Dream Glow×Taekook ✓

Galing kay Amethystprk

929K 69.3K 51.1K

Taehyung yanlışlıkla, okula korku salan Jeongguk'un kucağına düşmüştü. By Amethyst🏫 Higit pa

-0.1-
-0.2-
-0.3-
-0.4-
-0.5-
-0.6-
-0.7-
-0.8-
-0.9-
-1.0-
-1.1-
-1.2-
-1.3-
-1.4-
-1.5-
-1.6-
-1.7-
-1.8-
-1.9-
-2.0-
-2.1-
-2.2-
-2.4-
-2.5-
-2.6-
-2.7-
-2.8-
-2.9-
-3.0-
-3.1-
-3.2-
-3.3-
-3.4-
-3.5-
-3.6-
-3.7-
-3.8-
-3.9-
-4.0-
-4.1-
-4.2-
-4.3-
-4.4-
-4.5-F-
Cherry Blossom×Taekook

-2.3-

17.3K 1.3K 521
Galing kay Amethystprk

Uyanmama vesile olan şey çıplak belimde boydan boya süzülürcesine gezinen parmaklardı. Hafifçe hareketlenip sevgilimin sıcak göğsüne biraz daha yasladım sırtımı, saçlarımı uçuşturan derin bir nefes verme ve sabahımı şenlendiren kıkırtıyla ben de uykulu uykulu gülümsedim.

"Günaydın bebeğim."

Yanağıma bastırdığı dudaklarıyla tenime doğru fısıldayıp minik bir öpücük bıraktığında mırıldanıp gerildim. 

"Günaydın sevgilim."

Yeni uyandığımdan dolayı sesim daha tok ve kalındı, ayrıca geceki yaramazlığımızdan dolayı boğazım tahriş olmuştu. 

"Kahvaltı edelim birlikte, sonra da uçağımız kalkacak. Eve dönme vaktimiz geldi."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi açmadan mırıldandım yine ve Jeongguk'uma döndüm,  yüzümü boynuna gömüp biraz da öyle uyumayı amaçlamıştım ama buna tabii ki de izin vermemişti.

"Uçak erken kalkacak."

"Ama uykum var benim hala."

"Uykucu bebek, uçağa bindiğimizde kucağımda uyuturum seni. İki saati geçiyor Tokyo - Seoul arası, biraz daha dinlenebilirsin o zaman."

Boynumu ve omuzlarımı öpücüklere boğup beni tamamen uyandırdığında teninden ayrılıp kafamı ona doğru kaldırdım, burnumun ucuna dudaklarını bastırıp belimde parmaklarını gezdirmeye devam etti.

" Hadi bebeğim, güzel bir kahvaltı edelim."

°°°

" Sen otur bakalım şöyle."

Mutfağa girdiğimizde ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucaklayıp mutfak tezgahına oturtmuştu. Kollarını iki yanımdan yaslayıp üzerime eğildi ve dudaklarını dudaklarıma bastırıp oldukça ıslak bir öpücük bırakarak geri çekildi. Alnımı alnına yaslayıp mırıldandım hafifçe.

"Yardım etseydim?"

"Bebeğim yorgun. Daha fazla yorulmasına gerek yok."

Sırıtıp karşılık vermesiyle ben de gülüp kollarımı boynuna sardım. Parmakları çıplak bacaklarımda geziniyordu içimi hoş edecek bir şekilde. Üzerimde baldırlarımı örtecek kadar uzun bir sweatshirt ve iç çamaşırından başka bir şey yoktu. Çaprazlamasına çıplaktık, onun da üzerinde hiçbir şey yoktu ve ağız sulandırıcı vücudu parmaklarımın altındaydı. Sert omuzlarına biraz daha sarılıp bedenini kendime çektim. 

"O kadar da yorgun hissetmiyorum, biraz daha yaramazlık yapabiliriz."

Tek elimi göğsünde kaydırıp neredeyse düşecekmiş gibi duran eşofmanının belinde gezdirdim. Adonis kaslarına değen parmaklarımla derin bir nefes alıp alt dudağını ağzının içine çekip gülümsedi. 

"Bugün son günümüz olmasaydı seni günün üç zaman diliminde de bir tatlı gibi tüketirdim bebeğim. Ama evimize dönme zamanımız geldi, etrafta sekerek yürümeni istemiyorum."

"Doğru, sen kucağında sekmemi seviyorsun."

Söylediklerimin ardından dilini yanağına bastırdı ve sırıtıp yüzünü boynuma gömdü. Tenimi haşince dişleyip bacaklarımın arasına girdi.

"Sabah sabah deli gibi ağlamak isteyen biri var sanırım burada?"

"Beni ağlatmanı çok isterim."

Tam dudaklarıma atlayacakken duyduğumuz ayak sesleriyle Jeongguk hemen önüme geçip yarı çıplak bedenimi iri bedeniyle gizledi. 

"Bay Jeon, uçak hazır."

"Tamam, çık."

Sinirli sesiyle alnımı sırtına yasladım ve sessiz sessiz güldüm. Adam çıktıktan sonra da minik bir öpücük bıraktım sırtındaki benlerden birine. 

"Eee, hadi ."

"Uçak hazırmış bebeğim, acele etmemiz gerek."

"Uçak senin değil mi Jeongguk?! Ne zaman istersen o zaman kalkar."

Mızıldanıp dudaklarını öptüm birkaç kez, homurdanıp belime sıkıca tutundu ve beni kucağına aldı. Sandalyeye oturduğunda ben de dizine kaydım, parmakları hala belimde tatlı tatlı gezinirken çubuklara taktığı yumurtayı dudaklarıma doğru uzattı.

"Hava bozacakmış. Bizi tehlikeye atamam. Hadi gel, yemek yerken birlikte ağlarız."

...

Doyurucu bir kahvaltının ardından öncesinde topladığımız eşyalarımız arabaya yüklenirken kollarımı göğsümde bağlayıp dudak büzdüm. Kendi evime dönecektim ama Jeongguk'a henüz doymamıştım. Tamam, gideceğimiz zamanı soran da bendim ama Jeongguk ile beraber kalırım sanıyordum. Babam ise direkt eve dönmemi, beni çok özlediğini söylemişti. 

"Hadi ama bebeğim. Biz her daim birlikteyiz. Hem baban çok özlemiş seni. Annen de öyle."

"Ama ben seninle evimizde kalmak istiyordum."

Mırıltımla yanaklarıma parmaklarını sarıp dudaklarıma dudaklarını bastırdı ve minik bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Ben geleyim mi size? Birlikte uyuruz, yarın da evimize gideriz."

"Gerçekten mi? Ama kendi evinden başka yerde kalmayı sevmiyorsun Jeongguk, rahatsız olacaksın. Kendini zorlamanı istemiyorum."

Kafamı iki yana sallayıp mırıldandığımda gülümsedi ve belimden tutup çekerek arabaya yöneltti bizi. İlk ben binip tordum, ardımdan yanıma binip beni göğsüne çekti.

"Senin odanda, kokun duvarlara bile işlemişken kendimi rahatsız hissetmem mümkün mü bebeğim?"

Tatlı tatlı çıkan sesiyle yükselip mor saçlarından öptüm bir sürü. Kıkırdayıp göğsümden öptü o da. Havaalanına kısa zamanda varmıştık. Jeongguk parmaklarımızı birbirine kenetleyip bizi vip girişe yönlendirdiğinde korumalar da arkamızdan bavullarımızı getiriyorlardı. Biz kapıdan girdiğimizde elinde tabletle bekleyen kadın yanımızda yürümeye başlayıp güler yüzlü bir şekilde konuşmaya başladı. Japonca konuşuyordu, Jeongguk da söylediklerine karşılık cevap verip piste doğru çekiştirdi beni.

"Ne dedi?"

"Keyifli uçuşlar falan filan, anlayabilirsin herhalde birazcık da olsa?"

Kıkırdayıp uçağa yaklaştık ve merdivenleri tırmanıp içeri girdim. Kendimi koltuğa attığımda Jeongguk bu kez de pilotla konuşmaya başlamıştı. Yanıma gelmesini sabırsızlıkla beklerken çalışanlardan biriyle göz göze geldim.

Bakışları direkt benim üzerimdeydi, hafif bir tebessümle beni izliyordu. 

Huzursuz olmuştum, Jeongguk'uma baktığımda pilotla olan konuşmasını bitirip yanıma geldi.

"Neredeyse iki buçuk saat uçacağız bebeğim, uykun varsa eğer hala üzerini değiştir, daha rahat uyursun hm?"

"Yoo, gerek yok. Ben iyiyim böyle, sana sokulduktan sonra geri kalan hiçbir şey önemli değil."

Alnımdan öpüp gülümsediğinde bakışlarım yeniden çalışan kadını buldu, hem bana hem de Jeongguk'a bakıyordu. 

Bir süre sonra uçak havalanmıştı, biz tatlı tatlı sohbet ederken Jeongguk çalışanlardan soğuk çay istemişti. Diğer kadına söylemiş olmasına rağmen bana bakan kadın elinde bardakla geldiğinde bakışlarımı sevgilimden asla ayırmadan yakışıklı yüzüne aşkla bakmaya devam ettim. Ama kadın elindeki bardağı üzerime boca etmiş, ben yerimden kalktığımdaysa özürler sıralayıp gömlek düğmelerimi açmaya kalkmıştı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Kızıp geri çekildiğimde Jeongguk anlamaz bakışlarla bir beni bir de kadını izliyordu. Ağzını açmaya yeltendiğinde panikle yeniden konuşmaya başladım.

"Uzak dur."

"Üzerinize döktüm, izin verin yardımcı olayım."

"Lüzumu yok, geride dur yeter."

Yeniden terslediğimde o kadar gergin bir haldeydim ki Jeongguk beni yanlış anlar diye, bir süre aptal gibi ayakta bekleyip ne yapacağımı bilmez bir şekilde yerime geri oturdum.

"Bebeğim, neyin var?"

"Bir şey yok sevgilim? Bavulları verdik ya, üzerimi nasıl değiştireceğimi bilemedim."

"Gerilme Taehyung, sadece soğuk çay, bir şey yok. Seni ilk defa birine böyle davranırken görüyorum, seksiydi."

Kıkırdayıp boynuma dudaklarını bastırdığında gülmek için kendimi zorladım ben de. Tanrı'ya şükür ki bir şey anlamamıştı.

Jeongguk böyle üşüyebileceğimi söyleyip üzerindeki hırkayı çıkarmıştı ve gömleğimi çıkarttırıp giydirmişti. Kokusuyla çevrelendiğimden daha rahat ve mayışık hissediyordum. 

"Ben lavaboya gidiyorum bebeğim."

"Tamam."

Kafamı sallayıp onu onayladığımda yerinden kalkıp gözden kaybolmuştu. Jeongguk gittiği sıralarda ise kadın yeninden elinde soğuk çayla belirdi.

"Yeni başladım işe, kusura bakmayın lütfen."

Kafamı sallayıp önemli olmadığını belirttim ve bardağı almaya yeltendiğimde elimi tuttu.

"Bırakır mısınız elimi? Ne yapıyorsunuz?"

"Telefon numaranızı rica etsem? Sizden çok hoşlandım."

Patavatsız ve cesaretli duruşuna karşılık ne yapacağımı bilemez şekilde bakıp elimi hızlıca avuçlarından kurtardım.

"Bakın, uçağa bindiğimizden beri bakışlarınız üzerimde ve durum benim açımdan fazlasıyla rahatsız edici. Adına çalıştığınız adam benim sevgilim, işinize zarar gelmemesi için bu durumu onunla paylaşmayacağım ama bir kez daha beni rahatsız ederseniz ve o da bu durumu fark ederse kendimi aklamak mecburiyetinde kalacağım."

Oldukça açık bir şekilde konuşup son noktayı koyduğumda kafasını sallayıp yeniden özür diledi ve uzaklaştı yanımdan. Ardından da Jeongguk gelmişti zaten yanıma. Yanağımdan öpüp yerine oturduğunda kalkıp kucağına geçtim. Parmakları sanki yerleri orasıymış gibi hemen belimi ve bacaklarımı buldu.

"Uyuyacağım."

"Uyu tabii bebeğim. Ben de o sırada başına üşüşen baykuşları korkutayım biraz."

Sinir bozukluğuyla söylediği sözlere karşılık kafamı kaldırıp ona baktım ve o an anladım kızın dediklerini duyduğunu.

"Kendi kendisine hallenmiş işte, boş ver, canımızı sıkmaya değmez. Ben konuştum zaten gerektiği gibi."

"Evet, aşırı seksi bir andı. Yalnız olsaydık çok fena şeylere şahit olurdu burası. Her uçağa bindiğimizde o fena şeyler doldururdu aklımızı ve biz sürekli göz göze olurduk."

"Ne yapalım yani şimdi?"

"Sen uyu, ben de kıskançlığımı kontrol etmeye çalışıp sevgilimi koruyayım."

...

Cümleten annyeonghaseyo yorobun!

Selamlar çiçekler!

Nasılsınız bakalım???

Ameti çok iyi gibi, bu hafta değil bir sonraki hafta finallerim başlayacak, hadi bakalım hayırlısı olsun ayol.

Evet, bir haftalık DG yokluğunda neler oldu, pasaportum geldi, o fotkiyle beni yurt dışına sokmazlar, bir ben bir de Meksikalı herhangi bir katil, vallahi fark yok fnkfnvndrkngkrfvgkrtl. Kolombiya da olabilir, o taraflardan olduğu kesin ama njknckvdnfvklfnvf.

Ayrıca bugün yakışıklı prensimizin doğum günü, bir yanım mutlu  bir yanım buruk. İyi ki doğdun koca adam, her daim müthiş bir sevgiyle bağlı olacağım size. 💜

Nys, gidiyom bne, size iyi okumalar.

Bunu en altta söylemek de aşırı manidar. 😆

Nys, hadi bb. 👋🏼👋🏼

Okuduğunuz için teşekkür ederim Frezyalarım!

Beğendiyseniz yorum ve oy atmayı unutmayın!

Sizi seviyem.

By Amethyst 🏫

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

303K 23.8K 39
Jeon Jungkook psikologtu Kim Taehyung'da onun inatçı hastası ~ Işığınız olmak istiyorum Bayım.
412K 27.1K 40
Kim Taehyung Jeon Jungkook'u kaçırmıştı. # 1 aşk # 1 vkook
14.9K 2.5K 15
Asya Hun İmparatoru, küçük oğlunu tahta geçirebilmek için büyük oğlu Yoongi'yi anlaşmalı olarak komşu devlete esir olarak gönderir. Planı Yüeh-chi de...
557K 13.2K 31
Acımasız mafya liderinin aşkı... Aşk hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı...