SAYE(İNTİKAM)

By darkdirty00

100K 1.7K 277

Bu benim sevdiğim adam olamazdı. Bir yabancı gibiydi. Yavaş yavaş yaklaşınca uzaklaştım. Fakat bu çokta uzu... More

Yanlış Anlama
Neredesin?
Nefret
Gözyaşı
İlk Karşılaşma
Oyun
Zorunlu
Aynı Evde
İlk Gece
KORKU
Zorunlu Evlilik
İlk Gün
Ceza Vakti
Kıskançlık
Umutsuzluk
Kırgınlık
Kaçış
Feryat
Pişmanlık
Eski Dost
Rüya Gibi
Yakalanma
Canavar
Acı
Kurtuluş
Yeni Hayat
Tatlı Yakınlaşma
Tanıtım
Kabus
Tutsaklık
Bir Umut
Yazardan
Yeni Aşk
Yalvarış
Çaresizlik
Kabulleniş
KURTULUŞ

Bodrum

1.3K 45 2
By darkdirty00

Evetttt yeni bölüm ile karşınızdayım
Hepinize iyi okumalar...

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Halimenin anlatımından;

Şu an korkuyu tüm iliklerime kadar hissediyordum.
Merdivenlerden inmeye başlayınca aklıma diğer evde yaptıkları geldi . Direnmeye başladım "Bırak Ömer lütfen özür dilerim korkuyorum ne olur kötü bir şey yapma" deyince aniden durdu ve yüzüme baktı .
Bir süre yüzüme baktıktan sonra "Yürü Halime bu mu senin korkun korksan böyle bir şeye kalkışmazdın " deyip yürümeye devam etti .

Salon  katına inince Duru ve Faruk'un bahçede olduğunu gördüm.
Faruk bize dönünce bir umut yardım eder diye ona baktım ama kafasını sallayıp yüzüme umutsuzca bakmakla yetindi.
Ben ise başımı eğip korkuyla peşinden sürüklenmeye devam ettim.

Aşağı indikçe etraf karanlıklaşıyordu ve bu beni giderek daha fazla korkutuyordu .
Bir kapının önüne gelince son bir kez daha deneyip elimi çekmeye çalıştım ama bileğimi çok sıkı tutmuştu.
Dönüp yüzüme baktı "Niye Halime ya anlamıyorum neden? Benden bu kadar çabuk vazgeçmiş olamazsın.  Hata yaptığımın farkındayım ama peki senin yaptığın .  Sanki benden ayrılmayı bekliyormuşsun gibi hemen Yağıza aşık olmuşsun.  Bu aşk değil Halime bu sadece alışkanlık anladın mı? " diye bağırmaya başladı.
O kadar sinirliydi ki  ne yapacağımı bilmiyorum . Gözleri sinirden kızarmıştı ve benim ellerim korkudan titriyordu.

Gözümden akan yaşların haddi hesabı yoktu . Cebinden bir anahtar çıkarıp kapının kilidini  açtı.  Duyduğum kilit sesiyle bir adım tekrar geri attım.  Aynı şeyleri bir daha yaşamak istemiyordum.

Bileğimden tutup odanın içine attı. 
Odaya girince etrafa baktım.  Yerde bir tane yer yatağı vardı ve onun az ilerisinde ise lavabo.
Odanın duvarları siyahtı simsiyah.  Bu odaya girdiğim andan beri kalbim sıkışmıştı.  Ben burada kalamazdım.
Dönüp bileğimi tutan Ömere baktım ve ağlamayı sürdürdüm.
Derin bir nefes alıp sessizce konuşmaya başladım "Ben burada kalamam Ömer korkuyorum ne olur bırakma beni burada. Bak özür dilerim tamam mı? Burası çok korkunç burada kalmak istemiyorum" dedim bir umut.

