Duygulu artı hüzünlü bir kekim şuan:")
Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim 🌸
İsimleri neymiş öğrenelim artık şunların...
Bu arada en uzun bölüm hazır mısınız?
...
Heyecanla yerimden kalktım. Sakin olmam gerekti ilk önce.
Elbisemi her ne kadar siyah giymek istesem de Dilara izin vermemişti.
Bende kırmızı tercih etmiştim. Mavi ne öğğ! Bi kere bana mavi yakışmaz!
Aynaya baktım taş gibi karıyım vallahi. Maşallah bana.
"Kanka bu biraz açık sanki"
"Yok kanka mini giydirecektim istemedin iyi bu" gözlerimi hızla açtım. Yok artık birde gecelik ile gideyim? Daha hiç tanımadığım birinin yanına.
"Günah günah " diye hayıflandım.
"Yeme beni yediğin bokları bir ben bir Allah biliyor hâlâ günah diyor" Deyince güldüm evet oldu öyle şeyler.
"Kanka çok şık oldun ama sana bir soru şık kadına ne dedir?" Anlamaz gözlerle ona baktım.
"Ne denir?"
"Karı--şık puhahhahahaha"
Dilara'nın yaptığı iğrenç soğuk espri ile yüzümü buruşturdum. Tek kelime ile iğrençti.
(Yoo bence güzeldi djawjqjsksow)
"Dilara canım soğuk esprin ile buralar buz tuttu. Şimdi gidebilirsin üç hayır ile seni uğurluyoruz"
Dilara ban göz devirdi. "Dilara nolur sende gel bak ben çok saçmalarım,saçmalamalara doyamam. Sende gel"
"Valla ben bu gece Oğuzhan ile buluşacağım kuşum"
"NEE? SEVGİLİ MİSİNİZ? "
"Yok be öyle oturup konuşacağız gezeceğiz"
"Hmm" diye mırıldandım.
...
Siz:Ee ben geldim.
Öküzcüm: Bende yoldayım.
Yanıma çok yakışıklı siyah saçlı yeşil gözlü biri-pardon biri değil bir TAŞ-yaklaşınca kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Anonim olabilir miydi? Ama o yoldaydı hatırladığım detay ile kaşlarımı çattım.
"Ee bu dansta bana eşlik eder misiniz?"
"Hayır"
"Neden sevgiliniz mi var?".
"Tövbe de kardeşim benim anonimim var" sonra söylediğimi algılayınca dudaklarımıbirbirinebastırdım. Hep heyecandan saçmalıyorum .
Karşımdaki taş olan çocukta dudaklarını birbirine bastırmış bana bakıyordu. Kafasını sallayıp benden daha uzak bir köşeye geçti.
Herşey geçiyordu ama zaman geçmiyordu.
Boğaz temizleme sesi ile kendime gelip ses çıkaran kişiye baktım. Kilolu siyah saçlı siyah gözlü bir çocuk ile karşılaştım.
Elindeki telefonu çıkardı.
Öküzcüm:Geldim.
Gülümseyerek ona baktım. Benim için hiç bir zaman önemli olmamıştı dış görünüş.
"Hoş geldin" dedim heyecanla. "Ee hoşgeldin ne ne saçmalıyorsam ben"
Ben bunları sesli söyledim değil mi?
Off off.
Müziğin çalması ile derin bir nefes aldım. "Dans edelim mi?" Diye sordum sevimli olduğunu düşündüğüm gülümsemem ile.
Kafasını salladı. Derin bir nefes aldım.
Sanki bir eksik vardı? Bu çocuk niye konuşmuyor?
Dans müziği ile hafif sallanarak dans etmeye başladık.
İnsanların bana olan şaşkın bakışlarını görebiliyordum. Ama umursamadım. Hiç biri umrumda değildi.
Karşımdaki çocuğun sonunda ağzını açması ile rahatladım.
"Benim bir suçum yok. Bu güzel kalbini hep sakla" Söylediklerine anlam veremezsin beni bir anda döndürdü.
Başka birinin beni belimden tutması ile şaşkınlığım ikiye katlandı.
