LİNUS (Tamamlandı)

By miyecf

1.7M 103K 54.7K

O gün sadece dikkatimi çeken o oyuncağı almak istemiştim. Başıma bunların gelebileceğini kim bilebilirdi ki? ... More

Linus
Lanet
Gölge
O burada
Kan lekesi
Anlaşma
Kırık parmak
Ortaokul arkadaşı
Hastalık
Bedel
Ceset
Kabus
Fobi
Koyu kırmızı
Doğum günü
Kırmızı gözler
Yangın
Can
Senin yüzünden!
Son aşama
Fotoğrafçı
Pişmanlık
Geri dönüş
Yeniden
Yeni iş
Manita
Aşk nedir?
Yeni imparator
Lies
Kimseye güvenme
Özür
Güven sorunu
Nefret
Savaş
Final
2. kitap🤎

Duygular

42.9K 2.6K 931
By miyecf

"Hiçbir yere gidemezsin!" Yeşil gözleri bir anda simsiyah oldu.

Tıpkı Linus gibi

***

"Efra, Efra uyan" Birinin beni dürtmesiyle kendime geldim. Her şey rüyaymış.

"Ne tenbel çıktın. Bu satte uyulur mu? Hadi kalk da yemek yiyelim" Gördüğüm rüyadan sonra Deniz'e eskisi gibi bakamıyordum. Ama hayır öyle bir şey mümkün değildi. Sonuçta dünyadaki herkes Linus gibi, tek ben insan olacak değildim ya.

Ama bir taraftan da, en başından beri gördüğüm olayların aslında gerçek olduğunu ama Linus ve onun gibilerinin -tabii başka varsa- bana her seferinde aynı taktiği kullanarak rüya gibi gösterdiklerini düşünüyordum.

Peki bu durumda ne yapmam gerekiyordu? Deniz'den de mi uzaklaşmam gerekiyordu? Ama ya sadece bir kabustan ibaretse?

En baştan düşünelim. Öncelikle ben Alya'yı gerçekten de aramıştım. Ama açmamıştı. Peki ya gerisi? Onlar gerçek miydi?

Rüya gibi değildi ama gerçek gibi de değildi.

"Bu sefer de gözlerin açık uyuyorsun sanırım" Deniz'in şikayetlerini duyunca kendime geldim.

"Alya seni aradı mı?"

"O kim?"

"Hani şu bahsettiğim arkadaşım"

"Ha o mu? Yok aramadı" Sıkıntıyla nefes verdim ve uyuduğum yerden kalktım. Birlikte aşağı indik ve yemek sofrasına oturduk. Deniz de pek hamaratmış.

Linus'tan

Sakin kalmak için kendimi zor tutuyordum.

Bir taraftan Alya sürekli olarak arıyor, diğer taraftan da Efra Alya'yı sorup duruyordu.

Dün beni o kadar sinirlendirmişti ki onu öldürecektim. Aslında yapmam gereken de buydu. Ama yine yapamamıştım işte. Yaptığım tek şey yine her şeyi rüyaya çevirmek olmuştu.

Bu iş nereye kadar uzayacaktı bilmiyorum ama sanırım bu gidişatla imparatorluğu unutmalıyım. Ama o zaman da benim yerime Ellie* imparator olacaktı. Buna asla müsaade edemem.

Ellie* Efra'nın doğum gününde Alya'nın kılığına giren kişi/ Linus'un en büyük rakibi

Şu an Efra'yı kendisi bile hissetmeden öldürüp imparator olabilirdim. Peki ondan sonra? Bunca yıl resmen elimde büyümüş olan bu genç kızın ölümüne dayanabilir miydim?

"Benim birkaç işim var. Onu halledip geleceğim. Sonra yürüyüşe çıkarız tamam mı?" Kafasını salladı. Evden çıktım ve hızlıca eğitmenimin yanına gittim. Odasında oturmuş kitap okuyordu. Beni görünce çok şaşırdı çünkü yaklaşık otuz yıldır görüşmüyorduk.

