ÇARE GÖRÜCÜ USULÜ|texting

By turuncuveyorgun

877K 58.8K 20.6K

Kafayı video oyunları ve kitapları ile bozmuş asosyallik kraliçesi Lena için tek bir çare kalmıştı;görücü usu... More

prolouge
01
02
03
04
05
06
07
08
09
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
50
51
52
53
54

49

8.2K 744 303
By turuncuveyorgun

||bas gaza aşkım

•war of hearts
(akustik versiyonu)
by ruelle

minik yıldıza
basmayı ve yorum yapmayı
unutmayın 🙆🏻‍♀️

🍿

|Karan'dan|

Lena'nın elleri benim ellerim arasında yerlerini almışken kemikli parmaklarını okşamam onu daha da mayıştırıyordu ve bu çok hoşuma gidiyordu.Ellerimin arasında uysal bir kediye dönüşüyordu adeta.

"Uyuyacaksın." Mırıltıma karşı kafasını daha da yerleştirdi boynuma.Kalbimin eridiğine emin olurken derince kokusunu içime çektim.

Bu kokudan uzak kalmak o kadar zor olacaktı ki...

"Uyumak için geldin zaten." Mayhoş sesi beni gülümsetirken dudaklarımı yaladım.

Odayı aydınlatan loş bir ışığı vardı.Sarı renkli soluk ışık ve plakta çalan Brooklyn Baby şarkısı o kadar uyumlu hissettiriyordu ki olmayan uykumu getirmişti.

Tabii uykumun gelme sebebi boynuma kedi gibi sokulmuş sevgilim de olabilirdi.

Bana sevgilim demişti.

Sevgilisiydim.

Yüzüklerimiz vardı parmaklarımızda.

"Yorgunsun." Mırıltısı ile beni onaylarken "Biletin ne zaman?" diye sordum.Bu onun da canını sıksa dahi "4 gün sonra." diyerek yanıtladı beni. "Sözleşmen iki yıllıkmış." Hafifçe kafasını geriye çekip sırt üstü döndü ve bu yüzden ellerimiz birbirinden ayrıldı.  "Beş yıl çok fazlaydı." İki yıl da fazla değil miydi? "Beş yıla evlenir çocuk yaparız bir tane." Kolumun çimdiklendiğini hissederken kaşlarımı çatıp kafamı Lena'ya döndürdüm.

"Başka biri ile evlenmeyi düşündün!"

"İkimizden bahsettim,deli midir nedir ya?"

Bön bön suratına bakarken "Oyarım gözlerini." Deyivermişti. "Niye uzaklaştın benden?Geri gelsene kollarımın arasına!" Omuz silkip bana inat daha da yatağın ucuna kaydı. "Git çocuk yap sen ben yokken.Ben de kahrımdan hastanelere düşerim." Gözlerimi devirip kolundan tuttuğum gibi rahatlıkla kendime çektim onu. "Ellerim dahi senin ellerin dışında kimseye değemez benim." Yüzlerimiz birbirine bakarken ciddi ses tonum onun yutkunmasına neden oldu.

Ciddi olmamdan etkileniyordu.

"Ne o bi sustun sanki?" Alayla Lena'yı süzerken kaşları hafifçe çatılmıştı. "Boğasım var seni şuan." Omuz silkip ona daha da yaklaştım. "Şimdilik uyuyalım daha sonra boğarsın." Ölümüm onun elinden olduğu sürece bir sorun yoktu.Nefesim dahi onunlayken anlamlıymış gibi geliyordu.Ölürken de onun çabasıyla ölmek koymazdı asla.

Allah sanki bizi birbirimizi bulalım diye yaratmıştı.
Benim boşluğumu tamamlayan
tek parçamdı o.

"Ben gidince başkasını bulma sakın!" Hafif alayla söylediği sözle deminki imama takıldığını çok net anlarken içten bir tebessüm sundum bambime. "Senden önce bulmadım senden sonra ise gözlerimi başkasının gözleri ile dahi buluşturmak istemem." Sözlerimin ona güven aşılaması benim için çok önemliydi ve bunu da başarıyor gibi hissediyordum. "Senden önce deyince aklıma izlediğimiz film geldi."

