Yürek Yangını

By Sedefcicekk_

3.7M 184K 97.4K

🦋 Yaşadığı herşeye rağmen güçlü kalanlardandı o , Baba sevgisini abisinden gören, annesinin arkasında dağ gi... More

~ Tanıtım ~
~ 1.Bölüm ~
~ 2.Bölüm ~
~ 3.Bölüm ~
~ 4.Bölüm ~
~ 6.Bölüm ~
~ 7.Bölüm ~
~ 8.Bölüm ~
~ 9.Bölüm ~
~ Özel Bölüm ~
~ 10.Bölüm ~
~ 11.Bölüm ~
~ Özel Bölüm -2 ~
~ 12.Bölüm ~
~ 13.Bölüm ~
~14. Bölüm ~
~ 15.Bölüm ~
~16.Bölüm ~
~ 17.Bölüm ~
~ 18.Bölüm ~
~ 19.Bölüm ~
~ 20.Bölüm ~
~ 21.Bölüm ~
~ Özel bölüm -3 ~
~ 22.Bölüm~
~ 23.Bölüm ~
~ 24.Bölüm ~
~ 25.Bölüm ~
~ Özel Bölüm -4 ~
~ 26.Bölüm ~
~ 27.Bölüm ~

~ 5.Bölüm ~

141K 6.7K 4.1K
By Sedefcicekk_

Satır aralarını yorumlarınızla doldurmayı unutmayın lütfen 🌸

Keyifli okumalar<3

_________________❤️_________________

5.Bölüm

Yatağın üstünde uzanmış bir şekilde elimdeki çiçeğe bakarken kara kara düşünüyordum..

Didar bu çiçeği nerden biliyordu?

Biliyorsa bile niye bile bile aynı çiçeği getirmişti?

Acı çektirmek mi istiyordu.

Gözümün önüne dört yıl öncesi gelirken gözlerimin dolmasına engel olamadım..

Sahi biz neler hayal ediyorduk hayat bize neler yaşatıyordu..

Kul plan yaparken kader gülermiş..

Kapının açılması ile bakışlarım Kapıya kayarken gördüğüm Roza ile hafif tebbesüm edip yatakta doğruldum.

Elindeki süt bardağını yanımdaki komodiye bırakıp yanıma oturdu usulca.

Süt bardağına baktım kısa bir an.

"Annem mi ?" Sorduğum soru ile Roza bıkınca başını sallarken gülmeme engel olamadım.

Koskoca kızlar olmuştuk ama annem hala beş yaşındaki çocukmuşuz gibi muamele ediyordu bize.

Bu da onun kesin kurallarından biriydi.

Her gece uyumadan önce bir bardak süt içmek..

"Kize biz evlensek annem oraya de her akşam bir bardak süt gönderir bak demedi deme." Roza'nın isyan dolu sesi ile gülmeme engel olamazken bir kez daha hak verdim Roza'ya annemden beklenirdi (!)

"Roza sende şu kurtlar vadisindeki adama benzedin." Alayla söylediğim sözler ile kaşları çatılırken kısa bir an bana baktı.

"Hangi adam keçe(kız)?" Kısa bir sessizliğin ardından söyledikleri ile dudaklarım kıvrılırken Alayla konuştum tekrardan.

"Hani bir adam vardı. Sürekli şöyle olacak böyle olacak diyordu. Sonrada hep yardımcısı olan ibrahim'e diyordu "demedi deme İbrahim." Söylediklerim ile yeni jeton düşmüş gibi bakışları düzelirken gülmeye başlaması ile bende gülmeye başladım.

Abimin meşhur dizisiydi kurtlar vadisi. Berzan abim sağolsun onun sayesinde dizinin tüm bölümlerini ezberlemiştik.

"Kendime bir Polat Alemdar bulsam varya ne güzel olur he." Roza'nın uykulu sesi ile bakışlarım ona kayarken Dedikleri ile göz devirdim anında.

"Adam kimi sevse ölüyordu Roza. Bir kez daha düşün." Alayla söylediklerim ile bakışları bana kayarken yeni jeton düşmüş gibi elini kafasına vurdu sertçe.

"Oy anam gerçekten de öyleydi kız." İsyanlı sesi ile dudaklarım kıvrıldı.

