Sabaha karşı sesle uyandım. Raymond bağırıyor?
-Tehlike!
Hmm?
Gözlerimi açtığımda Caein'in yaptığı kalkana sürünen bir canlı çarpıyordu.
Boynuzları vardı ve siyah uzun canlının uzun dokunaçları da vardı.
...
Caein kalkanı korumaya çalışıyordu ama canlı durmadan kalkana vuruyordu.
Caein ve Raymond bana baktılar. Sonra birbirlerine dönüp kafalarını salladılar.
Hey her ne planlıyorsanız bu hiç iyi bir şeye benzemiyor...
Ve beklediğim gibi bir anda kalkanı serbest bırakmalarıyla canlı bana doğru hızla gelmeye başladı.
Hızla yanımda duran kılıcı çektim ve tam vuracakken canlı önümde yere yığıldı.
Soru işaretleriyle Raymond ve Caein'e baktım.
Raymond muzaffer bir gülümseme sergiliyordu.
-Bunu nasıl yaptınız?
Caein Raymond'a döndü.
-Heh ona attığım zehirli ok sayesinde oldu. Bu zehir özellikle sürüngenlerle baş etmek için benim tarafımdan yapıldı. Tabi...
-Tabi ne?
-İlk kez denedim biraz şansaydı ama...
-Ölmek mi istiyorsun?
Garip bir günaydından sonra tekrar yola koyulduk.
Ve işte yüksek seviye canavarların bölümündeyiz.
Raymond uyarı yapmak için durdu.
-Buradan sonra dikkat edin. Bu bölgede Kishki'ler yaşar. Olabildiğince sessiz bir şekilde ilerlemeliyiz ve bir de, bastığınız yere dikkat edin.
Ahh yine başlıyoruz.
-Merak etmeyin bundan sonra Sphero'ların yaşadığı bölgeye varacağız.
Küçük bir tebessüm ile ilerledik. Sonunda...az kaldı.
Buradan dikkatlice ilerleyerek geçtik.
Ses duyduğumuzda saklandık ve sonunda beklenen yere vardık!
Lanet olsun sırf bir canlı yüzünden üç gündür eziyet çekiyorum ve halime bak hala bitmedi!
Sonunda haritada işaretlediğimiz yerin üzerinde duruyorduk.
Raymond fısıldayarak anlattı.
-Ağaçlar onların evi, bencil hayvanlar ve birbirlerini bile öldürebilirler yani yavru olanlara saldırmadığınız veya eşi olan birine saldırmadığınız sürece sıkıntı yok.
Peki bunu nasıl anlayacağımızı da söyler misiniz?
Yukarıdan gelen sesle dikkatimiz dağıldı. Canlıyla göz göze geldik ama sadece bize baktı ve bir anfa ağaçların üzerinde yok oldu.
Bu...bu şey çok hızlı! Onu nasıl yakalayacağız ki!?
İlerledik ve yukarıyı izledik.
Sonunda yalnız olduğunu düşündüğümüz tek başına oturan birini seçtik.
Diğerlerinden biraz daha iri görünüyor ama tek başına yani sorun olmamalı... Sanırım.
Caein ile anlaştık ve Raymond'a bir kalkan kurduktan sonra saldırdık.
Canlı iki farklı yönden gelen saldırıları englledi!
Ve bir anda bir sürüsü etrafımızı sardı.
Raymond'a döndük.
-Ray bu da ne demek!? Böyle olmayacağını söylemiştin!
-Haha sanırım liderlerini hedef aldıkları yanlışlıkla.
Ciddi misin!? Ahh!
Yavrular bile hızla pençe atmaya başladı.
Raymond kalkanın içinden dövüşen bize talimatlar verdi.
-Bu canlıların burada gördüğüm kadarıyla en küçüğü üç yüz yaşında.
...
Şu küçük şeyler üç yüz yaşında...?
Peki en güçsüzleri onlar gibi.
Caein'e döndüm.
-Caein küçüklerden biri kapmaya çalışacağım ışınlanmaya hazırlan!
Raymond bağırdı.
-Pençe ve dişleri zehirli! Dikkatli ol!
Sürü etrafımızı sardı.
Onları korkutmak için büyük bir siyah top yaptım ve ileri doğru ateşledim.
Zayıf olanlar öldü... Bazıları kurtulmak için diğerlerini öne itti...