Lena ile yaptığım ilk aktivite olduğu için çok özeldi.Sonu her ne kadar kötü bitse dahi özeldi işte.

"Sana bir sır vereyim mi?"güzel gözlerini merakla yüzümde gezdirirken "Hmhm." Diyerek mırıldanmıştı. "O gece sana bir şey olduğunu sandığım için kapınıza gelmiştim." Gözlerinin içi parlıyordu.Mecazi bir durum değildi gerçekten de parlıyordu. "Abim bunu bana söyleyeli çok oluyor."

Kahpe Berker!

"Gizli saklımız da yok resmen." Bu onu mutlu ederken içine sıkıntılı bir nefes çekmişti. "Sence ben normal olsaydım da beni sever miydin?" Bu kızın bu gece sorduğu sorular bende bayılma isteği uyandırırken "Sevmezdim." dedim.Düşünmedim bile bunu derken ve ardından devam ettim. "Benim sana hissettiğim her şey sevgini çok ötesine ulaşmış peri tozları ile kaplı eşsiz duygular.Emin ol yine aynılarını hissederdim lakin şuan normalsin.Bence o zaman anormal olurdun."

Deli sanılan herkes hayatın gerçeklerini görmüş dehalardı ve bu gerçeklerden korktukları için kendilerini geriye çekiyorlardı.
Deli denen kavram bir kaçıştı. Psikolojik sorunları olan insanlar herkesten fazla gerçeklikle karşılaşan kişiler olurdu daima.
Hayatın gerçek yüzünü görmek bizleri soyutlardı ve bizde kendimizi çok üstün gördüğümüz için bizden uzaklaşan herkese deli derdik.

İnsanlar kalıpları severdi çünkü bilinmezlik onların en büyük korkulu rüyasıydı.

Bu kalıplar ise aciz insanların uydurduğu şeylerdi.Takılmamak gerekirdi.

Normal ya da anormal bir farkı yoktu.Yalnızca geri zekalıların yapıştırdığı etiketlerdi.

Hepimiz insandık ve hepimiz eşittik.Birimiz daha fazla düşünüyoruz diye farklılaşamazdık.

"Seni öpebilmeyi her şeyden çok isterdim şuan." Gözlerindeki ışıltılarla bana bakarken yatakta doğruldum ve sırtımı yatak başlığına yasladım. "Ama bir atak geçirme riskim çok yüksek ve ben bu güzel anımızı böyle bir şey ile bölmek istemem."

Sabırsız bir çocuk olan ben Lena ile sabrın ne demek olduğunu öğrenmiştim.Sabır,sonucunda mutlu olacağımız şeylerin değerini arttırırdı.Sabredersek ulaşırdık emelimize.

Sabrediyordum ben de.

Sonucunun güzel olacağını umarak.

"Öp ya da öpme.İstersen sonsuza kadar bu döngünün içinde kalalım benim için farketmez Lena.Bizim ruhlarımız birbiri ile bütün olalı çok oldu.Onlar el ele,dudak dudağalar.Bırak bedenlerimiz daha sonra olsun.Biz ne hissettiğimizi bilelim bana yeter."

Bu sözlerimden sonra Lena yüz üstü bir şekilde kucağıma yerleşmiş ve başını göğsüme koymuştu.Ellerim saçları ile uğraşırken ise uyuya kalması an meselesiydi.

Bana cevap dahi vermesine gerek yoktu.Bana sığınması zaten güzel bir cevap niteliğindeydi.

