SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

By audrisimpavi

58.8K 8.3K 12.5K

Karanlık Lord, 31 Ekim 1981 gecesi Harry Potter'ı öldürüp kehanetten kurtulmaya çok hazırdı. Onun planlarını... More

karakterler
⚵1 - sonsuzluk anlaşması.
⚵2 - hogwarts, ikinci yıl.
⚵3 - hogwarts, üçüncü yıl.
⚵4 - yuvaya dönüş.
⚵5 - profesör vandeleur.
⚵6 - kazanlar ve itiraflar.
⚵7 - ateş kadehi.
⚵8 - şampiyonlar.
⚵9 - göl kenarı.
⚵10 - ejderhalar.
⚵11 - ilk etap.
⚵ 12 - affettirme çabası.
⚵13 - hogsmeade'de bir gün.
⚵14 - kavalye sorunu.
⚵15 - noel balosu.
⚵16 - harry'nin hatası.
⚵17 - cedric'in teklifi.
⚵18 - üç adam.
⚵19 - alora'nın sevgilisi.
⚵20 - cedric ile hogsmeade.
⚵21 - patronus.
⚵22 - ikinci etap.
⚵ 23 - söylenenler ve gözlemler.
⚵24 - yeni düzen.
⚵ 25 - toplantı sonrası.
⚵ 26 - harry'nin patronusu.
⚵ 27 - üçüncü görev.
⚵28 - en değerli iki parça.
⚵29 - yaz günleri.
⚵ 30 - yeni arkadaş.
⚵ 31 - müzik odası.
⚵ 32 - fotoğraf.
⚵ 33 - doğum günü.
⚵34 - plan değişikliği.
⚵35 - yılanlar.
⚵36 - pierre ve sirius.
⚵37 - alora'nın kıskançlığı.
⚵38 - tatsız kutlama.
⚵39 - harry'nin gidişi.
⚵40 - claudia.
⚵41 - depresyon.
⚵42 - yanan tren.
⚵43 - mektupların getirisi.
⚵44 - evine hoş geldin.
⚵45 - kartlar açık.
⚵46 - yüzleşme.
⚵47 - pierre'in hayatı.
⚵48 - intikam al.
⚵49 - ortak salona dönüş.
⚵50 - voldemort'un sırrı.
⚵51 - korkak mı cesur mu?

açılış

5K 298 361
By audrisimpavi

S  A  K  L  I

Stres.

Savaş resmen başladığından beridir hissedilen tek şey buydu. Stres ve stresin etrafında dönerek dans eden diğer duygular.

Endişe, korku, kayıp, üzüntü, nefret.

Kimileri bu stresin biraz daha dışında dururken kimileri de tam göbeğinde oturuyordu.

Sirius son zamanlarda stres fırtınasının çekirdeğinde dört bir yana savrulduğunu hissediyordu. Savaş onu esir almıştı adeta.

Yalnızca onu da değil, ailem dediği herkes tutsak düşmüştü savaşın kendilerine doğrulttuğu silahlar karşısında.

"Dumbledore'un söylediklerini duydun." dedi James, sesi alçak çıkıyordu ancak odadaki herkes rahatlıkla duyabiliyordu onu.

Başını salladı Sirius ağır ağır. "Evet, duydum." dedi. "Bir an önce büyüyü yapmalısınız. Söz konusu olan çok büyük bir şey. Dumbledore'un teklifini kabul etmeliydiniz James."

Bir kehanetten bahsediyorlardı. Dumbledore bu kehanetin Potterların bir yaşını yeni doldurmuş oğullarını işaret ettiğinden şüpheleniyor, onları korumak için uyarıyordu.

"Ona bir de bunun sorumluluğunu yüklemek istemedim." dedi James. "Israrcı oldu Sır Tutucumuz olmak için ama yine de... Zaten başında yeteri kadar sorun var, biz aramızda hallederiz."

Lily "Remus niye burada değil?" diye sordu kucağında uyuklayan Harry'yi tutarken.

Sirius "Görevde." dedi kısaca. "Dumbledore onu yine bize anlatamayacağı bir göreve yollamış, bu her ne demekse artık."

Remus'un çok sır sakladığını hissediyordu Sirius. Özellikle güvenin sınandığı bu günlerde bu sırlar iyi değildi. Sirius'un deli gibi çalışan zihni için ise hiç iyi değildi.

"Pete bir an önce gelse de büyüyü yapsak." dedi Sirius gergince. Bu akşam ailesiyle vakit geçireceği için aralarında değildi, yarın sabah görüşeceklerdi.

Lily "Sen neden Sır Tutucumuz olmuyorsun anlamıyorum Sirius. Pekala sen de olabilirdin." dedi.

"Evet ama böylesi daha iyi." dedi Sirius. "Hedef şaşırtmış oluruz böylece, Peter kimsenin aklına gelmez."

Bu yüzden Dumbledore'un yanında Sır Tutucu Sirius olacak gibi kararlaştırmış olmalarına rağmen sonradan fikir değiştirerek Peter olmasına karar vermişlerdi.

Bu fikir de Sirius'tan çıkmıştı ve yalnızca dördü arasında kalması gerektiğini söylemişti.

Kimse bilmeyecekti. Remus bile.

James "Ben de bu konuyu konuşmak istiyordum." dediğinde Lily ve Sirius'un bakışları ona döndü. James düşünceli ama oldukça kararlı duruyordu.

Bir anlığına karısının kucağındaki oğluna baktı ve gözleri yumuşadı. Onun için yapamayacağı bir şey yoktu, hiçbir zaman da olmayacaktı.

"Ben diyorum ki... En azından bir süre için, Harry, Sirius'la kalsın."

Lily kaşlarını çattı. "Ne? Niye?" diye sordu.

"Bizi arayacaklar her yerde güzelim, olur da bulurlarsa Harry'ye ulaşamasınlar. Sirius'un evi çok dışarıda, bulmaları hemen mümkün değil."

Sirius sessizce dinledi James'i. James hala anlatıyordu aklındakileri. "Olur da bize bir şey olursa Sirius zaten duyar. O zaman da Harry'yi alıp kaçar hemen. Ha Sirius, ne dersin?"

Şimdi tüm bakışlar Sirius'a dönmüştü. "Sizin için yapmayacağım şey yok." dedi Sirius samimiyetle. "Ama ben burada yalnız değilim. Alora'yı da düşünmek zorundayım."

Sırıttı James. "İki bebekle aynı anda ilgilenmek mi korkuttu Pati?"

Sirius ona alayla baktı. "Hiç de bile Çatalak. Sadece... İkisini aynı anda tek başıma nasıl korurum bilmiyorum."

Lily "Ayrıca oğlumu bir daha kim bilir ne zaman görmeyi kabul edebilir miyim bilmiyorum!" dedi. "Harry'nin bize ihtiyacı var."

"Sirius ona gayet iyi bakar. Alora'yla durumları iyi." dedi James. "Benim de hoşuma gitmiyor Lily, hem de hiç. Ama bize bir şey olması durumunda Harry ile ilgili güvenebileceğim tek kişi Sirius. Harry'yi bizden ayrı tutmak zorunda kalsak bile..."

İç çekti Lily. Oğlunun uyuyan yüzüne baktığında içi sızladı. Minicik bir bebek, Lord Voldemort'un avı olmuştu ve ailesi onu korumaya çalışıyordu.

"Ben... Tamam, belki birkaç ay için deneyebiliriz." dedi Lily. "Hem Remus da yardım eder Sirius'a, değil mi Sirius?"

Sirius, Harry'ye baktı. Vaftiz oğluna. Onun koruyucu ailesiydi, bu küçük bebeği her kötülükten her durumda korumak için Tanrı'nın huzurunda yemin etmişti.

Şimdi en yakın dostu, kardeşi, ondan bir iyilik isterken bunu çevirecek değildi ya? Üstelik James onun için bu kadar çok şey yapmışken...

"İki güne kafayı yiyip Harry'yi geri getirirsem şaşırmayın!" dedi Sirius uyarırcasına. "Bazen Alora'ya katlanırken zorlanıyorum."

