True Love | Taekook ✅

By wiaophile

1.1M 93.6K 96.4K

Okulun zengin ve şımarık öğrencisi olan Jeon Jungkook, öğretmeni Kim Taehyung'un sürekli ona ceza verip onunl... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40 | Final ✅

17

33.3K 2.5K 4.4K
By wiaophile

Jungkook

Bay Kim'in evindeydim.

Bay Kim hazırlanmamı söyleyip mesaj attıktan sonra gerisi hızlı geçmişti. Üstümü giyinip bahçeye çıkmıştım o da geldiğinde mesaj atmıştı ve onunla beraber şimdi onun evindeydim.

Ailesiyle beraber yaşadığını düşünüyordum fakat o tek başına yaşıyordu.

Evi 2 katlı müstakil bir evdi.

Eve geldikten sonra bana içeride oturmamı söyleyip üstünü değiştirmeye gitmişti.

Ben ise onun köpeğiyle oynuyordum. Köpek o kadar tatlıydı ki sevmeden duramıyordum ve o da beni yalayıp duruyordu.

Bay Kim gelip hemen yanıma oturunca onun hâlâ odada olduğunu düşündüğüm için şaşırmıştım.

"Yeontan seni sevdi normalde yeni gelen kimseye sırnaşmaz böyle" gülümseyip kucağımdaki köpeği okşamaya devam etmiştim.

"Tabi sever ben Jeon Jungkook'um" demiştim kendimden emin bir şekilde. O ise dediğime kahkaha atıp egolu olduğumu söylemişti.

"Sende Jeon Jungkook olsaydın sende egolu olurdun"

"Ama değilim"

"İstesende olamazsın"

"Olmak istediğimi kim söyledi"

"Biraz daha konuşmaya devam edersen eve gideceğim"

"Sustum"

"Aferin"

Evet sürekli benden büyük olmasıyla övünen adamla kedi köpek gibi kavga ediyorduk.

"O zaman ben yemek yapmaya başlayayım, istiyorsan sende gel yardım etmiş olursun" demişti ayaklanırken.

"Olur gelirim"

"Gerçi ben senin hiç bir iş başarabileceğini düşünmüyorum ama neyse" deyip mutfağa doğru ilerlemişti. Ben ise onun arkasından hahlayıp "Ben mi hiçbir şey başaramayacağım? Sen kendi adına konuş" demiş ve arkasından gitmiştim.

Mutfağa geldiğimizde Bay Kim yapacağımız yemekleri sayarken bende ona odaklanmış onu dinliyordum. Fakat odağım kısa bir süre sonra saçlarına, biri tek biri çift olan göz kapaklarına ve ordan ellerine kaymıştı.

Bay Kim hem çok yakışıklı hem de çok güzeldi.

Ona bakarken derim bir nefes almıştım

Ellerinde takılı kalmıştım.

O uzun parmaklarında...

"Hey Jungkook, dinliyor musun sen beni? Nereye bakıyorsun? Daha bana odaklanamıyorsun bile aklın hep farklı yerlerde" O bana sitem ederken ben derin bir nefes alıp konuşmuştum.

"Of sanki ne yapıyoruz, saydığın yemekleri yapmayı bende biliyorum bir an öyle daldım işte" demiştim ona bakarak. O ise bana arkasını döndü ve malzemeleri çıkarmaya başladı.

"Derste de hep böylesin Jeon, aklın bir karış havada boş gözlerle bana bakıyorsun" demişti söylenerek.

"Dersin çok sıkıcı odaklanamıyorum" demiştim hayıflanarak.

"Bana neden bakıyorsun o zaman kafanı koy yat dikkatimi dağıtıyorsun"

"Neden dikkatini dağıtıyorum ki? Bir şey yapmıyorum sadece sana bakıyorum" demiştim sırıtarak.

"Yine de dikkatim dağılıyor bakma öyle" Elindeki kaşığı bir kenara bırakıp sırtını tezgaha yaslayarak bana dönmüştü.

"Ne oldu yoksa bana aşık mı oldunuz Bay Kim?" Onun hemen karşısına ilerleyip elimi omzuna koymuş ve hafif okşamıştım. "Eğer öyle bir şey varsa üzgünüm ama öğretmenlerime ilgi duymuyorum Bay Kim"

Elini belime koymuş ve beni kendine çekerek yüzüme yaklaşmıştı. "Senin adına üzgünüm Jeon ama zengin ve şımarık öğrencilere ilgi duymuyorum"

Elini belime koyduğunda nefesim teklemişti ve aynı şekilde yüzüme yaklaştığında.

