Raunchy Alpha // larry

Galing kay bearschangedmylife

58.3K 5.2K 11.5K

Şımarık bir Alfanın neler yapabileceğini görmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! Harry olgun omegayla mühürlene... Higit pa

a slice of the future
prolog
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fiveteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty-one
twenty-two
twenty-three
twenty-four
twenty-five
twenty-six
twenty-seven
twenty-eight
twenty-nine
thirty
thirty-one
thirty-two
thirty-three
thirty-four
thirty-five
thirty-six
thirty-seven
thirty-eight
thirty-nine
ONE-SHOT
fourty
fourty-one
fourty-two
fourty-three
fourty-four
fourty-five
fourty-six
fourty-seven
fourty-eight
fourty-nine
fifty
fifty-one
🎀fifty-two🎀
fifty-three
fifty-four
fifty-five
fifty-six
fifty-eight
fifty-nine
sixty
sixty-one
sixty-two
sixty-three
sixty-four
sixty-five
sixty-six
sixty-seven
sixty-eight
sixty-nine
fınal
Special Chapter "🔄"
Special Chapter "24" 1/2
Special Chapter "24" 2/2
Special Chapter "Axel"
Special Chapter 2 "Axel"
Special Chapter 1/2 "Harry or Louis?"
Special Chapter 2/2 "Harry or Louis"
Spacial Chapter "New Groom" 1/2
Special Chapter "New Grooms" 2/2
Special Chapter "Alternative Jobs 1/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 2/3"
Speical Chapter "Alternative Jobs 3/3"
Special Chapter "Wedding Photo"
Special Chapter "Becoming an Alpha"
Special Chapter "Valeria's Alpha" 1/2

fifty-seven

527 49 6
Galing kay bearschangedmylife

Merhabalar,

Özel bölümlerden sonra kaldığımız yerden devam ettiğimizi kanıtlayan bir bölümle geldim.

Sezon finali vermeden gidiyoruz bakalım.

İyi okumalar,

×××

Mayıs ayının sonlarına geldiklerinde herkes tek bir şey için hazırlanıyordu.

Jay ve Mark'ın nikâh töreni.

"Aman Tanrım bayılacağım... Şunun sevimliliğine bak!"

"Çok tatlı oldular!"

"Kavalyem!"

Lottie minik bir takım elbise giymiş olan Adrius'ı kucaklayıp kardeşlerine poz verdi. "Çok yakışıyoruz ya!"

"Açılın! Benim prensesim nerede!?"

Niall salonu yara yara girip beşikte minik gelinliğiyle uzanan ve bacaklarını oynatıp durduğu için kilotlu çorabının görünmesine neden olan Valeria'ya baktı.

"Güzellik!"

Onu dikkatle kaldırıp incelerken burnunu çekti. "Omegam!"

"İyi açıdan bakmaya çalışıyorum..." Diye mırıldandı yanında dikilen Louis'ye, Harry. "Artık senin yakanı bıraktı."

Louis gülerek Harry'nin koluna girdi ve evin içindeki curcunayı, üçüzlere en yakın yerden izlemeye devam ettiler. Anne de gelip Axel'i aldığında ona güldü.

"Benim kavalyem de sen ol bari tatlı şey! Kocam hazırlık uğruna yüzüme bakmıyor..."

Diğerleri de onun yakınmasına gülerken Louis annesine bakmak için herkesi salonda bıraktı. Merdivenleri acelesiz adımlarla çıktı ve yatak odasının kapısını tıklattı. İçeriden gelen seslenmeyle kapıyı açtı ve aynanın karşısında kendilerini izleyen Jay ve Fizzy'ye baktı.

Odasında iki melek duruyordu.

Kapıyı arkasından kapatıp baktı onlara. "Harika görünüyorsunuz."

"Sen de öyle!"

"Oğlum..." Jay kollarını kaldırıp bekledi. Louis hızla beyazlar içindeki annesine sarıldığında Fizzy gülerek onların resmini çekmişti.

"İyi misin?"

"Heyecanlıyım! Tanrım, sanki tekrar yirmi yaşındayım!"

Jay kızarmış yanaklarını eliyle yellerken gülümsedi Omega. "Hâlâ o zamanlardaki kadar güzelsin çünkü, böyle sanman çok normal."

"Ay sen de!"

Jay gülerek onu itelerken Fizzy aralarına girdi. "Hadi annemin baş nedimesi olmasına hak kazanmamın şerefine bir selfie!"

Önce annelerini aralarına alıp bir fotoğraf çekti ve onları aynaya döndürdü. "Ve tabii ki bir de böyle!"

Bu kez de kendisi araya girip abisinin ve annesinin telefon ekranına bakmasını bekledi. Güzel bir karenin daha ardından Louis ona tek kaşını kaldırdı.

"Cidden, sen Lottie'yi nasıl ezip geçtin?"

Maşa yapılan saçlarını savurdu geriye. "Çünkü bir taş-kağıt-makas ustasıyım."

Göz devirdi Omega. "Ne kadar da manevî bir yolla karar vermişsiniz..."

Onu selfieleriyle baş başa bırakıp annesinin ellerini tuttu. "Hazır mısın?"

"Sanırım evet."

"Seni o adama-"

Boğazını temizledi Jay. "Cici babana."

"Mark'a(!)," Dedi Louis vurgulayarak ve annesinin gülmesine neden oldu. "..teslim edeceğim o halde."

