Dershane Hocam

By S0gukyaz

2.4M 109K 63.2K

Yüce yaradan beni yaratırken bol keseden ego hamuruma katmışsa ben bir şey yapamam abicim. Ego doğuştan gelen... More

Ödev
Bittim
Özür Dilerim
Küçük?
Firariler
Görmüyorsun hiç
Eda
Demir Hoca
Kalp Ağrısı
Sıra Bende
Olmaz
Yüzbaşı
Bir Hafta
Aşıksın
Sevgilim
Yaş Pasta ve Biber Turşusu
Sarı Bebe
Basıldık
Misafir
Yitirilen İrade
Tekrar Kazandık Galiba
Yüzbaşının Kızı
Senden Uzakta
Evim
Bir Adım Öteye
Reziliğin Böylesi
Maviş
Gönderi
Curcuna
Korku
Zamanı Değil
Racon
Bu Adam Benim Kocam
O Gece Bu Gece
İhtiras (I)
İhtiras (II)
İhtiras (III)
Prensim
Müptelam
Dilan
Uzun Süren Ayrılık
Kayıp
Son Bir Adım
Amerika
Evet
Bebemin Anası
Kadınım
Vermiyorum
(kesit)
Evleniyorum

Kritik Mesele

26.3K 1.7K 1K
By S0gukyaz


....


Şimdi size Melek Arıcıdan bir tavsiye vereceğim.İyi dinleyin bebeklerim.

Eğer bir sıçış anı yaşıyorsanız hiç panik etmeden onu sıvayın.Yok yok gerçekten sıçtığınızı sıvayın.Mesela ben de öyle yaptım.

Kalbim delice atarken sıcacık ve yumuşak dudaklardan ayrılmamdaki neden azrailimin gelmiş olmasıydı.

Birazdan ruhum Allah katına çıkacak artık biriniz beni kefenlersiniz diye düşünüyorum.Yalnız kefenim ipekten olsun.İpeklere layığım çünkü.

Gözlerim aralandığında Demir'in kahveleriyle göz göze gelmiştim.Bu arada dudağının kenarındaki açık yara ve çenesindeki morluk dikkatimden kaçmamıştı.

Sabır çeker misali göğüsü derin bir nefes alıştan dolayı kabarırken tam olarak sevgilimin arkasındaki iri kıyım adamlar evet Doğan abi,Yiğit ve şeydi.

Fırat abiydi.

Sonra Demir'in boyundan dolayı arkada sadece kafasının yarısı görünen birini daha gördüm.Azıcık parmak uçlarımda yükseldiğimde bunun Ömer olduğunu görünce bir ağlama isteğiyle dolup taştım.

Ben fena halde yakalandım değil mi?

Şimdi size az önce verdiğim tavsiyeyi hatırlıyorsunuz değil mi?Sıçtıysanız onu da sıvamasını bileceksiniz diye.
Hah ben şimdi sıçtım ama Demirimin dudaklarına herkesin önünde kısa bir öpücük kondurup sıkıca sarılmamlada sıvadım.

Şu an bu ölümcül bakışlardan tek kurtuluş yolunun deli taklidi yapmanın olduğunu biliyorum ama bizimkiler bunu yine yemez ve şu an akıllarından geçirdikleri ölüm senaryolarından birini bana uygulamaktan geri kalmazlar.

Etrafta yükselen gergin hava fazla rahatsız edici bir boyut kazanırken kalbim güm güm atıyordu.
Fena sıvadım.

Hey selam.Burada bölmek zorundayım.Eğer Melek Arıcı hayrına bir el fatiha okumak istiyorsanız okuyup otuz bir altmış dokuza el fatiha diyerek mesaj atabilirsiniz.Tamamen ücretsizdir.
Unutmayın destekleriniz desteğimizdir.Teşekkürler.

"Melek abicim!"
Allahım yardım et kurbanın olayım.

Ömer'in soğuk parmakları ensemi kavradığı gibi beni kendine çektiğinde bedenine koala gibi yapışmış olduğum sevgilimin sıcaklığı kaybolunca kendimi sıkıca sarılı kolların arasında buldum birden.

"Abi" nefes alamıyorum dostlar!

