SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

By audrisimpavi

59.3K 8.4K 12.5K

Karanlık Lord, 31 Ekim 1981 gecesi Harry Potter'ı öldürüp kehanetten kurtulmaya çok hazırdı. Onun planlarını... More

açılış
karakterler
⚵1 - sonsuzluk anlaşması.
⚵2 - hogwarts, ikinci yıl.
⚵3 - hogwarts, üçüncü yıl.
⚵5 - profesör vandeleur.
⚵6 - kazanlar ve itiraflar.
⚵7 - ateş kadehi.
⚵8 - şampiyonlar.
⚵9 - göl kenarı.
⚵10 - ejderhalar.
⚵11 - ilk etap.
⚵ 12 - affettirme çabası.
⚵13 - hogsmeade'de bir gün.
⚵14 - kavalye sorunu.
⚵15 - noel balosu.
⚵16 - harry'nin hatası.
⚵17 - cedric'in teklifi.
⚵18 - üç adam.
⚵19 - alora'nın sevgilisi.
⚵20 - cedric ile hogsmeade.
⚵21 - patronus.
⚵22 - ikinci etap.
⚵ 23 - söylenenler ve gözlemler.
⚵24 - yeni düzen.
⚵ 25 - toplantı sonrası.
⚵ 26 - harry'nin patronusu.
⚵ 27 - üçüncü görev.
⚵28 - en değerli iki parça.
⚵29 - yaz günleri.
⚵ 30 - yeni arkadaş.
⚵ 31 - müzik odası.
⚵ 32 - fotoğraf.
⚵ 33 - doğum günü.
⚵34 - plan değişikliği.
⚵35 - yılanlar.
⚵36 - pierre ve sirius.
⚵37 - alora'nın kıskançlığı.
⚵38 - tatsız kutlama.
⚵39 - harry'nin gidişi.
⚵40 - claudia.
⚵41 - depresyon.
⚵42 - yanan tren.
⚵43 - mektupların getirisi.
⚵44 - evine hoş geldin.
⚵45 - kartlar açık.
⚵46 - yüzleşme.
⚵47 - pierre'in hayatı.
⚵48 - intikam al.
⚵49 - ortak salona dönüş.
⚵50 - voldemort'un sırrı.
⚵51 - korkak mı cesur mu?

⚵4 - yuvaya dönüş.

1.7K 223 234
By audrisimpavi

1 Eylül 1994

Alora boş bir kompartımana giren Harry'nin arkasından ilerlerken Ron'un söylediklerini dinliyordu. 

"Spor Dairesi başkanı öldürülmüş müdür sizce?" diye sordu Ron kendini koltuklardan birisine atarken. Onun karşısındaki koltuğa da Harry ve Alora yan yana oturmuştu. "Yani... Kaçırdılar onu sonuçta."

Harry "Sirius öldüğünü düşünüyor." dedi. "Neredeyse emin."

Quidditch Dünya Kupası başladığı gibi güzel gitmemiş ve tatsız bir sonla iptal edilmişti.

Ölüm Yiyenler, Bulgaristan ve İrlanda maçından sonra Dünya Kupası alanına saldırmış ve ortalığı birbirine katmışlardı, birçok kişi ağır yaralanmış, on kişi de ölmüştü.

Bu kargaşa arasında da Spor Dairesi başkanı kaçırılmıştı. Bakanlık onu arıyordu ancak kimse bulabileceklerini sanmıyordu. Öldüğüne herkes emindi. Yalnızca bir cesetle bunu tasdik ettirmek istiyorlardı.

"Babam da aynısını söyledi." dedi Ron yüzünü asarak. "Yazık, tatlı bir adama benziyordu."

Alora iç çekti ve Harry'ye kaçamak bir bakış attı. İlk kez Ölüm Yiyenler ve Voldemort'a bu kadar yaklaşmışlardı. Bu durumun vuku bulması ise Alora'nın Harry için duyduğu korkuların daha da yoğunlaşmasına sebep olmuştu.