"Ne olursa olsun bebeğim," Omeganın ellerini tutup kendine çekti ve alnını oğlunun alnına yasladı. "..benim biricik can yoldaşım olacaksın."

Louis sessizce gözlerini kapatıp annesinin varlığıyla huzur buldu. Sonunda ayrıldıklarında Fizzy de aralarına gelip ikisine birden sarıldığında, bu huzurlu anın bir süre daha devam etmesini sağladılar.

Sonunda Louis tekrar aşağı indiğinde Mark da salondaydı. Geldiğini belirterek, "Annem hazır." dedi ona hitaben.

O ise yanına gelip, "Önce seninle konuşmam gereken bir konu vardı Louis." dedi.

Kaşlarını kaldırdı Omega. "Konuşalım?"

Mark ona açık duran dış kapıyı işaret ettiğinde önden çıktı. Ön bahçenin ortasına geçtiklerinde Louis Mark'a döndü. "Dinliyorum."

Takım elbisesi içinde gerçekten iyi görünen kurtadam ellerini ovuşturdu. "Beni yanlış anlamanı istemiyorum Louis, bu yüzden önce açıklamamı yapayım."

Boğazını temizleyen Mark'a dikkatle ama elinden geldiğince baskı kurmadan baktı.

"Annen ve kardeşlerin artık benim bir ailem olacaklar." Gülümsedi istemsizce Mark. "Bense onlara yaşayabilecekleri en iyi hayatı vermek istiyorum, bu konuda düşüncelerimiz ortak noktada birleştiği için beni anlayabileceğini biliyorum."

Başını salladı Omega.

"Ben, yeni bir ev tuttum. O ev, anılarınızla dolu biliyorum ama bu evde kardeşlerin çok rahatlayacaklar. Yanıma gelecekleri için, evim de ters bir yerde kaldığından, başka bir ev satın almak en mantıklısıydı. Ama endişelenme! Ev hem buraya, hem de en azından Fizzy ve Daisy ile Phoebe'un okullarına eşit mesafe. Eğer kabul edersen-"

"Mark."

"Evet..?"

"Öncelikle, teşekkür ederim." Louis gülümseyerek baktı ona. "Benim annemle sağlayamadığım imkanları onlara verdiğin ve onları önemsediğin için. Ayrıca üzgünüm," Parmaklarını birbirine geçirip ellerini önünde birleştirdi. "..ön yargım ve o olayın etkisiyle, seni ve alfalığını ezip geçtim. Kendi hayatın hakkında alacağın kararlarda, içinde annemler olsa bile, benden 'izin' almana gerek yok."

Yarı şaka yarı ciddiyetle devam etti. "Onlara sen kaynaklı bir şey olursa başına ne geleceğine dair küçük bir öngösterim gördün zaten, değil mi?"

Mark onunla birlikte gülüp ellerini kaldırdı ve başını iki yana salladı. Omeganın söylediklerinden son derece memnun kalsa da, "Hayır hayır," dedi. "..böyle düşünmene gerek yok. Bunu sana soruyorum çünkü evlenmiş de olsan onlar senin ailen ve bu zamana kadar bütün hayatını onlara vermişsin. Yani bunu bilmeye de, kararımı etkilemeye de en çok senin hakkın var."

Louis onun söyledikleriyle gülümsemeye devam ederek olduğu yerde kıpırdanmıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp, "Teşekkür ederim." diye mırıldandı.

İkisi de birbirlerini yeterince anladıklarını belli edip, memnun ettiklerinde karşılıklı olarak daha rahat konuşup hareket edebileceklerini anlamış oldular. Louis içi rahat bir şekilde kocasını ve üçüzleri orada beklerken, Mark hafiflemiş bir halde eve, Jay'i almaya girmişti.

Kalan kardeşleri, artık karnı burnunda gün sayan Gemma, Michal, Niall, Anne ve Harry de görüş açısına girdiğinde Louis yaklaşmalarını bekledikten sonra Lottie'deki Adrius'ı almıştı. Niall somurtarak diğerlerinin yanına gitmek için bahçeden çıkarken nedenini Harry'nin kucağındaki Valeria'dan rahatlıkla anlamıştı.

Eşi, yanlarına yenileri eklenmiş korumaları tembihlerken Anne kucağında alfa oğluyla yanına gelmişti. Louis eğilip Axel'in başını öptükten sonra onların da gitmesini izlemişti. Sonunda gerekli bilgiyi verdiğine emin olan Harry dudaklarını kızının yanağına yapıştırarak Omegasının yanına geldi.

"Hayatımın Omegası..."

Kucaklarındaki Adrius'la Valeria'yı, bahçeyi saran korumaları umursamada dudaklarını birleştirdiklerinde Harry birkaç saniye içinde yalanarak geri çekilmişti.

Louis yan bir gülüş verirken Valeria'nın sızlanmaya başlaması kaşlarını kaldırtmıştı.

"Hehehe, kızım beni kıskanıyor..."

Harry kendinden geçerek gülerken, hâlâ yakınlıklarını korumalarının rahatlığıyla, Adrius uzaklaşmalarını istemiyor gibi Harry'nin boynundan sarkan, siyah takımını süsleyen, fularını yakalamıştı.

"Ama... Bu kez oğlumun sözünü dinleyeceğim sanırım..."