"Oo Linus, sen buraları hatırlar mıydın?"

"Onu neden öldüremiyorum?" Direkt olarak konuya girdim. İlk önce dediğimi anlamasa da sonra anlamış olacak ki gülümsedi.

"Ben sana demiştim kolay olmayacak diye"

"Ama neden? Neden basit bir insanı öldürmek bana bu kadar zor geliyor?"

"Bunu cevabını kendin bulmalısın" İyice sinirlenmiştim.

"Cevabını bulmam neyi değiştirecek? Bana sadece söyle. Onu nasıl öldüreceğim? Neden her seferinde öldürmek istediğimde bu kadar tuhaf hissediyorum?"

"Şu an ona karşı insanlara has olan bir duyguyu hissediyorsun. Ve eğer bu duygunun ne olduğunu anlarsan onu nasıl öldüreceğini de öğrenirsin" Hiçbir şey demedim ve çıkıp gittim. İnsana has olan duygunun ne olduğunu ancak bir insan bana öğretebilirdi.

Ormandaki evime geri döndüm. Efra ortalıkta gözükmüyordu. Ormana dolaşmaya çıkmış ve kaybolmuştu. İstemsizce güldüm. Gerçekten çocuk gibi.

Onu buldum ve yanına gittim. Ağlayacak haldeydi. Hava kararmak üzere olduğu için oldukça korkmuş gözüküyordu.

Ama onu taciz eden birinin öldüğü gün yaşadığı üzüntü yüzünden korkuyu hissetmemişti bile. İnsanlar gerçekten garip yaratıklar.

"Ne yapıyorsun burada?" Beni görünce hemen yanıma geldi ve bana sarıldı. Lanet olsun neden böyle hissediyorum?

"Ay kusura bakma ben bir an öyle..." Utandığından konuşamamıştı bile. Bu hâli çok komikti. Dayanamayıp güldüm, o da omuzuma yumruk attı.

"Eve gidelim hadi" Beni onayladı ve geri döndük. Eve gidince hemen şöminenin dibine girdi.

"Sana bir şey soracağım"

"Sor"dedi. Yanına oturdum.

"Bir insanın zarar görmesini istemezsen, daha doğrusu kıyamazsan bu ne tür bir duygu olur?" Attığı bakışlar sorduğum soruyu sorgulamama sebep olmuştu.

"Kime göre, neye göre? Birçok duygu belirtisidir. Sevgi, şefkat, arkadaşlık veya aşk" Arkadaşlığı az çok bilsem de diğerlerinden haberim dahi yoktu.

"Nası bir şey bunlar?"

"İnsan değil misin sen?" Sorduğu soruyla afallamıştım.

"Ne alaka şimdi?"

"Ne bileyim. Bu duyguları bilmiyorsan uzaylısındır...veya oyuncak" Son dediğini mırıldanarak söylemişti. Benden şüphelendiğine adım gibi emindim.

"Her neyse. Ben uyumaya gidiyorum. İyi geceler" Odama çıktım ve yatağa uzandım.

Sevgi, şefkat, arkadaşlık veya aşk

Hepsine ne kadar da uzaktım. Peki ama sadece insanlarda olan bu duygulardan herhangi biri nasıl bende de yaranmıştı?

Efra'dan

Deniz sorduğu saçma sorulardan sonra odasına çıkmıştı. Genelde çok geç saatlerde uyurdu. Bugün gerçekten de çok garipti.

Buradan her ne kadar gitmek istesem de nereye gideceğimi bilmiyordum. Nereye gitsem de ilk gitmem gereken yer bir psikolog olmalıydı.

Az önce Deniz'in yokluğunu fırsat bilerek buradan gitmeye çalıştım. Ama sürekli siyah gölgelerin etrafımda dolaşmasıyla aklımı yitirecektim.

Ne olduklarını veya ne istediklerini bilmiyordum ancak peşimi bir türlü bırakmıyorlardı. İlk defa bu tür şey görmüştüm ve sanırım yaşadığım onca şeyden daha korkutucuydu.