Güzel bambim kollarım arasındayken huzurlu ise ben de huzurlu olurdum.

|>

4 gün sonra

WhatsApp
|
•anneme söylemeyin
sohbet grubu•
🫀

Karan:
Kalbim acıyor
Ve bu acı durmuyor

Lila:
Dur kalbini boş ver şuan
Nerdesin sen
Lena seni soruyor
Gelmeyecek misin bizimle havaalanına

Karan:
Gelicem

İlker:
Dün gece Lena ile vedalaşmışsın
Lena dedi

Karan:
Evet ama
Kasetleri vermeyi unuttum
Ve şimdi de bulamıyorum
Sinirden kendimi kesicem

Lila:
Ne demek kasetlerimi bulamıyorum

İlker:
Karan yola çıkacaklar
Valizleri yerleştirdiler
Berker aşırı sinirli şuan sana

Karan:
İSTEYEREK Mİ YAPIYORUM SANIYORSUNUZ

Lila:
Caps'i kapa bi
Rahatsız edici mahluk

Karan:
🙂

İlker:
Tamam ben seni almaya geliyorum
Ve sen de o kasetleri hemen buluyorsun
Ejder Dayı da yanımda şuan

Lila:
Ben napıcam

İlker:
Lena'nın yanında git sen de
Eda araba kiralamış
İki araba var şuan

Lila:
Nasıl kiralamış

İlker:
Ablası
Yarın İzmir'e gidecek ya
İzmir'den kiralamış işte
Ya bu mu şuan tek sorunumuz

Lila:
Tamam ne huysuz birisin sen ya

Karan:
Başlıycam sizin konuşmanıza
İlker gel ve şu kasetleri bulalım
Annemi aradım açmadı sanırım babamla havaalanına gitmişler bile

Lila:
Resmen kocaman bir aile olduk
Şuna bak ya

Karan:
Buna daha sonra mı sevinsek acaba

İlker:
+1

Lila:
Bakın benimle gergin gergin konuşmayın
Çeker vururum ikinizi de
Sinir etmeyin adamı

Karan:
Gergin olduğum için gergin konuşuyorum

Lila:
Sen çok akıllısın he

İlker:
Lila sen neden gerginsin

Lila:
ÇÜNKÜ SİZ GERGİNSİNİZ

Karan:
Hayır baban gelecek diye gerginsin sen

Lila:
BABAM GELECEK DİYE NEDEN GERGİN OLAYIM

Karan:
Anladın bence sen
Ayrıca caps'i kapa rahatsız edici mahluk😎

Lila:
İn misin cin misin ya
Ve ister kaparım ister kapamam
Burada kuralları ben koyuyorum

Karan:
Kapıcı izzet'im ben
Başka soru

İlker:
Gelmek üzereyiz Karan
Ejder Dayı baya küfür etti sana
Aşırı yaratıcıydı

Karan:
Kulaklarımın neden çınladığı belli oldu
Bulamadım abi çıkın eve benimle arayın

Lila:
Umarım yetişirsiniz

İlker:
Arabayı ben kullanırsam yetişiriz
Hızzzz
Ben hızım

Lila:
🙄

>

|Yazardan|

"Hani sen hızdın?" İlker sıkıntı ile oflayıp önündeki trafiğe bakarken Karan arkada elindeki kaset çantasına sarılmış sinirli bir şekilde oturuyordu.Ejder Dayı ise hayattan bıkmış gibi duruyordu.

"Canavar kamyon muyum ben?Arabaları ezip mi geçeyim?"

Hepsi o kadar gergindi ki değil papatya çayı,tarlasına kafalarını soksalar sakinleşemez,çiçeklerin üstündeki arılarla kavga ederlerdi.

"Eğer yetişemezsek..." Karan devamını bile getirmek istemezken sıkıntıyla nefes verdi.Telefonuna Lena'dan hiç mesaj gelmemişti ve bu onun canını çok sıkıyordu. "Yetişicez daha uçağının kalkmasına iki saat var."

İki saat.

Lena'nın Karan'dan gitmesine iki saat kalmıştı.

İki saat.

Bambinin karamına veda etmesine iki saat kalmıştı.

İki saat.

Mutlu bir başlangıç için atılacak ilk adıma iki saat kalmıştı.

"Neden gözlerin doldu senin hayta?" Ejder Dayı her ne kadar yeğeni için endişelense dahi bunu belli etmeyerek arkasına dönmüş yavru köpek gibi kendisine bakan yeğenine kaşlarına çatarak bakmıştı.

