Dershane Hocam

By S0gukyaz

2.4M 109K 63K

Yüce yaradan beni yaratırken bol keseden ego hamuruma katmışsa ben bir şey yapamam abicim. Ego doğuştan gelen... More

Ödev
Bittim
Özür Dilerim
Küçük?
Firariler
Görmüyorsun hiç
Eda
Demir Hoca
Kalp Ağrısı
Sıra Bende
Olmaz
Yüzbaşı
Bir Hafta
Aşıksın
Sevgilim
Yaş Pasta ve Biber Turşusu
Sarı Bebe
Basıldık
Misafir
Yitirilen İrade
Tekrar Kazandık Galiba
Yüzbaşının Kızı
Senden Uzakta
Kritik Mesele
Bir Adım Öteye
Reziliğin Böylesi
Maviş
Gönderi
Curcuna
Korku
Zamanı Değil
Racon
Bu Adam Benim Kocam
O Gece Bu Gece
İhtiras (I)
İhtiras (II)
İhtiras (III)
Prensim
Müptelam
Dilan
Uzun Süren Ayrılık
Kayıp
Son Bir Adım
Amerika
Evet
Bebemin Anası
Kadınım
Vermiyorum
(kesit)
Evleniyorum

Evim

49.4K 2.9K 2K
By S0gukyaz


Yayınlıyorum bu bölümü ama acaba gececiler var mı aramızda?
:)

....

Sert bir nefes alış verişinden sonra belimi sertçe tekrardan duvara vurmasıyla belimdeki ağrı sabır taşımı çatlatmıştı artık.

"Lan bana bak Demir seni gebertirim"

Boş boş baktım suratına.Yumruklarımı sıkarken yüzümü oldukça ifadesiz tutmaya çalışıyordum.Öyle ki bunu yapmam onu fena sinirlendiriyordu.

"Cevap ver lan!Melek ile aranda ne var?Bak ben öğrenirsem seni gebertirim Demir"

"Gebertsene"

Aniden söylediğim şeyle şöyle bir baktı bana.Afallamayla bakan irislerine karşı yine ifadesizce baktım.

"Hadi beni gebert Fırat" yakamı tutan elleri kasılıyordu.Bu iş gerçekten çok uzamıştı bu arada.

"Yürek mi yedi-"

Kolları arasında kalan boşluğa hızlıca kollarımı koyup ellerini yakamdan ayırırken saniyeler sonra yakası tutulup,beli duvarda olan o olmuştu.

"Bak Fırat,sabrımın son demlerini yaşıyorum.Üzerindeki üniforma mı seni bu kadar cesaretlendiriyor anlamadım zaten"

"Ağzını sikerim senin" ya sabır ya Allah.

"Fırat askersin saygı duyarım ama haddini aşarsan bak işte o zaman saygı falan dinlemem içinden geçerim senin"

Bana doğru yumruk yaptığı elini savurduğunda ondan önce ben davranıp suratına sertçe vurdum.

"Bak işte anlamıyorsun.Sana diyorum ki haddini aşm-"

Yumruk yaptığı elini suratıma doğru savurdu.Bu hiç beklemediğim bir hamleydi çünkü ona vurduğumda başı yana düşen adam ne ara toparlanıp sıkı yumruğuyla suratımı hedef almıştı anlamamıştım bile.

Siktir çenemi sikti attı.

Başımı salladım olduğum yerde.Bir balyoz kadar sert vuruşu resmen beynimi sarsmıştı.

"Melekten hoşlanıyorsun değil mi lan?" Boğazıma elini koyduğunda açık olan çelik kapıyı kapatmıştı.

"Şimdi yeri mi?"

"Yeri.Şimdi cevap ver." Sınanıyorum.Yok ben bu gün harbi sınanıyorum.

"Fırat bi siktir g-" suratıma bir yumruk daha yediğimde  bu seferkiyle artık kendimi tutamadım.

Bacağına sertçe vurduğum gibi sendelemiş karın boşluğuna yumruğunu geçirdiğim gibi başımla burnuna vurmuştum.

"Adamla güzel güzel konuşuyoruz anlamıyor"diye öfkeyle konuştuğumda sızlayan dudağıma elimi bastırıp baktım.
Patlatmıştı orospu.

Yerden kalkmasına izin vermeden göğüsüne ayağımla vurmamla merdivenlerden düşüp bizi şokla izleyen kızın ayakları önüne sızlayarak düşmesi bir oldu.
Hak etti.

"Sikeyim seni" diye inlerken yerden kalkmaya çalıştı ama olmadı.

"Ya siz manyak mısınız abi?!"

Dudağımda ki kanı sildiğimde hiç acele etmeden merdivenden inmeye başladım.

"Baksana ne hale gelmiş,ya ölseydi?" Hemen sonra ayakları dibinde yatan adama doğru eğilip elleriyle yüzünü kavrayınca kaşlarım derince çatıldı.

"Şey sen iyi misin?Adın Fırat mıydı senin?"

Dilan Fırat'ın başını bir sağa bir sola çevirip kafasını incelerken telaşla yüzünü hafiften patpatladı.

"Bir cevap verir misin? İyi misin sen?"
Fırat'ın sert yutkunuşu ve bakışlarını gördüğüm an "LAN!" dememle irkildi Dilan.

"Abi!"

"Çek ellerini o itin üzerinden.Hadi abim" burun kemerimi sıkarken merdivenlerden indiğimde  "sabır"diyerek ellerini Fırat'ın yüzünden çekmişti.