Bu nasıl bir sarılış şeklidir böyle.Kemiklerim bana batmaya başladığı anda bir öksürük ağzımdan kaçtı.

"İyi misin sen?Kim kaçırmaya cesaret eder kardeşimi!?" Birden kollarını bedenimden çekip çenemden tuttuğu gibi bir sağa sola dönderdi başımı.

Sonraysa eliyle omzumu patpatlayıp "iyisin iyisin"demişti dişlerinin arasından ve sert bakışıyla.

"İ-iyiyim"

Sesim resmen kıçıma kaçmıştı.Yalnız eğer bu kadar çok stres altında kalmaya devam edersem her an şuracığa bayılabilirim demedi demeyin.

Ben gerginlikle abime gülümsemeye çalışırken birden yanımda beliriveren üç adamla sertçe yutkundum.

Tamam kabul korkuyorum.

Ellerimi sertçe yumruk yapıp gerginliğimi azaltmaya çalışırken sırtıma değen bedenle başımı omuz üzerinden arkaya çevirdim.

Sevgilimin sıcaklığı tekrar bedenime yayılmaya başladı.Yumruk yaptığım elimin üzerinde onun eliyle gülümsedim.

Seviyorum seni adam.

"Sağlık kontrolünden geçtin mi?Sonuçlar çıktı mı?"diye hızlı hızlı konuşan kişiye döndüm.

Gözlerinde saf bir merak ve endişe taşıyan maviler biraz sert bakarken suratındaki açık yaralar dikkatimi çekmişti.

Başımı hayır anlamında salladım."İstemiyorum"

"Aaa"dedi birden Yiğit abi."İstememekle olmuyor o.Bi sağlık kontrolünden geç."

Omuz silktiğimde dominant sesiyle konuşan Doğan abimdi.

"Uzatma Melek.O kontrolden geçeceksin.Keyfine göre hareket edemeyiz."

Ama sen niye böyle sert çıkışıyorsun ki?Tamam senin yapın bu zaten ama bak ağalarım ha.

"Komserim sağlık kontrolü yapılmamış?" Diyerek sorgulayıcı bir sesle soran Doğan abimi "evet"diye yanıtladı.

"Kontrolden geçmesi gerek.Bir ekiple,hastaneye gönderseniz iyi olur."diyerek polisle konuşurken Yiğit abiyle göz göze gelmiştik.

Şöyle bir bana baktı hemen sonraysa arkamdaki bedene.Daha sonra tekrar bana bakıp sırıttığında kaşlarımı hafifçe çattım.Göz kırpışı ise şaşkınca ona bakmama neden oldu.

Aman aman ne oluyor böyle? Halüsinasyon mu görüyorum kız?

"Adamı vurduğunu söyledin."diyen Fıratla arkamdaki beden "ne?"derken Demirin daha yeni haberinin olmasıyla ofladım.

"Adamı karnından vurmuş hanımefendi."bana bakarak Demir'e hitaben konuşmasıyla omuzlarımdan tutulup yavaşça kendine dönderdi bedenimi.

"Doğru mu bu?"

Ne yani benden böyle bir şey beklemiyor muydu?Ayol sevgilini resmen taciz ediyordu şerefsiz.Ne yapabilirdim?

"Hıhım" diyerek başımı salladığımda bir nefes vermiş sonraysa burnumun ucuna işaret parmağıyla vurup tebessüm etmişti.

"İyi yapmışsın küçüğüm."

Önce bir şaşırdım.Bilmem bu tepkiyi almayı beklemiyordum sanırım.

Gülümsedim ve gözlerimin önüne gelen saçı havalı havalı arkaya atarken "Melek Arıcıyım ben.Bizim yanımızda af yok."

Güldü.Kurban olurum sana ne güzel gülüyorsun ya.Demirim seni çok özledim ben.

Alnımdan öpüp yanağımı okşadı.Böyle kalalım hep nooolluur.

Arkadan bir "Ya sabır" sesi gelirken bunun Fırat abiye gülme sesinin ise Yiğite ait olduğunu anlamak pek zor olmamıştı.

"Demir sana kim haber verdi?Bizden önce gelmişsin maşallah."