"Ee sen istedin Polat Alemdar gibi birisini Roza. adam birde sana elif desin. Sonra Memati Polat'a "yengeye elif dedin usta" desin. Oh ne Güzel hayat." Alayla söylediklerim ile sertçe koluma vururken kolumun acısına rağmen gülmeye devam ettim. Roza bazen benden daha olgun olsa bile bazen küçük çocuklar gibiydi.

"Kız aman Allah korusun Anam!" Roza isyanla konuşup yataktan kalkarken ağır adımlarla aynanın önüne geldi. Eline nemlendiriciyi alıp yüzüne sürerken aynada bakışları da bendeydi.

"Xudeyo (Allah'ım ) Kürtlere bebek gibi surat vermişsin şu patlıcan gibi burun oluyor mu hiç, bu bebek gibi surata." Roza'nın isyanlı sesi ile gülmeye başlarken kınayan bakışlar atmakla meşguldü bana.

"Yalan mı kız? Baksana yüzüme, bu burun olmasa Ünlülere taş çıkartırım."

"Anladık güzelsin yeter Roza, Kendini övüyor musun gömüyor musun beli değil." Gülmelerim arasında söylediğim sözler ile sessiz kalıp başını sallarken nemlendirici kremi makyaj masasının önüne bırakıp dolaptan pijama takımını çıkardı.

"Annem yarın Dilda hazırlansın Didar ağabey ile çarşıya çıkacaklar dedi." Roza'nın sesi ile bakışlarım tekrardan Roza'ya kayarken Sessiz kalıp başımı salladım.

Elimdeki çiçeğe bakışlarım kayarken Hafif doğrultup çiçeği komodinin üstünde olan kitabımın arasına koydum.

~

Derin bir nefes alıp geldiği meyhaneye baktı buğulu gözlerle. Hemen yanında çocukluk arkadaşı Miran otururken Miran sorgu dolu bakışlarla bakıyordu Aram'a.

Bir gün olsun anlamamıştı Aram'ı. Şu an niye burda olduğunu,niye kendisini çağırdığını bile bilmiyordu.

Tek bildiği Kardeşi dediği adam çok hata yapmıştı.

"Ee Aram konuşmayacak mısın? En son soru soran Miran ile Aram'ın bakışları Miran'ı bulurken sıkıntılı bir soluk alıp elindeki viski dolu bardağı yudumladı.

"Dilda bu akşam sözlendi." Hemen ardından söylediği sözler ile Miran'ın kaşları çatılırken Dilda'nın ne alaka olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Ee bundan sanane keka(kardeşim) ? Evli barklı adamsın. Kızda bekar ister evlenir ister evlenmez." Miran'ın söyledikleri ile Aram tüm bedeninin sinirden titrediğini hisederken elindeki bardağı sertçe masaya bırakıp Miran'a döndü.

"Dilda Benim Miran. İstiyorsa gitsin şimdi şu dakika evlensin. Lakin onun yeri benim yanım. Er yada geç ait olduğu yere, bana gelecek!" Aram'ın sert ve öfke dolu sesi ile çoğu masada oturanların bakışlara Aram'a kayarken Aram hiçbirini takmadan öfkeli bakışlarını Miran'dan çekmiyordu.

Miran duyduğu sözler ile sıkıntılı bir soluk alırken gerçektende Aram'ın psikolojik tedaviye ihtiyaç duyduğundan emin oldu.

"Keka(kardeşim) o kadar seviyorsan evlenmeseydin?" En son dayanamayıp söylediği sözler ile Aram'ın bakışları daha da sert bir hal alırken Aram Miran'a yaklaşıp konuştu tekrardan.

"Mecburdum ulan! Ailemi yok mu saysaydım? Asmin ölene kadar benle olacak.Onun yanı nasıl benim yanımsa Dilda'nın yanıda benim Yanım!" Aram'ın öfkeli sesi ile bıkınca bir nefes alan Miran masanın üstündeki telefonu eline alıp ayağa kalktı.

Daha fazla bu saçmalıkları dinlemeyecekti.

Aram kafayı yemişti.

Olmayacak şeyler istiyordu. Ve unuttuğu bir şey vardı. Aram şu an sözlü bir kadına göz koymuştu.

Elini hafif Aram'ın omzuna vurup sandalyesini çekti.

"Hayde keka şevbaş. Daha fazla saçmalıklarını dinlemeyeceğim." Söylediği sözler ile Aram'ın cevap dahi vermesine izin vermeden yavaş adımlarla uzaklaştı masadan.

Koskoca masada tek Kalan Aram kısa bir süre masaya baktı donuk bakışlarla..

