SIR (gxg)

Von PipiliHatun

15K 2.1K 639

Birbirinden farklı karakterlere ve hayatlara sahip dört kadın ortak bir sırra sahip olur. Bir cinayet, dört ş... Mehr

Tanıtım
1
2
3
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14

4

867 148 87
Von PipiliHatun

*Iyi okumalar 🖤

Büşra "Hayaletini mi görüyorsunuz?" dedikten sonra, kaşlarını çattı.

Normalde hep ifadesiz olurdu ancak bu sefer profesyonelliği sarsılmış gibiydi.

"Evet, olaydan sonra birkaç kez gördüm ama son zamanlarda daha gerçekçi ve korkunç hâle gelmeye başladı."

Geçen hafta bardan sonra ilk defa konuşmasını duymuştum ama son olmamıştı. Dün gece başımda dikilirken söyledikleri aklıma gelince kanım dondu.

"Beni öldürdü!" dedikten sonra tekrar tekrar "Yardım et!" diye çığlık atmıştı.

Gece evden çıkıp sabaha kadar açık olan mekanlardan birinde kafayı yemiştim. Sabah da işe gelmek yerine Büşra'nın kliniğine gelip olanları anlatmaya karar vermiştim.

"Beyin, ihtiyaçları konusunda bilinçlidir. Hafsa'nın varlığını görmek istemiş olmalısın ve zihnin de bundan dolayı sana yardımcı oldu."

Büşra'nın dedikleri beni rahatlatmazken ellerimi birleştirip parmaklarımla oynadım.

"Hayaletlere inanmıyorsun değil mi?"

İnansa, diplomasını yırtması gerekirdi. Yani, sanırım. Büşra buna ne evet ne hayır dedi.

"Ölmüş birini canlı şekilde gördüğüne inanıyorum."

Beynimin uydurduğunu söylüyordu. Normalde ben de böyle düşünürdüm ama dün 'beni öldürdü' diyen Hafsa, zihnimin ürünü gibi değildi.

"Ya gerçekse?"

"Gerçek olduğunu düşünüyorsanız, psikiyatriste gitmeniz gerekir."

Büşra'ya göz devirdikten sonra "Boşver." dedim.

Dişlerimi birbirine bastırdıktan sonra, ona söylemediğim ayrıntıdan da bahsettim.

"Beni öldürdü dedi."

Büşra'nın gözleri hafifçe açılırken, buna gerçekten inandığım için delirdiğimi düşündüğüne emindim.

"Onun ölümünden kendinizi suçluyorsunuz. Dediğim gibi beyin neye ihtiyaç duyduğunu bilir. Bu yüzden suçlamayı başka yöne çekecek şekilde sanrı oluşturmuş olmalı."

Bir hayaletin olmasındansa onun söyledikleri çok daha mantıklı geliyordu. Açıkcası buna inanmak beni rahatlatırdı da.

"İlaç almalı mıyım?"

"İsterseniz, zamana bırakalım. Benim ilaç yazma yetkim yok ama bu seviyedeyken ilaç almanızı da tavsiye etmiyorum."

Kararı bana bıraktı ve ben onun düşüncesine saygı duydum. Büşra'yla seansımız bitene kadar bu konu hakkında konuşmaya devam ettik. Ayrılma vakti geldiğinde yine beni rahatlatmıştı.

Sabah izin aldığım işe öğlen arasından sonra gittim. Dün uyumadığım için oldukça yorgun hissediyordum. Öğleden sonra yapılan toplantıya girdiğimde oldukça az söz almaya çalıştım. İşteyken işte değil gibiydim ve bunu fark ettirmemek için çabalıyordum.

Toplantı sonrası beni odasına çağıran Mısra elbette çabamı görmezden gelmişti. Onun gibi soğuk hissettiren odaya girdikten sonra karşısında oturdum.

Herkesin masasında kendisine ait dekorasyon, süs eşyası ya da kişisel bir dekoratif olurdu. Onun odasında ise süs olarak sadece eski toplantılara ait dosyalar vardı.

Mısra'yla bardayken karşılaşıp gereksiz samimiyet yaşadığımızı hatırlıyordum. Ertesi gün işe geldiğimde yine her zamanki ketum hâlinde olması ve geçen zamanda aynı şekilde davranması o anı da zihnimin uydurup uydurmadığını merak etmemi sağlamıştı.

Sonuç olarak uydurduğuma karar vermiştim.

"Nergis hanım, toplantıdaki tutumunuz uygun değildi. Gerekli analizleri yapamadınız ve tartışma konusuna katılmadınız. İş performansınız gün geçtikçe düşmeye devam ediyor. Bununla ilgili bir şey yapmayı planlıyor musunuz?"

Mısra konu iş olunca her zaman gaddar olurdu. Beni azarlamak için odasına çağırdığını tahmin etmiştim.

Bu azardan kurtulmak için ona şimdilik yeteceğini düşündüğüm çözüm planından bahsettim.