Bir adım atıp yaklaştı ve dibimde durdu. Önce gözyaşlarımı sildi sonra konuşmaya başladı "Seni buraya getirdiğim gün kendime bir söz verdim Halime. Acımak yok yalvarmaların artık işe yaramayacak.  Seni uyardım ve sana hep sabırlı davrandım ama sen illa böyle bir adam olmam için uğraştın. Şimdi sana istediğini veriyorum . Şimdi geç şu yatağa iki gün buradasın.  Günde bir defa yemek verilecek . Hem düşün bu sürede aklını başına al" dedi ve bileğimden tutup yatağa fırlattı ve kapıyı kapatıp gitti.
Dizlerimi kendime çekip olabildiğince küçüldüm.  Sessizce olan ağlamalarım hıçkırıklara dönüştü.

Elimi kalbimin üzerine bıraktım "Sen ne diyorsun kalbim . Bu adamı hala seviyor musun? Böyle bir adamı sevmek kendine haksızlık olmaz mı " dedim sitemle.
Sonra Yağızı düşündüm bir süre "Keşke  keşke her şeyi değiştirebilsem . Allahım ne olur yardım et bana " dedim.

Buradan kurtulmalıydım ne olursa olsun kurtulmam lazımdı. Yağız ve ailem bir süre benden haber almayınca şüphe edip arayacaklardı .
Ve ben artık onu hayatımdan çıkaracaktım.  Söylediği sözler haklı olsa bile ben Yağızın merhametini sevsem  bile o duyguya dahi sımsıkı sarılacaktım .
Çünkü bir insan ne kadar öfkeli olursa olsun sevdiği insana bu kadar kötü davranamazdı.
Hesap sorardı belki tartışırdı inanmazsa ayrılırdı ama bunu yapamazdı.

Etrafı inceledim duvarların rengi artık nefesimi kesmeye başlamıştı.
Ayağa kalkıp bir umut kapıyı yumrukladım "Çıkar beni Ömer yeter artık.  Önceden seni aldattığımı sanıp yaptın bir çok şeyi peki şimdi niye yapıyorsun bunları.  Sen beni sevmiyorsun yalan söyleme seven insan sevdiğinin canını bu kadar acıtmaz " dedim ağlayarak ama cevap gelmedi.
Büyük bir sessizlik vardı sadece .

Çaresizce geri dönüp yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.  Canım yanıyordu neden bana bunları yaşatıyordu neden artık bırakmıyordu beni .
Kendime asla cevap bulamayacağım  sorular sorarak uykuya daldım.


Ömerin anlatımından;

Faruk ile bahçede otururken Duru gülerek yanımıza geldi ve babasının kucağına oturdu .
Faruk konuşmaya dalmışken Duru gizlice masadaki telefonu almaya çalıştı.  Onun bu hâline gülüp gideceği sırada yakalayıp kucağıma aldım.
" Hayırdır küçük hanım şimdi de gizli hırsızlığa mı başladık?" deyince Faruk önce masaya sonra Durunun elindeki telefona şaşkınlıkla baktı.
Onun bu hâline kahkaha attım "Oğlum sen bittin ben sana diyeyim. Duru seni susuz götürür susuz getirir" deyince suratıma baktı "Valla abi ne diyeyim ne ben ne annesi bu kadar fenaydık kesin kaynanama çekti " deyince ikinci kez güldüm.

Duru babasına mahçupca bakıp "Kızma baba ben ve Halime abla oyun oynuyorduk.  Eğer gizliden götürürsem bana çikolatalı pasta yapacaktı.  Şimdi pasta yiyemiyecem" deyince öfkelenmeye başladım .
Artık eskisi gibi olalım dedikçe sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu.
Faruk duyduğu şeyle yüzüme baktı ve kafasını sağa sola salladı "Kötü bir şey yapma abi " deyince susması için sert bir şekilde baktım yüzüne.