Pişman mıydı evlendiği için?
-Değildi.

Ailesi için evlenmişti ve pişman değildi bu yaptığından.

Evlenmiş olması Sevdiği kadından vazgeçeceği anlamına gelmezdi. Vazgeçmeyecekti.

Vazgeçmeyecek ve sevdiği kadının gönlünü alacaktı.

Sevdiği kadın kırgındı ve yaralarını tek tek kendisi saracaktı. Başkalarının sarmasına izin vermeyecekti.

Meyhanenin içinden gelen müzik sesi ile hafif başını doğrultup etrafına baktı.

Derdi olan herkes burdaydı.

Bazıları duvar ile bakışıp derin düşüncelere dalmışken bazıları tek başına oturmuş dertli dertli viski içiyordu.

Kulağına gelen Engin Nurşani'nin sesi ile zorlukla yutkunurken Acısına tuz basan müziği dinlemeye başladı.

Yalanla yeminle nara yaktığım
Sözlerini bile bile unuttum
Yalanla yeminle nara yaktığım
Sözlerini bile bile unuttum..

Duyduğu her söz kalbindeki ağrıyı daha da artırırken geçmişi bir bir gözünün önüne geldi..

Dilda'yı ilk görüşü..
Onunla ilk buluşması..

Dilda'nın kendisine aşk dolu bakışları..

Yutkunmakta bile zorlanırken öfke ile masanın üstündeki viski şişesini alıp kafasına dikti.

Usanmazdım saatlerce baktığım
Gözlerini bile bile unuttum
Unuttum adına bir çizik çektim..

~

(sabah)

Derin bir nefes alıp konağın büyük kapısını açıp dışarı adımladım.

Konağın hemen önünde durmuş olan araba ile zorlukla yutkunup yürürken ön kapıyı yavaşça açıp içeri girdim.

Hemen yan kısmımda şoför koltuğunda oturan Didar ile göz göze geldim o an.

Üstüne giydiği günlük kıyafetler ile hafif şaşırsamda sessiz kalıp oturdum usulca.

"Merhaba." Kısık bir sesle söylediklerim ile Bakışları kısa bir an bana kayarken Arabayı çalıştırıp konuştu donuk bir sesle

"Merhaba küçük hanım." Söylediği sözler ile kaşlarım çatılırken anında bakışlarım onu buldu.

"Küçük hanım?" Söylediği sözü tekrar etmem ile dudakları kıvrılırken bakışlarını yola çevirdi.

"Evet küçük hanım." İnadıma söylüyormuş gibi tekrar etmesiyle sıkıntılı bir soluk alıp önüme döndüm.

"Ben küçük değilim,sen yaşlısın."sözlerim ile bakışları kısa bir an bana kayarken tekrardan yola bakıp konuştu
bu sefer.

"Vah vah desene yaşlı biri kocan olacak." Alayla söylediği sözler ile bıkınca başımı salladım

"Desene sende bir çocuğa
kaldın ağam." Söylediği sözler ile onu vururken gür bir kahkaha atması ile bakışlarım anında onu buldu.

Üç yıldır bana karşı soğuk ve sert olan adam bugün yanımda gülüyordu.

Demekki birşeyler değişiyordu.

"Ben razıyım hanımağam çocuk olman umrumda değil." Net söylediği sözler ile hafif şaşırırken yutkunup önüme döndüm.

Sanırım bu kadar uğraşmak yeterliydi.

Ne söylesem daha fazlası ile vuruyordu çünkü beni.

~
Geçen 20 dakikanın ardından çarşıda durmamız ile sıkıntılı bir soluk alıp kapıyı açtım. Didar'da hemen ardımdan kapıyı açıp inerken çarşıdakilerin çoğu bakışlarını üstümde hisedebiliyordum. Didar'ın hemen yanıma gelmesi ile bakışlarım ona kayarken elini uzatıp elimi tutması ile gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Hızla etrafıma bakarken fısır fısır aralarında konuşup bize bakanlar vardı.

Elimi çekmek istemem ile Didar'ın elimi sıkması ile bakışlarım onu buldu.

Başını olumsuz anlamda sallayıp yürümeye başladı. Utanç içinde başımı eğip onunla birlikte yürümeye başladım.

"Benden mi utanıyorsun?" Duyduğum kalın ses ile hızla başımı kaldırırken söylediği şeyler ile kaşlarım çatıldı.

