star lost, minsung ✓

By kenyusiimii

198K 22.6K 13.4K

ben kayıp bir yıldızdım, yerimi bulmamı sen sağladın. More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7 M'
1.8
1.9
2.0
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0 F' ❣︎

2.1

5.2K 664 283
By kenyusiimii

Annesi iyileşiyordu, mutlu bir ilişkisi vardı, kendisi ve arkadaşları iyiydi, Jisung bunları düşündükçe gerçekten iyi hissediyor, gülümsemeden edemiyordu.

Yatak odasındaki aynasının önünde mühürüne bakarken dudağını ısırdı gülüşünü tutmak adına, parmak uçları usulca mühürü okşarken midesinde o garip hissiyatı veren duyguyu hissetti, toplumlarına göre mühür güç gösterisi olarak yapılırken Minho'nun onu o niyetle mühürlemediğini biliyordu. Keza evlendiği alfaya her detayıyla aşıktı.

İnce detaylarda takılıyor, kendisinin de bizzat anlamları orada aramasını istiyordu.

Parmakları mühürden çekildiği sırada aniden arkasından sarılan alfa ile gülerek yerinde zıplamış, Minho onun boynuna bir öpücük bırakmıştı. "Günaydın!" deyip kolları arasında ona doğru döndü Jisung.

Minho gülümsedi. "Günaydın. Kahvaltıyı hazırladım ama gelmeye niyetin yok gibi."

Bu lafı Jisung'a kahkaha attırdı. "Mühüre bakıyordum, dalmışım," deyip açıkladığında Minho kendisi de aynaya doğru döndü ve ensesine doğru kayan kendi mührünü inceledi, Jisung dün gece ısırdığı yere bakıp üstüne hızla bir öpücük bırakmış sonra da Minho'dan önce koşarak aşağı inmişti.

Toplumda genellikle baskın taraf mühürleyen kısım oluyordu ama omegalar da alfaları mühürleyebiliyordu ve dün Minho bunu bizzat kendisi teklif etmişti.

Jisung, Minho'nun hazırladığı kahvaltıya gülüp kendilerine birer içecek koyduğu sırada üstündeki tişörtü çıkartmış olan alfa da aşağı iniyordu. Minho yanına varıp dudaklarını yanağına bastırmış "İyi misin?" diye sormuştu ki Jisung başını salladı.

Kalçasında bir ağrı vardı ama aham şaham büyütülecek kadar da değildi elbette, bu yüzden iyi hissediyordu. "İyiyim balım!" deyip alfanın dudağına minik bir öpücük bırakıp elindeki bardakları da masaya yerleştirmiş, oturmuştu.

Minho sırıttı, o iyiyse güzeldi.

Beraber kahvaltı ederlerken Jisung aklına gelen şeyle "Havalar soğuyor," dedi. "Tamamen soğumadan bahçede bir akşam oturması yapabilir miyiz yoksa o güzel bahçede oturamamak içimde kalacak."

"Sen istersen neden olmasın," diyen Minho onun gülmesini sağladı. Anında uzanıp "Yerim seni!" diyerek dişlerini yanağına geçirmiş, yanakları şiş yemek yiyen alfa şaşkınca ona bakarken gülmüştü.

Omega kendi bacaklarını alfanın bacakları üstüne uzatmış, oturduğu sandalyede yayılırken içindeki ona bu kadar güzel hissettiren o hisse cidden bir isim veremiyordu.

Gözlerinin önüne Minho ile kafede randevu için buluştukları, ilk defa cidden ikisi için farklı bir durum ortada varken gözlerinin buluştuğu anı düşüyordu ve şimdi evlerinde, evlenmiş oldukları gerçeği zamanın hızlı geçtiğini gösteriyordu ki şimdi fark ediyordu hızlı geçtiğini, düne kadar zaman neden geçmiyor diyordu fakat şimdi bir farkındalık basmıştı.

İkisi yatak odasını toplayıp kalan tek tük eşyalarını yerleştirirken Jisung takılarını düzenlemeyi bitirip yatağa oturdu ve gözlerini ayakta gömleklerini dizen Minho'ya dikti.

"Biz cidden evlendik Min."

Alfa güldü. "Evet bebeğim, cidden evlendik. Dün bu saatte nikaha yetişmek için hazırlanırken şu anda evimizdeyiz ve aylardır süren o kaos sonunda bitti." Kıkırdayıp gömleğini astı. "Çok aşktan arada ben de bir düşünüyorum harbiden evlendik mi ya diye, o yüzden çok umursama."

Onun bu cümlesi omegaya büyük bir kahkaha attırdığında Minho da gömleklerini asmayı bitirmiş, dolabı kapatmıştı. Yatağın etrafında dolanıp kendi tarafına uzandığında Jisung dönerek hızla üstüne çıktı.

"Öyleyse artık uyuyabilirsin!"