"Dayanayacağım ki ben onsuzluğa." Şuan utanmasa ağlayacak haldeydi lakin bunu Lena İstanbul sınırlarından çıktığında yapmak istiyordu. "Asıl yanında kalmaya devam etseydi onsuzluğu tadacaktın Karan." Dayısını uzun zaman sonra bu kadar ciddi görmek İlker ve Karan'ı gererken devam etti orta yaşlı olan.

Doğru söylüyordu.

Eğer ki Lena gitmeseydi yavaş yavaş birbirlerini tüketeceklerdi.Bedenen yan yana dursalar dahi ruhları terk edecekti birbirlerini.

"Hayat toz pembe diyarlardaki gibi değil.Nereye kadar yetecektin Lena'ya?Sensiz kaldığı her an atak geçirmeye mahkum mu bırakacaktın onu?Ya da ikiniz de birbirinize zarar vermeye başlayıp tamamen mi kesecektiniz iletişiminizi?Ne zaman kıymete binecekti sorunlarınız?Lena seni de bir tehdit olarak görünce mi?"

Genç oğlan aldığı cevaplarla birlikte gözlerini dayısından kaçırmıştı.Ejder Dayı ise sakince önüne dönüp trafik yüzünden söylenmiş ardından da aklına gelen şeylerle tekrar yeğenlerine yönelik konuşmaya başlamıştı.

"Lena Amerika'ya sadece çalışmaya gitmiyor.Tedavi de görecek orada.Onun yanına gittiği doktor Lena'nın dilinden anlayacak biri.Berker'in de gitme sebebi ilk ay her şeyin çok zor geçecek olması."

Sorun benmişim gibi hissediyordum bazen ve bu çok acı verici oluyordu.

"Oradayken bana yazmazsa ne yapıcam?Ona hak versem de öyle anlar geliyor ki zihnime kendime acıyorum dayı." Yazmazsa bir ihtimaldi ama herkes Lena Amerikada iken konuşmayacaklarını konuşsalar da eskisi gibi sürekli olmayacaklarının bilincindeydi.Zor geliyordu Karan'a.Haksızlık gibi hissetse de bencillik yapmıyordu sadece üzülmekle yetiniyordu.

"İkinizin de kendi benliğinize kavuşmanız lazım.Kendiniz için nefes almayı öğrenin ilk önce.Bir başkası için değil,ilk önce kendiniz için."

Dayısının dedikleri Karan'ı farkındalıklar silsilesinin içine itiyor bu da onu çok üzüyordu.Düşünceleri birbirine girmişti.Burnunun direği sızlıyor,midesi bulanıyordu stresten. "Şarkı açayım da keyiflenelim biraz." Orta yaşlı olan elini radyoya attığında ilk çıkan şarkı İsmail Yk Bas Gaza olurken üçü de birden gülmeye başlamıştı ki tam o sırada yol açılmış İlker de gazı köklemişti.

Bas gaza aşkım bas gaza.
Kim tutar seni bas gaza.

Hayat tesadüfleri severdi.Bazen ufak bir şarkı ile bile mesaj verirdi.

|>

"Gelmeyecek sanırım." Lena babasının yanında oturmuş elindeki soğuk filtre kahvenin pipeti ile oynarken babası derin bir nefes almıştı. "Bak kızım ben öyle çok modern bir baba değilim.Karan'ı normalde evime dahi sokmazdım ama ben bile güveniyorum o deliye." Babasının sözleri anında kızının boğazının düğünlenmesine sebep olurken bakışlarını ona gülümseyerek bakan adama çevirdi. "Geleceğine eminim.Gözlerinden dahi seni çok sevdiği belli oluyor.Bunun için onu vurmam gerekiyor ama ben mutlu oluyorum.Ben ve abinden sonra hayatına aldığın en güvenilir erkeği bulduğun için gönlüm çok rahat."

