star lost, minsung ✓

By kenyusiimii

198K 22.6K 13.4K

ben kayıp bir yıldızdım, yerimi bulmamı sen sağladın. More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7 M'
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0 F' ❣︎

2.4

3.8K 555 168
By kenyusiimii

Omega bir yerden sonra çizim yapmaktan bile sıkılırken tüm programlarını bitirmiş, masasında işi ile uğraşan alfaya sırnaşıyordu. Arkasından sarılmış boynunu öpüp dikkatini çekmeye çalışıyor fakat Minho onun haline gülüp işine devam ediyordu.

"Ya ama çok sıkıldım."

"Bebeğim." dedi gülerek, eşine dönüp yanaklarından tutup kendine çekti. "On dakika ver bana, on dakika sonra tamamen seninim, tamam mı? O zaman istediğin her şeyi yapabiliriz."

"Söz mü?"

"Söz."

Dudaklarına minik bir öpücük bırakıp geri çekilmiş, Jisung da kabul ederek kendi yerine geçip ayaklarını koltuğun kenarından sallandırmış, tatlısını yemeye devam etmişti.  Minho ile öğle yemeği dışında pek vakit geçirmemişlerdi ve cidden sıkılıyordu.

Bir an önce onun kendisi ile ilgilenmesini istiyordu hatta beraber arkadaşlarına gidip kalacakları vakti iple çekiyordu ve neyseki çok az kalmıştı.

Cheesecakeini yiyip dakikaları sayarken tam on dakika sonra o ağzını açamadan alfa "Çok yedin, çok yedin," deyip bilgisayarını kapattı ve dolu yanakları ile ona bakan eşine gülüp oturduğu yerde gerindi. "Sonra yemek yemeyeceksin, Chan kızacak sana."

Jisung bakışlarını kaçırdı. "Ben de benimle ilgilenmeyen bir eşim olduğu için depresyona girip tatlı yediğimi söylerim."

"Ne ilgilenmemesi, ne ilgilenmemesi he," diyen Minho yerinden kalkıp onu gıdıklamaya başladığında Jisung gülerek kendini geri çekmeye çalışmış ama başarısız olmuştu. "Ya!" diye gülerken Minho üzerine eğilip dudaklarını boynuna bastırdı ve nefesini verio gıdıklamaya devam etti.

"İnsan göz teması kurar, göz teması bile kurmadın Min!"

"Bakarsam işime odaklanamam çünkü," deyip geri çekildi alfa ve bu sefer eşinin burnuna bir öpücük bıraktı. "Sen benim sana ne kadar çok aşık olduğumu biliyor musun hı?"

"I, ıh."

"Şımarıyor bir de, şuna bak."

Jisung'u tekrardan gıdıkladığında Jisung kahkaha atarak kendini geri çekmiş, onun kolları arasından kurtulup ayağa kalkmıştı. "Bu saatten sonra iş yok, hadi, hadi, sadece biz olalım."

Kollarını Minho'nun boynuna sarıp dudaklarından öptü. "Sen, ben bir de arkadaşlarımız. Hım? En son Chan hyungla kaldığımızda nişanlıydık şimdi ise evliydik ve ilk defa öpüşmüştük."

Lafının sonuna doğru o anı hatırladığı için güldüğünde Minho da hatırlayarak gülmüş, başını eğip bir kez daha Jisung'u dudaklarından öperek geri çekilmişti. "Hım, öyleydi. O gece seninle çok uyumak istemiştim ama hayat acı, Hyunjin ile uyudum. Hayat resmen çok acımasız. Şimdi Hyunjin'i kovacağım."

Jisung yeni öğrendiği bu bilgi ile kahkaha atarken "Yerim ki seni!" demiş, beklemeden alfanın yanağını ısırmıştı. Isırdığı yere bir sürü öpücük bıraktı, onun öpücüklerinden sonra sabah eşyalarını Jisung'un sırt çantasına koydukları için eve geçmeden sadece markete uğrayıp birkaç bir şey almışlar ve direkt Chan'a geçmişlerdi.

Kapıyı Jeongin açarken "Kimmiş gelenler güzelim?" sorusu ile Jisung kaşlarını kaldırdı. "Ne! Ne! Ne! Hani bendim güzelin?"

Botlarını çıkarıp Chan'ın üstüne atladığında Chan burnunu sıktı gülerek. "Sen evlendin, papucun dama atıldı, git Minho'nun güzeli ol sen."

