Herkes bana bakıyordu ama ben babama sarılıyordum arka arkaya sorular sormaya başladılar ama benim ilgi odağım sadece babamdı salona ilerledik . Yavaşça etrafı incelemeye başladım.
Evin içi ne kadar da büyükmüş koltuğa oturduğumuz da tüm gözler bana döndü bıkkınca nefes alıp verdim.
" Çocukluğumdan beri kod yazıyorum ama lise sondayken bıraktım bu kadar fazla kod bilmemin sebebi çok meraklı bir çocuktum o zamanlar Sam'ın yazılımlarının bir çoğu çok popülerdi o sürede öğrenmiştim. "
Bir çoğu doğruydu ama Sam'e zarar vermeye çalışmamıstım neyse ki sistemi hemen düzelttim ve ufak bir yalan attım. Sisteme girdiğimde bir çok şey gördüm ve eğer ben gelmeseydim başkası sisteme girmeye çalışsaydı kesinlikle sonu çok kötü olurdu .
" Peki neden garsonluk yapıyorsun ki bu kadar yetenikliyken ama asıl merak ettiğim şey sen bu yaşına kadar nasıl senin yeteneğini fark etmediler. " Kaşlarımı çattım bana şüphe ile baktı ona gülümseyerek baktım .
" Bu benim hayatım, benim seçimim ben kod yazmak istemiyorum o yüzden bıraktım ve evet beni çok şirket istedi ama ben red ettim tahmin bile edemeyeceğiniz şirketlerden bahsediyorum. "
Yalan değildi bir çok köklü ve sağlam şirket bana iş teklifi etti ama ben red ettim. Çünkü o zaman tek bir hayalim vardı o da Kim Enstitüsüne girmekti .
Herkes şok olmuş gibi bakıyor ve bir kaç şey mırıldanıyordu Bay Kim elini kaldırdı ve uğultular kesildi, bana döndü . " Bu konuyu daha sonra konuşacağız şu an önemli bir konu var. " Bana döndü ve ciddi bir yüzle bana baktı ve devam etti .
" Emin misin Jungkook, tamamıyla tamir oldu mu en ufak bir sıkıntı çıkarsa Kraliçe bunu bedelini çok ağır ödetir . "
Başımı olumluca salladım bu kadından neden bu kadar korktuklarına dair en ufak bir fikrim yoktu. Orası önemli değil ama eğer ben değil de başkası Sam'i tamir etseydi başım belaya girerdi .
Büyük olasılıkla beni yakalardı , Sam beni siteme kaydetmişti aslında böyle bir hata oluşacağını biliyordum .
Çünkü oluştururken onu en ufak bir şekilde hacklemeye çalışan kişilerin bilgisayarlarına girip onlar hakkında bilgi arıyordu . O yüzden sistem ayarlarını bozdum o kodu da o yüzden kullandım .
Her şey tam da planladığım gibi gitti sisteme haclendiğim zaman otomatik olarak babamı çağıracaklarını biliyordum . Babamın beni önereceğimi de biliyordu bingo her şey tam planladığım gibi gitti .
Şu ana kadar bir sıkıntı çıkmadı hepimiz gittik koltuklara oturduk tüm gözler benim üzerimdeydi özellikle Julia'nın bakışlatı... Ona sahte bir gülümseme gönderdim . Eski anıları unutacak değildim .
" Uzun zaman oldu Jungkook. " Herkes birden bize bakmaya başladı bu kız tam bir aptal beni deli ediyordu başımı belli belirsiz salladım .
Demek ki söylenen dedikodulardaki bu kız Julia'ydı . Gözlerimi devirdim çünkü tam tahmin ettiğim gibi projeyi çalmasını tek sebebi Tae'ydi.
" Eskiden de böyleydi, konuşmayı sevmezsin ama güzel notların vardı güzel bir yazılımcı olabilirdin . " Bıkkınca nefes verdim laf sokmamak için uğraşıyorum ama sabrımı sınıyordu . Ona döndüm .
" Eminim eğer kod yazmaya devam etseydim seni değil senden kat ve kat daha iyi yazılımcıları devirebilecek kadar güce sahiptim ki hala da öyleyim benimle kapışacak kadar güçlü değilsin ki o kadar da zeki değilsin , şans eseri festivali kazandın . Çünkü o festivale ben katılmadım ve ufak bir ricam var bir daha benimle konuşma .
