HIRÇIN GÜVERCİN

By sibelgns

2.3M 103K 13.5K

Geçmişin karanlığından kurtulmak isteyen küçük bir kız çocuğuydum sadece. Aynaya her baktığımda gördüğüm kesi... More

TANITIM
1.Bölüm "Bana Aitsin"
2. Bölüm "Ne iz ne de hatıralar..."
3. Bölüm "Ben yaptım, hepsi benim suçum"
4. Bölüm "Bana Güvercin Demeyi Kes!"
5. Bölüm "Birbirinizden Hiç Farkınız Yok!"
6. Bölüm "Güvendesin Güvercin"
7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."
8.Bölüm "Avare Bir Serçe"
9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"
10. Bölüm "Ufaklık"
11.Bölüm "Pamuk Prenses"
12. Bölüm "Senin Aklını Alacağım Eymen BOZOKLU"
14. Bölüm "Demek Seni Delirtmeyi Başardım Ufaklık"
15. Bölüm "Hadi Güzelim Nefes Al!"
16. Bölüm "Sen Öyle San Güvercin!"
17. Bölüm "Sadece Bir Öpücük mü?"
18. Bölüm "Sen Onun İlkisin!"
19. Bölüm "Sen Benim En Zorlu Sınavımsın."
20. Bölüm "Güvercin Sana Emanet"
21. Bölüm "Ben Senin Neyin Oluyorum Güvercin?"
22. Bölüm "Sakın Beni Bir Daha Öpmeye Kalkma!"
23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"
24. Bölüm "Eymen Yağız Buluşması 1"
25. Bölüm "Eymen-Yağız Buluşması,Sürpriz Ziyaretçiler"
26. Bölüm "Fırtına Öncesi Sessizlik." Alıntı
26. Bölüm "Fırtına Öncesi sessizlik"
27. Bölüm "Sorgu Odası"
28. Bölüm "Sakın Yakalanma Güvercin!"
29. Bölüm. "Bazen aşk ilk görüşte insanın yüreğine düşer"
30. Bölüm "Ben de seni seviyorum Güvercin."
31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."
32. Bölüm "Sebebi Aşk Yağız, Sebebi Deli Sevda."
33. Bölüm "Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin!"
"34. Bölüm "Korkuyorum Yağız, Çok Korkuyorum Sevgilim."
35. Bölüm "Mutfakta Aşk Başkadır."
36. Bölüm. "Lütfen Yağız, Gitme!"
37. Bölüm "Ne olur Aç Gözlerini Beni Böyle Ağlatma Sevgilim."
38. Bölüm "Sen Ağlamamı Hiç İstemezdin..."
Kısa Bir Ara
Alıntı 1
Alıntı 2
39. Bölüm "DESTUR!"
40. Bölüm "Bunu sana ödeteceğim Fahişe!"
41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."
42. Bölüm "Öpüşmemizi Ateşli Buldun Yani!"
DUYURU
ALINTI 1
ALINTI 2
43. Bölüm "Benden Uzak Durmanı Yasakliyorum!"
44. Bölüm "Bırak Bedenim Bulansın Tenine"
45. Bölüm. "Senin Bir Suçun Yok Güvercin!"
46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"
47. Bölüm "Sen Onu Bile Hak etmiyorsun!"
48. Bölüm "İstediğin Yere Gitmekte Özgürsün!"
49. Bölüm "Bana O Evde Dokundu! Defalarca..."
50. Bölüm "Ne Demek Gitti Lan?"
51. Bölüm (1. Kısım) "Kıskançlık Damarı"
51. Bölüm (2. Kısım) "Vücudun Aklımın Karışmasına Sebep Oluyor."
52. Bölüm " Ağlamandan Nefret Ediyorum!"
53. Bölüm "Seni Deliler Gibi İstiyorum Güvercin! (+18)
Alıntı
54. Bölüm "Ukala Dümbeleği"
55. Bölüm "Kokusuna Bulandım..."
Lütfen okuyun!
56. Bölüm 1. kısım"Orospuluğun Lüzumu Yok!"
56. Bölüm 2. Kısım "Söz Vermişti, Gitmeyecekti!"
57.Bölüm "Durmak İstemiyorum"
58. Bölüm "Benimsin (+18)
59. Bölüm "Herşeyim..."
60. Bölüm "Sen Beni Öldüreceksin Kadın!"
Adsız Bölüm
61. Bölüm "Geçmişin izleri..."
62. Bölüm "Davet"
63. Bölüm "Eskiden De Olduğu Gibi Benimsin!"
64. Bölüm "Nehir Yok Demir! Eymen Onu Kaçırmış!
65. Bölüm "Tadın Güzelmiş. Daha Fazlasını Tatmak İçin Sabırsızlanıyorum"
66. Bölüm "Ruhum Dayanmaz..."
Duyuru
Ön Okuma
67. Bölüm: "Yüreği Yangın Yeri..."
68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."
69. Bölüm "En Kıymetlim"
70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1
Ufak bir not!
71. bölüm
Açıklama