Tekrar, yeni bir öpücük için, eğilecekken Louis dönmüş ve ona küstah bir bakış atarak yürümüştü. Bu Adrius'ın bırakmadığı fuların, Harry'nin boynundan sökülüp Louis'nin omzundan sarkmasına neden olmuştu. Ve bu da Omeganın omzunun üstünden ona davetkar bir bakış atmasını sağlamıştı.

Alfa mayhoş bir şelilde sırıtarak eşinin peşine takılırken kızının keyfi yerine gelene kadar ona ilgilenmişti. Bahçeden çıkıp, evin arka tarafında kalan tören alanına geldiklerin çoktan bütün kurtların toplandığını görmüşlerdi.

Ortası gelin ve damadın yolu için ayrılmış ve iki tarafa da sıralanmış olan sandalyelerden, sağ tarafın ilk sırasına, onlar için ayrılmış olan kısıma yürüdüler.

Kendi aileleri dışında Mark ve Jay'in iş arkadaşları da bulunuyordu. Kendi taraflarındaki Arthur'u oturmadan hemen önce gördüğünde onun sırıtışına göz devirmişti. Oturduğunda hemen arka sandalyesinde kalan arkadaşı omzuna doğru uzattı kafasını.

"İkinci annem öylece elden gidiyor ve sen buna izin veriyorsun ha?"

Harry de omzunun üstünden ona baktı. "Onu gaza getirip durma dörtgöz."

Louis oğlunun yüzüstü dönmüş kafasını yasladığı omzundan beri baktı Arthur'a. "Merak etme, bunu yaparak başına nasıl bir bela aldığının farkında değil henüz. Kızlarla aynı evde bir saatten fazla durmadı daha."

"Hey!" Arthur'un koluna giren Lottie abisine kaş çattı. "Ne varmış bizde!?"

"Evet!" Phoebe da ikiziyle ona doğru eğildi. "Biz onu el üstünde tutuyoruz! Senin gibi tehdit etmiyoruz!"

"Asıl sen evlenmemiş olsaydın o zaman yanmıştı işte!"

Louis onlara kısık gözlerle bakıp, "İyi bok yapıyorsunuz." diye fısıldamakla yetindi.

Kızlar zafer kazanarak geri çekilirken Arthur ona bakmaya devam etti. "Neyse boşver sen onu da, dans edilip partilenecek mi onu söyle. Burada bir şov yapalım seninle! Zaten düğününde dans etmeyi ben varken bu kıvırcık salatadan öğrendin..."

"Sen de kıvırcıksın Arthur."

"Konumuz bu değil!"

"Ayrıca," diyerek konuya dahil oldu Harry. "..ben sen çok daha güzel dans ediyorum."

"Sen... Kim oluyorsun be?"

"Kocam." Dedi Louis.

Harry sırıtarak ona dil çıkardığında Arthur ikisinin birbirine doğru dönmüş, omuzlarından beri kendisine bakmalarına burun kırıştırdı. "Siz berbat bir ikili olmuşsunuz ya..."

"Kudur."

Arthur Harry'yi yeni bir düelloya davet etmemek için dilini ısırdı.

"Oğlum," Anne'in seslenmesiyle ona döndü Louis. "..tören başlayacak şimdi bırakın didişmeyi hadi."

"Tamam anne."

Adrius'ı döndürüp sırtını kendine yaslarken Anne'in kucağındaki Axel'e baktı. Alfa oğlu onun yanına oturduğundan beri varlığını hissederek kendisine doğru dönmüştü. Elini kendisine doğru kaldırdığında gülümsedi. Anne onun inatla babasını istediğini bilse de yavaşça hoplatarak düzeltti duruşunu.

Yavru sızlanmaya başladığında Louis onu almak yerine hafifçe yana eğildi ve kardeşini ona yaklaştırdı. Axel sessizleşip Adrius'a aralık dudaklarıyla bakarken, beta oğlu küçük sesler çıkararak üçüzüne elini uzatınca onun elini yakalamıştı. Axel de beceriksizce onu tutunca Anne ve Louis bu görüntüye içleri ısınarak bakarken ağaçlara yerleştirilmiş hoparlörlerden duyuluna tören müziği herkesin dikkati arkasına kaymıştı.

İkizler, Ernest ve Doris, giydikleri eş takım ve elbiseyle, en önde ellerinde tuttukları hasır sepetlerden avuçladıkları çiçek yapraklarını havaya atıyorlardı. Jay, çiçeklerle süsledikleri dağınık topuz saçları, sade ama şık gelinliğiyle Mark'ın koluna girmiş, Fizzy de en arkadan ikizler gibi yapraklar atarak onları takıp ediyordu.

Düğün müziklerinin eşliğinde, yüzlerindeki büyük gülümsemelerle sandalyelerin arasına girdiklerinde kimisi alkışlıyor, ıslıklar çalıyor, kimisi videoya alıyordu.

Harry gülümseyerek onlara Valeria yoluyla, el salladığında Jay yanından geçtiği torununa öpücük atmıştı. Louis gülümseyerek onları izlerken Mark, Jay ile birlikte rahibin önünde karşı karşıya geçmişlerdi.

Fizzy, Robert'ın Mark'ın arkasında durması gibi annesinin arkasına geçmişti. Rahip konuşmaya başlarken Harry Louis'ye döndü. "Bizimki geldi aklıma... Ne güzel olmuştun orada da..."

"Senin yanında solda sıfır kalmıştım Alfa."

Harry gülerek, en azından yanağından, bir öpücük çalabilmek ona doğru eğilince Louis işini kolaylaştırmak için yanağını uzatmıştı.

