İS

De RedDawnDeathTime

93.4K 4K 1.7K

"Çok iyi büyütmüşler seni belli kızım ama sen söyle ev, araba, toprak, altın. Mehirsiz kız aldık dedirtmeyiz... Mais

Hakkında
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm

9.Bölüm

4K 179 11
De RedDawnDeathTime


Annemin yüzümü okşamasıyla uyandım. İstemeyerek gözlerimi açtım.

“Dilanım meleğim, günaydın” dedi annem.

Anneme sıkı sıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim.

“Günaydin annem”

Ablam banyodan çıkıp başımızda dikeldi.

“Siz hâlâ yatakta mısınız? Sanki benim kınam var ha bugün. Bu ne rahatlık”

Annemle gülüp birbirimize baktık. Pikeyi sonuna kadar yüzüme çektim kalkmak istemeyerek.

“Ablan haklı vallah, saat sekiz olmuş bile” dedi annem.

Ablamla annem pikeyi çekiştirip zorlada olsa kaldırdılar beni. Banyoya gidip, yıkama jeli ile yüzümü güzelce yıkadım. Saçlarımı taradım ve dişlerimi fırçaladım.

Aşağıya indiğimde annemle, ablam çoktan hazırlamışlardı sofrayı. Babamla halamda gelip oturunca yemeğe başladık.

“Ben ayarladım berberi, Ökkeş götürücü sizi” dedi babam.

“Bacımla abimler nereye gidici” dedi halam.

“Yav üç katlı, yer çarşıda onlarada haber ettim. Gitmişlerdir bile belki onlar” dedi babam.

“Eyi, o zaman. Bizde işleri ayarlayıp gideriz” dedi halam.

“He çok gecikmeyin ha beşde hazır olun damat gelip alıcı sizi, bir aksilik olmasın” dedi babam anneme bakarak.

“Olmaz, geç kalmayız” dedi annem.

Kahvaltımızı ettikten sonra bulaşıkları yıkadık. Evi topladık. Halam, Ökkeş abiye eşyaları verdi. Ökkeş abi bagaja koydu. Üstüme eşofman giyip hayata indim. Evde nasıl oyalandıysak saat on ikiye geliyordu. Vakit kaybetmeden arabaya bindik.

Kuaföre geldiğimizde tüm akrabalar ordaydı. Hepsiyle kısa bir selamlaşmanın ardından, kuaförün yönlendirmesiyle üst kata çıktık. Önce manikür ve pedikür yapılacağı için iki kadın yönlendirdiler. Hemen benimle ilgilendiler. Gelindim yani, evlenen bendim bir zahmet.

Ilık suya ayaklarımı soktum. Kadın peeling tozu döküp ayaklarımı yıkamaya başladı. Diğeri ise bana tırnak modellerini gösteriyordu.

“Çok uzun istemiyorum, nude renginde freşh olsun” dedim.

Kadın taşları gösterip “Birkaç tanesine ekliym mi Dilan Hanım, yakışır bence” dedi.

“Olur”

Ayağımın dibindeki sarışın kız “Ayağınıza hangi renk oje sürelim, freşh uygun mudur?” dedi samimi bir şekilde.

“Elimle aynı tonlarda olsun yine ya” dedim.

Kadın gülümseyip işini yapmaya devam etti. Çok rahatlamıştım. Bir yandan manikür diğer yandan pedikür iyi hissettirmişti.

Batuhan Bey buranın sahibiydi. Sürekli gelip benimle ilgilendi. Manikür ve pedikürden sonra makyaj için alınacağımı söyledi.

Bir saat sonra tırnak bakım işlemlerim bitti. Alt kattaki makyaj stüdyosuna indim. Batuhan Bey, beni bekleyen make up artistine yönlendirdi. Ondan önce üstümü değiştirip kınalığımı giyeyim mi diye sordum. İçeride gelin bornozu ve ayakkabıları olduğunu söyledi. Giymem için kabine yönlendirildim.

Bride yazan tüylü, saten pembe bornozu giyip. Yine takımı olan pembe topuklu terlikleride giydim. Daha sonra makyaj için yerime geçtim. Şeyma Hanımı birkaç kez görmüştüm. Antepde ki en iyi make up artistiydi. Babam paraya kıymış belli.