Bir kurtlar vadisi müziği alabilir miyim rica etsem?

Haşin erkeğimin yüzündeki tebessüm solarken çenesini sıkmasıyla gözüme aşırı yakışıklı gelmiş onu öpmemek için dudaklarımı dişlemiştim.

"Sana hesap mı vereceğim Fırat?"

Müziğin sesini yükseltin lütfen.

Omuz üzerinden arkaya baktığımda Fırat abinin bir adım üzerimize doğru atmasıyla sertçe yutkundum.

"Lan bana bak adam gibi cevap ver yoksa yarıda bıraktığım işi tamamlarım." Yarıda neyi bıraktın?

Anlamayarak ona baktığımda öfkeyle sevgilime bakması sinirlendiriyordu beni.YA SİZ NİYE BÖYLE BİRBİRİNİZE KARŞI DÜŞMAN GİBİSİNİZ?

"Hmm" diyerek karşılık verdi."Sanki ben o işi yarıda bırakmıştım Fırat?"

Aklıma hiç edepli şeylerin gelmemesi normal mi şu an?ŞU İŞ NE İŞİYDİ?

Sertçe soluyan abim bir adım daha üzerimize atacakken omzuna konan eliyle onu geri çeken Yiğit abimdi.

"Karakoldayız,herkes haddini bilsin."

Tabi bu söz,birbirine öldürecekmiş gibi bakan iki adam için fazla yetersizdi.

Haşin erkeğimin yüzündeki öfke onu daha bi çekici gel sokarken sertçe ama sessizce yutkundum.

Demirim seni anan benim için doğrumuş biliyor musun?Yani tam bana göresin.Huyun huyuma,tenin tenime boyun boyuma göre.Yani tamam aramızda yirmi santimlik bir fark olabilir ama uzaktan bakılınca aynı boyda görünüyoruz.

"Melek"

Sen iyi ki benimsin.Sana sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum yiğidim.Hem baksana şuna ne kadar karizmatik.

Gerçek şu ki onu çok özlemiştim.Hatta sadece onu da değil.Dudaklarının tadını,teninin sıcaklığını,bana aşık aşık bakışlarını da çok özlemiştim.

"Melek"

Baksana şuna.Yüzü ne kadar masum ama çekici.Bu kadar üstüne basa basa söylüyorum ki aklınızda canlansın.Hani göremiyorsunuz ya,ondan.

Uzun gür kirpiklerinin süslediği kahverengi irislerine saatlerce baksam sıkılmam.

Ya saçları?Saçlarının gelişi güzel geriye atılmış olması ve yüzüne düşen bir kaç tutam ona serserice bir hava katarken dudaklarımı yaladım.

Annenle tanışıp ne kadar güzel bir çocuk yaptığını tartışmam lazım.Sonuçta senden boy boy çocuk yapacağım sevgilim.Nasıl güzel yapılır öğrenmem gerekiyor.

"MELEK!"

"Hiii"korkudan içime derince bir nefes çekerken yerimde irkildim.

"Ay ne bağırıyorsun Doğan abi?" Demir sabır çekerek kolunu üstümdeki kabanın altından belime sardığında içimden bu eylemine bayıldım.Bir kerede değil.Öpüşüp koklaşıp ön sevişme yaşadıktan sonra bir türlü sevişemediğimiz sahne kadar.

"İki saattir sana sesleniyorum.Duymuyorsun Allah Allah."

"Daha geleli iki saat olmadı?" Dediğimde hepsi şöyle bir baktı yüzüme.

"Özellikle beynin filmini çekelim.Çok şüpheli davranışlar sergiliyor."

Ömer'e karşı gözlerimi kısarak baktım.
Bana diyene bak.

"Hastaneye gidiyoruz.Sağlık kontrolünden geçmen lazım." Doğan abiye döndüğümde boynuna astığı silahın ucunu kontrol ederken "Şşşt"dedim dikkatini çekmek için.

Başını kaldırıp bana baktığında göz devirişime karşılık kaşlarını çatarken ardından şirince gülümsedim.

"Melek hanım bizimle geliyor."diyen dört polis memuruyla bir nefes verdiğimde belimi arkamdaki adama yasladım.