Minho kıkırdadı. "Evet uyuyabilirim, birkaç güne mezun oluyorum. Okul geçti, düğün geçti, sadece şirket ile uğraşacağım." Eli üstünde yatan eşinin beline dolandı ve onu tek hamlede yatağa yatırdı. "Bir de güzel eşimle!"

"Ya!"

Jisung kahkaha attı. "Yorucuydu ama güzeldi."

"Öyleydi cidden," dedi Minho kabul ederek. "Bazen iki saatlik uyku ile dolaşsam da şimdi geçti diye düşünüp sana bakıyorum ve diyorum ki, değmiş."

"Ama şimdi sen böyle dersen ben ağlarım." deyip anında duygusallığını belli eden Jisung ona kahkaha attırdı, Jisung ise buna takılmadan ellerini üstünde duran Minho'nun yanaklarına koyup kendine çekmiş, dudaklarını dudaklarına bastırmıştı.

Ona derin bir öpücük verdi, Minho gözlerini kapatıp başını yana eğdiğinde omega onun alt dudağını kavrayıp kollarını kaldırarak boynuna sarmış, parmaklarının saçlarına dolanmasına izin vermişti.

"Çok aşığım sana," diyerek geri çekildiğinde Minho "Ben de sana güzelim," deyip bir öpücük daha bırakmış ve kolları ağrıdığı için kendini yana atmıştı hızla Jisung'un üstünden. Cüsse farkları yüzünden eşinin onu taşıyabileceğini pek düşünmüyordu.

Jisung kafasını kaldırıp göğsüne koydu, bir bacağını da Minho'nun üstüne atmış, alfa onun bacağını okşarken iç çekmişti. "Chan hyung ve Jeongin'i de evlendirseydik iyiydi ya."

"Jeongin daha küçük."

"Yuh, benden sadece beş ay küçük." deyip ona baktı omega. "Ben de mi küçüğüm hı?"

"Şimdi şöyle ki..." diyen alfa tıkanırken Jisung onu mağlup etmesi ile gülümsedi. "Hiç boşuna açıklamak için uğraşma, Chan hyung evlenmeden rahat yok bana."

Minho ona baktı. "Chan'dan önce bence sen Hyunjin'i evlendir tüm dünyanın daha iyi bir yer olması için, alfa türleri tehlikede."

"Yok aşkım, onu Seungmin halletti bile."

Jisung rahat rahat konuşup bu meseleyi hiç umursamadığında alfa ona gülmüş ardından da okşadığı bacağından tutarak eşini tamamen kendi üzerine alıp sıkıca sarılmıştı. "Yapacak işimiz yok, uyuyalım bari." dedi. "Akşam da bahçeye çıkarız."

Bu mantıklı bir fikirdi, Jisung anında onay verip kendisini alfanın kokusu eşliğinde uykuya bıraktığında Seungmin de gözlerini gelen sesler ile açmış, odanın kapısını kapatıp içeri giren Hyunjin'e dikmişti.

"Uyanmışsın," diyen alfa ile başını salladı ve oturur bir hale geldi. Hyunjin ise birkaç adımda ona doğru ilerleyip kafasını eğerek dudaklarını dudaklarına bastırmış, Seungmin elini yanağına atıp öpücüğüne karşılık vermişti.

"Günaydın bebeğim."

"Günaydın." deyip merakla gözlerini Hyunjin'in elindeki torbalara dikti. "Onlar ne?"

"Otelin mağazasından sana ve kendime kıyafet aldım. Bedenlerimiz aynı diye direkt kendime uygun olanı seçtim."

Sırıttı. "Sevdim bunu." Elini kaldırıp alfanın yanağından makas aldı. "Aferin sana alfacık."

Hyunjin onun elini itip gülmüş hala çıplak olan üst bedenine hayran bir şekilde bakıp kendi üzerindeki kıyafetleri çıkarmış ve aldığı kıyafetlerden geçirmişti, Seungmin de üstünden yorganı atıp torbalara uzandı.

Gri eşofman ile lacivert tişörtü giyip esnemiş, ayağa kalkmıştı. O odadaki banyoya gidip yüzünü yıkadıktan sonra geri döndüğünde gözleri tekli koltukta yayılarak oturmuş ve sırıtarak onu izleyen alfayı buldu.

'Ne oldu' dercesine göz kırpıp yatağa oturduğunda Hyunjin sırıtışını büyüttü. "Bunca zamandır tüm laflarına rağmen seke seke yürümen beni güldürdü betacık."

Seungmin bu lafla altta kalmadan sırıttı. "Bir dahakine de sen sekersin, sıkıntı yok."

"Senden gelecek her şeye okeyim ben."

Aksaya aksaya ona yürüdü Seungmin ve ardından da tek dizinin üzerine oturdu, anında alfanın eli beline dolanırken çenesini tutup dudaklarına bir öpücük bırakmış, geri çekilmişti. "Acıktım."

"Gelirken söyledim, birazdan servis gelir."

"Güzel."

"Öyleyse bizi konuşalım."

Kaşlarını kaldırdı beta. "Biz?"