Duruya döndüm tekrar "Tamam o zaman prenses sen götür telefonu Halime ablana . Sana pasta yapsın madem o kadar çok yemek istiyorsun ama bizim haberimiz olduğunu söyleme yoksa oyunu kaybetmiş olursun" deyince Duru başını sallayıp salona gitti.
Arkasından gidip bahçenin kapısında bekledim . Halime telefonu alıp yukarı çıkmaya başlayınca Faruk'a döndüm "Sen Duruyu al bahçede bekle" dedim.
Faruk kolumu tuttu "Yapma abi haklı oda burada onu zorla tutuyoruz" deyince hırsla kolunu ittim"Sana dediğimi yap Faruk beni sorgulama " deyip merdivenlerden çıktım.

Kapıyı açtığımda  Halime birini aramaya çalışıyordu.  Kapıyı açınca korkuyla yüzüme baktı .  Telefonu elime alınca Yağızın numarasını gördüm .
Bu daha fazla sinirlenmeme neden olmuştu.  Sinirle birkaç şey söyleyip bileğinden tuttum ve aşağı inmeye başladım.
Halime yalvarıyordu ağlıyordu ama kulağımı onun sesine kapatmayı seçmiştim bu sefer .

Merdivenden aşağı indikçe ortamın ışığı azalıyordu ve bu Halimeyi daha çok korkutuyordu.
Bunu bileğini tuttuğum elini çekiştirmesinden anlıyordum ama korkusunun bir faydası yoktu.
Onu buraya getirmeden önce ona bir oda hazırlatmıştım.  Böyle oyunlara başvuracağını biliyordum .
Kapının önüne gelince bir adım geri attı Ama ben bileğini bırakmamıştım.
Dönüp yüzüne baktım gözyaşları yanaklarını ıslatmıştı  şu an çok savunmasız görünüyordu.  Ona sarılıp ilk günlerdeki gibi  kendimden korumak istiyordum.

Ona hesap sordum bağırarak sesim yükseldikçe daha fazla ağlıyordu ama içim bir türlü soğumuyordu.
Özür dilemeye başladı bir daha yapmayacağını söyledi ama dinlemedim . Bütün yalvarışlarına kulaklarımı kapattım ve onu odanın içine fırlattım.

Odanın bütün duvarlarını siyaha boyamıştım . Halime böyle yerlerde kalamazdı biliyordum . Siyahtan nefret ederdi hele bide böyle küçük odalarda kilitli kalmak nefesini daraltırdı biliyorum . O yüzden ona en iyi ceza buydu .
Odayı görünce korkuyla baktı gözlerime şu an burada kalmamak için her şeyi yapabilecek haldeydi .

Dönüp tekrar yalvardı yapamam ben burada dedi ama onu duymayacağımı belirttim .
Kolundan tutup yatağa fırlattım ve odadan çıktım arkamda ağlayan Halimeyi bırakarak.

Yukarı çıkarken hıçkırıklarını duydum ve durdum ama sonra ilerlemeye devam ettim .
Salona gelince Faruk ve Duru kanepeye oturmuşlardı.
Duru beni görünce koşup kucağıma geldi "Ömer Halime abla nerede? Bana pasta yapacaktı hani ama kayboldu " deyince yanağımı öptüm "Halime ablanın acil işi çıktı Durucum sana sonra yapar olur mu? " deyince biraz dudak büktü.
Bu hâline dayanamadım "Tamam o zaman hadi ben sen ve baban pastaneye gidelim ve orada pasta yiyelim " deyince gülümsedi.
Duruyu yere indirdim "Hadi Durucum sen git yukarıdaki sana aldığım  kıyafetlerinden bir tane giy gel" deyince yukarı koştu.
Duru ve Faruk bizde kalırlardı bazen ve bende bi yüzden Duruya kıyafet alıp onlara bir oda hazırlamıştım evimde.