"Senin ne işin var burada?"dememle gözleri yerde doğrulmaya çalışan Fırattayken parmağımı gözünün önünde şıklatıp "şşş "dedim.

İrkilerek döndü bana.Soğuktan kıpkırmızı olmuş ellerini montunun cebine koyarken kaşları çatıldı sanki daha yeni hatırlamıştı niye geldiğini.

Omzuma hafif yumruğuyla vurduğunda "sen" dedi dişlerinin arasından.

O sıra yan bir bakışla bana bakan adama yukarı kapıyı işaret ettiğimde dişlerini kıracakmış gibi sıkarak sert adımlarla yukarı çıktı.

"Sen neden Eda'yı ağlattın.Kız hüngür hüngür ağladı yanımda.Nasıl teselli edeceğimi bilemedim ya.Sen çok değiştin ha"

Dur bir dakika Eda bu gün Dila'nın yanına mı gitmişti?Ve ağlamış?Ben onu üzmüşüm diye.Allahallah.

"Dilan sen de bunun için buraya mı geldin abicim?"

Bir adım atıp başını göğsüme koyduğunda "Kız çok üzüldü ama.Seni aradım fakat ulaşamadım.Sonraysa burada olduğunu öğrenince geleyim dedim"

Sert bir nefes verirken ellerimle yüzümü sertçe ovdum.

"Düş önüme eve gidelim bi"

Kolları bedenimi sıkıca sardığında "O geldi ben gitmedim yanına."

Onu uyarmıştım.Edayla yakın olmaması konusunda onu uyarmıştım.Şimdiyse kalkmış bana onu üzdüğümün hesabını soruyor.

"Yürü" dediğimde oflayıp omuzlarını düşürerek benden ayrıldığı gibi merdivene yöneldi.

Siktir çenem fena ağrıyor.

🤍

SİKTİR !

"GEL BURAYA!"

"Bak bak hoppa" dediğimde bir el hareketi çekerken arkama açılmayan kapıyla seslice bir küfür ettim.

Anam bunlar harbi geliyor!

Hadi Melek,aslansın kaplansın sen yaparsın.

Kapı kulpunu son defa aşağı indirdiğimde yine açılmayan ve arkamdan bana fazlasıyla yaklaşmış olan salaklarla aklıma gelen şeyi yapmaktan geri adım atmadım.

Biraz geri çekilip ayağımla hızla kapıya vurduğumda plastik kapı sallansa da yine açılmadı.

"Ya kapı kardeş kurbanın olayım ya" sertçe bir tekme daha attığımda Allah yüzüme gülmüş olacak ki açılan kapıyla kocaman gülümsedim.

Koş Melek koş.Koş kızım.Özgürlüğüne kavuşan bir ceylan gibi koş.
Süzül dağın eteklerinde hisset rüzgarı teninde...
Yok bu dağ havası bana hiç iyi gelmedi.

Kapıdan çıktığım an karanlık olan bu dağlık arazinin hemen ilerisinde olan ağaçlarla kaplı yere ulaşırsam izimi kaybettirebilirim düşüncemi uygulamak için kıçıma topuklarımı vura vura koşmak için hazırlandım.

Durmadım ve koşmaya başladım.Arkamdan geliyorlardı ve damarlarımda akan adrenalinle "İŞTE BU BEĞ!"diye bağırmış olabilirim evet.Aksiyon,heyecan ve ekşın!

Bacaklarım bu kadar koşmaya alışık değildi tabiki.Hemen yorulan bacaklarıma bir küfür savurduğumda ayağımın bastığı yere bir kurşunun saplanmasıyla bu adrenalin yavaştan korkuya dönüşmüş olabilir.

"YA BU YAPTIĞINIZ OYUN KURALLARINA AYKIRI AYILAR"

Bana da bir tabanca ver de görelim o zaman kim sağ çıkıyor kim ölüyor.Yok abicim oyunun kurallarına göre oynamıyorlar.

"GEL BURAYA LAN OROSPU"
Ah o bana mı dedi?!

"Orospu senin anandır İT!"

Aramızdaki mesafe yavaştan artarken sevinçten ve adrenalinden o kadar saçma sesler çıkarıyordum ki kendimden tırstım bir an.Kafayı mı yemiştim?

Kendine gel Melek.Bu sen değilsin ve ciddi olma zamanı şimdi!

İşte bu! Sadece koş ve anayolu bul.Sonra yardım iste hoppa evdesin.

Koşmam lazımdı.Durmadan yorulduğumu umursmadan koşmam lazımdı ama bu hava şartları bana hiç yardımcı olmuyordu.

Hava karanlıktı bir kere.İkincisi fazlasıyla soğuktu ve üçüncüsü kıyamet koparmış gibi rüzgar esiyordu.
Ama buna da şükür.Kaçmıştım ya o bana yeterdi.Buradan kendimi bi bırakırım şimdi yuvarlana yuvarlana aşağı inerim canım ne olacak.

"ABLA GİTTİĞİN YER UÇURUM UÇURUM,SAĞA KIR!"

"NEEEĞ?"

"VALLAHA UÇURUM"

"SENİN BEYNİNİ SİKİM"

"YA ÇOCUK YARDIM EDİYOR KARIŞMASANA!"

Dur bir dakika gittiğim yer gerçekten uçurum muydu?Plan iptal,plan iptal!

Ya bana yalan söyleydiyse ,yok ya bu temiz çocuktu dediği doğrudur.
Bu yüzden onu dinledim ve sağa doğru koşmaya başladım.