"Hı, pis adam. Ay, neyse aşırı sevindim size ve selam!"

Onun şen şakrak hali herkesi güldürüyordu, Minho eşine gülerek kardeşi ile selamlaşmış, elindeki torbayı verip botlarını çıkarmıştı. Jisung ve Jeongin içeri geçerken Chan arkadaşına baktı. 

"Selam Minho, hoş geldin."

Minho doğruldu. "Selam Chan, tebrik ederim, düğün ne zaman?"

"Ya yürü git."

Chan onun omuzuna patlattığında Minho kahkaha attı, sıcacık olan evle anında ısınmıştı. Bu yüzden montunu çıkarırken Jisung de montunu asmak için yanına geldi. 

"Chan hyung sen ağla!" diye bağırdı. "Ben, benim aşkımın güzeliyim!"

Jeongin de ona bağırdı. "Sanki ben benim aşkımın güzeli değilim! Kıskanma!"

"Aa ne kıskanacağım be, hem biz evliyiz canım."

Minho'ya sırnaştığında Minho onu kucağına almış, Jisung gülerken de ilerleyip koltuğa bırakmıştı. "Kıskanç," deyip burnuna vurduğunda Jisung onun elini tutup avucunu öptü. "Kıskanç değilim ki, yo, kıskanç değilim ben."

Chan gülerek mutfaktan çıktı. "Bu yalanları bulmak zor oluyor mu?"

"Pis adam. Sus sen. Artık sevmediğim alfalar içinde sen de varsın."

Minho gülerek yanına oturdu. "Kaç tane alfadan nefret ediyorsun?"

Chan Jeongin'i kolunun altına alırken kıkırdadı. "Biz hariç herkesten, muhtemelen seninle tanışmadan önce sen de bu listenin içindeydin. Aşk işte."

Jeongin, Jisung'un bu özelliğine kahkaha atmış, Jisung da arkadaşına yastık fırlatmış ve ona merakla bakan eşine dönüp yanağını sevmişti. "Biz sonuca bakalım, sonuçta en en en en sevdiğim alfa sensin sevgilim, değil mi?"

"Bir zahmet sevgilim."

Kıkırdadı. "En çok seni seviyorum."

Uzanıp dudaklarına bir öpücük bırakmış, çalan zille geri çekilmişti. Diğerleri de teker teker gelirken Minho daha şimdiden pijamalarını giymiş, yorgun olduğu için Jisung'un göğsünde yatıyordu.

Beraber eğlenceli bir yemek yemişler, grupça Chan ve Jeongin'i tebrik edip 'düğün ne zaman' diye sormuşlar ve öyle yemek faslını bitirmişlerdi. Salonda oturmuş hep beraber tabu oynarlarken Jisung sıranın kendisine gelmesi ile ayağa kalkıp anlatmaya başladı.

Ama arkadaşlarının yanı sıra daha çok Minho'ya anlatıyordu, kimse de bundan şikayetçi değildi çünkü çok çabuk anlaşan çift onlara sayı getiriyordu. 

"Ben bugün senden ne istedim?"

"İlgi."

"Yes! E, şey, biz neyiz seninle? Benim soyadım neden Lee?"

"Evliyiz."

"Tamam, ailemize üçüncü bir kişi gelirse?"

"Bebek."

Hyunjin dahil oldu.  "Tez zamanda."

Jisung ve Minho ona gülmüş, Jisung hızla devam etmişti.  "Geçen gün evde bir şey kaybettim?"

"Küpe?"

"Onların hepsinin genel adı?"

"Aksesuar."

"Ben senin en çok neyini seviyorum?"

"Kokumu? Gözlerimi? Ney, ney, ha, kahkaham!"

"A şey, şu an da sen dahil odadaki dört kişi böyle?"

"Alfa? Öğrenci? Mezun?"

"Alfa, alfa. Tamam, onların daha çelimsiz versiyonu?"

"Omega?"

"Güzel. Alfalar omegaları yapar genellikle toplumda ama sen bana da izin verdin?"

"Mühür?"

"En son izlediğimiz filmin başrol erkek oyuncusu!"

Son saniyelerle birlikle Minho "Gong Yoo! Gong Yoo!" diye yükselirken Jisung "Evet!" diyerek çığlık atmış, kağıtları masaya bırakıp saçlarını savurur gibi yapmıştı. "Bu oyun burada biter!"

