6 PAT

By sinarya00

776 262 74

Hiç utanmadan üstümdekileri çıkardım. Ben sadece sütyenle ve külotla kalırken, Kunt da boxer ile kalınca, aya... More

Sevgili Okurlar
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0

1.4

18 8 2
By sinarya00

Merhaba, yıldıza basmayı unutma.

Keyifli okumalar...

Masanın ortasında duran salatalıktan bir tane ağzıma attım. Ceyda başını eğmiş ağlıyordu. Tanıdığım en aptal, bencil insanlarlardan biri, şu an tam çaprazımda ağlıyordu. Ne komik olay değil mi?

Lami'ye baktığım an başını eğdi. Hamza bile bana bakamazken, Mahir zevk alıyor gibiydi.

''Asıl garip olansa, bunu bana Mahir'in söylemesi oldu. Çocuk resmen bana videoyu attı. Hani siz yakın arkadaştınız? Hepiniz, birbirinizin arkasından iş çeviriyorsunuz ve ben bunu sizden önce öğreniyorum. Ne kadarda acınası.'' dedim.

Mahir'in gözlerinde artık zevk değil, endişe vardı. ''Öyle bir şey yok! Bu mızmıza inanmayacaksınız değil mi?!'' Onun bu halleri beni oldukça eğlendiriyordu.

Kunt masanın üstünden, Mahir'in üstüne atladı ve onu yumruklamaya başladı. Lami ve Ceyda onları ayırmaya çalışırken, Hamza beni izliyordu. Daha fazla bu rezil ortamda durmak istemiyorum.

Evden çıkınca yağan kar bile mutluluğumu söndüremedi. Oyuna gelen benim ama üstümden bir yük kalkmış gibi hisseden de benim.

Yolun karşısına geçerken Hamza'yı evden çıkarken gördüm. Biraz durdu, bana baktı ve benim yolumun tamamen tersine ilerledi.

Bir taksiye binip mezarlığa gitmesini söyledim. Saat dörde kadar babamla konuştuktan sonra eve gitmeye karar verdim.

Pazar 19.15

Bugün kar yağışı yoktu. Bu yüzden Demirhan, annem ve ben beraber vakit geçirmek için, Demirhan'ın dağ evine geldik. Burası inanılmaz güzel. Manzaraya zaten diyecek laf bulamıyorum. İssız olan yerlerden genelde korktuğum için Demirhan şehre 20 dakikalık uzaklıkta olduğumuzu söylemeseydi burda bir dakika bile kalmazdım.

Annem ve Demirhan yemek hazırlarken, ben de sofrayı kuruyordum.

Mahir dışında hepsi ya beni arıyor ya da mesaj atıyordu. Hamza dün akşam evime gelmişti ama anneme olanları anlattığım için evde olmadığımı söylemiş. Birinci Kraliçe Gül Hanım. Tam bir hanımefendi.

Bu olaydan dolayı evden pek dışarı çıkmaz oldum. Bu yüzden, Demirhan'la daha çok vakit geçirmeye başladık. Ve onu artık bir arkadaş gibi görüyordum. Onunla sohbet etmek, vakit geçirmek hoşuma gitmeye başladı.

Demirhan'ın mutfaktan sesini duydum. ''Hilal bodrumda şaraplar olacak! Seçimi sana bırakıyorum!''

Şarabı gerçekten çok severim. Özellikle de kırmızı şarap hastasıyım. Açıkçası, bu durum beni çok fazla mutlu etti. Ta ki annemin sesini duyana kadar. ''Hemen sevinme küçük hanım! Sadece bir kadeh içebilirsin!'' Şanssızsın Hilal.

Gözlerimi devirip merdivene ilerledim. Karanlık beni geriyordu ama odamda karanlıkta oturmayı severdim. Gerçekten garip bir kişiliğim var.

Beş raflı bir kitaplık ve raflarda duran şarapları düşünün. Aralarında en göze çarpanı alırken, kapının arkasındaki duvarda, bir kapı fark ettim. Merakım bir gün başıma gerçekten bela açacak ama olsun. Bilmeden ölmek çok mantıksız.

