İS

By RedDawnDeathTime

93.4K 4K 1.7K

"Çok iyi büyütmüşler seni belli kızım ama sen söyle ev, araba, toprak, altın. Mehirsiz kız aldık dedirtmeyiz... More

Hakkında
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm

1.Bölüm

8.5K 268 141
By RedDawnDeathTime


Her sabah olduğu gibi annemin, beni ve ablamı dürterek uyandırmasıyla gözlerimi açtım. Ağzında yine birşeyler geveliyordu. Biliyordum babamla halam uyanmadan önce kahvaltıyı hazır etmemiz gerekiyordu biliyordum anne. Ablamla öfleye öfleye zorda olsa kalktık.

Odamızdaki banyonun kapısında ablamın tuvaletten çıkmasını bekliyordum, yarı uykulu bir şekilde. Kapıyı açtı ve bayık gözlerle banyodan çıktı. Bende vakit kaybetmeden banyoya girdim ve işlerimi hallettim. Üstüme kazak ve eşofman geçirdikten sonra aşağı hayata (avluya) doğru yöneldim. Bizim evde mutfak aşağıda avlunun karşısında olduğu için ve canım babam Antep'in soğuğunda hep avluda yemek yediğinden el mahkümdü.

Mutfağa girdiğimde bizimkiler çoktan başlamışlardı yemek telaşına. Bende hemen onlara katılıp dolaptan nohutları çıkardım. Halam her sabah kahvaltıda nohut dürümü yemezse olmazdı çünkü bir yerleri şişerdi mazallah. Bu düşünceler beni rahatsız ettiği için hemen kafamdan attım. Hayata gidip sofrayı kurdum.

“Ökkeş oğlum bize fırından dört tane somun kapda gel hele!” dedi annem.

Ökkeş evimizde düzenli olarak çalışan tek hizmetliydi. Ökkeş onaylayarak konağın avlusundaki kapıdan çıkarak ekmek almaya gitti.

Annem masaya son eksikleride koyarken merdivenden halamda indi. Halam annemden yaşlıydı. Halama yaşını sorduğumuzde kendimi bildim bileli hep 48 dediği için çokda eşelememek gerekir.

“Şilan yavrum, hadi al bu kahveyi git babanıda uyandır saat 7'ye vardı de” dedi elindeki türk kahvesini ablamın eline tutuşturarak.

Halamla masaya oturduk. İçime bir titreme geldi. Keşke hırkamı inmeden üstüme alsaydım. Aptal kafamya sabahın köründe ne bekliyordum Antep'ten sımsıcacık bir hava mı? Annem mutfaktan çaydanlığıda alıp geldi. Çayları doldururken, babam önde ablamda bitmiş kahveyle arkadan yanımıza geldiler.

“Hava da bugün ayrı bi keskin ha” dedi babam çayından yudumlarken daha sonrada devam etti “De buyrun afiyet olsun”

Bizde yemeğe başladık. Ökkeş'in fırından aldığı sıcak ekmekler ve annemin demlediği sıcak çayla içim ısındı.

“Normalde böyle mi oliydi, bu aylardaki soğuğa bak ne tertip kaldı ne düzen.” dedi halam

“Yok bacım yok ozon mu delindi diyler bu küresel isinma mı ney olmuş ondanmış hepsi” babamdan beklenmedik şeyler.

Bıyık altından gülerek ablamla birbirimize baktık.

“Allah'ın hikmetinden sual olunmaz. Vardır elbet bir bildiği” dedi halam.

“Ayşe akşama içeri kur ha sofrayı” dedi babam sertçe ve söze devam etti. “Kızlar sizde kalkın kalkın okulunuza mı gidiyniz nere gidiyseniz de geç kalmadan adam akıllı gidin gelin” dedi babam ve o da ayağa kalktı işe gitmek için.

Bizde ablamla kalkıp odamıza çıktık. Şarjdan telefonumu alıp WhatsAppdan mesaj gelmiş mi diye ona baktım. Ablam sıkıntılı bir şekilde yanıma geldi.

“Dilan, yine o çocuk mu? Bak babam öğrenirse yemin ederim önce annemi sonrada hepimizi dizer sıraya”

“Ya abla sadece konuşuyoruz hem yazmamış zaten, hem bana kim yazarki babamin korkusundan” dedim gülerek.

Ablamda benimle birlikte güldü. Kapının önünden araba sesini duymuştum babam işe gitmişti. Ablamla vakit kaybetmeden okul için hazırlanmaya başladık. Ablam banyodan pudra ve allığı getirdi. Bizim maximum Antep şartlarında ve ağa kızı olarak yapabileceğimiz makyaj buydu.

Saçlarımıda tarayıp aynanın karşısında kendime baktım. Koyu kahve saçlarım, annemden aldığım yemyeşil gözlerim... Harcanıyordum valla bu antepde. Ablamda harcanıyordu bende.

