Limited Possession [BL] ✓

By arielsbubble

25.9K 3.5K 431

[Tamamlandı] Soğuk ve mesafeli aktör Tu Yan, babasının borçlarını ödemek için zengin ve güçlü Gu ailesinin ik... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM (FİNAL)
EKSTRA 1 (1/3)
EKSTRA 1 (2/3)
EKSTRA 1 (3/3)
EKSTRA 2 (1/2)
EKSTRA 2 (2/2)
EKSTRA 3 (1/2)
EKSTRA 3 (2/2)
EKSTRA 4 (1/1)

30. BÖLÜM

582 77 3
By arielsbubble

Tu Yan birden boşanmanın onun için bir son değil, yeni bir başlangıç olduğunu fark etti.

İlk itirafı, ilk zayıflığı... hepsi boşandıktan sonra gerçekleşmişti. Hepsi kulağa biraz saçma gibi geliyordu ama konu Gu Chenbai olduğu için doğal hâle gelmişlerdi.

Gu Chenbai ona sarılırken Tu Yan tamamen Gu Chenbai'ye yapışıktı, ikisi de sessizdi. Sarmaşıklar gibi görünüyorlardı; birbirlerine hava alamayacak kadar sıkıca sarılmışlardı. Etrafta hiç ses yoktu, sanki uçsuz bucaksız evrende sadece birbirlerine sarılan ikisi varmış gibiydi.

"Tu Bao, neden korkuyorsun?"

Tu Yan'ın kirpikleri titredi, bir süre bekledi ve dudağını ısırdı.

"Seni bu kadar üzecek ne söyledi? Söyle bana, hm?"

Tu Yan, Gu Chenbai'ye kırmızı gözlerle baktı. Bir an için mücadele etti ama sonunda pes ederek mırıldandı, "Annenin ve babanın beni kabul etmeyeceklerini söyledi."

Gu Chenbai'nin konuşmasını beklemeden, "Ailen beni sevmiyor ve onları zorla kendimden hoşlandıramam. Küçüklüğümden beri büyükleri nasıl memnun edeceğimi bilmiyorum. Muhtemelen evliliğe ve senin eşin olmaya hiç uygun değilim. Belki de başından beri yanlış yapmışızdır."

"Neyi yanlış yaptık?"

"Aslında acı çekmene gerek yoktu. Nazik ve düşünceli bir omegayla evlenseydin, şimdi bir ikilemde kalmazdın."

"Şahsen ben acı çektiğimi düşünmüyorum, peki sen neden acı çektiğimi düşünüyorsun?" Gu Chenbai parmaklarıyla Tu Yan'ın gözlerindeki yaşları sildi ve ciddi bir şekilde, "Açıkçası, dünyadaki en kutsanmış insanım," dedi.

Tu Yan'ın gözlerindeki umut keskin bir şekilde arttı, sonra çekinerek saklandı.

"Tu Bao, insanlar bencil hayvanlardır. Senden hoşlanıyorum ve bunu karşılığında hiçbir şey istemeden yapmıyorum. Benden hoşlanmasaydın ve benim için en ufak bir değişiklik bile yapmasaydın şimdiye kadar dayanamazdım." Gu Chenbai, Tu Yan'ın sırtını nazikçe okşadı, onu öpmek için başını eğdi ve sonra dedi ki, "Beni istemsizce uzaklaştırdığın her seferde gerçekten çok üzüldüm, fakat sonra anladım ki benim küçük Tu Bao'm aslında sevgisini nasıl ifade edeceğini bilmiyor. Beni kalbinde tutuyor ve sessizce benimle ilgileniyor. Bence bu her şeye değer."

Tu Yan'ın burnu sızladı. Tekrar gözyaşlarına boğulacağından korktuğu için başka yere baktı, "Kim dedi ki kalbimde-"

Ancak, kelimeler dudaklarına geldiğinde aniden durdu. Gu Chenbai'ye göz ucuyla baktı ve Gu Chenbai'nin yüzünde yumuşak bir gülümsemeyle ona baktığını gördü.

