Kayıp Bordo Bereli (Düzenleni...

Oleh hayal4erest

332K 3.7K 374

****** Güçlü, cesur bir kadının hikayesi. Çektiği acılar ile daha da güçlenen " Yüzbaşı Alya Şimşek " *****... Lebih Banyak

2.(Düzenlendi)
3. (Düzenlendi)
4. Bölüm (Düzenlendi)
Deprem
Soru-Cevap

1.(Düzenlendi)

30.6K 925 101
Oleh hayal4erest

"Şu savaş ne kutlu şeydi! Savaş sayesinde avunuyor, Dertlerini unutuyor, kederlerinden sıyrılıyordu."

Hüseyin Nihal Atsız - Bozkurtlar Diriliyor

********

Alya.

Alya, Geride kalanlardandı. Eksik kalanlardan.

Hani derler ya 'vedalar yarım bırakır insanı bir parça alır kalanlardan.'

Alya yok olmuştu. Bütün benliği veda etmişti ona. İyi olan bütün duygular.

Bu hikayedeki hiçliğin, yalnızlığın, eksikliğin, yarım kalan hayallerin, hüznün, geride kalmışların, suçluluk duygusunun, temsilcisiydi o. Yarım kalmış hayallerin, gülüşlerin, o berbat boşluk hissinin. Sonsuz temsilcisi.

***

Alya, oturduğu kayanın üstünden karşısındaki uçsuz bucaksız dağlara baktı. Yeryüzünü aydınlatan ay ve yıldızlar, karanlığın aksine oldukça parlak ve güzellerdi.

Dağdan gelen hayvan sesleri ise kamptan gelen seslerle karışıyordu. Yatış saati gelmişti ancak hala bir hareketlilik söz konusuydu.

Bir aydır buradaydı Alya. Ve tek dileği biran evvel bu lanet yerden çıkabilmekti. Bütün pis işlerin merkezi olan bu kamp. Oldukça iyi korunuyordu. Sınırları geçilemez olarak görülüyordu.

Ancak bir bordo berelinin sınırı yoktur. Hele ki Alya gibi bir istihbaratçının sınırı, hiç yoktur.

Bu görev, onun için bir nevi dönüştü.

O kara günden sonra oldukça kötü aylar geçirmişti. Üstleri bu görev için onu görevlendirmek istemese de. Oldukça iyi görev geçmişi sayesinde ve albayının da etkisi ile. Kendini tekrar göstermek için bu göreve gönderilmişti.

Buraya Heja kod adında bir teröristi taklit ederek girmişti. Heja Alya'nın buradaki isimi idi bir nevi bu kişi ile kamufle olmuştu. Yüzünü bir saldırıda kayıp etmişti Heja ve bu Alya'nın oldukça işine geliyordu. Yüzünde ki maskeyi çıkartmıyordu. Vücudu zaten buradaki sözde erkeklerle aynı ebatlardaydı. Sesini ise kontrol edebiliyordu. Bu sayede kampa girişi çok da zor olmamıştı. Heja ismindeki kişi ise zaten o daha buraya gelmeden sessiz sedasız ortadan kaldırılmıştı.

Kampta hiç kadın yoktu. Bu iğrenç herifler bir süre sonra taşkınlık çıkartmasın diye en başından beri alınmamıştı. Yalnızca gerçekleştirilen başarılı kumpaslardan sonra ödül gibi görülerek kampa köylerden kaçırılan kızlar getiriliyordu. Alya geldiğinden beri böyle bir şey yapılamamıştı. İçten içe kurt misali kemirdiği bu kampın sonunu getirecekti çok yakında.

Arkasından usul usul yaklaşan adım seslerinin farkındaydı. Dönme gereği duymadı.

''Heja ne edersin burada. Hele kalkasın. Yarın çok iş vardır. De get yat.''

Arkasındaki şerefsize bakmadan konuştu. Yavaşça ayaklandı.

''şimdi kalkıyordum. Az hava alam dediydim. Yarın ne iş vardır''

''ben de tam bilmem böyük hazırlık yapılmış. Yarın gamyonetler gelecekmiş. Başkan öyle dedi vallah''

Alya bir bok bilmediğini anladığı şerefsize başını eğip, kampa geçmişti. Kampta bir hareketlilik vardı. Bilgi alamadığına göre bir sinsilik peşindelerdir demek. Dikkat çekmemek adına çadırına geçti. Yarın sabah ne bok yediklerini öğrenirdi nasılsa.