“Abla biz bu güzellikle bu Antep'te ne yapıyoruz, valla aklım almıyor” dedim.

“Dilan, yine başlama sen istemiyor olabilirsin ama ben gayet memnunum hem biri gelse böyle yakışıklı biri beni yada seni babamdan istese babamda verse..”

“Babamda verirya öyle birine seni yada beni aynen ablam”

“Tamam düzeltiym böyle zengin, uzun boylu, yakışıklı birine...” dedi ve ikimizde güldük aşağı inerken.

Babamın hayattaki tek aşkı parasıydı. Hayata bağlanma sebebi. Sırf annemin babası öldü bize Antep'den miras düştü diye Urfa'da ki düzenimizi 7 yıl önce bırakıp antepe taşınmıştık. Babam boş bir insan değildi. Orada da iki tane işyeri vardı, işleri iyiydi. Ama babama burdaki toprak daha tatlı geldiği için bir anda buraya taşındık işte.

Avlunun kapısından annemin bizi uğurlaması ile çıktık. Ökkeş abi bize arabanın kapısını açtı. Yavaş yavaş Antep'in dar sokaklarında araba ilerlemeye başladı.

Bu arada ben Antep doğumluyum. Annem ile babam on yedi yıl önce yine miras mevzusu için Urfadan Antep'e gelmişler. Babam hamile haliyle annemi Antep'e sürükledi ve annem doğumu Antep'de gerçekleştirdi. Gerçi Urfa mı yoksa Antep mi, deseler ben tabikide Antep derim. Burası bir başka.

Okulun oraya gelmiştik. Okulumuz özel bir okuldu. Ablamla ikimiz aynı yıl mezun olalım diye babam ablamı bir sene geç yazdırmıştı. Sınıflarımız karşı karşıyaydı. Bu aslında iyi olmuştu çünkü babamın namı yüzünden çok bana arkadaş canlısı davranmıyorlardı. Yalnız kalmamış oldum. Sadece sınıftan 2-3 kişiyle samimiydim zaten. Öğretmen içeriye geldi ve ders başladı.

–8 Saat Sonra–

Ökkeş abiye selam verip arabaya bindim. Ablamda kısa bir süre sonra yanımıza geldi ve Ökkeş abi sürmeye başladı.

“Çok yoruldum bugün, birsürü test falan verdiler çöz babam çöz bitmedi ya” dedim ablama dert yaranak.

“Bizede verdiler” dedi ve telaşla devam etti “ Sınav başvuruları başlamış Dilan, sence babam izin verir mi?” dedi endişeli gözlerle.

“Bilmiyorum, ama çok çalıştım bugün annemle, halamla konuşucam, annem neysede halamı ikna edersek belki babamla konuşur” dedim.

“Ben girsemde olur girmesemde ama sen baya çalıştın bugün halama bol bol hizmet edek gözüne girek ellağam” dedi şakayla karışık.

İkimizde güldük ve ardından yolu izledik. Trafik tıkanmıştı, ileride kaza falan vardi galiba. Çok umursamayarak dışarıya baktım dikkatimi bir kız çekti. Sapsarı saçları, kırmızı saten elbisesi ve siyah topuklularıyla muhteşem görünüyordu. Antepde çok görüldük bir durum olmadığı için ablamı dürttüm ve o da gösterdiğim yere baktı.

“Abla, şuna baksana çok güzel değil mi? Birde helal olsun cesur kadın Antep'de böyle giyindiğine göre” dedim. Kadın lux arabasına bindi.

“Valla Dilan, biz böyle bakıyorsak hayran hayran, erkeklerin dibi tutulur pervane olurlar bu kadının etrafında” dedi ablam iç çekerek.

Ökkeş abinin önde olduğunu hatırladım ama maşallah film izler gibi o da meğer izliyormuş kadını. Işık yeşile döndü ve araba hareket etmeye devam etti.

Kadın gerçekten çok güzeldi. Giyinişi, tarzı, makyajı, duruşu baştan aşağı kusursuzdu. O kadar makyaj yapsam ben ona bin basrdımda hadi neyse. Tabi babamda bana basardı.

Aklıma iki gün önce numaramı verdiğim çocuk geldi. Babamın varlığını bile bile benimle konuşan hatta flörtleşen tek çocuk. Güzeldim bunun farkındaydım okulda çoğu çocuk bizi beğeniyordu. Hatta çoğu beni ve ablamı babamdan istemeyi bile düşündü, tabi okulumuz bittiği zaman.

Çocuğu yani Baran'ı biraz bizim kızlara soruşdurttuğumda cesaretinin sebebini az çok anladım. Baran'ın amcası ile babam arkadaşlardı samimi olmasalarda. Amcasıda en az babam kadar Antep'de namını duyurmuş biriydi. Bu arada baya değil baya bir araştırmışım Baran'ı farkında olmadan.

