Multimedia-> AzRiç ^*
<><><><><><><><><><><><>
Azra'nın ağzından...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Başımın ağrısıyla yavaşça gözlerimi açtım. Biraz hareket ettiğimde kasıklarıma gelen ağrıyla elimi karnıma bastırdım. Yatakta doğrulduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Başımı sağa çevirdiğimde Meriçi gördüm. Yüz üstü yatmış, beline doğru gelen pike çıplak sırtının birazını örtmüştü.
Kendime baktığımda pek farklı bir yanı yoktu. Pikeyi hafif kaldırdığımda bir siktir çektim. Çarşaf kanlıydı. Ellerimle yüzümü kapatıp hatırlamaya çalıştım. Ama en son hatırladığım şey tekila shotlarını götürdüğüm ve Meriçin beni buraya getirdiğiydi.
Şuanda gördüğüm manzaranın açıklaması yoktu. Resmen kadın olmuştum ve o anı hatırlamıyordum bile. İnanamıyorum. Allah karersiniz Meriç! Ne yapıtımda bu kadar ileri gittin?!
Yavaşça yataktan kalkıp banyoya girdim. Bir duş almam ve sakin bir şekilde dünü düşünmem gerekiyordu. Ama şu anda çok sinirliydim. Her ne kadar kocam olsada resmen sarhoşluğumdan faydalanmıştı. Açıklaması yoktu!
Sıcak suyu açıp küvetin dolmasını bekledim. Küvet dolunca yavaşça kendimi suya bıraktım. Kasıklarımdaki ağrı biraz hafiflemişti. Ama Meriçe olan sinirim geçmek bilmiyordu. Dün ne olmuştuda bunu yapmıştı?! Offf çıldıracağım ya...
Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştım. Ara ara görüntüler geliyordu ve hiç iç açıcı değildi. Beynimi biraz daha zorladığımda bazı görüntüler netleşti sadece. Off Meriç! Bunun hesabı olucak tabiki. Nasıl sarhoşluğumdan yararlandın? Offf.
Bedenim gevşemişti. Su cildimi biraz buruşturduğunda saçlarımı şampuanlayıp çıktım. Bornozu üzerime geçirip aynadan kendime baktım. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Ama Meriç ile az sonraki tartışmamıza az kaldığımızda biliyordum.
Banyodan çıkıp dolabımın karşısına geçtim. İç çamaşırlarımı aldıktan sonra turuncu şortumu ve beyaz bol tshitümü aldım. Beyaz converslerimi de alıp banyoya geri girdim.
Üzerimi değiştirip saçlarımı kurutmaya başladım. Sakinleşmeye çalışma çabalarım sürerken bir yanım Meriçten yana diğer yanım Meriçten çok uzaktı şu anda.
Kurutma işlemi bittikten sonra derin bir nefes alıp odaya girdim. Meriç üzerini değiştirmiş koltukta oturuyordu. Saçlarının ıslaklığından diğer banyoyu kullandığını anladım. Zaten saçlarımı neredeyse 1saattir kuruluyordum. Oda o sırada duş almış olmalıydı.
Bakışlarımız kesiştiğinde konuşmaya başlayan o oldu.
"Hiç birşey hatırlamıyorsun, çok sinirlisin, senden faydalandığımı düşünüyorsun. Yanılıyor muyum?" dediğinde
"Saydığın herşey doğru. " Dedim. Derin bir nefes alıp
"Neden?" Diye sorduğumda cevap vermedi. Bu beni dahada sinirlendiriyordu. Konuşup anlatmasını istiyordum. Adam ne kadar kocam olsa bile ben kendimde değilken bekaretimi almıştı!
"Meriç birşey söyle! Anlat. Anladın mı? Neden böyle oldu? Gerçekten şu anda her ne kadar kocam olsanda ben kendimde değilken bekaretimi alan biri gibisin gözümde! Ve bu beni çıldırtıyor. Anlat. Hiçbir bok hatırlamıyorum! Sadece beynimde oturan şey senin sarhoş birinden faydalandığın... Lütfen böyle olmadığını söyle! Şu hatırlamadıklarımı hatırlamamı sağla. Anlat artık ya!" Diye sinirle konuştuğumda ayağa kalkıp yanıma geldi ve aynı benim gibi konuşmaya başladı.
"Ne duymak istiyorsun?! Kendime hakim olamadığımı mı? Yoksa sarhoş birinden faydalandığımı mı? Ne?!" Diye sinirle bağırdı. Adama bak ya?
"Ne mi duymak istiyorum? Herşeyi! Anlatki şu iki saatte düşündüğüm, kurgularının şeylerden kurtulayım!"