"Yoo." Felix de ona dil çıkarınca arkadaşına kahkaha attı, ilerleyip kendisini eşinin yanına bırakmış, göğsüne yatmıştı. Felix ayağa kalktı.  "Göklerden biri sesimi duysun lütfen de şu eli başarılı atlatalım. Jeongin, sadece sana güvenim var hayatım. Changbin ve Chan hyungdan ümidimi keseli çok oldu. Karşı takım alfalar, burası omegalar da ip çekme yarışı yapıyoruz sanki."

Benzetmesi odadaki çoğu kişiyi güldürdü. Denildiği kadar iyi yapmışlardı fakat aradaki fark çok büyük olduğu için bir yakalama durumu olmamıştı. Oyundan sonra hep beraber film izlerken ilk uyumaya gidenler Hyunjin ve Seungmin oldu. 

Changbin de şortunu ve sıfır kollu tişörtünü giyip gelmişti. Vücudu Hyunjin'in "Alfam!" diyerek üstüne atlamasına sebep olsa da bu kriz bu sefer kısa atlatılmıştı. Chan elini ensesine attı. "Öyleyse bu koltuğu ve diğer koltuğu açalım, Minho siz ve Changbinler burada yatsın malum Hyunjin boştaki odayı ilk tutan oldu. Geçen sefer de mi bu çocuk orada yatmıştı?"

Hyunjin üzerini değiştirerek odadan çıktı. "Keyfimi düşünüyorum."

Changbin ona baktı. "Çok şerefsiz bir alfasın."

"Teşekkürler canım."

Hyunjin onu yanağından öpmüş, Changbin haline gülerken de Hyunjin diğer yanağını öpüp kaçmıştı. Arkadaşlarına sırnaşmayı severdi ve bunu odadaki herkes biliyordu. 

Salona yatakları kurmuşlar, teker teker uyumak için çekilmişlerdi. Jisung balkona geçip elindeki sodayı yudumlamaya başladı. Bacaklarını kendine çekmiş, tek eliyle hafifçe ovalarken dakikalar sonra yanına gelen bedenle gülümsedi. 

Minho elindeki hırkayı onun önünden omuzlarına attı. "Balkon soğuk, üşüyeceksin."

Yanına oturduğunda Jisung koluna girip başını omuzuna bıraktı. "Biraz durur, içeri gideriz. Nasıl hissediyorsun?"

"Güzel." dedi alfa reddetmeden. "Başta sen gelmek istediğin için kabul etmiştim çünkü biliyorsun şirketten sonra fazla sesi kafam kaldırmıyor ve bizimkiler çok gürültücü ama bir yandan da iyi oldu, kendime geldiğimi hissettim kalabalıkla."

Jisung başını kaldırıp alfanın yüzüne baktı ve parmakları ile hafifçe dudağına vurdu. "Gelmek istemiyorsan söylemen yeterli Min, neden benim fikrimle hareket ediyorsun? Dediğin gibi ki bugün gözlerimle şahit oldum şirkette nasıl yorulduğuna bu yüzden biz de iş günleri değil, haftasonları gideriz. Bir dahakine kendini de düşünerek, bana danış tamam mı?"

Minho ona gülerek dudaklarının üzerindeki elin geri çekilmesine izin vermeden tutup bir öpücük bırakmış sonra da kucağına koymuştu bırakmadan. "Çok hevesli bakıyordun, kırmak istemedim. Haklısın, bir dahakine sana kendim hakkında danışır, öyle karar veririz."

"Güzel. Aferin benim aşkıma."

Jisung uzanıp onun yanağını öpmüş, içmediği sodayı kenara bırakmıştı. Birbirlerine gülerken Minho sodayı kendi içmişti. Omega ani bir kararla telefonunu çıkarıp kamerasını açtı.

"Öpüşürken fotoğrafımızı çekelim mi? Bence çok güzel çıkarız."

Minho başını salladı. "Fotoğrafı çektiğin gibi geri çekilmeyeceksen."

"Fırsatçı."

Ona gülen eşine dil çıkarmış, Jisung kafasını çevirip kendisine dönen alfanın dudaklarına dudaklarını bastırmıştı. Minho alt dudağını kavrayıp başını hafifçe yana eğdi, fotoğrafı çektiği gibi telefonu bırakan omega ellerini kaldırıp onun yanağına attığında eli beline sarıldı.

Sevgilisi dizlerinin üstünde yükseldiği için hırka omuzlarından düşmüştü, alfa hızla düşen hırkayı tutup dudaklarını ayırmadan geri onun omuzlarına bıraktı ve kolunu beline sararak onu kucağına çekti. 

Jisung bununla beraber gülümsemiş, parmakları hafifçe saçlarını çekmişti. Birkaç saniye sonra ayrılan alfayla beraber o dudaklarına kelebek öpücükler bırakmaya devam etti.

Bir süre öyle kalmışlar ardından da omega eşinin kucağından inip uzağa fırlattığı telefonunu alıp yanına oturmuştu. Güzel çıkan fotoğrafla beraber gülümsedi, omuzuna sarılan elle başını Minho'nun omuzuna yaslamış "Bak," demişti. "Ne güzel bir fotoğraf."

"Çünkü içinde biz varız."

Sırıttı.

Fotoğrafı annelerinin de göreceğini bildiği halde pek takmadan sosyal medya hesabına atmıştı ki alfadan gelen fotoğraf çekilme teklifi ile telefonunu onun eline uzattı. 

Minho ilk önce dudaklarını büzüp göz kırparken Jisung da onun gibi eğlenceli bir poz verdi, böyle böyle devam etmiş, çekildikleri en son fotoğraf Jisung'un aniden arkasından uzanıp Minho'nun yanağını öpmesiyle çekilmişti. 

Birbirlerine gülerlerken Minho tüm fotoğrafları kendine atıp telefonu kenara bıraktı. "Sence," demişti bir süre sonra göğsünde yatan omegaya doğru.  "Çocuk konusunda ne düşünüyorsun?"

Jisung bu soru ile güldü, Minho'nun parmakları ile oynarken "Aslında şu ana kadar hiç düşünmemiştim," demişti dürüstlüğü tercih ederek. Düşündü. "Ama bilmiyorum... Düşüncesi güzel, fazlasıyla güzel. Az biraz hamilelik dönemi korkutmuyor değil ama senin yanımda olacağını biliyorum, bu yüzden atlatılır."

Kafasını kaldırıp Minho'nun yüzüne baktı. "Seninle bir bebeğimiz olma düşüncesi midemi kıpır kıpır yapıyor... Tanrım, şimdi bile... Ama biliyorsun bir bebeğimiz olduğunda sadece onunla ilgilenmemiz gerekecek ve biraz geniş çaplı düşünüyorum. Senin rayına koyman gereken bir işin benimse son senem geliyor, stajım olacak... Hem biraz kendimize de vakit ayırmalıyız."

Güldü. "Kısacası karşı değilim hatta çok güzel olur ama biraz işlerimizi yoluna koyalım, rahatlayalım. Öyle olur sevgilim, sen ne dersin? Ne düşünüyorsun?"

Minho ona hızlı bir öpücük verip geri çekilmiş, gülümsemişti.  "Senin kadar başta ayrıntılı düşünmemiştim ama bir bakınca da haklısın, hem işlerimizi yoluna koymak adına hem de birbirimize vakit ayırmak adına. Okulunu bırakmanı istemiyorum bitmesi bu kadar yakınken. O yüzden, haklısın sevgilim, senin dediğini yapalım."

Yüzünü seven Jisung'un avucunu öptü. "Seninle bana benzeyen bir bebeğimiz olacağı düşüncesi beni çok fena heyecanlandırıyor yalnız."

Jisung kahkaha attı, gerçekten güzel bir duyguydu. Bu konuyu da hallettikleri için akıllarında soru işareti kalmazken Minho yarın erkenden işe gideceği için kalkmışlardı. Sessizce içeri geçmişler, alfa balkon kapısını kapatıp eşinin arkasından ilerlemişti.

Çoktan herkes uyuyakalmıştı, birbirlerine sarılarak uyuyan Changbin ve Felix'e gülüp yatağa girmişlerdi.  Soğuk yorgan Jisung'u titretti, anında Minho'ya sokulmuş, gözlerini kapatmıştı.

"İyi geceler sevgilim," diye fısıldadığında Minho belini okşadı.  "İyi geceler bebeğim."

***

Üç bölümde sadece iki günü yazdım... Bu ne...

Continue Reading

You'll Also Like

127K 20K 28
hep sendin, hep özeldin.
179K 20.8K 37
Psikolog Jisung'un yeni hastası için akıl hastanesine taşınması gerekiyordu. ‼️‼️SEMESUNG‼️‼️
151K 13.6K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
111K 14.4K 29
Han Jisung, şeytanın ne kadar ateşli olduğunu merak etmişti. [TAMAMLANDI] × i'll be your man, yarı bağımsız devam fici ×