Duru gidince Faruk bir adım atıp karşıma geçti "Abi bana kızacaksın ama yapma. Yazık kıza hem suçu yok ki düşününce. Abi çıkar kızı oradan indirirken gördüm çok korkmuş bir daha yapmaz böyle bir şey " deyince elimle susturdum.
"Yaptığının bedelini ödeyecek Faruk boşuna o ağzını yorma . Benden kaçmak için bile aklına ilk gelen kişi Yağız ulan babasını bile aramadan Yağızı aramış.  Daha fazla uzatma kardeşim senin de kalbini kırmayayım " deyince Faruk sadece başını salladı.
"Tamam abi sen nasıl söylüyorsan öyle olsun ama sende acı çekiyorsun görüyorum " deyince tam bir şey söyleyecekken Durunun merdivenlerden adım sesi sustum .

Duru gelince kucağıma aldım ve dışarıya doğru adımladım Faruk ise peşimizden geldi .
Dışarı çıkıp arabaya bindim Duru ise Faruk'un kucağına oturdu .

Pastaneye gidince siparişlerimizi verdik ve pastalarımızı yedik .
Çilekli keklerden görünce aldım çünkü Halime çok severdi.
Şu an kim bilir ne yapıyordur kesin kafayı yemek üzeredir .
Faruk ve Duruyu eve bırakınca hızla eve sürdüm çünkü onu merak ediyordum.

Eve girince önce mutfağa gidip çalışanlara yemek verip vermediklerini sordum .
Verdiklerini öğrenince salona geçtim ve telefonumu açıp odasındaki kameradan baktım uyuyordu.
Ceketimi çıkarıp kanepenin üstüne bıraktım ve merdivenden aşağı indim.
Halimenin kaldığı odanın kapısının önüne geldim ama girip girmemek arasında kaldım.
Daha sonra kapıyı sessizce açıp içeri girdim. 

Halime yatakta dizlerini kendine çekip küçülmüştü ve uyumuştu. Yanına yaklaşıp diz çöktüm ve elinin tersiyle yüzünü sevdim .
Havalar sıcak olmasına rağmen yüzü buz gibiydi . Galiba bodrum katında olduğu için burası soğuktu .

Ayağa kalkıp köşede olan battaniyeyi alıp üstüne attım ve onu uyandırmadan yanına uzandım.
Tekrar yüzünü sevmeye başladım. Geldiğimiz bu hale binlerce küfrettim . O Emire daha fazla işkence etmediğim için pişman oldum .

Yüzüne bakarak gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.  Yüzümü bir şeyin kaşındırması ile gözlerimi açtım.
Halime bana doğru dönmüş ve bana sarılmıştı.  Saçları ise yüzüme dağılmıştı.

Saçlarını yüzümden çekip gülümsedim ve elimle saçlarını okşadım.
Biraz hareketlense de uyanmadı.  Elimi beline atıp kendime doğru çektim ve iyice sarıldım.
Kokusunu iyice çektim bu kokuyu gerçekten özlemiştim.
Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. 



Halimenin anlatımından;

Gözlerimi açtığımda bir şeye sarıldığımı hissettim.  Yanıma dönünce bunun Ömer olduğunu anladım.
Durup bir süre yüzüne baktım uyuyordu.  Bir an cebine bakıp telefonu varsa almayı düşündüm ama sonra cesaret edemedim.
Elimi çekmeye çalıştım ama ellerimi tuttuğu için beceremedim.
Tekrar zorlayınca gözünü açtı ve bana baktı daha sonra gözleri çekmeye çalıştığım elime kaydı.
Belimi daha sıkı tutup kendine çekti ve saçlarımı kokladı.
Bu hareketiyle daha çok geri ve çekildim ama çıkmam pek mümkün olmadı.
"Bırak Ömer " dedim hırsla.
"Rahat dur Halime sabah sabah bu ne enerji" deyince iyice sinirlendim "Asıl bu ne yüzsüzlük hem beni buraya kapat hemde gel yanımda uyu" dedim sesini yükselterek.
"Hak ettin Halime sana rahat dur dedikçe inatla burnunun dikine gidiyorsun" deyince iyice sinirlendim.
"Ne saçmalıyorsun sen ne yaptım ben sana . Gördüğün ve yanlış anladığın bir şey yüzünden yapmadığın şey kalmadı bana. Şimdi suçum olmadan kaçırdın beni ve kaçmaya kalktığım için suçlu ben mı oldum?" deyince doğrulup oturdu ve bana döndü "Bak Halime ben hatamı kabul ediyorum ama telefonu alınca babanı bile aramadan onu aramaya çalışman beni deli ediyor " deyince güldüm sinirle.
" Çünkü beni senin elinden anca Yağız kurtarabilir. Önceden de kurtarmıştı şimdi de yapabilir " deyince hırsla ayağa kalktı "Şimdi gelsin o zaman  bakalım.  O zaman bile gitmenize ben göz yumdum ama şimdi buraya gelirse canlı çıkamaz ".