Nasıl bir makyaj istediğimi söyledim. Ablam Şeyma Hanıma bindallığımı gösterdi. Şeyma Hanım koyu bir kırmızı rujun bana yakışacağı konusunda ısrar etti. Bende kırmayıp onayladım. Yakışacağını biliyordum ama fazla dikkat çekmemek için çabalamıştım aslında.

Koltuk boyunluğuna yaslanıp, gözlerimi kapattım. Şeyma Hanım yüzüme makyajı uygulamaya başladı. Arada gözlerimi açıp aynadan nasıl gittiğine baktım. İnce güzel bir eyeliner, araplardan olduğumuz için göz diplerimede hakiki sürmeden çekmiştik. Güzel ve dikkat çekici bir makyaj olmuştu. Bir saatin ardından makyajim bitti.

Batuhan Bey saçımı bizzat kendisi yapacağını söyledi. Ablam ve annem gelip bindallığımı giydirdiler. Daha sonra Batuhan Bey'in yanına gittim. Kuzenlerim, teyzelerim, yengelerim hepsi beni çok beğeniyordu.

Batuhan Beye nasıl bir saç modelini istediğimi söyledim. Saçlarımı su dalgası yapıp doğal görünmesi için tarakla açtı. Saç yağından sürdü. Önlerden biraz alıp arkadan tutturdu.

Çok güzel olmuştum. Herşeyimle kınama hazırdım. Son iki günüm kalmıştı. Geçmişimi ailemi arkamda bırakıp, yeni bir yaşama başlamama son iki gün kalmıştı. Önümdeki bilinmezlik beni korkutuyordu. Azad, Azad'ın ailesi. Tanımadığım onca insan bir anda ailem olacak ve artık onlarla yaşayacaktım. Tek temennim sorun çıkmaması. Mutluluk özlemi ile yanıp tutuşuyordum.

Çok geçmeden babam ve annemin akrabaları kuaförün önüne yığıldı. Kız tarafı olarak Azad'ın gelip beni almasını ve konvoyla kınanın yapılacağı alana gitmeyi bekliyorduk. Girişin olduğu yerde bekleme alanında hepimiz oturuyorduk. Teyzemler bana nazar duası okuyorlardı. Hepimiz Azad'ı bekliyorduk.

Vakit ilerledikçe daha çok heyecanlanıyordum. Elimdeki nişan ve tektaş yüzüğüm ile oynadım. Korna sesleri ile gözüm dışarıya takıldı. Kalbim daha hızlı atmaya başladı. Sakin ol Dilan sakin ol. Nerden kimin soyundan geldiğini unutma. Her ne kadar ben onunla evleniyorsam o da benimle evleniyordu.

Ayağa kalktım. Dışarıdan gelen Azad'ı bekledim. Birsürü araba ve insan vardı. Kapıdan gelen Azad ile gözlerimiz buluştu. Takımı ve traşı ile çok iyi görünüyordu. Biraz gergindi o da yüzünden bakılınca anlaşılıyordu. Babam ve Hasan Ağa hadi gidelim dedi. Azad ve görümcelerim yanıma geldiler. Dilruba eteğimden tutup yürümeme yardım ediyordu.

Çıkarken annem yanıma gelip kırmızı duvağımla başımı örttü. Azad kapımı açıp yerleşmeme yardım etti. Duvağın altından sadece gülümsedim. Bir yanıma Sibel diğer yanımada ablam bindi. Önde Azad ve kuzeni Yağız vardı.

Zılgıtlar ile diğerleride arabasına yerleşdi. Öndeki arabanın ilerlemesini bekliyorduk.

“Rahatsınız demi” dedi azad dikiz aynasından bana bakarak.

Başımı onaylayarak salladım. Heyecandan kalbim o kadar hızlı atıyorduki. Sanki cümle kuramıyordum. Önümüzdeki arabanın ilerlemesiyle kornalar çalındı. Ucu bucağı görünmeyen konvoy ile salona doğru ilerledik.

Salonun önüne geldiğimizde davul ve zurnacılar çalmaya başladı. Ablam ve Sibel yardım ederek beni arabadan indirdiler. Kadınlar ağıt edip zılgıt çaldı, erkeklerde silah sıkıp ağıtlara eşlik ettiler. Kalabalık salona doğru ilerlerken, Azad'ın koluna girdim. Olması gerekenin bu olduğu için.