Çünkü bir kere yeltendi mi, onu alana kadar durmak bilmiyordu.

Flörtleşmeyi bırakıp, törene geri döndüklerinde birbirlerine yemin ettiklerini duymuş, görmüşlerdi. Yeminlerden sonra rahibin yüzükleri takmalarını rica ettiğinde, Robert kırmızı kadife yastıkta taşıdığı yüzükleri Mark'a uzatarak eğilmiş ve bir şeyler söylemişti.

Bu sırada sızlanmaya başlayan oğluyla ilgilenen Louis, Adrius'ı kollarına tam yerleştirerek kafasını kaldırınca Mark'ın Robert ile birlikte kısa bir an ona baktığını görmüşlerdi.

Omega kaşlarını çatarak Harry'ye baktı. "Ne oldu?"

"Hiç... Babam yine hiçbir fırsatı kaçırmıyor..."

"Ne söyledi?"

"Emin misin?' diye sordu."

"Ve?"

Gözlerini Louis'ye dikti Alfa. "Hâlâ geç değil, dedi. Benim ne kadar pişman olduğumu falan söyledi, iyi düşün, dedi."

Omeganın tek kaşı hızla kalktı. "Pişmanlık? Pişman mısın sen?"

Harry ona bakarken sırıttı. "Pişmanım," Yine ortamdan hızla koparak ona doğru eğildi. "..o kadar pişmanım ki, her gün bir an önce uyanıp seni görmek ve bir an önce de günü bitirip seninle gecenin karanlığına gömülmek için sabırsızlanıyorum."

Louis ona hızla davetkar bakışlarından birini atmak için göz kapaklarını yarıya indirirken Harry'nin alt dudağını ısırıp, kucaklarındaki yavruları da unutarak hırsla ve gamzeleriyle ona bakmasını sağladı.

Arthur'un arkadan sessizce öğürme taklitleri yapmasıyla önlerine döndüklerinde törenin son konuşmalarını yapan rahibi duydular.

"..Tanrı sizi bir ömür mutlu olmanız için kutsasın... Gelini öpebilirsiniz."

Mark gülümseyerek Jay'e küçük bir öpücük vermiş ve alnına yaslamıştı dudaklarını. En sonunda sarıldıklarında rahip İncil'i kapatmış bir şekilde bekliyordu. Herkes tezahürat yaparken tekrar başlayan düğün müziği eşliğinde Harry de Valeria'nın minik ellerini birbirine dokundurarak alkış yapıyordu.

Robert rahibi geçirirken herkes ikiliyi tebrik etmek için ayaklanmıştı. O sıralarda töreni çeken yan taraftaki kameramanların arasından elinde fotoğraf makinesiyle çıkan Girolle ayaklanan Harry'nin dikkatini çekip suratının düşmesine neden olmuştu.

"Ya... Yine mı bu..?"

Louis kalkarken onun ifadesini görüp baktığı yere döndü. "Ne oldu?"

Karşılaştığı fotoğrafçı göz devirmesine neden olsa da Harry'ye yan bir bakış attı ve, "Ah, flörtümmüş."dedi.

Harry yapılan imayla yüzünü buruşturur gibi çattı kaşlarını. Yanından geçip giden Omegasının arkasına takıldı. "Omegam lütfen ya!"

"Kapa çeneni Harold."

Harry yakasını bırakmayacak olan bu hatanın tekrar yüzüne çarpılmasıyla üzüntüsünü kızına sarılarak atmaya çalıştı. İkili kurtların arasına karışıp Jay ve Mark'a ulaştılar. Çoktan Anne'in tebriklerini almış, Axel'i seven Jay'e ve Robert'la birlikte ortak arkadaş grubuyla konuşan Mark'a baktılar.

"Annem,"

Jay parmağına sarılan minik elle birlikte oğluna döndü büyük bir gülümseme eşliğinde. "Bebeğim!"

Adrius'ı bir koluna alıp ona sıkıca sarıldı. "Tebrik ederim. Nasılsın?"

"Mutlu, tatlım." Oğlunun elini tutarak gülümsedi. "Tıpkı senin gibi."

Louis de kısılan gözleriyle birlikte gülümseyerek geri çekildi, onun beta oğlunu sevmesini bir süre izleyip, Mark'ı tebrik eden Harry ile değişti.

"Louis..."

Mark ona bakarken beklentiliydi. Louis sade bir gülümsemeyle boştaki kolunu kaldırdı. "Tebrikler."

Mark mutlulukla ona sarılırken Louis geri çekilmeden önce, "Annemi üzersen seni üzerim." diye mırıldandı.

Alfa küçük bir duraksamanın ardından ayrılıp gülümseyen Omegaya kaşlarını kaldırdı. Ardından da özgüvenle gülümsedi. "Hak edersem ne ala, ama endişen olmasın evlat."

Memnuniyetle gülümsedi Louis. "İyi olur."

Geri çekilmeden önce oğlunu iki koluyla sardı ve üvey babasına gösterdi. "Havadan torunların da oldu."

Mark gülerek bakmaya bile çekindiği yavrulardan birine hevesle uzandı ve tombul yanağını okşadı. İri maviler ona bakarken ellerini sallayınca tombul ellerden birini öptü.

"Ne kadar mutlu olduğumu sana anlatamam."