Hyunjin ona yaklaştı ve gözlerine baktı. "Lafı dolandırmayacağım, sevgilim ol."

Bu alfa...

Seungmin anında kaldırdığı yumruğunu onun omuzuna geçirdiğinde Hyunjin inleyerek "Acıdı ya!" diye bağırmış, ona bakmıştı. "İnsan kıyamaz falan sen direkt tüm gücünle vuruyorsun, şaka mıdır?"

"İlk önce o cümlene dikkat et," diyerek alfaya ayar verdi. "Sevgilim ol değil, olur musun diyeceksin angut ve ben bir duygu tercümesi göremedim, duvara mı konuşuyorsun?"

Uyarıyı alan Hyunjin kendi cümlelerini toparladı ve çenesinden tuttuğu betanın dudaklarına bir öpücük bırakırken "Özür dilerim," dedi ilk çekildiğinde, devam etti. "Seni seviyorum bebeğim ve bu tahmininden katbekat fazla bir sevgi, inan bana ayrıca cümlemi düzeltiyor, sorumu soruyorum, sevgilim olur musun?"

Seungmin bu laflarla beraber keyifle gülümsedi, burnunu Hyunjin'in burnuna sürterek "Aferin," demiş, eklemişti. "Ben de seni seviyorum alfacık, teklifin kabul edildi."

"Bunun şerefine gidip bir tur Yunho'yu dövebilirim."

Tam da o an kapı çaldı, Hyunjin ayağa kalktı. "Ama önce kahvaltımı etmem lazım."

Beta arkasından ona gülerken de o da kıkırdayıp kapıyı açmaya gitmişti.

Akşama doğru Jisung ve Minho da sabah sözleştikleri gibi bahçeye çıkmak üzere hazırlanmışlardı. Omega alt katta kendilerine kahve yaparken omuzlarına bırakılan hırka ile arkasını dönmüş, alfa getirdiği hırkayı onun üzerine adeta bir çocukmuş gibi giydirmiş, fermuarını çekmişti.

"Hava soğuk," diyerek bunu yapma nedenini açıkladı ve kendi hırkasını da üstüne giydi. Jisung ona gülümsemiş, kupaları kavramıştı. Beraber terliklerini giyip salondan bahçeye çıkmışlar, merdivenleri inip ledlerle aydınlatılmış alana varmışlardı.

Beraber koltuklara otururlarken Jisung vücudunu Minho'nun vücuduna yasladı ve bacak bacak üstüne attı keyifle.

"Oh, sonunda hayal ettiğim şu anı gerçekleştirebildim." Kahvesinden bir yudum aldı. "Mis gibi mis."

Esen rüzgar şort giymesinden dolayı bacaklarına vuruyordu ama pek umurunda değildi ama o umursamasa bile eşi kalkıp "Geliyorum şimdi," diyerek içeri girmiş, birkaç dakika içerisinde de elinde ince bir battaniye ile geri dönmüştü.

Jisung'un bacaklarına örtüp hava girmesini engellerken "Aşk mısın sen," deyip ona baktı omega. Kendi üstünden alfaya doğru da attı battaniyeyi. "Bence bu kadar kibar olman gerçek değil ve ben şu an rüyadayım."

Minho onun burnunu sıktı. "Sadece sen nasıl bir eş istiyorsan ben de öyle davranmaya çalışıyorum tamam mı," demiş, işaret parmağı ile ona bakan eşinin burnuna vurmuştu. Güldü. "İç o kahveni şimdi, soğuyacak."

Omega kahvesini içmeden önce uzanıp boynuna bir öpücük bıraktı sonra da kupasını tutup geri kahvesini yudumlamış, başını omuzuna bırakmıştı. Onlar sessizce otururken havanın soğuk olması pek umurlarında değildi.

"Şu an rahatladığımı hissediyorum." dedi alfa uzun bir süreden sonra. "Evimizdeyiz, sen varsın, beş dakika sonra çalacak bir telefon ve beni şirkete çağıracak kimse yok, yarın yine sakin bir sabaha uyanacağım ve gece seninle uyuyacağım. Sanırım deliriyorum, şu an her şey çok güzel."

Sözleri bitince güldü fakat bir ses gelmeyince kafasını çevirdi, omuzunda uyuyakalan omegayı fark etti. Anında gülüşü büyüyüp kıkırdamaya dönerken "Evet delirdim," demiş sonra da kalkıp battaniyesi ile beraber onu kucaklamıştı.

Eve doğru yürürken ise başını sallayıp gülüyordu, cidden bu kadar sakinlik ve mutluluk ona delirdiğini hissettiriyordu.

***

12:45 mimho... Star Lost'un genç versiyonu
Delireceğim... Delirdim haha

Continue Reading

You'll Also Like

7.6K 1.1K 7
"..Kimi zaman da ölümsüz aşkın kahramanı olur anemonlar." │05 - 07 Eylül 2020
16.4K 2.5K 18
Korsan Lee Minho Prens Han Jisung
182K 18.6K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.