Lena ağlamamak adına yanaklarının içini ısırırken "Baba..." demişti ama devam edemeden babasının kolları arasına girmişti. "Güzel kızım benim." Saçlarında dolaşan eller onu daha da duygusallaştırırken babası devam etti. "Her şey güzel gönlünce olsun.Yapamayacağını hissettiğin an ara beni alırım seni hemen.Ne olursa olsun ilk arayacağın kişi ben olayım.Arkadaş edin,gez toz eğlen.Onlarla bile kavga ettiğinde ilk beni ara tamam mı?Gece saat kaç olduğunu umursama ben daima senin için bir gözüm açık uyurum."

Lena çok şanslı bir kızdı.

Ailesi o kadar iyiydi ki ona ve kardeşlerine karşı bazen kendini daha da suçlu hissediyordu.Yaptıklarını bilinçli yapmasa dahi böyle hissediyordu.

Babasının sözleri onu kıkırdatırken gönlü uzun zamandır hiç bu kadar hafiflememişti.Belki de hayalini kurduğu o şeye çok yaklaştığı içindi.Ya da geleceğini düzeltmek adına attığı o güzel adım içindi.

Savaştığı için olduğu kesindi ama alt metinleri neydi kendisi dahi çözememişti.

"Ben ilaç kullanıyorum." Bunu ilk defa babasına söylemişti ve şimdiden biri ile paylaşmak rahatlatmıştı Lena'yı.

Anlat demişken babası bunu deme zorunluluğu duymuştu.

Ejder Dayı'nın verdiği vitaminleri de kullanıyordu ama ufak dozda bir ilaca da başlamıştı takıntılı düşüncelerini biraz olsun geri plana atmak için.

"Ama bırakacağım.Sadece bir aylık bir periyot olmasını umuyoruz şuan.Bitkisel yollarla halledecekmiş Amerikada'ki doktor." Babası dudaklarını kızın kafasına yaslayıp kocaman bir öpücük bıraktı.

"Nasıl iyi hissedeceksen dozajında olduğu sürece yapabilirsin.Yalnızca bizi dışarıda bırakma.Merakta bırakma güzel kızım." Lena burnunu çekerken sağ elindeki kahveyi yere bırakıp daha da yanaştı babasına ve kocaman sarıldı.Elleri göbeğinin etrafına dolanırken babası oldukça kötü hissediyordu kendini.

Şüphesizki kimse annesi ve babası kadar kötü hissediyor olamazdı lakin onlar çok iyi saklıyordu duygularını. "Abin sana emanet bu arada." Lena duyduğu cümle ile kıkırdarken Berker ve Açelya hızlıca yanlarına gelmiş ve kocaman sarılmışlardı onlar da. "Bizsiz aile sarılması yapmanızı etik bulmadım." Berker'in sözlerine karşı babası oğluna dil çıkarmıştı.

Anneleri Hayat Hanım da bu görüntünün bir fotoğrafını çekerken yanındaki Eda'ya "Kızım git sen de bakayım." demişti.Eda ise utandığı için reddetse de Açelya onu kolundan tutmuş ve sarılmasını sağlamıştı.

Uzaktan onları izleyen Lila yüzündeki buruk bir gülümseme ile bakıyordu karşısındaki tatlı manzaraya.Aile sıcaklığı onun için kısa sürmüş bir eylem olsa da bunun yokluğunu pek çekmemişti.Babası ona yetiyor hatta artıyordu da.Her ne kadar İlker'den uzak durma sebebi babası olsa da kızamıyordu bazen.

Ensesinde hissettiği öpücük ile yanına kimin geldiğini anlamıştı.İlker dışında kimse onu ensesinden öpmezdi. "Çok geç kaldınız." Mırıltısı zor duyulsa da İlker nefes nefese bir şekilde omuz silkmişti. "On dakika on dakikadır.Fazla birlikte dururlarsa ayrılamazlar zaten." Ellerini genç kızın beline yerleştirip kafasını da omzuma yasladı. "Yapma." Lila'nın fısıltısı havalimanında kaybolup giderken İlker "İçin gidiyor.Aynı benim gibi." diyerek kulağına fısıldamıştı.