Başımın üzerinden sıkıca öptü.İçim sıcacık oluverdi.Bi kalbim güm etti anlatamam.
Depremler,tusunamiler,yangınlar çıkarıyorsun kalbimde be aşık olduğum haşin erkeğim.

Kulağıma doğru eğilip "Merak etme,hemen arkanızda olacağım yavrum.Korkma tamam mı?"
Yavrun seni ham etsin.

Başımı olumluca salladım.Ben,Faysalın karnını gözümü kırpmadan vurmuş biriyim.Ne korkması ayol.Sadece fazla yorgunum.

Bir an önce kendimi Demirimle birlikte yatağa atıp güzelce uyumak istiyorum.
Böyle ahtapot gibi ona sarılacağım bak görürsün.

Bedenimi kendimden ayırdığında üzerimdeki kendi kabanını düzeltip öndeki düğmeleri ilikledi.

"Eve gitmek istiyorum."

Kahveleri düğmelerden hemen sonra beni bulduğunda sıcacık elleriyle yanaklarımı kavradı.

"Biraz daha sabret."

Sessizce ofladığımda alnından öpmesi bir oldu.Yeter artık sabrettiğim.Hem ne gerek var sağlık kontrolüne?İyiyim ben işte.Sanki kontrolden geçsem ne çıkacak.Kanser ya da hamile çıkmayacağım ya.

Polisleri daha fazla bekletmemek adına sevdiceğimden tamamen ayrılmıştım ki içeri giren bir ekiple durmak zorunda kaldık.

"Komserim adamın ifadesini aldık."diyen bir kadın polis elindeki evrakları benimle ilgilenen komsere uzattığında alıp şöyle bir baktı.

Kadın polisin "Faysal Koca bir aydır aradığımız adam,ameliyattan çıktı ve durumu gayet iyi.Kendisini vuran kişiyi yani Melek Arıcıyı sorduğumuzda adam ağlamaya başladı."

Ahahahahaha.Böyle ağlatırlar adamı.

Kadın polis konuştukça göğüsüm kabarırken en sonunda ağlama nedeninin bacak arasına dayadığım silah olduğunu söyleyince bizimkiler bana irice açılmış gözlerle bakmaya başladılar.

"Senden korkmalı mıyım?"fısıltı halinde kulağıma dolan ses kocacığıma aitti.

Sırıttım."E bi zahmet"

Tam olarak bir buçuk saatlik bir konuşmadan sonra serbest bırakıldığını söyelyen polis memurunun alnından öpmek istesemde yapmadım.

SONUNDA diye çığlık çığlığa bağıran iç sesime karşılık ölü ve batıl bedenimin bu hali evet baya bir zıttı.

Polis karakolundan çıktıktan hemen sonra maalesef hastaneye gidip o komtrolü yaptırdık ve sadece kanımda ufak bir iltihap vakasıyla karşılaştık.Korkulacak bir şey değilmiş.Gerekli ilaçları yazan doktor bizi taburcu etmişti.

Hastaneden çıktıktan sonra evlere dağılmak için arabalara binecekken çaktırmadan Demir'in arabasına binmiştim ama bunu yemeyen Fırat abim birden ön kapıyı açıp içine girmişti.

Böylelikle ben ,Demir ve Fırat sevgilimin arabasındayken diğerleri askeri arabaya binip yola çıkmıştık.

Sinirle Fırat'ın kafasına baktım ve içimden geçen tüm küfürlerimi saydırmaya başaldım.

YA NE GÜZEL SEVGİLİMLE BAŞ BAŞA KALACAKTIM!

Sessizce oflayıp ayakkabılarımı çıkardıktan sonra koltuğa iyice kuruldum.Üzerimdeki kabanı kendime daha çok sararken bir hapşırma sesi arabanın içine doldu.

"Çok yaşa."

"İyi yaşa."

Aynı anda konuşan sevgilim ve Fırat abim bir birlerine bakarken o ölümcül bakışlara daha fazla dayanamadım.

"Görende sanacak kanlı bıçaklı düşmansınız."

Fırat abim başını arkaya çevirip bana çatık kaşlarla bakarken "Konuşma."demesiyle tam ağzımı açmıştım ki sevgilim benim sıramı almıştı.