Lily kıkırdadı. "Abartma Sirius. Alora melek gibi bir bebek." dedi. "Hiç zor bir çocuk değil, sakin ve ağırbaşlı."

Eh, buna katılıyordu Sirius. Gerçekten hiç zor bir çocuk değildi Alora. Uyumakta zorlanmazdı, boş boş ağlamazdı, gülücükler saçardı etrafına ve yemeğini de Sirius'u zorlamadan yerdi.

Yalnızca bazen Sirius sabrının son demlerini yaşıyordu onunla ilgilenirken.

"Pierre ne zaman dönecek?" diye sordu James merakla. "Biliyor musun?"

Sirius başını iki yana salladı. "Döneceğinden bile emin değilim." dedi, sesi sertleşmişti. "Şerefsiz herif Alora'yı başından savdı ve hayatına devam ediyor."

"Çocuk var burada." dedi Lily onun küfrünü kast ederek fakat Sirius umursamadı. İçinde Pierre'e karşı duyduğu öfke tekrar belirmişti.

James "Evelyn'in sendeki hatırı olmasa çocuğun hali ne olurdu acaba?" dedi. "Evelyn sana minnettar olurdu Pati."

Sirius "Bana minnettar olacağına hayatta olmasını tercih ederdim." dedi. Sonra tatsız konuları kapatmak istiyormuş gibi "Neyse," dedi. "Yarın getirin Harry'yi bana. Ben ona bir oda hazırlayana kadar Alora ile aynı odada yatarlar."

Lily oğlunu sıkı sıkı tuttu. Onun yokluğu kendisi için çok zor olacaktı bunu biliyordu ancak onu hayatta tutmak her şeyden önemliydi.

James haklıydı. Saldırıya uğrarlarsa Harry o evde veya yanlarında olmamalıydı.

"Bu arada," dedi James. "Harry'nin seninle olduğunu kimse bilmeyecek. Tamam mı? Zihnine girmeleri zor ama olur da girerlerse diye Peter bile bilmesin."

Sirius başını sallayıp onayladı. Güvenlik için bu gerekliydi elbette, James'i anlıyordu bu yüzden.

1 Kasım 1981

Kapısı alacaklı gibi çalındığında Sirius oflayıp elindeki biberonu hışımla tezgaha bıraktı ve arkadan yükselen ağlama sesleriyle birlikte kapıyı açtı.

Dumbledore ve Remus'u görünce şaşırmıştı. Kaşlarını çatarak onlara bakarken "Remus." dedi. "Huysuz tavşanın nasıl?"

Remus üstü kapalı sorulan güvenlik sorusuna "Dolunay geçtiğinden beri daha iyi." diye yanıt verdi.

James, Hogwarts'tayken Remus'un kurtadam olmasını küçük tüylü problem olarak isimlendirdiğinden ötürü herkes Remus'un huysuz bir tavşanı olduğunu sanardı.

Sirius başını sallayıp kenara çekildikten sonra ağlayan bebek sesleri dolu eve adım attı Dumbledore ve Remus.

"Bir saniye, Alora ağlıyor. Onu alıp geliyorum." dedi Sirius. Tam arkasını dönüp gidecekken kolundan tutulmasıyla duraklaması bir oldu.

Kendisini tutan Remus'a sorarcasına baktığında onun gözaltılarındaki çökmeyi görmüştü. "Sirius, konuşmalıyız."

"Alora ağlıyor!" dedi Sirius tersçe ve kolunu arkadaşından kurtarmaya çalıştı ancak Remus daha sert kavramıştı.

Onun bu hareketlerine anlam veremeyen Sirius sorarcasına Dumbledore'a baktı. "Ne oluyor?" diye sordu. "Sorun mu var?"

"Evet, bir sorun var." dedi Dumbledore. Sirius kaşlarını çattı endişeyle. "Dün gece Lord Voldemort, Godric's Hollow'daydı."

Duydukları Sirius'un kalbini sıkıştırdı. "James nasıl? Lily?" diye sordu panikle. "Onlar iyi değil mi?"