Alya sabah oluşan kargaşa sesleri ile yerinden kalkmıştı. kalkar kalmaz dışarı çıkmıştı.

Burada saç, baş, hijyen pek de önemli değildi. Zaten kafa derisine yapıştırılmış, gerçek saçlardan oluşan peruk pek de yıkanması gereken bir durumda değildi.

Başkan denilen şerefsiz mağarasından çıkmıştı. Kampın ortasına kadar getirilen kamyonetin kasasına çıktı. Sesini yükselterek dikkatleri üstüne topladı.

''hele hepiniz bakasınız.'' derin bir nefes aldı. Elindeki keleşin namusunu yere dayadı ve ona doğru yaslandı.

''Türk Polisi temizlik yapacakmış. Hereket olacakmış'' iğrenç kahkahaları aynı anda duyuldu. Kulak tırmalayan iğrenç sesleri.

''Diğer başkanlarınız ile toplantı yapmışızdır. Güzel bir garşılama yapacağız. Eki tepe arasında onları gıstıracağız. Her zaman olduğu gibi devletimiz için berber olacağız. De hayde gamyonetler toplansın.''

Bir kargaşa ile herkes işine dönmüştü. Yukarı aşağı koşuşturma vardı. Alya ise kaşla göz arası karargaha haber vermeye çalışıyordu.

Bütün şerefsizler oradan oraya koşturduğu esnada hızlı adımlarla gözükmediğinden emin olduğu tek yere gidiyordu. ''Heja!'' diye seslendi arkasından birisi. ''helaya gidiyom'' dedi. Kısa bir an arkasını dönüp elini havaya savuşturarak.

Arkasından seslenen şerefsiz ise ''tamam çabuk olasın'' demiş ve koşturmaya devam etmişti.

Botumdan çıkarttığı telsizle muhbire bağlandı.

- Çakallar uyandı. Kurtlar pusuda kalmalı. İki tepenin arasında ulumalı. Ölüm enselerinde. Yuvadan haber bekliyormuş.

- Ölüm beklemeli henüz erken. Kurtlar çakalları avlayacak. Ölüm bu gece can alacak.

Alya'nın içi son cümleden sonra ferahlamıştı. Demek bu gece, kamptaki bütün şerefsizler geberecekti.

Alya telsizi kapatıp tekrar botuna sokmuştu. Tekrar kampın ortasındaki açık alandaki kamyonetlere ilerledi.

Hızlı adımlarla kamyonetlerden birinin içine atladı.

***

İki tepe denilen yere yakın bir yerde kamyonetler durmuştu. Biraz yürüdükten sonra. Kamufle olmaları söylenmişti. Güya bomba ile ilgilenen ekip ise yola doğru iniyordu. Bombacıların başında ise Alya vardı.

Hızlı bir şekilde yola kablolar düzenlendi. ince şeffaf teller çok yakından bakılmadıkça görünecek şekilde değildi.

Alya, bütün kabloları güzel bir şekilde bağlamıştı. Kimseyi riske atmayacak bombanın erken patlamasını sağlayacaktı. Elindeki telsize konuştu ''bombalar hazırdır yılan çıkıyoruz''

Yılan, başkan denilen şerefsizin sağ koluydu.

Elindeki kumandaya sinsi bir bakış attı. Her biri, arabalar tellere takıldığında patlayacağını sanıyordu ancak bombayı Alya uzaktan patlatacaktı. Çok sert bir bomba kurduğunu düşünüyorlardı. Ama o en hafifini kurmuştu. Aradaki farkı tek anlayabilecek kişi de oydu.

"Hazır olasınız ha şimdi gelirler" dedi. Yılan denilen şerefsiz. Alya burnundan soluyarak işine odaklandı. İlerdeki virajdan önce bir ejder döndü. Arkasında bir kobra vardı. En arkada yine bir Ejder vardı. Bombaya doğru yaklaşmışlardı. Alya araçların etkilenmeyeceğini bildiği göstermelik bir mesafedeyken, elindeki düğmeye bastı.