"Duymak istediğin bumu? Tamam. Anlatıyorum. Çok sarhoşutun. Eve getirdim seni. Yatağa yatırdım. Sen fazla istekliydin. Ister İnan ister Inanma ama senin bu kadar istekli olman ve benim sabırsızlığım sonucu olan birşey bu! İnan ya da inanma!" Deyip geri oturduğu yere gitti.
Bu kadar basit miydi yani? Asla. Bence biraz durgun kalalım ha?
Arkamı dönüp odadan çıktım. Kapıyı kapatıp kapıya yaslandım. Canım yanıyordu. Onunla tartışmamızdan. Bana bağırmasından. Bu kadar agrasif olmasından. Canım yanıyor...
Aşağı indiğimde endişeyle bana bakan Nurten ablayı gördüm. Tabiki o kadar bağırmıştım sonra kadın endişelenecek. Ama benim canımın yandığı kadar kötü değil.
Gerçekten bana bağırmasını istemiyorum. Yanan gözlerimi konsoldaki bibloya diktim. Titreyen çenemden dolayı ağzımı açtığım için bir hıçkırığa engel olamadım. Tekrardan Nurten ablaya baktığımda gözlerinin kızarık olduğunu gördüm. Kafamı yana eğip gözlerimi kapadım ama bu seferde iç çekişime mani olamadım.
Gözlerimi açıp en çok ihtiyacım olan şeyi yaptım. Hızla Nurten ablaya sarılıp kafamı boynuna gömdüm. Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen sardı kollarını. Gözyaşlarım omzunu ıslatırken fısıltı gibi çıkak sesimle
"Bana b-bağırması çok c-canımı yakıyor." Dedim.
"Özür dilerim.." Sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Arkamdaki adama bakmak istemiyordum. Nurten abladan mecburen ayrıldıktan sonra ellerimle gözlerimi sildim. Mecburen arkamı döndüm ve Kapıya doğru ona bakmadan yürüdüm. Kolumu tutan eli nedeniyle durmak zorunda kaldım.
"Azra.. Sana doğruyu söylüyorum. Ama inanmayacağını biliyorum."
"Bağırmanı gerektirecek birşey yoktu." Dedim titrek sesimle.
" bir anda oldu." Dedi.
"Bırak lütfen.." Deyip kolumu çekmeye çalıştım ama canımı acıtacak kadar çok fazla sıkmaya başladı birden.
"Canımı acıtıyorsun. " Diye tısladığımda
"Yeter artık. Özür diledim ya. Neyi zorluyorsun?!" Diye bağırdığında
"Bana bağırma!" Diye bende bağırdım.
"Ahhh!" Diye bağırıp beni duvara itti. Sırtımın acısıyla inledim ve elimi sırtıma götürdüm.
"Azra beni fazlasıyla sinirlendirdiğin farkında değilsin!" Dediğinde
"B-bence biraz uzak kalmalıyız."deyip çıktım salondan. Arkamdan
"Gel buraya!" Diye bağırınca koşarak kapıya ulaştım. Gitmem gerekiyordu. Canımı fazla yakıyor! Kapıyı açıp koşarak bahçeye çıktım. Irmak ve Selim de bahçeye giriyordu. Kahretsin! Kimsenin bu halde beni görmesini istemezdim.
Irmak ve Selim endişeyle yanıma gelirken Meriç kapıdan çıkmıştı. Onu görünce direk arabama koştum. Kapıyı açıp arabaya bindim hemen. Selim
"Olum ne yapıyorsun?" Diye Meriçe hitaben konuştu. Irmak da Meriçe birşeyler diyordu.
Arabayı çalıştırıp çıktım hızla ordan. Meriçte kendi arabasına biniyordu. Kahretsin ki bir Porsche ye kafa tutamazdım. Offf!
Bizim yalıya gidemezdim. En cazip yer Deniz ve Emre. Deniz buraya bayağı bir uzak olduğundan Emreye gitmek en iyisi.
Arabayı Emre'ye getirdiğimde Meriçin beni kaçırmasının tek sebebi kırmızı ışık ve önünde birkaç araba olmasıydı. Yoksa kırmızı ışığı asla umursamaz!
Arabayı park edip aşağı indim. Kapıdaki görevli beni görünce
"Azra hanım iyi misiniz?" Diye sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım. Kim bilir ne haldeydim?!
Kapıyı açan Esine başımla selam verip içeri girdim. Emre bu saatte uyuyodur kesin ama annesiyle babası uyanıktır. O nedenle hızla merdivenlerden çıkıp daldım Emre'nin odasına.
Ah paşamız yatağa kız atmış gene. Pislik. Biraz eğlence iyi gibi ha?
