Uyurken gözlerimi birdenbire açmama sebep olan şey, mutfaktan gelen nefis yemek kokusuydu. Hızla yataktan kalkarak hemen banyodaki işlerimi hallettim. Üzerime aceleyle bir şeyler giyip kapıyı açtım, aynı anda üç kapı daha açıldı. Hepimiz kapımızın önünde şaşkın bir şekilde birbirimize baktık.
Doğu yeşil gözlerini kısarak "Sizde mi yemek kokusuna uyandınız?" diye sordu.
Batı karnını ovuşturdu."Kokuyu duyunca çok acıkmış olduğumu fark ettim."
Kuzey ağzını açıp esnedi ve ardından hepimizin beklediği cümleyi kurdu. "Hadi hep beraber aşağıya inelim ve Tolga ne hazırlamış bir bakalım."
Merdivenlerden gürültülü bir şekilde inerek mutfağa yöneldik.
İçeri girdiğimizde Tolga büyük bir tepsi böreği fırından çıkarıyordu.
Önünü döndüğünde dördümüzü mutfağın girişinde, elindeki tepsiye aç gözlerle bakarken gördü.
Mahcup bir ifadeyle "Erken uyanınca size kahvaltı hazırlamak istedim. Umay senden izin almadım ama umarım bir sakıncası yoktur. Size etli börek yaptım. Benim özel tarifim, umarım beğenirsiniz," dedi.
Böreğin nefis kokusu karnımı iyice acıktırdı. Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirip "Sakıncası yok tabi. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum," diye cevap verdim.
Herkes aceleyle masadaki yerini aldı. Tolga hepimizin tabağına börekleri servis etti, işi bitince o da yerine oturdu.
Batı böreğinden koca bir parça ısırdı ve ağzı dolu bir şekilde "Umay bundan sonra ne karar verirsen ver seni hep destekleyeceğim. Senin sayende midem bayram ediyor," dedi.
Batı Tolga'nın ölmesine izin vermeyip onu iyileştirmeme atıfta bulunuyordu.
Tolga gözlerindeki soru işaretleriyle "Ne kararı ben bir şey anlamadım," dedi.
Kuzey, Tolga’nın daha fazla kurcalamaması için "Boş ver Tolga, Batı henüz uyanamamış, her zamanki gibi boş boş konuşuyor," diye bir açıklamada bulundu.
Konuyu değiştirmek maksadıyla aceleyle söze girdim. "Tolga bugün kendini nasıl hissediyorsun? Likantropi virüsü iyice kanına işlemiş olmalı."
Tolga çatalıyla tabağındaki börekle oynamaya başladı. "Henüz vücudumda değişik bir şey hissetmiyorum Umay. Sadece..."
Kuzey, Tolga'ya bakarak devam etmesi için "Sadece ne?" diye sordu.
"Eskisinden daha iyi duyuyorum gibi. Mesela, biraz önce sizin kapı önünde yaptığınız tüm konuşmaları duydum."
Artık evin içinde neler konuştuğumuza daha fazla dikkat etmek zorundaydık ama yine de geçireceği aşamalarla ilgili Tolga’yı bilgilendirmeye karar verdim. "Bu bir süreç Tolga. İleride duyma mesafen daha da artacak. Mesela biz ormandayken dokuz buçuk kilometre ötedeki bir sesi duyabiliyoruz," dedim.
Doğu "Açık alanda bu mesafe on altı kilometreye kadar çıkıyor," diyerek bilgilendirmeye devam etti.
Kuzey "Ormandayken bir buçuk kilometre ötedeki avın kokusunu alabiliyoruz," diyerek ekleme yaptı.
"Bütün duyularının gelişimi tamamlandığı anda dönüşümün başlayacak. Biz de yardım etmek için yanında olacağız." Şimdilik bu kadar bilgilendirmenin yeterli olacağını düşünerek kahvaltıma devam ettim.
Bir süre sonra dışarıdan alana yanaşan araçların sesi duyuldu. Kapılar açılır açılmaz gürültülü bir şekilde kadınlar ve çocuklar otobüsten aşağıya indiler. Tolga'ya kahvaltı için teşekkür edip, hepimiz sürüyü karşılamak için dışarı çıktık.
🐺🐺🐺🐺🐺
Gelenleri karşılamanın ardından hem rahatça konuşmak hem de devriye gezen omegaları bulmak için ormanın içlerine doğru ilerledik.
En sonunda devriye gezen omegalardan birisinin kokusunu almıştık, hemen onun yanına gittik. Bizim kendisine yaklaştığımızı fark edince hemen insan formuna geçmeye başladı. Biz yanına ulaştığımızda dönüşümü tamamlanmıştı, bizi o formda ayakta karşıladı.
Omega Berk'e selam verip kısa süre halini hatırını sorup onunla sohbet ettik, en sonunda konu onun yanına geliş sebebimize geldi.
"Berk şimdi sana bir görev vereceğim, ama görevinin içeriğini ve öğrendiklerini bizden başka kimseyle paylaşmayacaksın. İşin bitince de bize geldiğine dair haber göndereceksin, biz senin yanına gelip seni burada dinleyeceğiz."
Berk saygılı bir ifadeyle"Tamam lupam. Siz nasıl uygun görürseniz," dedi.
Bekletmeden konuya girdim. "Dün ormanda yaralı bir adam bulundu, belki duymuşsundur."
"Onu yaralı bir şekilde buraya taşıyanlardan biri de benim."
Berk’in verdiği cevaba çok sevinmiştim. "Bak bu çok iyi oldu. O zaman onun kokusunu hatırlıyorsundur."
"Hatırlıyorum Lupam."