Aynen Melo seni kaçırdılar sonrada adamı temiz çocuk yaptın.Neyse olur öyle şeyler.

Yalnız bir nefes nefese kalmışım anlatamam.Hatta üzerime soğuk su döktükleri için şu an fena halde esen rüzgar ciğerlerimi sıkıştırmış gibiydi.Öyle ki nefes bile zar zor alıyordum şu an.

Evimi özledim,sevgilimi,arkadaşlarımı her şeyi çok özledim.Banane ya ben gitmek istiyorum,yeter ama.İşte bu yüzden nefesimin kesilmesini önemsemedim.Sadece koşmaya devam ettim.

Tabi bu koşuşun elbet bir sonu olacaktı.Aramızdaki farkın ne kadar olduğunu görmek için başımı omuz üzerinden arkaya çevirdiğimde ayağımın sert bir taşa takılması bir olmuştu.

Tabi çenem yerle buluştuğu an beynim resmen kafamın içinde oynamıştı sanki.

Acıyla inlediğimde gözlerimin dolması kaçınılmazdı.Ona rağmen yerden kalkmaya çalıştım ama feci bir şekilde dönen başımla ayağa kalktığımda daha ilk adımımı atmıştım ki yeri boylamam bir oldu.

Bilincim kapanıyordu.Siktir ama.
Kendimi tekrar ayağa kaldırmaya çalıştım ama başarılı olamadım.Gözlerim kapanırken saçlarımdan tutulup suratıma bakan ela gözlü adam son gördüğüm şey olmuştu.

...

Allah'ım beynimi mi çıkarıyorlardı?Bu baş ağrısı da ne böyle?
Ya çenemdeki sancı?

Gözlerimi zorlukla araladığımda yine bir sandalyeye bağlı olduğumu görmemle bir küfür ettim içimden.
Başa mı döndük?

"En son iki milyona veririm.Kız hoştur iyi para kazandıracak sana"
Satılıyor muyum?Dur bir dakika burası neresi?

"Yanımda bundan daha güzelleri var.Bakma ki birine ihtiyacım var yoksa hiç buraya kadar bile gelmezdim.Adamlar hep aynı yüz göre göre sıkıldı tabi."

'Paha biçilmezim lan ben' diye yarım yamalak konuşmalara cevap vermeye çalıştım.Oysa sesimi ben bile zor duymuştum.

Çenemde tekrar hissettiğim feci bir ağrıyla gözlerimi araladığımda karşımda iyi giyinimli ve genç bir adam görmemle dudaklarımın kenarında bir sırıtış oluştu.

Beni bu mu satın alıyordu?Dur bir dakika yoksa Faysal dediği adam bu muydu?

Hoşsun ya seni satarlar herhalde

Zaten sadece biri alıyor.Faysal...

Sonra aldığı kızlara ne yapar bilmem.Şey duymuştum fakat.Mekanlarda çalıştırıyor

Bar,kumarhane,pavyon

E ama madem Faysal buysa hani bunun göbeği?Bu baya baya bildiğin fit bir genç adam.Yüz yılın ters köşesi.

"Lan Faysal bu mu?Hani bunun göbeği?" Bir gülme sesi yankılandı bulunduğumuz boş binada.Dur bir dakika bina?Depoya ne oldu?Ağağağa ben ne zamandır uyuyorum?

Çattığı kaşlarla başını bana çeviren gencin yüzüyle gülmem arttı.

"Maşallahın var he"

Bu kadar yakışıklı ol,gel bir de kız alım satımı yap.Yakışmadı sana Fayso.

"Allah sana baya bir çene vermiş sanki" gülerken başımı olumluca salladım.

"Öyle"dediğimde "eee" diyerek devam ettim.

"Kaça gidiyorum?" Adamın yüzündeki afallamayla karışık farklı bir bakışla bana baktığını görünce bir yutkunmadım depil.Koyu kına rengi yeşilinde olan gözler şöyle baştan aşağı süzdü beni.

"Diğerlerinden farklı" diye mırıldandığında kalkışa geçmekte olan kıçımla gülümsedim.Ne sandın,her zaman her yerde farklılık bizden sorulur.

Farklılığın markası Melek Arıcı.

Her iki elini arkasına alıp yavaşça yaklaştı.Dudaklarındaki sırıtış genişlerken içimden küfürlerimi sıralıyordum ona.

Umarım dostum bana aşık olmazsın.Hani tamam evet aşık olunası bir kızım ama bana biri aşık o da yeter bana.

Sevgilimi çok özledim ben...

Uzun boyuyla bana yukarıdan bakarken cıkladım."Abicim eğil ya da uzağıma git.Böyle konuşamıyorum,boynum ağ-" daha cümlemi bitirmeden bacaklarını kırdığında dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım.

"Yeterli mi güzelim?" Adama böyle diz çöktürürler ama bakışları...

Sen niye şimdi böyle yaptın ki?Bak korkmaya başlıyorum.Gözlerindeki o bakışlar hiç de iyi değil gibi.

Sertçe yutkunduğumda bozuntuya vermek istemedim.İtici bulduğum bir gülümsemeyle gülümsediğimde "hmmm evet yeter"dedim.Varya şu an dershanedeki Betül gibiydim.

Anam birde bir göz devirirdi karşıdaki kişi sinirden delirirdi.Tabi o bu konuda daha bi tecrübe sahibi.

"Sevdim seni" hadi ya bakışı attım.Kırdığı bacaklarını düzelttiğinde eli saçlarımdan bir tutamını alıp okşamıştı.
İnteiiii...