Remus buna sinirlenip patladı. "Sanki bilmiyormuş gibi konuşma Sirius!" dedi. "Onların Sır Tutucusu sendin! Voldemort'a sattın onları! Ve şimdi onlar senin yüzünden öldü!"

Öldü.

Senin yüzünden öldü.

Sirius gözlerinin karardığını hissetti. Nefesleri ciğerlerine batıyordu ancak "Ben... Ben değildim." diyebildi. "Ben değilim, Sır Tutucu ben değilim."

Dumbledore kaşlarını kaldırdı. "Sen değil misin? Sır Tutucu olarak seni Potterlar seçmedi mi?"

"Hayır!" dedi Sirius anında. "Değiştirdik onu. Peter onların Sır Tutucusuydu. Peter... O da mı öldü?"

Remus duraklayıp kaşlarını çattı. Sirius'un yüzündeki paramparça olmuş ifadeye bakarken "Bilmiyoruz." dedi. "Senin doğru söyleyip söylemediğini bilmediğimiz gibi."

"Tabii ki doğru söylüyorum!" dedi Sirius hınçla. "James ve Lily benim ailemdi! Onları asla satmam! Ölürüm daha iyi!"

Ölmek. James ölmüştü. Sirius'un göz bebekleri titredi bir kez daha.

James nasıl ölmüş olabilirdi? En yakın arkadaşı, kardeşi... Nasıl ölmüş olabilirdi? Her şeyi birlikte yapmışlardı. Şimdi nasıl onsuz yaşayabilirdi ki Sirius?

"Ama... Sen..." Remus kafası karışık bir şekilde durakladı. "Harry nerede o zaman? Evde değildi!"

"Benim yanımda ahmak!" dedi Sirius öfkeyle. "Bir aydır benimle kalıyor, Fidelius yapılmadan önceden beri. James başlarına bir şey gelirse Harry'yi yakalamalarını istemedi."

Remus durakladı. O ana kadar Sirius'tan hala şüphe duyuyordu ancak o an Sirius'un gerçekten masum olduğunu fark etti.

Harry kendisiyle kalıyorsa dün gece onu Voldemort'a götürebilirdi, Voldemort'un Potterların evine gitmesine gerek bile olmazdı.

Masumdu. Sirius Black masumdu.

Dumbledore da Remus'un düşündüklerini düşünmüş, asıl suçluyu anında kabullenmişti.

"Beyler... O zaman büyük problemlerimiz var ve bunları konuşmalıyız."

Sirius ile Remus, Dumbledore'a döndüler. Dumbledore'un yüzünde yorgun bir ifade oluşmuştu.

"Çünkü Lord Voldemort her yerde Potterların çocuğunu arıyor ve bulmadan durmayacaktır."

-

-

-

MARABALAR

Harry kurgum gözümün bebeği geldi🥺 Tutamadım daha fazla kendimi🥺

Ancak bu kurguya bölüm gelmeyecek, en azından Kimsin Sen bitene kadar. Bir süre askıda, yalnızca ilk bölümü ve karakterleri paylaşmak istedim.

Bu kurgu tamamen bir alternatif dünya yani Harry Potter kitaplarını tamamen unutun, birçok şey daha farklı olacak.

Ama bazı şeyler de aynı olacak..

Çünkü bu sefer hem Voldemort hayatta hem de Harry.

Üstelik Sirius Azkabanda değil?? Güzel haber diye buna derler işte

Öpüyorum hepinizi çok, oy ve yorumları unutmayınnn

23.01.2023








Continue Reading

You'll Also Like

39.3K 2.2K 17
❝Benim ezbere bildiğim tek şey senin gözlerin.❞ kenan yıldız fanfic|23.01.24 ❥en cok okunan kenan yildiz kurgusu! ༶•┈┈┈┈┈┈୨♡୧┈┈┈┈┈•༶ Bin 01.02.24 5...
55K 11.1K 29
kim taehyung, intiharın eşiğindeyken jeon jungkook ile tanışır. agust d - so far away
12.1M 588K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
2.5M 214K 33
okumayın for vanilla baby