Merhaba, yıldıza basmayı unutma.
Keyifli okumalar...
Mahir ve diğerleri yıllardır en iyi arkadaşlardı ama her konuda aralarında en iyi olanı Kunt'u ve Mahir onu hep kıskanırdı. Kendi ailesinin sürekli Kunt'u övmesini düşünmeden duramazdı.
9. sınıftayken Mahir, Kunt'un hoşlandığı kızı öğrendi ve onunla konuşmaya başladı. Büşra, Mahir'i seviyordu ama Mahir, Kunt'u kıskandırmak için kızı kullanıyordu.
Büşra ile 3 aylık bir ilişki yaşadıktan sonra kızın babası bu ilişkiyi öğrenmiş ve kızını memleketine göndermişti.
Mahir bu durumdan dolayı yıllarca kendini suçlamış ve en yakın arkadaşı Kunt ne olursa olsun yanında olmuştu.
Sıkıntı şu ki, Kunt bunun bir başlangıç olduğunu bilmiyordu.
6 Hafta Sonra...
Geçtiğimiz 2 hafta önce Kunt ile beraber yeni yılı kutladık. Bu tarz kutlamaları saçma bulsam da Kunt'la zaman geçirmeyi seviyorum.
Bugün günlerden Pazartesi ve şiddetli bir kar yağışı beklendiği için okullar tatil.
Odamda uslu uslu radyomdan My Chemical Romance-Teenagers dinlerken, Mahir mesaj attı. Evet, egosundan asla vazgeçmeyen Mahir.
Mesajda ise sadece bir video vardı ve altında ''Parti günü sen havuza atlamadan birkaç dakika önce çekildi. Ne kadar aptal yerine konduğunu izle bakalım:)'' yazıyordu.
Videoyu açtığımda Hamza, Kunt ve Mahir çardakta oturuyordu, Ceyda ise videoyu çeken kişiydi.
''Madem ortada bir iddia var, o zaman bunu kaydetmek lazım. Kunt'un ne kadar mızmız biri olduğunu biliyoruz.'' dedi Ceyda.
Kunt kameraya öyle bir sırıttı ki, gerilmeye başladım. Hamza kamerayı hiç umursamadan sigarasını yaktı.
''Neni o mızmız kızla bir tutma. Ben lafımın arkasında her zaman dururum.'' dedi Kunt.
Allah'ım lütfen düşündüğüm şey olmasın.
''Neyse ne, ben iddiayı anlatayım. Diyorum ki, şu Hilal denen mızıkçıya güzel bir oyun oynayalım.'' Mahir'in söyledikleriyle radyoyu tamamen kapattım. Üzülmemek için videoyu kapatmak istiyorum ama benim arkamdan çevirilen işi öğrenmem gerekiyor. Videoyu asla kapatamam.
''Çocuk gibisin.'' diye konuştu Hamza.
''Mızmızlanma. Oyun oynuyoruz ve şurada bir kere de bize katıl Hamza.'' Mahir'in bağırması, Hamza'nın pek umurunda değil gibiydi
''Katılmayacağım demedim.''
''İddaa şu, aranızdan hanginiz mızıkçı kızı eve atarsa, kaybeden bir ay boyunca, kazananın kölesi olur. Buna istediği şeyleri almak da dahil.''
Tamam, beynimden vurulmuşa döndüm. Kunt ve ben...
Yani hepsi bir iddianın parçasıydı. Sikerler böyle işi.
Kendimi üstüne basılmış salyangoz gibi hissediyorum.
Ne yapacağımı bilmiyorum ve düşünemiyorum.
Bir hikayenin içindeydim ve yan karakter benmişim gibi, sanki o hikayede ilk ölmesi gereken benim gibi.
''O kızı değil eve atmak, şu an bile onunla ilgilenebilirim.''
''Yakışıklı çocuksun Kunt ama ben de kadınları iyi anlarım.''
''Bunu flörtleşmekten ileri gitmeyen çocuk mu diyor? Güldürme beni Hamza.''
Kunt ve Hamza benim üstüme iddiaya girdiler ve ben de bunu afiyetle yedim. Gerçekten zavallıyım. Kunt'a inanan bir ahmağın tekiyim.
Videodan bir anda su sesi geldi. Havuza atladığım zaman...
''Biraz önce mızmız kız havuza mı atladı?'' Mahir'in sesinden sonra video kapandı.
Gerçekten çok aptalım. Beni aptal yerine koyarken gerçekten eğleniyorlar mıydı?
Kunt şerefsizin önde gideni. Diğer üçünü sikeyim ama Kunt...
Nasıl bunu yapabildi?
Gözümün içine baka baka beni sevdiğini söylerken, meğersem oyun oynuyormuş.
Telefonu ve kendimi yatağa attım.
Sikik beyinli bir yalancının tekiydi. Bana yaşattıklarının aynısını yaşamasını çok istiyorum.
İçimden çığlık çığlığa ağlayıp eşyaları dağıtmak geliyor ama ben sadece sessiz sessiz ağlamaya başladım.
Dakikalar sonra ağlamaktan çok yoruldum ve uyuyunca belki unuturum diye düşündüm.