13. Bölüm "Eros ve Ok'u"

38.1K 1.8K 230
By sibelgns

Yeni bir bölüm beklentisiyle sürekli mesaj atan arkadaşlarıma bir hediyem olsun bu bölüm. Her zamankinden daha kısa, çerezlik bir bölüm oldu.Devamı bir aksilik çıkmazsa haftasonu yüklenecek inşallah. Beğeni ve yorumlarıyla beni bu yolda yalnız bırakmayan bütün okurlarıma buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. İyiki varsınız dostlarım...


Yağız burnunu kaşındıran bir şeyle huzursuzca gözünü açtığında gördüğü manzara ile gülümsemeden edemedi. Nehir neredeyse Yağızın üstüne yorgan misali sarılmış uyuyordu. Yüzünün yarısını kaplayan kumral renkli saçları yavaşça yüzünden çekti. Kızın ahtapot gibi boynuna dolanmış olan kollarını da usulca çekerek doğrulmaya çalıştığında Nehir'in isyan edercesine çıkardığı belli belirsiz sesleri duyduğunda sesli bir kahkaha boğazından fırladı. İçtiği ilaçlardan olsa gerek kız gözünü bile açmamıştı. Hafifçe doğrularak elini kızın alnına dayadı. Elinde hissettiği sıcaklıkla derin bir oh çekerek bir kez daha tanrıya şükretmişti. "Sonunda ateşini düşürebildik Güvercin." Kendi kendine konuşurken gözü duvardaki saate kaydığında vücudunu saran panik dalgasıyla Nehir'i rahatsız etmeden kalktı.

Yaklaşık beş saattir deliksiz bir uyku çekmişti. Komodinin yanında duran eczane torbasını açtığında bir saat önce vermesi gereken ilaçları bulup çıkarttı. Nasıl böyle bir aptallık yapabildiğine dair kendine kızarken, paketinden çıkarttığı ilaçları bir bardak su ile zar zor kıza içirmişti. Nehir başta huysuzluk edip sızlansa da zorla ağzına tıkılan ilaçları yutmak zorunda kalmıştı. Yavaşça kızı tekrar yatağına yatırıp üstünü örttü. Gece ateşi düşsün diye üstüne incecik bir tişört ve boxerden başka bir şey giydirmemişti. Şimdi de tam ateşini düşürmüşken bu sefer de zatüreye yakalanmasını hiç istemezdi.

Huzurla uyuyan kızın başında bir müddet durup onu izledi. Buğday teninde özellikle yapılmış gibi duran küçücük burnunu birkaç defa hareket ettirdiğinde Yağız'ın dudakları neşeyle kıvrılmıştı. "Yine rüyanda ne görüyorsun Güvercin?" diye fısıldadı usulca kızın saçlarını okşarken. " Keşke bunları yaşamak zorunda kalmasaydın..."

Sıktığı yumruğunu bir yerlere geçirmemek için kendini zor tutarken elinde hissettiği sızıyla yüzünü buruşturdu. Kızı daha fazla rahatsız etmeden yavaşça odadan çıktığında akşam duvara geçirdiği yumruğunu incelemeye başlamıştı. Parmak boğumlarını üstü çizik ve morluk içindeydi. Birkaç kere elini açıp kapattı ama her hareket ettirdiğinde az da olsa bir acı hissetti. Gece sıcağı sıcağına bir şey anlamamıştı. "Bir sen eksiktin." Diye söylenerek merdivenlerden inmeye başladığında kanepede ellerini başına koyarak oturan Demir'i fark etti.