Kafasını Gu Chenbai'nin kollarına gömdü, "Artık söylemeyeceğim."

Gu Chenbai onu doğrulttu, gözlerine bakarak "Ailemle konuşacağım, korkma." dedi.

Tu Yan başını salladı, "Mm."

Gu Chenbai, asansör düğmesine henüz basılmadığını hatırladı. Tam uzanmak üzereyken Tu Yan elini tuttu ve tereddütle konuştu, "Benden ne yapmamı istiyorsan söyle. Belki iyi yapamayabilirim ama anneni ve babanı memnun etmek için elimden geleni yapacağım."

Gu Chenbai uzun süre suskun kaldı. Tu Yan, asansörün çıkacakları kata ulaştığını ve Gu Chenbai'nin dışarı çıktığını düşünerek kafasını kaldırmaya cesaret edemedi. Lakin Gu Chenbai uzanıp elini sıkıca tuttu ve yüzünü nazikçe okşadıktan sonra dudaklarını öptü.

Öpücük o kadar yoğundu ki Tu Yan'ın nefesi bir anlığına kesildi. Sanki Gu Chenbai farklı bir insana dönüşmüştü. Tu Yan'ın düşünce treni onun tarafından bozuldu, ruhu bedenini terk ederken sadece çaresizce boğulan biri gibi Gu Chenbai'nin boynunu tutabildi.

Öpüşmeleri kontrolden çıktığı sırada asansör kapıları aniden açıldı.

Tu Yan birdenbire soğuk bir rüzgarın estiğini hissetti. Bir an ürperdikten sonra hemen kendine geldi. Gu Chenbai'nin tepkisi onunkinden biraz daha hızlıydı. Tu Yan'ı kolları arasında sakladı ve yüzünü kapattı, sonra sabırsızca yan tarafa baktı. Tam küfretmek üzereyken asansörün kapısında duran kişinin ütülü takım elbisesi içindeki Gu Chaocheng olduğunu gördü, yüzü son derece iğrenmişti ve ayrıca on iki kat daha öfkeli görünüyordu.

Gu Chaocheng dişlerinin arasından bir kaç kelime söylendi, "Güpegündüz yaptığınız şeye bak, hiç utanma duygunuz yok!" Sonra sinirle arkasını döndü ve gitti.

Tu Yan kafasını Gu Chenbai'nin kollarından çıkarıp gözlerini kıstı, aynı derecede öfkeliydi, "Ne kadar sinir bozucu!"

Bu sefer Gu Chenbai'de onun söylediklerini onaylama ihtiyacı hissetti ve hemen tekrarladı, "Evet, ne kadar sinir bozucu."

"Onunla ne zaman karşılaşsam içimde kötü bir his beliriveriyor."

Gu Chenbai gülümsedi, "O zaman gelecekte onunla bir daha görüşme."

"Umarım bir eş bulamaz!"

Gu Chenbai kardeşi hakkında düşündü, "Bu pek de iyi olmaz."

Kayınpederini ve kayınvalidesini düşünen Tu Yan, bu lanetin gerçekten de biraz sert olduğunu düşündü ve sözlerini değiştirdi: "O zaman umarım gelecek yıl da yalnız kalmaya devam eder, hatta sevdiği bir omega ile tanışsa bile o kişi onu sevmesin!"

Gu Chenbai içinden şöyle dedi: Ge, sana biraz haksızlık ettiğim için üzgünüm.

Sonra Tu Yan'ın alnını yatıştırıcı bir şekilde öptü ve cevap verdi, "Peki."

Tu Yan, Gu Chenbai'nin tepkisinden çok memnun kalmıştı. Hatta ofiste yemek yerken Gu Chenbai'ye iki kaşık buğulanmış yumurta bile yedirdi.

Yemekten sonra Gu Chenbai, Tu Yan'ın gömleğinin altına uzanıp karnına dokunmadan edemedi.

"Küçük tavşanım doydu mu?"

[Ç/N: Küçük tavşan = Xiao Tu Bao]

"Hayır," Tu Yan gözlerini devirdi, "Yemek istemediğini söylüyor."

"Neden?" Gu Chenbai, Tu Yan'ın karnına uzandı ve hafif bir öpücük kondurdu.

"Çünkü ona Xiao Tu Zai değil de Xiao Tu Bao dendiğini söylüyor."

[Ç/N: Xiao Tu Zai = Küçük tavşancık/yavru tavşan]

Gu Chenbai bir an afalladı. Sonra gülerek tepki verdi, "Ah, bu babanın hatası. Baba, Tu Bao'nun annenin özel takma adı olduğunu ve ondan başka kimsenin kullanamayacağını unuttu."

Tu Yan homurdandı. Pencerenin dışındaki turuncudan kırmızıya, sonra koyu mora ve en son da koyu siyah bir gölgeye dönen gökyüzünü sessizce izlerken bacağı kanepeden hafifçe aşağı sarkıyordu. Gu Chenbai ondan birkaç metre uzakta işlerini halletti. Ara sıra telefon çağrısı aldığında Gu Chenbai'nin hoş ve çekici sesini duyabiliyordu. Zamana bundan başka bir şey olmadan devam etmek istediğini düşündü.

Gu Chenbai işini bitirdikten sonra paltosunu giydi ve Tu Yan'a elini uzattı, "Tu Bao, hadi dışarıda biraz yürüyüşe çıkalım."

Pamuk dolgulu ceketinin fermuarını sonuna kadar çekmeden önce Tu Yan'ın bir maske ve atkı takmasına yardım etti.

Tu Yan sabırsızca elini çekmeye çalıştı ama Gu Chenbai aynı fikirde değildi. Rüzgarın vücudundan içeri girmesinden korkarak Tu Yan'ın uzun atkısını ısrarla bir düğüm şeklinde bağladı.

Tu Yan, Hua Sheng binasının arka kapısından çıkarlarken Gu Chenbai'nin kolunu tutuyordu. Yavaş yavaş eve doğru yürürken yolda bir pazar meydanının önünden geçtiler. Bir sürü insan vardı, bir grup gösteri yapıyordu ve tezgah kuran birçok satıcı küçük parlak ve ışıltılı şeyler satıyordu.

Tu Yan, birinin Gu Chenbai'ye çarpabileceğinden endişelendiği için o taraftan gitmek istemedi. Tam yoldan sapacaklarken meydanın yanında elinde bambu sepet taşıyan yaşlı bir büyükanne gördü. Yoldan geçenlere elindeki barış tılsımına benzer bir şeyi tanıtıyordu ama kimse satın almıyordu.

Tu Yan muhtemelen hamilelik hormonları yüzünden son zamanlarda her zaman kolayca duygusallaşıyordu. Yaşlı büyükannenin yüzündeki hüzünlü ifadeyi görünce, üzgün ve şefkatli hissederek o tarafa doğru yürümekten kendini alamadı.

"Genç adam, bir barış tılsımı almak ister misin? Hui Yin tapınağında kutsandı." Yaşlı büyükanne Tu Yan'ın yaklaşmasını izlerken gülümseyerek konuştu.

Tu Yan içten içe bu sözlerin doğru olmadığını biliyordu.

Gu Chenbai yürüdü, Tu Yan'ın beline sarıldı ve ona "Almak mı istiyorsun?" diye sordu.

Tu Yan konuşmadı. Karşısındaki iki kişinin evli bir çift gibi göründüğünü fark eden yaşlı büyükanne hemen, "Sadece barış tılsımı değil, ayrıca kutsanmış bir kırmızı ipim de var, bir bakın, tamamen el örgüsüdür, evliliği korur. Eğer takarsanız hayatınızın geri kalanı boyunca birlikte olursunuz."

Gu Chenbai gülümseyerek Tu Yan'ın kulağına fısıldadı, "Demek Tu Bao hayatının geri kalanında benimle olmak istiyor."

Tu Yan nasıl olur da böyle bir şey düşünürdü? Anında kızardı ve yaşlı büyükannenin önerisini reddetti, "Güvenlik koruması için bir kırmızı ipiniz var mı?"

"Evet, evet, evet."