Louis ona gülümseyerek diğer kurtlarla konuşabilmesi için geri çekildi. Dikkatini dağıtabilmek için Adrius'ı kollarında hafif hafif zıplattı. Tören sonrası herkesin tebriklerini sunmasının ardından Jay ve Mark'ın, manzara arkalarında kalacak şekilde dekore edilmiş arka planla fotoğrafları çekilmişti.

O sırada kızlarını kullanıp şirinlik yaparak yanına gelen Harry'yi farketti Louis. Ona küçük bir bakış attıktan sonra kızının henüz az bir tutam olan kahverengi perçemlerini süsleyen beyaz tüllü, çiçekli bandanasını düzeltti. Ona gülümseyerek bakarken kızının uzanan kollarını öpüp kardeşi Adrius'ı göstererek birbirleriyle oynamalarına izin verdi.

Gözü Axel'i aradığında Robert'la birlikte Anne'in kucağında olduğunu, kayın ebeveynlerinin onu sevdiklerini görünce rahatladı.

"Omegam...?"

"Söyle, ex kocam."

"Ya Omegam!"

Louis umursamaz bir şekilde kafasını çevirdiğinde Valeria'yı tek koluna alarak boşalan kolunu eşinin beline sarıp onu kendine çekti. "İzin ver sana kendimi affettireyim..."

Louis birbirlerine yaklaştıkları için birbirlerinin kıyafetlerine tutunup çekiştiren yavrularına kısaca bakıp burun buruna olduğu kocasına döndü.

"Aklından ne geçiyor?"

Harry yan bir sırıtışla eğilip onun yanağını ve boynunu öptü. "İstersen bunu yavrular uyurken, biz yalnızken, yatağımızda konuşalım..."

Louis de sırıtırken fotoğraf çekimini bitirmiş ve onlara doğrulttuğu kamerasıyla yüzü kapanmış Girolle'u farketti.

Onun duraksaması Harry'nin geri çekilmesine neden olurken Girolle aldığı karelerle birlikte yanlarına geldi. "İşte Styles'ların Omegası ve onun biricik ailesi! Diyorum ki bir aile fotoğrafı çektirsek? Hm?"

Harry ona gözlerini kısarak ağzını açmıştı ki Louis, "Sevinirim." diyerek Axel'i alabilmek için Anne'in yanına gitmişti.

Alfa ağzını bile açamadan Girolle onu en kibar şekilde az önce Jay ve Mark'ı fotoğrafladığı alana yönlendirmişti. Louis kucağında iki oğluyla birlikte kendine yaklaşırken Harry ne Girolle'u ne Alfasını görüyordu.

Kendine doğru gelen muhteşem bir manzara vardı...

Louis koyu mavi takım elbisesiyle yanlarında bittiğinde Girolle hızla belli bir mesafe alıp onların hazır olmasını beklemişti. Harry manzaraya sırtını dönerken yanındaki Louis'ye baktı. Ondan Adrius'ı alıp Valeria'yı verdiğinde üçüzlerin ortasında kızları kalmış oldu.

Alfa, Adrius'ı kendine yaslayıp boştaki koluyla Louis'nin beline sarılırken Omega alfa ve omegayı dikkatle tutarak kameraya döndü. Harry en büyük, Louis en zarif gülüşlerinden biriyle merceğe bakıp birkaç poz verdiler.

Pozların arasında Harry profesyonelliğini kullanıp doğru zamanda başını eğmiş burnunu Omeganın şakağına değdirmişti. Louis, saniyesinden kareyi fotoğraflayan Girolle'u umursamadan Harry'ye çevirdiğinde başını, onun gülümsemesini görmüştü.

Doğal birkaç poz daha alan Girolle onlara bittiğini söyleyince Harry onu daha fazla yormamaları için Valeria'yı geri almıştı. Önlerine dönene kadar Girolle'un arkasına seyirci olmuş kurtları farketmemişlerdi.

"Bence hazır rahip de buradayken nikah da tazeleyin."

"Ama çok iyi görünmüyorlar mı..?"

"Bunun nedeni üçüzler."

"Omegamı verin bana!"

Niall, Zayn ve Liam'ın elinden kurtulduğu gibi Harry'deki Valeria'ya koştuğunda Alfa bir adım gerilemişti. "Kendine gel Niall!"

Kızlar onların haline gülerken onun durmasını Gemma sağladı. "Hey! Bence erken karar verme Ni! Benim kızım güzellikte bir numara olacak!"

Niall bir Valeria'ya bir de henüz Gemma'nın şiş karnındaki, Melodie'ye baktı. "İkisini de alırım."

"Harem mi kuruyorsun Niall?"

Kurtlar kahkaha atmaya başlayınca Louis de kendini gülerken bulmuştu. Ama üçüzler aynı anda sızlanmaya başladıklarında artık daha fazla tahammül edemediklerini anladılar.

"Ben artık onlarla ilgilensem iyi olur."

Louis, Harry'ye bakıp peşinden gelmesi için yürürken kızlardan annelerine söylemelerini istedi. Onlar da gelen arkadaşlarını yolcu ettikleri için artık yavaştan dağılmaya başladıklarını anladı. Kalanı aileler arası bir kutlamaya çevirecekleri için evde toplanacaklardı.

Evin bahçesine girdiklerinde Harry korumaya işaret edip ev anahtarını Louis'ye vermesini beklemişti. O kapıyı açıp girerken beklemeden salona ilerlediler.

Onları koltuğa yatırırlarken Louis ceketini çıkarıp, beyaz gömleğinin kollarını kıvırdı. Üçüzlere yeni, çok daha rahat kıyafetler almak için çekmecelerine ilerledi. Birer tulum çıkarıp dolabın üstündeki tezgaha koydu. Tekrar dönüp, muhtemelen bezleri de kirlenmiş olan, üçüzlerden ilkini aldı. Axel'i dikkatle, yarısı yumuşak yüzey hafif çukur olan, bölüme yatırıp kıyafetlerini çıkardı. İç zıbınına dokunmadan yalnızca çıtçıtlarını açtı ve pis bezi değiştirip alfayı temizledikten sonra mavi tulumu giydirdi.

Alfa kalan yavruları oyalarken aynı işlemi diğerlerinde de uyguladı ve temizleneni beşiğine koydu. Adrius yeşil, Valeria da sarı tulumuna büründüğünde Louis derin bir nefes aldı ve artık rahat bir uyku çekeceklerini umdu.

Ama tabii ki aç karın uyumazdı.

Louis bu kez Adrius'tan başladı. Onunla birlikte arkası odaya, önü de manzaralı pencerelerine dönük olan tekli koltuğa oturdu. O gömleğinin birkaç düğmesini açıp, bir yakasını kenara sıyırırken Harry beşikleri bir tur sallamış ve koltuğun arkasındaki yerini almıştı.

"Daha biz hazırlanmadan önce doymamışlar mıydı?"

Omega ona bakabilmek için kafasını hafifçe çevirip kaldırdı. "Sen açlığınla," İmalı bir bakış attı. "..geceden sabaha kadar sabredebiliyor musun?"

Harry muzip bir sırıtışla ona bakarken Louis betaya geri döndü. Alfa da baktığında kaşlarını çattı. "Bak... Şuna bak, nasıl da tutunuyor..? Gören hayatında ilk defa içiyor zanneder ya!"

Louis diğer yakasına sıkı sıkı tutunan küçük yumruğa bakıp Harry'ye göz devirdi.

"Ne dikiliyorsun başımda? Git şuradan!"

O Harry'yi başından atmaya çalışırken oğlu doymuş ve mayışmıştı. Harry'ye gazını çıkarması için verip Axel'i aldı. En az Adrius kadar aç olan alfa hızla Louis'ye yumulunca kıkırdadı Omega. Harry şapırdayan betayı öpmeyi bırakıp beşiğine koydu ve yumuşak battaniyesini üzerine örttü. Harry tekrar koltuğa yaslanırken diğerleri eve girmeye başlamışlardı.

"Hey," diye mırıldandı eşine tepesinden. "..kucağında bana da yer var mı?"

Louis muzip bir ifadeyle güldü. "Annen geldi, git onun kucağına yat."

"Olmaz~, benim gözüm seninkinde..."

"Oğlunu kıskanmayı kes Alfa."

Harry sırıtırken yaklaşan arkadaşlarını farkedip döndü ve koltuğa bariyer oldu. "Yaklaşmayın."

"Ama Axel!"

"Git kardeşlerini sev!"

Niall, Louis'yi görmenin bir yolunu bulamayınca Zayn ve Liam'la beşiklere yönelmişti. Hole doğru baktığında Lottie ve diğerlerinin herkesi mutfağa, oradan arka bahçeye yönlendirdiğini görmüştü. Arthur'un onlardan kurtulup salona girmeyi başardığını görünce göz devirdi.

Arthur radarı varmış gibi yerini farkedip hızla Louis'ye yönelince Harry onu direkt tutmuştu. "Ne yapıyorsun sen?"

"Omegamın babalığına bakıp hayran kalmak istiyor olamaz mıyım?"

"Eceline susamışsın gibi yorumladım."

Arthur Harry ile bakışmaya devam ederken Louis alfanın ağzını silip Harry'ye bakmıştı. "Harry-"

"Bekle!"

Arthur'u çekiştire çekiştire Liam'a teslim etti. Louis'nin kalkmasına izin vermeden Valeria'yı kucakladı ve onun yanına ilerledi. Dikkatlice bir koluna ve bacaklarına bırakıp Axel'i aldı. Louis kızını da doyururken Harry Axel'in göğsünü göğsüne yasladı. Arthur kas yığını Liam'dan kurtulabildiğinde en azından Axel'le oynayabilmek için Harry'ye yöneldi.

Alfa özenle ovuşturduğu küçük sırta ara sıra hafifçe vurdu. Arthur yüzünü görebilmek için Harry'nin arkasına geçti. O önündeki küçük surata şirinlik yapmaya çalışırken Alfa, Axel'in sırtını ovdu, ovdu, ovdu ve sonunda küçük ağzının aralanıp Arthur'un suratına doğru geğirmesini sağladı.

Arthur gözlerini kırpıştırarak geri çekilirken Harry sesle onlara dönen üçlüyle birlikte kahkaha attı.

"Daha kaç aylık yavruyu üzerime saldığına inanamıyorum ya..."

Arthur sığınabileceği betasının bugün burada olmamasıyla birlikte biricik yeğenlerinden de hor görülmeyi kaldıramamış ve koşa koşa biraz teselli için Tomlinson kızlarını bulmaya gitmişti.

Louis arkasından başını iki yana salladı ve Valeria'yı da, üstünü düzelttikten sonra kucakladı. Onunla birlikte kalkıp, Harry'nin ardından beşiğine, Axel ve Adrius'ın arasına, koydu kızını. Hepsi huzurlu bir uykuya daldıklarında diğerlerinin yanına geçebilmişlerdi.