Ama

Bir dakika

Zengin ve Şımarık mı?

"Ne? Zengin ve şımarık mı? Pardon da ne şımarıklığı mı gördün?" demiştim ondan uzaklaşıp ona bağırarak.

"İlk konuşmalarımızı hatırlamıyor musun Jeon kendinden çok emindin karşında kimin olduğu umrunda değildi"

"Hâlâ da öyle ama bu şımarık olduğu mu göstermiyor"

"Zengin olduğun doğru ama"

"Doğru, seni paramla satın alırım"

"Sonra bana şımarık değilim diyorsun"

"Zengin olduğum şımarık olduğum anlamına gelmez!"

"Ama bana göre her zengin çocuk şımarıktırda!"

Hızlı hızlı birbirimize bağırarak konuşuyorduk. Tanrı aşkına ne yapıyordu bu böyle. Hani kendini affettirmek için yapmıştı bu planı.

"Bana kendini affettirmek için bu planı yaptığını söylemiştin? Neden şimdi benimle kavga etmeye çalışıyorsun?"

"Tamam, tamam haklısın Jungkook, özür dilerim"

"Affedilmedin" deyip ona arkamı döndüğümde kahkaha atmış ve yemeği yapmaya devam etmişti.

"Jungkook hani yardım edecektin bana, trip mi atıyorsun şimdi"

"Yardım etmeme izin vermiyorsun ki" demiştim yanımıza gelen Yeontanı severken.

"Pekala, o zaman şu dolapta bardaklar olacak, bir su bardağı getir"

"Emredersin" deyip oraya doğru ilerlemiştim. Ona hâlâ kızgındım çünkü beni sinir ediyordu? Ama o benim dediğim her şeye gülüyordu.

"Bardak yok burda"

"Bir üst rafta Jungkook"

"Elim yetişmiyor"

"Aishhh cidden bir işe yaramıyorsun"

Ona tam arkamı dönüp laf söyleyeceğim sırada arkamdan gelip göğsünü sırtıma yaslamıştı ve elimin yetişmediği yerden bardak almıştı.

Hemen arkamdaydı ve ben nefessiz kalıyordum çünkü bir anda beklenmedik şeyler yapıyordu. Ondan yani yoksa başka bir şeyden değil.

Derin bir nefes alıp eski yerine dönmüştü.

"Çok güzel kokuyorsun Jeon"

Tamam

Tamam bunu beklemiyordum.

"Teşekkür ederim" dediğimde gözlerimin içine bakıp ciddi olup olmadığımı anlamaya çalışmıştı.

"Jungkook bence sen içeri geç bende yemekleri hazırlayıp geleyim hem Yeontanla oynamış olursun o da seninle oynamak istiyor baksana ayağının dibinden ayrılmıyor" dediğinde ayağımın hemen yanındaki yeontanı kucağıma alıp yeontanla beraber içeri geçmiştim.

_

Bay Kim yemekleri yapmıştı ve biz hepsini çoktan yemiştik.

Açıkcası elinin bu kadar lezzetli olacabileceğini hiç düşünmemiştim çünkü yemekler cidden çok güzeldi ona söylemek istemesemde çok beğenmiştim.

Şimdi ise içeride oturmuş Bay Kim'in film seçmesini bekliyordum.

"Ne tür bir şey izlemek istersin?" diye bana sorduğunda başta fark etmediğini söylesemde sonrasında bilim kurgu demiştim.

Elimde muzlu süt vardı. Bay Kim'in muzlu süt sevdiğini bilmiyordum ve dolaptan su almak için gittiğimde görmüştüm. Başta dalga geçmiştim ve o da bana sürekli okulda muzlu süt içtiğimi gördüğünü söylemişti. Başka atıştırmalıklarda vardı masada ve arada onlardan da yiyordu Bay Kim.

Yeontan da bir kenara kıvrılmış uyuyordu.

Geldiğimden beri sürekli yanıma gelmiş ve kendisini bana sevdirtmişti.

Onun topuyla da oynadıktan sonra yorulmuş ve uyumuştu.