Onlar kendi hallerinde birbirlerini köşeye sıkıştırırken Karan birbirlerine sarılmış aileye bakıp ardından ellerinde bir sürü kahve ile gelen ailesine bakmıştı.

Annesi ve babası birbirleri ile şakalaşarak yanlarına gelirken Çivit ailesi de sarılmayı kesmiş Lena kalbinin sahibini görür görmez ayağa kalkmıştı.

"Geldin."

"Sen çağırırsın da ben gelmez miyim?"

Lena'nın babası burada olduğu için kısık sesle konuşmuştu ve bu genç kızın "Gel." deyip  Karan'a elini sıkıca tutmasına ve ailelerinden daha uzak bir tarafa yürümesine sebep olmuştu.

Şuan ikisinin de kalpleri o kadar hızlı atıyordu ki...heyecan ve korku tüm iliklerini sarmıştı.

"Neden tenhaya çektin beni?" Genç adam az da olsa ortamdaki gerginliği gidermek için konuşmuştu. Yüzündeki çarpık bir sırıtma vardı.Gözleri ise hüzünlü bakıyordu.

Dün gece kolları arasında uyuyan müstakbel eşini şimdi bırakmam çok koyuyordu ona.

"Bunun için." Lena üstündeki duygusallık sebebiyle hızlıca Karan'a sarılmış kollarını boynuna dolamıştı ve oğlanın uzun boyu sebebiyle parmak ucuna çıkmıştı ki Karan onu belinden kavrayıp kendi ayaklarının üstüne çıkartmıştı.

Böylelikle Lena'nın daha az yorulacağını düşünüyordu ki haklıydı.

"Canın yanacak." Lena'nın boğuk sesine aldırış etmeden daha da sıkı sarıldı bambisine. "Yansın." Umurunda değildi lakin zaten canı yanmıyordu.Lena da bundan emin olunca fazla üstünde durmadı bu konunun.

"Dün son kez veda eder gibiydin." Öyle olmasını ummuştu fakat kasetleri vermeyi unutması bazı şeyleri değiştirmişti. "Sana ait olan videoları vermeyi unuttum."
Eli ile genç kızı belini okşarken montu sayesinde çok hissedemese dahi Lena'ya iyi geliyordu.

Karan'ın her şeyi ona çok iyi geliyordu.

Kasetleri unutmasa dahi yine de gelecekti havalimanına ama yine de bunu bahane etmek istemişti.

Lena'ya bu şekilde burada veda etmek daha da acı veriyordu onun gözünde.Yine de başa çıkabilecek gibi hissediyordu.Az da olsa,hissediyordu işte.

Yavaşça geri çekilirken ellerini omzuna yerleştirmişti fakat belindeki eller yüzünden çıktığı ayaktan inmemişti.Şimdi neredeyse aynı boydalardı.Lena yine kafası hafifçe yukarıda duracak şekilde baksa da eskisine nazaran daha iyiydi.

"Ne videosu?"

"İki yıl boyunca sana vereceğim bir sürü mesaj var bambim.Yanında bedenen olmasam da videolarımla olmak istedim."

Lena o an anlamıştı.Tüm tedirginliklerinin yok olduğunu o saniye anlamıştı çünkü her ne olursa olsun Karan ve onun kalpleri birbirinden ayrılmayacak kadar bağlanmıştı.Neredeyse altı ay olmuştu onlar tanışalı.

Bu altı ayda bir çok şey yaşanmıştı.

En kötü günlerini dahi birbirleri ile konuşarak güzelleştirmişlerdi altı ayda.

"Hattımı değiştireceğim orada." Lena her şeyden önce bunu belirtmek istedi. "Ama mailim değişmeyecek.Aslına bakarsan iletişimimizin kopması demek benim de kopmam demek ama bunu bize borçluyuz Karan.Ben sen yanımda değilken dahi her dakika seni arıyorsam mecburuz sanırım."

Konfor alanından dışarı çıkmak zordu lakin bu zorluğun yıldızlarla döşeli pas parlak bir sonu vardı.O sana ulaşmak için çekilemesi gereken acılar varsa dahi katlanılabilirdi.