Raymond bağırarak anlatmaya devam ediyordu.
-Liderleri çok güçlü ve korktukları için ona itaat ediyorlar!
Yani...liderlerinden güçlü olduğumu kanıtlarsam benden de korkarlar.
Bir saldırı büyüsü yaptık ve oldukça güçlüydü. Büyü bir ok şeklinde liderlerine gitti.
Bu saldırı ona hasar verdi ama bir yandan da çok sinirli görünüyordu.
Oturduğu ağaçtan atladı ve karşımda durdu.
Bununla diğerleri kenarı açıldı.
Demek teke tek istiyorsun.
Heh sansın...
Ben farketmeden bir anda önümde belirdi ve Caein'in yaptığı büyüyle kurtuldum.
Ama diğer canlılar onu engellemek için önüne geçti.
-Hoo bu ne hız? Sence de biraz fazla hızlı ilerlemiyor muyuz? Oysa ilk adımı ben atmayı severim.
Üç dartı parmaklarımın arasında tutup kara büyü enerjisi yüklendikten sonra gönderdim.
Bunlardan kaçarken kılıçla arkadan sürpriz bir saldırı yaptım ve bir kez daha hasar aldı.
Bununla birlikte ben yeni saldırı yapmışken bana doğru geriye bir pençe attı.
Pençesi hafifçe derimi çizdi.
... şuan zehirlendim mi?
Küçük bir yara sanırım biraz dayanabilirim.
Canlı durmadı ve diğer pençesini de savurdu ama bunda kaçmayı başardım.
Sonra aşağıdan bir darbe indirdim. Dikkati dağınılmışken bir şart saplamayı da başardım.
Ama o kadar yaraya rağmen iyi görünüyordu.
Yüksek seviye bir canlı olduğunu belli ediyor.
Saldırılarından zar zor kaçtım.
Çok hızlıydı ve ağaçlardan sekerek üzerime saldırıyordu.
Onu açık bir yerde yenebilirim ancak!
Kılıcıma kara enerjiyi yükledim ve ileri doğru sakladım.
Yatay ilerleyen büyüden kaçmayı başarsa da ormanın büyük bir kesmi düzleşti.
Burada hamleleri sınırlanacak!
Düz alanda çarpışmaya devam ettik ve kılıcımı kenarı fırlatmayı başardı.
Saldırılarım tabi ki bu yüzden bitmeyecek.
Büyük bir enerji topladım ve boynunu hedefledim.
Daha önceden aldığı yaralarla oldukça zayıflamış görünüyordu. Bunu da son enerjisiyle atlatsa da yararlanmaktan kaçamadı.
Sürü giderek kazananın kim olacağını anlıyordu.
Ama dışarıdan görünenin aksine hiç iyi değildim. Zehir az gelmiş olsa da vücudum yorgun düşmüş ve ateşin yükselmeye başlamıştı.
Şimdi bırakamam! Dik durmalı ve bu laneti indirmeliyim.
Pes etmeyen canlıyla başa baş çalıştık ve sonunda onu yere devirdim.
Ölmüştü...
Sürüye baktım ve bağırdım.
-Heh bakın lideriniz öldü! Neyi bekliyorsunuz sizi de mi öldürmeliyim ha!?
Bağırışımın üzerine açıldılar ve hızla kaçmıştılar.
Caein ve Raymond'a yürüdüm.
-Bunu alın ve ışınlanalım.
Caein kafasını salladı ve canlıyı yanımıza sürükledi.
Ben Raymond'a döndüm.
-Hey bu zehri bir çeşit anti bişeysi yok mu?
-Neden?
Hafifçe kan akan çiziği gösterdim.
-Sanırım birazcık zehirlenmiş olabilirim. Hehe...
Raymond bağırdı.
-Caein hızlan! Yoksa yine hükümdar değiştirmek zorunda kalacaksınız!
-Huh?
-O! Zehirlendi!
-O zaman imparatorluk sarayına ışınlanıyorum!
-Hayır beni aldığınız ofise ışınlan malzemeler orada!
Dediklerini duydum ama bilincimin kapandığı belliydi.
Azıcık zehirlendim diye olanlara bak.
Haah... Zaten yorulmuştum. Biraz dinlenmek...iyi gelecek...
_________
Yazar:Villainesssss