Söylediği şeyle yüzüne hayal kırıklığı ile baktım " Sen gerçekten çok kötü bir adam olmuşsun.  Eskiden olsa bu söylendiğini şaka sanırdım ama şu an katil olduğunu ve tekrar olabileceğini biliyorum . Bunu bana gösterdin" deyince gülümsedi.
Bu gülümseme samimiyetten uzak tehlikeli bir gülümsemeydi.

Bir adım attı ve diz çöktü.  Elini uzatıp çenemi tuttu ve kendine yaklaştırdı "Ama bu keyfî tek yaşamam.  Birlikte hallederiz güzelim " deyince elini itip geri kaçtım sırtım duvara değince durdum ve dehşetle ona baktım "Ben katil değilim tamam mı? Uzak dur benden" dedim korkuyla.

O ise sadece bu halime gülüp odadan çıktı ve kapıyı kilitledi.  Söylediği şeyi düşündüm.  Ben asla birini öldüremezdim hele birde Yağızı düşüncesi bile korkutmuştu.

Ayağa kalkıp odanın içindeki lavabodan suyu açıp elimi yüzümü yıkadım.  Daha sonra tekrar yatağa geçip oturdum.
Karnımın guruldamasıyla elimle karnımı ovdum.  Çok acıkmıştım dün sadece öğleden sonra yemek yemiştim.  Kaç saattir açtım ve saat kaçta yemek yerdim bilmiyordum.

Yatağa uzanıp uyumaya çalıştım ama açlıktan uyuyamıyordum .
Ayağa kalkıp kapıya vurmaya başladım "Ömer çok acıktım " dedim ama gelen olmadı maalesef .
Kapıya vurmaya devam edince kapı sonunda açıldı.  Ömer elinde tepsi ile içeri  girdi .
O içeri gelince bende odaya doğru geriledim.

Yatağa oturup eliyle yanına vurdu "Buraya gel Halime " deyince sessizce gidip yanına oturdum .
Ekmeğe bir şeyler  sürüp bana verdi "Ye bunu" deyince elinden alıp yedim .
Yaklaşık on beş dakika sonra doymuştum.  Ömer bir bana veriyordu bir kendisi yiyordu. 
Tepsiyi yatağın yanına bırakıp bana döndü
" Seni odaya çıkaracam bugün ve bir daha böyle bir hata yapmayacaksın anladın mı?" deyince sadece başımı salladım.
"Kafanı kaldır ve gözlerime bak Halime ve bana cevap ver . Anladın mı?" deyince ona döndüm.
"Anladım tamam" dedim sessizce . Ayağa kalktı ve elimi tuttu.  Kararını değiştirmesinden korktuğum için elimi tutmasına ses etmedim . Yukarı çıkarken arkasından yürüdüm.  Salona gelince çalışanlara seslendi "Bodrumdaki odayı temizleyin ve tepsiyi kaldırın.  Sonrada bana bir kahve yapıp çalışma odama getirin" deyip yukarı çıkmaya devam etti .