Sonbahar olduğu için hava yavaştan kararmaya başlamıştı ve dışarıda yağmur vardı.

Sonbahar ve kış aylarını çok sevdiğim için şu an çok sakin ve huzurluydum.

Bay Kim'de bunu fark etmiş ve bana istersem koltukta uzanabileceğimi söylemişti.

Sonunda bir film seçip izlemeye başladığımızda o da ayaklarını masanın üzerine uzatmış ve benim gibi geriye yaslanmıştı. Onunla aynı koltukta oturuyorduk ve çok yakındık birbirimize. Filmi izlemek yerine onu izliyordum o da kendi önündeki muzlu sütü içiyordu.

Dışarıda ki yağmur hızlandığında ayağa kalkmış ve pencereye doğru ilerlemiştim. Perdeyi biraz kenara çektiğimde yağmuru görmüştüm. Bir kenara yaslanıp izlemeye başlamıştım.

Küçükken de yağmur yağdığında odamda sürekli pencere kenarında oturur yağmurun yağmasını izlerdim. Hatta pencerenin kenarına yastıklardan ev gibi bir şey yapmıştım yağmur yağdığında orda uzanıyordum.

Pencereden yağan yağmuru izlemeye devam ederken Bay Kim yanıma gelmiş ve elini belime koymuştu. Onun elini belime koymasıyla dikleşmiştim.

Cidden bunu neden yapıyordu?

O bunu her yaptığında nefesim tekliyordu ve onun anlamaması için hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.

Yaslandığım yerden ayrılıp onun hemen yanında durmuştum.

"Yağmuru sever misin" dediğinde kafamla onu onaylayıp devam etmiştim. "Beni rahatlatıyor ve kafamın boşalmasını sağlıyor" dediğimde bana dönüp bakmıştı.

"Benim için de öyle" dediğinde tekrardan pencereye dönmüştük.

"Ben küçükken ailem kavga ettiğinde şansıma hep o gün yağmur yağardı başlarda korksamda sonrasında alıştım. Dediğin gibi benim de kafamı boşaltıyor ve kulaklarım onları duymuyormuşçasına sadece yağmuru duyuyordu" Şaşkınlıkla ona bakmıştım. O da benim ona bakmamla bana dönmüştü.

Bu sefer elini yanağımda gezdirmeye başlamıştı.

Kalbim sıkışıyordu.

Bana dokunduğu her yer yanıyormuş gibi hissediyordum.

Baş parmağını yanağımda gezdirip diğer parmaklarını çeneme koyduğunda tüm vücudumla ona dönmüştüm.

Elinin şu an durduğu yer yaramın olduğu yerdi.

"Bu yara, nasıl oldu?" demişti ciddi bir ifadeyle yarama bakarak.

"Küçüklükten kalma, babam tokat attığı sıra yüzüğünün üst tarafı çarpmıştı. O da yara olarak kaldı"

Fark etmeden birbirimize çok fazla yakınlaşmıştık. Onun bir eli belimdeyken bir eli de yanağımda duruyordu ben ise ellerimi nereye koyacağımı bilememiş serbest bırakmıştım.

Aramızda nerdeyse mesafe kalmamıştı ve biz birbirlerimizin gözüne odaklanmış aramızdaki mesafeyi umursamıyorduk.

Gözlerinin gözlerimden dudağıma kaymasıyla bende onun dudaklarına bakmıştım.

Dudakları o kadar güzel gözüküyordu ki bir anda dudaklarına yapışıp öpmek istemiştim.

Burunlarımızın birbirine çarpmasıyla gözlerimi kapatmıştım.

Ve çok geçmeden dudaklarımız da birbirine değmişti.

O yavaş bir şekilde dudaklarımı öpüyordu ben ise hareket etmiyordum.

Yanağımda olan elini de indirmiş ve belimde olan elinin yanına koymuştu.

Onun bu hareketiyle bende ellerimi omzuna koymuş ve ensesindeki saçlarıyla oynamıştım.

Hâlâ birbirimizi öpmeye devam ederken aklımda olan tek soru bundan sonra ne olacağıydı.

-

Sonunda bir aşk belirtisi verdiler kriz geçirdik burda

Bu arada kitap 1K'yı geçtii
Çok mutluyum


Continue Reading

You'll Also Like

222K 22K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
69.8K 5.2K 30
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
880K 70.4K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
82.5K 6.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...