"Ya abicim bi geri bas lan!"

Bu dediğim onu sadece güldürmüştü.Hatta katıla katıla gülmüştü.
Komik olan ne acaba tam olarak?Seni bi döverim bak seni bi döverim.Kendine gel annesi pis kadın!

"Son fiyat?"dediğinde bizim ikililerden elalı olan "iki milyon"dediğinde bağırdım.

"PAHA BİÇİLMEZİM BEN!"

🤍

Bu elimdeki kaçıncı biraydı bilmiyorum.Gözlerim öylece yolu izlerken bana biberonun içindeki suyu ile eşlik eden Lila'nın kafasını okşadım.

Akşamdan sabaha kadar gram uyku girmemişti gözüme.Sürekli olarak Gülsüm hanımdan bir mesaj bekliyordum ve beklediğim mesaj hâlâ gelmiş değildi.

Biradan son yudumu aldığımda onu da oturduğum yerden yere bıraktım.Dayanamıyordum artık.Melek'in şu an nerede ne halde olduğunu bilmeyişim kalbime büyük bir sıkıntının yüklenmesine neden oluyordu.

Derin bir nefes alıp verdim.Güzelim kaçırıldığından beridir tek duam onu bulduğumuzda yaşıyor olmasıydı.Bu kısacık bir süre zarfında ne ara beni bu kadar kendine bağlamıştı sahi?

Dershaneye geldiğim ilk gün beni mezun tayfadan zannetmesi hâlâ aklımdan gitmez.

Benimle ilgili soğuk şakalar yapışı ve arkadaşlarıyla güldüğü ilk günden aklıma kazınmıştı.
Onu ve onun tayfası olan Furkan ve Açelya'nın ödev takibini ben yapmak istemiştim.

Tabi benim kız ilk ödev göstereceği zaman hâlâ anlamamıştı yeni gelen öğretmenin ben olduğumu.Odada beni görünce 'sen de mi ödev getirdin?Hemde ilk günden?' dediği aklıma gelince dudaklarımda bir tebessüm oluştu.

O günden sonra anlam veremediğim bir şekilde bana karşı bir duvar örmüştü.Onunla uğraşmak hoşuma gitmişti de.Ama işte benim kız bundan pek fazla hoşlanmamıştı.

Gün geçtikçe ona olan ilgimin arttığını fark ediyordum.Tabi bu süreçte Melek'in babasının ise askerdeyken hem komutanım olduğunu hem de ailelerimizin tanış olduğunu öğrenmiştim.

Bu pek fazla beni etkilemedi aslında.Yani Melek'e olan ilgim azalmadı daha da arttı.

Onun gülüşünü ilk defa gördüğüm günü nasıl unuturum sahi?
Ders bitmiş herkes aşağı inerken telefonlarını alanları kontrol ediyordum ki merdivenlerden gülerek inen ve telefonunu aldığı gibi cebine koyan güzelimin kahkahası günlerce aklımdan çıkmamıştı.

Gülünce kısılan gözleri,inci misali dişleri ve her zaman kiraz kadar kırmızı dudakları...

Bir iç çektiğimde dolan gözlerimi kapadım.
Kapadığım an gözlerimin önüne düştü benim güzelim.
Onu çok özlemiştim.

Onun egosunu bile özlemiştim.Sürekli kendisini övmesi, özgüvenini her dakika dile getirmesi, teni,bakışı ,saçları ,o çipil çipil bakan yeşilleri...

Elim,düzensizleşen kalp atışlarımla sol göğüsümü bulduğunda gözlerimi araladım.

Üzerimdeki boğazlı kazağın yakasını çekiştirdim ayaklanırken.
Boğuyordu her şey beni.

Pencereyi açıp içeri biraz temiz havanın girmesini sağlarken derin bir nefes alıp vermiştim.Kalbim sıkışıyordu yine.

Lila havlayıp bacaklarıma dolanırken "iyiyim kızım"diyerek hafiften eğildim ve başını okşadım.

"Şşş iyiyim." Havlayıp durmasına karşılık ofladım.Tabi kimi kandırmaya çalışıyorsam bende.

Pes edercesine "tamam ilaçlarımı getir hadi"dememle koltuğun üzerine atlaması bir oldu.Akıllı kızım.

Yerde boş olan beş bira şişesine takıldı gözlerim.Normalde içememem gerekiyordu ama işte elimde değildi.
Tabi birde günlük içtiğim sigara sayısı artarken hipertansiyonum her geçen gün farklı bir boyuta ulaşıyordu.

İlaçlar olmasa şu an ayakta duramazdım.Hatta ayakta durmayı geç sanırım hayatta olmazdım.

Saniyeler sonra ağzında iki kutu paket getiren Lila onları ayaklarımın ucuna bırakırken dizlerimi kırdım.

"Aferin sana güzelim.Benim akıllı kızımı en kısa süre de parka götüreceğim.Teşekkür ederim bebeğim."yüksek sesle havlamasına karşılık beyaz tüylerini okşayıp başından art arda öptüm.

Etrafımda zıplamasına karşılık gülümsedim.İltifat almayı bayılır hanımefendi.

Yerdeki kutuları aldığımda doğru getirdiği paketleri açıp içindeki ilaçlardan birer tane avucuma katıp ağzıma attım.

Susuz yuttuğum ilaçlardan sonra koltuğun üzerinde çalan telefonumla üzerinde gördüğüm yazı telefona resmen koşmama neden oldu.

Gülsüm Okur...

Melek'le ilgili bir gelişme olması lazımdı.