Demir kollarını dizlerine dayayıp ellerini kısa saçlarının arasında dolaştırırken merdivenlerden inen arkadaşının ayak seslerini dahi duyamayacak kadar düşüncelere dalmıştı. Doktoru evine bıraktıktan sonra bir telefoncudan telefon alıp eve gelmişti. Kızın durumuna bakmak için yukarı çıktığında karşılaştığı manzara onu şaşırtmamış, aksine güldürmüştü. Yağız'ın bedenine yılan gibi sarılan Nehir nefes aldırmayacak şekilde adama yapışmıştı. İkisi de huzurlu gözüktüğünden Yağız'ı uyandırmadan aşağı inmişti. Yaşadığı aksiyonlu bir geceden sonra mışıl mışıl uyuması gerekirken o kanepede oturmuş içinden çıkılmaz düşüncelere boğulmuştu.

"Ne o Karadeniz'de gemilerin mi battı?"

İşittiği Yağız'ın sesiyle kafasını usulca kaldırıp arkadaşına baktı. Yağız merdivenlerin sonunda durmuş dalga geçercesine sırıtıyordu. Halinden Nehir 'in iyi olduğunu anlamıştı. Yoksa bu adam hayatta böyle sebepsiz yere sırıtmazdı.

"Benim bir şeyim batmadı kardeşim de sana batan batmış."

Yağız az önce kara kara düşüncelere dalmış olan fakat şimdi suratına karşı fütursuzca sırıtan arkadaşının söylediği cümleyi anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Ne demek lan sana batan batmış!" dedi çatılan kaşlarının arasında parlayan kor gibi gözlerle.

Demir sinirden kıpkırmızı olmuş arkadaşının suratını gördüğünde boğazından fırlayan kahkahaya engel olamadı. Bir müddet sesli sesli gülerken karşısında öfkeden kulaklarından duman çıkaracak gibi duran Yağız'ı fark edince hemen ciddi bir ifadeye büründü.

" Ok diyorum abi! Fena batmış."

"Ne oku, lan ne geveliyorsun açık konuşsana." Yağız sinirle Demir'in yanına yürürken Demir de oturduğu kanepeden kalkmış kaçacak yer arıyordu. Yağız ters bir hamleyle omuzlarından yakaladığı Demir'in kafasına şaplağı indirdiğinde Demir gülmekten cümle kurmaya fırsat bulamamıştı.

"Eros diyorum, ok diyorum anlasana." diye bağırdı Yağız'ın ellerini uzaklaştırmaya çalışırken.

"Ben sana bir Eros vereceğim, alamadan gideceksin. Açık açık de, ne diyeceksen."

"Aman sende ne cahilmişsin be kardeşim. Hiç film de mi izlemedin. Hani elindeki ok ve yay olan kanatlı bir çocuk var ya."

"Ne olmuş lan çocuğa?"

"İşte o yunan mitolojisinde aşk ve şehvetin tanrısı. Elindeki oku fırlattığında okun isabet ettiği kişi karşısına çıkan ilk kişiye fena halde aşık olur. Sen fark etmeden sana da bir ok batırmış herhalde."

"Ulan kızları etkileyeceğim diye abidik kubidik şeyleri izlersen olacağı bu. Yunan Tanrısıymış."

"Lafı dolandırma da sade gel kardeşim. Şimdi söyle bakalım aşk bacayı sardı mı, sarmadı mı? Sabaha karşı geldiğimde Güvercine nasıl sarıldığını gördüm. O yüzden abiciğim hiç benden saklama." Demir soran gözlerle arkadaşına bakarken Yağız arkasını dönüp mutfağa doğru yürümeye başlamıştı bile.

"Ne o, çalışmadığın yerden sordum galiba? Böyle kaçtığına göre."

Yağız arkasından seslenen adamı işitmemiş gibi yaparak mutfaktan içeri girdi. Demir'in sorduğu soruya vereceği cevabının olup olmadığını bile bilmiyordu. Bildiği tek şey yukarıda uyuyan kızı bir daha ne pahasına olursa olsun yanından ayırmayacağıydı.