O sıra çatışma başladı. Toz bulutuna doğru beklemeden ateş eden şerefsizler birer birer vurulmaya başladı. Onlar giderek azalırken. Yolun ters istikametinden iki araç daha gelmişti. Her biri çil yavrusu gibi oradan oraya kaçışmaya başlarken. Yılan "ne edersiniz siz. Kaçanı ben vururum. Gebertin şu Türk'leri" demişti.

Çatışma sesleri dur durak bilmezken. Şerefsizler giderek azalıyordu.

Araçların oradan bir ses geldi ''teslim olun, kaçacak yeriniz kalmadı''

Yılan korku dolu gözlerle etrafına bakınırken kuyruğu dik tutma çabasındaydı. ''çok konuşma Türk, hepiniz gebereceksiniz''

''söylediklerine kendin bile inanmıyorsun adi herif. Teslim ol kaçacak yerin yok''

Yılan'ın yüzü renkten renge girerken nasıl kaçacağını düşünüyordu.

Alya kaçabilirdi ama kampa tek başına dönerse fazlası ile dikkat çekerdi. buradan o şerefsizle Yılanla beraber kaçmalıydı.

Alya cebinde her daim bulundurduğu sis bombasına baktı bu şerefsizi kurtlara yem etmek içinden gelse de maalesef büyük yem için şu anlık göz ardı etti.

Yılan sağına soluna bakınırken. Alya yanına hızlıca geçiş yapmıştı. Arkasından ''yılan'' dediğinde korku ile sıçradı.

''ne vardır görmezmisin gebereceğiz az sonra, ne istersin sen'' sinirli ve hızlı bir şekilde konuşması ile Alya yüzünü ekşitti.

Alya kendi elleri ile öldürmek istiyordu bu şerefsizi. ''bizi kurtarmaya gelmişem, beni takip edesin''

''nasıl olacak o'' Alya elindeki sis bombasını gösterdi. Şerefsiz herif planını o kadar kusursuz ve garanti altında görmüş ki. ikinci bir plan kurmamıştı. Hazırlıksızdı.

Alya sis bombasını araçlara doğru fırlattıktan hemen sonra silah sesleri daha fazla duyulmaya başladı. Kimseyi kaçırmak istemiyorlardı.

Alya ve yılan hızla tepenin üst kısmına koşmuşlardı. Çatışma seslerine bir inleme sesi karıştı ''ah vurulmuşam Heja'' Alya kısa bir an baktı ona, bir dakika daha beklerse plan bozulacaktı. ''beni bırakmayasın yardım edesin'' Yılan konuştukça iyice yoruluyordu yarası sırtındaydı kampa kadar dayanabilmesi zaten mümkün değildi. Yılan daha fazla koşamadı. Yakarışlarına karışan inleme sesleri ile Alya'nın arkasında kaldı. Alya ilerledikçe silah sesleri de daha az duyulmaya başlamıştı.

Tepeyi aştığında son kez arkasına baktı.

Daha sonrasında beklemeden ilerlemeye başladı. Kafasında çoktan planını kurmuştu. Bu gece son geceleri olacaktı. Ölüm geliyordu.

*******

Selam.

İlk düzenlenmiş bölümümüz hayırlı uğurlu olsun.

Bir tık kısa oldu ilerleyen bölümlerde daha uzun olacak.

Hala eksiklikler olabilir, zamanla daha güzel olacağına inanıyorum.

Umarı beğenmişsinizdir yorumları ve yıldızlarınızı esirgemeyiniz lütfen.

Fikirlerinizi merak ediyorum. Her konuda.

Sizleri çok seviyorum.

Hoşçakalın...

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.9M 98.4K 78
"Çocukken yanağıma kondurduğun öpücük sayesinde tüm acılarım geçmişti. Şimdi ben senin kalbinden öpsem geçer mi? Tüm acıların diner mi?" İlk görüşte...
4.9K 511 8
hoseook😝: bi ruya gordum ikiniz sevisiyodunuz [texting] hızlı update / yan ship: namgi
251K 10.7K 34
Kocam, bin adamın bir kurşunuyla öldürüldü. Ben ise, bin kurşunla tek bir kişiyi öldüreceğim. "AKSİYONUN EN ÇARPICI SERİSİ" Kocası, bir suikastte öl...
1.8M 51.4K 87
sse-sen uzak dur benden!! "Benden kaçışın yok" diyerek adamlarını üzerime saldı..