Kapının açılmasıyla derin düşüncelerden çıktım. Konağın kapısından girdik ablamla. Annem bezgin bir şekilde hayatı yıkıyor boydan boya, halamda hayattaki sedirde oturmuş annemi izliyordu ha birde kahvesinin yudumlayarak.

“Annem, biz geldik” dedim ve sarıldım.

“Hoşgeldiniz yavrum” dedi annem ve benden sonra ablamada sarıldı.

O sırada bende halamın elini öpüp başıma koydum.

“Hoşgeldiniz kızlar inşallah ite kopuğa takılmadınız” dedi halam imalı imalı.

Ablamla sadece gülüp geçtik. Odama çıkıp üstümü başımı değiştirdim. Telefonumu şarja takıp gün boyu yorulan annemin yükünü hafifletmek için yemeğe yardım etmeye indim hızlıca.

Annem babamın Ökkeş'i aradığını bugün geç geleceğini söyledi telaş etmeyin kızım diyerek. Bizde rahat rahat yemeği hazırlamaya başladık daha sonra halam gelip salataya yardım etti. Ablamda sofrayı yukarıya salona kurdu.

Çok geçmeden bizde masaya oturduk rahat rahat. Güle oynaya yemeğimizi yedik. Keşke babam hep geç kalsa. Halamda normalde iyi bir kadındı. Babam varken o da otoriterliğini ortaya koyuyordu sadece birde yaşlı olduğu ve Antepli olduğu için geleneklerine çok bağlıydı. Ablam bana kaş göz ettikten sonra söze girdi. Allah'ım bismillah.

“Halaa” dedi ablam yumuşak bir sesle. Halamın ona bakmasıyla “ Ee yada Annee” dedi. Annemle halam meraklı gözlerle Şilan ablama baktılar.

“Kız ne diyceksen de çatlatma insani” dedi halam. Annemde kesin bunlar bir bok yedi bakışıyla tedirgince ablamla bana bakıyordu. Çok geçmeden lafa atlayarak.

“YKS başvuruları başlamış. Üniversite sınavı başvuruları başlamış yani” dedim halama bakarak.

“Yok, yok ,yok olmaz beni katmayin yooook gedin babanla ıstıhıl (muhattap) olun” dedi. Halamdan umudu keserek anneme baktık.

“Yok valla kızım. Ben buna bişi diyemem zaten adam bu yaşa kadar okumanıza bişey demedi. Özel okullarda okutdu hep. Biliyniz Antep'i de adetlerini biliyniz yani” dedi annem.

Koca bir iç çekerek umudu tamamen kestik. Annem bile olumlu bakmadıysa babam asla izin vermezdi. El birliğiyle masayı topladık. Ablamla mutfakta bulaşıkları yıkıyorduk. Ökkeş abi de yediği tabakları getirip ablama vererek;

“Elinize sağlık” dedi. Bizde bir ağızdan;

“Afiyet olsun” dedik.

Ökkeş abi kapıdan çıktıktan sonrada laflamaya devam ettik. Ablamda umudunu yitirmişti. Çok saçma ya ben 12 sene bunun için mi okudum. Sonuçsuz birşey için mi, mekik dokudum her sabah okula? Sinirle bulaşığı yıkamaya devam ettim.

Ablamda annemlerin yanına salona çıktı. Odama gidip yatağıma uzandım. Sınav olayı aklımdan çıkmıyordu. İçim yanıyordu sanki. Çok istiyordum okumak. Üniversiteye gitmek, kimseye muhtaç olmamak çok istiyordum. Hayallerim vardı biraz para kazanıp ablamla annemide yanıma alırdım bile belki.

Gözlerimden yaşlar tek tek döküldü. Tüm hayatım gözlerimin önünden geçti. Bir kez bile olsun ne istediğim nasıl bir hayat istediğim sorulmamıştı bana. Üç ay sonra on sekiz olucaktım. Hayatıma baktığımda sıfırdım elimde hiçbir şey yoktu. Ablamın yerinde olsam, reşit olsam bir şekilde başvuru yapar o sınava girerdim.

Geleceğimi düşünmeye başladım. Babam vakit kaybetmeden birini bulurdu önce ablama sonra bana. Para için herşeyi yapardı. Kızlarını satmazdı tabi iyiliğini düşünürdü zengin eli yüzü düzgün birine verirdi işte. Sinir ve çaresizlikle ağlamaya devam ettim.

–4 saat sonra–

Kulağımın dibinde şarjda olan telefonuma gelen bildirim sesiyle uyandım. Ağlaya ağlaya uyuya kalmışım. İçimdeki buruklukla doğruldum. Arkama yaslanıp telefonu aldım ve saate baktım. Saat 12'ye geliyordu. Bildirimlere baktığımda WhatsAppdan kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj geldiğini gördüm. Hızlıca WhatsAppa girip baktım.

-Selam
-Ben Baran Koç

Bildirimi görmemle şaşırdım. İki gün önce numaramı almıştı ama yazmaz diye düşünmüştüm. Ne bileyim gaza gelmiştir falan öyle almıştır diye düşündüm. Görüldü attığımı fark ederek hemen cevap verdim. Bu arada ablamın yatağı boştu ablam bu saate kadar içerde olduğuna göre babam daha eve gelmemişti.

- Kaydettim Baran Koç

Yazdım ve whatsappdan çıktım. Tam telefonumu bırakıcakken yeni bir bildirimle gülümsedim ve telefonu elime alıp tekrar yazışma ekranına girdim. Yazışmaya başladık.

Baran 18 yaşına girmiş ve ölen babasının mirası ona geçmiş. Resmi olarak birsürü arabam var artık diye falan dalga geçti hatta. Okuldaki görünüşünün aksine benimle baya samimi konuştu hatta aralarda beni kıskandı falan. Daha önce sevgilim olup olmadığını sormuştu. Bende imali birşeyler söyleyince kıskandı falan işte. İlk kez biriyle bu kadar akıcı ve beni mutlu eden bir sohbet geçirdim. İçimde filler tepişiyordu. Sıcak mı basmıştı ne?

Sokaktan gelen araba sesiyle cama yöneldim babam gelmişti. Bir arkadaşı bırakmıştı sanırım. Kesin sarhoş. Aşağıdan sesler gelince telefonu sessize alıp aşağı indim. Bir kolundan halam bir kolunda annem hayatda sedire oturtturdular babamı.

“Dilan, kızım koş babana bir kahve yap, Şilan sende git kolonya getir” dedi annem stresli bir şekilde.

“İstemiym yaww istemiym” dedi babam.

Ablamla ikimizde dinlemeyerek annemin dediklerini yaptık. Hızlıca bir Türk kahvesi yaptım, sertinden. Anneme verdim. Annemde yavaş yavaş kahveyi içirirken , halamda ablamın getirdiği kolonyayıbbabamın kollarına sürüyordu.
Haftada bir kez bunu yaşadığımız için bize tuhaf gelmiyordu. Sadece ortam biraz daha gergin oluyordu, babam sarhoşken baya ters biriydi.

Kahveyi mutfağa götürüp makinaya yerleştirirken orta tezgahdaki bulaşıklarıda alıp yerleştiriyordum. Hayattan bağırış sesleri gelince korkarak ve panikle elimdeki suyu üstüme silip hayata çıktım. Korktuğum şey olmuştu yine.

Annem yerde dudağı patlak ağlıyordu. Ablamda korkarak arkada sessizce ağlıyordu. Halam babamı sakinleştirmeye çalışıyordu.

“Memed dur memed, kadın bişi demedi sana sen yine heyheylerindesin kurban oliym” dedi halam.

Koşarak annemin yanına gittim. Sinir katsayımı o anki halimi bende bilmiyordum. Yeter artık kimse anneme dokunamaz yeter. Gözlerimden yaşlar ne ara aktı bilmiyorum. Babam bir hışımla yeni ayağa kalkmış annemi savurarak tekrar yere fırlattı. Deliye dönmüştüm. Annemi siper alarak;

“Yeter!!!! Bırak annemi bırak” diye ağlamaya başladım. Babamın bana yöneliceğini canımı yakıcağını bile bile.

“La! sen kimsin kimsin de ananı benden koriyn” diye saçımdan tutup bir tokatda bana attı.

Halam, ablam, annem her ne kadar durdurmaya çalışsada babam devam etti.

“Bırakın lan bırakın, çok yüz verdik çoook, bir dediğini iki etmedik özel okullara saldık bu Dilan'ın başını ezmek gerekir” diyerek Ökkeş'den bodrumun anahtarını istedi.

Karanlıktan korktuğumu biliyordum. Hayır hayır karanlıkta kalamazdım. Bu olmazdı...

“Baba, nolur bırak özür dilerim baba lütfen başka bişi yap ama karanlık...” lafımı biteremeden yüzüme gelen ikinci tokatla yere yığıldım...

İlk bölüm bu şekilde oldu. Maalesefki hâlâ çoğu insan böyle şeyler belkide daha ağırını yaşıyor. Yorum ve düşüncelerinizi belirtebilirsiniz. Hikayenin akışı ve benim bölüm yazmaya devam etmem için çok önemli...

Continue Reading

You'll Also Like

25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
7.1M 413K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
2M 73K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
351K 22.7K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...