Herkesin şok olmuş gibi bize bakıyordu Julia sinirlenmişti birşey söyleyecekken bakışlarımı çevirdim onu umursamadım . Gerçekten iğrenç bir kadındı her neyse... Baba sokuldum .
O da memnun olmuş gibi bana baktı, ona sıkıca sarıldım her zamanki gibi bana sıkıca herhalde mutlu bir ebeveyn gibi gülümseyerek Bayan Kim'e baktı şu an ondan mutlusu yoktu .
Tam ağzını açacağız sırada babam ayağa kalktı ona döndüm . Kaşlarımı çattım, salonun ortasına gitti ve büyük bir portal açtı aha gösteri başlıyor .
İstem dışı kaşlarım havalandı içeriden bir tane beyaz saçlı şık giyimli bir kadın yanında ise daha önceden tanıdık bir yüz gördüm bu kadın Jisoo'du .
Yanında da iki tane muhafızla gelmişti hepimize tek tek baktı gözleri ben ve Tae'nin üzerinde takılı kaldı hiçbir şey olmamış gibi Bay Kim'in yanına gitti . Ne kadar tuhaf bir kadındı. Bakışları o kadar soğuktu ki insan ister istemez rahatsız oluyordu.
Evet bugün şu an bu saniye Kraliçeden nefret ettim, her neyse Jisoo'ya baktım bana gülümseyerek bakıyordu .
Birden o kadar sert ve soğuk bir rüzgar esti ki nerdeyse kemiklerim kırılacaktı.
" Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz. Nasıl koskaca sistem bir kaç dakika içinde haclenebildi resmen bizimle dalga geçtiler . Ben boşuna mı size güveniyorum Bay Kim size olan güvenimi böyle mi sarsıyorsunuz . Bu işin ciddiyetinde değil misiniz !"
Herkes susmuştu korktukları yüzlerinden belliydi . Kaşlarımı çattım . Herkes önünde eğildi babam eliyle eğilmem gerektiğini söylüyordu . Gözlerimi devirdim banane ya benim mi Kraliçem banane ondan .
Kaşlarını çatmış bana bakıyordu bende başım dik bir şekilde gözlerinin içine baktım . Yüzünde en ufak bir duygu belirtisi yoktu . Zorla yutkundum dudaklarımı yaladım . " Sen yenisin galiba kuralları..." Sözünü kestim .
" Ben yeni falan değilim hanımefendi yıllardır sizin aranızdayım ve kuralları gayet iyi biliyorum . Etrafımda ki kişiler sizin önünüzde eğilmem gerektiğini söylüyorlar ne kadar gülünç bir şey değil mi peki ben bunu neden yapayım ki . Hele ki şuan savaş sizin yüzünüzden çıkmışken... "
Birden herkes doğruldu . Babam korkuyla bize baktı gelip kolumu tuttu ama ondan kurtuldum . Zaten Julia yüzünden sinirliydim bu olay da tam oldu . Bir kaç kişi beni susturmaya Kraliçeden arka arkaya özür dilemeye başladı ama benim umrumda bile değil .
Kadın sinirle bana baktı hızla yanıma geldi elini kaldıracağı sırada elini tuttum ve sıktım . " Siz benim Kraliçem değilsiniz ben sizden emir almam kimseye de boyun eğmem . Hele ki sevdiğim insanların ölümüne sebep olan bir kadına hiç boyun eğmem . Sizin savaşınız yüzünüzden, geçmişte yaşadıklarınız yüzünden ben sevdiğim kurtları kaybettim . Karışma geçmiş birde size boyun eğmemi söylüyorsunuz . " Sol gözümden bir yaş aktı .
Babam ne kadar acımı hafifletmeye çalışsa da ben o gün yaşananların hiç birini unutmadın , unutmayacam da . Elini sıktım sırıttı elim buz olmaya başladı umursamadım içimde ona karşı o kadar nefret vardı ki . Bunun sebebini bile bilmiyorum.