Kızın saçından tutup yataktan kaldırdım. Kız bir çığlık atınca ağzına birtane yapıştırdım. Pis sürtük. Kardeşimin yatağına girmiş. Kızın elbisesini üzerine fırlatıp
"Giy!" Diye tısladım. Emre'nin pantolonunun cebindeki cüzdanından biraz para çıkarıp attım kızın üstüne. Kız üzerini giymişti. Parayıda aldı tabi hemen.
"Şimdi sus ve beni izle. Yoksa seni şuracıkta boğarım. Çok sinirliyim!" Dediğimde kız hızla başını salladı.
Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı indirdim kızı. Hızla dış kapının oraya gelip açtım kapıyı. Kızı dışarı savurup
"Siktir git şimdi!" Diye tısladım. Kapıyı kapatıp ellerimi çırptım. Pis sürtük. Arkamı döndüğümde Emre alayla bana bakıyordu.
Ama tabiki bu halimi görünce hızla yanıma gelip
"Ne oldu lan?" Deyip sarıldı. Tabi olanlar aklıma gelince engel olamadığım yaşlar akmaya başladı.
"Emre biraz burda kalsam olurmu?" Diye sorduğumda
"Bunu sorduğuna inanamıyorum da önce ne olduğunu anlat. " Dediğinde başımı tamam anlamında salladım.
Odasına çıkıp önce banyoda şu tipimi düzelttim. Sonrada olanları anlattım. Ben bile inanamıyordum. Bana karşı hiç bu şekilde olmamıştı. Ama son günlerde bir gariplik vardı. Olanları anlattığımda Emre harbi çok sinirlendi. Bana gerçekten çok değer veriyordu. Ikinci abim :)
Kahvaltıyı ettikten sonra Emre'nin odasına çıktık gene. Bu sefer Emre konuştu.
"Bak Azra.. Meriçte bir erkek. İhtiyaçları var ve bu her ne kadar kötü olsada dün kendini tutamaması Bnce çok sorun değil. Sonuçta siz evlisinin yni ne bileyim işte. Senin kararın.." Deyip kafasını kaşıdı.
"Bilmiyorum Emre. Zaten şu son günlerde bira farklı davranıyor. Birşeyler oluyor belli ama ne? Hemde ban bağırması çok koyuyo. Anla biraz." Dediğimde
"Sende onu anla bence. Hem sen bira istekliymişsin anlatrığına göre."deyip güldüğünde
"Çok kötüsün Emre ya.." Deyip bende güldüm.
•Bir hafta sonra x. •
Aradan bir hafta geçmişti. Ve ben bu bir hafta Emrelerdeydim. Emre de uzun bir süredir kalmıyordum. Zaten kaldığımda en az bir ay duruyordum. Yani ailesi için normaldi.
Evet annem ve babam çok ön yargılıydılar. Deniz ve Almira ile 2 kez görüşmüştüm. Bu günde Selim'le buluşacaktım. Ne anlatacaksa artık? Onun haricinde okula gidip geldim işte.
Ha Meriç? Ahh Meriçi bugüne kadar bir kez görmemiştim. Bu canımı sıkıyordu. Ne yaptığını merak eyordum. Acababaşka bitimi var? Bizim evdemi? Bizim evde değilse nerde? Oha başka kadınlarda kendini avutuyor kesin ha? Off diyom ben amk.
Dolabın karşısına geçip -sormayın Emrelerde kıyafet dolabın mı var diye çünkü var. Yani Deniz ile burda kalırken bazı kıyafetlerimizi bırakıyorduk ondan.- siyah kot şortumu aldım. Üzerine ise lacivert Minions'lu bol bir t-shirt aldım. Deniz'in bıraktığı siyah vansları da ayağıma geçirdim. Üzerimi değiştirip eyeliner-rimek ikilisini uyguladım. -sormayın artık onlarda var. Yani makyaj malzemeleri- ve hazırdım.
Aşağı inip Emrelere çıkacağımı söyledim ve villadan çıktım. Arabama binip Selim ile buluşacağım yere doğru sürdüm.
Kısa süre sonra Sewtq Cafe'nin önünde durdum. Arabayı park edip Cafe'ye girdim.
Gözlerimle Selim'i aradığımda cam kenarında oturduğunu gördüm. Yanına gidip sandalyeye oturdum.