"Bu konuyu şimdilik kapatıyorum ama sonra yine konuşacağız kardeşim." Demir mutfak kapısından buzdolabını karıştıran Yağız'a bakışlarını dikmiş cevap alamayacağını bilerek konuşuyordu. Yağız buz torbasını çıkarttığında Demir hızla adamın yanına gelerek endişeyle "Abi bir yerine bir şey mi oldu?" diye sordu.

"Bir şey yok kardeşim hemen ortalığı velveleye verme." Çıkarttığı buz torbasını eline koyarak mutfaktan çıktığında Demir de arkasından geliyordu. " Yumruğumu duvara geçirince çatladı herhalde. Biraz sızlıyor." Dedi kendini yorgunlukla kanepeye bırakırken.

"Yine neden geçirdin yumruğu duvara. Güvercine mi sinirlendin yoksa?"

Yağız Demir'in imalı sözlerini anlasa da ona karşılık vermedi. "Sinirlendim işte oğlum. Olan oldu zaten, boşver de sen anlat bakalım o kaşının neden patladığını." Gözüyle de Demir'in yara bandıyla kapatılmış olan sağ kaşını gösterdi.

Demir de Yağız'ın yanına derin bir nefes alarak oturdu. "Sorma abi. Dün gece sen aradığında hemen doktoru alıp yola koyuldum. Arkamda beni takip eden arabayı gördüğümde yoluma devam edip ıssız bir yerde durdum. Haliyle beni geçip o da yavaşladı. Bu sefer ben onun peşine takıldım. Arkadan arabaya geçirip, kafamı direksiyona çarptığımda emniyet kemerimi takmadığımı fark ettim. Allahtan yanımda doktor vardı. Girdiği şoktan çıkarmayı başarabildiğimde yaraya bakıp birkaç dikiş attı."

"Demek o yüzden geldiğinizde doktorun yüzü bembeyazdı. Oğlum adamın yanında bari yapmasaydın."

"Bıraksaydım da buraya gelene kadar bizi takip edip Eymen'i peşimize mi taksaydı?"

"Öyle değil de biliyorsun işte oğlum. Doktora da ayıp olmuş. Adama ne oldu peki?"

"Baktığımda baygın yatıyordu. Acelemiz olmasa ona yapacağımı bilirdim de dua etsin acelemiz vardı. Onu orada öylece bırakıp geldik. Doktor bakacağım diye diretse de izin vermedim."

Demir oturduğu kanepeye iyice yerleşerek kafasını kanepenin sırtına koydu. Yüzünde beliren ciddi ifadeyle gözlerini kapayıp bir müddet sessizce oturdu.

Yağız Demir'in bütün gece uyumadığını biliyordu. Yorgun gözüküyordu. Gözlerinden uyku akmasına rağmen geldiğinden beri uyumadığına emindi. Elindeki buz torbasının yerini değiştirerek biraz daha elinin üstünde tuttu.

Demir ellerini başına koyup saçlarını ileri geri karıştırdı. Kafası karmakarışık olmuştu. Aklında çözülmeyi bekleyen birçok soru vardı. Derin bir nefes alıp içli içli bıraktığında aralarındaki sessizliği bozan Yağız oldu.

"İyi misin kardeşim. Yorgun görünüyorsun."

Demir ellerini başından çekip, birkaç dakika konuşmadan bekledi. Yavaşça kafasını koltuktan kaldırıp bakışlarını Yağız'a çevirdiğinde arkadaşının huzursuzca cevap bekleyen gözleriyle karşılaştı.

"Kızın" diyip durakladı. Yağız sıktığı dişleriyle ne söyleyeceğini tahmin etmiş gibi derin derin kendisine bakıyordu. "Abi Nehir'in sırtındaki kesikler..."

Yağız Demir'in cümlesini tamamlamasına izin vermeden sinirle yerinden kalktı. Nehir'in yaraları bir kez daha gözünün önüne gelmişti. Elindeki buz torbasını hızla yere fırlattı.

"Gördüm Demir ve bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorum." Dedi odanın içinde volta atarken.

Demir arkadaşını ilk kez bir kız için bu kadar sinirlendiğini görüyordu. Doktor Nehir'in sırtını dinlemek için açtığında gördüğü manzara ile şaşırmıştı. Kızın sırtı kesik içindeydi. Gece karası gözlerini arkadaşına dikmiş bakarken dudaklarından çıkan kelimeler ile bir cümle oluşturmak ona hiç bu kadar zor gelmemişti.