"Bunları düşünme bambim.Umurumda değil.İki yıl da olsa yirmi yıl da olsa ben burada duracağım daima.Bıraktığın noktada bekliyor olacağım seni." Güven veriyordu sözler Lena'ya.Gittiği için çok üzgün hissedemiyordu.Bu sefer o,Karan'dan daha güçlü duruyordu bu durum karşısında çünkü sevdiği adamın karşısına duvarları olmadan çıkmayı çok istiyordu.

Her yanında durduğunda içinden lütfen kriz geçirmeyeyim diye dua etmek yerine lütfen mutlu olalım diye dua etmek istiyordu artık.

Ona dokunurken,elleri titresin istemiyordu.Titreyen tek yerin kalbi olmasını istiyordu.

Doya doya öpülebilmek,doya doya öpmek istiyordu.

Sıkılmıştı duvarlarından ve bunları yıkacaktı.Tek bir çakıl taşı bırakmayacaktı zemininde.

"Korkuyorum." Lena Karan'ın gözlerinin içine bakarak konuştuğu sırada genç adam derince bir nefes çekti içine. "Benden fazla korkuyor olamazsın.İçimdeki mantıklı yanım olmasa seni kendime hapseder bir adım uzaklaşmana izin vermezdim."

İnan Karan.İnan Lena'da bunu çok isterdi.

"Amerika'da hayatının şeyi ile karşılaşsan çok komik olmaz mı?" Karan'ın aklına gelen ilk şeyi söyleme huyu Lena'nın en sevdiği şeylerden biri olabilirdi.

Ayrıca aşk kelimesine şey demesi Lena için çok özeldi.

"Hayatımın şeyinin dibindeyim şuan."

Dolaylı yoldan hayatımın aşkı demişti değil mi?

"Sen benim en özel en güzel sığınağımsın Karan.Eğer bazı sorunlarım olmuş olmasa bile öyle olurdun." Ellerini genç adamın ensesine getirip uzamış saçları ile oynarken devam etti. "Ben eski halimdeyken tanışsaydık eğer,abimle her atıştığımda yine sana sığınırdım.Projemden düşük aldığımda,bir film için ağlarken,insanlara sinirlendiğimde...daha bir çok kötü ya da saçma sapan anımda sana sığınır,saçımı okşayıp beni uyutmanı beklerdim."

Karam duyması gereken tüm sözleri böylelikle duymuş,içindeki karamsar tüm düşünceleri toprağın en derinlerine itelemişti.

"Gökyüzüne her baktığımda dahi seni hatırlayacağım.Yağmur yağarken,film izlerken,uyurken,şarkı dinlerken,hepsinde keşke Karan da yanımda olsa diyeceğim."

"Olabilirim."

"Olacaksın zaten.Söz veriyorum sana."

Gözleri dolu dolu birbirlerine bakmaları,havalanındaki tüm o gürültülerden uzaklaştırmış gibi hissettiriyordu ikiliye. Bedenleri birbirini bir puzzle parçası gibi tamamlıyor,ruhları birbirinden ayrılamayan lego parçası gibi birleşiyordu an ve an.

"Seni seviyorum Lena.Dünden daha çok,yarından daha az seviyorum."

Genç kızın ceylan gözlerinden akan bir damla yaş sevdiği adamın da göz yaşı akıtmasına sebebiyet verirken kalplerini donduracak o hamle yapılmadan önce verilen anons ile birlikte Lena fısıldamıştı önündeki dudaklara doğru. "Benim uçağımın anonsuydu bu." Hipnoz olmuş gibi onayladı onu genç. Bambisini bu kadar yakınında hissetmek ona hiç iyi gelmemişti şuan.

Özellikle birazdan ondan gideceğini bilirken hiç mi hiç iyi gelmiyordu.

Lena gözlerini sıkıca kapatıp dudaklarını önündeki dolgun dudaklara bastırırken iki beden de tir tir titriyordu.Bu Lena için bir mühür demekti.Karan'ın bunu anlamasını umduğu için yapıyordu.

