Yağmur hızını arttırırken sürüklemeye çalıştığı cansız beden gitgide ağırlaşıyor gibiydi. Saat kaçtı? Gece bir iki... Sanırım Win'in şuanda umursadığı en son şey saatti. Nerde olduğunu bilmiyor, zifiri karanlık da ona hiç yardımcı olmuyordu.
Otobanın ortasına bıraktığı bedenden uzaklaşıp yoldan araba geçme umuduyla etrafına bakınmıştı. Duyduğu sesle irkilip kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Karga bıraktığı bedeninin üzerine konmuş, meydan okurcasına Win'in gözlerinin içine bakıyordu. Usulca yaklaştı Win, önce kargaya ardından altındaki bedene baktı. Derin bir nefes verip yere çömeldi; elleriyle gözlerini kapadı cansız bedenin. Dudaklarından kopan küfre engel olamadı. Hayvan tüm olaylardan haberdarmış gibi suçlayıcı gözlerle ona bakıyordu.
En fazla 15 yaşında duran bu beden onun ilk pişmanlığı olmuştu... Acımadan edemiyordu, bu genç hayatın daha başlamadan sona ermesine. Düşündü, acaba şuanda ailesi tam olarak ne yapıyordu annesi gözleri yaşlı yolunu gözlüyor muydu? Babası durumundan haberdar olsa kendini içki masasına mı vurar yoksa karısına kendi ağlayamadığı İçin kızıp durur muydu?Hiç aşık olmuş muydu? Ayağa kalktı ellerini ceplerine yerleştirip küstahça karganın gözlerinin içine baktı "kendi hayatını kendi sikti,ne yani sen beni mi suçluyorsun?" Ayağını sertçe yere sürttü.
"Ölüye biraz saygın olsun W" duyduğu sesin sahibine döndü yüzü. Karga da uçmuş gitmişti sesle beraber. " ne yani tek bana mıydı tüm uyuzluğun?" Çoktan havlanan kuşun ardından söylenmişti. Yaşlı adamı umursamamıştı bile Win. Onun cansız bedene doğru yaklaşmasıyla bir iki adım geriledi. "Rapor ver" keskin ses gecenin tüm soğukluğunu ikiye ayıracak türdeydi. Yavaşça ellerini ceplerinden çıkarmış. Boş bakışları cansız bedene inmişti. "Dragunov ile 11.14 sularında mekanının karşısındaki çiçekçi dükkanının üst katındaki daireden arabasına binerken 2 el ateş edilmiştir." Bekledi ve derin bir nefes aldı. Gözlerini karşısındaki adamın gözlerine çıkardı. " 11.15 sularında K'non adamlarının karşı atağı ile çaylak ağır yaranlanmış ve kan kaybından..." devam etmedi Win zaten etmesine de gerek yoktu karşılarındaki tablo olayı yeterince açıklıyordu. "
"Nasıl buldun bizi?" Yaşlı adam sakince yere çömeldi çaylağın sol bileğini havaya kaldırdı ve saatini çıkardı. Yere atıp üzerini ezdi. Parçalarının içinden çıkan cihazı Win'e doğru tuttu. Ardından başını arabanın şöför koltuğundan çıkan adama çevirdi. "Jack, bunu temizlemeleri için birilerini yolla buraya" takip cihazını cebine atıp arabaya doğru ilerledi. "Gelmiyor musun W" bunu söylerken bakmadı bile geriye yaşlı adam. Win son kez gözlerini yerde yatan bedene doğru çevirdi ardından arabaya doğru ağır adımlarla ilerledi.