Harry arka bahçelerini de süslettiği için günün anlam ve önemi varlığını sürdürüyordu. Jay ve Mark kol kola oturmuş diğerleriyle mutlu mutlu sohbet ederken, Gemma Michal ile mutfakta, koltuklara oturmuş dinleniyordu.

Harry Omegasının omzuna attığı koluyla birlikte yanlarına yürüyüp hızlı bir şekilde girmişti konunun içine. "Ee? Balayını nerede geçireceksiniz?"

Louis beklemeden dirseğini karnına geçirip inlemesine neden olurken gözlerini kısmıştı. "Sana ne?"

"Sadece sordum..."

Jay oğlunun damadını daha fazla darlamaması için gülerek, "Balayına gerek duymadık tatlım." dedi.

"Evet, bizim tek düşündüğümüz şey bir an önce aile olabilmek."

Mark da Jay'i devam ettirince Omega eşine 'Tatmin oldun mu?' der gibi baktı. Harry başta ona somurtsa da beklemeden kollarını etrafına dolayıp, yanağını kirli sakallı yanağına yaslamıştı.

"Hem ben torunlarımı özlerim!" Jay ellerini göğsünde birleştirdi. "Bugün bile telaşeden onlara bakamadım!"

Louis annesine gülerken Anne, "Ben senin yerine de bakardım niye öyle diyorsun?" dedi.

"Beni kıskandırmaya bayılıyorsun, değil mi?"

İki anne karşılıklı kıkırdarken Harry keyifle izledi onları. Üstündeki kıyafetleri umursamadan parkta oynayan ikizler yorulup koşa koşa Jay ve Mark'ın kucağına çıktılar.

"Anne? Şimdi bizim alfamız mı oldu?"

"Alfa babamız!"

"WEE!"

İkizler bir anda coşkuyla Mark'ın üzerine atlayınca kurtadam gülerek geri savrulmuştu. Louis başını iki yana sallamadan önce göz devirdi.

Bir üvey babaları eksikti.

Hem de alfa olanından...

Olgun aşıkların kutlamasına Harry ve Louis'nin arka bahçesinde kutlamaya devam etmişlerdi. Yiyecek ve içecekler yenilenmiş büyük bir aile olarak iyi vakit geçirmişlerdi. Herkes yorulup akşam olmadan evlerine dağılmaya karar verdiklerinde geriye çekirdek aile olarak kalmışlardı.

Üst başlarından kurtulup karınlarını doyurduktan sonra kendilerini mutfağa ait küçük salonlarında dinlenmeye bırakmışlardı.

"Hadi babaya gül!"

Harry oturduğu koltukta kaymış, başını koltuğa yaslamış, ellerinin arasındaki betanın ayaklarını kendi göğsüne yaslamıştı. Adrius ona, iri mavileri ve fındık burnuyla ağzından köpükler çıkararak bakarken istemsizce kıkırdadı.

Acaba Omegasının bebekliği de aynı böyle miydi?

Gülücük kazanabilmek için onu yukarı aşağı sallayıp, atar gibi yaparken Louis göğsünde yatan Valeria'yla birlikte baktı ona.

"Eğer biraz daha devam edersen sana sevgi dolu bir gülücük değil, bir avuç kusmuk verecek Harold. Yeni doyurdum."

Harry titreyerek onu aşağı indirdi ve dikkatlice sarıldı. "Benim oğlum bana öyle bir şey yapmaz..."

"Dene ve gör."

Gülerek uyuklayan kızının başını öptü. Onu uyuttuğu Axel'in yanına, yanlarına destek olarak aldıkları, ayak uçlarındaki yarım daire şeklindeki yastık çemberin içine bıraktı ve üstünü de güzelce örttü.

Onlara son kez bakıp gülümsedi, elbette biraz da şükretti, sonra kalkıp Harry'nin yanına ilerledi. Alfanın gerek yüz hareketleriyle, gerekse öpücükleriyle güldürmeye çalıştığı oğlunu ve onun uykulu gözlerine rağmen babasına bakmaya çalışmasını izledi.

İkisini bir süre gülerek izledikten sonra ellerini kaldırıp oğluna uzandı ve sevimli aile tabloları bir anda bozuldu.

Harry somurtarak oğlunu geriye çekti ve sarıldı.

Louis kendinden kaçırılan oğlunu farkettiğinde hızla düz bir ifadeye bürünüp bekledi ve ikinci kez atıldı.

"Git ya!"

"Ya Harry versene!"

Harry geri çekilmekle de kalmayıp kalktığında Omega ona çatık kaşlarıyla baktı. "Dayak mı istiyorsun?"

"Ben uyutacağım!"

"İzin vermiyorsun ki uyusun!" Louis de kalktı. "Uzatma getir şuraya."

Harry geriye adımladı. "Hayır."

Adımlarına ayak uydurdu Omega. "Ver, Harold."

Koltuğu kendine siper alabilmek için arkasına geçerken Adrius'ı sıkıca tutuyordu Alfa. "Asla! O benim oğlum!"

"Senin oğlunsa benim neyim gerizekalı!?"

Kaçmasını umursamadan peşinden gitti Louis. Koltukların etrafında dört döndüler bir süre. Omega sonunda durup Harry'nin de durmasın sağladığında gözlerini kısarak baktı kocasına. "Neyin peşindesin?"

Ve Harry'deki meydan okuyan ifade ortaya çıktığında anlam bulan durumla devam etti. "Başaramayacaksın."

"Göreceğiz Omegam." Betayı kendine yaslayarak, "Şuan durum 2-2 ve Adrius her şeyi değiştirecek." dedi.

"Ne yaparsan yap seni beni olduğundan fazla sevemez Harold. Gerçeklerle yüzleşsen iyi olur."

"Ben onun biricik, güzeller güzeli babasıyım!"

Louis ona alayla baktı, hatta küstahça kollarını bağladı göğsünde. "Onlar benden çıktı Harold."

Harry bunu geçeneyeceğini bilse de pes etmeyecekti. "Bu bir şeyi değiştirmez, hâlâ üste çıkabilirim."

"Onlar bana muhtaç, sen ne anlatıyorsun?" Alaylı bir gülüş de eklendi. "Senin tarafında sandığın Valeria bile bensiz bir dakika duramaz."

Birkaç saniye sessizliğin ardından son silahını kullanmak mecburiyetinde kaldı Harry. "Unuttuğun şey, beni babamın yetiştirdiği Omegam."

Louis'nin gülüşü bağlı kollarıyla birlikte düştü. "Harry... Onları bir şımart... O zaman görürsün kim sana ne yapıyor!"

Tekrar dönerlerken, "Parayla sevgi satın alamazsın-!" diye bağırırken Axel ve Valeria'nın olduğu tarafa gelince sessizleşti. Onları uyandırmamak için el hareketi çekerek devam edebildi tehditlerine.

Harry bunu farkedince kahkaha attı. "Ne o? Sessizlik yemini mi ettin? Orada kal ve yavrularımız için ağzını kapalı tut."

"Kucağında Adrius ve sabahtan beri bağırıp çağıran sensin, aptal."

Harry, "Oh..." diye mırıldanırken bunu yeni farketmiş gibiydi.

Başını iki yana salladı. "İyi baba olacak bir de, gel buraya!"

Harry çocuk gibi omuz silkince Louis sabır dileyerek onun yanında kalan bahçe kapısından baktı. "Ah... Bir kurt beni mi gözetliyor...? Girolle mu o?"

Harry irileşen gözleriyle arkasına döndüğünde Louis koltuğun üstünden atlayıp hızla Alfanın arkasında olduğu ikiliye koştu. Harry biraz geç de olsa kafaya alındığını farketse de çoktan dibine girmiş olan Louis ile çığlık atmak için açtı ağzını.

Neyse ki erken farkeden Omega hızla elini ağzına kapattı. "Yeter. Ver çabuk oğlumu."

Harry ne kadar güçlü kollarıyla engel olmaya çalışacak olduysa da Louis erken davranarak onun bir kolunu geri kıvırıp hareketlerini kısıtlamıştı bile.

"Hemen."

El mahkûm tutuşunu gevşetip Omeganın Adrius'ı almasına izin verdi. Ancak kolu serbest kalınca Louis'nin gitmesine izin vermeden eğildi ve ikisini birden kucağına aldı.

"Heh, şimdi istersen hepsini kucağına al..." Sırıtarak baktı dumura uğrayan Omegasına. "Sen benimsin bir kere."

Ona kısık gözleriyle bakıp burun kıvırarak kafasını çevirdi. Sonunda oğlunun iyi olup olmadığını anlamak için göğsünden uzaklaştırdı ve ellerine yatırdığında onun dişsiz ağzıyla, kocaman gülümsediğini görmüşlerdi.

İstemsizce onlar da gülümserken Harry, Louis'nin başına yasladığı başıyla izlemişti onları.

Ve birbirlerine bakmışlardı.

"Bana gülümsüyor."

"Hadi oradan! Ben taşıdım kollarımda onu!"

"Ben alınca başladı gülümsemeye. Senden kurtulduğu için çok mutlu."

"Kurtulup da kime gitti acaba..."

"Siktir git!"

"Omegam!"

Evet, onlar henüz bir anlaşmaya varamamış olabilirlerdi. Ancak ileride öğreneceklerdi.

Üçüzler ikisi de olmadan bırakın iyi olmayı, gülümseyemezlerdi bile.

×××

Evet, şimdi bilmeniz gereken şey şu;

Bir iki bölüm içinde zaman atlaması yapacağım, yavruların emeklemesi, yürümesi, okul çağına gelmeleri baz alınacak.

Onların büyüyüp Harry ve Louis'yle nasıl bir ilişkileri olacağını merak eden bir tek ben miyim?

Umarım beğenmişsinizdir,

Çok değerlisiniz,

-Arthur Hazel

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

1.1M 77.1K 60
"Ben yüreğimdeki bu sızıya da, yüreğimdeki sana da bir isim bulamadım elma kurdum. O yüzden senin adın kavuşmak olsun." Kapak @Percexes <3
112K 8.5K 42
Badeee.sy : Gö*ünde torpil patlatacağım senin. Darknight : Gö*üm senin için her zaman burada orası ayrı mevzu ama Emre değilim. Darknight : Seni sırf...
1K 200 8
Denizcilik Akademisi Biyoloji Bölümü öğrencisi Shoto, en büyük hayali olan deniz insanları araştırma projesini bitirmek için akıl hocası ile uzun bir...
222K 20.9K 36
Louis, tıp bölümünün son senesinde sınavlarla ve stajla boğuşurken beklediği en son şey, yanında çalıştığı asabi doktora aşık olmaktı. Alfa!Harry ...