Odaya gelince yatağa oturdum o da gelip yanıma oturdu . Yatağın yanındaki çekmeceye uzanıp açtı ve içinden kek çıkardı.  Bu benim en sevdiğim kekti. Ellerimi tutup keki avcuma bıraktı "Kalk ve yıkan . Bu keki de sana aldım yersin ".
Cevap vermeden sadece kafamı salladım.  Onunla iletişime geçmek istemiyordum.  O çıkınca keki yatağın üzerine bıraktım ve banyoya gittim.  Duş alıp giyindim daha sonra kekimi yedim .
Yatakta biraz oturdum ama sıkılınca odadan çıktım.  Aşağı inecekken Ömerin sesini duydum ve dinlemeye başladım. 
"Anladım Faruk sen hallet artık yalan söyleyemeyiz.  Önce bir polis ayarla Halime yanımda zorla tutulmadığını anlatacak.  Yağız kesin bu işin peşine düşer ondan önce bizim Berzan ile yakınlık kurmamız  lazım.  Önce o adam inanmalı ben ve Halimenin evliliğinin aşk evliliği olduğuna. Bu adam çok güçlü Faruk karşımıza almamız hata olur o yüzden yanımıza çekmeliyiz.  Yağız tek kalacak bizi bulması imkansız.  Eğer meseleyi uzatırsa geriye tek bir çözüm kalıyor " deyince elimle ağzımı kapattım.

Ne demek istiyordu kesin öldürecekti.  Yavaşça merdivenden aşağı indim ve salona kanepeye oturdum . Az önce duyduğum şeylerin şokunu atlatmaya çalışıyordum. 
Bu Berzan denen adam kim Yağız ile dost olmalıydı. 
Merdivenlerden gelen adım sesleriyle arkamı döndüm.  Ömer aşağı inip yanıma oturdu . Kalkmak isteyince bileğimden tutup tekrar yanına oturttu .
Belimden sarılıp saçımdan öptü.  Kulağıma eğildi "Kokunu çok seviyorum Halime bağımlılık yapıyor sanki " deyince çekilmek istedim ama yine müsade etmedi.

"Rahat dur şimdi seninle konuşacaklarım var" deyince ona döndüm.
"Birkaç gün sonra evimize bir misafir gelecek ve biz gerçek karı koca  gibi davranacağız.  Çok zorlanmayacağımızı düşünüyorum çünkü sonuçta biz zaten birbirimizi seviyoruz " deyince alayla güldüm.
"Ömer sen gerçekten şaka mı yapıyorsun.  Biz artık aşık değiliz duydun mu? Hayal aleminden çık artık " deyince çenemi tuttu ve kendine çekti "Sus Halime bundan sonra ağzından böyle şeyler duymak istemiyorum.  Bu günden sonra beni eskisi gibi sevmeye devam edeceksin . Artık beklemek istemiyorum fazla sabırlı davrandım. Ister güzellikle yok olmadı zorla . Sana nasıl davranacağımı kendin seç ben seni buraya getirirken canını yakmayı göze aldım " deyince yüzümü buruşturdum.
Çenemi tuttuğu elini sıktığı için çenem ağrıyordu.  "Canım yanıyor Ömer " deyince elini gevşetti ve bıraktı.

Şimdi odana çık ben seni yemeğe çağırana kadar da aşağı inme.
Ayağa kalkıp odama ilerledim ve yatağa oturdum . Şimdi ne olacaktı ben nasıl tekrar özgür olacaktım.
Umarım beni bulurlardı.

■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■○○○○○○○○○○○○ ☆☆☆☆ ○○○○○○○○○○

Evettt gençler oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen....

Kendinize çokkkk iyi bakın

Seviliyorsunuz ♡♡♡

Continue Reading

You'll Also Like

365K 24K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
111K 9.7K 17
Uyku ile uyanıklık arasında gezindiğim o ince çizgide yatağın bana ait olmayan kısmı çöktü yavaşça. Ardımdaki beden sanki üşümemi istemez gibi yorgan...
60.5K 1.1K 10
04052024
6.4M 280K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...