"Bayram şekeri" dedi o etkileyici ses yeşil gözleri beni esir alırken. Ama bu az önce ki siyah saçlı yeşil gözlü TAŞ olan çocuk?
Lan noluyo flim çekiyoruz da bizim mi haberimiz yok amk.
"Sen?'' Dedim.
"Yakışıklıyım itiraf et "
"Ya bırak beni sen kimsin hiç bir şey anlamıyorum " diyerek ondan çekilmeye çalışsamda belimde ki tutuşunu sıkılaştırdı.
"Anonim ya da senin deyişinle Öküzcüm? " dedi gülerek.
"Sana neden inanayım?"
"Hadi ama bayram şekeri o çocuk anonim olsa seni benim kollarıma bırakıp gider miydi?''
Oo adam çok mantıklı konuşuyor..
"Bana neden oyun oynadın?" Diye sinirle sordum.
"Karşındaki benim kadar yakışıklı olmasa yine kabul eder miydin merak ettim"
"Ben bir fark göremiyorum?" Dedim laf sokarak.
Reis acımıyor.
(Bu arada bizim oğlan)
"Kalbim kırıldı ama bayram şekeri" dedi dudaklarını büzerek.
"Çokta umrumda şuan" dedim. Hâlâ sinirliydim.
Gözlerinde tuhaf bir şey vardı. İnsanı içine doğru çeken.
Müzik susmuştu ama bizim gözlerimiz hâlâ birbirine kenetliydi.
Çalan müzik ile güldüm. Gecenin sonunda Tango yarışması vardı. Ve biz şuan mal gibi Pistin ortasında duruyoruz.
"Ne oldu?" Diye sordu.
"Umarım tango yapmayı biliyorsundur yoksa rezil olursun" dedim meydan okuyan gözlerle.
Olurdu. Çünkü ben biliyordum...
"Öyle mi? " dedi sırıtarak beni kendine doğru daha çok çekti. Kalp atışlarımı kontrol edemiyordum artık.
Adımlarımız uyum içinde giderken ben bile şaşırıyordum. Aramızdaki çekim her halimizden belli oluyordu.
Tam beni biraz yere doğru eğeceği zaman ayağına basmak için hamle yaptım ama o kıvrak bir hareketle beni yere doğru etmişti bile. Belim yay gibi gerilerken gözleri gözlerimi esir almıştı. İki yeşilin uyumu ancak bu kadar olabilirdi. Kalp atışlarımı duyuyor mudur?
"Bu.. çok adiceydi" dedi nefes nefese.
"Öyleydi" dedim. Gözleri bende hipnoz etkisi yaşatıyordu âdeta.
Müziğin bitmesi ile ondan ayrıldım. Herkes bizi alkışlıyordu.
Hepsi bizim el ele tutuşmamızı falan bekliyordu sanırım ama ben onun gittiği yönün aksi yöne doğru ileredim.
Kolumdan tuttu." Bayram şekeri nereye? "
"Senin olmadığın bir yere'' Dedim sinirle.
"Bak tamam haklısın ufak bir şaka"
"Bak fikir buldum sen bugün hiç bir şey olmamış gibi devam edeceksin sonra yarın devam edersin ha ne dersin?" Dedi gülümseyerek.
Güzel gülüyor zalımın evladı.
"Tamam olur. Trip falan atamam zaten ben üşenirim" dedim güldü.
"Çok tatlısın" dedi. Aniden gelen iltifatla utandım.
Ben? Ben utandım? Utanma bilmeyen ben?
"Çıkalım mı burdan boğuyor bu ortam beni" dedim. Anlayışla kafa salladı.
Dışarı çıkmamız ile derin bir nefes aldım.
"Ee söylemeyecek misin artık adını?"
"İlk sen" dedim gülerek.
"Ne inatmış arkadaş ben Buğra. Buğra Gökalp" söyledikleri ile güldüm.
"Neye gülüyorsun?"
"Ben Memet,Mahmut Ahmet bekliyordum da" güldü.
"Senin ismin?"
"Bende Yazgı. Yazgı Özdemir"
"Ne! Kezban hayallerim suya mı düştü şimdi benim?'' Diye gülerek sordu. Güldüm.
İkimizin yüzünde de yarım kalmış gülümsememiz ile birbirimize baktık öylece. Yeşil gözleri kesinlikle benimkilerden daha etkileyiciydi. Siyah saçları anlına doğru dökülüyordu. YANİ TAM BİR TAŞ.Neyse bu o kadar kız varken niye bana yazmışsa?
Salak senden güzel gacı mı bulacak.
Doğru.
"Kardeşim çekilin şurdan romantizminize sıçayım sabahtan beri bakışıyorsunuz hayır yani neden bunu giriş kapısının önünde yapıyorsanız? Dizi çekimi mi yapıyorsunuz anlamadımki"
Diye bağıran amca ile şaşırdım burda ne işi varsa?
İkimizde geri çekilip amcanın geçmesine izin verdik.
Sonrasında birbirimize bakıp kahkaha atmaya başladık.
"Ee ne yapalım bayram şekeri?"
"Artık ismimi biliyorsun neden bayram şekeri diyorsun?"
"Bence sana en çok yakışan isim o" dedi gözlerime bakarak. Gözlerimi kaçırdım.
"Gözleri sürekli gözlerindeyse sana olan merakındadır;ama gözlerini senden kaçırıyorsa,o gözlerde sana ait bir şeyler vardır. Demiş Dostoyevski" diye kulağıma doğru fısıldadı. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim bir an.
"Hadi gel" dedim elini tutarak.
ELİNİ TUTARAK???
Allah'ım al şu rezil kulunun canını.
Dudaklarımı birbirine bastırdım endişe ile ona baktım. Sadece ellerimize bakıyordu. Hemen çektim elimi kendine gelmiş gibi bana baktı.
"Hadi gidelim seni çok güzel bir yere götüreceğim "
"Beni mi?"
Yok beni? Salak bu. Tescilli.
Bu seni üzmez al bunu.
"Nereye?"
"Süpriz"
"Bayram şekeri arabam ile gideceğiz sen söylemezsen nasıl gideceğiz ?"
Lan bunun arabası mi var aq. Zengin koca buldun.
Bizde zenginiz ya iç ses! Babam Ceo falan hatırlatayım dedim.
Gözlerimi devirdim" Araba sürmeyi biliyorum Buğra abimden çok babamın arabasını ben kaçırıyordum" dedim gülerek.
Gözlerini kısarak bana baktı. "Kız olduğunda hem fikiriz değil mi?" Dirseğimi karnına geçirdim.
"Andaval" diye söylendim.
Arabada taş gibi he. Yanımdaki beyden çok olmasın.
Ver dercesine elimi uzattım. O ise bir arabaya bir bana bakıyordu.
İstemeye istemeye elime bıraktı anahtarı. "Onu incitme tamam mı?"
Kahkaha attım."Ne gülüyorsun be bu benim ilk göz ağrım benden başka ilk defa biri binecek " diye çirkefleşti.
"Bak hâlâ gülüyor" diye sinirli tutmaya çalıştığı ifadesi ile bana baktı.
"Deli" dedim gülerek. Bana da normali gelmezdi zaten.
...
"Vay baya güzel sürüyorsun" dedi. Oturduğu koltukta yan dönüp bana bakarak.
"Ne sandın yiğidim " dedim gülerek.
"Ama ben araba değil motor sevdalısıyım"
"Hmm.. Bende sen sevdalısıyım" bir anda ani bir fren yapmamla beraber biraz ileri doğru savrulduk.
"Bir anda söylenir mi öküz" dedim nefes nefese.
Güldü.
"Benden bu kadar etkilendiğini belli etme ya" dedi gevşekçe.
(Arkadaşlar benim erkek karakterlerim gıcık olmazsa olmaz sjwjsjwks)
"Ben mi?" Dedim inanmayan gözlerle.
"Güzel hayal kuruyorsun"
Göz ucuyla ona baktım. Kolunu koltuğa dayamış başını elinin üstüne koymuş öylece beni izliyordu.
"Hayallerim güzel çünkü içinde sen varsın "
"Buğra susacak mısın yoksa seni arabadan atayım mı?"
"Kıyamazsın ki bana" ona öldürücü bakışlarımı attım.
"Aman be! İki dakika yavşayam dedim"
Gülerek kafamı iki yana salladım.
"Geldik" dedim.
Kaşlarını çatarak bana baktı. "Buraya mı?"
"Evet"dedim. Onu düğün salonuna getirmiştim. Halay çekerdik fena mı?
"Biraz hızlı gitmiyor muyuz bayram şekeri?" Diye sorunca güldüm.
"Saçmalama sana abimle yaptığımızı anlatmıştım onu yapacağız kıyafetlerimiz de uygunken"
"Asla. Asla. Asla"
Ve tabikide benim istediğim olmuştu. Buğra da az değil yani ben mi oynayacağım deyip Pistin tozunu artırmıştı.
İlk başta halay çekmem deyip somurtmuştu ama yanıma başka bir erkek gelip elimi tutup halaya girince hızlıca yanımıza gelmişti.
Sonrasında düğünde oğluna kız arayan teyzelerin bir kaçı etrafımı sarınca onlara ters ters bakmıştı.
Gülerek çıktık. "Ben hayatımda hiç böyle eğlenmemiştim " dedi gülerek.
Ee zengin bebesi olunca.
"Ben demiştim sana" dedim gülümseyerek.
Telefonuma baktım. "Oha saat 11 olmuş " dedim sıkıntı ile.
Evet kibarlıktan nasibimi hiç almamıştım.
"Hemen gidecek misin?" Dedi çekingen bir tavırla.
"Ne yapalım?" Diye sordum. Gülümseyerek.
"Sahilde biraz yürüyelim mi?" Diye sordu.
"Olur ama bir şartım var"dedim sakince. Merakla bana baktı.
"Nedir o söyleyin hemen yerine getirelim prenses" dedi alayla. Yüzümü buruşturdum.
"Bana prenses deme. Pamuk şeker alırsan gelirim senle"
"Ne ?"dedi gülerek. Omuz silktim. "Ne duyduysan o yoksa eve giderim vallahi "
"Ben bu saatte nerden bulayım pamuk şekeri Yazgı?" İlk defa adımı söylemesi ile kalbim tekledi.
Sakin ol kalbimmmm.
Dudaklarımı büzdüm. "Peki" dedim. Yavru köpek bakışlarımı atarak. Bu taktiğin işe yaramadığı kimse görülmedi bu zamana kadar.
Kolunu omzuma atıp beni kendine doğru çekti. "Tamam alırız sana pamuk şeker" dedi gülerek. Sevinçle el çırptım.
"Çocuk gibisin" dedi gülerek. Omuz silktim. Bu alemde benden daha nazlısını bulamazsınız. Babasının biricik kızı üç erkeğin tek kız kardeşi bir prensesdim ben-her ne kadar kabul etmesemde-
Kolunun altından çıktım." Hop hop nerden geliyor bu samimiyet yiğidim "
"Ayıp ediyorsun ama kaç aylık hukukumuz var burda" dedi gülerek.
Şuan çok mutluyum çünkü şansımıza sahilde pamuk şeker satan bir amcaya denk gelmiştik. Ve ben pamuk şekerimi yiyordum.
"Yanlış anlamazsan bir şey soracağım. Çok güzel gacısın neden sevgilin veya konuştuğun biri yok?"
"Bilmem" dedim dudaklarımı büzerek. "Sanırım kalbimi çalabilecek biri yoktu"
"Bu senin kalbini çaldığım anlamına mı geliyor?" Diye sordu sırıtarak.
Gözlerimi kaçırdım. "Pamuk şeker de çok şeker biliyor musun?" Dedim.
Kahkaha atmaya başladı. Neye gülüyor bu andaval?
Söylediklerimi ancak algılayınca dudağımı dişlemeye başladım. Ben biliyordum işte ben heyecanlanınca SAÇ-MA-LI-YO-RUM.
"Neden beni utandırıyorsun ya" diye çemkirdim.
Elimdeki pamuk şekerin çoğunu çocuğun ağzına doldurdum.
Bileklerimden tuttu. Beni durdurmak için.
Yavaşça çiğneyip yuttu. Gözüm adem elmasına takılınca bende yutkundum. Bir erkekte en önemli şeyler;
1. Adem elması.
2.Damarlı kol.
Bunlara düşmeyeni de ne bileyim?
"Ne istiyorsun bayram şekeri şeker komasına girmememi mi?"
"Yaaa benim tatlılığımdan mı?" Diye şapşalca sordum. Amacım birazda eğlenmekti.
Kahkaha attı "Tabi efendim" dedi gülerek.
Yüzüme doğru yaklaşınca nefesimin kesildiğini hissettim kokusu insanı dünyanın en huzurlu yerinde gibi hissettiriyordu.
Parmağı dudağımda gezindi. Yutkundum.
Hafif kafasını bana doğru çevirdi. Orman yeşili gözleri beni esir aldı.
"Pamuk şeker kalmış " dedi yutkunarak "Yani dudağında"
Kalbim depar atıyordu resmen. Bu kadar hızlı atmaması lazımdı.
Dudaklarını dudaklarımın üstünde hissetmem ile ben mefta olmuştum arkadaşlar. Hemen bende karşılık vermiştim.Çok değil bir on saniye sonra geri çekildi.
"Şey ben özür dilerim eğer rahatsız oldu--"
Ya ben bu çocuğu yerim benim ona karşılık vermeme rağmen özür diliyordu.
Kendimden hiç beklenmeyen hareketi yaparak dudaklarına ufak bir öpücük kondurdup geri çekildim.
Hızla ayağa kalktım. " Ya niye özür diliyorsun bana burda neler neler yaptırıyorsun ayıp ayıp" diye saçmalamaya başladım.
Telefonumun çalması ile derin bir nefes aldım.
Döl israfı arıyor...
"Efendim abi"
"Nerdesin sen kız bacaksız "
Gözlerimi devirdim.
"1.70 olmam dışında bir sorun yok"
"Kes kes nerdesin hemen eve gel saat 12 oldu haberin var mı?"
Dudaklarımı dişledim. Saat 12 mi olmuştu?
"Sana ne abi ya"
"Ne demek sanane yarım saat içinde evde olmazsan tüm İstanbul polislerini ayağa kaldırırım "
Tekrar gözlerimi devirdim. "Onun için 24 saat geçmesi gerek abi"
"Yalandan kim ölmüş kızım?"
"Off tamam sus sus ben Dilaralarda kalırım"
"Tamam kardeşin mi var derdin var aq"
Abimin yüzüne telefonu kapattım. Merakla bana bakan Buğra'ya döndüm.
"Gidelim mi?" Diye sordum gülümseyerek.
Kafa salladı. Saatin geç olmasından dolayı sokaklar boştu.
"Ha unutmadan bayram şekeri" dedi elini ceketinin cebine götürdü. "Bunlar sana" Kahkaha attım.
"Ciddi olamazsın" Salak çocuk ya gitmiş bana bayram şekeri almış.
...
Tam kapıya doğru yönelecektim ki Buğra'nın sesini duymam ile duraksadım.
"Bu sana" dedi elindeki kitabı uzatarak.
"Kitap okumayı sevdiğini düşünüyorum. Onun için. Bu arada ayracın olduğu yerden okumaya başla "
Ne bu gizemli haller???
"Olur. İyi geceler Öküzcüm"
"İyi geceler bayram şekeri "dedi gülümseyerek.
İkimizde aynı anda iç çektik. Ben hızlı adımlarla içeri girmiştim.
...
Yağğğ😍
Buğra'yı sevenler?
(Buğra ismini tarih dersinde isim ararken bulmuştum. Saltuk Buğrahan dan geliyor skjskwjwjsw)
Yazgııı ve saçmalamaları🤦🏻♀️
Sizce kitapta ne yazıyor???
İnstagram:Mayisvenisan hesabım yeni açtım destek pls djdkkewoe
Sizleri çok seviyorum ♡