Kendime çektim . " İnanın bana içimde size olan öfkemi buzunuz bile söndüremez . Bu hayatta sadece sevdiklerime boyun eğerim başkasına değil . Burda ki hiç kimse sesini çıkaramıyor diye buraya gelip buz
gibi suratınızla bize böyle davranamzsinız . "
Birden elimde ki buzlar erimeye başladı . Sustum etrafta en ufak bir ses bile yoktu herkes bize bakıyordu . Biri bile aramıza girmedi .
" Karışma geçip buz gibi suratınızla bana bakmanız birşeyi değiştirmez . Neden biliyor musun senden korkmam çünkü benim bir kalbim var senin tam tersine çünkü beni gerçekten seven insanlar var . Onlar beni sevdiği için yanımdalar ama senin yanında mecbur oldukları için varlar . Bu yüzden sana boyun eğmem özellikle de kalbi olmayan birisine . "
Elimi birden bıraktım gözlerinde ki hayal kırıklığını gördüm . Zorla yutkundum gözlerimden son defa bir kaç damla döküldü. Onları gösterdim.
" Ben bir büyücü , kurt , vampir ya da elf değilim ama bu gördüğün kişiler bana sahip çıktılar . Ormanda buldukları basit bir erkek çocuğundan başkası değildim . Yeteneksiz , güçsüz kendini savunmayan basit bir çocuktan başka birşey değildim onlar bana gene de sahip çıktılar . O yüzden asla gözümün önünde onlara bağıramazsın . "
Güldü sol gözünden ufak bir yaş geldi, gülümsedi . " Güçlüsün ufaklık ve oldukça cesursun . Ama bilip bilmeden beni eleştirmeye çalışma geçmişte olan şeylerin hiç birini bilmiyorsun . Ben de istemezdim halkımın ölmesini tek acı çeken sen değilsin. "
Başını belli belirsiz salladı yavaşça yanımdan geçti ve Bay Kim , babam ve geri kalan 4 sürünün lideri yukarı çıktılar Jisoo aşağıda kalmıştı . Çıkınca yerime oturdum tüm gözler aynı anda bana döndü .
Göz yaşlarım akmaya başladı olan olayları unutmaya çalıştıkça gözümün önüne geliyordu. Birden herkes Jisoo'ya baktı şimdi ben saygısızlık mı yapmış oluyorum hızla ayağa kalktım . " Ben saygısızlık yapmadım sadece doğruyu söyledim ve pismanda değilim Jisoo .
Gülümseyerek yanıma geldi eline omzuma koydu ve hafifçe sıktı .
" Sorun değil ufaklık doğruları söyledin sıkıntı yok merak etme canım. Herkes otursun lütfen rahatınıza bakın . Seninle pek düzgün konuşamamıştık Jungkook . "
Hafifçe gülümsedim göz yaşlarımı sildim .Eğilip yanıma oturdu bana dikkatlice bakıyordu önüme döndüm etrafı izlemeye başladım herkes farklı farklı yerlere oturdu.
" Şöyle yapalım mı biz seninle biraz dışarıda konuşalım birkaç bir şey sormam gerekiyor da sana eğer sıkıntı değilse . " Ayağa kalktım elimi uzattım başıma olumluca salladım bu halimi kahkaha attı yavaşça dışarıya doğru çıktık tabii arkamızda bir tane kıskanç Julia bırakmış olabiliriz ama umrumda değildi .
"Hadi gel şuraya oturalım seninle biraz konuşmam gereken şeyler var canım . " başımı olumluca salladım gittik oraya oturduk burası bir çardaktı ve gökyüzü açık , parlaktı sanki mümkünmüş gibi var olan tüm yıldızlar gökyüzündeydi gülümsedim istem dışı içime huzur kapladı .
İkimiz de gök yüzünü izledik . Dakikalarca ne o konuştu, ne de ben sadece gök yüzünü izledik.
" Bir Vitayla bağlanmak sence nasıl bir his Jungkook. " Derin bir nefes alıp verdim şahsıçen iğrenç bir şey ama millete bakılırsa gayet güzel bir şeymiş gibi gösteriyorlar. Gerçekten o kadar insan varken bağlana bağlana bana mı bağlandı zorla gülümseyerek hafifçe başımı salladım .
Jisso'ya, Tae'yi kötülemek istemiyorum o yüzden ılımlı yaklaşmak daha mantıklı .