"Düzgün konuş." Bir kaos kokusu alıyorum ama?

Yerinde kıpırdayan abim Demire hitaben "Kes sesini de arabanı kullan.Haddini de bil sikm-" lafın devamıyla gözlerim irice açılırken bana kısa bir bakış atıp susmuştu.

Lütfen ama ben varım burada.Ben daha küfür ne onu bilmiyorum.Lütfen.

O beni prenses peri sanıyor...

"Fırat senin ağzını yüzünü dağıtırım.Adamı sinirlendirme."

"Denesen mi bir kere?"

"Denedim zaten? Sanırım kafana fazla vurmuşum ki hatırlamakta güçlük çekiyosun."

"Kes patlatırım beynini."

İkisinin arasında olan atışmayı gerginlikle izlerken daha fazla uzamaması için dua ediyordum.

"Ya sabır ya Allah"

Demirin, direksiyonu tutan parmak boğumları bembeyaz olurken araba yavaş yavaş durmuştu.

Hiç bir şey söylemeden arabadan inen herkülüm nöbetçi eczaneden doktorun verdiği ilaçları alırken sessiz olan arabanın içindeki sessizlik Fırat abimin konuşmasıyla son buldu.

"Demir ve sen-"dediğinde dizlerim üzerindeki başımı kaldırdım.

"Cidden mi Melek?Dünyada başka kimse mi kalmadı?"

Kaşlarım çatıldı.Şu an çok uzun bir konuşma yapardım ama yorgunluğum buna el vermiyordu.

"Kalmadı abi."dediğimde yerinde doğrulup arkaya,yani bana doğru baktı.

Kaşlar çatık mavileri koyulaşmıştı.Yüzü sert bir hale bürünmüştü ki pembemsi dudaklarını aralayıp "öğretmenin ve yaşı-"

"Olabilir."dedim birden.Ne yani öğretmenim diye sevgilim olamaz mıydı?Tamam aramızda yaş farkı vardı ama öyle ahım şahım bir yaş farkı da yoktu.

"Annem ve babam-"dediğimde sözümü kesip kendi konuştu bıkkın bir nefes vererek.

"Annem ve babam arasında evet on yaş var.Ama annem bir öğretmeni sevmiyor Melek." Dediğinde sinirden güldüm.

"Seviyorum Demiri tamam mı?Zaten Demir ve senin arandaki şu saçma gerginliği de anlamış değilim ama şu bi gerçek ki-" eczanenin içindeki iri yapılı adama baktım. "Ben onu seviyorum."

"Onun bir sevgilisi var?" Kaşlarım derince çatıldı.

"Evet, benim"

Dişlerini sıkarken aynı şekilde ona baktım.Sertçe.

"Ondan sana hayır gelmez tamam mı?"

"Onu tanımdan onun hakkında yapacağın hiç bir yorum umrumda değil."

Burun kemerini sıkarken bir sabır çekmişti.

Sahi nereden bu sonuca varıp da bana ondan bir hayır gelmeyeceğini savunuyordu?Daha doğru dürüst tanımıyordu bile.

"Melek ben senin iyiliğin için -"

"Benim iyiliğim seni alâkadar etmez."kaşlarını öyle mi der gibi kaldırınca başımı salladım.

"Kardeşimi düşünüyorum.Üzülmeni istemiyorum."

Sinirle güldüm.Karşımda şu an bana akıl vermeye çalışan birinin olmasından dolayı sinir sistemim resmen ayaklanırken "abim değilsin.Abicilik oynamayı kes."diyişim benim bile beklediğim bir şey değildi.

Gözlerim irice açılırken bir hıçkırık dudaklarımın arasından kaçıverdi.

Yüzü anında düşen adamın mavilerinde okuduğum tek şey hayalkırıklığıydı.

Hay sikeyim.

Öyle demek istememiştim ki ben.Allah belamı versin öyle demek istememiştim.

Dudaklarında acı bir tebessüm oluştu.Başını olumluca sallarken ne yapacağımı bilemez halde omzuna dokundum.

"Abi-"

Omzundaki elim,onun hızlıca kapıyı açıp arabadan çıkmasıyla boşluğa düşerken dolan gözlerimle onu takip ettim.