Telefonu nasıl heyecanla elime alıp açtığımı hatırlamıyorum bile.

"Alo"dediğimde karşı taraftan onun sesi gelmişti.

"Demir oğlum,az önce bir konum buldular.Adana çıkışında bir depo.Orada olabilir diye herkes kalkıp gitti.Haber vereyim dedim."

Adana çıkışında bir depo...

🤍

"Eee güzellik sustun?"

"Tanımadığım bir adamla ne konuşabilirim?"

Her an ağlayabilirim çünkü şu an evimden çok uzaktayım.Araba hızla ilerlerken tabeladan gördüğüm Kahramanmaraş yazısıyla ağlamamak için kendimle bir savaş veriyorum.

"Aaa olmadı ama bak bu."

Çattık yemin ederim ya.Gerçekten çattık.
Yok benim ne yapıp edip bir an önce topuklamam gerek.Fazla uzadı bu iş.
Daha fazla ilerlemeden bir şeyler yapmam lazım.

Önce bir boğazımı temizledim.Dikkatle arabayı kullanan adamın arkasında iki araba daha bizi takip edip gelirken bunların elinden nasıl kurtulacağımı düşündüm.

"Ya bir şey diyeceğim ben" dediğimde direksiyonu sola kırarken "söyle"demesiyle klasik taktiği kullanmayı tercih ettim.Belki yerdi.

"Benim biraz lavabom geldi de durabilir miyiz?" Dememle ters ters baktı.

"Ne bakıyorsun öyle abicim.Ben de insanım ya hani.Böyle şeyler çok normal değil mi?Bak buraya salarım yeminle"

Dudaklarını birbirine bastırmış gülmemek için kendini tutarken "aptal değilim"dedi.

"Aptalsın demedim?"

Tek kaşı kalkarken koyu yeşil irisleri beni buldu.Kısaca bakmıştı.Hani şey gibi.Acaba bu benle dalga mı geçiyor gibisinden bir bakış olur ya.Hah onun gibi işte.

"Ellerinle oynuyorsun,sabahtan beri geçtiğimiz yerlerde olan her tabelayı ilgiyle izliyorsun.Bir bahane bulayım da bunların elinden kaçayım düşüncesindesin.Dudaklarını ikide bir ısırıyorsun aynı zamanda bir bacağını hızlı hızlı sallıyor streslendiğini çok belli ediyorsun.Yani güzelim yemezler.Basbaya yalan söylüyorsun "

Dedikleri bir rap gibi kulağıma dolarken "o ye" dememek için zor tuttum kendimi.

Neyse dur bi dur.Şimdi biraz onun egosunu okşayalım.

"Vallahi hepsi doğru.Helal  vallaha"dememle afallayarak baktı bana.

"Sen ciddi misin?"diyince başımı salladım ve ona doğru döndüm.Cano sen şimdi naneyi yemedin mi?

"Bana da öğret nasıl bildin bunca şeyi?"

Tabi adam hiç benim gibi mükemmel bir varlıkla karşılaşmadığı için şaşırdı.Bir dakika verin kendine gelir birazdan.

"Şşş hadisene nasıl bildin?Bana öğret lütfen.Bu bu çok güzel bir şey olmalı.Nasıl yaptın analizi?"

"Çok belli oluyor zaten" demesi yetersizdi.

"Hayır ben de biliyorum belli ettiğimi seni deniyorum aptal.Mesela şeyi bilemedin."dediğimde kaşları çatılırken gülümsedim.

"Direksiyona birden atlayıp bize kaza yaptırabileceğimi?"kaşları daha derinden çatılırken dudaklarımı yaladım.

"Ya da-"dediğimde elimi kaldırıp direksiyondaki elinin üzerine koydum ama bileğimi sıkıca tutmasıyla daha flörtöz bir tavra bürünüp güldüm.

Demir vallahi sadece iş icabı sevgilim.Yemin ederim adama dokunurken bile midem bulanıyor.Affet beni kara gözlüm.

"Ya da sana nasıl çekildiğimi görmedin" kaşları havalanırken bileğimi tutuşu gevşiyordu.

"Biliyor musun bak belki saçmaladığımı düşüneceksin ama ben-" dediğimde karşımda Demiri hayal ederek konuşmaya çalıştım yoksa duyguyu kendime geçiremiyorum.

"Ben sanırım senden etkilendim" dediğimde dudaklarının kenarında beliren sırıtışla bunun da aptal olduğuna kanat getirdim.

"Biraz daha sabret güzelim,gideceğimiz yerde bana ne istiyorsan yapabilirsin" siktir benimle yatacak mıydı? E ben şimdi seni doğduğuna pişman etmez miyim?

Sanki çok istekliymişim gibi dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirip elimle kolundan başlayarak göğüsüne kadar dokundum.

Oturduğu yerde bacaklarını biraz açmıştı ki "gideceğimiz yere kadar benimle ilgilenmeye ne dersin?"

Evet arkadaşlar bu gördüğünüz tür bir çok yerde karşılaşacağınız türlerden.Yani beyinleri yerine çükleriyle düşünenler.
Ah siz erkekler,sizi ham yaparlar bu devirde be.

Masum kızı oynayıp başımı hızlı hızlı sallarken "aferin sana" demesiyle bir öğürme isteğim geldi.

"Göster bakalım marifetlerini.Umarım bu konularda iyisindir.Seni diğer akbabalara kaptırmaya hiç niyetli değilim çünkü."diyince sabır çektim içimden ama bunu dışa sadece gülmeyle yansıttım.

İğrenç bir gülüşle gülüp inlercesine "evet lütfen" dediğimde biraz daha ona kaydım."Hem iyiyimdir bu konuda" diyince gözlerinde yanan vahşi arzuyla yutkundum.Bunun eline düşene Allah yardım etsin.

Göğüsündeki elim yavaş yavaş aşağı inerken hoşuna giden bir ses çıkarmasıyla gülümsedim.Oysa daha karnının üzerindeydi elim.

"Acele et"

Dediği şeyle başımı salladığımda yola çevirdiği bakışlarıyla belindeki silahı aldığım gibi sürgüsünü çekip kafasına dayadım.

İŞTE BU BE.AFERİN KIZIM.TEK HAMLEDE BİR DEE.

"Yavrum bak sik beyinli olursan bu silahın namlusunu götünde dahi bulabilirsin" özgüven her şeydir!Örnek alın beni Korkmayın yani bunun gibilerinden.

Dudakları gerilip güldüğünde namluyu kafasına daha çok bastırıp ben de ona güldüm.

"Baksana hazır susturucu bile varken kafana sıksam ne yapabilirsin ki?"

"Bırak o silahı.Tetiğe gücün bile yetmez.Senden korkacağımı falan mı zannettin?"

Tetiğe gücüm bile mi yetmez? E görelim o zaman.

"Yüzbaşı Bilal Oğuzun kızı Melek Arıcıyım ben."dediğimde dudaklarındaki sırıtış genişledi."Bundan banane güzelim"

"Bak şimdi babamla bir gün konuşuyoruz.Hani böyle zorda kalacağım bir durumda adam öldürsem hapse girer miyim diye."
Yavaş yavaş geriliyorsun aslan parçası?Korkmuyordun sanki?

"Sıkıntı yok dedi,hallederiz" babam bunu duysa herhalde kendini bi sorgular.Ben bunu ne zaman dedim diye.Neyse çaktırmayın.

"Bak bakalım tetiğe gücümüz yetiyor muymuş yetmiyor muymuş"

Silahı karnına dayadığım gibi bismillah diyerek tetiğe bastım.

Silahtan çıkan boğuk bir ses hemen ardından ondan gelen bir inlemeyle silahı tekrar kafasına dayadım.

"Aslan parçası bayılmadan önce sür bakalım en yakın karakola."

"Sikeyim seni" sertçe soludu ve eliyle karnını tuttu.

Bu durumda bile hala aklı sikmekte olan bu türler genellikle kış aylarında daha bir erkeklenip kabadayıcılık oynamayı çok severler.Bu nedenle şu an gördüğünüz bu tür artistlenip ölecekken bile hâlâ racon kesme derdinde.

Yalnız varya şu an çok pis korkuyorum.Ölürse ben biterim herhalde.Bu gencecik yaşımda koğuşa hiç büyük abla olamam.Hani tamam saygı görürüm ama uğraşılmaz be.Aslında denenmez değil.

"Tamam sen bir tane daha istiyorsun"dediğimde gözleri irileşirken namluyu bacak arasına dayamamla "TAMAM!" Diye bağırdı.

Evet sayın okurlarımız bu türlerin en çok düşünen,onlar için olmazsa, içinde üç harfli ortasında i olan küfrü onlara söyletmeyecek kadar değerli olan bu beyinsel organ bu türün en çok tercih ettikleri bir bölgedir.
Kafaya sık yaşarlar ama ikinci beyne sık işte o zaman ölürler.

"GAZA BAS LAN O ZAMAN!"

ŞU AN TAM MODA GİRDİM KENDİME BİLE NAMLUYU DOĞRULTUP SIKABİLİRİM TUTMAYIN BENİ.

İŞTE MELEK İŞTE ARICI! GÜZELLİĞİNİ ANNESİNDEN ZEKASINI BİLAL OĞUZDAN ALAN BİR TÜRK KADINI.

Bileğimi dudaklarıma bastırıp öptüğümde "Manyaksın sen"demişti."MANYAKSIN!"

"ABİCİM DAHA YENİ Mİ FARK EDİYORSUN?"

"BAĞIRMA!"

"TAMAM BE!"

"Telefonunu ver"dememle direksiyona vurup sinirle soludu.
"Artistlik yapma yersin ha"

"Ceketimin içinden al!" Kafasına daha çok silahı bastırırken "ALOOO alnımda BU ŞAHIS MALDIR MI yazıyor?Sen ver telefonu.O sırada dikkatim dağılacak sende silahı alacaksın.Yemezler küçük enişte "dediğimde sinirden güldü.

"Senin ben"demesiyle sürgüyü çektiğimde "TAMAM!"diye bağırdı tekrar.

Beyaz gömleği kana bulanırken  elini oradan çekip ceketinin iç cebindeki telefonu çıkardı.

"Bana bak yavaş yavaş araba yavaşlıyor sen hâlâ anlamadın herhalde beni."dediğimde tekrar hızlanırken "BAS LAN GAZA!"diye bağırdığımda gaza birden bastı.

"Aç telefonu" ben karar verdim abicim.Ben bundan sonra mafya oluyorum.

Şuna bir bak.Emir vermeler ,korkmalar falan.Ayol içimde resmen bir mafya yatıyormuş haberim yokmuş.Ahahaha çok güzel bu.

Şifresini girdiğinde yüz buruşturdum."Beş tane sıfır?"

Ofladı sadece.Her neyse dur dikkatim dağılmamalı!