İçeri girip, bize ayrılanan köşeye gidip kırmızı kına koltuğuna oturduk. Çalışanlar hemen gelip bizimle ilgilendi. Kalabalık salona yerleşirken ışıklar loşlaştı. Ablam yanımda duvağımı kaldırarak su içmeme yardım etti.

Azad kalkıp gelen konukları selamlamaya gitti. Annem yanıma gelip kırmızı gelin mendillerini getirdi.

“Dilan'ım, bir saat halayla geçer, sonra kına yakılacak, rahatsın demi” dedi annem.

“Rahatım anne, sıkıntı yok” dedim.

Bu salon Antep'in en lüx salonuydu. Her ne kadar sade ve az kişiyle istesemde düğünümün. Tam tersi olması beni mutlu etmişti. Bir kere evlendiğim için ileride içimde bir burukluk olsun istemezdim. Azad ile Yağız yanımıza geldiler. Azad yanıma oturdu.

“Halay başlıycakmış” dedi ablam.

“Çekeriz halay” dedi Yağız ablama bakarak.

Ablamın gözlerini devirip derin bir iç çekti ve bana döndü.

“Hazır olun rahatsın demi ablam” dedi.

“Rahatım, abla” dedim.

“O kapıdaki salaklara söyle sıkmasınlar artık” dedi Azad Yağız'a bakarak.

“Kızlara hava edecekler işte, dur bakıp geliyom” dedi Yağız ve çıkışa gitti.

Kısa bir süre sonra orkestra başladı halay müziği ile. Solist gelin ve damadı bekliyoruz diyerek halaya mikrofonla bizide çağırdı. Azad sabır çekip ayağa kalktı. Bende kalkıp çoktan başlamış olan halaya ilerledik. İkimizde baş falan çekmeyeceğimiz için ortaya ilerledik.

Mizgin ve görümcelerim bana gülümseyip aralarına aldılar. Bir yandan Mizgin'in diğer yandanda Azad'ın elini tutup halaya ayak uydurdum. Çok güzel oynardım, roman olsun, halay falan olsun. Ama şuan daha heyecanım geçmediği için çok şey yapmadım.

Uzun bir halaydan sonda heyecanım geçmişti. Birkaç kez yanımdaki Azad'a laf sokmuştum hatta. Formumdaydım kısaca. Oturduğum yerde suyumdan içip halayın ortasında oynayam kaynanam ve annemin karşısına geçip bende oynadım. Bir yandan sağa sola gidip, diğer yandanda elimdeki mendilleri sallıyordum. Ablam bana hep çok cilveli oynuyorsun dediği için şuan nasıl göründüğümden emindim.

Dihmer Anne bu halimden memnun olmuşcasına bana gülümsedi. Davulcular yanımıza gelerek daha sert çaldılar. Azad kalkıp cebindeki paraları çıkardı ve ayak ucumuza saçtı. Sadece ona memnun olmuşcasına baktım be oynamaya devam ettim. Oynamak falan çok onluk olmadığı için gidip yerine geçti. 

İki saatlik halayın ardından kına koltuğu ortaya alındı. En korktuğum şey buydu. Asla ağlamak ve üzülmek istemiyordum. Birde herkesin önünde çok zor birşeydi benim için. Işıklar kapandı Azad ve ben ortadaki koltuğa oturduk. Halam gelip kırmızı duvağımla başımı kapattı. Halama istemiyorum dercesine baktım. Sadece gözlerini kırpdı beni rahatlatmak istercesine.

Diğer görümcem Berivan başta kına tepsisini tutarak geldiler. Azad ve benim etrafımda dönmeye başladılar. Arkadaki çalan o şarkıyla eteğimi sıktım. Çok gerilmiştim. Bu şarkı damarıma basa basa çok sevdiğim annemden ayrılacağımı acımada yüzüme vuruyordu. Kalbim acıyla sızlandı adeta. Daha fazla dayanamadım, yaşlar gözümden döküldü. Dönen kızlar durdu.

Azad'ın uzattığı peçeteyi aldım. Duvağın altından makyajımın bozulmamasına çaba göstererek sildim yaşlarımı. Annem ve Dihmer Hanım geldiler. Annemi görmemle daha kötü oldum. Yaşlar akmaya devam etti. Annem gelip bana sarıldı. Annemin kokusunu içime çektim. Bizi izleyen herkesin gözü dolu doluydu. Her ne kadar annemden ayrılmak istemesemde daha fazla ağlamamak için derin derin nefes aldım.