"Ne alaka ?" Sorgu dolu bir sesle sorduğum ile hafif gülerken önüne bakıyor bana bakmıyordu bile.

"Elini tutmamdan rahatsız mı oluyorsun Dilda?" Bu defa daha soğuk çıkan ses ile üşüdüğümü hisederken yutkunup kısık bir sesle konuştum.

"Utanmıyorum, rahatsız da olmuyorum. Sadece şimdiden arkamızdan konuşacaklar ondan." Söylediğim sözler ile adımları yavaşlarken hafifçe arkasını dönüp yüzüme baktı.

"Arkandan tek  kötü söz söyleyemezler Dilda." Net bir sesle söyledikleri ile sessiz kalırken bakışlarını tekrar önüne çevirip tekrardan konuştu.

"Sözlümün elini tutarken de kimseden utanacak çekinecek halim yok. " Söylediği sesler sessiz kalırken kuyumcunun önüne gelmemiz ile adımlarım yavaşladı. Adımlarımın yavaşlaması ile Didar'ın arkasını dönmesi ile kara harelerine baktım isyanla.

"Niye kuyumcuya geldik?" Korka korka sorduğum soru ile Didar'ın dudakları kıvrılırken Alayla konuştu. "Altın almaya Dilda."

Söylediği sözler ile gözlerim açılırken tuttuğu elimi çektim hızla.

"4 sandık altın getirdiniz.yetmez mi yahu? Kuyumcu mu açacağız?" İsyanla dediğim sözler ile gür bir kahkaha atarken etrafımızda olan çoğu kızın Bakışları Didar'ı bulmuştu.

Hayran hayran bakan kızları görmemle sinir ile gözlerimi kapatıp açtım.

Hani adamın yanında bir kadın var sen niye hayran hayran bakıyorsun ki?

"Gidelim mi?" Hafif kızgın çıkan sesim ile gülmesini zorlukla durdururken yüzündeki sırıtış ile başını sallayıp elimi tutu tekrardan sımsıkı.

Az önce hayran hayran bakan kızlara bakarken önlerine döndüğünü görmem ile rahat bir nefes aldım.

Hani sevmiyor bile olsam sözlümdü.

Niye hayran hayran
bakıyordu ki(!)

Kuyumcuya girmemiz ile ordaki çalışan hızla ayağa kalkarken elini önünde birleştirip başını eğdi. "Hoşgelmişsen Didar ağam."

"Hoşbulduk Cemil."

"Ne için gelmiştiniz ağam."

"Bize en güzel parçalarını çıkar."
Çalışanın başını sallayıp yüzük ve takıları çıkarması ile sıkıntılı bir soluk aldım.

Altınlardan nefret eden biriydim.

Ve sanki inadıma yapıyormuş gibi altın alıp duruyorlardı.

Önümüze bırakılan Tek taş yüzükler ve setlere baktım..

Roza olsa hepsinden alır evleneceği adamın üstünde don bırakmazdı. Benim aksime altınlarla aşk yaşayan biriydi(!)

~

"Allah rızası için Yeter bu kadar." En son isyanla çıkan sesim ile Didar'ın bakışları bana kayarken surat ifadem komik gelmiş olacakki hafif gülüp başını salladı.

Tam bir buçuk saatir burdaydık ve Didar önüne gelen her altını paketleyin diyordu(!) Karşı çıkınca da inadıma yapıyormuş gibi koca koca yüzükler seçiyordu. Biraz daha burda kalırsam ciddi ciddi oturur ağlardım.

"Tamam tamam ağlayacak gibi duruyorsun." Alaylı sesi ile göz devirip ellerimi gogsumde birleştirirken cebinden kartını çıkartıp ödemeyi yaptı.

"Bunları Aslanzade konağına Gönderin"

"Merak etmeyesin ağam.Hayırlı uğurlu olsun inşallah." Çalışanın konuşması ile ben Sessiz kalırken Didar adamın omzunu sıvazlayıp yanıma geldi.

"Sağolasın Cemil.Allaha Emanet ol." Elimi tutup önde yürürken sonunda çıkıyor olmamız ile rahat bir nefes alıp peşinden çıktım. Çoğu bakışlar üstümüzdeyken stres içinde Arabaya bindim.

Didar da Şoför koltuğuna geçerken arabayı çalıştırıp bana döndü. "Yezda senle konuşmak istiyormuş. Yiğit kafeye çağırdı." Söylediği sözler ile yüzümde tebessüm oluşurken başımı salladım.