" Cevap vermene gerek yok çünkü ne cevap vereceğini tahmin edebiliyorum . Seni anlıyorum kulağıma birkaç dedikodun geldi . "
Bıkkınca nefes verdim benim hakkımda dedikodu yapıyoruz sıkıntı değil ama o kadar ağır bir şekilde dedikodu yapıyorlar ki ve o kadar saçma bir şekilde konuşuyorlar ki insan ister istemez rahatsız oluryor .
" Bakın biliyorum, bağlandığım kişiye layık biri olmadığımı bunu herkes gözleriyle ve dilleriyle bana hatırlatıyorlar . Bunu biliyorum zaten ama böyle yapmaları insanı ister istemez rahatsız ediyor . "
Yüzüm düştü gözlerim dolmaya başladı bunu hak etmiyorum insanların benim arkamdan böyle atıp tutması yalan yanlış dedikodu yapmasını istemiyorum .
" Seni az çok anlıyorum ben de evlenmeden önce herkes benim hakkımda çok ağır konuştular ama ben umusamadım . Neden biliyor musun çünkü Freya'yı seviyorum . "
Zorla güldüm iyi de ben Tae'yi sevmiyorum ki . Tamam yakışıklı , kibar ve oldukça seksi biri kabul ediyorum . Ama bizden olmaz .
Ona döndüm sırıttı tek kaşını kaldırdı birden aklıma gelen şeyle yüzüm kıpkırmızı oldu . Cadılar zihin okuyabiliyorlardı başından beri içimden söylediğim her şeyi biliyordu yüzümü görünce kahkaha attı .
" Jungkook onu sevmemen ileride sevmeyeceğin anlamına gelmez bu mühür olayı yüz yıllardır var ve oldukça karışık şu zamana kadar mühürlü olup da birbirini sevmeyen kimse görmedim ki yaşımı sorma ..."
Son söylediği şeyle güldüm aşırı geç dururyordu ama cadıların lideri olduğu için büyücü babam kadar yaşlı olduğunu düşünüyorum .
Yavaşça yerimden kalktım çok tatlı bir kadındı, Kraliçe Freya'dan daha tatlı ve sempatik. Birde cadılara suratsız ve kötü diyorlar şuana kadar tanıdığım tüm çadılardan daha tatlı ve sempatik biri gerçekten cadı mı ? Bana bakıp tek kaşını kaldırdı utanarak başka tarafa baktım.
" Ya ama neden sürekli zihnimi okuyorsun benim düşünce özgürlüğüm var lütfen ."
Başını olumsuzca salladı ve gülümsemedi .
" Emin olduğum tek bir şey var Jungkook ikinizin arasındaki ilişki o kadar karışık ki bu karmakarışık hayatınızda girdiğiniz her yol birbirinize çıkacak . Ne yaparsan yap aranızdaki bu mühür gelmiş geçmiş en güçlü mühür olacak. Ama çok güçlü bir sınava tabir tutulacaksınız bunun sonunda ya kaybeden sen olacaksın , ya da kazanan sen olacaksın . Bu ilişkide ki kilit nokta sensin yerinde olsam sevdiğim adamı bırakmazdım. Onun için çabalardım çünkü mutlu olmayı hak ediyorsun geri kalanların ne dediğini umursama unutma onlarla mühürlenmedin sen Tae ile mühürlendin. "
Gülümsedim . Gerçekten çok değişik bir kadındı diğer hiç bir türlere benzemiyor. Gözüme o kadar farklı geliyordu ki nedenini bilmeksizin ona karşı çok farklı duygular hissediyordum. İştem dışı ona sarılmak istedim bu dediğimi hissetmiş olacak ki ellerini açtı .
Ona doğru yürüdüm ve ellerimi boynuna doladım teni tenime temas edince birden canım yandı ve bedenim titredi ne olduğunu anlamadan birden gözlerim karardı ona sıkıca tutundum gözümün önüne bir anı geldi . Kaşlarımı çattım .
Burası bir odaydı oldukça güzel ve şık dekore edilmişti birden yatakta Kraliçe ile Jisoo'yu gördüm . Ürperdim hemen sol kolumda gene aynı ağrıyı hissetim ama bu seferki çok kötüydü elime baktım morarmaya başlamıştı . Bakışlarımı yatağa çevirdim Jisoo ,Kraliçenin şişmiş karnını okşuyordu .