"Hangi insan evladı böyle bir şeyi yapabilir aklım almıyor kardeşim." Bu soruyu hem Yağız'a hem de kendine sormuştu.

"Bilmiyorum ama en kısa zamanda öğreneceğim ve bunun hesabını soracağım." Dedi Yağız sıkılı dişlerinin arasından.

Demir aklına gelen diğer soruyu sorup sormamak arasında tereddüt ederken bir anda ağzından çıka cümleye engel olamamıştı."Peki sadece sırtında mı var?"

"Hayır."

Kısa ve net konuşmuştu Yağız. Demir arkadaşının gözlerindeki acıyı ve çaresizliği ikinci defa görüyordu ve yine elinden bir şey gelmiyordu. İlki Eylül'ü kaybettiği zamandı. O zaman da Yağız'ın gözlerinde aynı ifade vardı. Sıkılı yumruklarıyla pencereden dışarıyı izleyen adama baktığında neler düşündüğünü merak etmişti.

"Sence bunları ona Eymen şerefsizi yapmış olabilir mi?"

Yağız konuşmadan pencereden bakmaya devam ederken kafasını yavaşça çevirip gözlerini arkadaşının cevap arayan gözlerine dikti. Demir kendisine çevrilen kor gibi parlayan alev toplarını gördüğünde tüyleri diken diken olmuştu. Sakin adımlarla kendine doğru gelen adamdan gözlerini ayıramıyordu.

"Eğer bunun altından da o çıkarsa, Nehir'e yaptıklarının bin beterini yapar, onu diri diri toprağa gömerim." Konuşurken gözleri odağını kaybetmiş gibi hareket ediyordu.

"Abi sakin ol. Gel şöyle bir otur." Diyerek Yağız'ı kanepeye oturttu.

Yağız sinirlerine hakim olmak istemiyor, her yeri kırıp dökmek, yakıp yıkmak istiyordu. "Bunca zamandır sence bu kız neden Eymen'den kaçıyor?" Demir'den bir cevap beklemeden devam etti. "Sende gördün Demir... Onu Eymen'e vereceğimizi duyduğunda verdiği tepkiyi sende gördün."

Demir'in söyleyecek bir sözü yoktu. Yağız haklıydı. Nehir, Eymen'in adını duyduğunda bile yüzünün şekli değişiyordu.

"Daha önce birkaç kez sayıkladığına şahit olmuştum. Sürekli bir şeylerden korkup aşırı tepkiler veriyordu. Eskiye dayalı bir travma diye düşünmüştüm. Sonuç olarak erken yaşta ailesini kaybetmiş bir kızdı. Masaj yaparken birkaç kesiği fark ettim ama bir kazada olabileceğini düşünüp çok da kafa yormak istemedim. Böyle bir şey olacağı aklıma gelmemişti." Derin bir nefes alıp yanında oturan arkadaşının gözlerinin içine bakarak pişmanlıkla devam etti.

"Dün akşam bana 'Sana her şeyi anlatırsam beni Eymen'e vermekten vazgeçecek misin?' diye sordu." Dedi Yağız düz bir sesle.

Demir pür dikkat arkadaşını dinlerken onun ne kadar acı çektiğini gözlerinden anlayabiliyordu. Göz bebeklerinin en derinliklerinde acının yanına konuşlanmış vicdan azabı da ben buradayım dercesine haykırıyordu. Demir çoktan Yağız'ın kıza verdiği cevabı anlamıştı ama yine de bunu Yağız'ın ağzından duymalıydı. Acılar paylaştıkça azalırdı ve en yakın dostu yaptığı hatalar yüzünden şu anda acılar içinde kıvranıyordu.

"Hayır dedim" diye mırıldandı. "Uyuyacağını söyleyip odasına gitti. Gece pişman olup odasına bakmasaydım belki de şu anda..."

"Kendini suçlamayı bırak artık. Yapmışsın bir eşeklik ama en azından Nehir kız sağ salim burada. Bundan sonra onun yaralarını sarmaya bak. Ha ben yapamam, bu işler bana göre değil diyorsan da Güvercinin kafesini aç dostum. Eminim yaralarını saracak bir kuş karşısına çıkacaktır."

