SİYAH KUŞAK

By rakiii03

176K 11.4K 1.9K

Siz:Bana bak Selim kişisi Siz:Bir gün bir şekilde sana helal olucam ve Siz:Şu sıktığım yumruğu suratında patl... More

1.Bölüm:Hoca
2.Bölüm:Derviş
3.Bölüm:Cevapsız Sorular
4.Bölüm:Allah Rızası İçinn
5.Bölüm:Kuru İftirağ
6.Bölüm:Suçlu
7.Bölüm:Suçsuz
8.Bölüm:Yumruk
9.Bölüm:Allah'a Emanet
10.Bölüm:Maviler
11.Bölüm:O Kız
12.Bölüm:Çilekli Süt
13.Bölüm:Fun Clup
14.Bölüm:Nazik Bir Kız
15.Bölüm:Polis Sireni
16.Bölüm:O Hep Bizimle
17.Bölüm:Nasıl?
18.Bölüm:Çaylak ile Filozof
19.Bölüm:Gelsin Sevaplar
20.Bölüm:Çorap Aşkına
21.Bölüm:Heyecanss
22.Bölüm:Topçu mu Popçu mu?
24.Bölüm:Kalbe İyi Gelen
25.Bölüm:Tırnak Beyza
26.Bölüm:Kara Fatma
27.Bölüm:Tesettür
28.Bölüm:Garip Garip Değildir.
29.Bölüm:Teravihli Dondurma
30.Bölüm: Karanfil
31.Bölüm: Zeyno
32.Bölüm:Evlen Benle
33.Bölüm:Reis
34.Bölüm:Emanet
35.Bölüm:Finalimsi
Özeliz Güzeliz 1
Özeliz Güzeliz 2

23.Bölüm:Maçlı günler

3.8K 278 51
By rakiii03

"Ya Turna beni de bekleyin bak ben gelemem tek başıma"

"Ya sen daha önce hiç gelmemene rağmen bizim eve şak diye gelen insansın. Okula gelmek mi sorun?"

"Aynı şey değil bi kere hem bir sürü insan içinde ben sizi nasıl bulayım ya?"

"Tamam ağlama Verâ okulun yanındaki parkta beklicez seni. Abini göremedim daha demin?"

"Gitti o çoktan Berkay bırakmıyor ki akşamdan beri on kere aradı. Sapık mıdır nedir?"

"Yok zararsızdır,aşıları tam"

"Puahahah ya neyse hadi ben hazırlanıp çıkıyorum Rabbime emanetsiniz."

"Sende kaçık sende"

Telefonu sonunda kulağımdan indirip ağrıyan kolumu ovdum. Berkay'a diyor kendi dünden beri en az yedi kere aradı. Bugün turnuva günüydü. Bizimkiler bir haftadır çalışıyorlardı. Gerçi ilk baştaki dayak maceralarından sonra okuldan birkaç kişi ayarlayıp onlarla çalışmışlardı. Allah'ım o gün neydi öyle? Hadi bizimkiler neyse de Selim Tuğra'nın o halini görünce neye uğradığımı şaşırdım. Manyak bide kafa attım yetenek meselesi diyor.

"Kimin aşıları tam?"

"Ya Berkay dünden beri abimi arayıp duruyor sapık mıdır nedir diyo?"

"Hahaah ya Turna sana da çok garip gelmiyor mu Berkay ile Selim"

"Sorma bi kere Berkay'ı Selim Tuğra ile mesajlaştığı esnada sırıtırken yakaladım. Ben mi hoşlanıyorum çocuktan Berkay'mı emin değilim."

O dayak mevzusundan sonra çok garip bir üçlü oldular. Tamam maç için her gün beraberlerdi ama Berkay'ın Selim Tuğra'ya karşı davranışı 180 derece değişti. Tabi hala hoca efendi demesi hariç.

"Kardeşinden hoşlanıyor ya yol yapıyordur."