Yere sert basan ayakları askeri aracı buldu, kalbini fena halde kırdığım gerçeği yüreğime bir sıkıntının çökmesi bir oldu.

Askeri araçtan inen Doğan abinin yerine geçerken Doğan abinin
Demir'in arabasında yerini alması sadece saniyeler sürmüştü.

Yaralıydı zaten.Yarasını tekrardan kanatmam hiç iyi olmamıştı.Hele ki üç senedir aile konusunu açmamaya özen gösteren ben şu an çok kötü bir şekilde o üç seneyi heba etmiştim.

Yemin olsun abim gibiydi.Onu Ömerden ayrı tutmazdım ama...Ama birden ağzımdan çıkıvermişti işte o cümle.
Git şimdi nasıl içi yanmıştır.

Allah belamı versin ki amacım öyle bir şey demek değildi.
Al işte benim yüzümden üzüldü.

Ağlamamak için dudaklarımı dişledim.Özür dilerim.Vallahi onu üzmek istemedim.

Hayatımda çok değerli ve çok özel bir yere sahipti.Değerli bir tablo gibiydi.Ona baktığımda hayatındaki renklerin sadece bizden oluştuğunu görmek beni hem üzüupr hem de sevindiriyordu.
Al işte tabloyu kırdım.

Dakikalar sonra arka kapı açıldığında gözlerimde ki yaşları geri göndermek için elimden geleni yaptım.

Hemen yanıma oturan Demir elinin tersiyle alnıma dokundu.Hemen sonraysa yanaklarıma.

"Biraz ateşin var sanki?" Ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum ya ondandır.

Elindeki suyun kapağını açıp bana uzattı.

İlaç poşetinden bir tane hap çıkarıp açtığında dudaklarımın arasından ağzıma yolladı ilacı.

Üstüne suyu içip yuttuğumda ona uzattığım şişeyi alıp kapağını kapadı.

Beni kendine çekip sıkıca sarılması biraz olsun iyi hissettirmişti.

Başımın üzerine,şakağıma ve dudağıma küçük bir buse kondurup "iyi olacaksın." diyerek teselli edişine küçük bir tebessüm sundum.

Kalbime ve ruhuma iyi gelen tek kişiyi kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki.Uzak kalmanın acısını tatmıştım zaten ve şimdide onu kaybetmenin gerkesiz korkusu sarmıştı beni.

Allah Allah niye böyle hissettim ki şimdi?

Alnımdan da öpen adam arabadaki yerini aldığında Doğan abiye kısa bir selam vermişti.

Selamını alan Doğan abi yolculuk boyunca hiç konuşmazken benim aklım öylece Fırat abimdeydi.

Benim yüzümden üzülen insanların ardından üzülmek benim huyum biliyor musun?Şimdi var ya o sözü söylediğim için o kadar pişmanım ki anlatamam.

Kimsesi yok ki onun.Bizi ailesi gibi görüp babama baba,anneme anne diyen biriydi.Ben ve Ömer asla bunu sorun etmiyorduk bile.Ben ve Ömer'e karşı bir abilik sorumluluğu üstlenen ve bundan hiç bir zaman şikayetçi olmayan biriydi.

Ona abi demek beni sevindiriyordu.Bilmiyorum ama kendimi ona yakın hissettiğim kadar Ömer'e yakın hissetmiyordum.

Hani bir de tek çocuktu ya.Hayalinin her zaman bir kız kardeşe sahip olmak olduğunu öğrendiğimden beri onu kırmamaya,üzmemeye özen gösterirdim.

İyi bok yedin ama Melek.Aferin sana.

Zaman akıp giderken istikametin benim evim olduğu yere her geçen dakika yaklaşıyorduk.

Bu süre zarfında içimin git gide daralmasına bir anlam veremiyordum.

Hislerim beni yanıltmazdı.Ve şu an hissettiklerim hiç hayra alamet değildi.Umarım bu sefer hislerimde yanılırdım.

Acaba Ömer, ben ve Demiri babama söyler miydi?Hayır Fırat abimden yana hiç bir şüphem yok.O bir şey söylemezdi ama Ömer...

Ömerde söylemezdi ama ağzından kaçırma olasılığı çok yüksekti.Şapşal işte ne yaparsın.

Anayoldan bizim evin olduğu sokağa saptığımızda uzakta görünen binalardan bizim binayı seçip dördüncü kata baktım.
Evet ışıklar yanıyordu.

Saat şu an on bire yakındı.Babamı annemi ve ninemi göreceğim için içimi bir heyecan sararken aynı zamanda içimdeki korkuya bir anlam veremiyordum.

Ve araba saniyeler sonra durdu.Askeri araçtan inen bizimkilerle bende hemen aşağı indiğimde hiç bir şey söylemeden direkt olarak binaya doğru adımlayan Fırat abimin arkasından burnumu seslice çektim.

Off.

"Melek, abim bizim askeriyeye geçmemiz lazım."

Yiğit abi bana doğru adımlarken boynundaki asılı silahı çıkarıp yana doğru tutarken gülümsemeye çalışıp kollarımı boynuna sardım.

Bir eli belimi kavrayıp pat patladığında hemen benden ayrılmıştı.

"Sağolun"dememe karşılık "aaa ayıp oluyor" demiş "Hadi bakalım kendine dikkat et,sonra görmeye geliriz."diyerek el sallamıştı.

Aynı şekilde Doğan abime sarıldığımda kısa sarılışımızdan sonra askeri arabada yerlerini almışlardı.

Onlarda benim birer abimdi.Hepsini de ayrı ayrı severim.Ve hepsiylede ayrı ayrı çok güzel anılara sahibim.

Onlara el salladım.Arkamda sırtıma değen bedenle varlığını unutmama izin vermeyen adama yaslandığımda varlığını asıl unuttuğum kişi "şşşt" diyerek kendini belli etti.

Ömer'e doğru başımı çevirdim."Ayrıl, ayrıl,ayrıl.Bir bok yemişsiniz gözümün önünde yemeye devam etmeyin yoksa elimde kalacaksınız."

Bu sözleri söylerken bile başımın üzerini ardı ardınca öpen Demir herhalde gereken cevabı çoktan vermişti.

"Lan bak Demir amucoğlu kafamı attırma benim ha."

Ömer emin ol kimse seni ciddiye dahi almıyor be abi.

"Hadi güzelim içeri geçelim artık.Hava da soğudu."

Kısıkça söylediği şeye hak vererek hepimiz binaya doğru adımladık.

Biliyor musunuz birden modum düştü.Bilmiyorum niye ama büyük ihtimalle Fırat abimden dolayı.

Bunu kimseye belli etmemek için uğraşıyorum ama cidden çok yorgunum.Ve hatta yorgunluğu geç kendimi aşırı derecede çirkin hissediyorum.

Ve sizce bu düşüncemi ne doğruladı?
Tabikide asansördeki ayna.

"Aaayy"diye inlercesine bir ağlama sesi dudaklarımdan kaçtığında"çok çirkin olmuşum."dememle Ömer yüz ekşitti.

"Sen hep çirkindin?Daha yeni mi farkına vardın?"bacağına tekmemi savurduğumda sevgilim "şşşt"diyerek beni kendine çekmişti ki atacağım yumruk boşa gitmişti.

"Sen her halinle çok güzelsin.Hani neren çirkinmiş?"diyerek çenemden tutup yüzümü dolaştı gözleri.

"Sadece ağlama diye böyle diyor Melek.Ben de bir çok kıza böyle dedim.Ondan biliyorum."

ALLAH'IM NEDEN ÖMER BENİM ABİM Kİ?

Aslında gerçek olayı size anlatayım mı? Bilmiyorum bunu size söyleme gereksinimi duymadım ama şimdi söylüyorum hazır mısınız?

Ömer benim abim değil.Tabiki yemin ederim abim değil ya.Evet bunca zamandır yeni öğrenen sen şu an bir şoktasın değil mi?Gerçek ne biliyor musun?

Ömer sadece benden iki dakika önce doğmuş olan ikizim.İki dakika için kendisine abi dedirtiyor sadece.
Yaa işte böyle dayımın oğlu.Al bu bilgiyi de ne yapıyorsan yap.