İkisinin de gözleri sıkıca kapanmış,hareket etmeden öylece dururlarken kalplerinin durmaması bir mucizeydi çünkü nabızları öyle yükselmişti ki...

Lena dudaklarını çekmeden hafifçe sürtmüş ve Karan'ın yanağına kocaman bir öpücük bırakmıştı gözünden akan yaşa rağmen.

"Seni seviyorum Karan."

Lena bunu ilk defa demese dahi o an yaşadıkları his ikisi için de hayatlarının en büyülü anlarından biri olarak zihinlerindeki kitaptaki satırlara not edilmişti.

Bu bir sözdü.

Geri döneceğinin senetiydi bu ve Karan bunu anlayabiliyordu.

Genç kız Karan'ın elindeki kaset dolu çantayı alıp gümbürdeyen kalbi ile yanından ayrılmış,gözleri hâlâ kapalı olan ve bir kaç damla yaş süzülen sevdiğini orada bırakmak durumunda kalmıştı.

Her an hıçkırarak ağlayabilirlerdi ama ikisi de kendilerini güçlü olmaya zorluyorlardı.

Hikayeleri bitmemişti.Bitemezdi.Biri bitsin dese diğeri izin vermezdi buna.

Daha yeni başlıyordu her şey.

Hayat kayıp parçalar ile dolu bir kara delikten ibaretti. Kim olduğunuzu bulmak,nelerden hoşlandığınızı anlamak,amacınızı bulmak çok uzun sürerdi. Bunların hepsinin ve nicesinin cevabı zihnimizdeki kara delikteydi ve bulup çıkartmak o kadar zordu ki herkes bunu başaramazdı.

Lena ise kaybettiği parçaları bulup Karan'ın karşısına öyle çıkmak istiyordu.Ona kim olduğunu tüm berraklığıyla göstermek istiyordu.

Karan ise hayatında ilk defa bir parçasını kaybetmişti.
Dudağından çalınan masum bir öpücük de dahil kocaman bir parçası onu orada bırakıp kilometrelerce uzağa yol almaya başlamıştı.

Lacuna'sı,Bambisi,Juliet'i,her şeyi...

Kayıpları birleştirmek uzun sürecekti lakin kara deliğe düşmeyeceklerdi.

Kalplerini ısıtan sevgi onlara daima ışık tutacaktı.Ellerindeki mavi iplerinin üstünde takılı olan yüzükleri onların yıldızlarıydı.Yıldız kadar parlaktı onlar için bu.

Her zaman ve sonsuza dek birbirleri için yalnızca bir serçe parmak kadar uzakta olacaktılar.

Karam'ı,Bambis'inden kalben daha uzağa nasıl gidebilirdi ki?

⭐️


||

merhabalar🥹

LENA GİTTİ🥹
bana sövmeyin sakın.zaten gideceğini biliyorduk ama ben bile hazırlıksız yakalandım şuan.

Bir sürü şey demek istiyorum ama bölüm aralarında karakterlerimin düşünceleri arasında belirtmek istiyorum diyeceğim şeyleri.

Umarım beğenmişsinizdir.Normalde çok daha duygusal bir bölüm yazacaktım lakin olmadı,kaderimizde bu bölüm varmış.

Sizleri seviyorum.
Ve gidiyorum,kendinize iyi bakın
🧡🧡🧡🧡🧡

Lena'nın iki yıl boyunca sığınacağı o liste bile Karan'ın bir parçası🥺hatırlatmak istedimz(bakmak isteyen bioma uçabilir)

010523

Continue Reading

You'll Also Like

134K 21.6K 47
TÖRE & ADALET SERİSİ 2. KİTAP♟️👠🎓
165K 6.8K 36
~ Kucağındaki kızı daha sıkı tuttu küçük kolları ile bahçenin bir köşesine geçti. "Şşt... tamam küçük kız ben yanındayım korkma." Dedi. Mihriban'ın k...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

68.7K 5.7K 13
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...
3.7M 230K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...