Kapıyı açarken biraz gıcırdadı. Odada yuvarlak bir masa, 6 tane sandalye ve masanın üstünde bir defter vardı. Üstünde sadece bir tane harf vardı.

'G'

Belki de Demirhan'ın, annem için yazdığı şiirler falan vardı. Şu an okuyamam. Çok zaman kaybetmiş olurum ama muhakkak buraya geleceğim.

Yukarıya çıkıp Demirhan'a ve anneme eşlik ettim.

''Üniversite için bir bölüm belirledin mi?'' dedi Demirhan.

''Hayır ama güzel sanatlar olabilir. Çizmeyi ve bir şeyler tasarlamayı seviyorum.'' dedim.

Yemek boyunca üniversite hakkında konuştuk. Şehir dışını istediğimi söyleyince, annem üzülmüştü. Bana fark ettirmemeye çalışıyordu ama anlıyordum.

Saat 1'e doğru hepimiz odamıza çekilirken, aklıma defter geldi. Annemlerin uyuduğunu emin olunca, bodruma indim. Defter aynı yerinde duruyordu. Daha iyi görmek için telefonun ışığını açtım.

Hiç düşünmeden defterin kapağını açtım ve bunun bir günlük olduğunu anladım. Her sayfada tarihler yazıyordu ve çok karışık bir şekilde yazılmıştı.

2004 yılına ait sadece bir sayfa yazılmıştı, ondan sonraki sayfaların hepsi yırtılmıştı.

Dikkatimi çeken sayfaları okumaya başladım.

01.03.1999

Bugün okulda bir kız gördüm. Kıvırcık kahve saçlı, kahve gözlü, esmer bir kız. Meğersem okula yeni geldiği için daha önce dikkatimi çekmemiş. Şansa bak ki aynı sınıftayız. İsmi Gül. Barbaros'a, Gül'ü gösterince, birkaç dakika boyunca ona bakması, beni fazlasıyla sinirlendirdi.

10.03.1999

Barbaros'la antrenmanlardan çıktıktan sonra eve gitmek için ayrılırdık. Okulun karşısındaki bakkaldan su alıp çıktıktan sonra Barbaros'u okulun çıkışında beklerken gördüm. Sonra öğrendim ki, Gül ve Barbaros sevgili olmuş.

22.05.1999

2 aydır Barbaros'la hiçbir şekilde konuşmuyoruz. Bugün antrenmanda onu görünce daha fazla dayanamadım ve yüzüne yumruğumu geçirdim. Onun yüzünden takımdan atıldım!

17.05.2002

Bugün mezuniyet kutlaması için herkes, Taksim'deki bir eğlence yerine gitti. Sürekli Gül'ü izliyordum. Fazla içiyordu ve bir şey oldu, Barbaros ona bağırıp mekandan çıktı. Gül daha fazla içince, midesi bulanmış olacak ki lavaboya gitti. Daha fazla dayanamadım ve onu takip ettim. Kucağımda ağladığını, o ceylan bakışlarını ve inlemeleri dünyanın en güzel şeyiydi.

23.07.2004

Dün Gül ikiz bebeklerini dünyaya getirdi. İlki bendim ama o şerefsizden iki çocuğu oldu! Gül ilklere önem veren bir kız. Belki Barbaros'tan ve çocuklardan kurtulursa, beni hatırlar.

Bu son sayfaydı. Tüylerim resmen diken diken olmuştu. Bu adam yıllarca anneme takık bir şekilde yaşamış.

Meğersem babam ve Demirhan çok yakın arkadaşlarmış. Demirhan annemi beğeniyormuş ve annem, babamla sevgili olunca, resmen delirmiş. Belki de ikizimin kaybolmasında Demirhan'ın bir parmağı vardı. Siktir! Demirhan resmen ruh hastası ve annem büyük bir ihtimalle, sarhoş olduğu için Demirhan'ı hatırlamıyor.