Yezda ile konuşmaya ihtiyacım vardı. Ve samimiyeti bana çok iyi geliyordu.

~

Kısa geçen bir yolculuğun ardından lüks bir kafenin önünde durmamız ile rahat bir nefes alıp yavaşça kapıyı açtım. Didar'da inerken yan yana kafenin içine girdik.

Eskiden sürekli Roza ile geldiğimiz kafe olduğu için azıcık olsun Rahattım.yabancı ortamlarda asla rahat eden biri değildim çünkü..

Üç dört masa ötemizde gördüğüm tanıdık simalar ile yüzümde tebessüm oluşurken hemen yanımda Didar onlara masalarına yürümeye başladık.

Bizi fark etmeleri ile ayağa kalkarlarken Yezda ile göz göze gelince bana tebessüm etmesi ile yüzümde bir tebessüm oluştu.

"Hoşgeldiniz Brayemı."

"Hoşbulduk keka." Yiğit ve Didar el sıkışırken benle Yezda sımsıkı sarıldık.

"Nasılsın?" Benden ayrılması ile gözlerimin içine derince bakıp sormuştu bu soruyu.

Gerçekten nasıl olduğumu öğrenmek istermişcesine sormuş gibi hisettim bir an..

İyiyim demekle iyi olunmuyordu bazen..

"İyi olacağım." Söylediğim sözler ile yüzünde tebessüm oluşurken Başını sallayıp hemen yanındaki sandalyeyi gösterdi.

Yezda'nın hemen yanındaki Sandalyeye otururken karşımda Didar, Yezda'nın karşısında Yiğit oturmuştu.

Gelen garson ile bakışlarım garsona kaydı.

"Hoşgeldiniz efendim ne alırsınız?" Sorduğu soru ile ağzımı açtığım an Didar'ın sesini duymam ile bakışlarım ona kayarken laf ağzımda kalmış konuşamamıştım.

"İki tane orta şekerli. " İçtiğim kahveyi nasıl bilip söylediği konusunda hiçbir fikrim yokken şaşkın bakışlarla bakıyordum Didar'a..

"Ben bir Çay alayım." Yezda'nın sesini duymamla hafif öksürüp kendime gelirken Didar'dan bakışlarımı çekip önüme döndüm.

"Bende çay alayım." En son Yiğit ağanın konuşması ile Garson istediklerimizi yazıp giderken Yezda'nın sesini duymam ile bakışlarım ona kaydı.

"Sevdiğin kahveyi nerden biliyor?" Kısık bir sesle sorduğu soru ile yutkunup bakışlarımı Didar'a çevirirken Yigit ile derin bir sohpete dalmış konuşuyor beni fark etmiyordu bile.

"Bilmiyorum desem inanır mısın?" Söylediğim sözler ile Yezda sırıtmaya başlarken başını sallayıp önüne döndü.

Hemen ilerimizde Duyduğum gitar sesi ile bakışlarım ilerdeki gençlere takılırken Hayatımda hiç yaşamayacağım bir ortam icinde olmaları içimde bir yerleri acıttı..

İlkokul ikinci sınıftan okuldan alınmıştık benle Roza..

Okumamıza izin verilmemişti. Şu an Dilan Abim sayesinde okuyorken bizi okutmaya gücü yetmemişti o zamanlar..

Hiçbir zaman lise ortamı, ortaokul ortamının nasıl olduğunu bilememiştik..

Belki de bu yüzden Roza ile arkadaş gibiydik kardeşten öte.

"Yiğit çalacak mısın?" Yezda'nın heyecanlı sesini duymam ile bakışlarım Yezda'ya kayarken parıldayan gözlerle Yiğit'e bakıyordu.

Yiğit'in Yezda'ya olan bakışlarında aşk görüyorken Aynı bakışları Yezda da görmemem kafamda soru işaretleri oluştururken bir ara Yezda'ya sormam için kafama not etmiştim.

"Aynı şarkı mı?" Yiğit'in sesi ile Yezda hevesle başını sallarken neyden bahsettikleri konusunda zerre fikrim yoktu.

Yezda anlamadığımı anlamış olacakki bakışları bana döndü.

"Yiğit gitar çalıyor. eskiden bir kere bana çalmıştı." Yezda'nın dedikleri ile hafif tebbesüm ederken başımı salladım usulca.