İlk başta bu gölgenin Linus olabileceğini düşündüm. Ancak sayıları artınca başka bir şey olduğunu anladım. Ama tabii ki emin değildim.

Deniz odasına çıkar çıkmaz ben de odama gitmiştim. En azından aynı katta olsak daha kolay yardım isteyebilirdim.

Peki Deniz gerçekten yardım istenilecek biri miydi? Tabii ki yüzlerce soru içerisinde bunun da cevabını bilmiyordum.

Aklıma gelen fikirle hemen Deniz'in odasına gittim. O odasına gittiğinden beri yaklaşık iki saat geçmişti. Uyuyor olmalıydı.

Sehpanın üzerindeki telefonunu aldım ve kesinlikle yanlışlıkla gördüğüm şifresini girdim.

Kimi aramam gerekiyordu?

İlk Alya'yı aramak istediğimde dün zaten üç kez aramış olduğunu gördüm. Ama Deniz neden bunu bana söylememişti?

Telefonun elimden alınmasıyla ani bir çığlık attım.

"Tch...tch...tch başkasının telefonuna izinsiz bakmayı sana hiç yakıştıramadım" O an korkudan mı yoksa utançtan mı bilmiyorum ama dilim tutulmuş gibiydi. Koşarak odadan çıktım.

Çok kötü yakalanmıştım ve tek sorun bu da değildi. Deniz arkadaşımın beni aradığını bana söylememişti. O an her ne kadar bunu ona sormak istesem de yaptığım şeyden sonra sormaya yüzüm kalmamıştı. Ben ne diye kendi telefonumu getirmedim ki?

Merdivenden ayak sesleri duyunca koşarak mutfağa gittim ve saklandım. İçimdeki ses bu saatten sonra Deniz'den de korkmam gerektiğini söylüyordu.

Başta bana çok samimi gelen Deniz gördüğüm rüya (?) ile tamamen başka birine dönmüştü.

"Ne yapıyorsun orada?" Altında olduğum masanın altına eğilince irkildim. Ne ara mutfağa girmişti?

"Tamam hadi bu kadar abartmana gerek yok. Arkadaşını merak ettin biliyorum ama... açıkçası bu yaptıklarından sonra onunla tekrar konuşmanı istemiyordum. Üzgünüm"

"Lütfen beni ormanın çıkışına kadar bırakır mısın? Gitmek istiyorum." Bir anda tepkisi değişti.

"Bu saatte mi?" Kafamı salladım. Bir şey düşünüyor gibiydi.

"Benden korkuyor musun?" Diye sordu bir anda. Cevap vermedim. 'Anlaşıldı' anlamında kafasını hafifçe salladı.

"Peki o zaman. Ama yarın tamam mı?" Mecburen kafamı salladım.

"Hadi artık. Çık oradan" Masanın altından çıktım. O kendi odasına ben de kendi odama gittim.

İçimdeki o ses bu sefer de yarın hiç iyi şeylerin olamayacağını söylüyordu.

Şu ana kadar yazdığım bölümlerin iki katı uzunluğunda yazdım. Geç atmamın telafisi olsun 🍄

Continue Reading

You'll Also Like

27.8K 265 20
Sizlere unutamayacağiniz film tavsiyeleri
11.3K 1.2K 4
Ve bir mavi kelebek, Son kez çırpacak kanatlarını papatyasıyla vedalaşmak için. Son kez öpecek onu ve diyecek ki fısıltıyla; Kime açarsan aç, Kimde...
10.2K 1.1K 50
Gelecek. Heh, eskiden gelecekle ilgili ütopik fanteziler kurardım; barış, dostluk, kardeşlik... Şu an bu tarz iyimser zırvalar çok saçma geliyor. 22...
841K 62.4K 51
Korku, paranormal ve texting karışımı farklı bir kitap! (Tüm hakları saklıdır! Kopyalanma durumunda yasal işlem başlatılır.) #1 fantastik #1 paranorm...