Yağız, Demir'in söyledikleriyle kalbine bıçak gibi saplanan sızıyla aniden oturduğu yerden kalkıp parmağını sallayarak konuştu. " Onun karşısına çıkacak kuşun, kanatlarını yolar afiyetle yerim Demir Efendi." derken Demir'in boğazından bir kahkaha yükseldi.

"Yersin abi, ondan şüphem yok."

Demir karşısındaki bu adamın sinirle karışık gülümsediğini gördüğünde her şeyden emin olmuştu. Bu adam düpe düz aşıktı. Tek sorun bunun hala farkında olmamasıydı. Arkadaşına biraz daha zaman tanıyacaktı eğer bu süre zarfında hala farkına varmazsa bu işe kendi el atacaktı.

Yağız kendi kendine gülen Demir'i görünce elinin altındaki yastığı Demir'in suratına geçirdi."Ne sırıtıyorsun lan zevzek zevzek. Eşek mi osurtuyoruz burada?"

"Pardon abi bir şey mi dedin?"

"Kadir diyorum. Nasıl olmuş olay anlattı mı?"

Demir birden ciddileşerek Yağız'a Kadir'den öğrendiklerini anlatmaya başladı.

"Bizim Nehir'i kaçırdığımızı öğrendiğinde Eymen delirmiş. Tabi bizi bulamayınca Kadir'i indirtip depoya götürmüş. Kadir esaslı çocuktur bilirsin ağzından laf alamayınca sinirlenip birkaç el ateş ederek gitmiş. Allahtan telefonunu almayı akıl edememiş orospu çocuğu da Kadir hemen bizim çocukları arayıp haber vermiş. Gerisini biliyorsun işte. Kurşunların biri mideye diğer üçü de bacağına gelmiş. Son bir operasyondan sonra eskisi gibi yürüyüp yürüyemeyeceği belli olacak."

"O sik kafalının defterini çok yakında düreceğim."

Demir en başından beri kafasını kurcalayan soruyu sorup sormamak için kendiyle savaşırken daha fazla içinde tutamadı.

"Abi; eğer bunları Nehir'e Eymen yaptıysa..." dili varmıyordu ama yine de sormalıydı. "Eylül'e de bir şeyler..."

Yağız Demir'in sözünü bitirmesine izin vermeden araya girdi. "Bilmiyorum kardeşim. Eğer böyle bir şey olduysa kardeşimi koruyamadığım için kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğim. Eylül'ün ölümünün altında da parmağı olabilir. Hiç istemesem de mezarını tekrar açtırıp bir otopsi isteyebiliriz, ama bu son çare tabi. Biliyorsun bu iş için tuttuğumuz dedektif fos çıktı. Daha iyisini bulup tekrar kardeşimin ölümünü araştırtacağım."

"Ben şimdiden aramaya başlayayım o zaman."

Yağız tam bir şey söyleyecekken yukarıdan kopan çığlık sesini duyunca hızla kanepeden fırlayıp merdivenleri üçer beşer çıktı. Odasının kapısını açıp içeri girdiğinde gördüğü görüntü içini parçalamıştı. Nehir yorganı göğsüne çekerek yatağın ortasına oturmuş, ellerini dizerine sararak hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Demir kapıda dikilirken Yağız kendini kızın yanına atmıştı bile...


Umarım bölümü beğenmişsinizdir arkadaşlar. Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. O yıldızcığa her bastığınızda ve attığınız her yorumda telefonuma gelen bildirim sesini duydukça gerçekten çok mutlu oluyorum ve büyük bir keyifle okuyorum yorumlarınızı. Şimdiden okuyan o güzel gözlerinize sağlık :)))

Continue Reading

You'll Also Like

14.2K 1.1K 27
"Ben bu hayatı istemedim.." "Üzgünüm malysh, seni ben yanımda istedim.." "Sen katilsin.." "Bir tek senin olmayacağım.." "Senden nefret ediyorum!" "Se...
516K 37.7K 16
Çimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine...
17K 47 3
Her bir farkli bölümde farkli enerji hissetmek ister miydiniz? Ben Yosun tanismaya hazir misiniz? Cinsellik bol icerir.
4M 150K 85
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyo...