Liya'dan
Evan: yüzünü çok özlemişim
Ekrana bakarak gülümsedim.
Liya: bende senin
Evan: nasıl gidiyor derslerin? Takip edebiliyor musun?
Liya: evet, babam-
Göz devirip devam ettim.
Liya: özel öğretmen tuttu
Evan: en azından farklı insanlar görebiliyorsun
Dediğinde sinirlerim bozuk olmasına rağmen beni bir kez daha güldürebilmişti.
Liya: evet
Başını olumlu anlamda sallayıp aniden ortam sessizleştiğinde bana ciddi bir şekilde bakmıştı.
Tam iki saattir görüntülü konuşuyorduk, Evan güzel şeylerden bahsederek beni güldürmeye çalışıyordu ve bunu çok iyi bir şekilde başarıyordu.
Onunlayken gülmemek imkansızdı.
Evan: bu ne kadar sürecek liya, ben seni görmeden duramıyorum, çok özlüyorum
Liya: Evan benimde senden bir farkım yok olayları biliyorsun, maalesef adamı ikna edemedim
Evan: ah cidden
İkimizde karşımızdaki duvarı izlemeye başlamıştık, ne yapacağımızı hiç bilmiyorduk tek şansımız o adamdı ama o da olmuyordu.
Elimdeki kalemle oynamayı kesip geri ona baktım.
Liya: Evan
Evan: efendim
Hafif gülümseyip kameraya yaklaştım.
Liya: seni çok seviyorum
Dedikten sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi gülümseyip o da kameraya yaklaştı.
Evan: bende seni çok seviyorum
Liya: her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim
Evan: bunu her zaman yapacağım söz veriyorum
Alt dudağımı ısırıp derin bir nefes aldım.
Liya: keşke şu an yanında olabilsem kocaman sarılırdım sana ve kokunu çekerdim
Evan: keşke
Birbirimize özlemle ve üzgün bir şekilde bakıyorduk.
Özgürlüğümü kaybetmiştim resmen, hiç kimseyle görüşemiyordum bu sinir bozucuydu.
- Liya! Hadi yemeye kızım!
Liya: ah, benim kapatmam gerek
Evan: tamam, kendine dikkat et görüşürüz
Liya: görüşürüz
Elimle öpücük atıp ekranı kapattım ve odadan çıktım.
~
Liya: herkese afiyet olsun
Annem: sanada kızım
Gülümseyip yerime oturduğumda babamın sessizliği garibime geldiği için kaşlarım çattık bir şekilde ona baktım.
Başımı yavaşça anneme çevirip "neyi var?" gibisinden salladığımda omuzlarıyla bilmediğini işaret etmişti.
Liya: babacım?
Düşüncelerinden çıkıp bana baktı.
Babam: efendim kızım
Liya: neyin var? Dalgın gibisin
Babam: ah hayır nerden çıkardın bunu, sadece biraz yorgunum o kadar
Masadaki elini tutup gülümsedim.
Liya: Emin misin?
Diğer elini elimin üzerine koyup gözlerini yumarak gülümsedi.
Babam: Eminim merak etme
Başımı olumlu anlamda sallayıp yemeğimi yemeye başladım.
Annem: ilaçlarını aldın mı peki?
Babam: aldım merak etme, anneli kız beni rahat bırakmıyorsunuz
Dediğinde annemle ben birbirimize bakarak gülmüştük.
Ne kadar sorunlarımız olsa da pozitif kalmayı başarabiliyorduk, şu an benim durumumdan daha çok babamın ki önemliydi, hiç iyi değildi çok kötü durumdaydı, bizi kaybetmekten çok korkuyordu.
Bunların hepsi kıskanç ve kötü insanlar yüzündendi.
Maalesef jungwoo'dan başka çarem yoktu ve onun olacağı hiç belli değildi, olacağını da sanmıyordum.
Babam ondan başkasına güvenmeyeceğini söylüyordu, peki neden onu bu kadar çok istiyordu? Sanki onu çok iyi tanıyormuş gibi...
Ben düşüncelerimdeyken aniden kapının çalmasıyla dikkatimi kapıya vermiştim.
Annem: birini mi bekliyordun canım?
Babam: hayır?
Hizmetçi hızla gidip kapıyı açtığında babam ayağa kalkıp kapıya doğru gitmişti.
- buyrun?
- bay wang'ı görmek istiyorum
Duyduğum sesle şaşkın bir şekilde hızla ayağa kalkıp babamın peşinden bende kapıya doğru gitmiştim.
Ağzım açık bir şekilde karşımdaki jungwoo'ya bakıyordum.
Liya: jungwoo?
Kapüşonunu çıkarıp babama bakmıştı.
~~
Bay wang'dan
bay wang: açıkçası geleceğini hiç sanmıyordum
Dirseklerini bacaklarına yaslamış öylece yere bakıyordu.
Bay wang: gelme sebebini öğrenebilir miyim?
Jungwoo: kızının koruması olacağım
Dediğinde sevinçle yüzüne baktım.
Bay wang: çok te-
Jungwoo: ama
Bay wang: ama?
Jungwoo: bana her şeyi anlatacaksın
Bay wang: neyi?
Jungwoo: karşında çocuk yok, eminim ki ruh varlıkların kralını tanıyorsundur peşime düştüğüne göre
Dediğinde yüzümdeki gülümseme kaybolmuştu.
Jungwoo: ve oğullarının bana ne yaptığını da
Deyip yüzüme dişlerini sıkarak baktığında yutkunmuştum.
Bay wang: anlamışsın her şeyi, senden böyle bir hareket bekliyordum zaten, ama bu kadar hızlı anlayacağını düşünmemiştim
Jungwoo: uzatma, anlat
Boğazımı temizleyip bende dirseklerimi bacaklarıma koydum ve derin bir nefes aldım.
Bay wang: eniştenle ve babanla çok yakın arkadaştık şirketlerimiz ortaktı işimizi her zaman beraber yapardık, teyzeni ve anneni ise kız kardeşlerim gibi severdim ikiside benim için değerliydi, uzun zaman sonra teyzenle bu sene görüşebildik sizlere ulaşmak çok istedim ama eniştenle teyzenin başına gelenlerden dolayı kendimi hep suçlu hissettim bu yüzden teyzenin yüzüne bakacak cesaretim olmadığından ondan uzak durdum yıllarca
Jungwoo: Min joon
Söylediği isimle hızla ona baktım, bana nefretle bakıyordu.
Jungwoo: Min joon herifin ikiz kardeşi sen misin?
Başımı eğip yeniden yere bakarak konuştum.
Bay wang: maalesef evet
Ellerini yumruk şeklinde yapıp konuşmaya devam etti.
Jungwoo: nerede o?
Bay wang: ruhların tarafında, bulamaman için her türlü güçlerini kullandı özel varlıklarla korunuyor şu an senelerdir kendisini senden bu şekilde korudu ve lisa-
Ayağa kalkıp hızla yanıma geldiğinde bende kalkıp ona baktım.
Jungwoo: lisa'ya ne yaptılar?! Nerede o?! Yaşıyor mu?!
Bay wang: inan ki nerede olduğunu hiç bilmiyorum ama yaşıyor onu bir yerde zorla tutuyorlar sadece bunu biliyorum
Dediğimde bir zaman bana öylece baktı, hem nefretle hemde şaşkınlıkla yere yığıldı. Diz çöküp elimi omuzuna koydum.
Jungwoo: o... y-yaşıyor
Bay wang: onu bulmana yardım edeceğim jungkook
————————————
Düşüncelerinizi alalım?
Sizce neler olacak?
Bölümü beğendiniz mi?
BAY WANG
BAYAN WANG
LİYA
EVAN