Yaşlı büyükanne çabucak sepetinden çıkardı ve Tu Yan'a verdi, "Bu güvenlik koruması için. İnsanlar için en önemli şey sağlık ve nereye giderlerse gitsinler güvende olmak değil midir?"

Tu Yan, 'sağlık' kelimesini duyunca batıl inançlı olmaktan kendini alamadı ve başını salladı, "Tamam, iki tane alacağım."

Gu Chenbai parayı ödedikten sonra Tu Yan yaşlı büyükanneden kırmızı ipleri aldı ve bir an düşündükten sonra uzattı.

"Benim için takarsan daha iyi olur, ben de senin için takarım." Tu Yan kendi kendine konuştuktan sonra başını sallayarak "Elini uzat," diye emir verdi.

Gu Chenbai elini uzattı ve Tu Yan'ın önüne kaldırdı.

"Benim güvenliğim artık senin yanında. Dikkatli ol, bir yerlere çarpıp düşme, yoksa canını bağışlamam." Tu Yan ipi Gu Chenbai'nin bileğinin etrafına doladı, sonra başını kaldırdı ve Gu Chenbai'nin onu şefkatle izlediğini gördü. Dudaklarını doğal olmayan bir şekilde seğirse de sert bir şekilde konuşuyormuş gibi yapmaya devam etti, "Anladın mı?"

Gu Chenbai başını eğdi, ona küçük bir öpücük verip, "Emrettiğin gibi." diye yanıtladı.

Sonra o da ipi Tu Yan'ın bileğinin etrafına doladı ve şaka yaptı, "Yani Tu Bao'm artık benimle kavga etmeyecek mi?"

Tu Yan, Gu Chenbai'yi utangaç bir şekilde yumrukladı ve sessizce yanıtladı, "Hayır, seni döveceğim."

Tu Yan ayrılmadan önce bir kez daha yaşlı büyükanneye baktı, bir adım atıp atmamak konusunda tereddüt ediyordu. Gu Chenbai kafasındaki bir solucan gibi ne düşündüğünü kısa sürede tahmin etti.

"Tu Bao, eğer evlilik tılsımı istiyorsan bir dahaki sefere almak için seni tapınağa götüreceğim."

Tu Yan bu sefer reddetmedi ve bir süre sonra yavaşça başını salladı.

Eve vardıklarında Gu Chenbai, Tu Yan'ı girişe bastırırken tekrar öptü. Gu Chenbai tarafından banyoya götürüldükten sonra temizlendi ve yatağa uzandı. Gu Chenbai'nin kollarında uykulu bir şekilde yatarken yorganı hafif bir şekilde kaldırdı ama aniden bir şeyin eksik olduğunu fark etti.

Kendine geldi ve hemen doğruldu.

Bileğindeki kırmızı ip kayıptı.

Gu Chenbai sabahın üçünde rüyalarından uyandı. Banyoya gitmek için kalkmadan önce yanında mışıl mışıl uyuyan kişiye dokunmak istedi ama Tu Yan'ın olması gereken yerde bir boşluk hissetti.

Bölüm Sonu.

Continue Reading

You'll Also Like

11.4K 1.7K 54
TAMAMLANDI New York Memoirs Yazar: 凌伊丶 Bölüm Sayısı: 53+3 Ekstra Tür: Smut, Yaoi, Modern,
31.7K 5K 92
TAMAMLANDI Bursting After He Transmigrated into the Cannon Fodder Omega Yazar: 宿寒屿 Tür: Omegaverse, Aksiyon, Komedi, Romantizm, Okul, Yaoi Bölüm Sayı...
81.3K 9.2K 110
Eş birinci, ülke ikinci ve koca daha az önemli. Hayatının tamamı bir savaş atına binmek ve değerli askeri hizmetleri yerine getirmekle geçti. Ama son...
227K 12.8K 134
[TAMAMLANDI] Alpha Predator 顶级掠食者 Yazar: Shui Qian Cheng 水千丞 Tür: Romantizm, Yaoi, Yetişkin, ABO Türkçe Çeviri: Maria Bölüm Sayısı: 132+1 ekstra