Bir zamanlar Aram'da Saz çalardı bana...

Didar'ın bakışlarını üstümde hisederken Yiğit'in ayağa kalkıp gitar çalan gençlere doğru gitmesi ile bakışlarımı Didar'a çevirdim. Geldiğimiz zamanki keyfi kaçmış gibi Donuk bakışlarla bana bakıyordu..

Bize doğru gelen Yiğit ile elindeki Gitar dikkatimi çekti.

Hemen Didar'ın yanına otururken Didar'ın geldiğimiz dakikadan itibaren gülmeyen yüzü şimdi sırıtıyordu.

"Sen ve gitar he Yiğido?" Didar'ın alayla söyledikleri Yigit gülerken başını salladı usulca ardından Bakışları Yezda'yı buldu.

Onu sevdiği o kadar belliydi ki..

gitarın akorları ile kısa bir an uğraşırken düzeltmiş olacakki parmaklarını hafif oynatıp çalmaya başladı.

Duyduğum şarkı sesinin bildiğim bir şarkı olması ile kaşlarım çatılırken Yiğit'in sesini duymam ile Dudaklarım kıvrıldı.

Çimen gözlüm ben bu elden gidersem..
Çimen gözlüm ben bu elden gidersem..

Ela gözlüm şarkısını çimen gözlüm olarak söylemesi ve Yezda'nın gözlerinin yeşil olması..

İstemeden bile olsa ilk kez bu kadar sevilmek istedim..

Ben Dilda, beni sevdiğini söyleyen adam tarafından ihanete uğrayan Dilda..

Sevginin bu olmadığını karşımdaki çifte bakarken bu olduğunu bir kez daha anlamıştım.

Yezda'nın gözlerinin içine bakarak söyledi şarkıyı sonuna kadar ve ben hayranlık ile gerçek sevginin kanıtı olan Çifte baktım dakilarca.. Didar'a gözlerim kayarken bana bakıyor olması ile hafif tebbesüm etmem ile başını sallayıp tebessüm etmesi ile içimde bir yerlerde hiç bilmediğim hisler oluşmaya başlamıştı bile..

Günler öncesinde abi olarak gördüğüm adam şu an sözlüm olarak karşımdaydı.

Parmağımda ona ait olduğumu simgeleyen bir yüzük vardı ve ben ne hisedeceğimi bilemiyordum artık..

Şarkının bitmesi ile Yezda alkışlamaya başlarken etrafımızdaki diğer masallarda alkışlamaya başlamıştı

Gelen mesaj sesi ile bakışlarımı Didar'dan çekerken masanın üstündeki telefonumu elime aldım.

Merakla telefonu açıp mesaja bakarken okuduklarım ile tüm bedenimin titrediğini hisettim..

Gönderen; 0542......

"Bir tek bana gülebilir bir tek bana ait olan bir yüzüğü takabilirsin Dilda. Sessiz oluşum vazgeçtiğim anlamına gelmez. Sen benimsin. Başkasına yar etmem."

Bölüm sonu..

Öncelikle merhaba güzeliklerim. Bir çok merak ettiğiniz soruyu kısaca yanıtlamak istedim. Sürekli soruluyor ve artık yanıtlama zamanı geldi diye düşünüyorum.

1. Dilda ve Didar'ın yaşı çok soruluyor. Dilda 22, Didar 28 yaşında.

2. Didar'ın ağa olup olmadığı çok soruluyor. Yiğit Mardin'de olan Aslanzade aşiretinde ağa. Urfadaki Aslanzade Aşiretinde varis ağa Didar. Ama hala aşiret toplanıp hüküm vermediği için ağa değil dedim. Aynı aşiret ama farklı şehirler olduğu için ağa farklı kişiler olabiliyor🌸
3.Asmin'e özel kitap çok istendi. Lakin başka bir kitap yazılmayacak burda yeterince Asmin sahneleri ekleyeceğim merak etmeyin 💖

Instagramda soru cevap yapacağım oraya gelin 🌸
Instagram; sedefcicekk

Yiğit Yezda iconu bunlardır.
Onlara özel bir kitabım var. Profilimden ulaşabilirsiniz.
Yezda (töre) ismi..

Continue Reading

You'll Also Like

870K 60.6K 36
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.1M 79.8K 58
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
115K 3.5K 15
Sırf kuzeni için 18 yaşında Mardin'in acımasız ağasına gelin giden Larin... Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
342K 20.9K 43
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...