Saklanan Çocuk'tu o. Voldemort'un en çok istediği, en çok aradığı. Ve şimdi hiç yaklaşmadığı kadar yaklaşmıştı Harry'ye.

En yakın arkadaşının yüzüne bakarken onun zarar görmesinden ne denli korktuğunu tekrar aklından geçirdi kız. Harry'ye bir şey olmaması için elinden geleni yapacağına söz vermişti kendi içinde, onu korumak için herkesi ve her şeyi sileceğine de.

Gerekirse kendini bile.

Kompartımanın kapısı açıldığında içeriye Hermione ve arkasındaki Ginny girdi. Alora onlara gülümseyip "Selam, sizi istasyonda göremedim." dedi.

"Annem çok uzun konuştu bu sefer." dedi Hermione koltuğa otururken. "Sanırım mugglelar da büyücülük dünyasında olan şeylerin farkına varmaya başlıyor. Hiçbir şey anlatmıyorum ama yine de bir şeylerin yanlış olduğu anlaşılıyor."

Alora "Mugglelar da ölüyor çünkü." dedi. "Muggle polisler artık baş edemiyormuş durumla. Çok fazla gizlenemeyen ölüm var."

Bunların hepsini Remus ve Sirius'un konuşmasını gizlice dinlerken duymuştu. Yoldaşlık'ın planlarıyla alakalı konuşuyorlardı kendi aralarında.

Savaş çocukları da ele geçirmeye başlamıştı. Özellikle Alora çok yakında bu savaşın tam ortasında kalacaklarını hissediyordu.

"Diggory'i koridorda gördük." dedi Hermione, Alora'ya bakarak. 

Harry kaşlarını kaldırıp Alora'ya döndü. Arkadaşının yanaklarında oluşmaya başlayan kızarıklıklara ve mavi gözlerini kaçırışına bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Sonuçta aynı yere gidiyoruz." diye mırıldandı Alora. "Nasıl gözüküyordu? Tek miydi?"

Alora'nın peş peşe sorduğu sorularla Harry "Cedric ne alaka?" diye sordu. Sesi kendisini bile şaşırtacak şekilde ters çıkmıştı.

Omuz silkti Alora. "Bir alakası yok. Sadece..."

"Sadece Alora onu beğeniyor." dedi Ron sırıtarak. Harry, Ron'a döndüğünde yeşil gözlerinde öfkeli ışıltılar yanıp sönüyordu. Ron şaşkınca arkadaşına bakarak "Ne? Sence de fazla bariz değil mi dostum?" demişti.

Harry'nin böyle tepki vermesini beklemiyordu.

"Beğeniyor musun?" diye sordu Harry tekrar Alora'ya dönerek ve onun vereceği cevabı adeta yüreği ağzında bekledi.

"Hayır, alakası yok." dedi Alora anında. Harry içinin biraz olsun rahatladığını hissetti bunu duyunca. Ve kendine şaşırdı. Anında sinirlenip anında rahatlaması da neydi böyle?

En yakın arkadaşına bu kadar da düşkün olmaması gerekiyordu.

Hermione ona imalı imalı baktığında Alora gözlerini devirdi. Cedric Diggory'den bahsedilince hissettiği heyecan dolu mide burkulmasını görmezden gelmeye çalıştı.

Fakat Hogwarts'a varmak için artık daha çok sabırsızlanıyor gibiydi.

Büyük Salon'da açılış yemeği yenirken ince bir cam sesi her yöne yayıldı ve öğrencilerin gürültülü uğultusu alçalarak yerini sessizlik aldı.

"İyi akşamlar ve yeni bir yıldan hepinize merhabalar." Konuşan Dumbledore'du. Her yıl başında yaptığı önemli açıklamaların vakti gelmişti anlaşılan. "Umarım yemeklerden sizler de benim kadar zevk almışsınızdır."