Salı 19.45
Bu öğrendiğim oyunu onlara asla belli etmeyeceğim ama bu Kunt'un arabasını ve Hamza'nın motorunu çizmeyeceğim anlamına gelmez.
Şu an Kunt'un evinin bahçesindeyim ve asla haberi yok. Anne ve babasının aracı kapalı otoparklarında dururken, o hep bahçeye park ediyor ve şu anda bu benim fazlasıyla işime geldi.
Hava fazlasıyla soğuk. Dün gece yağan kardan dolayı çimenler hafif karlıydı.
Cebimin anahtarı çıkarıp yapabildiğim en büyük harflerle ''Sikik'' yazmak beni aşırı rahatlattı. Siyah bebeksi arabasına güzel bir imza bıraktım ve tellerden atladım. Bu araba olayı bana asla yetmedi.
Kafasının parçalayıp arabasıyla beraber yakmak istiyorum desem çok mu canice olur?
Hamza'nın evine geldiğimde şansımı güzel bir küfür ettim. Çünkü motoru asla ortada görünmüyor.
''Hilal?'' İşte tam olarak bu. Resmen sesi gel beni döv diyor. Hamza'nın tam arkamda durması beni germekten çok eğlendirdi.
''Hamza?'' dedim.
''Burada ne yapıyorsun?'' diye soru sordu.
''Seni görmeye geldim.'' Kaç yüzün olduğunu görmek istedim yalancı pislik!
''Neden?'' Montuna ellerini sokunca, üşüdüğümü anladım. Resmen öfkeden algılarım kapanmış.
''Açık konuşacağım, şu sidik yarıştırma oyununuzu öğrendim.'' Güya, öğrendiğimi asla onlara belli etmeyecektim.
''Anlamadım.''
''Bence gayet iyi anladın.'' Ona doğru ilerleyince, biraz kamburlaştı.
Ne kadar çok kırıldığımı biliyor muydu?
Bu tiyatro gösterileri yüzünden, canımın ne kadar yandığını biliyor muydu?
Başka bir şey söylemeden önce yüzüme alaylı bir tebessüm koydum ama beni kandıran kişiye karşı bunu yapmak fazlasıyla zor. Çünkü şu anda böyle tebessüm etmek yerine, kafasını duvarlara geçirmek istiyorum. ''Oyun oynamaktan bıkmadın mı?''
''Nasıl öğrendin?''
''Gerçekten tek sorunumuz bu mu? Nasıl öğrendim...''
''Yapmadım demeyeceğim, yaptım. Özür de dilemeyeceğim, gereksiz.''
Allah'ım sen benim aklıma mukayyet ol! Dedikleriyle düşüncelerim parçalandı. Gözünde değersiz olduğumu sanmıyordum. Aramızda bir bağ olduğunu hep düşünüyordum. Bunda da yanılmışım.
Yoruldum. Anlatabiliyor muyum? Çok yoruldum.
Arkamı dönüp giderken konuştum ve sonra dört duvar arasına geri kapandım.
''Bildiğimi Kunt'a söylersen, sakın karşıma çıkma! İşte o zaman, ben bile kendimi tutamam şerefsiz herif!''
Çarşamba 12.05
Ceyda kahvaltı için hepimizi evine çağırdı. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak aşırı zor ama bekliyorum. Zamanı gelecek ve yüzlerindeki o aptal bakışı zevkle izleyeceğim.
Sofraya oturduğumuzdan beri asla Kunt'un eli rahat durmuyor. Bacağımdan yukarıya yavaşça kaydırıyor ve bundan zevk alıyorum sanıyor.
''Size bir sorum olacak. Benim üzerime oynadığınız iddiada eğlendiniz mi?''
Ortamdaki sessizliği bölen sesim oldu. Hep onlar mı bomba koyacaktı?
Lami ve Ceyda bakışlarını bana çevirirken, Mahir ve Hamza sadece dinliyordu. Kunt'un biraz önce hareket eden ile durdu.
''Ne? Neyden bahsediyorsun Hilal?'' Dedi sikik beyinli. Hala inkar etme peşinde. Bu nasıl bir yüzsüzlük?
''Duydun işte Kunt. Benim üzerime oynadığınız iddiada eğlendiniz mi?''
''İddia falan yok.'' Tabii alıştı neni aptal yerine koymayı, hala devam ediyor.
Hu hu, her şeyi biliyorum...
''Ben havuza atlamadan önce Mahir'in başlattığı, sen ve Hamza'nın oynadığı, Ceyda'nın da buna seyirci kaldığı bir iddia yok yani? Değil mi Lami?''
Kunt elini tamamen çekip kaynar olan çayı bir dikişte içti.
Lami çatalını tabağa koyup gözlerini benden kaçırdı. Biliyordu. Oyundan kesinlikle haberi vardı.
İşte salyangozlar böyle ölür. İnsanlar yürür ve hiç düşünmeden üstüne basarlar.
Bir sonraki bölümde olacaklar...
''Burada ne işin var?''
''Konuşmaya geldim.''
''Eve hırsız gibi girmeni açıklamıyor bu.''
''Kaç gündür seni arıyorum, mesaj atıyorum ama bakmıyorsun.''
Yazan>Sinarya00
14. bölüm yükleniyor...