Berk işimizi bayağı kolaylaştırmıştı. "Şimdi adı Tolga olan bu adamın yarasını iyileştirdiğimde, bize kamp yaparken saldırıya uğradığını söyledi. Onun doğruyu söyleyip söylemediğini öğrenmek istiyoruz. Ormanda onun kamp yaptığı yeri bulabilir misin?"
"Öyle bir kamp yeri varsa bulurum lupam. Bir de size söylemek istediğim bir şey vardı. Duyduklarımın önemli olduğunu düşündüğüm için, nöbetim bitince sizin yanınıza gelmeyi düşünüyordum.
"Merak ettim şimdi. Hadi söyle bakalım."
"Bugün devriye gezerken ormanda bir serseri kurda rastladım. Benim bir sürüye ait olduğumu anlamadığı için bir sürü şey anlattı. Söylediğine göre serseri kurtların artık bir lideri varmış. Onlara seçimi kazanmak amacıyla bir vaatte bulunmuş. Eğer onu seçerlerse artık ortalıkta başıboş bir şekilde dolaşmayacaklarmış. Liderleri onlara yerleşip rahat rahat avlanabilmeleri için bir orman bulmuş. Verdiği bu vaatle seçimi kazanıp lider olmuş zaten. Serseri kurt beni de kendilerine katılmam için davet etti. "
İşler iyice karışık bir hal alıyordu. Umarım vaad edilen yer Ayışığı Sürüsü'nün ormanı olmazdı."
Berk kampı bulmak için ormanın derinliklerine daldığında, başka bir omegayı onun yerine bakması için görevlendirdik.
Eve girdiğimizde mutfak düzenlenmişti ama Tolga ortalıkta görünmüyordu.
Sesli düşünür gibi "Tolga nerede olabilir?" diye bir soru sordum.
Kuzey’de bu durumu şüpheli bulmuştu anlaşılan "Kokusunu takip ederek neler karıştırdığını bulabilirim," dedi.
"Ben de seninle geliyorum."
İkimiz beraber kokuyu takip etmeye başladık. Evde kalan Doğu ve Batı bizden haber bekliyordu.
Koku ormanın içlerine doğru uzanıyordu. İkimiz kokuyu daha rahat takip edebilmek amacıyla hemen kurt formuna geçiş yaptık.
Kısa bir sürenin ardından kokunun sahibini bulduğumuzda yalnız olmadığını gördük, yanında tanımadığımız başka bir kurtadam daha vardı. Görüş mesafemizin en uzağına yerleştik ve ağacın arkasına saklanarak neler konuştuklarını dinlemeye başladık. Rüzgar bize doğru estiği için bizim kokumuz onlara gitmezdi.
Kırklı yaşların başında görünen adam emir verir gibi "Neler öğrendin anlat bakalım?" diye sordu.
Tolga tedirgin bir şekilde konuşmaya başladı. "Orman sınırları içinde telefonun çekmemesi çok kötü oldu liderim. Buraya gelerek büyük risk aldım. Ama işinize yarayacak bir şeyler öğrenmiş olabilirim. Sürünün başında Umay isminde iyileştirme yeteneği olan bir lupa var."
Adam şimdiye kadar bunu mu öğrendin dercesine Tolga’ya baktı. "Onu yeteneğini duymuştum zaten. Boşuna seni risk alarak pençelemedim."
Tolga kendini liderine övercesine "Yemek yapmayı seven iyi bir tiyatro oyuncusu olduğumdan, onları söylediklerime inandırmak kolay oldu. Hepsi yaptığım yemekleri bayılarak yiyor. Ahmaklar beni bir restaurantta şef sanıyorlar," dedi.
"Sana bu özelliğin yüzünden bir sürü para ödedim ben."
Tolga "Sürü üyelerinin büyük bir bölümü dün geldiğimde burada yoktu. Konuşmalarından anladığım kadarıyla Gece Pençesi Klanı'nda misafirlermiş. Gece Pençesi Klanı'nın veliahtı da burada kalıyor. Ona Yenilmezler Klanı ve Kurt Kapanı Klanı’nın veliahtları eşlik ediyor," dedi.
Lider denilen adamın suratı asıldı. "Bu kötü oldu. Çok iyi dövüşen üç kurtadam onlar. Daha önce onlardan övgüyle bahsedildiğini duymuştum. Bunlar neden buradaymış peki öğrenebildin mi?"
"Henüz öğrenemedim ama Gece Pençesi Klanı’nın veliahtı lupaya ilgi duyuyor. Aralarında bir şey olabilir. Diğerleri de bu durumu kabullenmiş gibi görünüyor."
Lider düşünceli bir şekilde kaşlarını çattı. "Gece Pençesi Klanı’nın veliahtı avucunu yalayacak. Sürünün topraklarını ele geçirince lupayı kraliçem yapmayı düşünüyorum."
Tolga tedirgin bir şekilde gri gözlerini etrafta gezdirdi. "Onlara fark ettirmeden geri dönmek zorundayım. Bana söylemek istediğiniz başka bir şey yoksa izninizle yanınızdan ayrılmak istiyorum."
Lider sert bir tonda emirlerini sıraladı. "Sürünün toplam kaç kişi olduğunu ve bize karşı koyacak omegaların toplam sayısını öğren. Yarın aynı saatte burada ol. Seninle konuşması için yarın bir omegamı buraya göndereceğim."
Tolga "Tamam liderim, bütün istediklerinizi öğrenmeye çalışacağım." İkisi de farklı yönlere ilerleyerek birbirlerinden ayrıldılar.
Avcılardan yeni paçamızı kurtarmışken şimdi karşımıza bir de bela olarak serseriler çıkmıştı. Hemen diğerleriyle görüşüp plan yapmamız gerekiyordu. Tolga'dan önce evde olmak amacıyla bütün gücümüzle koşmaya başladık.