Kızlar sorumla kıkırdadıklarında onlara dümdüz bir ifadeyle baktım. Ota boka gülüyordu bunlar da.

"Ne gülüyorsunuz lan?" diye sordum.

Çağla "Gülüyorum falan ama karı ne Ahu ya, biraz kibar ol," dedi kınayarak.

Gözlerimi kıstım ve ona itici bir gülümseme bahşederek "Nazik karı!" dedim inadına.

Bana gözlerini devirdiğinde konuşan Bade'ye baktım.

"Oya hanımdı. Kendi de adı gibi çok zarif değil mi? Umarım bir gün onun gibi olabilirim," dedi hülyalı hülyalı.

Ona güldüğümde üzerimde hissettiğim bakışlarla gözlerim çevrede dolandı.

Tam ileride bankların orada gördüğüm bir grup gençle gözlerimi kıstım. Hepsini dikkatle süzdüğümde onların geçen gün kafede sorun çıkaran salaklar olduğunu fark ettim. Yüzümü buruşturdum ister istemez. Tamam onların bu okulda olduğunu tahmin ediyordum ama, yine de bu kadar erken karşılaşmak zorunda mıydım?

Hayat bana yine götüyle gülüyordu anlaşılan.

Tam gözlerimi çekeceğim esnada kafede beni savunan erkeğimizle göz göze geldim. Gözlerini çekmek yerine daha da dikkatli baktığında kaşlarımı çattım. Dayanamayıp hayırdır dercesine göz kırptım. O ise, kafamda kurduğumu düşündürecek kadar, küçük bir tebessümle kafasını başka yöne çevirdi. Gözlerimi devirip bende önüme döndüm.

Ulan inşallah şu aptallarla aynı ortama düştüğüme değerdi okul.

.
.
.

Bölüm Sonu

Sizce Ahu ne yaşamış olabilir? Temas sevmemesinin nedeni ne?

Peki Bade'nin isyanı?

Kafede ki ablalarımız, abilerimiz kitaba resmiyen giriş yapmıştır alkışlarınızla 💃🏽💃🏽

Siyah saçlı çocuğumuz, yani kafede Ahu'yu koruyan, esas boy mu dersiniz? Yoksa başka bir şey mi 😈

Sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın ve Ahu gibi güçlü kalınnn...

Continue Reading

You'll Also Like

206K 15.2K 26
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
2.1M 159K 192
Anka, 21 yaşında abisiyle küçük dünyasında yaşayan bir kızdır. Abisinin eski defterini büyük çabalarla yakmasıyla hayatında yeni bir sayfa açılmıştır...
İKİZLER By .

Teen Fiction

161K 8K 58
Mira ve Hira... ikiz kardeşlerimiz. her kardeşler bazen anlaşamayabilir değil mi? Acaba bu ikizlerin arasını bozacak olaylar olacak mı? Ya da arala...
4.4K 239 10
"Siz yanık görmemişsiniz Binbaşım." Haklısın,daha sendeki yanıkları görmedim." Yeni görev yeri için Hakkari'ye atanan İzel yüzbaşı için kartlar yenid...