"Yaa Demir."diye ağlak sesimle sevgilimin göğüsüne başımı koyduğumda "Ömer kes sesini."demesiyle oflamıştı mahlukat.

Asansör kapıları açıldığında ilk Ömer çıkmış hemen ardından sevgilimin göğüsünden başımı kaldırmıştım.
Çenemden tuttuğu gibi dudaklarıma küçük bir buse kondurdu.

Seni yerim ha.Aniden yapma böyle şeyler lütfen.

Asansörden ben çıktığımda arkamdan çıkmış kapıda gözü yaşlı annemi görür görmez gözlerim doluvermişti.

"Oyy kuzum"

Kollarını açan anamın kolları arasına hızlıca girdiğim gibi kokusunu derin derin soludum.Ne çok özlemişim onu.

"Iyyh ne çok seviyorsunuz dramayı ya." Anamın arkasından göz göze geldiğim Ömer'e"yürü git lan" demiştim ki "kes kes kes" diye bağırmıştı.

Anaşumun yanaklarını ardı ardına öperken bir kez daha sıkıca sarılmanın ardından "kızım dur içeri gel de sonra sarılırız."demesini aşırı mantıklı buldum.

Ayakkabılarımı arkasına basarak çıkardığımda annem Demiri de içeri davet etmişti.

Kapıyı kapadığında ikimizin önüne geçen anneme kaşlarımı çatarak baktığımda Demirle göz göze geldik.

"Baban sizi bekliyor.İkinizi."dediğinde haşin erkeğimin bakışları karmaşık bir hal alırken omuzlarını düşürdü.

"Şirin yenge bak-"dediğinde annem hemen sözünü kesti.

"Sizinle sonra konuşurum.Şimdi bu konuyu ben kendi yanımda kapatıyorum.Malum istenmeyen bir olay yaşadık hepimiz yorulduk ve güzel kızımın biraz dinlenmesi lazım."

Anamın damadı başını onaylar anlamda sallarken "hadi içeri geçin bakim." Demesiyle koridorda adımlamaya başladım.

Babam nereden öğrendi?Kim söyledi ki ona?Bizden önce yukarı çıkan kişi Fırattı.Acaba o mu söy-

Yok yok o söylemez.Ben bilirim Fırat abimi.Hayatta söylemezdi de babamın nereden haberi oldu ki şimdi?

Ellerimin titreyişini saklamak için parmaklarımla oynuyormuş gibi yaparken salonun kapısının önüne geldiğimde gördüğüm iki bedenle kaşlarımı çattım.

Açelya ve Furki?

Ne oluyor amına koyayım ya?ÖLÜM GÜNÜM OLDUĞU İÇİN Mİ HERKES BURADAYDI YOKSA?

Her ikisi kuzu kuzu oturmuş beni gördüklerinde dahi ayağa kalkıp sarılmazken her ikisi stresli stresli bacak sallamakla meşguldü.

Fırat abim babamı oturur pozisyona getirmiş olamalı ki şimdi de belinin arkasına yastık koyuyordu.

Ortamda garip olan bir hava vardı.Nasıl desem ölüm soğukluğu gibi anasını satayım.

Demir yanımda durduğunda babama doğru bir adım atacaktım ki orta cam sehpanın üzerinde gördüğüm telefonum ve telefonda açık olan resimle Demir'e baktım.

Hani Demir'e makyaj yapıp dudaklarından öperken çektiğim resim var ya...

Kahvelerle göz geldiğimizde ikimizin dudakları arasından fısıltı halinde  çıkan tek şey koca bir siktir oldu.

Sanırım büyük bir kaos ortamı bizi bekliyordu.

Aaa salonun köşesindeki ayıcık yeni mi?

~Bölüm Sonu~

Oy ve yorum lütfen.Ne kadar oy ve yorum o kadar erken yeni bölüm.

Famkır?

Muck

Continue Reading

You'll Also Like

2.1M 127K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
529K 34.3K 28
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
404K 32.3K 45
Yıllardır beni kardeşi yerine koymuş bir adamda takılı kalacak kadar aşıktım. NOT: Hikaye eşcinsel evliliklerin gerçekleşebildiği bir zaman diliminde...
297K 22.6K 41
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...