Sayfaların fotoğraflarını çekerken, bodrum kapısının açılma sesini duydum.

Bulunduğum odanın kapısını kapatırsam, gıcırtıdan muhakkak burada olduğum anlaşılır ama kapatmasam da anlaşılır.

Fenerimi kapatıp kapının arkasına saklanabildiğim kadar saklandım. Eğer Demirhan ise işim bitti. Allah'ım lütfen yardım et. Ne olur yakalanmayayım.

Telefonum titreyince lanet ettim. Ekrana baktığımda Kunt'un aradığını gördüm.

''Neredesin amına koyayım.''

Biraz önce resmen Kunt'un sesini duydum. Telefonum tekrar titreyince açtım. ''Sonunda. Neredesin Hilal? Seni arıyorum ama yoksun.'' Resmen bodruma inen kişi Kunt'tu.

Allah'ım teşekkür ederim.

Kapının arkasından çıkınca, bana arkası dönük olan Kunt'u görünce, derin bir nefes verdim. ''Kunt?'' Sesimle ilk başta irkildi. Sonrasında ise arkasını döndü. Telefonu kapatıp ona kızgın bir şekilde baktım. ''Burada ne işin var?''

''Annenin hikayesinde burayı gördüm. Gül abla buranın konumunu atmasa, büyük ihtimalle seni bulamazdım. Hilal bak biliyorum, yaptığımız şey çok iğrenç ama seninle konuşmak istiyorum.'' dedi.

''Eve hırsız gibi girmeni açıklamıyor bu.'' dedim.

''Kaç gündür seni arıyorum, mesaj atıyorum ama bakmıyorsun.'' diye sesini yüksellmeye başladı. Belli ki bu konuşma yavaş yavaş tartışmaya dönecek.

Buradan çıkmamız gerekiyor. Biraz önce yaşadığım adrenalinden huzursuz hissediyorum.

Kunt bana doğru yaklaşınca iki adım geriledim. ''Odamda konuşalım. Sakın ses çıkarma.'' dedim.

Sessiz adımlarla yukarıya çıktıktan sonra Kunt gerizekalısının telefonu çaldı. Anında ona dönünce hızlı bir şekilde telefonu sessize aldı.

Odama girince, kapıyı kilitledim ve gece lambasını açtım. Ona döndüğüm an, yüzüne tokadımı yapıştırdım.

''Ne içindi bu?!'' Sesi fısıltılıydı ama çok sertti ve umurumda da değildi. İstediği kadar sert olsun, şu an bu durumda en haklı olan kişi benim.

''Benimle oynadığın için,'' Durmadım ve yüzüne bir tane daha yapıştırdım. 'Bu ne içindi?' der gibi bakınca, ''Bu da biraz önce ses yaptığın için.'' dedim.

Yatağa oturunca telefonumu açtım ve fotoğraflara baktım. Yazılar gayet okunuyordu.

Bu sefer salyangoz karıncayı geçti.

Bir sonraki bölümde olacaklar...

''Ne yaptığımı bilmiyordum. Özür dilerim.''

''İnsanları oyuncak gibi görmeyi seviyorsun. Sen sevilmeyi seviyorsun. Açgözlü bencil herifin tekisin. Mutluluğumu sikip attın. Canımı yakıyorsun Kunt.''

''Seni seviyorum.''

Bölüm sonu.

15. bölüm yükleniyor...

Continue Reading

You'll Also Like

69.1K 3.3K 27
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
487K 37.4K 55
Siz: canım sıkıldı Siz: o yüzdende sana yazdım Miraç: ne? Miraç: kimsin sen? Siz: anoniminim . Derste canınız sıkıldığı için okulun popüler ç...
41.4K 4.7K 24
Eşcinsel bir kurgudur.
6M 404K 84
Bilinmeyen: Portakallı olsun. Ekin: Ne? Bilinmeyen: Süt diyorum, portakallı olsun. Ekin: Hangi galakside böyle bir ürün var acaba? Bilinmeyen: Bilemi...