"Günaydın Azra.." Dediğinde
"Günaydın. Hayrola bir sorun mu var?" Dedim. Bana
"Aslında var. Konu Sizsiniz Azra. Evet seni o gün orda gördüğümde Meriçe bayağı bir sinirlendim ama anlatınca hak verdim doğrusu. Siz evlisinin Azra. Aslında son günlerde Meriç deki değişikliği fark ermişsindir. Bunun nedeni Caner piçi. Onun bu kadar sessiz kalmayacağını oda biliyordu ve bu nedenle araştırıyorduk. Yani anlayacağın sen içkiden kaynaklı biraz fazla cesurdun herhalde. Ayrıyeten Meriçte içkiliydi. Sonuç:olan bu. " Dedi. Bir nefes verip
"Aslında hakkı gibisiniz. Yani Emrede biraz konuştu benle. Bilemiyorum. Hadi yaptıklarını geç bana bağırması hatta beni hırpalaması canımı sıkıyor." Dediğimde bana
"Gidip konuşmalısın. Onun
gelmeme sebebi aslında biraz sensin. Seni kırdığının farkında ve bu nedenle ayrı kalmak belki iyi gelir kafasını yaşıyor." Dediğinde
"Biraz düşüneceğim." Dedim. Sonrada kahvaltıyı spariş ettik.
•Bir hafta sonra x.. •-farkındayım bir hafta sonralardan bıktınız-
Son bir kez öğürdükten sonra sifona bastım. Klozetin önünden kalkıp ellerimi ve ağızımı yıkadım.
Banyodan çıktığımda Emre
"Azra bu ne iki gündür? Hatamısın?" Dediğinde
"Sanırım ya.. Bilmiyorum Emre midem bulanıyor işte." Dediğimde Emre
"Azra sakin ol ama sakın hamile olmayasın?" Dediğinde rahatça
"Yok yok %1 bile ihtimal yok. Çünkü korunuyordum. Yani ne kadar biri ile sevişmeyeceğimi biliyordum ama bunun sapığı var, tecavüzcüsü var, var da var. Yani ne bileyim kullanıyordum işte. Hamile değilimdir." Dedim. Bana
"Kafana sıçıyım senin kızım. Hangi aklı ysşıyon sen? Neyse o zamn bir doktora gir mal sonra banada geçirirsin.." Dediğinde
"Hahaha. Çok komik. Zaten bugün gidecektim. Bir ilaç versin bu ne amk?!" Dedim. Bana
"Istersen ben bırakayım?" Dediğinde
"Yok yok. Neyse üzerimi değiştirip çıkayım ben.." Dedim.
Sonrada dolabın karşısına geçip şortlu kot tulumumu ve yarım kısa kollu beyaz sar badimi giydim. Ayağıma ise beyaz converslerimi geçirdim. Eyeliner-rimel tabiki sürdüm. Saçlarımıda yandan örüp, telefonumu aldım ve aşağı indim.
Emreye
"Ben yorum. B'ye" deyip gö kırptım ve evden çıktım.
Kısa sürede hastanenin önünne geldim ve kendi doktorumun yanına gittim. İçerine bir hasta olduğundan yarım saat bekledim. Sıra bana geldiğinde içeri girdim.
Seval Hanım beni görünce
"AA hoş geldin Azracım. Nasılsın?"
"İyiyim. Şey aslında bira hastayın sanırım." allahım neden bu kadar malca konuştum ben?
Gülüp
"Neyin var canım?" Dedi. Ona
"Bazen başım dönüyor ama kimseye söylemedim. Biliyorsun ağır birşey atlattım. Endişeleniyorlar. Ayrıca midem çok bulanıyor. Çıkarıyorum haliyle." dediğimde
"Evlendiğini duymuştum. Yani hamile olabilirsin biliyorsun değil mi?" Dediğinde
"Yok yok. Yani ben hem korunuyordum. Yani şey için değil. Ben evlenmeden öncede korunuyordum yani. Ondan olmaz dimi?" Diye saçmaladığımda
"Olsun biz gebede bir bakalım. Eğer değilse bazı ilaçlar verceğim. Bakmazsak ve hamile çıkarsan bu ilaçlar bebeğe zarar verir." Dedi.
"Yok yok istemiyorum."
"Hadi Azra gel benimle." Dediğinde mecbur Sedyeyle uzandım. Tulumun üst tarafını aşağı indirip t-shir ümü yukarı sıyırdım.
Sıvı şeyi sürdüğünde kahkaha attım. Çok gıdıklandırıyordu.
Yarım saat sonra karnımı temizleyip üzerimi düzelttim. Tekrar sandalyeye oturduğumda
"Ee varmı bebiş?" Dedim. Bunu alayla söylemiştim. Çünkü emindim. Olmadığına. Ama aldığım cevapla kas katı kesildim.
"Evet canım. Hamilesin. Tebrikler..."
__________________
Inşallah beğenmişsinizdir. Şini seviyorum. Oy ve yorum bekliyorum.
Sizce Azra'nın hamile kalması iyi oldumu? Ne düşünüyorsunuz?
Neyse oy&yorum lütfen...
Muck muck 😄