" Umarım sana benzer bebeğimiz bunu herşeyden çok istiyorum . "
Kraliçe gülümsedi ve Jisoo'yu öptü ona sokuldu yavaşça karnını okşuyordu ilk defa Kraliçe gözüme çok tatlı biri gözüktü bura hakkında çok şey duydum ç ama hepsi yalan yanlıştı .
" Yanlıyorsun Jisoo sana benzemesini isterim bu bebeği yapmak için çok uğraştık uğrunda gücünün yarısını harcadın. Hem doğacak oğlumuz büyü konusunda herkesten kat ve kat daha güçlü olacak . Ne olursa olsun yeter ki sağlıklı doğsun . "
Kaşlarımı çattım bu olayı Min Ji ve A-rin ile konuşmam gerekiyordu . Birden tuhaf bir ses duydum korkarak oraya baktım . Zorla yutkundum ve hafifçe yürüyüp dışarı çıktım bu bir anı gibiydi sesler aşağıdan geliyordu yavaş ve dikkatli bir şekilde sarayın koridorlarında yürüdüm indikçe etraf kararmaya başladı .
Birden boynumda ve elimde çok kötü ağrı girdik olduğum yerde çığlık atmaya başladım elime baktım kaparcıklar oluşmaya başladı boynumu elimle yokladım , kanıyordu . Önümde birden bir beden belirdi simsiyah giyinmişti etrafın da da siyah dumanlar vardı kafasında siyah bir kapüşon vardı güldüğünü duydum .
" Seni bekliyorum Kral Jeon zamanı yavaş yavaş geliyor . Geçmişinde kaçamazsın ..."
Korkara kadına baktım herşey etrafımda dönmeye başladı ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu nefes alışlarımda zorlanmaya başladım yere çöktüm ellerimle başımı sardım . Ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu .
Nerde olduğumu veya karşımda ki kadının kim olduğunu bilmiyordum . Şuan sadece bu iğrenç anının bitmesini istiyordum, ağlamaya başladım . Sadece bitsin , sadece bitsin lütfen arka arkaya aynı şeyleri söylemeye başladım birden bir el dokundu korkarak ona baktım .
Gördüğüm kişi ile şok oldum karşım da Tae vardı farklı bir şekilde gülümsedi beni kaldırdı ağlamam hıçkırıklara dönüştü . "Beni bırakma Tae lütfen bırakma. korkuyorum lütfen beni kurtar . " Korkarak ona sarıldım gülüyordu saçlarımı okşamaya başladı .
" Sakin ol korkma birşey yok bu sadece bir anı bebeğim . Sadece seni uyarmak için geldim buraya aynı hatayı bir daha yapma diye . Lütfen sevgilim sakın içinde ki güce yenik düşme olur mu ? "
Ondan hafifçe uzaklaştım burnu burnuma değiyordu . Ona anlamayarak baktım, bana içten bir şekilde gülümsedi .
" Seni gerçekten çok özlemişim sevgilim . Beni seni uyarmam için Melekler gönderdi sakın aynı hatayı bir kez daha yapma Jungkook."
Birden herşey yok olmaya başladı, ona ne kadar seslenmeye çalışam da boşaydı . Arka arkaya uğultular duymaya başladım . Ne hatasından bahsediyor ben anlamıyorum . Ona ne kadar seslenmeye çalışam da işe yaramadı .
Biri bana sesleniyor gibiydi kaşlarımı çattım ve etrafa baktım ama net birşey yoktu . Bir kaç saniye sonra karşımda tekrardan Tae'yi gördüm bana endişeli bakıyordu . Bir ses duydum kalın ve keskindi . " Unutma Kral Jeon bir şansın daha olmayacak . "
Birden uyandım nefes nefese etrafa bakıyordum gözlerimi kırpıştırdım . Bilinçsizce etrafıma baktım yavaş yavaş herşey yerine oturuyordu.
Herkes bana endişeli bir şekilde bakıyordu sadece bir kişi dışında o da Kraliçe Freya . Herkes bana sesleniyordu ama ben sadece tek bir ses duydum o da Tae'nin sesi ağlamaya başladım korkarak ona sarıldım kalbim deli gibi atıyordu .