Hermione homurdanarak "Ya, ne demezsiniz profesör." dedi. Hogwarts mutfağında köle gibi çalıştırılan cinlerin varlığını öğrendiği an iştahı kesilmişti ve tabağına dokunmamıştı bile.

"Yapmam gereken en önemli açıklama ile başlıyorum, Quidditch müsabakalarımız bu yıl için olmayacak."

"NE?!" diye haykırdı George Weasley. Arkasından ikiz kardeşi Fred de "Ama niye?!" diye bağırmıştı.

Harry "Quidditch'i iptal edemezler!" dedi yerinde dikleşerek. O da bu yıl Quidditch oynamak için hevesle gelmişti Hogwarts'a. Şimdi bu haber hayallerini yıkmıştı resmen.

Diğer masalardan da uğultular geliyordu, herkes Dumbledore'un söylediklerini kendi aralarında tartışırken Dumbledore tekrar elindeki bardağın camına vurarak "Sessizlik." dedi ve sesler duruldu.

"Bu yıl Quidditch oynanmayacak çünkü bu yıl boyunca sürecek çok önemli bir etkinliğimiz olacak. Ancak bu etkinliği duyurmadan önce, bu sene Karanlık Sanatlara Karşı Savunma derslerinde profesörlük etmeyi kabul eden kişiyle sizleri tanıştırmak istiyorum."

Öğretmenler kürsüsündeki boş sandalyeye meraklı gözlerle baktı Alora. O sandalye boş olduğu için bu yıl eğitim verecek bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü bulunamadığını düşünmüştü ancak Dumbledore onu yanıltmıştı.

Arkadaki kapı açıldı ve içeriye uzun boylu bir adam girdi. Alora gördüğü kişiyle ağzı şaşkınlıktan açık bir halde adamın sandalyeye oturmasını izlerken Harry "Yok artık." demişti ve Alora'ya dönmüştü.

"Fransa Sihir Bakanlığı'nda Baş Seherbazlık görevine kısa bir ara vererek Hogwarts'ta eğitim verme nezaketini gösteren Pierre Vandeleur'a hoş geldiniz diyelim."

Alkışlar yükselirken soy ismi tanıyan birkaç kişi Gryffindor masasına dönüp Alora'ya bakmıştı. Alora bakışları hissedince "Bunu kimse bize söylememişti." dedi Harry'ye. "Sen biliyor muydun yoksa?"

"Bilsem sana söylemez miydim Alora?" dedi Harry. "Senden ne sakladım daha önce?"

Ofladı Alora. Babasını en son yedi ay önce, Sirius hastanedeyken görmüştü. Bir daha da karşılaşmamışlardı. Gerçi, babası bir mektup yazmıştı ona ancak Alora karşılık olarak yazdığı mektuba bir cevap almadığı için başka bir mektup yollamamıştı.

"Baban bu, değil mi Alora?" diye sordu Hermione. Alora'nın babasıyla sorunları olduğunu biliyordu. Tam olarak durumun ne olduğunu bilmese bile Alora üstü kapalı bir şekilde babasıyla pek yakın olmadıklarını ona söylemişti.

Gerçi, Alora'yı büyütenin Sirius olduğunu öğrendiği anda bir problem olduğunu anlamıştı Hermione.

"Evet." dedi bakır saçlı kız ve üzerindeki gözler yüzünden rahatsızca kıpırdandı. "Herkes bana bakıyormuş gibi hissediyorum."

Alora, Saklanan Çocuk'un en yakın arkadaşıydı. Yan yana olmadıkları tek bir an bile görmemişti kimse. Bu yüzden çoğu kişi Alora'yı tanır olmuştu. Üstelik Alora derslerinde başarılı bir cadıydı, profesörleri onu severdi.

"Bakıyor çünkü." Harry kolunu onun omzuna atıp sarıldı. "Nasıl hissediyorsun?"

Bunu babasının bir anda beliren varlığı için sormuştu ancak Alora buna ne yanıt vereceğinden emin değildi. Nasıl hissettiğini o da bilmiyordu çünkü.