Annem kınayla önce Azad'ın parmağına kınayı yaktı. Yeşil bez parçasıyla parmağını kapattı. Azad annemin elini öptü. Dihmer Anne gelip iki büyük altını elimin içine koydu. Kokusuyla tüm salonu saran kınadan iki topak alıp avucumun içine yaktı. Ardından kırmızı bez parçasıyla sarıp tül ile örttü. Dihmer Annenin elini öpüp başıma koydum.

Dihmer Anne arkadan çıkardığı beş altın bileziği alıp bileğimden geçirdi. Daha sonra Dihmer Anne Azad'a kaş göz yaptı. Azad Yağız'dan aldığı altın zincirli kolyeyi kutusundan çıkarıp boynuma taktı. Ardından duvağımı açıp anlımdan öptü. Bu rahatsız etmemişti. Kendi isteği ile yapmadı sonuçta adet buydu. Bilmiyorum ilk kez öpmüşdü. Garip ve değişikdi. Ardından zılgıtlar çaldı.

Hareketli birşeyler çaldığı için kınalı ellerimle Azad'ın karşısına geçtim. Birlikte oynadık. İkimizde onun beni öptüğü andaydık bence. Ben öyle düşünüyordum. Benden bir onay bekliyordu sanki. Hoşuma gidip gitmediği yada rahatsız olup olmadığımla ilgili. Normalde ona surat asardım ama artık eşimdi işte. Çocuk da değildim artık. Ömrümün sonuna kadar mutsuz bir şekildede geçirmek istemiyordum. Sadece ona gülümsedim. Benden onay alıp bana göz kırptı.

Kına bittikten sonra konvoyla eve bırakıldık. Herkes çok yorulduğu için pek sorguya çekilmedim yada çocuk gibi tembihlenmedim. Babam ve halamın elini öptüm. Onlar yukarı çıkıp odalarına çekildiler.

Ablam ve annem odama çıkmama yardım etti. Annem kınanın olduğunu ve yıkamamı söyledi. Bunu yapmadan öne annemle biraz konuşup sıkıca sarıldım. Bugün ikimizde ağlama kotamızı doldurduğumuz için sadece birbirimize bakıp gülümsedik. Annemde daha sonra uyumaya gitti. Ablamsa çoktan uyumuştu.

Odamızdaki banyoya gidip elimdeki tülleri açtım. Yarı kurumuş olan kına lavaboya döküldü. Kalanınıda su ike çıkardım. Avucumdaki altınları da yıkayıp kaldırdım. Çok yorulduğum için ne makyajımı temizlemeye ne de duş almaya mecalim yoktu. Şuan tek düşündüğüm bu bindallığı nasıl çıkaracağımdı.

Bir şekilde üstümdeki bindallığı da çıkarıp ağırlığından kurtuldum. Pijamalarımı giydim. Yarın cildimin kötü olmasından korktuğum için aynanın karşısına geçip zorda olsa kazıya kazıya makyajımı çıkardım. Saçım zerre umrumda değildi. Daha fazla tahammül edemedyerek kendimi yatağıma attım.

Son gecemdi evimde. Son kez yatıyordum bu yatakta. Son kez kalıyordum bu evde. Yarın bilmediğim bir evde tanımadığım birinin eşi olarak yatacaktım yine bilmediğim bir yatakta. İçinde tarif edilemez bir burukluk ve acı vardı. Yarın gece ne olucağını biliyordum. Ama nasıl olucağını ve bir belirsizliğin içine sürüklendiğim için çoklu korkuyordum.

Allah'a sığındım. Allah'ım sen beni utandırma. Mutlu olmak istiyorum sadece. Artık kötü bir hayatım olsun istemiyorum. Üzülmek istemiyorum. Lütfen Allah'ım sen bana yardım et...

Bölümleri elimden geldiğince uzun yazmaya çalışıyorum. Bölüm yazarken motive olmakda çok önemli. Değerlendirme ve yorumlarınızla motive edebilirsin beni canlar <3



Continue lendo

Você também vai gostar

Üçüz Derken De Nisa🌼

Ficção Adolescente

185K 11.3K 25
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
Çilek Kız De Lara

Ficção Adolescente

1.3M 89.2K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
BERCESTE De itsmegokcen

Ficção Adolescente

6.1M 197K 99
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
MELANKOLİ De Ig: hainmango

Ficção Adolescente

7.1M 411K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...