"Sana bir numara söyleyeceğim onu arayacaksın." Başını salladığında "Sıfır beş yüz on altı"diyerek başlayıp "Kırk beş"diyerek bitirdiğimde arama yaptığını görünce "hoparlör"diye emrettim.

Ağzının içinde bir şeyler dese de duyamamıştım şu an.
Çok da takmadım zaten.

Aradığım kişi Ömerdi.Babamı arasam adam dikişleri iyileşmeden kalkardı yerinden gelir beni alırdı.Bu kadarına vicdanım el vermezdi.

Annemi arayayım desem fetüs konumunda olan gardaşımı korkudan düşürebilirdi.

Fıratı arayayım desem sürekli karıştırdığım telefon numarasıyla riske girmek istemedim.

"Alo" diye gelen sesle ağlamak istedim resmen.

"Abi"

"Melek?Lan Melek?" Ömer'i bile özlemişim ben ya.

"Abi beni dinle.Beni iyi dinle.Şu an Kahramanmaraş'tayım.Yirmi dakika önce giriş yaptık."

"Melek sen nasıl arayabildin?Yanında kim var şu an?"

Yanımda her an bayılacakmış gibi duran ve az önce vurduğum bir adam var desem?

"Yanımda beni satın alan bir it var!Her an adam ölebilir ve ben her an katil olabilirim!Adamın karnına sıktım"

"Ne yaptın ne yaptın?"Fırat?

"Yaa Fırat abi napayım zorundaydı-"

"Şu an Kahramanmaraştasın doğru mu?"

"Siz kaç kişisiniz orada be?Evet Doğan abim Kahramanmaraştayız karakola doğru gidiyoruz "

"Karakola doğru?"

"Melek sık kafasına kardeşim.Ya da dur önce bıçakla sonra kafasına sık."

"LAN SİZ NE ÇEŞİT MANYAKSINIZ LAN?"

Arabayı süren korkuyla bağırdığında "BAĞIRMA LAN! SIKARIM HA"dedim aynı ses tonuyla.

"Boş yapmayın!Melek abicim bana arabayı tanımla."

Doğan abim ciddi bir şekilde sorduğunda kafasına silah dayadığım şahsa "sana diyor anlat" dememle sertçe yutkundu.

"Araba siyah Audi A3. Plaka 34 B** ama bu sahte plaka boşa aratmayın."

Vay vay vay.Aferin lan sana.Beklediğimden iyi bir performans sergiledin.

"Tüm ekiplere bu bilgiyi göder Yiğit"diye bir ses geldiğinde zafer kazanmışçasına gülümsedim.

İşte bu işte bu işte bu!KAZANDIM!

"Geliyoruz"

"E bir zahmet" diye Fırat'a karşılık verdiğimde telefon kapanırken "son bir numarayı daha aramamız gerekiyor"dediğimde bayıldı bayılacak olan adama "Beni karakola yetiştirmeden bayılırsan baygınken kafana sıkarım"diye tehdit ettim.

"Numara?"dediğinde başını köpek sever gibi sevdim."Aferin sana"sen bana böyle demiştin sanki?

"Yaz beş yüz otuz iki***" arama yapan telefonla kalbim boğazımda atmaya başlamıştı.

Telefon çaldı, çaldı ve çaldı.Açmayacak diye o kadar çok korktum ki.

Çağrıyı en sonunda yanıtlamıştı ama.

"Kimsin?"diye bir soruyla onun sesini duyduğum an gözlerim doldu.

"Benim" dedim.

Özlediğim adamın sesi kalbimde unuttuğum sevgiyi yenilerken ani bir fren sesi duydum telefonun ardından.

"Küçüğüm sen-"direksiyondaki adam göz ucuyla bana baktığında silahın namlusunu kafasına daha fazla bastırdım.Yakında delerim herhalde.

"Demir fazla zamanım yok." Adam bayılmak üzereydi!

"Tamam güzelim,söyle bana neredesin?" Yaa kurban olurum benim için ne kadar endişelenmiş böyle.

"Kahramanmaraştayım ve-" dediğimde gördüğüm karakolla Faysal'a bağırarak karakolu gösterdim.

"Melek-"sözünü hemen kestim.

"Demir karakoldayım.Kapatmam lazım şimdilik"kapatmadan karakolun ismini vermiş öyle kapatmıştım.

Faysal telefonu cebine koyarken karakolun önünde durduğu gibi "kapıları aç"dememle  kilitleri açılan kapıya doğru yanaştım.
O sıra hızla yanımızdan giden adamlarıyla rahat bir nefes alıp verirken kapıyı açtığım gibi dışarı çıktım.

Elimdeki silah yere düşerken gözleri beni bulan bahçedeki polisler hızlıca silahlarını çıkarıp  namlusunu bana doğrulttu.

"Olduğun yerde kal!"

Ellerimi kaldırdım havaya.

"Yardım edin!"

🪐

Elimdeki sandviçi hayvan gibi yerken acıktığımın daha yeni farkına varıyordum.

"Silahla adam yaralamanın cezası var küçük hanım" diyen orta yaşlarda polis memuru ile başımı onayla salladım.

"Anlattığım gibi.Beni taciz etmeye kalktığında oturup seyredecek değildim herhalde.O anki panikle ne yaptığımı bile bilmiyordum."

Meyve suyunun dibi geldiği için beni izleyen onca polis memurunun sessizliği arasında duyulan tek şey meyve suyundan gelen iğrenç sesti.