"Emin değilim." dedi. "Şaşkınım sanırım. Beklemiyordum böyle bir şeyi."

Sirius'un bunu bilip bilmediğini merak etti bir anlığına Alora. Ancak biliyor olsa kendisine söylerdi, Sirius böyle şeyleri ondan saklamazdı.

"Ve diğer duyuruma gelirsek," diyerek dikkatleri üzerine çekti Dumbledore. "Quidditch müsabakalarının yapılmama sebebine yani. Bu yıl ekim ayından başlayıp yıl sonuna kadar sürecek bir etkinliğe Hogwarts olarak ev sahipliği edeceğiz. Yüzyıllardan fazladır düzenlenmeyen bir etkinlik olan Üçbüyücü Turnuvası'nı Hogwarts'ta gerçekleştireceğiz."

"Ne turnuvası?" dedi Alora kafası karışık bir şekilde ancak Fred'in heyecanla yerinde sallandığını fark etmişti, galiba o biliyordu ne olduğunu.

"Bazılarınızın bu turnuvanın ne olduğunu bildiğini varsayıyorum ancak bilmeyenler için elbette ki açıklayacağım. Bilenler dinlemek zorunda değiller. Bu turnuva, yedi yüzyıl önce Avrupa'nın en büyük üç büyücülük okulu arasındaki bir dostluk müsabakası olarak başladı. Hogwarts, Beauxbatons ve Durmstrang."

"Her okuldan bir öğrenci olmak üzere üç yarışmacı, şampiyon, seçilir ve üç görevi en başarılı şekilde yerine getirmek için yarışırdı. Her beş yılda bir tekrarlanan bu yarışma maalesef ölüm sayılarının artmasıyla kaldırıldı."

Hermione afallamış bir şekilde "Ölüm mü?" dedi.

Fakat Harry ve Ron onun bu dediğini umursamadılar. Zihinlerinde şampiyon, yarışma gibi kelimeler yankı yapıyordu. Heyecanlanmış ve Dumbledore'un açıklamasının devamına odaklanmışlardı. Alora da onlardan farksız sayılmazdı.

"Nihayet Uluslararası Sihirsel İşbirliği ile Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairelerimiz tekrar bir turnuva düzenlenmesinin hoş olacağına karar verdiler. Bu defa riskleri sıfıra indirmek için tüm yaz çalıştık. Ekim ayında konuklarımız gelecek ve şampiyonların seçimi Cadılar Bayramı gecesi yapılacak."

"Daha çok var!" diye hayıflandı Ron. Neredeyse iki ay vardı.

"Lakin şampiyon olmak için bazı şartları sağlamanız gerek! On yedi yaşında veya daha büyük olanlar yarışmaya aday olabilecek."

Fred "Ama bu haksızlık!" dedi. Çoktan kendini bir yarışmacı olarak görmeye başladığı için huysuzlanmıştı. Tıpkı onun gibi birkaç kişi de öfkeliydi, uğultular tekrar Büyük Salon'u kaplamıştı.

"Yaşı tutmayan öğrencilerin hakemi kandırmasına bizzat ben engel olacağım. Bu yüzden yaşı tutmayan öğrenciler aday olmaya çalışarak vakit kaybetmeyin. Ve duyurular bu kadardı, hepiniz yatakhanelerinize çıkabilirsiniz!"

Büyük Salon'un çıkışına doğru ilerlerken George "Ama bu haksızlık." dedi. "Biz neredeyse on yediyiz! Katılmamamız için bir sebep yok."

"İnsanlar ölüyormuş, yeterli bir sebep değil mi?" dedi Hermione kaygıyla.

Alora ona yan bir bakış atarak "Dramatik olmaya gerek yok Hermione. Dumbledore böyle bir şeye izin vermezdi." dedi. "Bence altıncı sınıfların hepsi katılabilmeliydi, haksızlık. Hatta keşke biz de katılabilseydik."

"O kadar şey biliyor muyuz emin değilim." dedi Ron. "Sonuçta büyük bir şey."

Harry ve Alora aynı anda omuz silktiler. İkisi de buna katılmayı çok isterdi. Hogwarts için yarışmak, Hogwarts şampiyonu olmak, herkesin onları alkışlaması...

"Ben katılmanın bir yolunu bulacağım." Fred kararlı gözüküyordu, ikizi George da onun gibi başını hararetle salladı. "Böyle bir şans bir daha gelmez! Denemeden vazgeçemeyiz ya."

Hermione "Dumbledore'u kandırman mümkün değil Fred." dedi. "Hakemi o denetleyecek, unuttun mu?"

"Hakem kendi kararını verdikten sonra Dumbledore bir şey söyleyemez ya." dedi George umursamazca. "Bence de denemeliyiz. Bir yolu mutlaka vardır."

Harry düşünceli düşünceli koridorları aşarken Fred "Eğer bir yol bulursak siz de katılmak ister misiniz?" diye sorunca başını kaldırıp Fred'e baktı.

"Tabii ki!" dedi Alora hevesle.

"Sirius sizi öldürür." dedi Hermione ancak Harry de Alora da onu kulak arkası ettiler. Sirius onları öldürmezdi.

Yani, yüksek ihtimalle öldürmezdi.

"Büyük ödül bin Galleon. O parayla neler yapılır hayal edebiliyor musunuz?" dedi Ron. 

George "Şaka dükkanımız için çok işe yarardı cidden." dedi hülyalara kapılarak. Fred de ona eşlik edip hafif bir iç çekişle kardeşine katılmıştı.

Fred ve George bir şaka dükkanı açmayı çok istiyorlardı. Tabii düzgün bir iş, saatli çalışma mantığını daha akla yatkın bulan Bayan Weasley ise buna karşı çıkıyor, çocuklarını kendi yoluna sokmak için azarlayıp duruyordu.

Fakat Alora, Weasley ikizlerinin şakalarına bayılıyordu ve bir şaka dükkanı açmalarını gerçekten çok isterdi.

Birlikte ortak salona girdiler. Şöminenin önündeki üçlü koltuğa attı Harry kendini ve Alora da yanındaki yerini aldı. "Gerçekten, şampiyon olmak çok havalı olmaz mıydı?" diye sordu ona.

"Olurdu." dedi Harry. "Ama bizim katılmamız zor."

Ofladı Alora ve başını Harry'nin omzuna yaslayıp yanan şöminenin alevlerini izlemeye başladı. Alevler adeta birbirleriyle dans ediyordu. Kimi zaman birbirlerinin içine giriyor kimi zaman da birbirlerinden uzaklaşarak farklı yönlerde devam ediyordu danslarına.

Alora'nın aniden sessizleşmesiyle Harry onun aklının Üç Büyücü Turnuvası'ndan uzaklaştığını fark etti. Nereye kaydığını da biliyordu elbette.

"Babanı mı düşünüyorsun?"

"Onu sürekli görmek saçma olacak, hiç alışkın değilim." dedi bakır saçlı kız. "Hayatımda varla yok arası bir yerde olduğu için olsa gerek."

Harry yanağını onun saçlarına yaslayıp iç çekti. Alora'nın saçlarından yayılan şampuan kokusu burnuna gelmişti. "Pierre'i sevmiyorum."

Alora ile o kadar yakınlardı ki ona rahatlıkla öz babasını sevmediğini söyleyebiliyordu Harry, hem de hiç çekinmeden. Çünkü Alora'nın buna alınmayacağını biliyordu. 

Hatta fazlasıyla ileriye gidecek olursa, Alora'nın gözünde Pierre'den daha çok değer gördüğüne emindi Harry.

"O benim babam."

"Yine de sevmiyorum." dedi bir kez daha Harry. "Sirius bizi büyüttü."

Alora bu konuda Harry'ye hak verdi ancak sesli bir şekilde dile getirmek istemedi bunu. Hala içinde bir yeri babasının Pierre olduğunu biliyordu, buna tutunmak istiyordu. Sirius sadece... Manevi bir babaydı onun için.

Harry onu sessizliği ile baş başa bırakırken Ron yanlarına esneyerek gelmişti. "Tren benim üzerimden geçerek geldi buraya herhalde, çok yorgunum." 

Harry sırıttı. "Yol boyu uyudun ama." dedi.

"Hem de horlayarak." diye ekledi Alora, o da sırıtıyordu.

Ron alınmış bir şekilde sarmaş dolaş oturan iki arkadaşa baktı. "Hiç de bile horlamadım!" dedi. "Horlamam ki ben. Harry, horluyor muyum?"

"Bazen." dedi Harry.

Alora kıkırdayarak "Bazen mi?" diye sordu. "Bence sürekli."

Ron gözlerini kıstı onlara bakarken. "Siz ikiniz yan yana olunca çok sinirimi bozuyorsunuz." dedi. "Bu kadar eğlenmenize gıcık oldum."

"Harry beni senden daha çok sevdiği içindir o Ron." dedi Alora. "Benim yanımda daha çok eğleniyor, değil mi Harry?"

Harry yanıt vermeyince Alora kaşlarını çatıp onun bacağına eliyle vurdu. Bacağı acıyan Harry "Ne yapıyorsun Alora ya?" diye hayıflandı. Eli çok ağırdı bu kızın.

"Cevap versene!"

"Cevap vermeyeceğim. İkinizi de seviyorum."

Alora kaşlarını çatıp Harry'den uzaklaşmaya çalıştı ancak Harry onu yanağından tutup tekrar omzuna yatırmıştı güçlükle. Sıcaklığından uzaklaşmak istememişti.

"Ya çekil, ben yatmaya gidiyorum." diye hayıflandı Alora ve Harry'yi bir kez daha itmeye çalıştı ama yine başarılı olamadı.

"Yatıyorsun işte." dedi Harry ve onun kendini çekmeye çalışmasına karşılık tutuşunu sertleştirdi. "Çocuk gibisin."

"Sus." Alora omuz silkip onunla irtibatı kestiğinde Harry sırıttı. Yine küsmüştü Alora ona.

Ron gözlerini devirdi. "Gidiyorum ben. Size iyi geceler." dedikten sonra yanlarından kalkmış ve yurt odalarına giden merdivenlere ilerlemişti.

Alora ve Harry de arkasından kıkırdamışlardı. Alora, Harry'ye küstüğünü unutmuştu bile.

-

-

-

Aslında paylaşmayacaktım içinde bulunduğumuz şartları düşününce. Sonra dedim ki belki birkaçınızın keyfini yerine getirir, bir süre kafanızı dağıtır vs.

O yüzden paylaşayım dedim.

Umarım hepiniz iyi ve güvendesinizdir. Aklım deprem bölgesinde ve deprem bölgesinde yaşananlarda.

Evet, bu yıl Moody kılığındaki Barty Crouch Jr. yok çünkü o hala Ölüm Yiyenlerle birlikte, Azkaban'a hiç düşmedi.

Bu yüzden koltuğu Pierre'e verdik. Pierre nasıl bir öğretmenlik sergileyecek, bu durum Alorayı nasıl etkileyecek hep birlikte göreceğiz

Alora ve Harrynin harika bir duo olması hakkında✍🏻

Öpüyorum hepinizi, oy ve yorumları unutmayın. Ve lütfen kendinize dikkat edin.

08.02.2023










Continue Reading

You'll Also Like

451K 36.9K 28
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
29.2K 1.7K 15
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
22.3K 2.1K 39
Jisung,yanlış zamana denk gelen kızgınlığı yüzünden Lee Minho ile birlikte oldu. Omegaverse & MinSung ✪✪✪
23.2K 6.5K 12
panik atak jisung & hallederiz minho