merhabalar yepyeni bir bölümle karşınızdayım uzun bir süre bölüm atmıyorum, mazur görün, derslerime yoğunlaşmış durumdayım, umarım beğenirsiniz.
kepkeyifli okumalar dilerim...
Elimdeki boya şişesini yüzdükten sonra duş alacağı kabinin içindeki şampuana boşaltıyordum, duş aldıktan sonra yeni neon sarısı saçlarına merhaba diyecekti.
Aklımdaki hain planı uygulamaya geçtiğimden beri yüzümdeki munzur sırıtış geçmiyordu.
İşim bittiğine ellerimi yıkayıp elimdeki boş boya şişesini çöp kovasına atıp koridora çıktım, merdivenleri gözetleyen Efe'ye baş parmağımı kaldırıp görevin tamamlandığını belirttiğim de sekerek yanıma gelerek koluma girdi.
Eda'ya mesaj atıp Ceyda'yı gözetlemesini bitirebileceğini söyledim, geriye tek kalan izlemekti.
Yanımızdan geçen Ceyda odaya girdiğinde sırıttım, beden dersinden çıkmıştık su almayı unuttuk bahanesiyle buraya gelmiştik ve planımızı uygulamaya koyulmuştuk.
Sınıfa girip sıraya oturduğumda kantinden aldığım çikolatalı sütüm ve karamımı yiyordum, çığlık ata ata sınıfa giren ceyda sinirle buraya geldiğinde yüzümdeki
Alaylı gülümsemeyi saklayamıyordum. " sen yaptın deme, sen yaptın. " dediğinde kaşlarımı çatıp " ne münasebet. " diyip yanına yaklaşıp kulağına fısıldadım.
" ispatlayamazsın. " dediğimde inek yalamışa dönmüş saçına baktım, ıslak ıslak gelmişti. cırlaya cırlaya sınıftan gitmesi bana tavuğu andırmasıyla bıyık altı gülümsememi sakladım.
Eda ike Efe'yle kantine inip konuşurken kavga çıktığını görmemle dikkatimi oraya verdim. Meriç, Ali Asır ile altı kişilik bir grup birbirine girmişti.
Kaos isteyen pazike tarafımı sustaramayıp ayağa kalkıp Asıra yumruk atmak için elini kaldırmış olan adamın karın boşluğuna yumruk attığımda nefesi kesilmesiyle bir yumrukta Asır atıp diğerine geçmişti.
Arkadan saçımın çekildiğini hissetmemle çığlık attım. Efe " bestiiimm " diye ciyaklayarak adamın burnunun ortasına yumruk attığında çat diye bir ses duyduğumuzda gözlerimiz
buluştuğunda o kilit noktayı yaşadık. 'cafer bez getir bakışı ' kavgayı ayıran öğretmenle müdürün odasına toplanmamızla derin bir nefes alıp verdim.
niye dönüp dolaşıp bu odaya geliyordum ki ya ben, " yetti be, yetti be! "müdürün, ucuz terleten koltuklarına oturduğumda yüzümü buruşturdum.
müdürün sert bakışları altında ezilirken. " sen niye olaya karışıksın Güneş, ne işin var senin? He yavrum he evladım." annemden almadığım iltifat sayılacak sözleriyle
alkışlamamak için kendimi tuttum. " hocam şimdi şöyle oldu, ben arkadaşlarımı döven altı kişilik grubu görünce aha dedim bu çocuklar sakat kalacak. İçimden 'geçen benim oğlum sakattır' cümlesini yerli yersiz söyleyip ciddiyeti bozmamak adına kendimi tuttum.
Kendimi toplayıp konuşmama devam ettim. " gittim şu çocukları bir ayırayım birde bir baktım ayırıyım derken elim kaymış çocuğun suratına yumruk atmışım... "
Uzun bir dil dökmemin ardından odadan çıkarılıp haklı bulunduğumuza otuz iki diş sırıttım, pansuma yapmak için yanına çağıran Asır ile aferim manasında omzuna pat pat yaptım.
" teşekkür ederim, Sarı, sarı... " diyip ne diyeceğini düşünürmüş gibi yaptı. " civciv diyeceğim sende o tip yok köpek diyeceğim olmayacak ben bir şey demeyeyim. "
demesiyle " ya git be " diyip kalkmamla kahkaha atıp " tamam tamam, gel hadi. " yapmasıyla kalktığım yere oturdum biranda sarılmasıyla neye uğradığımı şaşırdım...
Arkadaşlar biliyorsunuz okullar başladı, bu senede not olarak yüksek bir hedefim olduğu için buraya pek vakit ayırmadım, çok özür dilerim. Boş vakit bukdukça yazacağıma söz veriyor,
beni sabırla beklyen tüm okuyucularıma teşekkürlerimi iletiyor, sizi çok sevdiğimi söyleyip olmazsa olmaz kapanaşımı yapıyorum.
Mutlulukla kalın...
Görüşmek üzeree...