Tae saçlarımı okşamaya başladı herkes bizden uzaklaştı başımı onun boynuna gömdüm sakinleşmem için elinden geleni yapıyor . " Burdan gitmek istiyorum lütfen beni götür . "
Eğildi ve saçlarımdan öptü beni hiç zorlanmadan yükledi ona sokuldum hala gördüğüm şeyin etkisindeyim .
Gözlerimi her kapattığım da o anı gözlerime geliyordu . Ne demeye çalışıyordu ne uyarısı ben hiç birşey anlamadım . Onun boynuna iyice gömüldüm .
Beni bir yere götürüyordu bir kaç dakika sonra sırtım soğuk ve yumuşak bir zemine bıraktı benden uzaklasacakken elini tuttum başımı olumsuzca salladım bu halime nazikçe gülümsedi .
Gözlüklerimi çıkardı ıslak olan yanaklarımı sildi, yanıma yavaşça uzandı arkama geçip bana sıkıca sarıldı kocaman bedeninin yanında minicik kaldım . Saçlarımı okşamaya başladı arka arkaya öpüp okşuyordu . Zaman ilerledikçe sakinleşmeye başladım dokunuşları bana o kadar iyi geliyordu ki sanki bedenim hafiflemişti .
" Ne olduğunu sormayacak mısın?" Güldü başını boynuma gömdü ses çıkarmadı . Yavaşça gözlerimi kapattım o anıları bir türlü unutamıyorum o kadın kah kahası Tae olduğunu düşündüğüm adamın dedikleri ve sonda duyduğum o kalın ses .
İstem dışı titredim hala korkuyordum ona döndüm bana bakıyordu gözleri gri olmuştu . İstem dışı sakinleşmeye başladım havayı kokladım çilek kokusu vardı istem dışı güldüm o da güldü minik ellerimi yüzüne koydum ve hafifçe okşadım . " Kraliçe Freya ve Jisoo'nun bir anısını gördüm sonra ise bir kadın gördüm simsiyahtı bana bakıyordu çok korktum sonra ise sen geldin beni sakinleştirdin . Ben çok korktum o kadın sanki ruhumu emiyor gibiydi ve bu çok korkunçtu ben..." Kaşlarını çattı eğildi burnumu öptü ve hafifçe ısırdı .
Gözyaşlarım gene akmaya başladı ordayken eğer o gelmeseydi kadın beni öldürebilirdi . Gözlerim büyüdü ona sokuldum . " Tae lütfen beni bırakma ben çok korkuyorum ya tekrar gelirse. " Saçlarımı karıştırdı yanaklarımı okşamaya başladı .
" Hiç kimsenin sana dokunmasına izin vermem kimse buna cesareti edemez gördüğün sadece bir yansıma büyük olasılıkla bir Cadı'nın işi sadece sakin ol tamam mı ?" Başımı olumluca salladım gözlerimi kapattım saniyelik olarak o kadını gördüm hızla gözlerimi açtım bunu fark etmiş olacak ki gene o tatlı aromayı aldım gülümsedim .
" Kurtlar eşlerini rahatlatmak için yaydığı formlardan biri değil mi ?" Eğildi alnını alnıma yasladı . " Evet öyle . " Gözlerim büyüdü ona baktım göz kırptı sesi çok kalın çıktı bu halime güldü eğilip burnumu öptü .
Başımı boynuna gömdüm . Saçlarımı okşamaya devam etti ." Sakın korkma bu olay hakkında kimse sana birşey diyemez ya da soramaz ne zaman hazır olursan o sırada anlatırsın tamam mı bebeğim . "
Ses çıkarmadım çünkü yaydığı koku ve sıcaklığı uykumu getirdi . Olanları düşündüm bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum . Ama nedense Jisoo'ya dokunduğumda oldu bir tür mesaj gibiydi neden öyle dedi ve kalın ses ne konuda bir şansım olmayacak anlamıyorum . Başıma feci bir ağrı girdi .
" Sana söyledim Jungkook normal bir hayatın olmayacak . Lütfen dikkat et önünde kocaman bir yol var ve önün engellerle dolu . Korkma olur mu seni korayacak bir sürü sevdiğin insan var bu sevdiğin insanlar aynı hatayı yapmaman konusunda sana yardımcı olacak . "
Onun ne dediğini bile anlamadan kendimi uykunun kollarına bıraktım .
~Tae'nin göz rengi~