"Yok,beraber dayak yeyince bir şey oldu bunlara hem Selim Tuğra da eskisinden tuhaf. Daha bir açıldı sanki"

"Evvett ben ilk başlarda onu hiç konuşmaz falan sanmıştım hatta senin için üzülüyordum."

"Ben ne alaka be?"

"Ya evlendiğinizi düşünüp evin içinde sizi hayal etmiştim. Çok sıkıcıydı."

"Çok salaksın"

"Teveccühünüz efenim"

Bi yarım saat bekledikten sonra parka giriş yapan Verâ ile şükür namazı kılasım gelmişti.

"Selamun aleyküm ahretlik insanlarr"

"Ve aleyküm selamm müennes"

Ceyda Verâ'dan öğrendiği bu kelimeyi bütün hafta boyunca kullanmıştı. En son ağzına peçete tıkıp susturmuştum ama pek işe yaramamış anlaşılan. Müennes arapçada kadın için kullanılıyormuş yani öyle bir şey. Verâ baya anlattı ama beynim basmadı. Erkek içinde mükezzer miydi neydi o kullanılıyormuş.

"Aferim kız kaptın bu işi gel alnında öpücem."

"Bi sal şu alınları Verâ"

"Hişş çok ayıp bi kere alın öpmek helalimsin demektir."

"Eee biz senin helalin miyiz?"

"Eveet kadın kadına mahremdir no problem"

"Allah aşkına sence o helalim mi o?"

"Şuan bunu mu tartışalım kuşaklı? Hadi gidek ayyy çok heycanlandım."

Hızla parktan çıkıp okulun spor salonuna doğru ilerledik. Maç oranın üst katındaki halısahada yapılacaktı. Valla ne yalan söyleyeyim bende çok heycanlıyım. Önceleri pek umudum yokken bizim takım bir hafta da bi iyi oynamaya başladı.

Birazdan başlıcaktı maç. Parka gitmeden önce bizim takımı fena gazlamıştık inşallah boşa sallamamışızdır.

Tribünlere gelince kalabalıkta yerlerimizi emanet ettiğim çocuğu aradı gözlerim.

"Ceyda nerde bu çocuk?"

"Bende göremiyorum ki?"

"Kim ya?"

"Ya yer kalmaz diye öncesinde gelip yer tutmuştuk bi çocuğa emanet etmiştik. Böyle daha dokuzuncu sınıf bıyıkları terlememiş sarı saçlı bir çocuk"

"Eymeennn!"

Bağırışımla,bilmiyorum belki hönkürmüşümdür yine de hala nazik bir kızım, herkes bize bakmıştı.

"Saol kanka sende olmasan nasıl dikkat çekicez?"

"Sus be başka nasıl bulcaz?"

"Ablalar burdayımm"

"Al gördün mü nasılda hallettim."

Verâ daha fazla dikkat çekiceğimizden korkup beni kolumdan sürüklemeye başladı. Ne var canım herkes bize tip tip bakıp bu salaklar kim bakışı attıysa?

Eymen'in yanına gidip yerlerimize oturduk.

"Abla naptın? Hoparlörden duyuru yapsan anca bu kadar olurdu. Neyse herkes adımı öğrendi sayende. Eyvallah büyüksün"

Elini kalbine götürüp vuran çocuğa bende aynı şekilde karşılık verdim.

"Ne demek kardeşim? Bu senin hakkın. O kadar yerimizi tuttun."

Sevdim bu çocuğu

"Aha çıkıyorlar çıkıyorlar"

Bizimkilerle karşı takım tek tek çıkarken,karşı takımdakileri görünce Ceyda ile kendimizi tutamadık.

"Haooy maşşallah"

Yalnış anlaşılmasın gönlümde tek bir kişi var. Gözüm beğendi sadece

"Mükezzerler de mükezzer hani"

"Mükezzer??"

"Var ya işte mükezzer, müennes-mükezzer"

"Oha doğrusunu unuttum."

Verâ şaşkın şaşkın bana bakarken ben gözlerimle bizimkileri arıyordum.

"Cahil misin Turna müzekker o?"

"Ha mükezzer ha müzekker aynı,delirtme beni Ceyda"

Gözlerim aradığı şeyi bulurken azıcık heycanlanmış olabilirim.

"Oovv haram,günah,cehennem"

Eliyle gözlerini kapatan Verâ'ya bakıp sırıttım. Muhtemelen karşı takımın şortunu gördü. Daha çok olmayan şort gibiydi. Allah'ım gözlerim kanıyo. Bizimkiler de normalde bunun uzunu da olsa dizkapaklarının üstünde giyiyorlardı. Ama Selim Tuğra hocam bey olaya el atana kadar. Fena başa bela bir insandır kendisi.

Verâ birden bize bakıp o tarafa baktığımı görünce benimde gözümü kapattı.

"Allah için Kaçık, böyle nasıl izlicez?"

"O da doğru ama bu ne bu neeğhhy giymeselerde olurmuş."

Gülmeye başlayınca elini ittirdim.

"Ne güldün?"

"Abimin bakışlara bak xjxjxnxnx off bayılıyorum bu hallerine."

Selim Tuğra nasıl desem denizde yürüyen denizanası görmüş gibiydi. Tatlı bir kimse

"Ceyda Ceyda Fatih bir kızla konuşuyor. Kırmızı alarm enişte elden gidiyo."

Verâ'yı kendimize mi benzettik yoksa içinde mi vardı bilmiyorum artık. Gerçi resmen bir aydır yapışık üçüzler gibiyiz. Zaten her hafta sonu İHH'ya gidiyorduk. Hala karete dersleri devam ediyordu. Hafta içide grup asla susmuyordu. İster istemez birbirimize benziyorduk.

"Hani hani nerde o ırz düşmanı?"

"Öğhh abart"

"Sakin olun ve alarmları kapatın. Kız Kerim'in arkadaşı muhtemelen en yakındaki Fatihe seslenip Kerim'i çağırtacak"

Ve aynen öyle oldu.
O sırada Selim Tuğra ile gözgöze gelince yani ben öyle sanınca küçük çaplı bir kalp krizi geçirdim. Tabi sonra Verâ'nın eliyle başarabilirsin şeysi yaptığını görünce yelkenker pata küt.
.
.
Maç bittiğinde sesiminde kısıldığına emindim. Zira nazik nazik tezahürat yapınca ses tellerim kopmuş bile olabilir. Herkes ayaklanmaya başlamıştı. Kalabalık olunca curcuna da eksik olmadı tabii. Gözümü sahadan ayırıp kızlara baktığımda oldukları yerde yoklardı. Nerdesiniz nirdesiinizzz? Etrafıma bakınıp onları göremeyince ebeveynini kaybetmiş cocuk gibi bir hüzün ve korku dalgası yayıldı. Tabi bi iki saniye falan. Sonra biliyorsunuz Turna Karaca olduğumu hatırladım. Dışarıya kendimi attığımda derin derin nefes aldım. Ula bu ne? Ben az önce oksijen almıyormuşum meğer. Bizimkilerden hiçbirini görmemiştim hadi çocuklar üstünü değiştiriyor ya bu bizi ahretlik ilan edenler nerdeee? Bu mu ahretlik? Hiç ahretliğin kurallarına uyuyor mu?

"Turna Karaca sonunda"

Arkamdan gelen sese dönüp ne diyon lan sen hayırdır bakışları attım. Karşı takımdan kaleci Burak, geçen sene en öne oturup bas bas tezahürat yaptığım için bana kıldı. Sözde benim yüzünden kaybetmiş o bir sayıyı. Hah ayakkabımın kenarı..

"Ne istiyon?"

"Konuşmak,sohbet muhabbet falan"

Bence senin canın dayak istiyor.

"Yok ben almayayım"

"Bak geçen sene sana karşı öyle davrandığım için kusura bakma ama sende dikkatimi dağıtmıştın."

"Dağılmasaymış"

"Sen o kadar yakınımdayken pek mümkün olmuyor."

Hop hop dayı yavaş. Na bu kalp başkasının.

Delidir ne yapsa yeridir adlı bakışlarımla önüme dönüp yürümeye devam ettim. Tabi önümü kesince durmak zorunda kalmak içimdeki sesin yapıştır mabadına diye söylenmesine sebep olmuştu. Neyseki terbiyeli bir kızım. Ve de nazik..

"Sadece bir saat,bir saat gidelim bir kafeye oturalım"

"İstemiyorum"

Daha sonra onu şöyle bir süzüp çorbasında kıl bulan dayı gibi baktım.

"Hem sen önce bir don giy be"

"Ne o gözünü alamadın mı?"

"Estağfirullahh,hayır kardeşim gözüm kanadı kanadıığ. Eğer biraz daha karşımda dikilmeye devam edersen senin için iyi olmayacak."

Çünkü çakıcam yumruğumu

"Kardeş falan ayıp oluyor. Hoşlandım kızım senden gel işte oturalım."

Ölmek istiyor. Allah'ım katil olmak için çok gencim.

"Bak kardeşim insan gibi anlatıyorum senin hoşlandığın insanlar senden hoşlanmak zorunda değil. Hem hoşlandığım biri varken senden hoşlanmam imkansız. Hadi yoluna."

Şaka maka hayatımda ilk defa hoşlanma itirafı alıyorum o da bu Burak efendi mi yani? Ne olurdu başkasından gelse? Mesela baş harfi Selim olan biri...

"Turnaaa"

Al benden yemesen Fatih döver seni. Arkamı dönüp Fatih'e baktığımda iki adet öfkeli mükezzer ay aman müzekker miydi görmeyi beklemiyordum. Fatih ile Selim yan yana durmuş karşımdaki çocuğa ölümcül bakışlar atıyorlardı. Hadi bu Fatih benim kardeşim sen hayırdır Selim Tuğra bey?

"Bir şey yok hallettim"

"Bunlardan birinden mi hoşlanıyorsun? Kuzeninden mi? Yoksa şu sahaya gömdüğüm çocuktan mı? Hadi ama Turna bu kadar düşme."

Gözüm karardı. Fatihgile bir dakika işareti yapıp Burak'a hızla döndüm. Yapıştırdım...mabadına...ayakkabımın sert ucuyla...Acıyla inleyip yere kapaklandı. Kulağına yaklaşıp fısıldadım. Çünkü arkamdaki pek sinirli beylerin duymasıyla daha kötü şeyler olabilir.

"Sen sanırım gömmek ne bilmiyorsun? Öğretiyim dedim. Hem sahada gömdüğüm dediğin adam sana gölü atan adam. Son olarak yürü git adam gibi don giy."

Görmek zorunda kaldığım manzaraya bak hey Allah'ım.

Tekrar arkama dönüp bizimkilere yaklaştım. Sevimli gülümseme..
Şok olmuş Burak'a bakakalan ikiliyi arkamda bırakıp yürümeye devam ettim.
Sonra gelmediklerini fark edince sakin sakin konuştum.

"Ee hadi gitmiyor muyuz? Bizim kızları bulmamız lazım."
.
.
.
Kalabalık iyice dağılmıştı. Ceyda ve Verâ'yı çıkışta bizi beklerken bulmuştuk.

"Siz nasıl beni bırakıp gidersiniz? Hani ahretliktik? Nerde bacılar birliği nerde kardeşlik?"

"Ayy kanka sen küçüksün ya ondan seni bulamadık biz"

Selim Tuğra ve Fatih kıkırdayınca afakanlar bastı. Ne var 1.60 boyundayım. Olan var olmayan var kardeşim.

"Ceyda sen dayak istiyorsun"

"Valla Ceyda kaç! daha demin birini yere serdi. Hızını alamaz."

"Kimi tam olarak?"

"Anlatırız daha sonra Berkay nerde? Gidelim artık."

"Sizinle değil mi?"

"Hayır ,soyunma odasına bile girmeden işim var deyip gitti."

"Ben hiç görmedim. Sen gördün mü Verâ?"

Verâ'nın asık suratını o zaman fark etmiştim. Sitem ettiğimde bile cevap vermemişti. Bir şey var ama ne?

"En son kantinin orda gördüm ama nereye gittiğini bilmiyorum."

"Neyse birilerine sataşmıştır yine o. Biz gidelim."

"Ee kutlamıcak mıyızz?"

Ceyda'nın hevesli sorusuna karşın sadece gözlerimi Verâ'ya dikmiş bakıyordum. Acaba Berkay mı bir şey yaptı desem Berkay onu üzmez ben biliyorum kardeşimi.

"Neyi kutlıcaz tam olarak Ceyda hanım? Hani berabere kaldık ya"

"Kaybetmediğimizi kutlıcaz. Selim'in sayısını kutlıcaz. Siz müzekkerler kutlardınız biz müennesler ayrı kutlardık."

"Kim ne müennes,mükezzer ne diyorsun kızım?"

Ceyda'nın kolumu dürtmesiyle ona döndüm.

"Kanka siz harbi akrabasınız. Aynı cehalet aynı anlama kuvveti"

Sonra Fatih'e döndü.

"Aman neyse sen anlamazsın gidelim zaten Berkay da yok hevesim kaçtı."

"Erkek kız ayrı demek istiyor kardeşim."

"Mükezzer o mu demek?"

"Ben sana anlatırım sonra"

Fatih, Selim Tuğra'ya başını sallayıp garip garip bakışlar attı Ceyda'ya.

Sonrasında diğerleri ile ayrılıp Fatihle eve doğru yürüdük.

"Turna o Burak denen herif ne istedi senden?"

"Boş yaptı ya aman bırak. Zaten artık yapamaz."

"Hoşlanma falan bak bir şeyler zırvalıyordu. Bir şey yaptıysaa.."

"Fatih unuttun heralde sence bana kim ne yapabilir?"

"Ben bilmem kimse küçük kız kardeşimi rahatsız edemez."

"Küçük mü kız kardeşin?"

"Senden bir buçuk yıl önce doğdum."

"Abimsin"

Fatih gülerken kolunu omzuma attı.sonra biraz sessizleşti.

"Turna biz şeyi duyduk?"

"Neyi?"

Kaşlarım soru sorarcasına kalktı.

"Dedin ya hoşlandığım biri varken başkasında hoşlanmam imkansız diye onu"

Hızla kolunun altında çıkıp karşısına geçtim.

"Şaka yapıyorsun"

Kaşlarını hayır anlamında kaldırıp bıraktı.

"Tamam sakin ol kızım. Kendisi olduğunu nerden anlıcak?"

"Sorunda o ya Fatih. Başkasından hoşlandığımı düşünecek."

Ben bittim. Ben öldüm. Başkası sandıysa açıklayamam. Kendisi sandıysa onu zaten açıklayamam.İki tarafı kakalı değnek...

.
.
.

Oturduğu kaldırımda kafasını elleri arasına almış arada dökülen gözyaşlarını umursamadan duruyordu. Ne yapacağını bilemedi,nasıl yapacağını bilse zaten bu halde olmazdı. Yanında hareketlilik hissetmesine rağmen pozisyonunu bozmadı.

"Ne o karadenizde gemilerin mi battı? Ne almışsın kafanı öyle de kara kara düşünüyorsun?"

Elleri ile yüzünü avuçlayıp koca bir off çekti.

Amcaya dönüp yüzüne baktı.

"Okyanusların sahibi bırakıp gitti."

"Hiç olur mu öyle şey,okyanusların sahibi asla gitmez."

Amcanın ani çıkışına şaşırsa da devam etti.

"Gitti işte,arkasına bile bakmadı."

"Sen okyanusların sahibini tanımıyorsun bence,okyanusların ve dahi kainatın sahibi hiçbir zaman gitmez. Arkasını dönmez. Sen ne kadar onu dinlemesen,yanına gitmesen,her şey için onu suçlasan bile o hep yanındadır."

Şaşkın şaşkın karşısındaki adama baktı. Bakış açıları o kadar farklıydı ki şuan. Yine de hiç gitmeyen biri...Her şeye ve herkese rağmen sırtını dönmeyen biri...Düşüncesi bile rahatlatıyordu.

"Sen okyanusların sahibini tanımıyorsun. Di mi?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı. Tanımıyordu,asla gitmeyen birini tanımıyordu..

Bir saat önce

Gözleri aradığı kişiyi bulunca koştura koştura yanına gitti. Ama hala bakına bakına giden kızın dikkatini çekememişti.

"Gül Verâ"

Kız sesin geldiği yöne döndü. Gözleri buluşunca istemsiz sırıttı. Kız şaşkın şaşkın yanına yaklaşıp araya bir iki adım bırakmıştı.

"Berkay? Bir şey mi oldu?"

Şu şaşkın hali bile o kadar hoşuna gidiyordu ki..

"Evet, seni göresim geldi."

"Ha?"

Elini ensesine atıp kaşıdı. Utanmıştı azıcık

"Yani şey sana bir şey söylicektim."

"Söyle"

Kız,çocuğa bakmamak için kırk takla atıyordu. Formalı hali kalbe zarar orası kesin.

"Yada dur sen niye üzerini değiştirmedin? Şu hale bak ter içindesin."

"Ya bırak şimdi teri falan, şey benimle bir bardak çay içer misin?"

Kız beklenmedik teklif karşısında ne yapacağını bilemedi. Evet hoşlandığı çocuk ona çay içmeyi teklif ediyordu ama sevinemezdi. Hele o halaya kalkmış kalbi hiç sevinemezdi. Yanlıştı. Haramdı. Rabbi istemezdi.

"Berkay bak ben bu başımdaki örtüyü süs için takmadım. Şimdi ne alaka diyeceksin ama anlamını bilseydin bana asla bu soruyu sormazdın ve cevabımın hayır olacağını bilirdin. Ben kalp kırmak heleki seni kırmak hiç istemiyorum. Ama istediğin şey Rabbim'in yasak ettiği bir şey. Ne sen sormuş ol nede ben duymuş olayım."

Yutkunamadı bir süre,kırmak istemiyorum demesi bile kırmıştı.

"Sadece bir bardak çay,ne olabilir?"

"Zaten her şey böyle başlamıyor mu? Normalleştiriyoruz gözümüzde.Bir bakışla bile yangına sürükleniyoruz farkında değiliz...Ben bir erkekle çay içeceksem bu bana namahrem biri olamaz Berkay. Lütfen bir daha yapma böyle bir şey."

"Ama-"

Gitti. Arkasına bakmadan gitti kız. Göz yaşlarını saklayarak gitti. Sevdiği insanın helale harama dikkat etmemesi, Allah ile kopuk ilişkisi...Sadece dua edebilirdi. Kalbiyle,diliyle etti dualarını.

Continue Reading

You'll Also Like

502K 37.1K 35
Antep'in ihtişamlı konaklarından birinde, aşk acısını sır gibi saklayan Üsteğmen Zeyd ve sevdiği adamı ölmeden yüreğindeki mezara gömen Katre'nin hik...
84.7K 6.2K 32
Afitap:Bana bak pide hırsızı! Afitap:Ben o pide kuyruğunda kaç saat bekledim biliyor musun? Afitap:Şu mübarek Ramazan ayında hırsızlık yapmaya utanmı...
581K 42.5K 34
"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni...
8.1K 428 12
Mahallede bir arkadaş grubuna katılırsan ama bu grup abinin düşmanıysa ne olur? Aden iki sene önce taşındıkları Kuyu mahallesinde henüz arkadaş edine...