"Psikolağa gidiyorum. Yakın zamanda eskisi gibi olacağım."

Mısra buna şaşırmış olmalıydı. Benim gibi birinin psikolağa gitmeyeceğini düşündüğüne emindim. Bu olaylar olmadan önce son derece umursamaz ve dalgacı takılıyordum. Üniversitedeyken Büşra'ya 'deli doktoru, nereye?' diye takılırken Mısra bana hep ayıplar gibi bakardı.

"Delirdiğinizi mi düşünüyorsunuz?"

Benim kadar, hatta benden daha güçlü hafızaya sahipti. Yıllar önceki sözlerimi çevirip yüzüme çarparken tereddüt etmemişti. Üstelik bunu ciddi ifadesini santim bozmadan yapmıştı.

Simsiyah gözleri bana dikçe bakarken, bozuntuya vermeden yanıtladım.

"Delirmek keyifli olurdu ama maalesef hâlâ kafam yerinde. Bu yüzden sıkıntı yaşıyorum."

Tamamen delirsem en azından mantıklı düşünmek yerine kafayı yerken kendi hâlimde kavrulurdum.

Mısra ince parmaklarıyla masanın üstündeki dosyanın üzerinde ritim tuttuktan sonra yerindenn kalkıp eteğini düzelterek masanın arkasından çıktı.

Yüksek topuklunun çıkardığı sesler yankı yaparken tam önüme gelip kalçasını masaya yasladı. Ellerini göğsünde bağladıktan sonra gözlerini gözlerime dikip konuştu.

"Resmiyeti kenara bırakıyorum. Rahatsız olursan, söyle."

Cevap vermeme izin vermeden devam etti.

"Konu tamamen Hafsa mı yoksa dedikodular da etkili mi?"

İşle değil benimle ilgili konuşmasına şaşırdığım için birkaç saniye sessiz kaldım. Ben konuşmadıkça Mısra'nın kaşları çatılmış ve vücudu biraz daha dikleşmişti.

Gözlerim kalçasına doğru çıkan eteğe kayarken, dikkat etmem gereken şey bu değil diye düşündüm.

Boğazımı temizleyip onun gibi samimi tonda konuştum.

"Dedikodular umurumda değil. Belki kovulsam ya da taciz yaşasam, bunu da dert edebilirdim ama şimdilik sadece Hafsa'nın intiharı."

Mısra çenesini sıvazladıktan sonra kafasını usul usul salladı.

"Büşra, sana destek oluyor olmalı."

Büşra, Mısra ile ortak arkadaşımızdı. Mısra'yla aynı sınıfta olsak bile Büşra bizi birbirimize tanıtana kadar üniversitede konuşmamıştık.

"Fazlasıyla oluyor, psikoloğum da o."

Mısra kaşlarını biraz daha çattıktan sonra ellerini masaya dayayıp konuştu.

"Tanıdık birine gitmek faydalı olur mu?"

"Büşra, sorun olmadığını söyledi. Bana istediğim kadar yabancı hissettirebilirmiş ve bunu yapıyor."

O da Büşra'yı tanıdığından demek istediğimi anlamış olmalıydı.

Siyah çerçeveli gözlüğünü düzelttikten sonra "Anladım." dedi.

Sessizlik içinde onu süzmeye başladım. Normalde onun yüzüne uzun uzun bakmazdım. Bunun nedeni hem gerek olmaması hem de yüzüne bakmanın gergin hissetmemi sağlamasıydı. Şu an belki de samimi konuşuyoruz diye rahat hissediyordum.

Omzuna kadar kestirdiği siyah küt saçları, bembeyaz teni ve yüzündeki beyazlığa tezat siyah gözleriyle son derece çekici bir kadındı. Orantılı vücudu sayesinde üniversitedeyken de herkesin beğendiği biriydi. Şimdi ise insanlar onun fiziğini süzmeyecek kadar korktuğundan o zamanki beğenilerinden eser kalmamıştı.

Mısra tıpkı benim gibi eşcinseldi. Üniversitedeyken bölümümüzde yedi sekiz tane lgbt bireyi vardı. Diğerleriyle topluluğa katılıp yakınlık kursak bile Mısra, Büşra onu tanıtana kadar bizden hep uzaktı.

Aradan geçen yıllar onun insanlara kurduğu uzak mesafeyi daraltmamıştı. Hâlâ onu bir kızla flört ederken görmemiştim. Açıkcası onun ilişkilerinde nasıl olduğumu hep merak etmiştim. Bu kadar soğuk birinin ısındığı birinin olduğunun düşüncesi garip geliyordu.

Tüm bu düşüncelerimden onun tekrar resmiyetleşen dili ve soğuk sözleriyle çıktım.

"İşinizin başına dönebilirsiniz Nergis hanım. Hata yapmayın."

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

1.8M 78.5K 63
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
691K 26.3K 87
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
118K 8.2K 7
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
1.2M 53.3K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...