"Iıı rica etsem bir tane daha alabilir miyim? Sandviç de güzelmiş bu arada"

Bu istediğim üçüncü meyve suyuydu.Vişneli olan o kadar çok hoşuma gitmişti ki bir tane daha olsa fena olmazdı.

"Al bakalım" önüme konan meyve suyuyla "sağolun"diyerek geçiştirdim.

"Yaraladığın adam-"boğazımı temizledim."yalnız bakın bin defa düzelttim."lokmamı yuttuktan sonra "Beni taciz etmeye kalkışıp yaraladığım erkek"dediğimde sandviçten tekrar bir ısırık aldım.

Adam bıkmış olacak ki şöyle bir nefes alıp verdi.

"Tamam,seni taciz etmeye kalkışıp yaraladığın erkek"başımı hızlı hızlı salladım."Kendine gelip onunda ifadesi de alınana kadar seni göz altında tutmamız gerekiyor"dediğinde omuz silktim"sıkıntı yok"

Ayol az sakin.Tabiki de bu gece evime dönüyorum.Ne göz altısı?

"Demek şu meşhur Yüzbaşı Bilal Oğuzun kızı Melek Arıcı sensin" bak bir göğüsüm kabarmadı değil.

"Ta kendisiyim" dediğimde yüzümü inceliyordu.Mikro ifadelerimi analiz ediyor gibiydi.

Yalnız o değilde ben bir saattir buradaydım ve artık sıkılmaya başlamıştım.Hem yabancı suratlardan hem de bu şehirden.Belki güzeldi ama ben şu an sadece karakolun içinde olduğum için bi boğmuştu burası beni.

Meyve suyumdan bir yudum aldığımda biten sandviçle ellerimi silkeledim.
Üzerimdeki battaniyeye daha fazla gömüldüm.

"Sağlık kontrolünden geçmek için seni hastaneye göndereceğiz"diyen adamla "sonra olsa olur mu?"demeden edemedim.İyiydim işte be.Bak turp gibiyim.

"Maalesef bu mümkün de-"

"Melek!"

Allah'ım bu ses!

Başımı hızla kapı tarafına çevirdiğimde gördüğüm bedenle şimdiye kadar ağlamayan ben dolan gözlerimi boş vermiştim.

"Demir?"

Yerimden nasıl kalktım bilmiyorum.Bana doğru büyükçe adım atan sevgilime resmen koşmuştum.

Ne kadar özlediğimi anlatan bir kelime yoktu herhalde ya da var ama ben şu an tarif edemiyorum.
Kalbim delice çarparken gözlerimden dökülen yaşlarla kendimi onun kollarına bıraktım.

Göğüsüm onun göğüsüne sertçe deydiğinde bedenimi saran kollarıyla kendimi işte şimdi evimde hissetmiştim.

"Geldin"dediğimde hıçkırığımı tutamadım.

"Geldim güzelim.Korkma Demir burada"
Sesinin titreyişine içim gitti.

Kollarımı boynuna sıkıca dolarken utanmadan ağladım.Kendimi kasmadım, mesela güçlü görünmeyi siktir ettim o zaman.
Sadece hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Sen-"dediğinde her iki eli yüzümü kavradı ve alnımdan sıkıca öptü.

"İyi misin sen?Sana bir şey yaptılar mı? Söyle bir şey yaptılar mı?" Gözleri dolu doluydu.

Elleri yanaklarımı kavradı ve hemen sonraysa "buz gibisin sen" diyerek üzerindeki kabanı çıkarıp omuzlarıma bırakmıştı.Üşüdüğümün bile daha yeni farkına varıyordum.Battaniye işe pek yaramamıştı sanırım.

Başımı hızlı hızlı hayır anlamında salladım."iyiyim,bir şey yapmadılar"dediğimde yüzümdeki yaşlarımı silip tekrar sarıldı sıkıca.

Kokusu rahatlattı ağlayan beni.Kolları sardı ya bedenimi işte şimdi güvende hissediyorum.

"Seni çok özledim "dediğimde ağlak sesime karşılık ne kadar anlamıştı bilmiyorum ama saçlarımı okşayıp şakağımdan öpüp kocaman gülümsedi "ya ben" yanağımı kavrayıp sıkıca öptü "öldüm öldüm dirildim resmen"

"Karakoldasınız!" Diyen memur beye döndüm hızla "çok özledim"dedim ağlak sesimle."Kızmayın ama"

Memur bey bir bana bir de Demir'e bakmış hemen sonraysa bir iç çekmişti.

Sevgilimin kollarına tekrar döndüğümde hızlıca parmak uçlarımda yükseldim ve kolumu ensesine atıp kendime çektim.

Belimin üzerine elini koyup beni kendine çektiğinde dudaklarımız sert bir baskıyla buluştuğu an ona olan düşkünlüğüm ve bağlılığımı tekrar görüyordum.

Demir Güngör,hayatıma girdiğin için teşekkür ederim.Kalbimin sahibi sen olduğun için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Seni seviyorum sevgilim.

"Uzman Çavuş Fırat Albayrak!"

"Uzman Çavuş Doğan Pala!"

"Uzman Çavuş Yiğit Duyar!"

Hayır hayır hayır...

SİKTİR!

~Bölüm Sonu~

Gözlerimi hissetmiyorum...
Huh benden bu kadar bebeklerim.

İyi geceler
Muck

Continue Reading

You'll Also Like

318K 8.3K 48
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
408K 18.3K 14
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
252K 23.6K 16
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
476K 29K 70
Abi kurgusu. Bu hayatta hiçbir şey yalnızlığımı alamazdı. İnsanlar bile. -Tamamlandı-